1. Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olmaya en uygundur?
A) Yeni öykücüler arasında Türkçeyi bütün güzelliği ile kullananlar var.
B) Başka öykülerini de dergilerde okumuştum ama bunu hepsinden güzel buldum.
C) Bunda, tiplerin çok canlı, öykülerinin otobiyografik olmasının da etkisi var.
D) Bir bakıma, bu son iki kitabı birer dil olayı olarak değerlendirilmelidir.
E) Birçok yeni öykücünün, buna gereğinden fazla önem verdiğini gördük.
(ÖSS 1987)
2. Zamanının çoğunu kasabanın dışındaki kulübesinde geçirir. Yazın bağda, kışın küçük zeytinlikte durup dinlenmeden çalışır. Bir gün bile halinden şikâyetçi olmamıştır.
Bu parçada sözü edilen kişi İle aşağıdakilerden hangisi arasında en çok benzerlik vardır?
A) Kızgın güneşte, yağmur altında eviyle tarlası arasındaki dik yokuşları, kayalık yolları zorlukla aşardı.
B) Pamuk tarlalarında çalışmak üzere yola koyulmuş, bin bir güçlükle Çukurova’ya varmıştı.
C) Kendi yarattığı küçücük dünyasında yaşayan, doğayla içice olmaktan mutluluk duyan çalışkan bir gençti.
D) Çocukluğundan beri şehirlere alışamamış, kendi köyündeki insanlarla bunların yaşama biçimi arasında farklar olduğunu görmüştü.
E) O, bir sur harabesi üzerinde çıkan yabani incir ağacı gibi biraz sıkıntılı ve şekilsiz fakat özgürce büyüyüp gelişiyordu,
(ÖYS 1994)
3. (I) Ortaokul yıllarımda arkadaşlarla dersten çıkar çıkmaz, okulumuzun bulunduğu tepeden İner, güzelim gül bahçeleriyle çevrelenmiş evlerin Önünden geçerek kıyıya koşardık. (II) Dalgalarla oynarken içimizden biri bağırırdı: “Yunuslar geçiyor!” (III) Sonraları hangi denize baksam, böyle bir sürü halinde geçen yunuslar canlanırdı gözlerimde. (IV) Açıklardaki tek bir yunusu fark edip sevinç çığlıkları atanları gördükçe gerçekten çok etkilenirdim. (V) Yıllarca yunusların sürü sürü gözlerimin önünden geçtiğini, zamanın hepimizi, az rastlanan anların son tanıklarına çevirdiğini nasıl anlatabilirdim onlara?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yakınma söz konusudur?
A) I. B)ll. C) III. D) IV. E)V.
(ÖSS 2005)
4. Aşağıdaki dizelerin hangilerinde yorum söz konusu değildir?
A) Alabildiğine insan kalabalığı vardı
Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
B) Bir ılık güz öğlesinde
Şanlı haki urbası üstünde.
C) Koymuştu kılıcını içine kınının
Yürüyordu arasında sevgili halkının
D) İzmir’e girişini Atatürk’ün
Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
E) Işıktı sevinçti türküydü
Görseydiniz o resimde Atatürk’ü
(ÖSS 1999)
5. Ailede tüm yükümlülükleri üzerlerine alan, çocuklarını her türlü sorumluluktan uzak tutan anne babalar ………… bireyler yetiştirirler.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) her bakımdan kendilerine benzeyen
B) işini seven, görevlerinin bilincinde olan
C) bulundukları her ortama kolayca uyum sağlayan
D) karşılaştıkları güçlükleri yenmek İpin her türlü yola başvuran
E) yaşamını biçimlendiremeyen, başkaları tarafından yönetilmeyi bekleyen
(ÖSS 2001)
6. (I) Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve ilgilerine göre seçmek gerekir, (II) Yatak başında, kitapları okurken çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve duygularını değişik açılardan yansıtır (İli) Bir kitap kahramanının hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da düşündürme onlarla olan İlişkiyi pekiştirip derinleştirir. (IV) Bunun için de çocuklar, bu sohbet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da ileri giderek denebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki bu saatler özlemle anımsanır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, kitabın, çocukları tanıma ve onlarla yakınlık kurmadaki işlevinden söz edilmektedir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV. ve V.
(ÖSS 1999)
7. (I) Bu kitapta anlatılanlar 1940 yılında geçiyor. (II) Yazarının arka kapakta açıkladığına göre bu yapıt, yazmakta olduğu roman dizisinin ilk kitabını oluşturuyor. (III) Kitapta, Çukurova yöresi ve bu yörede yaşayanların birbirleriyle olan ilişkileri ele alınıyor. (IV) Bunlar İçtenlik ve sevecenlikle yoğrulmuş, yalın bir anlatımla sergileniyor. (V) Bu anlatım açık, kısa cümleli bir dille beslendiğinden zevkle ve ilgiyle okunuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde söyleyenin kendi düşüncesine yer verilmiştir?
A) I. ve II. B) l. ve III. C) II. ve IV.
D) III. ve IV E) IV. ve V.
(ÖSS 1993)
8. (I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciyeciler dünyasında gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (II) Yazar, yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşamında edindiği izlenimleri okurlara duyurmak istemiş. (III) Mesleğinin sorunlarını, İyi ve kötü yanlarını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok akıcı bir dili var. (V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıtmış.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, söz konusu yazarın üslubuyla ilgilidir?
A) I. ve II. B) l. ve V. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV. ve V,
(ÖSS 1999)
9. (I) Sabahları erkenden kalkılır. (II) Yataklar kaldırılır. (III) Topluca kahvaltı edilir. (IV) Ardından kabak çiçeği toplanmaya gidilir. (V) Çiçekler güneş doğmadan önce toplanır. (VI) Yoksa hemen akşamsefaları gibi kaparlar ağızlarını.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi kendisinden önceki cümlede bildirilen işin nedenini açıklamaktadır?
A) II. B)lll. C)IV. D)V E) VI.
(ÖYS 1993)
10. Televizyonlarda çocuklara yönelik, şiddet içeren çeşitli diziler ve çizgi filmlerle ilgili olarak aşağıda verilen cümlelerden hangisi, ötekilerden farklı bir görüşü dile getirmektedir?
A) Ölme, öldürme, zarar verme kavramları; iyilik, dostluk, hoşgörü, zarar vermeme kavramlarıyla iç içe girdiğinden daha da tehlikeli oluyor.
B) Şiddet, her tür çatışmanın çözümü için kabul gören bir yol olunca, şiddet toplumunun tohumları ekiliyor.
C) Şiddet, yaşamdan alınan olayların içinde, abartılmış biçimde sunulduğundan çocuklar bunun gerçekdışılığının ayrımına varıyor.
D) Çocuk, sık tekrarlanan şiddet görüntülerinin etkisi altında kalarak çocukluğun saf dünyasını yitiriyor.
E) Programlarda genellikle, barışı ve güzelliği korumanın yolu şiddetten geçtiği için, çocuklar gereksiz yere şiddete yönlendiriliyor.
(ÖSS 1998)
11. Onun, çağının sorumluluğunu üstlenme, tanığı olma gibi, aydın sanatçıya özgü tutum ve davranışları yazın, düşün ve kültür coğrafyamızda bir meşale gibi ışıyacaktır.
Bu cümlede geçen “bir meşale gibi ışıyacaktır” sözünün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı değişmez?
A) yol gösterici, aydınlatıcı olacaktır
B) kuşaktan kuşağa geçecektir
C) gelecek kuşaklarca da hatırlanacaktır
D) çarpıklıkların, bozuklukların düzeltilmesini sağlayacaktır
E) yaşananları gözler önüne serecektir
(ÖSS 1996)
12. (I) Eleştirmenler, şiirlerinin kolay kolay anlaşılmayan, kapalı bir yapısı olduğunu söyler. (II) Oysa onun yaşam serüvenini bir ölçüde biliyorsanız o şiirler, sizin için hiç de kapalı bir nitelik taşımaz, (III) Onlarda toplumsal baskılar altında ezilen insanların, sıkıntılarını, bilinçaltı dünyalarını bütün yönleriyle bulabilirsiniz. (IV) Bunları yansıtan imgeler, yoğun anlamlar içerir. (V) Bu durum, şiirlerini her okuyuşunuzda onların başka bir yanının ayrımına varmanızı sağlar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden “şiirlerinde, şairin yaşantısından izler bulunduğu” anlaşılmaktadır?
A) I. B) II. C)lll. D) IV E) V.
(ÖSS 2002)
13. Kültürel yaşamında ilerleme görülmeyen bir toplumun dilindeki gelişme de durur.
Aşağıda ki I erden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Dildeki gelişmeler yavaş yavaş ve belirli kurallar çerçevesinde olur.
B) Bir dilin söz dağarcığı, başka bir dilin söz dağarcığımdan farklıdır.
C) Toplumsal gelişmeyle dildeki gelişme arasında sıkı bir ilişki vardır.
D) Gelişmiş toplumların dilleri, gelişmemiş toplumların dillerini etkiler.
E) Toplumsal yapıyı oluşturan kurumlardan biri de dildir.
(ÖSS 1991)
14. Resim sanatı, para getirmeye başladığı günden beri bir ticaret konusudur. Yapıtların dağıtılması ve satılması işini, bu işle hiç ilgisi olmayan kişiler ellerinde tutarlar. Onlar için en büyük yapıt, …….yapıttır.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) en çok para getiren
B) gösterişli olan
C) herkesçe çok beğenilen
D) klasik bir yapıda olan
E) ünlü bir ressamın elinden çıkan
(ÖYS 1995)
15. “Söz dağarcığımızı zenginleştirmenin bir yolu da sözcüklerden sözcük türetmektir.” cümlesinin, anlamca yerini tutabilecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dilimizin zenginliğini, bileştirme yolundan yararlanarak sağlayabiliriz.
B) Dilin anlatım gücünü, sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek geliştirebiliriz.
C)Halk ağzından derlemelerle dilimizin söz varlığını zenginleştirebiliriz.
D) Eski yapıtlardan yapılan taramalarla kimi sözcüklerin dile yeniden girmesini sağlayarak sözcük sayısını çoğaltabiliriz.
E) Dilimizdeki sözcüklerin sayısını artırmak için, kök ya da gövdelerden eklerle yeni sözcükler yapabiliriz.
(ÖSS 1982)
CEVAPLAR
| 1.A | 6.C | 11.A |
| 2.C | 7.E | 12.B |
| 3.E | 8.E | 13.C |
| 4.D | 9.E | 14.A |
| 5.E | 10.C | 15.E |
]]>
1. “Dostumuz bizi her nedense hatırlamışlar.” cümlesinde “-ler” eki anlatıma aşağıdakilerden hangisini katmaktadır?
A) saygı B) sitem C) üzüntü
D) küçümseme E) sevgi
(ÜSS 1978)
2. Bir yazıda sözcükler özenle seçilerek kullanılmalı; yazı, özlü ve düşünsel yönden zengin olmalı, yeniden okunmaya değer nitelikler taşımalı; aksi halde yarın yaşarlığını koruyamaz.
Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye en yakındır?
A) İçeriğinin gerektirdiği biçimsel özellikleri taşıyan bir yazının yarınlara kalma olasılığı fazladır.
B) Bir yazının değerini, niçin yazıldığı değil, nasıl yazıldığı belirler.
C) Bir yazının gelecekte varlığını sürdürebilmesi, biçim ve içerik bakımından güçlü olmasına bağlıdır,
D) Üzerinde titizlikle durulan ayrıntıların anlaşılır, işlevsel ve nitelikli olması bir yazıya gerçek değerini kazandırır.
E) Bir yazarın başarısı, geleceğe yönelik yargıları yoğun bir anlatımla sunmasıyla Ölçülür.
(ÖYS 1996)
3. Her ressam, aynı doğa parçasını tuvaline farklı biçimlerde yansıtır
Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?
A) Doğa, her sanatçı için değişmez bir konu alanıdır
B) Çünkü olaylara, durumlara bakış açısı sanatçıdan sanatçıya değişir
C) Bu, aynı zamanda biçemle ilgili bir durumdur
D) Bunda sanatçının doğayı algılama biçiminin etkisi vardır
E) Bunu, yaratıcılığın bir gereği sayabiliriz
(ÖSS 2005)
4. Her şeyi bütün yönleriyle açıkça ortaya koyma, büyük sanatçılara özgü bir tutum olamaz çünkü düş gücüne bir şey bırakılmadığı zaman okurun dünyası sınırlanır, bu da onun sıkılmasına yol açar.
Bu cümlede sanatçıyla ilgili olarak anlatılmak İstenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Değişik yeteneklere sahip olmalıdır.
B) Farklı yorumlara açık ürünler ortaya koymalıdır.
C) Yapıtlarıyla, insanı değiştirmeye yönelmelidir.
D) Okuru duygulandırma amacı gütmelidir.
E) Söylemini okurların düzeyine göre belirlemelidir.
(ÖSS 2007)
5. “Kıyıya dikine inen bu sokak gül kokuyor, hanımeli kokuyordu; ama insan kokmuyordu.”
Cümlesindeki “insan kokmamak” sözü, gerçek anlamının dışında kullanılmıştır. Benzer bir kullanım, aşağıdaki cümlelerin hangisinde görülmektedir?
A) Denizin yarattığı bu güzelliklerde göz nuru yoktu.
B) Yalılarda oturanların inceli kalınlı seslerini İşitiyorduk.
C) Deniz küçük dalgalıydı, kıyılar sebze artıklarıyla doluydu.
D) Kıyı boyunca yürürken resimden, müzikten konuştuk.
E) Gezintiden dönenlerin neşelerine diyecek yoktu.
(ÖSS 1985)
6. (I) Üç adasıyla Malta, Sicilya’nın güneyinde, Akdeniz’in ortasında, (II) Malta’nın üç adasından biri olan Gozo, İlginç kayalıkları, mağaraları ile birçok doğal güzelliğe sahip. (III) Adada ağaç olmadığı ve tarih boyunca dışarıdan getirildiği için, evlerin neredeyse tamamı taştan yapılmış. (IV) Zengin kireçtaşı yatakları burada taş işçiliğinin gelişmesinin en önemli nedeni. (V) Her köyün, kusursuz işçiliğe sahip kiliseleri, mimaride taşa mahkûm olmanın yansıması olarak yorumlanabilir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde olumlu bir durum olumsuz bir ifadeyle anlatılmaktadır?
A) I. B) ll. O) III. D) IV. E) V.
(ÖSS 2001)
7. I.Başarılı eleştirmen, yazarın anlatım pürüzlerini ele alır, anlatımla anlatılanlar arasındaki ilişkiyi kurar, geri kalanın yazarın işi olduğunu bilir.
II. Eleştirmenler, dost oldukları yazarların yapıtlarını değerlendirirken nesnellik süzgecini iki kez kullanmalıdırlar.
III. Eleştirmenden, yazarın yaşamı üzerinde durması değil, yapıtlarına yeni yorumlar getirmesi beklenir,
IV. Eleştirmen yorum ve değerlendirmeleriyle yazarları yönlendirici olmalıdır.
V. Eleştirmenin sorumluluğu, yazarın değil, yapıtın bilinmeyen yönlerini bulup ortaya koymaktır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
(ÖSS 2007)
8. (I) Günümüzden otuz yıl önce yayımlanan bu romanı yazar yeniden gözden geçirmiş. (II) İlk baskısını çok aradım. (III) En sonunda bulabildim. (IV) Bunu ikinci baskısıyla karşılaştırdım. (V) Yazar, bazı düzeltmeler yapmak bazı fazlalıkları çıkarıp atmakla çok iyi etmiş,
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yorum söz konusudur?
A)I. B) II. C)lll. D) IV. E) V.
(ÖYS 1996)
9. I. Yapıtlarını sık sık okuduğumuz bir şairin dilini, sözcüklere yüklediği yeni anlamlan çabuk kavrayabiliriz.
II. Kendilerinden önceki şairlerden etkilenmeyenler, sürekli biçim ve içerik arayışı içinde olan şairlerdir.
II. Kimi şairler zaman geçtikçe şiirlerinde, hep aynı düşüncelere ve hayallere yer verirler.
IV Sürekli aynı düşünceyi işleyen şairlerin şiirlerini anlamak daha kolaydır.
V. Bir süre sonra özgünlüklerini yitirerek kalıplaşan şairler de vardır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II.
B) II. ve III.
C) II. ve IV
D) III. ve V.
E) IV ve V
(ÖSS 2002)
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eşitlik kavramı söz konusudur?
A) Elmayı ortasından İkiye bölüp yansını ona uzattı.
B) Ne o ne bu, ikisinin ortasını bulmaya çalış.
C) Ortada bir masa, masanın iki yanında da sandalyeler vardı.
D) İşin ortasında bıraktı, çekip başka yere gitti.
E) Kahvenin şekeri mümkünse orta olsun.
(ÖSS 1987)
11. Yıllar önce okuduğumuz bir kitabı ikinci kez okuduğumuzda kitap aynı kitaptır ama ondan aldığımız tat eskisinden daha fazladır,
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A) Bir kitapta anlatılanlar zamanla değişik anlamlar kazanır.
B) Bir kitabın okuyucusuna vereceği haz, sonraki okunuşunda biraz daha artar.
C)Bir kitabın her okunuşta aynı zevki vermesi onun değerini gösterir.
D) Bir kitabın anlaşılabilmesi için birkaç kez okunması gerekir.
E) Okuyucunun bir kitaptan aldığı tat, onu okuyuş biçimine göre değişir.
(ÖYS 1992)
12. “Onun bir de ‘Hint Filozofları’ adlı eseri vardı. Bana ilkin Hindistan penceresini o kitap açmıştı.”
Aşağıdakilerden hangisi, anlamca, ikinci cümlenin yerini tutar?
A) Bana Hindistan’ı ilkin, o kitap sevdirmişti.
B) O kitabı okuyuncaya dek, Hindistan üzerine bir şey bilmemenin ezikliğini duyuyordum.
C) O kitaptan Hindistan üzerine bir şeyler öğrenmiştim; ancak bu bilgim yetersizdi.
D) Hindistan’ı o kitapla tanımaya başlamıştım.
E) O kitap, Hindistan’ı tümüyle değil, bir bölümüyle tanıtıyordu.
(ÖSS 1984)
13. (I)” Edebiyatın temel öğesi nedir?” sorusuna verilen cevaplar bir noktada birleşmektedir. (II) Edebiyat yapıtının en önemli aracı, yapıtaşı dildir, (III) Ama dil. bir edebiyat yapıtının değerini tek başına belirlemez; ancak kurgusu ve konunun işleniş biçimiyle birlikte bir ölçüt olabilir. (IV) Bir yapıtı, yalnız dil açısından yüceltmek ya da onun değersiz olduğunu belirtmek yerine onu bütün öğeleriyle birlikte ele almak, değerlendirmek gerekir
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) l. ve II. B) I. ve III. C) I. ve IV.
D) II. ve IV. E) III. ve IV.
(ÖSS 1992)
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, önerinin gerekçesi de açıklanmıştır?
A) Daha az konuşup daha çok iş yapın.
B) Başarının bir parçası olun, eleştirmeni değil.
C) Sabır bir erdemdir, sakın ondan vazgeçmeyin.
D) Çabalarla amaçları birbirine karıştırmayın,
E) Başkalarını eleştirdiğiniz kadar kendinizi de eleştirin.
(ÖSS 1999)
15. Bence otobiyografik bir eser, hiçbir zaman edebi bir eser niteliği taşımaz; çünkü edebi bir eser, yaratıcılık gerektirir, buluş gücü gerektirir.
Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
A) Bir kişinin gerçek yaşamıyla sınırlı kalan bir yapıt edebiyat değeri taşımaz.
B) Yaşanılanları olduğu gibi yansıtma, edebi eserin yapısıyla bağdaşmaz.
C) Kendi yaşamını anlatan yazarların yapıtlarında yaratıcılık bulunmaz.
D) Bir yapıtın edebi değer taşıması, yazarının ortaya koyduğu sanatsal buluşlara bağlıdır.
E) Gerçek yaşamdaki kişileri anlatma, giderek yazarların yaratıcılığını sınırlar.
(ÖYS 1997)
CEVAPLAR
| 1.B | 6.E | 11.B |
| 2.C | 7.D | 12.D |
| 3.A | 8.E | 13.E |
| 4.B | 9.D | 14.C |
| 5.A | 10.A | 15.E |
]]>
1. “(I) Bana göre şiir, özünü halk kültüründen almalı. (II) Halk kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler. (IV) Dolambaçlı yollara sapmaz. (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler üretir. (VI) Çirkinliklerden güzellik yaratır.”
Parçada, anlamca birbirine en yakın olan iki cümle hangisidir?
A) l ,ll B)II,III C) III, IV
D) IV , V E) V, VI
(ÖSS 1985)
2. (I) Bir öykü ustası olarak girdi edebiyat dünyasına. (II) Öykülerinde de romanlarında da hiçbir zaman kolaya kaçmadı. (III) Bunda, sanata duyduğu sorumluluk kadar okuruna duyduğu saygının da payı vardır. (IV) Yapıtlarının hepsinde sanatsal ve kültürel gelişmeyi besleyici öğeler, ayrıca okuru, düşünmeye yönelten özgür önermeler görülür. (V) Bu usta, biçimsel yeniliklere açılmaktan hoşlanır ve bunları dener. (VI) Basmakalıp reçetelerden, alışılmış neden sonuç ilişkileriyle oluşturulan yapay anlatımlardan kaçınır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, II. cümledeki davranışın nedeni açıklanmaktadır?
A) I. B)III. C)|V. D)V E) VI.
(ÖSS 2002)
3. (I) Öykücülüğümüzün bugün belirli bir çizgiye ulaştığını ve o çizgide seyrettiğini söylemek oldukça güç. (II) Hatta bazı dönemlerde geçmişteki düzeyini bile koruduğu söylenemez, (III) Günümüzün genç öykücüleri eski öykü örneklerini ya hiç okumuyorlar ya da yarım yamalak tanıyorlar, (IV) Bu yüzden, geçmişle kan bağı taşımayan, yaratıcılıktan yoksun, son derece yetersiz ürünlerle karşılaşıyoruz. (V) Bu durum, ister istemez, okurlarda öyküye karşı ilgisizlik ve küçümseme yaratıyor.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisindeki eleştiri, öykücülerin yazdıklarına yöneliktir?
A) I. B) ll. C)lll. D) IV. E) V
(ÖSS 1999)
4. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, anlamca birlikte verilen tutum ya da davranışla uyuşmaz?
A) Her işte bir hayır vardır. – İyimser olma
B) Gül dikensiz, sefa cefasız olmaz. – Sıkıntılara katlanma
C) Sağlık istersen çok yeme, saygı istersen çok deme.- lçülü davranma
D) Boş fıçı çok tangırdar. – Bilgiçlik taslama
E) Bin tasa bir borç ödemez. – Kuşku duyma
(ÖYS 1997)
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” anlamı vardır?
A) Sınav sonuçları yarın açıklanır mı ki?
B) Bunu alsam beğenir mi ki?
C) Söylesem de beni dinlemez ki!
D) Bu olay onu o kadar üzdü ki…
E) Bu saatten sonra gelir mi ki?
(ÖSS 1995)
6. “Atatürk, Birinci İnönü Savaşı’ndan sonra, Namık Kemal’in,
Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini
dizelerini (mısralarını) değiştirerek şöyle demiştir: Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini” Bu iki söyleyiş arasında nasıl bir anlam farkı vardır?
A) bezginlik-canlılık
B) kuşku – kesinlik
C) umutsuzluk – güven
D) inançsızlık-inanç
E) çekingenlik-ataklık
(ÖSS 1983)
7. O, okurların yazarları seçtiği gibi, yazarların da okurları seçebileceğine inanan bir sanatçıdır.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümlede sözü edilen sanatçının görüşüne en yakındır?
A) Okurlar en tanınmış yazarları okumayı, yazarlar da okurların ilgisini çekecek şeyler yazmayı isterler.
B) Kimi okurlar belirli yazarların belirli yapıtlarını seçerler, kimi yazarlar da geniş kitlelere seslenmeyi amaçlarlar.
C) Okurlar kendi düşüncülerine uygun olan yazarları yeğlerler; yazarlar da kendi istedikleri nitelikleri taşıyan okurlara seslenirler.
D)Okurlar üstün nitelikli yapıtlardan hoşlanırlar; yazarlarda okuyucunun düzeyini yükseltmeye çalışırlar.
E) Okurların bir bölümü yeni tanınmaya başlamış yazarlara ilgi duyarlar; yazarların bir bölümü de Çalışmalarını okuyucuların beklentilerine göre yönlendirirler.
(ÖYS 1992)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz konusudur?
A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor.
B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın, üçü erkektir.
C) Romanın sonunda kahramanların hepsi ölüyor.
D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.
E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk, bir tekdüzelik görülüyor.
(ÖSS 1991)
9. (I) Kırk beş yıl boyunca birçok dergide, gazetede çeşitli kitaplarla ilgili değerlendirme yazıları yazdım. (II) Kendimi bir kitap eleştirmeni olarak görseydim, üstünde durup düşünülmüş, tutarlı ve kalıplaşmış bir yaklaşımla, belirgin bir yöntemle yönelirdim kitaplara.(III) Ama böyle bir arayışa girmedim. (V) Yazarlıkla ilgili her alanda olduğu gibi eleştiri alanında da kendi Ölçütlerime bağlı kaldım. Yazarlığımın temelinde hep bağımsızlık, kural tanımazlık, özgürlük yatıyor. (VI) Yıllar sonra dönün arkama baktığımda bunu açık açık görüyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde sanatçı, yazma işinde seçtiği yolu en kapsamlı biçimde belirtmiştir?
A) II. B)lll. C)IV. D)V E) VI,
(ÖSS 2004)
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisi öznel bir yargıdır?
A) Yunus Emre’nin bu şiirinde “bulut’un gizli gizli ağlamasından söz edilerek buluta insan niteliği verilmektedir.
B) Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bu şiirlerinde doğadaki nesnelerin özellikleri insanlar ipin kullanılmıştır.
C) Faruk Nafiz Çamlıbel’in, “Han Duvarlarında birçok kez kişileştirmeye başvurduğu görülmektedir.
D) Ahmet Haşim’in “Sonbahar” şiirindeki kişileştirme de çok ilgi çekicidir.
E) Behçet Necatigil’in bu dizelerinde sokaklar için, “gülümseyen” sözcüğü kullanılarak kişileştirme yapılmıştır,
(ÖSS 1995)
11. “Çocukların, susuzluktan dudakları çatlamıştı.” cümlesindeki neden-sonuç ilişkisi aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Çok çalışıp yoksulluktan kurtulmuştu.
B) Geçirdiği hastalıktan hiçbir İz kalmamıştı.
C) Şiddetli soğuklardan elleri ince ince yarılmıştı.
D) O korkulu olaydan güzel bir öykü çıkarmıştı.
E) Öfkesinden ortalığı altüst etmişti.
(ÖSS 1984)
12. (I) Bu kitabın dört bölümü, aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş, (II) Dördü de ayrı ayrı temaları işliyor. (III) Bu temalar: Osmanlı Türk müziğinin öğretimi, İcra üslubu, makamları ve bunları kuşaktan kuşağa aktarma yöntemleri… (IV) Yani Türk müziğinin belirleyici özellikleri…(V) Bütün bunlarla, geleneksel Osmanlı Türk müziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuluyor ve onun belirgin nitelikleri ortaya konuyor,
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir?
A) I. B) ll. C)lll. D) IV. E) V.
(ÖSS 1996)
13. Ne yaşanan her olay öyküye dönüştürülebiliyor ne de öyküye özgü kurallar, her zaman gerçeği aynen anlatmaya uygun düşüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en yakın anlamdadır?
A) Öyküde ne yaşanmış olaylar anlatılabilir ne de gerçekler yansıtılabilir.
B) Her olayı öyküleştirmek doğru olmaz; her öykünün kendine özgü bir yapısı vardır.
C) Yaşanmamış olaylardan öykü çıkarılamaz; yaşanmış olaylar da öykünün sınırların] aşar.
D) Yaşanan olaylar çok etkileyicidir; olaylar öyküleştirilirken canlılığını ve etkileyiciliğini yitirir.
E) Baştan geçen her olaydan öykü çıkarılamaz; öykünün yapısı olup biteni olduğu gibi yansıtmaya izin vermez,
(ÖYS 1994)
14. 1950’lerde edebiyatımızda görülen köye yöneliş hareketi, köy kökenli ya da köyü yakından tanıyan yazarların birbiri ardına ürün vermeleriyle yaygınlaşıp gelişmiştir.
Düşüncenin akışına göre bu cümleden sonra aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) Köylü ve köy sorunları, edebiyatımızın temel konularından biri olmuştur.
B) Köy gerçeğini değişik boyutlarıyla yansıtan bu ürünler, günümüz Türk edebiyatının seçkin örnekleri arasında yer alır.
C)Bu iki sanatçımızı köy edebiyatının dar kalıpları içinde düşünmemek gerekir.
D) Bu hareketi benimseyen sanatçılar, köye ve köylüye yeni bir bakış açısıyla yaklaşmışlardır.
E) Bu yazarlar, köyün ve köylünün sorunlarını başarılı bir biçimde okurlara yansıtmışlardır.
(ÖSS 1995)
15. “Teknolojik uygarlığın başlıca Özelliği bilime dayanması, bilimle beslenmek zorunda olmasıdır.” cümlesini, anlam değişikliği yapmadan, olumsuz biçimde yeniden söylemek gerekse, aşağıdakilerden hangisi en uygun olur?
A) Teknolojik uygarlığın bilime dayanmasını, bilimle beslenmesini istemeyen yoktur.
B) Teknolojik uygarlığın bilime dayanmaması, bilimle beslenmemesi düşünülemez.
C) Teknolojik uygarlığın başlıca Özelliği ne bilime dayanması ne de bilimle beslenmesidir.
D) Bilime dayanma ve bilimle beslenmenin teknolojik uygarlığa katkıda bulunduğu bilinmeyebilir.
E) Teknolojik uygarlığın bilime dayanması, bilimle beslenmesi başlıca özelliği olmayabilir.
(ÖSS 1982)
CEVAPLAR
| 1.C | 6.C | 11.C |
| 2.B | 7.C | 12.A |
| 3.D | 8.E | 13.E |
| 4.E | 9.D | 14.C |
| 5.C | 10.D | 15.B |
]]>
1. Bu sanatçımız kendisine söylenen: “Eline sağlık, resimlerin çok güzel olmuş.” türünden basmakalıp sözlerin kendisine bir şey kazandırmayacağına inanır. Çünkü —.
Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?
A) onun için önemli olan, yansıtmak istediklerinin anlaşılıp anlaşılamadığıdır
B) o, yöneltilen eleştiriler doğrultusunda kendisini geliştirecektir
C)onun için sanat, insanları etkileme, belirli duygularla donatma işidir
D) o, yapıtın biçim ve içerik yönünden eleştirilmesinden yanadır
E) o, eleştirinin İşlevsel bir nitelik taşımanı ister
(ÖSS 2005)
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme yoktur?
A) Söylenenleri hiç duymuyormuşçasına dalgın, düşünceli bir tavırla işini yapmayı sürdürdü.
B) Artık bahar geldi derken birdenbire hava bozmuş, damlar, sokaklar, kırlar karla örtülmüştü.
C) Az konuşan, doğruyu söyleyen, söylediğini tartan bir insandı.
D) İçli, çok duygulu bir adamdı, konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı,
E) Benim gibi babamın da dedemin de çocukluk ve ilk gençlik günleri bu konakta geçmişti.
(ÖYS 1993)
3. Yazınsal yapıtlar, yaşama ayna tutmakla kalmaz, aynı zamanda ona istediği biçimi de verir.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene anlamca en yakındır?
A) Her yazar, hangi türde yazarsa yazsın, yapıtlarının konularını yaşamdan alır.
B) Yazma, yazarları yaşama bağlayan, düşsel ve düşünsel boyutlu yaratıcılık isteyen bir eylemdir.
C) Roman, Öykü, oyun gibi yazınsal ürünlerde, okurlara, değişik yaşamlar sunulur.
D) Günlük yaşamla beslenmeyen, dil değeri taşımayan yapıtlar kalıcı ve etkili olamaz.
E) Roman, öykü, oyun gibi türlerde yazılmış yapıtlar, yazıldıkları dönemi yansıtır ve onu yönlendirir.
(ÖSS 1998)
4. (I) Bilinç akışı yöntemi, öykü ve romanlarda karakterlerin, geçmişe ve bugüne ilişkin duygu, düşünce ve anılarının aktarımında kullanılan bir tekniktir. (II) Söz konusu duygu ve düşüncelerin hiçbir denetim ya da sınırlama olmaksızın, olanca doğallığıyla aktarılması, anlatıyı zenginleştirir. (İli) Bu teknikle yazar, okura kendi duygularını anlayabilme olanağı sunar. (IV) Bir başka anlatımla okurun, gerçeği farklı boyutlarda görmesini sağlar. (V) Böylece yazar, yüzeysel olanın anlatımıyla yetinmeyerek, yarattığı kahramanların iç dünyalarını da yansıttığı için anlatımına derinlik kazandırmış olur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi tanımsal bir nitelik taşımaktadır?
A) I. B)ll. C)lll, D) IV. E) V
(ÖSS 2007)
5. Aşağıdakilerden hangisinin sonuna, “Bu nedenle söz konusu yapıt çok okunmuş ve defalarca basılmıştır.” cümlesinin getirilmesi anlam akışı yönünden uygun olmaz?
A) Yapıtın, yazıldığı döneme göre, sade ve anlaşılır bir dili vardır.
B) Yapıtta, eski eğitim uygulamaları, kahramanın bakış açısından, etkileyici bir anlatımla yargılanmaktadır.
C) Yapıtta, içinde bulunulan ortamla insanın psikolojik durumu arasındaki ilişki açıkça görülmektedir.
D) Yazarın, tarihsel olaylardan yola çıkarak oluşturduğu bu yapıtta, gerçeklerin payı büyüktür.
E) Belli bir kesime seslenen bu yapıtta terimlere dayalı bir anlatım kullanılmıştır.
(ÖSS 1999)
6. İnsan, bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için değil, onları belli biçimde söylemeyi seçtiği için “yazar” dır.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisine anlamca en yakındır?
A) İnsanların, düşüncelerini söyleyiş biçimiyle söz dağarcığı arasında ilişki vardır.
B) Bir yazarın neyi söylediğinden çok, nasıl söylediği önemlidir.
C) İnsanın, söyleyeceklerini seçerken çok özenli davranması gerekir,
D) Bir yazının okuyucu üzerindeki etkisi, onun anlatım biçimine göre değişir.
E) Bir yazar, düşüncelerini sınırlamadan, özgürce yazmalıdır.
(ÖSS 2002)
7. “Bir kavramı belirlemenin başka bir yolu da onun karşıtı olan kavramı belirlemedir.”
Aşağıdaki yargıların hangisinde bu yola başvurulmuştur?
A) Eleştiri, bir yapıtı belirli ölçütlere göre değerlendirme, inceleme işidir.
B)Bir düşünceye saplanıp onun dışında doğru tanımayan kişilere hoşgörülü denemez.
C) Bilimsel kuşku insanoğlunu İnanmaktan çok, nedenlerle düşünmeye götürür.
D) İlkel toplumların da, uygar toplumların da kendilerine özgü kültürleri olmadığı söylenemez.
E) Eleştirmen de yaratılmış bir yapıtı yorumlarıyla zenginleştiren bir sanatçı sayılır.
(ÖSS 1982)
8. Şiir yazmak bence bir duyarlık işidir, Yazılan şiir, dizginlenemeyen bu duyarlığın, ritm ve sese dönüşmesidir. Ancak bu sırada şiirdeki sesin boğuk, hırıltılı ve anlamsız olmamasına özen göstermek gerekir.
Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mesajın, okuru yanlış düşüncelere yönlendirmemesi
B) Anlamın duygusallıktan uzak, gerçekçi bir nitelik taşıması
C) Sözcüklerin iyi seçilmiş, uyumlu ve anlamlı olması
D) Sözcüklerin değişik anlamları çağrıştırmaması
E) Sözcüklerin sanatsız ama etkileyici bir biçimde kullanılması
(ÖSS 1993)
9. Şiir sanatı üstüne çok düşünmüş ve bu sanatı her şeyden üstün tutmuş biri olan Paul Valery, şiir………yazılır, demiş. Bu sözüyle, şiire özenen ve çok iyi bir ressam olan Degas’ya, şiirin malzemesinin …….. olduğunu anlatmak istemiş. Tıpkı resmin malzemesinin kuşlar, ağaçlar, insanlar değil, renkler ve şekiller olduğu gibi.
Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) sözcüklerle – duygu ve düşünceler değil sözcükler
B) benzetmelerle – şairin yaratıcılığıyla ilgili
C) duygularla – herkesçe anlaşılır nitelikte, açık seçik
D) olgunluk döneminde – özgün ve yoruma açık
E) uzun sürede- şairin yaşantısına değil düş gücüne bağlı
(ÖSS 2003)
10. I.Okur onun yapıtlarını okurken kendisini, yıllanmış çamların olduğu bir ormanda kuş sesleri ve reçine kokularının arasında bulurdu.
II.Septiği ilginç ayrıntılarla, yaptığı benzetme ve karşılaştırmalarla yapıtlarında okura, doğanın temiz havasını soluturdu.
III. Öykülerinde Anadolu’nun köylerinde, kasabalarında yaşayanların değişik sorunlarını göstermeye çalışırdı.
IV. Roman ve öykülerinde, günlük yaşamın sıkıntıları içinde bunalan kişileri işlerdi.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangileri, sanatçının betimlemelerindeki aynı niteliği yansıtmaktadır?
A) l. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) III. ve IV.
(ÖSS 1999)
11. Daha ilk kitabı yeni yayımlanmış bir şairim ben. Bu yüzden sorunuzu, “Bu soru beni aşar.” diye yanıtladım.
Bu parçada şairin, “Bu soru beni aşar.” cümlesiyle anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bu konuda açıklama yapmama gerek yok.
B) Daha önce de böyle bir soru sordunuz. C)Bu soruyu başkaları da yanıtlayabilir.
D) Sorunuza çok değişik yanıtlar verilebilir.
E) Bu konuda yeterli bilgim ve deneyimim yok.
(ÖSS 1994)
12. (I) Bu zorlu uğraşta, kendimi hiçbir zaman şair olarak görmedim, fil) Bana “şair” diyenlere de İpimden hep gülümsedim. (III) Ben, şiir yazma yolunda tutarlı olduğunu sandığım bir biçimde yürüyen, sıradan bir şairim. (IV) Şiir yazma serüveninde, tüm yeteneğimi ortaya koyarak, ulaştığım düzeyi düşürmeden yol alıyorum. (V) Bu tutumum, işimi bir bakıma zorlaştırdığı gibi az şiir yazmama da neden oluyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinden, konuşan kişinin alçakgönüllü olduğu anlamı çıkarılamaz?
A) I. ve II. B) I, ve III. C) II. ve IV.
D) III. ve V. E) IV ve V
(ÖSS 2002)
13. Eğer nüfus artıyor, İstekler de çoğalıyorsa eldeki olanakları daha iyi kullanmak zorundayız.
Aşağıdakilerden hangisi, anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A) Nüfus artışına paralel olarak artan istekleri karşılayabilmek için eldeki olanakları yerinde kullanmak gerekir.
B) Nüfus artışı birtakım farklı İsteklerin ortaya çıkmasına yol açar.
C) Nüfus artışıyla birlikte çoğalan isteklerin karşılanması için yeni kaynaklar arama yoluna gidilmelidir.
D) Nüfusun hızla artması karşısında eldeki olanaklar zamanla yetersiz duruma gelir.
E) Nüfusun artışıyla ekonomik olanaklar arasında bir denge kurulmazsa istekler hiçbir biçimde karşılanamaz.
(ÖYS 1992)
14. Anlatımda olayların sıralanışı yönünden, “Yürüdükçe iştahı açılır, iştahı açıldıkça yer, yedikçe şişmanlardı.” cümlesi ile aşağıdakilerden hangisi arasında bir benzerlik kurulabilir?
A) Onu gördükçe neşelenir, onunla konuştukça özlemi azalır, ondan uzak kaldıkça kederlenirdi.
B) Okudukça yeni şeyler öğreniyor, öğrendikçe kendine güveni artıyor, güveni arttıkça daha başarılı oluyordu.
C) Çocuklar konuştukça o da konuşuyor, düşündükçe o da düşünüyor, güldükçe o da gülüyordu.
D) Yoruldukça dinlenir, sıkıldıkça önüne bakar, üzüldükçe ağlardı.
E) Hava açtıkça bahçede çalışır, rüzgâr dindikçe balığa çıkar, yağmur yağdıkça içeride ağlarını tamir ederdi.
(ÖSS 1987)
15. (I) Bu sanatçı, içinde yaşadığımız çevreyi, günlük olayları yansıtıyor, (II) Bunları, ancak okurken görebileceğimiz, incelikli ayrıntılarla ustaca anlatıyor. (IİI) Bu yapıtında büyük kentin aylak insanlarını, küçük memurları konu alıyor. (IV) Sevgiye, insanca yaşamaya özlemi olanların arayışlarını inceliyor. (V) Bunları, alçakgönüllü bir gözlemcilikle Önümüze seriyor.
Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin hangilerinde beğenme sezilmektedir?
A) I. ve II. B) l. ve III. C) ll.ve V.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
(ÖYS 1998)
CEVAPLAR
| 1.C | 6.B | 11.E |
| 2.E | 7.B | 12.E |
| 3.E | 8.C | 13.A |
| 4.A | 9.A | 14.B |
| 5.E | 10.A | 15.C |
]]>
1. “—- öğrenmiş olmalıydın; — iki yıldır bu işte çalışıyorsun.”
sözleri, en uygun biçimde aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanabilir?
A) Bunları – elbette
B) Artık bunu – çünkü
C) Bu nedenle – topu topu
D)Hemen- yalnızca
E) Şimdiye dek – zaten
(ÖSS 1981)
2. Hiçbir suçlu, kendi yargıçlığından kurtulamaz.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Suç işleyenler, işledikleri suça verilecek cezayı çok iyi bilirler.
B) Her suçlu, yargılanma ve cezalandırılma korkusu içinde yaşar.
C)Suç işleyenler, suçsuzluklarını kanıtlamak isterler.
D) Her suçlu, işlediği suçun cezasını er ya da geç çeker.
E) Suçlular, yaşamları boyunca kendilerini yargılarlar.
(ÖSS 1991)
3. “Resim, hem duygusal bir filizlenmeyi hem de fiziksel bir çöküşü gösteriyor.”
cümlesiyle aşağıdakilerden hangisi arasında anlatımda başvurulan yol bakımından benzerlik vardır?
A) O kır gezisinde hem çiçek hem de böcek çeşitlerini ayrı ayrı tanıdık.
B) Romanı, anlatım yönünden diri, konu yönünden aşınmış bulduk.
C) Geçen hafta kentin hem parklarını hem de müzelerini dolaştık.
D) Filmde yeni bir köyün hem kuruluşunu hem de büyümesini izledik.
E) O akşam, arkadaşlarla hem eski günlerimizi hem de o günkü ortak dostlarımızı andık.
(ÖSS 1983)
4. “Bir kitabı okutan şey, sürükleyici olaylardan çok, okuyucu ile yazar arasında kurulan bağdır.”
Yukarıdaki tümceyi (cümleyi), dil ve düşünce bağlantısı yönünden en uygun biçimde tamamlayan tümce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bunun için yazarlar her zaman okuyucuları ile görüşüp tartışmaya gereksinim duyarlar.
B) Kitapta savunulan görüşün yaygınlık kazanmış olması, o kitabın tutunmasına büyük ölçüde yardım eder.
C) Yazarın yapması gereken şey, olaylara değil, kişisel ilişkilere ağırlık vermektir.
D) Önemli olan, okuyucunun iç özlemlerine, İç dünyasına yakınlığı sağlamayı başarabilmektir.
E) Yazar, okuyucularının düşüncelerine ters düşmeye çalışmalıdır.
(ÜSS 1979)
5. “Tiyatro bir odak noktasıdır; dünyada, tarihte, insanda her ne varsa oraya yansıyabilir ama sanatın sihirli değneği altında.”
Aşağıdaki yargıların hangisi bu cümlede söylenmek istenene en yakındır?
A) Sanat eseri, hayatı olduğu gibi yansıtmalı, eğlendirmeli ve her sosyal tabakaya seslenmelidir,
B) Sanatta gerçek, basit bir kopyadan ibaret olmamalı, yazarın kafasından geçip onun görüşüyle bize sunulmalıdır,
C) Sanatçı öncü olmak, halkın yürüdüğü yolun ilerisini bir projektör gibi aydınlatmak zorundadır.
D) Sanatçı bir gözlemci ve deneyimcidir; olayları ve kişileri gözlemlediği gibi verir.
E) Sanatçı, toplumdaki İşlevini, sanat kaygısını her şeyin üstünde tutmakla gerçekleştirebilir.
(ÖSS 1984)
6. “Dezenfeksiyon, hastalık mikroplarını yok eder.——-;——-sterilizasyon, hastalık yapsın yapmasın, bütün mikroorganizmaları yok eder.”
Bu iki cümleyi anlamca doğru olarak birbirine bağlayabilmek için, boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Mikrobun tam olarak saptanamadığı durumlarda yetersiz kalır; böylelikle
B) Bu yüzden hastalık sırasında ya da hastalığın sonunda yapılmalıdır; böylece
C)Bu yönüyle sterilizasyondan ayrılır; çünkü
D) Salgın hastalıklarda çok uygulanır; bu yüzden
E) Sterilizasyon gibi hiçbir zararlı etkisi yoktur; ama
(ÖSS 1981)
7. (I) Jules Verne’in serüven tutkusu, denizcilik, tarih coğrafya gibi alanlardan aldığı öğelerle beslenerek yazdıklarının çekirdeğini oluşturur. (II) Sayısı iki yüze yaklaşan romanları çeşitli bilim dalları üzerine temellenmiştir. (III) Yazar bu bilim dallarına ilişkin bilgilerini, saatlerini geçirdiği kütüphanelerdeki binlerce kitaba borçludur. (IV) Hiçbir bilim dalında uzman olmadığı halde yaşadığı dönemdeki her türlü gelişmeyi ve değişmeyi yakından izler. (V) Böylece hem çağını çok iyi tanır hem de çağının getirdiği yenilikleri özümseyerek geleceğe yönelik öngörülerde bulunur.
Bu parçadaki numaralı cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve IV.
D) III. ve V. E) IV ve V
(ÖSS 2003)
8. Montaigne’den çok sonra yaşamış olan bir yazar, şöyle diyor:
“Bu Montaigne, amma da fikir çalmış benden.”
Bu düşünceyi, aşağıda Montaigne ve Denemeleri üzerine söylenenlerden hangisi, en iyi yansıtır?
A) Montaigne, düşündüklerini büyük bir içtenlikle ortaya serer.
B) Bir kitap buldum burada, Montaigne’in kitabı… Ne zevk onunla beraber olmak.
C) Montaigne, Denemelerinde hep kendinden söz eder, “Kitabımın özü ben’im.” der.
D) Montaigne, bir şey öğretmiyor, çünkü hiçbir şeyi kestirip atmıyor.
E) Montaigne’in Denemelerinde gördüğüm her şeyi, kendimde buluyorum.
(ÖSS 1981)
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “eleştiri” söz konusu değildir?
A) Kitap okunduğunda, yazarının, ne yazacağını uzun uzadıya ölçüp biçen, bunları bir tartımdan geçiren, düzene koyan sanatçılardan olmadığı anlaşılıyor.
B) Gençlik yıllarında çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığı yazıları derleyip bunları yazılış tarihlerine göre sıralayarak kitap haline getiriyor.
C) Konusunu günlük yaşamdan almasına karşın, kullandığı dil ve anlatımındaki pürüzler yüzünden, söyledikleri gereği gibi anlaşılmıyor.
D) Yüzeysel bilgilere dayanarak yaptığı ruhbilim-sel çözümlemeler, yapıtın dokusu İçinde belirli bir işlev taşımıyor.
E) Çizmeye çalıştığı tarihsel ortamı ayrıntılarıyla yansıtamayışı, yapıtının inandırıcılığını büyük ölçüde azaltıyor.
(ÖSS 2004)
10. “Nasıl utandım, nasıl utandım bilemezsin, adeta –
Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülürse, cümlenin anlamı en uygun biçimde tamamlanmış ve pekiştirilmiş olur?
A) aklım başımdan gitti
B) yıldırımla vurulmuşa döndüm
C) başımdan kaynar sular döküldü
D) yerin dibine geçtim
E) nefesim kesilir gibi oldu
(ÖSS 1984)
11. (I) Hececiler, Türk şiirinde M. Emin Yurdakul ve Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın açtığı yolu genişletmeye çalışmışlardır. (II) Halk şiirinin renkli dünyasına bu şiirin dış yapısını. Özellikle de Ölçü ve uyak düzenini benimseyerek ulaşmayı amaçlamışlardır. (III) Dil açısından açık, arı bir söyleyişe yönelmişlerdir. (IV) Taklitten yola çıktıları, duygu evrenlerini yenileyip çağdaş değerlerle donatmadıkları için şiirselliği bir türlü yakalayamamışlardır. (V) Şiirlerindeki tekdüzelilik, kalıplaşmışlık da bundandır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden başlayarak Hececilerin şiirine yönelik olumsuz bir yaklaşım söz konusudur?
A)V. B)IV. C)lll. D) II. E) I.
(ÖYS 1993)
12. (I) Bu sanatçının en son çıkan şiir kitabı, fil) Kitapta 1987- 1990 yılları arasında yazdığı şiirleri var. (III) Kitaptaki bölüm adları, aynı zamanda o bölümlerdeki ilk şiirlerin de adları. (IV) Sanatçı bu kitabını bölümlere ayırmasa da olabilirdi. (V) Çünkü kitap, istediğiniz sayfadan okumaya başlayabileceğiniz, kimi yerleri atlayıp, kimi yerleri de geri dönerek okuyabileceğiniz bir yapıya sahip,
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde kişisel görüşe yer verilmiştir?
A) I. ve II B) II. ve III. C) II. ve IV.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
(ÖYS 1995)
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “sezgi, tahmin” söz konusu değildir?
A) Bu olayın böyle sonuçlanacağım ben çok önceden anlamıştım.
B) Nasıl bir mutluluk içinde bulunduğunu gözlerinden okuyordum.
C)Bu sırrı, sonsuza değin yüreğimde taşıyacağıma söz veriyorum.
D) Bu konuyu, onun yanında rahatça konuşabileceğimi sanıyorum,
E) Paraya düşkün biri olduğunu konuşmalarından çıkarmıştım.
(ÖSS 1990)
14. Aşağıdakilerin hangisinde bir koşula bağlı olma niteliği vardır?
A) Onu görünce şaşırdım kaldım.
B) Onu gördükçe seni hatırlıyorum.
C) Onu gördüğümde henüz bebekti.
D) Onu göreli rahatım kaçtı.
E) Onu gördükten sonra buraya geldim,
(ÖSS 1983)
15. Aşağıdakilerin hangisinde birinci cümlecik ikincinin nedeni durumundadır?
A) Biraz daha yaklaşınca onu kıyafetinden tanıdı.
B) Kar yağmıyorsa yola çıkmışlardır.
C) Gelir gelmez beni arayacağını söylemişti ama aramadı.
D) Fazla ışık gözlerime dokunduğundan perdeyi kapattım.
E) Ana caddeyi geçtikten sonra okul yoluna girdiler.
(ÖSS 1986)
CEVAPLAR
| 1.B | 6.C | 11.D |
| 2.E | 7.A | 12.E |
| 3.B | 8.E | 13.C |
| 4.D | 9.B | 14.B |
| 5.B | 10.D | 15.D |
]]>
1. “Bütün gün, sabahtan akşama değin bu dar keçi-yolunda, bu ince, taşlı patikada, yürümekten ayaklarımızın altı şişmiş, tabanlarımız kabarmış, dizlerimizin dermanı ve gücü tükenmişti.” cümlesini, bu cümlenin anlamını bozmadan kısaltarak kursak, en uygun biçim aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Bütün gün bu dar keçiyolunda yürümekten dizlerimizin dermanı ve gücü tükenmişti.
B) Sabahtan akşama değin yürümekten tabanlarımız kabarmış, dizlerimizin dermanı tükenmişti.
C) Bütün gün bu patikada yürümekten tabanlarımız kabarmış, dizlerimizin dermanı tükenmişti.
D) Sabahtan akşama değin yürümekten ayaklarımızın altı şişmiş, dizlerimizin gücü tükenmişti.
E) Bu ince, taşlı patikada yürümekten tabanlarımız şişmiş, dizlerimizin dermanı tükenmişti.
(ÜSS 1976)
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş bırakılan yere, ayraç İçinde verilen sözün getirilmesi anlamca uygun olmaz?
A) Yazarın çok yalın, basit, okuru yormayan ve okudukça dilin tadını duyuran bir —– var. (biçemi)
B) Hangi konuyu işlerse işlesin öykülerinin dokusunda bir —-, daha doğrusu onu başkalarından ayıran özgün yanlar vardır. (denenmişlik)
C) Yıllar önce yazılan “Yalnızlık” adlı şiir, bugüne değin değerini yitirmemiş, —- niteliği kazanmıştır. (klasik)
D) Bu yapıtın dili çok akıcı, anlatımı sürükleyici, -— karmaşıktır. (olay örgüsü)
E) Bir ara, yazdığı şiirlerde anlamı bir yana bırakmış, — önem vermiş. (biçime)
(ÖSS 2008)
3. Önemli olan okuduğumuz kitapların sayısı değil,
Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) bu kitapların yaşamımıza ne kattığıdır
B) onların bize kazandırdığı yeni duygulardır.
C)okuduklarımızın davranışlarımızı yaşama bakışımızı nasıl etkilediğidir
D) onlardan edindiğimiz bilgilerle yeni bir dünya kura bilme m İzdir.
E) Onların, eleştirmenlerce nasıl değerlendirildiğidir.
(ÖSS 1999)
4. (I) Biraz sonra arkadaşımız girdi odaya. (II) Bir balıkçı kazağı, o kazağı çekici kılan yarım bir palto vardı sırtında. (III) Yakalarını kaldırmıştı. (IV) Gözlüklüydü. (V) Sevinç, heyecan, alay karışımı hissini veren gülümsemesi, yüzünün ayrılmaz bir parçası gibiydi ve kendine özgüydü.
Bu parçanın yazarı, hangi cümlelere kendi duygularını katmıştır?
A) I. ve Il. B) I. ve III. C) II.ve V.
D) III. ve IV. E) IV, ve V.
(ÖSS 1990)
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişinin karşıt özellikleri bir arada verilmiştir?
A) Yaşamı boyunca bilgi edinmeye, kendini yenilemeye, dahası kendini aşmaya çalıştı,
B) Doğruluğundan emin olduğu düşüncelerini, her zaman, her yerde, herkese karşı yılmadan savundu.
C) İnandıklarını ödün vermeden, savunurken yumuşaklık ve incelikle uzlaşma sağlamaya da özen gösterirdi.
D) Uzmanlığın, salt diplomaya bağlı bir san olmayıp ilgi bilgi ve inançla elde edilebileceğini söylerdi.
E) Yönetici olarak birlikte çalıştığı kişilere, insanca bir sıcaklıkla yaklaşır, içten bir ilgi gösterirdi.
(ÖYS 1997)
6. “Neyi, nerede, neden anlattığımı unutmuşum.”
Cümlesinde unutulduğu vurgulanan şeyleri tümüyle içeren cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğrencilik günlerinizi, Londra dönüşünde biz eski arkadaşlarınıza uzun uzun anlatmıştınız.
B) Öğrencilik günlerinizi, bir arkadaş toplantısında kimi arkadaşlar yurt dışına gideceği için anlatmıştınız,
C) Öğrencilik günlerinizi, adınıza düzenlenen bir toplantıda bizlere coşkuyla anlatmıştınız.
D) Öğrencilik günlerinizi, sıkıntılar, güçlükler karşısında yılmadığınızı belirtmek için anlatmıştınız.
E) Öğrencilik günlerinizi sizden anlatmanız istendiği İçin, ayrıntılarıyla anlatmıştınız.
(ÖSS 1981)
7. (I) Öykülerimdeki biçimsel ve içeriksel yenilikler salt kendi çabalarımın ürünü değildir. (II) Onları oluştururken öyküyü öykü yapan bütün geleneklerden ve yeniliklerden yararlanmaya çalışıyorum, fili) Olay, konu, karakter, tip, durum, kesit, diyalog,., (IV) Öyküyü oluşturan bütün öğeler eşit ölçülerde girmeli öyküye diye düşünüyorum. (V) Öykünün ağırlık merkezini yaymaya çalışarak bunlardan birinin, ötekinin önüne çıkmasını engellemek istiyorum.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV. ve V
(ÖSS 2000)
8. (I) Ben, yaşamı bir paylaşım olarak görüyorum.(II) Bu nedenle insanların yaşamını zenginleştirmek, onlara ölümsüz bir şeyler bırakmak gerektiğini düşünüyorum. (III) Ölümsüz sözüyle anlatmak istediğim, kendi ölümsüzlüğüm değil tabii ki, yapıtın ölümsüzlüğü; işte sergimi bu düşüncelerle düzenledim. (IV) insanların sergiyi gezip, gördükleriyle ilgili birtakım değerlendirmeler yapması benim için çok hoş bir şey. (V) Benim istediğim de zaten buydu, ticari bir kaygım hiç olmadı.
Bir ressamın düşüncelerinin anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle İlgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, kendi bakış açısını ortaya koyuyor.
B) II.cümlede, kimsenin ulaşamadığı başarılar peşinde koştuğunu belirtiyor.
C) III. cümlede, kullandığı bir kavramla İlgili açıklama yapıyor.
D) IV. cümlede, başkalarını yapıtları üzerinde düşündürmekten mutluluk duyduğunu açıklıyor.
E) V. cümlede, maddi bir beklentisinin bulunmadığını söylüyor.
(ÖSS 2007)
9. Sanat, toplumdaki bireylerin çoğunluğunu dikkate alarak onların çizgisine inmemeli, tersine hep biraz önden gitmelidir.
Bu cümlede sanatla ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplumdaki belli bir kesime seslenmeli, sanatçının düşüncelerini halka yaymalıdır.
B) Toplum düzeyinin altına düşmemeye çalışmalı, herkese seslenmelidir.
C) Toplumdaki bireylerin düzeyini göz önünde tutarak onlara ulaşmaya çalışmalıdır.
D) Toplum düzeyinin üstünde olmalı, topluma yol göstermelidir.
E) Toplumu yönlendirmekten çok, bireylerin beğeni düzeyini yükseltmelidir.
(ÖYS 1993)
10. (I) Eleştirmeni öteki yazarlardan ayıran en önemli nokta, eleştirmenin konusunu yaşamdan değil, yazından seçmesidir. (II) Çünkü eleştirmenin temel işlevi, okuyucuların yazınsal ürünleri daha iyi anlayıp değerlendirmelerini sağlamaktır. (III) Bu yönden, okuyucuyu göz önünde bulundurma eleştirmen için bir zorunluluktur. (IV) Eleştirmenin düşüncelerini olabildiğince somut ve yalın biçimde dile getirmesi gerekir. (V) “Yalınlık” la kastedilen, düşüncelerin akıcı, kolay anlaşılır cümlelerle dile getirilmesinin yanında bunların birbirleriyle olan bağlantılarıdır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde, eleştirmenin yapıtla okuyucu arasında köprü oluşturma görevinden söz edilmektedir?
A) I. B)II. C) III. D)IV. E)V.
(ÖSS 1997)
11. Yol ırmağın kıyısından geçiyordu. Yol kilometrelerce sürüyordu. Yol asfalt ve gölgeliydi.
Yukarıdaki cümlelerin, anlamlarını koruyarak tek cümleye dönüştürülmüş en uygun biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kilometrelerce süren ırmağın kıyısından geçen yol asfalt ve gölgeliydi.
B) Asfalt ve gölgeli yol ırmağın kıyısından geçiyor, kilometrelerce sürüyordu.
C) Irmağın kıyısından asfalt ve gölgeli yol geçerek kilometrelerce sürüyordu.
D) Irmağın kıyısından kilometrelerce süren asfalt ve gölgeli yol geçiyordu.
E) Irmağın kıyısından geçen asfalt ve gölgeli yol kilometrelerce sürüyordu.
(ÖSS 1984)
12. I.Eleştirmen, sanat yapıtını açıklamaya, onun anlaşılmasını kolaylaştırmaya çalışır.
II. Her eleştirmen, “eleştirme”nin esere bağlı bir değerlendirme olduğunu, övmek ya da yermek amacıyla yapılmayacağını bilmek zorundadır.
III. Eleştirmenin bir amacı da sanatçıya yol göstermek, yaratıcılığını artırmada ona yardımcı olmaktır.
IV. Eleştirmen, keyfi yargılardan kaçınmalı, söylediklerini kanıtlayarak nesne!l yargılara ulaşmalıdır.
Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımından birbirine en yakın olanlar hangileridir?
A) II ile III. B) I. ile IV C) I. ile II.
D) II. ile IV. E) III. ile IV.
(ÖSS 1988)
13. (I) Yazarın, kullandığı dilde eriştiği yetkinlik inkâr edilemez. (II) Kahramanların kullandıkları sözcüklerden kimilerinin, konuşulduğu gibi yazılması bu kitabı okurken bir sahne yapıtı izlemenin sıcaklığını hissettiriyor insana. (III) Yazara özgü uzun cümleler, onun anlatımının en önemli özelliği olarak görünüyor. (IV) Kopukluğun hiç görülmediği bu uzun cümleler, dilsel bir gösterinin en canlı Öğesini oluşturuyor. (V) Öte yandan, cümlelerin uzunluğu, yazarın anlatımının akıcılığına gölge düşürmüyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde, söz konusu yazarın kullandığı dilin okur üzerindeki etkisinden söz edilmektedir?
A) I. B) II. C)lll. D) IV. E) V.
(ÖYS 1996)
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı bir düşünce dile getirilmiştir?
A) Üslup, insanın konuştuklarını ve yazdıklarını biçimlendiren kişisel bir öğedir.
B) Bir sanatçının üslubu, o sanatçının kendisidir.
C) Sanatçı, sözcükleri seçip yan yana getirirken onlara kendi damgasını vurur.
D) Üslup, sanatçının kişiliğini yansıtan bir aynadır.
E) Bir sanatçı, yarattığı yapıtın türüne göre üslup kullanır.
(ÖSS 2003)
15. I. Zekânın, pek kolay kavranamayan çok karmaşık bir yapısı vardır.
II. Zekâ, doğuştan getirilen gücün, çevre olanaklarıyla işlenmesi sonucu oluşur.
III. Zekâ ne sadece kalıtsal ne de sadece çevresel etkenlerle açıklanabilir.
IV Önce zekâyı tanımlamak, sonra da bu tanıma uygun bîr Ölçme aracı geliştirmek gerekir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) l. ve IV. C) II. ve III.
D) II. ve IV E) III. ve IV.
(ÖSS 2000)
CEVAPLAR
| 1.C | 6.B | 11.E |
| 2.A | 7.E | 12.D |
| 3.E | 8.B | 13.B |
| 4.C | 9.D | 14.E |
| 5.C | 10.B | 15.C |
]]>
1. Romanlarında yalnızca kendi duygularını, düşlerini yaşadıklarını anlatan romancı, bir tür gizli yaşam öyküsü yazıyor demektir.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?
A) Kimi romancıların yarattığı tipler ve karakterler, yaratıcılarının yaşamından izler taşır.
B) Bir romanın değeri, gerçekleri tıpa tıp yansıtmasıyla ölçülür.
C) Kendisini anlatan romancılar yarınlara kalır.
D) Romancının yaratma gücü, yaşantısının zenginliğiyle ilişkilidir.
E) Anlattıkları, kendi yaşamıyla sınırlı olan romancılar daha kolay yazarlar.
(ÖSS 1994)
2. Yazara göre beden ile zekâ arasında nasıl bir ilişki vardır?
A) Beden ile zekâ birlikte gelişir.
B) Beden gelişir, zekâ harab olur.
C) Beden harab olur, zekâ gelişir.
D) Zekâ harab oldukça beden de harab olur.
E) Beden ile zekâ arasında belirli bir ilişki yoktur.
(ÜSS 1967)
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” söz konusudur?
A) Onu olduğu gibi kabul etmesini söyledim,
B) Bir de aldığı gibi getirmesini öğrense.
C) O geldiği gibi gitmesini de biliyor.
D) Konuştuğu gibi yazmak için çok özen gösteriyor.
E) Çalışmayı sevdiği gibi eğlenmeyi de seviyor.
(ÖSS 1988)
4. (I) Bugün olduğu gibi ilkçağda da bu yöreyi varlıklı kılan Toroslardı; bu dağların sularıydı. (II) Toroslarda su, yeryüzüne çıkar çıkmaz denizi aramaya başlar. (III) Vadileri dolanarak, başını taşlara vurarak akar da akar. (IV) Derin boğazlara girdiğinde coşup köpüren ırmaklar, düze inince miskinleşir. (V) İşte orada, suyun toprakla uyumu ve bu uyumun getirdiği bereket başlar.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde birbirine karşıt iki durumdan söz edilmektedir?
A) I. B)II. C)lll. D) IV E) V
(ÖYS 1994)
5. (I) Kentlerin de kimliği vardır; bu kimliği oluşturan öğelerin başında da yapılar gelir. (II) Yapılar, kentlerin belirleyici özelliklerini yansıtır. (III) Örneğin Paris, Londra, Brüksel, Moskova deyince ilk akla gelenler, kuleler, köprüler, kubbeler ve gökdelenlerdir. (IV) Ya İstanbul deyince! (V) Elbette ki minarelerden kubbelere uzanarak, Kız Kulesi’nden Galata Kulesi’ne değin birçok şeyi ‘ sayabiliriz. (VI) Çünkü bu tipik yapılar kentle Özdeşleşmiştir. (VII) Bu yapıları kentten, kenti de bunlardan ayrı düşünmek olanaksızdır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri aynı anlamı İçermektedir?
A) I. ile II. B) l. ile II. C) II. ile III.
IV. ile V. VI. ile VII. V ile VI
D) IV. ile V. E) VI. ile VII
III. ile V. VI. ile VII
(ÖSS 1998)
6. Aşağıdakilerin hangisinde verilen dizelerde düşsel öğeler yoktur?
A) Bir tren gelir her gün bu saatte
Aralıksız öter düdüğü
B) Yağmur ana, yeşil yünden
Örmüş tarlanın hırkasını
C) Bir rüzgâr esiyor dağlardan ovaya doğru
Okşayarak ağaçları, otları
D) Tanı beni, her mektupta yumak yumak
Rüzgârla pullayıp gönderdiğim bulut
E) Sesin gömlek yerine asılı balkonumda
Her zaman yıkanmış, her zaman ıslak
(ÖSS 2000)
7. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın başlangıç cümlesi olabilir?
A) Oysa bu sanatçının çağında daha niceleri yaşamış, ürün vermiştir.
B) Kimi ise sanatın en çetin doruklarına tırmanmayı bilmiştir.
C)Bir de gerçek İnsanlık örneği olmuş kişiler vardır.
D) Bunun bir nedeni olmalı diye düşünmez misiniz?
E) Geçen gün şiir kitaplarını şöyle bir karıştırdım.
(ÖSS 1983)
8. Bir yönetmenimiz şöyle diyor: “Gerçek bir film, ayakkabının içine kaçan bir taşa benzemelidir.”
Bu cümlede, filmle ilgili olarak belirtilmek istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir durumu eleştirel yaklaşımla ele alıp olumlu ve olumsuz yönleriyle yansıtmalıdır.
B) İnsanı ve toplumu tedirgin eden sorunlar üzerinde bizi düşünmeye zorlamalıdır.
C) İnsanın duygu dünyasını etkileyecek nitelikte olmalıdır.
D) İzleyenlerin, yaşamı daha iyi tanımasına olanak sağlamalıdır.
E) Değişik yollara başvurarak izleyicilerin ilgisini kamçılamalıdır.
(ÖSS 2006)
9. Aşağıdaki yargılardan, hangisi kişisel düşünce içermemektedir?
A) Bu kitap, duyguları etkileyen betimlemelerden uzak, günlük konuşma dilinin inceliklerini içinde barındıran bir dille yazıldığı için her yaştaki okurun beğenisini kazanıyor.
B) Yazar, bu kitabıyla engin bir birikimi yapıtlaştırarak okura farklı bir dünyanın kapılarını açıyor.
C) Geçen yıl yitirdiğimiz romancımız adına düzenlenen yarışmada bu yazar, ilk romanıyla ödül aldı.
D) Bu yazar, gücünü çekici anlatımından ve İlginç olaylardan alan, genellikle şaşırtıcı sonuçlarla biten öyküleriyle tanınmıştır.
E) Öyküde kahramanın, güçlüklerle savaşmaktan yılmayan, üretken ve yaratıcı bir insan olduğu gösterilmek istenmiş.
(ÖSS 2002)
10. (I) O, folklorun bir ülkenin gerçek kültür kaynağı olduğunu savunan bir araştırmacıydı. (II) Folklorun, sadece el işlemelerinden ya da türkülerden oluştuğunu öne sürenlere karşı çıkıp kapsamının çok daha geniş olduğunu ortaya koydu. (III) Geride, dünle bugünü kaynaştıran, yarının yaratıcılarına ışık tutacak ölümsüz bilgiler ve belgeler bıraktı. (IV) Bu belgeler çağdaş yöntemlerle derlenip bir araya getirildi. (V) Böylece genç kuşakların yararlanmasına sunuldu.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, söz konusu araştırmacının yapıtlarının özelliği belirtilmektedir?
A) I. B) ll. C)lll. D) IV. E) V.
(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)
11. (I) Günü gününe pek uymaz bu kentin. (II) Bir bakarsın, yaz ortasında buz kesmişsin; bir bakarsın, kasım ortasında ceket fazla gelmiş. (III) Geçen eylül ayının son günü kente yağmur yağarken, kentin sırtını dayadığı dağa kar yağıyordu. (IV) Ertesi gün ise mayıs sonu güneşine benzeyen, pırıl pırıl bir hava… (V) Neredeyse tüm ekim ayı, böyle geçti. (VI) Oysa daha güneyimizdeki bir başka kente çoktan kış gelmişti.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden önceki cümlenin açıklaması durumundadır?
A) II. B)III. C)IV. D)V. E) VI.
(ÖSS 2000)
12. İnsanlar genellikle, “Dolu dolu yaşıyorum.” demezler; “Dolu dolu yaşadım.” ya da “Dolu dolu yaşayacağım. “derler.
Bu cümlede anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisine en yakındır?
A) Günlük sorunlar insanın mutluluğunu engeller.
B) İnsanlar, ya gençlikte ya da yaşlılıkta mutlu olurlar.
C) İnsanlar, yaşadıkları andaki mutluluğun farkına varamazlar.
D) Bulunduğu ortama uyum sağlayamayan kişi mutlu olamaz.
E) Ancak güzel bir çocukluk dönemi geçirenler mutlu olabilirler.
(ÖSS 1993)
13. Romanın temel kişisi Mahmut, babasının isteği dışında, gizlice denizci olur. Fırtınalarla, dalgalarla boğuşarak yaşamını kazanmak, en büyük tutkusudur onun. Ne ki babası ölünce denizi bırakıp Bodrum’a döner, bir köy ağasının kızıyla evlenerek bu kez de ekmeğini topraktan çıkarmaya başlar. Ama deniz tutkusunu yenemeyen Mahmut evini, karısını bırakıp tekrar denize döner.
Bu parçada altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı değişmez?
A) toprakla uğraşmaktan hoşlanmayan
B) denizden uzak yaşayamayacağını anlayan
C) denizin topraktan daha verimli olduğuna inanan
D) verdiği karardan Ötürü kendini suçlayan
E) macerayı, aile mutluluğundan üstün tutan
(ÖYS 1995)
14. “Kanı niteliğini taşıyan yargıların doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamaz. Çünkü bunların kişiden kişiye değişen, göreli bir yanı vardır.”
Yukarıdaki açıklamaya göre, aşağıdakilerden hangisi kanı niteliği taşımaz?
A) Görünümü ve insanlar üzerindeki etkisi bakımından dört mevsimin en güzeli ilkbahardır.
B) Boks, seyirciyi sürekli bir gerilim ipinde tutan bir spor türüdür,
C) İstanbul, konumu ve doğal güzellikleri yönünden en çok sevilen kentimizdir.
D) Turuncu, kırmızı ile sarının karışımından elde edilen bir renktir.
E) Çiçekler arasında karanfilin, rengi ve kokusu yönünden özel bir yeri vardır.
(ÜSS 1980)
15. Aşağıdakilerden hangisi bir “tanım” cümlesidir?
A) Lirik şiir, akıldan çok düş gücüne, düşünceden çok duyguya yaslanır.
B) Lirik şiirde, aşkın her türlü görünüşü, bütün yönleriyle dile getirilir.
C) Lirik şiirde şair, sözcükleri seçerken, onların ses ve görüntü gücünü göz önünde tutar.
D) Lirik şiir, duyguların, çok etkili ve coşkulu bir biçimde dile getirildiği şiir türüdür.
E) Lirik şiirde yıllar yılı, aşk, ölüm, din gibi belirli temalar işlenmiştir.
(ÖSS 1990)
CEVAPLAR
| 1.A | 6.A | 11.A |
| 2.C | 7.E | 12.C |
| 3.B | 8.B | 13.B |
| 4.D | 9.C | 14.D |
| 5.E | 10.C | 15.D |
]]>
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “koşula bağlılık” söz konusudur?
A) Konuşmak üzere kürsüye yöneldi.
B) Evden çıkmak üzere olduğunu öğrendim.
C) Kitabı geri vermek üzere aldı.
D) Güneş doğmak üzereyken yola çıktık.
E) Onu trene binmek üzereyken yakaladık.
(ÖSS 1988)
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişinin kendisine yönelik eleştirisi daha ağır basmaktadır?
A) O yıllarda İstanbul’a göçenlerin sayısı arttıkça kenti sıkıcı bulur, oradan kaçıp kurtulmanın yollarını arardım.
B) O yaşlarda, kadınla erkeği karşı karşıya getiren filmleri daha çok severdim.
C) Sinema salonunun loşluğunda koltuğa gömüldüm mü günlük sıkıntılarımdan sıyrılır, hayallere dalardım.
D) Bugün artık hoşlanmadığım kaçma kovalama eylemleri üzerine kurulu romanları, o günlerde severek okurdum.
E) O zamanlar, içinde bulunduğum koşulları değerlendiremediğim için çok yakınımda olan mutluluğu göremez, onu çok uzaklarda arardım.
(1997-ÖSS)
3. Aşağıdakilerin hangisinde, yazara ilişkin açıklamayla ayraç içinde verilen nitelik birbiriyle uyuşmamaktadır?
A) Dilin anlatım olanaklarının sınırlarını genişleterek okurlarına yeni dünyaların kapılarını açar. (yaratıcı olma)
B) Olayları, insanları, hatta cansız varlıkları duygulu, renkli bir biçimde dile getirir, (anlatımsal etkileyicilik)
C) Her yaratısından sonra ara vermeden bir yenisini düşünür, (üretkenlik)
D) Anlattıklarına yönelik ipuçları vererek okurun düşünme ve düş gücünü kamçılar, (kişiliğini sizlerine)
E) Yapıtlarında, okur yaşananlardan kesitler bulur, (gerçekleri yansıtma)
(ÖSS 2009)
4. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, konuya bakış açısından öbür dördünden ayrıdır?
A) Allah kulunu kısmeti ile yaratır.
B) Baykuşun kısmeti ayağına gelir.
C) Her kaşığın kısmeti bir olmaz.
D) Kısmet gökten zembille inmez.
E) Kısmetinde ne varsa, kaşığında o çıkar.
(ÜSS 1979)
5. Sanatçı, her sergisinde yeni arayışların ve yeni düşüncelerin ürünü olan yapıtlara yer veriyordu.
Bu cümle, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir?
A) Yapıtlarında kendinden önceki sanatçıların deneyimlerine bağlı kalıyordu.
B) Yapıtlarını, izleyicilerin beğenisini göz önünde bulundurarak biçimlendiriyordu,
C) Yapıtlarında, denenmemişi deniyor, kendine özgü bir üslup yaratıyordu.
D) Son yaptığı tablolarla, daha önce yaptıkları arasında konusal bir ortaklık görülüyordu.
E) Yapıtlarında, herkeste aynı etkiyi ve düşünceyi uyandıran bir renk uyumu göze çarpıyordu.
(ÖYS 1997)
6. (I) Gazetenin Ömrü bir gündür. (II) Ancak, kimi gazeteleri okuduktan sonra ya tümünü ya da bir bölümünü saklama gereği duyarsınız, fili) Orada anlatılanların, daha sonraki günlerde göz atmanızı gerektiren bir nitelik taşıdığını düşünürsünüz. (IV) Bu nitelik yazının oluşturuluş biçimiyle ilgilidir. (V) Yazıda söylenenler sizin düşüncelerinize uymasa bile onların tutarlı bir biçimde savunulduğunu görürsünüz. (VI) Yazının sizi çeken yönü de budur işte.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden önceki cümlede bildirilen işin gerekçesi durumundadır?
A) II. B)lll. C)İV. D)V. E) VI.
(ÖSS 1992)
7. “(I) Ankara’daki yoksul halka parasız ilaç dağıtacak belediye eczanesi dün hizmete açılmıştır. (II) Açılış töreninde Belediye Başkanı, amacın, yoksul ve dar gelirli halka hizmet götürmek olduğunu belirtmiştir. (III) Bu eczane, Belediye Sağlık İşleri Müdürlüğüne bağlı olacaktır. (IV) Eczaneden yararlanmak isteyenlerin, mahalle muhtarından yoksulluk belgesi almaları gerekmektedir. (V) Söz konusu belge ile belediye hastanelerinin yazdığı reçetelerdeki ilaçlar hiçbir ücret alınmadan hastalara verilecektir,”
Yukarıdaki gazete haberinde numaralanmış cümlelerden hangisi, tek başına bir haber olarak verilebilir?
A) I B) ll C) III D) IV E) V
(ÖSS 1981)
8. Aşağıdaki sıralı cümlelerin hangisinde, ikinci cümle birincinin yorumudur?
A) Ayrıntıları iyi seçiyor, bunları ustaca kullanıyor,
B) İkide bir karşıma çıkıyor, sanki beni izliyor.
C)Bu gömleğin rengi hoşuma gitmedi, ötekini beğendim,
D) Onlara gülüp geçmek İstiyorum, olmuyor.
E) Koluma giriyor, başlıyor konuşmaya.
(ÖYS 1993)
9. Sen güle güle git, ……..; ben ona çok iyi bakarım.
Bu sözlerin, anlamca en uygun biçimde tamamlanabilmesi için, boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) bir dediğini iki etme
B) başını boş bırakma
C) ne hali varsa görsün
D) gözün arkada kalmasın
E) başının çaresine baksın
(ÖSS 1990)
10. Bunca yıllık deneyim sonunda ben de öğrendim ki herhangi bir olay karşısında umutsuzluğa düşüp de kendini bırakmayan, güçlüklere teslim olmayan kişi, onları göğüsleyebilir ve çoğu zaman da hepsinin üstesinden gelebilir.
Bu cümlede söylenenleri bütünüyle İçeren yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Zorluklar karşısında kolay kolay pes etmemek insanı başarıya götürür.
B) Geleceğe olan inanç, umutsuzluğa kapılmayı önler.
C) Güçlükler, insana yaşama deneyimi kazandırır.
D) Umutsuzluk, insanın direnme gücünü yok eder.
E) Zorluklarla ancak deneyimli insanlar savaşabilir,
(ÖSS 1990)
11. “Sütle giren huy, canla çıkar” atasözünde savunulan görüş, aşağıdakilerden hangisine karşıttır?
A) Alışkanlıkların sürekliliğine
B) İnsanoğlunun değişmezliğine
C) Eğitimin değiştirme gücüne
D) Huylunun huyundan vazgeçmezliğine
E) İlk yaşların, kişiliğin oluşumundaki önemine
(ÜSS 1975)
12. (I) Günlerden bir gün benim gibi çalışan bayanların katılacağı bir dağcılık macerası yaşamaya karar verdim. (II) Sabahtan akşama değin işyerinde yorulan, ev işleriyle gününü tamamlayan kadınlar, boş zamanlarında bile, ev – iş ikileminden kurtulamamaktadır. (III) Neden onlar da bir günlerini yalnızca kendilerine ayırıp dağa, doğaya gitmesinler? (IV) Bu düşünceyle, her türlü sorununu dağın eteklerinde bırakmaya razı olacak gönüllüler aramaya koyuldum. (V) Şaşılacak kadar kısa bir sürede, oldukça kalabalık bir grup oluşturdum.
Bu sözleri söyleyen kişinin sözünü ettiği etkinliği düzenlemesine yol açan durum numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtilmiştir?
A) I. B)ll. C)lll. D) IV E) V
(ÖYS 1997)
13. (I) Bu kitap, otuz beş yılın bir hesaplaşması niteliğini taşıyor. (II) Bir solukta okunabilir türdeki kitapların ilginç bir örneğini oluşturuyor. (III) Ne var ki yazarın, genellikle sevdiğim dilini daha doğrusu dili kullanım özelliklerini bu kitapta bulamadım. (IV) Bu durumun, onun yapıtı ivedilikle kaleme alıp hemen okur önüne çıkarma zorunluluğundan kaynaklandığına inanıyorum, (V) Çünkü bu sanatçımız, böylesine hareketli olayları daha çarpıcı, daha büyüleyici bir anlatımla dile getirebilecek güçte bir yazardır.
Yukarıdaki numaralı cümlelerin birinde, söz konusu kitabın bir eksikliğinden, ötekinde de bunun nedeninden söz edilmektedir. Bu cümleler aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve III.
D) III. ve IV E) IV ve V
(ÖYS 1995)
14. “……. bir yana ………. hatta ………bile yoktu.”
Yukarıda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilirse anlamlı bir cümle elde edilir?
A) gaz lambamız – mumumuz – elektrik
B) mumumuz – elektrik – gaz lambamız
C) elektrik – mumumuz – gaz lambamız
D) gaz lambamız – elektrik – mumumuz
E) elektrik – gaz lambamız – mumumuz
(ÖSS 1981)
15. (I) Roman yazarken konuşmalara yer vermek çoğunlukla kaçınılmazdır. (II) Hatta salt konuşmalardan oluşan romanlar bile vardır. (III) Bu romanlarda herhalde amaç, tip yaratmaktır. (IV) iki satırlık bir konuşma, bir karakteri on sayfalık bir betimlemeden daha başarılı bir biçimde çizebilir. (V) Bunun başarılı örneklerine M. Ş. Esendal’ın Ayaşlı ve Kiracıları adlı yapıtında rastlıyoruz.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “karşılaştırma” yapılmıştır?
A)I. B)ll. C)III. D) IV. E) V.
(ÖSS 2001)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
| 1.C | 6.B | 11.C |
| 2.E | 7.A | 12.B |
| 3.D | 8.B | 13.D |
| 4.D | 9.D | 14.E |
| 5.C | 10.A | 15.D |
]]>
1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde eylem, nedeniyle birlikte verilmiştir?
A) İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize atlarcasına
B) Uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Dinleneceksin bir kum tanesi, bir yaprak gibi
C) Kederi de yaşamalısın bütün benliğinle
Acılar da sevinçler de olgunlaştırır insanı
D) Yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Koklamaktan bitkin düşmüşçesine bir çiçeği
E) İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
(2010 LYS )
2. “Hak. görev, sorumluluk üçgeninin dışına taştığın gün, yaptığın işin ——“
Düşünsel bütünlüğü olan doğru bir cümle kurmak için yukarıdaki yarım cümleyi aşağıdakilerden hangisi ile tamamlamak gerekir?
A) iftira olduğunu göreceksin.
B) lekelemek olduğunu kavrayacaksın.
C)suç olduğunu bileceksin.
D) karalama olduğunu sezeceksin.
E) aşağılama olduğunu bileceksin.
(ÜSS 1978)
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem beğenme hem de olumsuz bir eleştiri söz konusudur?
A) Sözcük seçimindeki özensizlik, çevirmenin, ‘metnin aslına bağlı kalmadaki titizliğine gölge düşürüyor.
B) Öyküleriyle Türk edebiyatında seçkin bir yer alan sanatçının bu yapıtları, yabancı dillere çevrilmiştir.
C) Sanatçının ilk şiir kitabını sevinç ve heyecanla okurken çocukluk günlerimi düşünüyorum.
D) Sanatçı, günlüklerinde zaman zaman başka kişilerin konuşmalarına da yer vermiştir.
E) Kitapta, eski eğitim düzenimizin olumsuz yönleri karşılaştırmalı bir yöntemle anlatılıyor,
(ÖYS 1995)
4. Karşılaştığımız kişilerin ya da durumların iyi yanlarını belirtmekten çok, kötü yanlarını görüp dile getirmeyi yeğleriz.
Bu cümlenin anlamına en yakın yargı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Güzelliği ve çirkinliği değerlendirirken aşırılığa kaçarız,
B) Her şeyin en iyisini bildiğimizi düşünürüz.
C) Beğenmek yerine, kusur bulmaya eğilimliyiz
D) Başkalarının kusurlarını daha kolay görürüz.
E) Başkalarını değerlendirmekte güçlük çekeriz.
(ÖSS 1996)
5. Dost canlısı, sevgi dolu, nitelikli bir insandı. Dünyaya hep yüreğinin penceresinden baktı. Yardıma ihtiyaç duyduğu en güç günlerinde, en çok güvendiği kişileri yanında görmediğinde bile onları sevmekten, bağışlamaktan kaçınmadı. Kırgınlıkların nedenini kendinde aramayı yeğledi.
Bu parçada geçen “dünyaya hep yüreğinin penceresinden bakma” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Olayları, durumları duygularına göre değerlendirme
B) Çevresindekileri üzmekten kaçınma
C) Yaşananları değişik yönleriyle düşünme
D) Yakınlarının mutluluğunu isteme
E) Kendi düşüncelerinin doğruluğuna inanma.
(ÖSS 2009)
6. “Bakıra başka elementlerin katılması, elektrik ve ısı iletkenliğini azaltır;………sertliğini artırır.”
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere, anlamın akışına uygun olarak, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) buna karşın B) gerçek şu ki
C) kaldı ki D) buna karşılık
E) Öyle ki
(ÖSS 1981)
7. (I) Hiçbir şey ak ya da kara diye ayrılmaz onun romanında. (II) Mutluluklar, hüzünler, sevinçler, acılar ip İpe yaşanır. (III) Bunları anlatırken mekanik kurgulardan, neden-sonuç ilişkilerinden özellikle kaçınır. (IV) İzlediği bu yol, okurun, olaylara romancının gözüyle bakmasını sağlar. (V) Roman boyunca, roman kişileriyle yazar arasında bir tartışma olmaz, (VI) Bu da kişilerin inandırıcılığını artırır büyük ölçüde.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi I. cümlede belirtilen görüşü destekleyici niteliktedir?
A) II. B)III. C)IV. D)V. E) VI.
(ÖSS 2001)
8. Zamanında eleştirmenlerce incelenmemiş, iyi değerlendirilmemiş, bu nedenle de basan kazanamamış bir yapıtın, iyi bir yapıt da olsa, ileride hakkını alabilmesi çok zordur.
Bu cümlede belirtilmek istenenle aşağıdakilerden hangisi arasında anlamca bir yakınlık vardır?
A) Eleştirmen, edebiyatçı diye nitelendirilen herkesin yapıtını değil, bunlar arasından seçtiklerini değerlendirmelidir.
B) Bir yapıt tamamlanıp yazarın elinden çıkınca onu geniş kitlelere tanıtacak ya da okur katındaki değerini belirleyecek olan kişi eleştirmendir.
C) Eleştirmen, daha önce yücelttiği bir yazarın sanat değeri olmayan bir yapıtıyla karşılaştığında, saptadıklarını tüm gerçekliğiyle yazmalıdır.
D) Eleştirmenin temel görevi, yazarın ne yapmak istediğini açıklığa kavuşturup okurla yapıt arasında köprü kurmaktır.
E) Eleştirmen, özellikle kimi yapıtlarda, içeriğin önemini, tiplerin ve karakterlerin çizilmesindeki ustalığı ya da acemiliği ortaya koyan kişidir.
(ÖYS 1996)
9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde yargı, gerekçesiyle birlikte verilmiştir?
A) Herkese selam verdi.
Beni ağlattı geçti.
B) Gözlerimin yaşlan
Mermere aksa deler
C) Ben yarime gül demem
Gülün ömrü az olur
D) Ben yârimi unutmam
Unutsa da o beni
E) Rengini gülden almış
Kokusun menekşeden
(ÖYS 1994)
10. (I) Bütün dünyada geleneksel olandan, halk hikâyesi ve destandan yararlanma yoluna gidilmiştir. (II) Müzik, resim, roman, öykü, şiir, tiyatro ve sinema gibi sanat dallarının hepsinde böyledir, (lll) Ben de böyle yapmak, geleneksel olanı çağdaş öykü sanatına taşımak istiyorum, (IV) Bu yöntemi ülkemiz yazınında ustaca uygulayan Yaşar Kemal’in izinde yürümek isteyişimin özünde de işte bu yatıyor. (V) Nitekim son yapıtımda geleneksele yönelişim açıkça görülebilir.
Yukarıdaki parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde amaç söz konusudur?
A) I. ve IV. B)l. ve V C) II. ve lll.
D) III. ve IV. E) IV ve V.
(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)
11. (I) Halka ulaşmamız, operanın halka seslenen bir sanat olduğunu anlatmamız gerekiyor. (II) Bu da büyük ölçüde halkla daha yakından iletişim kurmamıza bağlıdır. (III) Bu amaçla gelecek yıl bir yarışma düzenlemeyi ve sahnelenmeye değer görülen eserleri sahnelemeyi düşünüyorum. (IV) Eğer katılım sağlanırsa, bu tür yarışmaları ileride daha da çeşitlendirip zenginleştirerek sürdürmek istiyorum. (V) Bu tür etkinlikler Türk seyircisini, yavaş yavaş da olsa, operaya yaklaştıracak, ona operayı sevdirecektir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde bir tasandan söz edilmektedir?
A) l. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) III. ve V. E) IV ve V
(ÖSS 1997)
12. (I) Sanatçı bu yapıtında, öteki yapıtlarından değişik bir yöntem izleyerek bireylerin gündelik yaşamdaki çatışmalarını anlatmaktan kaçınıyor. (II) O, bu yapıtında çok farklı bir düşünceden yola çıkarak yazdıklarını, dünün bugünü, bugünün de yarını aydınlatacağı düşüncesine dayandırıyor, (III) Bunun için de kent ve köy yaşamından değişik kesitler sunuyor. (IV) Kurmacasal öğelerin dışına çıkmadan gerçekçi karakterler çiziyor. (V) Bu tutumuyla okuyucuyu, derinden etkileyen renkli bir roman ortamına taşıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisiyle “Sanatçı, kimi durumlarda tarihçinin görevini de üstlenen bir yaklaşım içinde olur.” cümlesi arasında anlamca bir ilişki kurulabilir?
A) I. B)ll. C)III. D) IV. E)V.
(ÖSS 2005)
13. Paul Valery, “Küçük dergiler, edebiyatın, şiirin laboratuvarıdır.” demiştir.
Sanatçı, bu sözüyle küçük dergilerin hangi özelliğini belirtmek istemiştir?
A) Belirli türlere bağlı kalma
B) Ürünleri seçerek yayımlama
C) İlk yapıtlara ve yeniliklere yer verme
D) Yapıtları yazarlarından ayırarak düşünme
E) Okurların beğenisini geliştirmeyi önemseme
(2010 YGS)
14. Bir dili durağan kılmaya yönelik her türlü çaba ister istemez başarısızlığa uğrar.
Bu cümle aşağıdakilerden hangisine anlamca en yakındır?
A) Dilin kullanımı yazardan yazara değişiklik gösterir.
B) Dili oluşturan kurallar zamanla yerleşir, pekişir.
C) Dilin söz varlığına yeni sözcükler kazandırmak güçtür.
D) Dil sürekli gelişim ve değişim süreci İçindedir.
E) Dilin, bireyleri birbirine bağlayan bir gücü vardır.
(ÖYS 1998)
15. Kadınlar zayıftır, ama analar güçlüdür.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye en yakın anlamdadır?
A) Analık, güçlülüğün ilk koşuludur.
B) Her kadın güçlü bir anadır.
C) Ananın gücü kadınlığından gelir,
D) Analık, kadınların en güçlü duygusudur.
E) Analık kadına güç verir.
(ÖSS 1986)
CEVAPLAR
| 1. C | 6.D | 11.C |
| 2. C | 7. A | 12.B |
| 3.A | 8. B | 13.C |
| 4. C | 9. C | 14. D |
| 5. A | 10.D | 15.E |
]]>