Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesi Ceylanköy’de doğdu. Kepirtepe Köy Enstitüsünü ve Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünü bitirdi. Köy enstitüsü öğretmenliği, gezici başöğretmenlik, ilkokul öğretmenliği, Türkçe öğretmenliği yaptı.
Edebi Kişiliği
Köy edebiyatı hareketinin şiirdeki temsilcilerinden biri olan şair, aynı zamanda eğitimci ve yazardır. İlk şiiri Köy Enstitüleri Dergisi’nde yer aldı. Adam Sanat, Gösteri, Kıyı, Varlık, Yansıma, Yazko Edebiyat, Yeditepe , Yeni Biçem, Yeni Ufuklar, Yücel gibi dergilerde şiirleri yayımlandı. Toplumcu düşünceyi didaktizme düşmeden şiirlerine sindirmeyi bildi. Şiirlerinde direnme ve umut temalarını iç içe işledi. Aynı temalar gözlem ve deneyimleriyle bütünleşerek “Ahlat Ağacı” ve “Nisan Haritası” adlı şiir şiir kitaplarına damgasını vurdu.
Köy yaşamını, köyde insan ilişkilerini, üretim, eğitim sorunlarını, siyasal yönetimin bozukluklarını, gerçekçi bir yaklaşımla işledi, yaşadığı yörelerdeki söylenceleri dile getirdi.
Şiir: Ahlat Ağacı, Karşılama, Nisan Haritası, Kocakent, Pıtraklı Memleket, Gök Ekin, Meşe Seli, Günler Tuz Rengi, Sis Dağının Başında Borana Bak Borana, Koca Bir Troya Dünya, Pir Sultan Ölür Ölür Dirilir
Öykü: Aç Harman, Zeytin Ülkesi, Sürgünler (1970)
Roman: Elif Diye Bir Türkü, Mehmetçik Mehmet
Öykü – anlatı: Çarığımı Yitirdiğim Tarla, Aç Harmanı (Çarığımı Yitirdiğim Tarlayla), Zeytin Ülkesi, Yüreğin Sesi Zeytin Ülkesi, Sürgünler, Öğretmeni Acıya Sürgün, Elif Diye Bir Türkü, Mehmetçik Memet, Dilsiz Oyunu, Yasaklı, Hoşça kal Dünya, Giz Kokan Suskunluk, Kalın Mavi Bir Ses (Seçme Öyküler,) Eylülün Kızgın Soluğu, Kuşatılan Yaşam, Günaydın Aşk, Trakya Rüzgarı
Çocuk kitapları: Kuş Dili, Akça Kız, Aç Kapıyı Bezirgan Başı, Evvel Evvelken Deve Tellalken, Boyalı Irmak, Yağmur Gelini (masal-şiir), Armutlu Tarla (masal şiir), Söğütler Ses Verince (masal-şiir),Çiçeklerin Dili, Güneşin Türküsü
Dil üzerine : Dilim Dilim Ana Dilim
Eğitim: Tonguç Yolu, Özgürleşme Eylemi Köy Enstitüleri, Devrimci Eğitim Köy Enstitüleri, Sabahattin Eyuboğlu ve Köy Enstitüleri ,Eğitim Emekçisi Ferit Oğuz Bayır
]]>Asıl adı Hasan Hüseyin Korkmazgil olan sanatçı, toplumcu-gerçekçi şiirin önde gelen temsilcilerinden biridir. Sivas’ın Gürün ilçesinde doğdu. Adana Erkek Lisesini, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirdi. Öğretmenliğe Göksun’da başladı. Siyasi eylemleri gerekçesiyle öğretmenlikten atıldı, tutuklandı, hüküm giydi. Değişik işlerde çalıştıktan sonra Akis dergisinde görev aldı. Forum dergisinin sanat sayfalarını yönetti.
Edebi kişiliği
Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan sanatçının ilk şiiri 1959’da Dost dergisinde çıktı. Bu yıllarda mizahi hikayeleri de yayımlandı. “Kavel” , “Kızılkuğu” , “Filizkıran Fırtınası” gibi şiir kitaplarıyla değişik ödüller kazandı. Mizah dergilerinde yayımlanmış mizah hikayelerinden bir kısmını Hüseyin Korkmazgil adıyla yahut sadece Korkmazgil soyadını kullanarak, üç kitapta derledi:

Eserleri:
Şiir: Kavel, Temmuz Bildirisi, Kızılırmak, Kızılkuğu, Ağlasun Ayşafağı, Oğlak, Acıyı Bal Eyledik, Kelepçenin Karasında Bir Ak Güvercin, Koçero Vatan Şairi, Haziranda Ölmek Zor, Filizkıran Fırtınası, Acılara Tutunmak, Işıklarla Oynamayın, Tohumlar Tuz İçinde, Kandan Kına Yakılmaz
Mizahi hikaye: Öhhöööö!, Made in Türkey, Bıyıklar Konuşuyor
Gezi: Bağdat Basra Yollarında
Çocuk kitapları: Eşeğin Gözyaşları, Aşıcı Baba, Ormanın Öcü, Ressamın Bıldırcınları, Becerikil Çocuğun Düşleri
]]>Asıl adı İbrahim Abdülkadir Meriçboyu’dur. İstanbul’da doğdu. Kuleli Askeri Lisesini bitirdi. Ankara Harp Okulu son sınıfındayken, Nazım Hikmet’in propagandasını yaptığı gerekçesiyle yargılandı, okuldan atıldı. İstanbul Hukuk Fakültesine girdi. Tan gazetesinde düzeltmen olarak çalıştı. Arkadaşlarıyla Yürüyüş dergisini çıkardı. Şiirleri nedeniyle sürgün edildi.
Edebi Kişiliği:
1940 kuşağının önde gelen toplumcu gerçekçi şairlerindendir. İlk şiirleri Ali Karasu imzasıyla yayınlandı. Başlangıçta Faruk Nafiz Çamlıbel ile Necip Fazıl etkisinde şiirler yazdı, Nazım Hikmet’in şiirleri ile karşılaşınca şiir ve dünya görüşünde önemli değişikler oldu. Ses ve Yeni Edebiyat dergilerinde yayımlanan şiirlerinde bu etki açıkça görülür. Bireysel dramı toplumsal sorunların birlikteliği içinde ele aldığı şiirlerinde Nazım Hikmet‘in etkisi belirgindir.
Yurt sevgisini dile getiren ilk kitabı “Tebliğ”de bir yandan savaşa karşı çıkarken bir yandan da yoksul Türk insanını gerçekçi bir bakışla yansıttı. Bireysel dramı toplumsal sorunların birlikteliği içinde ele aldı. İkinci kitabı “Hoş Geldin Halil İbrahim”, dönemin şiirsel eğilimlerinin dışında kalan şairin çizgisini değiştirmediğini gösterdi.
Olgunluk dönemi şiirlerinde konuşma diline yakın bir dil kullandı. Türkülerden, halk şiirinden ve motiflerinden yararlandı. Savaş, yoksulluk, sürgünlük, hapislik acılarını yaşayan insanın duygularını, iyiye, doğruya, eşitliğe olan özlemini yalınlık, gerçeklik ve lirizmle yansıttı.
Çarpıcı bitişler, yinelemeler, iç uyaklar ve ses uyumları şirinin öne çıkan özellikleri oldu. 1940’lı yılların toplumsal gerçekçi şiirinin ortak temaları ve biçimleriyle, Orhan Veli kuşağının bazı söyleyiş özelliklerini kaynaştırarak sentezci bir şiire ulaştı.
Çeviri ve eski şiirleri sadeleştirme çalışmalarını sürdüren sanatçı “Bugünün Diliyle Hayyam,” “Bugünün Diliyle Tevfik Fikret “ adlı kitaplarını yayımladı. Avrupa ve Üçüncü Dünya Ülkeleri şairlerinden tek başına ya da ortaklaşa yaptığı pek çok çeviriyi “Dünya Halk ve Demokrasi Şiirleri” adı altında bir araya getirdi. Ayrıca Brecht’ten yaptığı şiir çevirileriyle Paul Eluard’dan Asım Bezirci ile birlikte çevirdiği “Seçme Şiirler” büyük ilgi gördü. Abdülbaki Gölpınarlı ile Farsça aslından düz yazı olarak çevirdikleri Mevlana’nın şiirlerini serbest nazma dökerek “Mevlana” adıyla bir kitapta topladı.
Eserleri:
Şiir: Tebliğ, Hoş Geldin Halil İbrahim, Dört Pencere, Mutlu Olmak Varken, Bütün Şiirleri
Çeviri: Bugünün Diliyle Mevlana, İlyada, Odysseia, Bugünün Diliyle Tevfik Fikre t, Seçme Şiirler, Dünya Halk ve Demokrasi Şiirler,i Portekiz Sömürgeleri Şiiri, Vietnam Şiiri, Filistin Şiiri
Anı: Harp Okulu Olayı ve Nazım Hikmet
]]>Söğüt’te doğdu. Ankara Erkek Lisesini bitirdi. On yılı aşkın memurluk yaptı. Sonra gazeteciliğe başladı. Ankara Ajansında ve Hürses gazetesinde çalıştı. Ankara Telgraf ve Kudret gazetelerini çıkardı.
Edebi Kişiliği
İlk şiiri 1941’de Dikmen dergisinde yayımlanan sanatçı, Yeni Edebiyat, İnkılapçı Gençlik, Servet-i Fünun, Varlık, Ses, Yürüyüş , Yeditepe, Pazar Postası, Seçilmiş Hikayeler, Dost, Yön gibi dergilerde yazdı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında savaş acılarını, barış özlemini, insan ve yurt sevgisini ve çekilen acıları dile getiren şiirler yazdı.
Eserleri:
Şiir: Sulha Selam (Suat Taşer’le birlikte) , Alaca Karanlık, Şiirler
]]>Erzincan’ın Kemaliye (Eğin) ilçesine bağlı, Çit köyünde doğdu. 1929 yılında ailesiyle Ankara’ya göç etti. Ankara Gazi Lisesinin ardından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Çeşitli nedenlerle hapis yattı, sürgün edildi.
Edebi Kişiliği
Toplumcu gerçekçi şiir akımının mensubudur. Mezuniyet tezi olan “Eğin Türküleri”, türünün ilk örnekleri arasındadır. Türk dilinin tüm kolları, Türkmence, Kırgızca, Karaimce, Göktürk ve Oğuz lehçeleri, İstanbul ağzı vb. üzerinde çalıştı, divan edebiyatını uzmanlık derecesinde öğrendi. Pek çok halk öyküsünü, masalını, bu ara da da, “Dede Korkut Masalları”nı derleyerek bugünün Türkiye Türkçesine kazandırdı.
Öğrencilik yıllarında, Nurullah Ataç, Ahmed Hamdi Tanpınar, Ahmet Kutsi Tecer’in de katılımları olan, dönemin ünlü Halkevleri yayını, Ülkü Dergisi’nde görev aldı. İlk şiirleri ‘‘Ağıt, Bir Alıp Satıcı Gönül” ve yazısı “Çit Köyü” burada yayımlandı. Daha sonra Ülkü, Yurt ve Dünya, Ant, Gün, Söz, Yağmur ve Toprak, Yeryüzü gibi dergilerde imzalı imzasız şiirleri, yazıları çıktı. Ant dergisinde yayımlanan “Köylülerime” şiiri büyük yankı uyandırdı. Ant, Yağmur ve Toprak dergilerinin yayımında çalıştı.
Ortak dili zenginleştiren yerel sözcüklerle örülmüş eserleriyle özgün bir şiire ulaştı. Türk şiirinde 1940 kuşağı ya da “Acılı Kuşak” olarak anılan toplumcu şairlerin önde gelen temsilcileri arasında yer aldı. Bazı şiirleri bestelendi. Mustafa Gökçe, Aydın Tataroğlu adlarıyla çeviriler yaptı. Pablo Neruda’dan da şiirler çevirdi.

Eserleri:
Düz yazıları: Çit Köyü, Sanat ve Sanatçı Üzerine, Aşık Veysel’e Dair
Şiir: Yaşamı Bütün Şiirleri
Çeviri: Antil Masalları, Hint Masalları, Çin Masalları, Mısır Masallar,ı Çağımızın Büyük Şairlerinden Pablo Neruda ‘nın Şiirlerinden Seçmeler, Pugaçef Ayaklan ması. Pablo Neruda Seçmeler, Ömer Hayyam Rubailer, Kelile ve Dimne
Diğer kitapları: Dost Dost İlle Kavga, Panzerler Üstümüze Kalkar, Eğin Türküleri, Kemalettin Kamu
]]>Toplumcu gerçekçi şair, romancı ve öykü yazarıdır. İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine 3 yıl devam ettikten sonra öğrenimini yarım bırakarak memur olarak çalıştı.
Edebi kişiliği
İlk şiiri 1938’de Servetifünun Uyanış dergisinde yayımlandı. Yeni Edebiyat, Yeni Ufuklar, Varlık, Ant, Fikir ve Sanat, Yığın, Yön gibi dergilerde yayınlanan şiirleriyle tanındı. Başlangıçta ölçülü, uyaklı, duygusal nitelikli şiirler yazdı. Ardından toplumsal gerçekçi şiire yöneldi. Toplum sorunlarını içeren, barış kaygısı taşıyan, gerek klasik gerekse çağdaş şiir ölçülerini kullanarak uzun ve soluk gerektiren güzel şiirler yazdı.
Toplumcu sanatçıların bir araya geldiği Yürüyüş dergi sinin son sayılarını çıkardı. Roman, öykü, anı türünde de eserler verdi.
Eserleri:
Şiir : İnsanlar, Hürriyet (Suat Taşer ile), Dağda Ateş Ya kan lar, Susan Anadolu, Ayışığı, Tüm Şiirleri
Roman: Tuz ve Ekmek, Karşı Pencere
Öykü: Gönen Öyküleri
Anı: Duman ve Alev,
]]>İstanbul’da doğdu. İzmir Karşıyaka Lisesinde öğrenim gördüğü sırada 1946 yılında siyasi nedenlerle okuldan atılmıştır. İzmir Belediyesi’nde, İstanbul’da bir bankada memurluk yaptı. 1953 yılında ikinci kez siyasal nedenlerle tutuklandı, aklanıncaya kadar iki yıl cezaevinde kaldı. Ataç yayınevini kurdu, yönetti. Yelken dergisini yönetti. Ataç ve Eylem dergilerini çıkardı.
Edebi kişiliği
15 yaşındayken Yedigün dergisinde Faruk Nafiz Çamlıbel’in yönettiği genç şairler köşesinde ve Yarım Ay, Fikirler dergilerinde şiirleri yayımlandı. Şiirde ilk denemelerini “Tomurcuk” (1943) ve “Zevklerin ve Hülyaların Şiirleri” (1944) adlı kitaplarda toplamıştır. Bu ilk denemeler ölçülü, uyaklı ve duygusal şiirlerdir.
Nazım Hikmet’in şiirleriyle karşılaşmasıyla değişmeye başladı. 1943-1953 yılları arasında çeşitli dergilerde yayımlanmış şiirlerinden sonra toplumcu-devrimci sanata yöneldi. Nazım Hikmet’ in söylemine yakın dizeler kurdu. Duyarlı ve söyleyiş ustalığını belli eden, kitleler önünde yüksek sesle okunmaya elverişli toplumcu gerçekçi şiirler yazdı.
Sanatçı, toplumcu şiirlerinin yanı sıra öykü, inceleme ve araştırmalarıyla da tanınmaktadır. En önemli eserleri arasında “Şairler ve Yazarlar Sözlüğü” ile “Çağdaş Türk Edebiyatı” adlı çalışması bulunmaktadır.
Şiirle anlatamadığı temaları öykülerinde işlemiştir. Toplumdaki adaletsizlik ve yargının sorunları, hapislikler, Kurtuluş Savaşı’nın insanları, beyaz yakalılar dediği kafa emekçileri onun öykülerinde işlediği konulardır. Edebiyat tarihçiliği, sanatçının bir başka özelliğidir. Onun bu kimliği araştırıcı bir edebiyat adamını çıkarır toplumun karşısına.
Eserleri:
Şiir: Tomurcuk, Zevklerin ve Hülyaların Şiirleri, Giderayak, Nice Kaygılardan Sonra, İzmir’in İçinde Amerikan Neferi, Halk Orduları, Acılar Dönemi, Bir Yürekten Bir Yaşamdan, Ökselerin Yöresinde, Ölümsüzlerle, İhtiyar Yüzyıla
Öykü: Tanığın Biri, Beyaz Yakalılar, Onların Çocukları,
Oyun: Zindandaki Şair
İnceleme – araştırma: Sosyalist Açıdan Türk-İş Yargılanıyor, Şairler ve Yazarlar Sözlüğü, Çağdaş Türk Edebiyatı Meşrutiyet Dönemi, Namık Kemal, Çağdaş Türk Edebiyatı Cumhuriyet Dönemi, Şairce Düşünmek
Anı: Cezaevinden Babıal’iye Babıali’den Tip’e
]]>Muharrem Niyazi Akıncıoğlu Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesine bağlı Kuru dere köyünde doğdu. Orta öğrenimini Edirne ve Bursa’da yaptı. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.
Edebi Kişiliği
1940’lı yılların en etkili şairlerindendir. Nazım Hikmet’ten sonra, halk şiirinden yararlanan ilk toplumcu şairlerdendir. Özellikle Ahmet Arif’i derinden etkilemiş tir. Çeşitli nedenlerle yargılanmıştır. Yüreğinden damıtarak kaleminde vücut bulan, boynuna pranga gibi asılmış “şairliği” o dönem şartları için onun da her ne sebepten olursa olsun suçlu görülmesine yetmiştir.
Muharrem Niyazi Akıncıoğlu ile Ahmed Arif, şiirde yakaladıkları teknik, dil ve hava kadar, hayatlarında karşılaştıklarıyla da sanki paralel hayatlar sürerler. İkisi de bir dönem mahpusluk hayatı yaşar, şiirlerinde “hürriyeti” dile getirirler. Bu mahpusluk ikisinde de derin tahribatlara sebep olur ki ikisi de tek kitap çıkartıp bir süre sonra inzivaya çekilirler. Öte yandan iki şair de hayata baktıkları pencere olan aynı ideolojik çizgide eserler vermekte, birisi yurdun batısından, Trakya’dan seslenirken, diğeriyse doğusundan sözcüklerini uçur maktadır. Akıncıoğlu, 1970’1i yıllara gelindiğinde yeniden şiire döner. Şiirlerini Ses, Pazar Postası, Yeni Edebiyat ve Yürüyüş gibi dergilerde, bazen dostlarının ısrarlarıyla yayımlar. Ama artık çok hatırlanmamakta, 1940’1arda kendisinden sonraki önemli şairleri etkilemiş şiir dilini yakalayamamaktadır. Eski şiirlerindeki etkiyi yeniden bulmak için çok da üretim yapmaz. Bu umursamaz kabulleniş onun silkelenmesine engel olacaktır.
Halk şiiri geleneğinden beslenen toplumcu şiirleriyle tanınan Akıncıoğlu’nun şiirleri ancak ölümünden sonra bir araya getirilebildi. “Umut Şiirleri” adıyla yayımlanan kitap, gerek halk şiiri gerekse de divan şiirinden yararlanıp yeni bir şiir oluşturma gayretindeki bir şairle tanıştırır bizi.
Eserleri:
Şiir: Haykırışlar, Umut Şiirleri
]]>Tiyatro ve sinema sanatçısı ve şairdir. Lüleburgaz’da doğdu. Son sınıftayken Edirne Öğretmen Okulu’ndan ayrıldı. Birçok tiyatroda oyunculuk yaptı. Ankara Devlet Konservatuvarı’nı 1936 yılında bıraktı. Değişik tiyatrolarda çalıştı, birçok sinema filminde de rol aldı.
Edebi Kişiliği
Şiirleriyle tanınan sanatçı, ilk şiirini Cahit Saffet imzasıyla Varlık dergisinde yayımlamıştır. İlk şiirlerinde önceleri romantik ve egzotik bir çizgi izlediyse de sonra dan toplumcu anlayışı benimsedi. 1935-1940 arasında hece ölçüsüyle romantik şiirler yazdı. Garip akımına yakın duran 1940 kuşağının toplumcu şairlerindendi. Ancak, bu toplumsal duyarlılığı, aynı ölçüde ve bütün şiirlerinde bulmak olası değildir. 1940 kuşağı şairlerinden olan Cahit lrgat’ın, zaman zaman değişik etkilenmelere uğrayan ve arayış içinde olan, kendine özgü bir şiiri vardır. 2. Dünya Savaşı’nın sıkıntılarını iyiden iyiye yaşayan şair, bu sıkıntılardan şiirini beslemesini de bilmiştir. O nedenle şiirinin dokusunda savaş karşıtı bir anlayışın derin çizgileri bulun maktadır. Yine savaş yıllarında yaşanan yokluk, yoksulluk , şiirinin yaygın konularını oluşturmuştur. Bütün bu tanıklıklar, onda olumlu bir yapının temellerini atarken, bir kendinden kaçışı, içkide yoğunlaşmayı, insanlara küsmeyi ve bunlara benzer gelip giden bunalımları da beraberinde getirmiştir.
Günlük konuşma dilinden kopmayan şair, ağırlıklı olarak kısa şiirler yazmakta ve bir konuşma rahatlığı için de şiirlerini yapılandırmaktadır. Sanatçının “Geri Dönemezsin “ ve Milliyet gazetesinde tefrika edilen “İnsan Kafesi” adlı romanları vardır.
Eserleri:
Şiir: Bu Şehrin Çocukları, Rüzgarlarını Konuşuyor, Ortalık, Irgatın Türküsü
Roman: Geri Dönemezsin, İnsan Kafesi
]]>Akçaabat, Trabzon’da doğdu . Ailesiyle önce İstanbul’a sonra Samsun’a yerleşti. Babası 1. Dünya Savaşı’nda öldü. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’ndeki eğitimini tamamlayamadan ayrılan yazar, geçimini çeviriler yaparak ve özel ders vererek sağladı.
Edebi kişiliği
İlk şiirlerinde Rıza Tevfik’in, Yusuf Ziya’nın, Orhan Seyfi’nin etkileri görülmektedir. Daha sonra Faruk Nafiz’in etkisinde şiirler yazmıştır. Dinamo’nun ilk şiiri Giresun’da çıkan İzlen dergisinde yayımlanmıştır. 1928 yılında Servetifünun dergisinde de hece vezniyle şiirleri yayımlanan Dinamo, 1929 yılında aruz ölçüsünü denemiş, ancak yeniden heceyi kullanmayı başlamıştır. Daha sonra Faruk Nafiz’in etkisinde şiirler yazmıştır.
Nazım Hikmet şiiri ile karşılaşınca serbest ölçüyle toplumsal konuları işlemeye yöneldi. Kendine toplumcu bir çizgi çizdi. Toplumsal konuları işleyen kimi şiirlerini Sivas’ta çıkan Adım ve Merzifon’da çıkan Taşan dergilerinde yayımladı. Sivas Öğretmen Okulu’nu bitirdiği yıl okul arkadaşları Mehmet Cevdet ve Vehbi Cem (Aşkun) ile birlikte “Adsız Kitap” adlı ilk yapıtını çıkarmıştır. Dinamo’nun bu kitaptaki şiirleri gençlik günlerinin ürünleridir. Ancak, yeni doğrultusunu gösteren şiirlere de rastlanmaktadır Nazım’ın yanında, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz ve A. Kadir gibi şairlerle birlikte çalıştı. Ankara’da hapiste sayısız şiirler, romanlar, destanlar kaleme almıştır. Bu arada, hapse girişinin ikinci yılında, İstanbul’da kız kardeşinin aracılığıyla “Deniz Feneri” adlı kitabını bastırmıştır.
Yedi ciltlik “Kutsal isyan” ve “Savaş ve Açlar” gibi önemli romanlara imza atmıştır. 1977 yılında, “Kutsal Barış” adlı romanıyla, Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanmıştır Genellikle savaş dönemini anlatan romanlarının yanında şiir kitapları ve bir de öykü kitabı bulunmaktadır.
Eserleri:
Şiir: Adsız Kitap, Deniz Feneri, Karacaahmet Senfonisi, Özgürlük Türküsü, Mapushanemden Şiirler, Sürgün Şiirleri, Gecekondumdan Şiirler, Nazım’dan Meltemler
Roman: Kutsal İsyan, Savaş ve Açlar, Ateş Yılları, Kut sal Barış, Öksüz Musa, Musa Mapusanesi
Anı: 6 – 7 Eylül Kasırgası, Edebiyat Anıları
]]>