ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
- İstanbul’da doğan yazar eğitimini 10 yaşında gittiği Paris’te gördü.Burada Fransızcasını oldukta ilerletti.
- Daha sonra İstanbul’a dönerek burada Robert Koleji’nde tamamladı.
- Babasının büyükelçi olması nedeniyle babasıyla birlikte İran’a gitti. İran’da Farsça gördü.
- Abdülhak Hamit Tarhan’ın yetişmesinde tarih,tıp,seyahatname,sözlük,şiir,tiyatro,hikaye gibi değişik alanlarda eserler vermiş olan babasının katkısı çok büyüktür.
- Daha sonra kendisi de babasının yolundan giderek devlet memuriyetine başladı. Buradan sonra Paris,Bombay,Lahey ve Bürüksel büyükelçililerini sürdürdü.
- 1914’te Meclis-i Ayan üyeliğine getirildi.
- Mütareke ve Kurtuluş Savaşı yıllarını Viyana’da yoksulluk içinde sürdürdü.
- Cumhuriyet’in ilanından sonra İstanbul’a dönerek İstanbul milletvekilli olarak TBMM’ye girdi.
- 12 Nisan 1937’de İstanbul’da öldü.
- Abdülhak Hamit Tarhan modern Türk edebiyatımızın kurucularından sayılır.
- Tanzimat dönemi edebiyatımızın 2. dönem yazarlarındandır.
- Tanzimatçıların o zamana getirmiş olduğu edebiyatı daha ileriye götüren Abdülhak Hamit’tir.
- Tanzimat şiiri, onun dönemine kadar hep bir yenilikten bahsediyordu ama bu yenilik sadece içerik noktasında bir farklılık göstermektedir. Abdülhak Hamit şiiri biçim ve içerik olarak bir yeniliğin içine sokarak Servet-i Fünun edebiyatında bir örnek teşkil etti.
- Batı şiirinde gördüğü her yeniliği Türk şiiri içine yerleştirmeye çalıştı. Böylece Divan edebiyatının edebiyatımızdaki, etkisini kırarak gücünü azalttı.
- Divan edebiyatının nazım biçimleri yerine başka nazım biçimlerini kullandı. Vezin, kafiye ve redife önem vermedi.
- Döneminde kendisini sevenlerce Şair-i Azam (En büyük şair) ya da Dahi-yi Azam olarak bilinirdi ve öyle anılırdı.
- İlk eserlerini tiyatro üzerine gerçekleştirmektedir ve bu noktada ilk eseri “Macera-yı Aşk”tır. Bu ilk eserinden sonra Sabr u Sebat ve İçli Kız isimli tiyatro eserleri devam eder.
- Özgün kişiliğiyle yazdığı önemli eseri ise Duhter-i Hindu’dur.Bu eserinde İngiliz zihniyetiyle Hint adetlerinin çatışmasını anlatır.
- Çoğu manzum olan tiyatrolarının konularını Asur, Hint,Türk, Makedonya ve Osmanlı tarihlerinden aldı.Bunların yanı sıra düşsel konulu oyunlar yazsa da sahnelenmeye uygun olmadığı için sahnelenmedi.
NOT: Abdülhak Hak Hamit Tarhan tiyatrolarını oynansın diye değil okunsun diye yazmıştır.
- Tiyatrolarını bazen manzum,bazen nesir ve bazen nazım nesir karışık yamıştır.
- Şiir yazmaya 1870’lerde başlayan Abdülhak Hamit’in ilk şiir kitabı “Sahra”dır.
NOT: Sahra, Edebiyatımızda yazılmış olan ilk “pastoral şiir” örneğidir.
- Şiirlerini romantizmin etkisinde kalarak güçlü lirizmle yazmıştır. Şiirlerinde tabiat,ölüm,hayat,insanlık gibi konuları işledi.
- Şiirlerindeki söyleyiş tezatlığı nedeniyle tezatlar şairi olarak bilindi.
- Abdülhak Hamit, şiiri: “En güzel, en büyük, en doğru şiir dehşet verici bir gerçeğin baskısı altında hiçbir şey söyleyememektir. İnsan bazı kerre, hatırına gelen bir hayali tanıyamaz, o kadar güzeldir. Zihinde uçan bir fikre yetişemez, o kadar yüksektir. Kalbinde doğan bir hissi bulamaz, o kadar derindir. Bir acz ile feryat koparır yahut pek karanlık bir şeyler söyler yahut hiçbir şey söyleyemez de kalemini ayağının altına alıp ezer, bunlar şiirdir.” sözleriyle açıklar.
- Eşi Fatma Hanım’ın ölümü üzerine yazdığı mersiye niteliğindeki “Makber” adlı uzun şiir Türk şiirinde serbest düşünmenin ve metafiziğin başlangıcı sayılır.
- Dil ve anlatımın savrukluğu, karmaşıklığı, çoğu zaman açıklık ve yalınlıktan uzaklığı, eserlerindeki zengin içeriğe gölge düşüren en önemli kusurlarıdır.
ESERLERİ
ŞİİRLERİ:
Makber, Sahra, Belde, Divaneliklerim Ölü, Bunlar Odur, Hacle, Garam, Bir Sefilenin Hasbihali, Validem, Yadigâr-ı Harp, Tayflar Geçidi
TİYATRO:
Macera-yı Aşk, Finten, Tarık, Duhter-i Hindu, Zeynep, Sabr u Sebat, İçli Kız, Nesteren, Liberte, Nazife, Tezer, Eşber, ilhan Turhan, Hakan