İrsal-i Mesel, İrsal-i Mesel Nedir, Özellikleri, Örnekleri

İrsal-i Mesel, İrsal-i Mesel Nedir, Özellikleri, Örnekleri

Örneklendirme, örnek getirme anlamına gelir. Edebi­yatta bir düşünceyi, bir konu ile ilgili atasözü ya da öz­lü sözle anlatma sanatına irsal-i mesel denir.
Bir düşünceyi, konu ile ilgili bir atasözü, deyim ya da tanınmış bir söz ile açıklama, aydınlatma sanatıdır. Amaç okuyucuyu belli bir düşünceye inandırmak ve o düşünceyi verilen örnekle anlaşılır hale getirmektir.

“Allah’a sığın şahs-ı halimin gazabından
Zira “yumuşak huylu atın çiftesi pektir”
Bu dizelerde şair yumuşak huylu kişilerin kızdıklarında çok tehlikeli olacağından söz etmiş, bu düşüncesini de bir atasözü ile kuvvetlendirmiştir: Yumuşak huylu atın çiftesi pektir.

İrsal-i meselde çoğunlukla şair, ilk dizede düşüncesini ortaya koyar, ikinci dizede ise bu düşüncesini örnek­lendirir.
“Yırtıcı kuşun ömrü olur az
Bir tek ipte iki cambaz oynamaz”
 
Aşağıdaki dizede olduğu gibi bunun tersi de söz ko­nusudur. Bu dizede önce “Balık baştan kokar.” atasö­zü söylenmiş, daha sonra düşünce belirtilmiştir.
“Balık baştan kokar bunu bilmemek
Seyrani gafilin ahmaklığından”

“Aldanma cihanın sakın varına
Bir nefesi verme cihan varına
Bugünkü işini koyma yarına
Yar yıkıldığı gün tozar demişler”
Bu dörtlükte ise şair, birinci ve ikinci dizelerdeki dü­şüncelerini, üçüncü ve dördüncü dizelerdeki atasözle­ri ile örneklendirmiştir.
 
“Kirpikleri uzundur yârin hayâle sığmaz
Eski meseldir âşık mızrak çuvala sığmaz
Esnafa da biraz insaf gerektir
Bal tutan parmağın yalar demişler”
Bu dörtlükte ise “Mızrak çuvala sığmaz.”, “Bal tutan parmağını yalar.” atasözleri kullanılarak irsal-i mesel yapılmıştır.

İrsal-i mesel örnekleri:
Allah’a sığın şahs-ı halimin gazabından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir.
Bu beyitte sakin yaratılışlı kişinin gazabından Allah’a sı­ğın dendikten sonra bu yargı “Yumuşak huylu atın çifte­si pektir” atasözüyle pekiştiriliyor.
 
Eğer olsa derler kelin merhemi
 Sürer kendinin başına ol emi
 
Gün de doğar gün de doğar
Bir gün mutlaka gün doğar
Gün doğmadan neler doğar
Gün doğmadan Şehzadebaşına
 
Tok olanlar bilmez çektiğini aç kalanın
Sırtı pek kişiye karakış bile yaz görünür
 
Geldimse ne var ben şuarâ bezmine âhir
Âdet budur “âhirde gelir bezme ekâbîr.