Paragraf – 3 Çıkmış Sorular

PARAGRAF  – 3 ÇIKMIŞ SORULAR

1.   Lisede öğrenciyken, elli yaşında biri ölünce, eh zamanı gelmiş de ölmüş, diye düşünürdüm. Alt­mışında biri ölmüşse sanki ölümü biraz gecikmiş gibi gelirdi bana. Hele yetmişindekiler… Yalnızca yirmi, otuz yaşlarında ölenlere acırdım. Bu acımasızlığım, hainliğimden gelmiyordu; öyleyse neden?

Bu parçanın son cümlesindeki sorunun yanıtı aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Ömre yönelik değerlendirmelerin yaşla birlikte değişmesinden

B)Olgun   insanın,   kimsenin   kötülüğünü   iste­memesinden

C) İnsanların giderek daha merhametli olmasın­dan

D) İnsanın,   yaşlanınca  doğrulan   yanlışlardan daha iyi ayırabilmesinden

E) Yaşlandıkça düşünceleri değiştirmenin zorlaş­masından

(ÖSS 2000)

 

2.   Hayır. Sanatçı, sanatçıdır. İşini doğru yapan, ne yapmak İstediğini iyi bilen biri, her ortamda saygı görüyor. Türkiye’de de dünyanın her yerinde de. Kadın ya da erkek, fark etmiyor.

Bu  sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olamaz?

A) Yurtdışında sanatçı olarak yaşamanın zorluk­ları var mıdır?

B) Kadın yönetmen olmak güçlük doğurur mu?

C) Yurtiçinde sanatçı olmakla yurtdışında sanatçı olmanın farkları var mıdır?

D) Sanatçı  olarak İlgi görmek koşullara göre değişir mi?

E) Saygı gören bir sanatçı olmak için bazı nitelik­lere sahip olmak gerekiyor mu?

(ÖSS 2000)

 

3.  Gençliğimde okuduğum kitapları yeniden okuyacak yaşa geldim.” demiş bir yazar. Ne kadar doğru! On ya da yirmi yıl önce okuduğumuz bir kitabı yeniden elimize aldığımızda ya da eski bir filmi tekrar İzlediğimizde ne kadar değişik izle­nimler ediniyor, nasıl da farklı yorumlara varabili­yoruz! Aynı durum, kuşkusuz, tiyatro İçin de geçerli. On yıl önce izlediğimiz bir oyunu, ayni yönetmenin on yıl sonraki yorumuyla seyred­erken, bu gerçeği daha iyi algılıyoruz, Bu parçada asıl anlatılmak İstenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Değişik sanat yapıtları temelde benzer nitelik­ler taşır.

B) Tiyatro   yönetmenleri   aynı   oyunu   zaman zaman farklı yorumlarla sunarlar.

C) Yazarlar yaşlandıkça yaratma güçleri artmak­tadır.

D) İnsanların bakış açıları, değerlendirme ölçütleri yaşla birlikte değişmektedir.

E) Tiyatro yapıtları, değişik biçimlerde yansıtıl­maya uygundur.

(ÖSS 2001)

 

4. Yazı dediğimiz büyülü şekiller, önceleri taşın, kilin,kemiğin, ipeğin, bambunun üzerinde binlerce yıl oyalandı. Sonra papirüsün, parşömenin, derinin üzerinde epeyce konakladı. Daha sonra asıl büyük birikimini sağladığı kâğıt üzerinde ışıltılarla dolaştı. Günümden otuz kırk yıl önce, elektronik devreler arasında gözle görülmez küçücük mekanlarda istiflendi. Böylece, aynı anda dünyanın bir başka köşesinde görülebilen bir nite­lik kazandı.

Bu parçada, yazıyla ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ne gibi değişmeler geçirdiği

B) Uygarlığın gelişmesini sağladığı

C) Hangi gereksinimler sonucunda ortaya çıktığı

D)  Kâğıdın bulunuşundan nasıl etkilendiği

E) Günümüzde önemli bir iletişim aracı olduğu

(ÖSS 2001)

 

5.   Bir paragrafı anlayarak okumak, bir matematik problemini çözmeye benzer. Bir problemi çözmek İçin onu oluşturan öğeleri değerlerine göre kullan­mak, aralarındaki bağlantıyı doğru kurmak bir zorunluluktur. Bunun gibi bir paragrafı anlamak için de onu oluşturan sözcüklerin anlamını doğru algılamak, birbirleriyle bağlantılarını bulmak gerekir. Ayrıca, yansıttıkları düşünceyi ve düşün­sel düzeni görmek de bir gerekliliktir.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler­den hangisidir?

A) Düşünceler sözcükler aracılığıyla dile getirilir,

B) Okunanların anlaşılmasında sözcüklerin yeri ve bunlar arasındaki ilişki önemlidir.

C) Matematik problemlerinin çözümünde temel olan, okuduğunu anlamadır.

D) Duygu ve düşüncelerin eksiksizce anlatımı, bunlara uygun sözcükler bulmayı gerektirir.

E) Her alanın, kendine özgü anlamlar içeren sözcükleri ve kuralları vardır.

(ÖSS 2001)

 

6.            İnciyi isteyen dalgıç olacak

Varı yoğu dosta verip dalacak

Canı avucunda, nefesi göğsünde

Ayağı baş olacak, başı ayak!

Bu dörtlükte şair, aşağıdaki düşüncelerden özellikle hangisini dile getirmektedir?

A) Gerçeği arayan kişi, can ve çıkar kaygısı düşünmez.

B)Kimi   kişiler   kendilerinden   çok   dostlarını düşünür.

C)Kimi kişiler para için her şeye katlanır.

D) Kimi kişiler kendilerine verilenlerle yetinmez.

E) Tutkulu kişiler mutlu olamaz.

(ÜSS 1976)

 

7.  Akşam yemeğinde sessizlik vardı. Büyükler, yemek yer gibi görünüyorlardı; ama pek bir şey yedikleri yoktu, Biz çocuklara, bir an önce yemeğimizi bitirip masadan kalkmamız söylendi. O günden sonra yaşamımız değişmişti. Babaan­nemin eğlenceli tekerlemeler söylediği; annemin zarafet ve güzellikle renklendirdiği, lezzetli yemeklerin sohbet ve kahkaha ile yendiği o akşamlar nerede kalmıştı?

Bu parçada anlatılan aile üyelerinin içinde bu­lunduğu durum, aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir?

A) içekapanık-gururlu            B) kırgın-görgülü

C) tedirgin-sıkıntılı                  D)huysuz-kaderci

E) saygılı-utangaç

(ÖSS 2001)

 

8.  Roman yazarı, romanındaki kişilerin düşüncelerine, duyarlıklarına ortak olmalı, onlar gibi düşün­meli, onlar gibi duyumsamalıdır yazarken. Özellikle bizim toplumumuz İçin geçerli bir yön­temdir bu; çünkü Anadolu insanının yüzyıllardan beri süzülüp gelen bir yaşam biçimi; doğaya, in­sana, topluma, kendine özgü bir bakışı vardır. Bunun bütün yönleriyle romanlaştırılmasının, açık, anlaşılır, özlü bir anlatımla okura ulaştırmasının gereğine İnanıyorum. İşte romanlarımda yapmaya çalıştığım, budur bir bakıma.

Bu parçadan, romancılarla ilgili olarak aşağı­daki yargıların hangisi çıkarılabilir?

A) İçinde bulunduğu toplumu yönlendirmelidir.

B) Kendisini roman kişileriyle özdeşleştirmelidir.

C) Okurun düzeyini iyi belirlemelidir.

D) Her romanında, farklı yaşam biçimlerini yansıt­malıdır.

E) Toplumun tarihsel gelişimini göstermelidir.

(ÖSS 2001)

 

9.   Öykülerimdeki anlatıcıyı ben olarak düşünme­seniz iyi olur. Bir öyküdeki sevgili ille de yazarın sevgilisi değildir. Elbette bir küçük yaşantıdan, yaşanmış, gerçek anlardan da yola çıkarak öyküler, romanlar yazılabiliyor; ama yazarın çizdiği görüntülerin ille de yaşanmış olması gerekmez. Önemli olan, okuru, bu görüntülerin gerçekliğine inandırması, onu bu görüntülerin içine çekmesidir.

Bu parçaya göre, öykünün en önemli niteliği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yazarın,   başından   geçenleri,   başkalarının öyküsüymüş gibi anlatması

B) Yaşanmış olaylardan bir seçme yapılarak bun­ların anlatılması

C) Yazarın, yaşadıklarını değiştirerek vermesi

D) Gerçek olayların, gerçek olmadığı izlenimi bırakacak biçimde yansıtılması

E) Olayların, okuyucuda, yaşanmışlık duygusunu uyandıracak biçimde anlatılması

(ÖSS 2001)

 

10.   Gençlere, kendi kalıplarımıza göre düşünmeyi öğretmek, yalnız onlar için değil, bütün toplum için zararlı bir tutum. Şunu unutmamak gerekir: Bir­takım temel kavramları verirken onlara kendi değer yargılarımızı da benimsetmeye çalışırsak belki söz dinleyen bir kuşak yaratabiliriz; kendi değerlerimize göre yetiştirdiğimiz gençleri kurulu düzenin savunucuları olarak görebiliriz. Fakat düşünmeyi öğrenmeden yetişen genç, günü gelir, öğretilenlerin dışında, yeni durumlarla karşılaş­tığında şaşırır, kendine güvenemez ve yaşamın akışı içinde bir yandan öte yana savrulur durur.

Bu parçada, gençlerle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Büyükleri örnek almalarının sorun yarattığı

B) Yanlış yapa yapa doğruya ulaşacakları

C) Değişik görüşler öne sürmelerini kuşak çatış­masını ortaya çıkaracağı

D) Düşünce ve davranışlarında özgür olacak bi­çimde eğitilmeleri gerektiği

E) Üzerlerindeki baskının, her şeye karşı koyan kişiler olmalarına yol açtığı

(ÖSS 2001)

 

CEVAPLAR

1.A6.A
2. E7. C
3. D8. B
4. A9. E
5. B10. D