Paragraf – 35 Çıkmış Sorular

PARAGRAF  – 35 ÇIKMIŞ SORULAR

1.   “Trenle Zürich’ten Bern’e gittik. Karşımızda oturan orta yaşlı, gözlüklü bayan İki büyük gazeteyi didik didik etti. Bir genç kız, kulağında walkmen, hem müzik dinledi, hem de bir dergiden makaleler oku­du. Sadece sayfaları çevirirken dışarı baktı. Bir delikanlı, kalın bir kitaptan başını kaldırmadı. İki kez gözlerini kapayıp okuduklarını yineledi için­den. Yan tarafta genç bir çift, yine ellerinde birer kitap hep okudular.”

Bu parçanın sonuna, aşağıdaki cümlelerden hangisi getirilemez?

A) Kısaca, bizden başka herkes okuyordu.

B) Sanki dünyayla ilgilerini kesmiş gibiydiler.

C) Oysa yol boyunca görülecek ilginç şeyler de vardı.

D) Bu insanlar okumaktan başka bir şey bilmiyor­lardı sanki.

E) Çünkü bu İnsanlar, doğayı önemsemiyorlardı.

(ÖSS 1985)

 

2.   “Gerçekten geleceğimiz eskiye bağlanamaz; el­bette çağdaş yaşam amacımızdır, Ama, ulusça eskinin, geleceğimize renk katan, saygınlık kazandıran, özgün kültürümüzü sürdüren bir kay­nak olduğunun da bilincine varmalıyız. Bu, Batı kültürü ile kendi kültürümüzün bir sentezini gerçekleştirmek, kültürel kimliğimizi korumak bakımından da gereklidir.”

Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Geleceğimizi kurmada ulusça birlik olmalıyız.

B) Gelişme, eski değerlerimizle yeni değerlerin kaynaştırılması ile sağlanmalıdır.

C) Gelişmenin tek yolu kültür mirasının olduğu gibi yaşatılmasıdır.

D) Çağdaşlaşmada Batı kültürü, başlıca kılavuzu­muz olmalıdır.

E) Gelişme ve çağdaş yaşama kavuşma, bilinçli ulusların hakkıdır.

(ÖSS 1985)

 

3.   O bize en az bir Batı dilini bilmek gerektiğini sık sık söylerdi. Neden bir Batı dili? Dünyaya açılmak için. Ama bu arada kendi Öz dilimizi de ihmal et­meyecektik. Ona göre insan, anadilini ancak bir başka dil öğrenerek daha iyi kavrayabilirdi,

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine deği­nilmiştir?

A) Bir yabancı dil öğrenmenin önemine

B) Anadili öğrenmenin çaba gerektirmediğine

C) Dillerin birbirine çok benzediğine

D) Anadilini bilmeyenin bir yabancı dili öğrene­meyeceğine

E) Yabancı dil bilmeyen birinin aydın sayılamayacağına

(ÖYS 1993)

 

4.  “Gençlere niye kitap okumuyorsun demek, niye piyano çalmıyorsun demek gibi bir şeydir. İnsanı, kitap okumaya alıştırmak, piyano çalmaya alıştır­maktan kolay değildir, Bunların ikisi için de yetişmek, hazırlanmak gerekir. Okumak, kitaptan alınanlarla kendine bir dünya kurmak, onun içinde yaşayabilmek demektir. Bu, çocukluktan başlamış uzun alışkanlıklar ve alıştırmalar sonucu gerçekleşebilir.”

Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Her konuda eğitim, belirli bir bilgi birikimine dayanır.

B) Çocuklukta kazanılan alışkanlıkları bırakmak zordur.

C) Okuma, müziğe göre, daha zor kazanılan bir alışkanlıktır.

D) Müzikten    anlamamak,    okumamak   kadar önemli bir eksikliktir.

E) Okuma alışkanlığı edinmek, belli bir eğitimi gerektirir.

(ÖSS 1985)

 

5.   “Anılar bir anda çocukluğun uzun bir gününde yaşatır insanı. Dalıp gittim caddede yürürken. Durdum, o çiçekçi dükkânını aradım, bulamadım. Nice şeyler, nice değerler ortadan kalktı. 1930’lann o çekingen, ürkek çocuğu nerede? Benimle ne ilgisi var soluk resimlerde karşılaştığım o çocuğun? Bir vitrinde kendimi seyrediyorum; anılandaki insan, gerçektekiyle bu denli ters düşer mi?”

Parçada vurgulanmak istenen, aşağıdakiler­den hangisidir?

A) Zamanın su gibi akıp gitmesi

B) Belleğin yaşla birlikte zayıflaması

C) Çocukluk anılarının aldatıcı olması

D) İnsanın zamanla değişmesi

E) Geçmişin güzel yönleriyle hatırlanması

(ÖSS 1985)

 

6.   “Bir yazar, yaptığıyla hiçbir zaman yetinmemeli. Yaptığı, ne kadar iyi olursa olsun yine de yapa­bileceğinden iyi değildir. Yapabileceğinizi sandığınızdan daha yükseklerde olsun gözünüz.”

Bu parçada verilen öğüdü en iyi yansıtan cümle, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Çağdaşlarınızı aşmak için çalışın.

B) Kendi kendinizle yarışmayı ilke edinin.

C) Övgüye değer eserler vermeye uğraşın.

D) Yaptıklarınızın değerini unutmayın.

E) Kendinize belli bir amaç çizin.

(ÖSS 1985)

 

7.   O, şiirlerini imbikten süzen, haddeden geçiren, biraz tembelce bir ustadır. Hiç çırak olmamıştır. Bütün şiirlerini topladığı tek kitabının, elli yıllık ya­şamının balını doldurduğu bir petek olduğunu çoğu kişi bilmez. Bugün doğan çocuklar ve on­ların torunları, onun şiirlerini bizden daha çok seveceklerdir. Eğer siz de bugüne kadar bu şiir­lerin farkında olmamış, tadına varamamışsanız, ‘ eksik yaşamışsınız demektir.

Bu parçada sözü edilen şairle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Şiirlerinde söz ve anlam sanatlarına yer verir.

B) Şiirlerinin değeri ilerde daha çok anlaşılacaktır.

C) Şiirleri zevkle okunan çok ünlü bir şairdir.

D) Son şiirleri, ilk şiirlerine göre daha usta işidir.

E) Şiirlerinde değişik temalar işlenmiştir.

(ÖYS 1993)

 

8. “Yeşilliğe hasret gideceğim. Eskiden bahçeli evierde otururduk, şimdi apartmanlarda oturuy­oruz. Eskiden balkonlarımızda hatmiler, sardun­yalar yetiştirirdik, şimdi kalorifer isinden çamaşır asamıyoruz. Eskiden salonumuzda devetabanları vardı, şimdi naylon bitkiler.”

Böyle konuşan bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Geçmiş günleri özlemle anan

B) Bulunduğu ortamdan yakınan

C) Eski ve yeni yaşayışı karşılaştıran

D) Çevrede yeşilliğin azalmasına üzülen

E) Dinleyeni etkileyip kendisine açındıran

(ÖSS 1985)

 

9. “Kuşkusuz bilgi bakımından, hiçbir sınır tanı­mayanlar da yok değil; Dünyanın bütün doğru­larını bir çırpıda kovuklarından çıkarıp gözler önüne serenlerle sık sık karşılaşıyoruz. Üstelik böylesine güç bir işin üstesinden gelebilmeleri için, ikinci, üçüncü, dördüncü elden birkaç yazı, kulaktan dolma, basmakalıp birkaç söz yetiyor onlara.”

Böyle kişiler İçin, aşağıdaki nitelemelerden hangisi en uygun düşer?

A) Orta malı düşüncelerle bilgiçlik taslayan

B) Bütün gerçekleri hemen dile getiren

C) Her okuduğunu değerlendirmesini bilen

D) En güç işleri kolaylıkla başaran

E) Her alanda söz sahibi olan

(ÖSS 1985)

 

10. “Tanınmış bir yazar, hazırladığı son kitabını bir   v takma adla yayınevlerine gönderir. Tüm kitapları kapışılan yazarın bu kitabını hiçbir yayınevi basmak istemez. Bazı yayımcılar bu kitabı eleştir­menlere de gösterirler. Daha önceki eserlerinden övgüyle söz eden eleştirmenler bu kitaba İlgisiz kalırlar ya da kitabı beğenmediklerini söylerler. Oysa yazar, kitabı kendi adıyla gönderdiğinde   . kitap hemen basılır ve hakkında, eleştirmenlerce   . övgü dolu yazılar yayımlanır.”

Bu parçada sözü edilen yayınevlerinin ve eleştirmenlerin kitapları seçme ve değer­lendirmedeki tutumu için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Niteliğe değil yazar adına bağlı kalıyorlar.

B) Değişik ölçütler kullanarak aşırı bir titizlik gös­teriyorlar.

C) Önyargılı olmaktan kaçınıyorlar.

D) Eleştirel bir okumadan sonra kararlarını veri­yorlar.

E) Yenilik ve özgünlüğü ön planda tutuyorlar.

(ÖSS 1985)

CEVAPLAR

1.E6. B
2. B7. B
3. A8. E
4. E9. A
5. D10. A