Paragraf – 34 Çıkmış Sorular

PARAGRAF  – 34 ÇIKMIŞ SORULAR

1. Yazar, her öyküye bir roman gömüyor adeta; “Bul­ması benden, çoğaltması senden.” der gibi, okuyucunun önüne zengin malzemeler bırakıyor ve gidiyor. Bu yüzden, onu okumak biraz emek is­tiyor.

Bu parçada söz konusu yazarla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi­sidir?

A) roman gibi uzun ve ayrıntılı olarak anlattığı

B) Kişileri ve olayları karmaşık bir yapıda an­latarak okuyucunun onları anlamakta zorlan­masına neden olduğu

C) Söylediklerinin okuyucu tarafından geniş yo­rumlar yapmayı gerektiren bir nitelik taşıdığı

D) Her seferinde çok değişik konuları işleyerek okuyucuyu şaşırttığı

E) Öykülerini belli bir sonuca bağlamadan bitir­erek okuyucunun, yapıtlarına olan ilgisini canlı tutmaya çalıştığı olayları, öyküye benzeyen bir . kalıp içinde; ama

(ÖSS 2006)

 

2. Yazar için yetenekten söz edeceksek bu, sanatçının, anlattığı kişi olabilme yeteneğidir. Bence edebiyattaki en büyük yetenek de budur. Yalnızca kadınları iyi yazamazsın; ya her şeyi iyi yazarsın ya da hiçbir şeyi,.. Bu konuda en güzel sözü Flaubert söylemiş. Kendisine: “Madame Bovary kim?” diye sormuşlar. “Benim.” demiş. Bunu gerçekten böyle hissettiğinden eminim. Bana da kadın kahramanlarımı sorarsanız, “Benim.” derim; ama erkek kahramanlarım da “Benim.”. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdaki­lerden hangisidir?

A) Başarılı yazar, her kahramanını kendisiyle özdeşleştirerek yaratır.

B) Bir yazarın karakter çizmedeki başarısı, onları toplumsal yönden iyi tanımasına bağlıdır.

C) Tanınmış    romanlardaki    kişiler,    herkesin beğeneceği sıradan İnsanı yansıtır.

D) Romanda başarının tek ölçütü farklı karakter­leri iyi canlandırabilmektir.

E} Yazar, kendisini kahramanlarının yerine ko­yarak bir düş dünyasında yaşar.

(ÖSS 2006)

 

3.     Bir gün genç bir yazar, Anatole France’a yazdıklarını göstererek: “Yazmaya devam edeyim mi, etmeyeyim mi?” diye sorar. O da: “Yazmamak  elindeyse, yazma.” der. Çünkü hiçbir gerçek yazar için yazmama olasılığı yoktur.

Anatoie France’ın bu sözleriyle anlatmak iste­diği aşağıdakilerden hangisidir?

A) Genç yazarları kırmadan, onlara yardım etmek gerekir.

B) Henüz ustalaşmamış bir yazar, deneyimlilerin izlediği yoldan gitmelidir.

C) Genç yazarlar, olgunlaşmamış da olsa yapıtla­rını ortaya çıkarırlar.

D) Başarılı, usta bir yazar için yazmak, güçlü bir tutkuya dönüşmüştür.

E) Usta yazarlar, deneyimsiz, yazarlara yol gös­termekten kaçınmazlar.

(ÖSS 2006)

 

4. Bu yazar, dilin şiirini yakalamak için söz dizimiyle oynuyor. Yalın, bileşik, eksiltili, düz, devrik, iç ipe cümleler kuruyor. Kıpırtılı, devingen bir söyleyişe ulaşıyor. Bunu yaparken gene! dilden tamamen ayrılmıyor, öznel bir dil yaratmıyor. Burada şunu da ekleyelim: Bir dil işçisi olarak yazar, dilin an­latım olanaklarını sonuna kadar zorlayabilir. On­ları kendince yeniden kurup biçimlendirebilir. Ama bu, yüzde yüz öznel, kişisel bir dil yaratma an­lamına gelmez. Böyle bir dil temelde sanatın işlevine aykırıdır,

Bu parçada yazarlarla ilgili olarak neye karşı çıkılıyor?

A) Çok   hareketli   ve   değişken   bir   anlatımı yeğlemelerine

B) Toplumca kullanılan dilden çok farklı, kendileri­ne göre bir dil yaratma yönelimlerine

C) Değişik cümle tiplerini gereksiz yere bir arada kullanmalarına

D)  Sözcüklerin anlam alanlarını genişletmekten çekinmelerine

E) Dilin söz varlığını, gerektiği ölçüde değiştirmek ten kaçınmalarına

(ÖSS 2007)

 

5, Yüz yılı aşkın bir tarihe sahip olan çizgi romanın sanat olup olmadığı çoğu Batı ülkesinde tartışılmıyor bile. Ülkemizde ise bu sanat kolu, ne yazık ki okunup atılan, yoz. ürünlerin kaynağı olarak görülmekte, az okumanın göstergelerinden biri sayılmaktadır. Çocukların okuma alışkanlığı edinmesini engellediği düşünülmektedir. Gerçek­ten de evlerde, okullarda çizgi roman okuyanların uyarıldığı, ayıplandığı bir çocukluk dönemini çoğumuz az çok yaşadık. Oysa okuyanların üzerinde birleştiği ortak bir nokta, çizgi romanın bütün sevimliliğiyle, kendine özgü mizahıyla hiç de incitici olmayan, sayısız örnek içerdiğidir.

Bu parçaya göre çizgi romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Sanat değeri yönünden eleştirilere konu ol­duğu

B) Okumayı olumsuz yönde etkilediğine inanıl­dığı

C) Düş gücünü geliştiren özellikler içerdiği

D) Okurların hoşuna giden yönlerinin bulunduğu

E) Gülmecesel nitelikler taşıdığı

(ÖSS 2007)

 

6. Bir dildeki yeni sözcüklerin başlangıçta anlamlan ve çağrışımları sınırlıdır. Daha doğrusu bunlar tam anlam bağlamış sayılmaz. Bunların çağrışım­sal bir birikim edinmesi, öncekilerden başka an­lamları da içermesi, kullanılmasına bağlıdır. Bu da yazarlar ve ozanların özel bir çaba göstermelerini, dil duyarlıklarını bütün zenginliğiyle yeni sözcük­lere yansıtmalarını gerektirir. Bu yönden Türkçe gibi özleşme ve yenileşme süreci içinde bulunan dillerde yazarların, ozanların İşi, durmuş oturmuş dillere oranla daha güçtür.

Bu parçadan, dildeki yeni sözcüklerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Önceleri anlam alanları dardır.

B) Sanatçıların çalışmalarıyla gelişir.

C) Zaman içinde yeni anlamlar kazanır.                   :

D) Anlamsal sınırları belirlenmemiştir.

E) Yaygınlaşmaları,     halkın     bilinçlenmesine bağlıdır.

(ÖSS 2007)

 

7. Büyük edebiyatçılar sadece yapıtlarıyla değil, yarattıkları imgelerle de yaşarlar. Bu sanatçı, gerek kişiliği, gerek edebiyat bilinci, gerekse yapıtlarıyla kendisinden sonraki kuşaklara yol göstermiştir, O, özellikle 1970’ü yıllarda öy­kücülüğümüze yeni bir soluk getirmiştir. Öyküyü, romana geçiş için bir basamak gibi kullanmaması, edebiyat bilincinin çok önemli bir göstergesiydi. Günlükleri, eleştirileri ve çevirilerinde gösterdiği titizlikle öyküdeki başarısının bir rastlantı ol­madığını bize açıkça kanıtlamıştı.

Bu parçadan, sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisi çıkarıla­maz?

A) Genç yazarlara örnek olmuştur.

B Sanatın toplumsal işlevi olduğuna inanmıştır.

C) Öykücülüğümüzün havasını değiştirmiştir.

D) Değişik yazınsal türlerde ürün vermiştir.

E) Yapıtlarında belirli bir düzeyi korumuştur.

(ÖSS 2007)

 

8. Ünlü bir yazar, “Konu mu arıyorsun yazmak için? Uzağa gitmene hiç gerek yok. Şu sokaktaki evler­den birini seç. Yeter ki gönlünde o evin insanlarını tanımaya yönelik tutkun, onları anlatırken gerçeği düşe dönüştürecek yaratma gücün, bir de dilin İn­celiklerini tanıyıp onları kendince kullanabilme yeteneğin olsun.” diyor.

Bu parçada, yazarda bulunması gereken nite­liklerden hangisine değinilmemiştir?

A) Toplumun geçmişini ve geleceğini bütünüyle kucaklamaya

B) Yazacaklarını günlük yaşamdan seçmeye

C) Görülenleri olduğu gibi anlatmaktan kaçın­maya

D) Anlatımına, başkalarında olmayan özellikler katmaya

E) Gözlem gücüne sahip olmaya

(ÖSS 2007)

 

9.     İnsan ruhundaki dalgalanmaları, bulutlanmaları güzel bir duygusal söylemle yansıtmayan bir ya­zınsal yaratının kalıcı olması zordur. Dünden bugüne kalan, zamanın aşındırıcı, yok edici rüzgârlarına dayanmış yapıtların tümünde bu özelliği görebiliriz. İnsana odaklanmayan, bizi değişik yaşamlarla yüz yüze getirmeyen, düşler kurdurmayan dilsel ürünler, yazıldığı günlerde ne denli yankı uyandırırsa uyandırsın, çok geçme­den yazın gömütlüğünün malı olmaktan kurtula­mayacaktır. Çünkü yazının İşlevi, insanı ve insanlık durumlarını anlatmaktır.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Kimi yapıtların yalnızca yazıldığı dönemde beğenildiğine

B) Anlatılarda insanın temel öğe olması gerek­tiğine

C) Yazarların, insan yaşamını değişik boyutlarıyla yansıtması gerektiğine

D) Başarılı yazarların dili kendine özgü biçimde kullandığına

E) İnsanın iç dünyasını yansıtmayan yaratıların etkili olamayacağına

(ÖSS 2007)

 

10.   Bu öyküde, ölülerin canlandığı bir sahne yer al­maktadır. Yazar bu sahneyi çıkarsa ve “kahra­manların vücutlarını öpen sayısız kırmızı kelebek” imgesini “vücutları kana bulandı” gibi sıradan bir ifadeyle değiştirseydi belki öykünün tadı azalır, fantastik boyutu kaybolurdu. Ama öykü, anlamın­dan ve temasından hiçbir şey yitirmezdi. İyi bir fantastik öykü de böyle olmalı. İçinden hayal gücünü çıkardığınızda kalan metin hâlâ eskisi kadar okunurluğunu koruyorsa, işte o, iyi bir ede­biyat yapıtıdır.

Bu parçada, iyi bir fantastik edebiyat yapıtında bulunması gerekli niteliklerden hangisine değinilmemiştir?

A) Düşsel öğeler üzerine temellenmesine

B) Klişe sözlerin yeni çağrışımlarla biçimlendirilmeşine

C) Anlatımla anlatılan arasında bağıntı bulunma­sına

D) Güçlü bir içeriğinin olmasına

E) Öğretici bir yönünün bulunmasına

(ÖSS 2007)

CEVAPLAR

1.C 6. E
2.A 7.B
3. D 8.A
4.B 9. D
5.C 10. E