Paragraf – 37 Çıkmış Sorular

PARAGRAF  – 37 ÇIKMIŞ SORULAR

1. (I) Bu şairimiz başından beri hep aynı şiiri söyledi. (II) Şiir anlayışını, şiirin temalarını, içeriğini hiç değiştirmedi. (III) Değiştirdiği, sadece şiirlerinin biçimiydi. (IV) İlk şiirlerinde gördüğümüz aşk ve doğa zamanla yerini toplumsal olaylara bıraktı. (V) Önceleri ölçülü şiirler ve soneler yazarken sonraları serbest biçimleri denedi.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I.          B)ll.          C)lll.          D) IV          E) V.

(ÖYS 1996)

 

2.   Yazılarımın çatısını yaşayarak çatarım. Bu uğraş sırasında yazı oluşmaya başlar; değişik yerlerin­den başlanarak yazılıp bozulur. Ortaya, bitmiş gi­bi görünen bir yazı çıktığında da en acımasız makaslamalarla kurguya yeniden girişmem gerekir. Yazının yüzlerce yerine büyük küçük bir takım ekleme, çıkarma, düzeltme işlemleri uygu­larım. Sözün kısası,

Düşüncenin akışına göre bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) yazılarıma özen gösteririm

B) yazılarıma son biçimini verirken oldukça yoru­lurum

C) ben yazılarımı böyle yazarım

D) yazılarımı bir çırpıda yazıp bitiremem

E) yazılarımı, eleştirilere göre biçimlendiririm

(ÖYS 1996)

 

3.   Savaş ve Barış’ı yeniden okuyorum. Üçüncü okuyuşumdur bu. Konuyu biliyorum, kişileri tanı­yorum; ama bu durum merakımı hiç azaltmıyor. Daha çok, yapının nasıl kurulduğuyla İlgileniyo­rum. Tolstoy hiç acele etmiyor; kişilerini çocukluklarından, ilk gençliklerinden başlayarak içimize sindire sindire ortaya çıkarıyor. Hangi romanı tam olarak Özümleyebilmişizdir ki! Böylesine taze kalmış başyapıtlardan her okuyuşta yeni bir tat alır, yeni bir şeyler öğreniriz.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Klasik yapıtları yeniden okumanın yararına

B) Roman okurken, konunun ve kişilerin nasıl değerlendirileceğine

C) Tolstoy’un karakter çizmedeki ustalığına

D) Bir yapıtı, bir okuyuşta bütün yönleriyle anla­manın zorluğuna

E) Savaş ve Barış’ı yeniden okumanın kişiye sağlayacağı katkılara

(ÖYS 1995)

 

4.   Seyircilerin hepsi, kulak kesilip kendini oyuna veremiyordu. Arada bir konuşanlar, fındık fıstık yiyenler, yüksek sesle duygularını belli edenler oluyordu. Oyunun her sözcüğüne, her anına önem veren, bizim gibi “tiyatro bağnazları” bun­dan çok rahatsız oluyorlardı. Bütün bu engellere karşın o akşamki oyunu hayranlıkla seyrettik.

Bu parçada, sözü edilen oyunla ilgili olarak neden yakınılmaktadır?

A) İzleyicilerin izleme biçiminden

B) Konunun ilginç olmayışından

C) Eğlendirici yanının bulunmayışından

D) İzleyicinin düzeyine uygun olmayışından

E) İzleyicilerin farklı çevrelerden gelişinden

(ÖYS 1996)

 

5.   (I) Bu yaşlı yazı ustasını herkes sever ve sayardı. (II) Aşın ölçüde kırışmış ve yorgun izlenimi uyan­dıran, biraz uzunca bir yüzü, derin ve zeki bakışları vardı. (III) Sanki burnunun üzerindeki kelebek gözlüğü ve elindeki ufacık kurşunkalemiyle doğ­muştu. (IV) Ona üstatların üstadı anlamına gelen “Şeyhü’l-Muharririn” adını vermişlerdi. (V) Ne bu kalemden ne de o gözlükten onu ayıramazdınız; bunlar onun iki özelliği idi.

Yukarıdaki      numaralanmış      cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I.          B) II.          C)III.          D) IV.          E) V.

(ÖYS 1996)

 

6.   Kimi Anadolu kentlerinin tarihi, Hititlere, Friglere kadar uzanır. Bunlardan bir bölümünün kaderini doğal ulaşım yolları saptamıştır. Özel bir ürünle, üretimle özdeşenleri; ünlerini, önemli bir tarihsel olaya borçlu olanları da vardır. Ankara bunların üçüne de sahip bir konumdadır. Ankara, “Kral Yolu” olarak bilinen yolun üzerindedir. Ünlü tiftik keçisinden sağlanan yününün işlendiği bir merkezdir. Yıldırım Beyazıt İle Timur’un savaştığı yerdir. Fakat bu kenti yücelten, bunların dışındaki bir başka yönü de “Anadolu İhtilali”nin başkenti oluşudur.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Anadolu’da antik çağlardan kalan kentler ol­duğuna

B) Ulaşımın, kimi kentler için yaşamsal bir önem taşıdığına

C) Kimi tarihsel olayların, kentlerin ünlenmesin­de etkili olduğuna

D) Ankara’nın başkent olduktan sonra büyüyüp geliştiğine

E) Kimi kentlerin yaşamında üretimin önemli bir yeri bulunduğuna

(ÖYS 1995)

 

7.  (I) Her yazı ya da yazınsal yaratı, genel olarak in­sanoğlunun düşünce ve duygu evrenini zengin­leştirmek amacıyla oluşturulur. (II) Düşüncenin bireysellikten sıyrılıp toplumsal bir boyut kazan­ması, söze dönüştürülmesine bağlıdır. (III) Bunlardan kimileri bilgilendirmeyi, kimileri de yaşantı kazandırmayı amaçlar. (IV) Yapılmak istenen hangisi olursa olsun, dilsel ürünlerin amacına ulaşması ipin her şeyden önce doğru algılanması gerekir. (V) Bu da yazıları ve yaratıları oluşturan öğeleri işlevleriyle özellikleriyle tanımayı gerek­tirir.

Yukarıdaki      numaralanmış      cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I.          B)ll.         C)lll.          D) IV.          E) V.

(ÖYS 1996)

 

8.   Bu yapıtta, yeni düşüncelerle, yorumlarla karşıla­şıyoruz. Yazılar zamanına göre, oldukça yeni bir içerikle yüklü. O günlerin düşünce düzenindeki eksiklikleri, yaklaşımlardaki yanılgıları ortaya çı­karıyor, konuları sorunları ele alıştaki yanlılığı gösteriyor. Yalnızca bununla kalmayıp çözüm yol­ları ortaya koyuyor. Her şeyi kuşkucu ve bilimsel bir yöntemle inceleyip değerlendiriyor.

Bu parçada, sözü edilen yapıtta ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Yeni görüşler ve açıklamalar ortaya kondu­ğuna

B) Bir dönemin düşünce açısından eleştirildiğine

C} Sorunların çözümü için yeni önerilerde bulu­nulduğuna

D) Değerlendirmelerde bilime dayalı bir yol iz­lendiğine

E) Eski yapıtların geçersizliğinin vurgulandığına

(ÖYS 1995)

 

9.   Onun şiirlerinde Türkçe değişik boyutlarıyla çıkar karşımıza. Ses, anlam ve anlatım yönünden de­rinlemesine etkiler bizi. Bunu sözle anlatabilmek olanaksızdır. En iyisi bu şiirleri tek tek okumak, onlardaki anlam ve anlatım güzelliğinin tadına varmaktır bence. Başka bir deyişle sözcüklerin, deyimlerin düz anlamları dışında yan anlamları, karşıt anlamları, dahası, hiç akla gelmeyecek duygusal ve çağrımsal anlamlarıyla nasıl kullanıldıklarını ancak bu şiirleri okuyarak görebiliriz.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edi­len şairin bir özelliğidir?

A) Her düzeyde okurun anlayabileceği    şiirler yazma

B) Yeni bir şiir türü yaratma çabası içinde olma

C) Okurların ilgisini çekmek için alışılmış şiir kalıp­larının dışına çıkma

D) Sözcüklere bilinen anlamlan dışında yeni an­lamlar yükleme

E) Şiirlerinde, düşünceden çok, duyguya ağırlık verme.

(ÖYS 1996)

 

10.   Dergicilik yaşamında pek zorluk çekmedim. (I) Her zaman yanımda dostlar oldu. (II) Bu dostların  çoğu da öğrencilerimdi. (III) Bana yazı getiren işe  yeni başlamış gençlerle birlikte daima bir dost çemberi oluşurdu çevremde. (IV) Bu dostluk  havası içinde, karşılaşılan tüm güçlüklerin ve sıkıntıların rahatça üstesinden gelirdik. (V)

“Dergicilik bir bakıma gönül işi olduğu için çevremi daima gönüllüler sardı.” cümlesi, yukarıdaki  parçada numaralanmış yerlerden hangisine getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?

A) I.          B)ll.          C)lll.          D) IV.         E)V.

(ÖYS 1996)   

 

CEVAPLAR

1.D 6. D
2. E 7. B
3. B 8. E
4. A 9. D
5. D 10. A