Paragraf – 38 Çıkmış Sorular

PARAGRAF  – 38 ÇIKMIŞ SORULAR

1.   Genel anlamda İnsan düşüncesinin ürettiği değer­lerin tümünü iki ana kümeye ayırabiliriz. Bunlar­dan ilki maddi kültürdür. Maddi küftür, insanoğlunun doğaya egemen olmak için yaptığı tüm araç ve gereçler ile bunları kullanma bilgisidir. İkincisi ise yaşamı düzenlemek, zenginleştirmek, korumak İçin konulmuş kurallar dizgesi olan manevi kültürdür. Bu iki kültür, birbirinden ayrıl­mamalıdır. Böyle bir yaklaşım, kültürü daha anlamlı ve yararlı kılar.

Bu parçada kültürle ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir bütün olarak ele alınması gerektiği

B) Kişiden kişiye değişen boyutlarının olduğu

C) Toplumsal değerlerin önemli bir yer tuttuğu

D) Kişiliklerin oluşumunda etkili olduğu

E) Toplumsal yaşayışı belirlediği

(ÖSS 2000)

 

2.            “Ben arıya arı demem

Arının balı olmalı

Ağaç mı? Meyve vermeli,

Çiçek mi? Kokmalı”

dizelerinde anlatılmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisiyle İlgilidir?

A) elverişlilik

B) kusursuzluk

C) üretkenlik

D) çıkarcılık

E) yararlılık

(ÜSS 1979)

 

3.   “Kavramlar toplumun gelişmesi ve değişmesiyle birlikte ortaya çıkan gereksinimlerin ürünüdür. Bir gereksinim duyulmamışsa onu dile getiren kavramlar da oluşmaz.”

Yukarıdaki paragrafın temel düşüncesini iki sözcükle simgelemek gerekse bu, aşağıdakilerden hangisi olur?

A) gelişme-toplum

B) toplum – gereksinim

C)toplum -kavram

D) gereksinim – kavram

E) değişme-toplum

(ÜSS 1979)

 

4.   “İki insanın gerçekten dost olabildiği yerde uygar­lık vardır, İki insanın bile dost olamadığı yerde ise, aklın bulabildiği en güzel düzen de kurulsa (ku­rulmaz ya) uygarlık yoktur. Dostluksa bilim gibi, insanın hazır bulduğu değil, yarattığı bir şeydir,”

Yukarıdaki paragrafta, özellikle vurgulanmak istenen düşünce, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Birbirleriyle geçinemeyen kişilere, uygar kişiler denemez.

B) Uygar kişiler, en güzel düzeni kurabilen kişil­erdir.

C) Uygarlığın bulunduğu yerde, düşmanlıktan söz edilemez.

D) Dostluk bütün toplumsal sorunları çözüm­leyen en uygarca ve akıllıca davranıştır.

E) Uygarlığı oluşturan dostluk da bilim gibi insan aklının ürünüdür.

(ÜSS 1979)

 

 

 

5.   “Eleştirmenin sorumluluğu diye, sanatçının ve, okuyucunun sorumluluğundan ayrı bir sorumluluk düşünmek güçtür. Asıl sorun, kişinin yaptığı İşi ciddiye almasıdır. Sanatçı nasıl oyuna kaçmadan, aldatmacaya kaçmadan uğraşına sarılmak zorun-daysa eleştirmen de öyledir. Ya okuyucu? Onun da sorumluluğu yok mu sanat ürünlerinin gelişmesinde?”

Yazıda sözü edilen sorumluluğun bilincinde olan bîr okuyucu, bunu, aşağıdaki davra­nışlardan daha çok hangisiyle gösterir?

A) Sanatın her dalında bilgi edinmekle

B) Roman, öykü ve benzeri ürünleri satın almakla

C) Okuyucularını eleştirmenlerin söylediklerine göre seçmekle

D) Okuduklarını anlamaya çalışarak nitelik yönün­den seçici olmakla

E) Sanatçıların yapıtlarını  övüp onları  yürek­lendirmekle

(ÜSS 1979)

 

6.            Kin tutmak benim harcım değil,

Çektiğim bütün sıkıntıları unuttum.

Parasız pulsuzum ne çıkar,

Gelecek güzel günlere inanıyorum.

Bu dizelerdeki gibi düşünen bir kişiyle bağ­daşmayan nitelik aşağıdakilerden hangisidir?

A) mutlu

B) sevecen

C) iyimser

D) hoşgörülü

E) gamsız

(ÜSS 1980)

 

7.   “Yıllardır tanıdığım insanlar var. Zamanın duraksamaz yürüyüşü için onların aynı hızla yürümediklerini görüyorum. Örneğin, birkaç yıl önce, herhangi bir konuda tartışmışız. Yine o konu açılıyor. Bakıyorum, dostum, düşüncelerini, yine aynı sözlerle, aynı örneklerle savunuyor. Aradan yıllar  geçmiş; o konuda ne çok kitap, ne çok yazı yazılmış. Ama, o hiçbirini okumamış; zamanın gerilerine kayıp giden bilgisinin tutsağı olmuş.

Aşağıdakilerden   hangisi,   yazarın   tanıttığı   kişiyi, en uygun biçimde niteler?

A) dar görüşlü

B) tek yönlü

C) dediğim dedikçi

D) kendini yenilemeyen

E) bilgiçlik taslayan

(ÜSS 1980)

 

8.   (I) Umarım siz benden çok daha fazla yaşarsınız; ama bu yaşlara gelince insanda yaşlılığın farklı bir etkisi oluyor. (II) Yeni bir işe başlarken endişe­leniyorsunuz, bitirebilir miyim diye. (III) İtiraf edeyim ki “Köleler ve Tutkular”a başlarken bu endişeyi yaşadım. (IV) Romanda her konu, yazılış süresini kendi belirliyor. (V) Hiçbir kitabımın üz­erinde bu kadar yoğun çalıştığımı söyleyemem. (VI) Tam bir ağır işçi gibi sabah 8.30’dan akşam 20.00’ye kadar… (VII) Böylesine yoğun çalış­mama karşın, kitabı tamamlamam iki yılımı aldı.

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) II.         B)lll.         C)IV.         D)V.         E) VI.

(ÖSS 2000)

 

9.   Okuduğu kitapların yazarlarıyla dostluklar kur­duğunu söyleyen bir kişi: “ilk karşılaşmada bütün varlıklarını göz önüne serenler oldu, onlara bir daha rastlamaktan kaçındım. Her göz atışta yeni yönlerini keşfettiklerim oldu, onları anlayabilmek için günlerimi tükettim.” diyor.

Bu sözlerle belirtilmek istenen iki tip yazarı, aşağıdakilerden hangisi, en iyi niteler?

A) yüzeysel, değişik bir yönü olmayan / derinliği olan, düşün yönü güçlü

B) açık seçik bir anlatımı olan / kapalı, karmaşık bir anlatımı olan

C) insanı oyalamayan, sıkıcı / insanı sürükleyip götüren, oyalayıcı

D) konularını gerçekçi bir açıklıkta işleyen / konu1 farını simgeci bir yaklaşımla işleyen

E) konularını nesnel bir tutumla işleyen / konu­larını öznel bir tutumla işleyen

(ÜSS 1980)

 

10. Gördüklerim şaşkına çevirdi beni, Bir şeyler düşünmüyor değilim, ama yürek ister söylemeye…

Yukarıdaki parçada konuşan kişinin içinde bu­lunduğu ruhsal durumu belirten yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Olayların etkisiyle doğru düşünme gücünü yitirmiş.

B) Olayların üzerindeki etkisini gizlemeye çalış­maktadır.

C) Olaylar arasında ilişki kuramamaktadır.

D) Olaylar  karşısında  ne yapacağını   kestirememektedir.

E) Olaylar   üzerindeki   düşüncelerini   söyleyememektedir.

(ÜSS 1980)

 

11.          Rüzgâr eser dallarınız atışır,

Kuşlarınız birbiriyle ötüşür,

Ören yerler bu bayramda pek üşür.

Sümbül, niçin yaslı bakışır dağlar?

 

Karacaoğlan size bakar sevinir,

Sevinirken kalbi yanar göyünür,

Kımıldanır hep dertleri devinir,

Yas ile sevinci yıkışır dağlar.

Karacaoğlan, duygularındaki çatışmayı iki ayrı dizede dile getirmiştir. Bunlar, aşağıdakilerden hangisidir?

A) 1. dörtlüğün 3. dizesiyle 4. dizesi

B) 2. dörtlüğün 1. dizesiyle 2. dizesi

C) 2. dörtlüğün 3. dizesiyle 4. dizesi

D) 2. dörtlüğün 2. dizesiyle 4. dizesi

E) 1, dörtlüğün 4. dizesiyle 2. dörtlüğün 3. dizesi

(ÜSS 1980)

 

12.   “Ayrıntılarla böylesine ilgilenen bir kişiyi titiz ve can sıkıcı bulabiliriz. Çünkü bunlar bize göre bunca ilgiyi gerektirmeyen şeylerdir. Ne var ki günlük yaşamla sanat dünyası birbirine tam olarak benzemez. Günlük yaşamda bastırılan, gizlenen duyguların sanat dünyasında özel bir yeri vardır. Bu nedenle bir sanatçı biçimleri eşle­mek ya da renkleri birbiriyle uyuşturmak için ince eleyip sık dokur; renklerde ve şekillerde bizim ayrımına varamadığımız şeyleri seçebilir.”

Bu parçadan, aşağıdaki yargıların  hangisi çıkarılabilir?

A) Renkleri ve biçimleri inceden inceye yansıtan ressam, can sıkıcıdır.

B) Sanatçı dış dünyayı değişik biçimde algılar yansıtır.

C) Sanatsal yaratılarda gerçeğin önemli bir payı yoktur.

D) Ayrıntıya inmede kararlı davranma ve bunlara bağlı kalma, sanatçı olmanın ilk koşuludur.

E) Sanatçı konusunu seçerken günlük yaşamın dışına çıkamaz.

(ÜSS 1980)

 

13.   Konuşmalarına, davranışlarına bakanlar, onu, her şeye boş veren, kaba saba biri sanırdı. Oysa bu, görünüşte böyleydi. Gerçekte, her şeyi İnce eleyip sık dokuyan, ipli bir yaradılışı vardı. Olaylar karşısında kolayca heyecanlanıp paniğe kapılmazdı. En tatsız durumların bile nedenlerini araştırıp bunları anlayışla karşılardı.

Aşağıdaki ikili niteliklerden hangisi bu par­çada anlatılan kişi için kullanılamaz?

A) hoşgörülü – titiz

B) korkusuz -akıllıca

C) alıngan – duygusal

D) soğukkanlı – eleştirici

E) düşünceli –  duygulu

(ÜSS 1980)

CEVAPLAR

1.A
2. C
3. D
4. E
5. D
6. A
7. D
8. C
9. A
10. E
11.D
12. B
13. C