Paragraf – 41 Çıkmış Sorular

PARAGRAF  – 41 ÇIKMIŞ SORULAR

1.   Her bilimsel araştırma öncekilerin bir eksiğini giderir. Bu nedenle hiçbir çalışma, belli bir konuda son sözü söylemiş sayılmaz. İşte bunun için benim dille ilgili bu çalışmama da bitmiş gözüyle bakılamaz. Elbette bunun da birçok eksiği var. Bu eksikleri gidermek de dilcilerin, bu alanda yetkili kimselerin işidir. Çünkü herkes bir dil konuşur; ama hiçbir zaman konuştuğu o dilin uzmanı değildir. Uzmanlık, bir dili konuşmak anlamına gelmez; o konuda eğitim görmüş olmayı gerek­tirir.

Bu    parçada    aşağıdakilerden     hangisine değinilmemiştir?

A) Bilimsel konularda yapılan çalışmalar birbirini tamamlar.

B) Hiçbir araştırma, ele aldığı konuda son sözü söylemez.

C) Bir dili konuşma, o dilde uzmanlaşmanın gös­tergesi değildir.

D) Bir dilde uzmanlaşmak için bu amaca yönelik bir eğitimden geçmek gerekir.

E)Dil üzerindeki araştırmaların tamamlanması başka alanlardakinden daha uzun sürer.

(ÖSS 1993)

 

2.   Şiirlerini bütün yönleriyle tanıdığımız bir şairin daha önce hiç okumadığımız bir şiirini elimize aldığımızda, kalabalık bir caddede bir arkadaşın koluna girmenin, onunla nereye kadar gide­ceğimizi bilmenin rahatlığını duyarız. Burada söz konusu olan, onun dünyasına yakınlığımızdır. Başka bir söyleyişle onun, sözcükleri yoğurarak, onlara değişik anlamlar yükleyerek oluşturduğu şiirsel dünyayı tanımış olmamızdır.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakiler­den hangisidir?

A) Şairler şiirlerinde yeni sözcükler kullanmak is­temezler,

B) Bir şiiri ilginç kılan , şairin kullandığı imgelerin özgünlüğüdür.

G) Okuyucu, okuduğu her şiirde kendi dünyasını bulmak ister.

D) Şairlerin yazdığı her yeni şiir, daha önce yaz­dıklarından güzeldir.

E) Bir şairin şiir özeliklerini çok iyi bilen bir okur, onun yeni bir şiirini yadırgamaz.

(ÖSS 1994)

 

3.   Söz konusu yazımdaki düşüncelerimi paylaşanlar olduğu gibi, onlara karşı çıkanlar da oldu. Bunu doğal karşıladım. Ancak, bu kişilerden kimileri düşüncelerimi bir yana bırakıp kişiliğime saldırdı. Kimileri de hiçbir kanıt göstermeden, oku­madığımı, kendimi yenilemediğimi İleri sürdü. Da­hası kırk yıl önce yazdığım, bugün İpin geçerliliğini yitirmiş olan bir delikanlılık deneme­sine sarılarak, bana edebiyat ve sanat dersi ver­meye kalkanlar bile oldu. Bu saldırılar karşısında kendimi savunmak için tek satır yazmadım.

Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmamaktadır?

A) Düşüncelerine karşı çıkılmasından

B) Kişiliğinin hedef alınmasından

C) Söylenenlerin kanıta dayandırmamasından

D) İlk ürünlerinin eleştiri konusu yapılmasından

E) Eleştirilerde ders verilmeğe çalışılmasından

(ÖSS 1993)

 

4.   Kimi şairlerin bütün şiirlerini aynı zevkle okursu­nuz. Kimilerinin yeni şiirlerini hiç merak et­mezsiniz; eski şiirleri yeter size, Kimi şairlerin ise yeni şiirlerini heyecanla beklersiniz; eski şiirlerini okusanız da olur, okumasanız da. Ama bir şairin ne eski ne de yeni şiiri sizi ilgilendirmiyorsa, işte bu olmadı. Bence bu şairi alıcı bir gözle, bir kez daha okusanız iyi olur.

Bu parçada aşağıdaki düşüncelerden hangi­sine yer verilmemiştir?

A) Bütün şiirleri güzel olan şairler vardır.

B) Kimi şairler ilk şiirleriyle tanınmıştır.

C) Şiirin güzelliği okunduğu zamana bağlıdır.

D) Kimi şairlerin şiirlerinde gelişme görülür.

E) Her şairin şiirleri arasında beğenilecek bir şiir bulunabilir.

(ÖSS 1993)

 

5.   (I) Sanatın insanoğluyla yaşıt olduğu söylenebilir. (II) İnsanoğlu, geçirdiği evrimlere uygun olarak sanatı da değiştirmiş, geliştirmiştir. (III) İlk sanat örneklerini incelediğimizde sanatın ilkel bir nitelik taşıdığını görürüz. (IV) İnsanın, yerleşik yaşama geçmesiyle birlikte kültür düzeyi de yükselmiştir. (V) Bu da ister istemez sanata yeni nitelikler, yeni boyutlar kazandırmıştır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han­gisi, parçanın ana düşüncesidir?

A) I.          B) II.          C)lll.          D) IV.          E) V.

(ÖSS 1994)

 

6.   Sanatçının, sanatla ilgili değişik konulardaki bütün yazılarını İçeren bu kitabı, oğlu yayıma hazır­lamış. Onun düşüncelerini deneme havası içinde aktarması, değindiği sorunların bugün de önemini yitirmemesi kitaptaki yazıların günümüzde de okunmasını sağlıyor,

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen kitabın bir özelliğidir?

A) Değişik türden yazılar içermesi

B) Çok kişi tarafından okunması

C) Dilinin kolay anlaşılır olması

D) Anlatımının özgün olması

E) Konularının güncelliğini koruması

(ÖSS 1993)

 

7.   Şaşılacak bir durum karşısında şaşkınlığımızı, “Hayret!” ya da “Hayret doğrusu!” sözleriyle be­lirttiğimiz olur. Oysa son zamanlarda kimi kişiler bu ünlemi. “Hayret bir şey!” biçiminde söylüyorlar. Bu söyleyişteki anlatım bozukluğu, “Hayret edile­cek bir şey!” biçiminde düzeltilebilir.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmaktadır?

A) Dil yanlışlarının çoğaldığı

B) Dil yanlışlarını düzeltmenin önemi

C) “Hayret” sözcüğünün yaygın olarak kullanıldığı

D) Bir dil yanlışı ve bunun nasıl giderilebileceği

E) Şaşılacak bir durumu anlatmak için değişik sözcükler kullanılabileceği

(ÖSS 1994)

 

8. Aydınlık bir kafa yapısına sahip, zeki, yaratıcı bir insan. Bir yandan, dünyadaki tiyatro etkinliklerini izlerken, bir yandan da tiyatrolarımıza, Türkçenin olanaklarını ustaca kullanarak, herkesin zorlan­madan anlayabileceği nitelikte yapıtlar kazandırıyor, Onun ortaya koyduğu her yeni çalışma beni coşkulandırıyor ve bana kıvanç veriyor.

Bu parçada, sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Anlama ve kavrama yeteneğinin güçlü olduğu­na

B) Edebiyatın çeşitli dallarında yapıtlar verdiğine

C) Anlatımının açık ve anlaşılır olduğuna

D) Tiyatro alanında ürünleri bulunduğuna

E) Başka    ülkelerdeki    tiyatro    olaylarıyla    il­gilendiğine

(ÖSS 1993)

 

9.   Bakıyorsun bir yazarımız elden kayıveren hukuk inceliklerini günlük konuşma dilinin sınırları içine sokuveriyor. Bir başka yazarımız demir leblebi gibi çetin bir sorunu bildik sözcüklerle tatlı tatlı an­latıyor. Anadili tutkunu bir bilim adamımız teknik bilimlerin özel dikkat gerektiren konularını, ustaca araştırıp yoğurarak zevkle okunabilecek bir biçimde işliyor.

Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdaki­lerden hangisidir?

A) Türkçeyi ustaca kullanan yazarların sevilerek okunduğu

B) Bilim adamlarının da Türkçeye özen göster­mesi gerektiği

C)Usta bir yazarın, en karmaşık konuları bile Türkçeyle anlatabildiği

D) Okur düzeyini gözeterek yazanların sayıca ço­ğaldığı

E) Yalınlığın Önemli bir anlatım niteliği olduğu

(ÖSS 1994)

 

10.   Benim yaptığım ebrular, geleneksel ebrulardan farklıdır. Bir lale yapmak, bir karanfil yapmak gele­nekselin devamıdır. Geleneksel ebrular, kitaplar için yapılır. Bense kuşlar, portreler, ağaçlar, peyzajlar yapıyorum. Böylece bu sanata çağdaş ve özgün bir hava katıyorum. Benim yaptıklarımı kitap kapağına koyamazsınız. İnsanlar alıp tablo diye duvara asarlar. Böylece ebrunun kullanım alanı genişler. Ben bunun peşindeyim. Ama bir sıkıntım var bu konuda: İnsanlar çalışmalarıma sıcak bakmıyorlar, Yüzyıllar önce ebru nasıl yapılıyorsa bugün de öyle yapılması gerektiğini savunuyorlar.

Bu sözleri söyleyen sanatçı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?

A) Ebru sanatının yaygınlaşmasına çalışan

B) Ebru sanatına yeni boyutlar kazandıran

C) Yaptıklarına yeterince ilgili gösterilmediğini söyleyen

D) Yaptığı ebrulara resim değeri kazandıran

E) Ebru yapmanın güçlüklerinden yakınan

(ÖSS 1993)

 

CEVAPLAR

1.E 6. E
2. E 7. D
3.A 8. B
4. C 9. C
5. B 10. E