Paragraf – 42 Çıkmış Sorular

PARAGRAF  – 42 ÇIKMIŞ SORULAR

1.   Flaubert için şöyle diyorlar: “On sene, yirmi sene sonra aynı dizelere hayranlık duyar, aynı biçimleri arar, aynı şeyleri beğenir, Öyle görünüyor ki yirmi­sine doğru kavrayabildiği düşünceleri kavramış ve sonra bütün yaşamı boyunca bunları somutlamaya çalışmıştır. Yaşamını hiçbir biçimde yapıt­larına yansıtmamıştır. Durağan bir yaşamı olan bu sanatçıyı tutucu olarak nitelemek yanlış olmaz.”

Aşağıdakilerden hangisini söyleyen kişi, bu parçada belirtilenlere karşı çıkmaktadır?

A) Ağır ama özenli çalışan bir yazardı; sanatıyla ilgili düşünceleri zamanla daha da kesinleşti.

B) Yazıda dilin ritmik akışını ve hecelerin uyu­munu arar, tıpkı müzik gibi okurun zihninin de­rinliklerine seslenmek isterdi.

C) Zaman içinde beğenileri aynı kalan bir yazarın “Madam Bovary” gibi çağının çok ilerisinde bir roman yazabilmesine ne demeli?

D) “Madam Bovary”de karakterlerin bütün özellik­lerini ya da olayları, duygulara kapılmadan yansıtarak nesnelliğini ortaya koymuyor mu?

E) “Mektuplarda kendi kişiliğini yapıtına yansıt­mamak için çırpınan bir yazarın, bunu roman­larında da yapmasını doğal karşılamak gerekmiyor mu?

(ÖSS 1998)

 

2. Bu, yazacağım yazının türüne göre değişir. Çok ciddi bir yazı yazacaksam konu üzerinde yoğunlaşabilmem için evde çıt çıkmamalıdır. Ayrıca dikkatimin uyanık olması ipin çalışma odamın sı­caklığının da on altı dereceyi geçmemesi gerekir. Bunun için, yaz aylarında ciddi yazılar yazamam; yazmaya kalktığımda da yazılarım, sıcağın et­kisiyle mizah ağırlıklı olur.

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı olabilir?

A) Ne tür yazılar yazarsınız?

B) Yazılarınızı hangi ortamda yazarsınız?

C) Yaşadıklarınızın, yazdıklarınız üzerinde etkisi var mı?

D) Yazılarınızın planını nasıl belirlersiniz?

E) Düşündüklerinizi yazamadığınız zamanlar olur mu?

(ÖSS 1999)

 

3. Bizdeki çocuk dergiciliğinin, uzun geçmişine karşın önemi yeterince anlaşılamamıştır. Bunu iyi bildiğimden “Süreli Çocuk Yayınları” başlıklı çalış­mayı görünce çok sevindim; hemen okudum. Doğrusu çok yararlandım. Bu geniş inceleme, ciddi bir çalışmanın ve sağlam kanıtlara dayanan çok yönlü bir araştırmanın somut sonucu olarak elimizde bulunuyor. Hemen söyleyelim ki basımı da çok güzel olan bu kitap, içeriğinin zenginliği yönünden eğitimcilerimizin olduğu kadar düşünürlerimizin, tarihçilerimizin, dilcilerimizin hatta folklorcularımızın ilgisini çekecektir.

Bu parçada, sözü edilen yapıtla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Güzel bir görünümle sunulduğuna

B) Geniş kapsamlı bir çalışmanın ürünü olduğuna

C) Farklı alanlarda çalışan insanlara ilginç gele­ceğine

D) İçerdiği bilgilerin güvenilir nitelik taşıdığına

E) Anlatımının    çocukların    düzeyine    uygun olduğuna

(ÖSS 1999)

 

4. Bu roman Reşat Nuri’nin önemli ve başarılı bir yapıtı değildir. Ancak -. Reşat Nuri bu yapıtında yer yer şematik ve didaktik olmakla birlikte çok önemli toplumsal bir sorunu romana taşımıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirile­mez?

A) ilk tezli romanlarımızdandır

B) İçerdiği gözlemler ve yaşantılar yönünden il­ginç özellikler taşımaktadır

C) yaklaşık doksan yıl önce yaşanan sorun, günümüzde de çözülememiştir

D) yaşanmış olaylardan yola çıktığı ipin tarihçilere kaynaklık etmiştir

E) sanatçının toplumsal roman alanındaki çalış­malarının ilk örneği olması apışından ilginçtir

(ÖSS 1998)

 

5.   Okuru kitaplarla, yazarlarla buluşturma işlevini bütünüyle yerine getirmese de, gönlümüzden ge­çenleri yeterince karşılayamasa da kitap fuarlarını çok seviyorum. O renk renk kitapların oluşturduğu çiçek bahçesinde dolaşmak, onlara dokunmak; o güzelliklerin tadına varmak… Yüreği sanat sevgisiyle çarpan güleç yüzlere merhaba demek, gözlerdeki ışıltıyı, mutluluğu damarlarımızda duyumsamak… Duygusal yönden az şey midir bunlar?

Bu    parçada    kitap fuarlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Sevilen yerler olarak herkesin ilgisini çektiğine

B) Görüntüsüyle sanatsal zevkler uyandırdığına

C) Kimi yazarlarla tanışma olanağı sağladığına

D) Güzel duygular uyandırarak İnsanı mutlu ettiği­ne

E) Gezide görenlerin beklentileriyle ilgili kimi küçük eksiklikler bulunduğuna

(ÖSS 1998)

 

6.   (I) Okuduğunuz bir eserin nitelikli olup olmadığını mı anlamak İstiyorsunuz? (II) Bu, sepici bir okurun yanıtlaması gereken ilk sorudur. (III) Onu birkaç ay sonra tekrar ele alın. (IV) Kötüyse okumaya değmez; iyi ise değişik bir tatla karşınıza çıkar. (V) Size yepyeni ufuklar açar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han­gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I.          B)ll.          C)lll.          D) IV.         E) V.

(ÖSS 1998)

 

7. Tüketim kültürü, şiiri az çok dışlamıştır. Tele­vizyon, sinema, gazete gibi kitle iletişim araçlarının doğurduğu bu kültür, şiirin okur yi­tirmesine yol açmıştır. Ancak bilelim ki şiir, yal­nızca sahte okurlarını yitirmiş, gerçek okurlarını korumuştur. İşte bunun içindir ki benim, şiirin ; geleceği açısından hiçbir kaygım yok. İyi şiir, gerçek okuruyla yaşamını sürdürecektir.

Bu parçada, şiirle ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisine değinilmemiştir?

A) Toplumsal değişmelerden etkilendiğine

B) Okur sayısının azaldığına

C)Şiir   beğenisi    tam   gelişmemiş   okurların elendiğine

D) Nitelikli olanların varlığını koruyacağına

E) Her dönemde çok sevilen tür olduğuna

(ÖSS 1999)

 

8. İçeriğini çok iyi bildiğimiz kitapları bile yeniden okumalıyız. Çünkü kitaplarda keşfedilmeyi bekleyen nice hazine vardır. Benzer biçimde, res­imlere de tekrar bakmalıyız. Onlara baktıkça ye­nilendiğimizi anlarız. Bir müzik yapıtını da yeniden dinlemeliyiz. O yapıtı dinledikçe dünyamızın zenginleştiğini, değiştiğini görürüz.

Bu parçadan sanat yapıtlarıyla ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?

A) Değerleri ancak, üzerinden yıllar geçince an­laşılır.

B) Onlarla bir kez karşılaşmış olmamız yetmez.

C)Tüm güzelliklerinin ayrımına varmak zaman alır.

D) Duygularımızı çeşitli yönlerden besleyip gelişti­rirler.

E) Her seferinde bizde yeni duygular uyandırırlar.

(ÖSS 1999)

 

9.   Bugün eskisi kadar ne mektup yazıyor ne de ; mektup alıyorum. Okumanın yerini televizyon ekranlarının, mektuplaşmanın yerini telefonun 4 aldığı bir gerçek. Yine de mektup yazarken ver­ilen emeği ve mektuptaki kalıcılığı Önemsiyorum. Mektubun aynı zamanda yazınsal bir tür olduğunu anımsatmaya gerek var mı? Çocuk­ların, gençlerin birbirlerine mektup yazmalarını, telefonla konuşmalarından daha önemli, daha geliştirici buluyorum.

Böyle  konuşan     kişi  için  aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Eskisine göre daha az mektuplaşmaktadır.

B) Gençlerin birbirine mektup yazmalarını iste­mektedir.

C) Televizyonun, okumayı olumsuz yönde etk­ilediğini düşünmektedir.

D) Arayıp soranları gittikçe azalmıştır.

E) Mektubun salt haberleşme  aracı sayılmasını doğru bulmamaktadır,

(ÖSS 1999)

 

10.   Bireyi mesleğe yönlendirirken onun ilgileri, yetenekleri ve toplumun İhtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Ancak on. on beş yıl sonra hangi meslekte ne kadar insan gücüne ihtiyaç duyula­cağını kestirebilmek zor. Ayrıca bu bir ölçüde kestirilebilse bile, zamanla bazı mesleklerle ilgili modalar ortaya çıkıyor. Özellikle gençler arasında kimi meslekler daha çok tutulmaya başlıyor; İster istemez o mesleğe eğilim artıyor. Sonra, bazı mesleklerde daha çok para kazanıldığı ipin gençler özellikle o mesleklere yöneliyor —.

Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdaki cümlelerden hangisiyle sürdürülebilir?

A) Aslında çalışma alanlarının ve mesleklerin sınırlı oluşu buna yol açıyor

B) Bence, bireylerin ilgilerinin çok yönlü ve çok boyutlu olmayışı, belirli mesleklerde yığılmaya neden oluyor

C) Sözün kısası bu tutum, yeni yeni mesleklerin doğmasını sağlıyor

D) Bu sorun, anne ve babaların çocukları yanlış yönlendirmesinden kaynaklanıyor

E) Sonuç olarak toplumun ihtiyaçlarıyla insan­ların eğilimlerini bağdaştırmak zor oluyor

(ÖSS 1998)

 

CEVAPLAR

1.C6. B
2. B7. E
3. E8.A
4. C9. D
5.A10. E