PARAGRAF – 65 ÇIKMIŞ SORULAR
1. Her çağda insan, düşündükleri ve ürettikleriyle bir sonraki çağın hızlanmasına ve uygarlığın gelişmesine katkıda bulunur. Kuşaktan kuşağa miras kalan bu birikim, bazen sözlü ve yazılı edebiyat kılığında günümüze ulaşır. Bazen de el emeği bir dokuma, bir av aleti, bir vazo ya da bir heykel ile bütünleşerek o dönem insanını anlatır bize. Bütün bunlar araştırmacıların sabırla, dikkatle ve özveriyle çalışmaları sonucunda gerçekleşir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
A) İnsanlığın ilerlemesi, yüzyıllar boyu oluşan kültür birikimiyle gerçekleşir.
B) Çeşitli kültürel ürünler korunarak çağdan çağa aktarılır.
C) Sanat ürünleri geçmişle gelecek arasında önemli bir bağ kurar,
D) Eski çağlardan günümüze kalmış sanat ürünleri, uzmanların çalışmalarıyla anlam kazanır.
E) İnsanlık, uygarlığın gelişmesini, bilim adamlarının yaptığı buluşlara borçludur.
(ÖSS 1988)
2. 1941 yılında ünlü romancımız Reşat Nuri ile ilk ve son kez karşılaşmıştım, O günlerde ilk öykü kitabım yeni yayımlanmıştı. Bana güzel bir Öğüt verdi: “Önünde uzun bir ömür var, sakın acele etme. On yıl sonra yazacağın öyküleri, romanları bugünden yazacağım diye kendini zorlama.”
Bu parçada Reşat Nuri’nin vurgulamak istediği gerçek aşağıdakilerden hangisidir?
A) Aceleyle yazılanların kalıcı olmayacağı
B) Güzellik anlayışının yaşla birlikte değişeceği
C)Genç sanatçıların daha çok yanlış yapabileceği
D) Deneyim kazandıktan sonra nitelikli eserler verilebileceği
E) Başarılı sanat eserlerinin ancak ileri yaşlarda yazılabileceği
(ÖSS 1988)
3. Batı toplumu sanatta, kendinden olmayanların, yani yabancıların, kendisi gibi yapıt vermesini anlamıyor. Bir yapıt hangi ülkeye aitse, yapıtta, o ülkenin rengini, kokusunu arıyor. İşte bu sanatçımızın, pek çok dünya ülkesinde tanınmasının, başarılı olmasının sırrı da budur. Dünya onun satırlarında Anadolu’yu buluyor.
Bu parçaya göre bir yazarın batı sanat dünyasındaki başarısı eserlerindeki hangi özelliğe bağlanabilir?
A) Evrensel duyguları işlemesine
B) Kendine özgü bir anlatım biçiminin olmasına
C) Bölgesel sorunlara çözüm aramasına
D) Sürekli olarak kendini yenilemesine
E) Ulusal özellikleri yansıtmasına
(ÖSS 1988)
4. Toplumdaki güncel olayları, gülmece yoluyla ve eleştirel bir tavırla tartışmaya yönelen kabare tiyatrosu, bu yazarımız sayesinde kültür dünyamıza girmiştir. Ne var ki eleştirel düşüncenin bir türlü tam kök salmamış olması, yazarın tüm çabalarına karşın kabare tiyatrosunu zamanla amacından saptırmış ve onun, suya sabuna dokunmayan, ucuz bir güldürüye dönüşmesine yol açmıştır.
Bu parçada kabare tiyatrosu ile ilgili olarak aşağıdakilerin Özellikle hangisinden yakınılmaktadır?
A) Eleştirici yönünün ihmal edilmesinden
B) Güldürü öğesine aşırı ölçüde yer verilmesinden
C) Giderek güncel olaylardan kaçınılmasından
D) Yazarların bu türe ilgisiz kalmasından
E) Toplumla ilgisi bulunmayan olayların ele alınmasından
(ÖSS 1988)
5. Bir şair herhangi bir olayı anlatmak istese, bize salt gerçeği mi yansıtır? Hayır; o olay karşısında duyduklarını, düşündüklerini de anlatır. Ya da doğrudan doğruya anlatmasa bile öyle bir şey yapar ki o duygular, o düşünceler bizde de doğar, Böylece şair, kendi iç gerçeğini ortaya koymuş olur. Bir sanat yapıtını başarılı kılan özellik işte budur.
Bu parçaya göre bir sanat yapıtının başarısı, sanatçının hangi tutumuyla açıklanır?
A) Yapıta kendinden bir şeyler katması
B) Gerçekleri değiştirip güzelleştirerek vermesi
C) Duygusallığı ön plana çıkarması
D) Kişisel görüşlerini benimsetmeye çalışması
E) Olayları gerekçi bir açıdan ele alması
(ÖSS 1988)
6. Bu adada hiç kimse parmağını bile oynatmıyor. Öyle kî kekik, adaçayı gibi dağlarda yetişen otları ya da ağaçlardaki incirleri bile zahmet edip toplamıyorlar. Balıkçılıktan söz açıldığında ise kendi kıyılarında tutacak balık kalmadığından, tüm balıkların karşı kıyılarda olduğundan yakınıyorlar. Evlerinin bahçesinde yetiştirebilecekleri sebzelerden tutun da su gibi en gerekli maddelere değin hemen her şey, sekiz saat ötedeki bir başka adadan geliyor.
8u parçada ada halkının hangi yönü üzerinde durulmaktadır?
A) Geçim sıkıntısından bunalmaları
B) Fakir bir doğal çevrede yaşamaları
C) Bulundukları yeri iyi tanımamaları
D) İşsizlikten sıkılmaları
E) Ellerindeki olanakları kullanmamaları
(ÖSS 1988)
7. Bir dil yanlışından ötürü daha ilk sayfalarda elimden bıraktığım romanlar olmuştur. “Sen benim dilimi bırak da, anlattıklarımı oku.” diyemez bana hiçbir romancı, diyememelidir. Ben bir romanı, neyi anlattığı için değil, onu nasıl anlattığını merak ettiğim için okurum.
Böyle düşünen bir okurun roman karşısındaki tutumu için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Okuyacağı kitabı seçmede belirli ölçütleri vardır.
B) Üsluba önem verir.
C) Anlatım bozukluklarını hoş görmez.
D) Konu seçiminde titizlik gösterir.
E) Başladığı her romanı bitirmez.
(ÖSS 1988)
8. (I) Biz gazeteciler, dışarıdan pek sevimli gözükmeyiz. (II) Sanırım bunun temelinde daha çok, işimizin eleştiri olması yatıyor. (III) Çünkü İnsanoğlu, doğası gereği, eleştiriden pek hoşlanmaz; eleştiriyi de eleştireni de hoşgörüyle karşılamaz. (IV) Eleştirinin tarih içindeki önemini küçümsememeliyiz. (V) Eleştiri olmasaydı herhalde uygarlık bugünkü düzeyine ulaşamazdı. (VI) Çağdaş uygarlığın bu düzeye gelmesinde eleştirinin motor rolü oynadığını söyleyebiliriz,
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense, ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II. B)III. C)IV. D)V. E) VI.
(ÖSS 1989)
9. Sanatın amacı, kişinin düşüncesini, duyarlığını geliştirmek; ona, dünyaya ve insanlara insanca bakma, sezme, kavrama gücü kazandırmaktır. Sanat ürünlerine ilgi duymayan, hayali işlemeyen, başkalarının acılarına, dertlerine ortak olmayan bir bilim adamı, bir yargıç, bir yönetici düşünelim; ne yaran olur bunların toplumlarına, insanlığa? İnsanın, insan sevgisiyle yoğrulmadığı toplumlarda bütün yönleriyle ilkellik egemen olmaz mı?
Yukarıdaki parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Sanat ve Düş Gücü
B) Sanat ve İnsan
C) Sanat ve Yaratıcılık
D) Sanatın Gelişimi
E) Sanatın Doğuşu
(ÖSS 1988)
10. Başka kültürlerle alışveriş sağlıklı bir olaydır. Yeter ki başkalarından alınanlar, toplumun kültürel değerlerine ters düşmesin; yeter ki toplum, aldığını özümleyebilsin. 16. yüzyılda Osmanlılar, doğu ve batı kaynaklı öğeleri bir potada eritmeyi başarmışlardır. Osmanlı klasik mimarisinde bulduğumuz çarpıcı ifadeyi şekillendiren estetik güç, işte bu karışımın görüntüsüdür.
Bu parçaya göre, Osmanlı klasik mimarisi İçin aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Değişik kaynaklardan gelen öğeleri içerir,
B) Etkileyici bir görünümü vardır.
C) Eski ve yeni öğeler arasında uyumsuzluk vardır.
D) Kültürel bir etkileşimin ürünüdür.
E) Taklitçilikten uzak bir etkilenme görülür.
(ÖSS 1988)
CEVAPLAR
1.E | 6. E |
2. D | 7. D |
3. E | 8. C |
4. A | 9. B |
5. A | 10. C |