Paragraf – 8 Çıkmış Sorular

PARAGRAF  – 8 ÇIKMIŞ SORULAR

1. Şairlerimizin çoğu ne yazık kî, denemenin, düz­yazının, şiirden farklı bir mantık gerektirdiğinin farkında değil. Okur, “deli saçmalarını” ve “sayık­lamaları” bile şiir kabul edebilir şiir diye yazılmış­sa. Ne var ki deneme yazıyorsanız belli bir birikiminizin ve söyleyecek anlamlı bir sözünüzün olması gerekir.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Deneme   yazarlarının   belli   bir   eğitimden geçmiş olmaları gerektiği

B) Kimi şairlerin düzyazı mantığıyla şiir yazdığı

C) Şairlerin düzyazıdan kaçındıkları

D) Şiirin konusunun mantık dışı, tutarsız şeyler olduğu

E) Denemelerde İçeriğin, doyurucu bir nitelik taşı­ması gerektiği

(ÖYS 1997)

 

2. Daha ilk satırlarında, anlatımının çarpıcılığı ve ayrıntıların zenginliği gibi özgün yönleri ile beni etkisi altına almış olan bu romanın, yazarının ölümü üzerine eksik kalmasına hiç de üzülmemiştim. Bana vereceğini vermişti. Kahramanın yaşamından verilen kesit, onu her yönüyle anla­mama yetiyordu.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarıla­bilecek bir sonuç değildir?

A) Yarım kalmış başarılı bir roman da tat alınarak okunabilir,

B) Romanın bir bölümü okunarak da onun hakkında bir yargıya varılabilir.

C) Okuyucusunun yorumuyla tamamlanabilen ro­man, başarılı bir romandır.

D) Başarılı bir roman., tamamlanmamış olsa bile amacına bir ölçüde ulaşabilir.

E)  Roman kahramanını tanımak için her zaman romanın tümünü okumak gerekmez.

(ÖSS 1989)

 

3.   O, kendine özgü dil anlayışı olan bir yazardır. Yöresel sözcükleri, deyimleri sere serpe kullan­masının yanında yeni yeni yaratımlara da başvu­rur. İkilemelere, pekiştirmelere, çağrışım gücü zengin sözcüklere sıkça yer vermesi —

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirile­mez?

A) dilinin zenginliğini, anlatımının renkliliğini ve çeşitliliğini belirtir

B) onun, anlatımında Türkçe’nin söz varlığından nasıl yararlandığını gösterir

C) anlatımı tekdüzelikten kurtarır, ona akıcılık ve hareket kazandırır

D) Türkçe’nin sunduğu birçok olanaktan yarar­landığını gösterir

E) dille birlikte, ele aldığı sorunlar üzerinde de yoğunlaştığını gösterir

(ÖYS 1997)

 

4.   Yeni romanlar çoğunlukla neden – sonuç ilişkisi dışında bir çizgi İzliyor. Öykü belli belirsiz. Yaza­rın iletisi ise satır aralarına İtilmiş. Çoğu yazarın, okuruna bir iletide bulunmak gibi bir savı da yok. Gerçeğin buharını veriyor ona yalnızca. Okur, tümüyle yabancı bir ortamda buluyor kendini ro­manlarda. Metnin içinde kendi yolunu kendi bul­mak zorunda. Çünkü —-.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirile­mez?

A) kılavuzluğuna alıştığı yazar, bu kez bilinçli olarak ne demek İstediğini söylemez ona

B) yazar, dış gerçeği olduğu gibi yansıtan ve okura ders veren bir tutumu sürdüren biri değildir artık

C) günümüzün yazarı, okurundan, etkin olma­sını, okuduğu romandan kendisinin anlam üretmesini bekliyor

D) yeni romanları okuyanlar, kendilerine sunulan bilgileri öğrenmek ve onlardan yararlanmak is­tiyorlar

E) yeni romanlar, neden – sonuç ilişkisinin yön­lendirdiği bir konu çerçevesinde belirli bir ileti içermiyor

(ÖYS 1997)

 

5.   Çalışma masamın üstündeki Afrika menekşesi, yerinden çok hoşnut olmalı ki zamanla gelişti, güçlendi. Belki de artık çiçeğe durması gereki­yordu. Ama sonuç, geciktikçe gecikti. Beklemeye başladık. Tanrım! Afrika menekşesi sonunda bir çiçek açtı; ama ne çiçek! Altı mor yaprak, orta­sında sapsarı bir tohum kesesi.,.Bakakaldım.

Bu parçada yazarın Afrika menekşesiyle ilgili hangi tutumuna yer verilmemiştir?

A) Öteki çiçeklerden daha değerli görme

B) Çiçek açmasını merakla bekleme

C) Ortaya çıkan sonuç karşısında şaşırma

D) Gördüklerinden etkilenip sevinme

E) Gelişimini büyük bir dikkatle izleme

(ÖYS 1997)

 

6.   Bir müzik parçasını yazıyla, sözle anlatmaya kalkışmam. Bunun doğru dürüst yapılabileceğine de inanmam. Sanırım bu yargı az çok bütün sanat dalları için geçerlidir. Sözgelişi, bir ressamın tablosunu yazıyla nasıl anlatırsın? Bir şiiri nasıl açıklar, bir heykeli nasıl değerlendirirsiniz? Bunu yapanlar da var ama onlar da ——

Düşüncenin akışına göre, bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) eserin hakkını tam olarak veremiyorlar

B)daha önce söylenenlere karşı bir tutum İçine giriyorlar

C) sanat eserinden çok, sanatçıyı öne çıkarıyorlar

D) eseri bütün yönleriyle tanıtamıyorlar

E) gerçek bir değerlendirme yapamıyorlar

(ÖSS 1989)

 

7.   Eleştirmenlik, belli bir bilgi birikimi, incelmiş bir du­yarlık isteyen zor bir İştir. Ayrıca eleştirmenlikte yapılan bu zor işin karşılığı da verilemez. Yanlış anlaşılmasın; kastettiğim, maddi karşılık değil. Edebiyatın kendisi para getirmezken eleştirmenlik ipin böyle bir şey zaten söz konusu olamaz. Karşılığını göremez, sözüyle anlatmak istediğim, eleştirmenlik mesleğinin yeterince saygı görmeyişidir. Örneğin, kitabını beğenip olumlu bir yazı yazdığınız romancı ya da öykücüden çoğu kez nazik bir teşekkür alırsınız; ama aynı yazarın bir başka kitabı için olumsuz bir yazı yazdığınızda durum tersine döner.

Bu parçada, eleştirmenlik ve eleştirmenle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Yorucu bir uğraş olduğuna

B) Fazla bir gelir sağlamadığına

C) Değerinin gereği gibi bilinmediğine

D) Duyarlı ve bilgili olmayı gerektirdiğine

E) Değerlendirmede, okur düzeyinin ölçüt alın­dığına

(ÖYS 1997)

 

8.   Anlatım ve biçemdir öyküde önemli olan. Daha doğrusu sözcükleri seçme ve kullanma ye­teneğidir. Yazar olarak öncelikle belli bir anlatım biçimine ulaşmış olmanız gerekir. Ben kendime özgü bir deyiş bulabilmek için çok çaba harcadım. Hâlâ da harcıyorum. Bu amaçla her kaynaktan yararlanmayı denedim. Eski ürünleri taradım. Di­limi bilmek ve gerçekleştirmek ipin çeviriye başvurdum. Bugün bile çeviri yaparım zaman zaman.

Bu parçada, öyküyle ilgili olarak aşağıdakiler­den hangisine değinilmemiştir?

A) Dilin önemli bir öğe ve etken olduğuna

B) Eski ürünlerden de yararlanılabileceğine

C) Çevirinin, dili besleyici bir öğe olduğuna

D) Dil İle düşüncenin bir bütün olduğuna

E) Anlatımda özgünlüğün, araştırmayı gerektir­diğine

(ÖYS 1997)

 

9. Şiirini çeşitlendirirken özentiye düşmemiştir hiçbir zaman. Şiirinde görülen değişiklikler bir bakıma yaşamındaki değişimlerin ürünüdür. Çünkü onun için şiir yaşam, yaşam da şiirdir, Bu yaklaşımla ne geçici akımlardan ne de yapay, zorlama modalar­dan etkilenmiştir.

Bu parçada, sözü edilen şairle ve şiirleriyle il­gili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Sürekli olarak yenilikler aradığına

B) Yaşamla iç içe olduğuna

C) Taklitçilikten uzak durduğuna

D) Doğallıktan yana olduğuna

E) Yaşamıyla şiirini bütünleştirdiğine

(ÖYS 1997)

 

10. Bir söz ustası olan sanatçı, bu yazılarında insan­ların can alıcı yanlarını yakalıyor; kişiliklerinin düğümlerini çözüyor. Anlattığı kişileri bütünüyle kavratırken gerektiğinde kıyasıya eleştiriyor. Az sözle çok anlam yansıtıyor. Anlattıklarını ben­zetmelerle çiçeklendiriyor. İnsana bir dil şöleni yaşatıyor bu zekâ ürünü yazılarıyla.

Bu parçada, sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?

A) Kahramanlarının en önemli özelliklerini ortaya koyduğuna

B) Kahramanlarının yanlış ve eksik yanlarına değindiğine

C) Yoğun bir anlatımı olduğuna

D) Yazdıklarının, akıl gücünü yansıttığına

E) Anlatımını yeni sözcüklerle biçimlendirdiğine

(ÖYS 1997)

 

CEVAPLAR

1.E6. B
2. C7. E
3. E8. D
4. D9. A
5. A10. E