Sonuç Yayınları 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Etkinlik Cevapları Sayfa – 171 (Yeni Müfredat-Yeni Kitap)(2018-2019)

 HAZIRLIK

1. Bir tiyatro oyunun farklı oyuncular tarafından sergilenmesi izleyici üzerinde nasıl bir etki bırakır?

Tiyatro oyuncusu da oyunu oynarken işin için yorum katar. Her oyuncunun yorumu farklıdır. Kimi oyuncu kendini oyuna daha iyi verirken kimisi de bu yoğunluğu yakalamamaktadır.2. Kişilere kendi yetenekleri doğrultusunda sorumluluk verilmesi, işlerin yolunda gitmesine ve kişilerin

meslekî doyumuna nasıl katkı sağlar?

Her kişi yeteneği doğrultusunda istediği işe odaklanırsa başarı daha çabuk gelir.

 2. METİN

BUZLAR ÇÖZÜLMEDEN

Şiddetli kış şartları sebebiyle yolları kapanan ıssız bir ilçeye yeni bir kaymakam gelir. Yeni kay­makam, halkı aldatıp haksız kazanç sağlayan zenginlerin düzenini bozar. Kurtlu pirinç, bozulmuş et satarak halkın sağlığı ile oynayan esnafa dükkânındaki malzemelerle yapılan yemeği zorla yedirir.

(Aşağıda, Kaymakam’ın Deli Çavuş’u işe aldığı bölüm verilmiştir.)

BİRİNCİ PERDE

ÜÇÜNCÜ MECLİS

(Deli Çavuş, Kaymakam)

DELİ ÇAVUŞ: Sen kaymakam değil, paşa­sın bre kardeş. Sana Paşam diyeceğim bundan sonra. Daha aşağısını söylemem.

KAYMAKAM: Bana bak, bunları isteğini ya­payım diye söylüyorsan hiç ümitlenme. Benim kitabımda verdiğim emri geri almak yoktur. Böyle değil de yürekten söylüyorsan yine vazgeç, in­san denen yaratık böyle böyle şımarır. Gün gelir ki paşalığı az görür. O zaman ne yaparsın?

DELİ ÇAVUŞ: Mareşal yaparım.

KAYMAKAM: Peki, ya sonra? Bana mutlaka bir askerî rütbe vermek istiyorsan yüzbaşı de ki eğer şımarırsam elinde bir müddet idare edecek rütbe bulunsun. Hem böyle hitaba kulağım alışık olduğun­dan yadırgamam.

DELİ ÇAVUŞ: Yüzbaşım, sana canım kurban olsun bre kardeş.

KAYMAKAM: Hah şöyle… Şimdi konuşalım seninle. Benim prensibim şu: Bu memlekette karnı tok, şerefli, haysiyetli insanlar arasında herkesin bir yeri olmalı. Ama geniş yer, ama dar yer. Geniş diyorsam alabildiğine geniş değil, dar diyorsam o da sığılmayacak kadar değil. Bana bak çalışacaksın.

DELİ ÇAVUŞ: Yüzbaşım yaş yetmiş dört. Ne davar güdebilirim ne de tarlada çalışabilirim, artık bre kardeş. Geçti o günler.