(Aşağıda, Kaymakam’ın ilçeden gidişinin anlatıldığı bölüm verilmiştir.)
ÜÇÜNCÜ PERDE
ALTINCI MECLİS
(Kaymakam, Hatice, Tahrirat Kâtibi, Kaymakam Vekili, sonra Jandarma Kumandanı)
Kaymakam ve Hatice balkondan içeri girerler.
HATİCE: Yoluna öldüğüm, gördün ya milleti… Seni devlet baba yollamamış da kendiliğinden kaymakam olmuşsun. İyi de etmişsin. Biz seni beğendik. Milleti yine sen idare et.
KAYMAKAM VEKİLİ: Bacı, bu konuda biraz da beni dinle. Yanlış düşünüyorsun. İyi işler yapmış, çok iyi işler yapmış fakat bu adam deli. Bir delinin halkı idare ettiği nerede görülmüş?
HATİCE: (…) Onun bize yaptığı iyilikleri unutmayacağız. Onun gibi yiğit adam, onun gibi iyi adam, onun gibi fukara babası görmedik. Varsın, birazcık deli olsun. Zaten hangimiz birazcık deli değiliz. (Kaymakama) Kurban olduğum, ister deli ol, ister akıllı. Sen bizim makbulümüzsün. Bizi bırakma sakın. Sana canımız feda olsun.
Kaymakam, şefkatle Hatice’nin ellerini okşamaktadır. O, sözünü bitirince Kaymakam Vekili’ne döner.
KAYMAKAM: Müsaade buyurulur mu efendim?
KAYMAKAM VEKİLİ: Tabii.
KAYMAKAM: Hatice, halka söyle, Deli Kaymakam ayrı ayrı gözlerinizden öptü dersin. Uslu uslu, gürültüsüz patırtısız dağılsınlar. Bu işin sonu nasıl olsa böyle bitecekti.
HATİCE: Onu bunu bilmem ben, sen bizim başımızda kalacaksın.
KAYMAKAM VEKİLİ: Bacı biraz makul ol. Sana kalsa demek bütün tımarhaneleri boşaltacak, devlet makinesinin başına toptan delileri getireceksin.
KAYMAKAM: Size, bizim gibiler değil, akıllı idareciler lazım. Çok akıllı idareciler. Zaten onların hepsi çok akıllı kişilerdir. İçlerinde az akıllısı yoktur ki ayrıca çoğu aransın.
HATİCE: Ben bu laflardan anlamam. Milletin dediği olacak. Bizim Kaymakam başımızda kalacak diyorlar.
KAYMAKAM: Deli mi oldunuz siz? Bak hele bir deliye deli mi oldunuz dedirttin. Çok acayip laf oldu. Yavrum, Kaymakam Bey doğru söylüyor. Biz akıllılarla kıyaslanamayız. Ne kimseyi tanırız biz ne de kimse bizi. Şöhretimiz yoktur, mevkiimiz yoktur, nüfusumuz yoktur… Canım ne uzağa gidiyorsun, adımız yoktur bizim, adımız. Topumuza deli der çıkarlar… Tek üstünlüğümüz galiba kısa adresli oluşumuzdan ibarettir. Falan şehir akıl hastanesi dedin mi mektup şıpın işi gelir bizi bulur. Semt ismi aramazlar, sokak adı istemezler, hane numarasına lüzum kalmaz. Yaaa, pek şaşarım, böyledir de yine mektup, telgraf alanımız bulunmaz.