Sonuç Yayınları 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Etkinlik Cevapları Sayfa – 55 (Yeni Müfredat-Yeni Kitap)(2018-2019)

 METİN VE TÜR İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR

Anlatıcı; edebî metinlerde, okura olayı anlatan kişidir. Eseri yazan (yazar) gerçek kişi, edebî me­tinleri anlatan ise soyut bir kişidir. Yani anlatıcı, yazar değildir; yazarın kurguya dâhil edip ağzından hikâyeyi anlattırdığı hayali kişidir. Anlatıcı; eserlerin iç dünyasında olup biten olayları, sorunları, kah­ramanları, mekânı ve zamanı gören, bilen, duyandır. Hikâye ve roman gibi anlatmaya bağlı edebî metinler birinci kişi ya da üçüncü kişi ağzından anlatılır. Anlatım ya hâkim ya kahraman ya da gözlemci bakış açısıyla verilir.

“Birtakım İnsanlar” hikâyesinin anlatıcısı birinci kişidir.

 Hâkim (ilahi) bakış açısı: Hâkim bakış açısında anlatıcı, kendisinden “ben” diye söz etmez, hep III. tekil kişi “o”yu kullanır. Hâkim bakış açısıyla yazılan eserlerde anlatıcı her şeyi bilir, her zamanda ve her yerdedir. Olaylara ve kişilere tümüyle hâkimdir. Kahramanların duygularını, düşüncelerini, kafala­rından neler geçirebileceğini anlar ve anlatır.

 Kahraman bakış açısı: Bu bakış açısında olay örgüsü, mekân ve kişiler eserin baş kahramanla­rından biri tarafından anlatılır. Anlatıcı, ilahi bakış açısına sahip olmadığından metindeki diğer insanlar gibidir. Bakış açısı ilahi anlatıcıda olduğu gibi geniş değildir. Anlattıkları, yaşadıkları ve gördükleriyle sınırlıdır. Yalnızca bilinen, duyulan, görülen ve yaşanılanı anlatır.

“Birtakım İnsanlar” hikâyesi kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.

 Gözlemci bakış açısı: Bu bakış açısı, anlatıcı yönünden kahraman bakış açısıyla yapılan anlatıma benzer. Aralarındaki temel fark, gözlemci anlatıcının, olayların oluşması ve akışında belirleyici rolü ol­mayan biri olmasıdır. Gözlemci anlatıcı, etrafında olup bitenleri bir kamera gibi izler, tarafsız bir tutumla gözlemlerini okura aktarır. Gözlemci anlatıcı, ilahi anlatıcı gibi her şeyi bilmez.

 METNİ ANLAMA VE ÇÖZÜMLEME

1. Okuduğunuz hikâyede bir olaydan söz edilebilir mi? Neden?

 Durum Hikayesi olduğu için bir olay etrafında şekillenmemiştir.

 2. Hikâyeye konu edilen kişinin özellikleri nelerdir? Bu kişinin insanlara yardım etmek için çaba gös­terip göstermediğini söyleyiniz.

Durum hikayelerinde kişilerin özellikleri detaylı verilmez. Bütünüyle ele alınmaz.

3. “Birtakım İnsanlar” metninde geçen “rüzgâr, hâlâ, lüzum, ağabey, tramvay, hatır, pastane, egzotik” kelimelerinin doğru telaffuzuna yönelik çalışmalar yapınız.

 1. ETKİNLİK

        Bu adamın ne paltosu ne şapkası ne de ayakkabıları vardı. Buna mukabil sırtında mor pamukları yer yer, parça parça dökülen bir hırkası, belinde ipi; ayağında yazlık, tüy gibi bir pantolonu ve ayak­larında da yine iplerle bağlanmış çuvalı…

 

Bu parçada bir kişinin özellikleri anlatılmıştır. Bir yerin, bir varlığın özelliklerini, bu özelliklerin duyu­larımızda uyandırdığı izlenimleri kelimeler aracılığıyla, gözümüzde canlanacak şekilde anlatılmasına betimleme, betimlemeden yararlanılarak yapılan anlatıma da betimleyici anlatım denir. Betimleyici anlatımda sıfatlara çokça yer verilir.

Buna göre “Birtakım İnsanlar” hikâyesinden betimleyici anlatı­mın kullanıldığı paragrafları bularak buralarda nelerin betimlendiğini söyleyiniz.

 

·         O zamanlar daha Camlı Köşk’ün camlarını ve hanende ilanlarının mavi ışığını üşüterek geçen buz gibi bir rüzgâr esiyordu. Benimle beraber belki ona yakın insan, gördükleri herhangi bir filmin rüyasını ayakta görüyor ve yataklarının ümit, hayal, güzel günler veyahut uykusuz, muharebeli geceler, sığınaklar düşündüren ılıklığına bir an evvel kavuşmak için bir türlü gözükmeyen tramvaya sabırsızlanıyorlardı. > Geceleyin dış mekanı tasvir ediyor

·         Burnum yastıkta, yorganım ağzım hizasında, kirpi gibi büzülmüşüm; dalmak üzereyim: > Kendini tasvir ediyor .

·         Paltomun yakası içinde yarı yarıya kaybolmuş kafamı çıkardım. Kafamı bir iki defa salladım. So­ğuğa alışmış, mukavemete hazırlanmış gibiydim. > Kendini tasvir ediyor .

·         Ona benzer adamlar, ötekilerinden kolaylıkla ayrılabilirdi. Kış günü bir şehirde insanlar palto, şapka giyer, ayaklarında fotinler vardır. Belki paltolarının renkleri, şapkalarının kurdeleleri ve alamerikan yahut alaturka şapkalarıyla birbirlerinden ayrılabilirler, icap ederse. > Sokaktaki insanları tasvir ediyor .