5. ETKİNLİK
İsmail Habib Sevük’ün Nâzım Hikmet ile Necip Fazıl Kısakürek’in şiir anlayışlarını karşılaştırdığı eleştiri aşağıda verilmiştir. Eleştiriden yola çıkarak Nâzım Hikmet’in aşağıda verilen şiiri ile “ Kaldırımlar ” şiirini karşılaştırınız.
Nazım Hikmet’in şiirinde toplumsallık varken Necip Fazıl’ın şiirinde bireysellik vardır. Nazım Hikmet’te olumsuzluklarla mücadele etme yolu olarak yardımlaşmayı, birlik olmayı ifade ederken Necip Fazıl, olumsuzlukları kendi içinde yaşamaktadır.
Nâzım Hikmet’in sanatını tersine çeviriniz ve o ters sanatının bütün güzelliğini tebellür ettiriniz (billurlaştırınız); bundan Necip Fazıl’ın sanatı çıkar: O, haykırıyordu; bu, inler. O, dışa bakıyordu; bu, içine gömülür. Onun muhayyilesi (hayal etme gücü) Çin ü Maçini, Hind ü Sindi dolaşmaktadır; bunun kâinatı kendi kalbinin ışıklarından ibaret. O, kulağını dünya işlerine çevirmişti; bu, kulağını sadece kendi ruhunun sesine tutuyor, bundan başka türlü seda bekleyemeyiz. (Tanzimat’tan Beri)
Ve Türkistanlı Hacı Ahmet,
kısık gözleri,
seyrek sakalı,
hafif makineli tüfeğiyle
dağlarda bir başına dolaştı.
Ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşamüstü
ve ay ışığında ve yıldız alacasında geceleyin,
ne zaman sıkışsa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o
ve ateş etti
ve düşmanı dağıttı
ve kayboldu dağlarda yine.
Ateşi ve ihaneti gördük.
Dayandık,
dayandık her yanda,
dayandık İzmir’de, Aydın’da,
Adana’da dayandık,
dayandık, Urfa’da, Maraş’ta, Antep’te.
Antepliler silahşor olur,
uçan turnayı gözünden
kaçan tavşanı ard ayağından vururlar
ve Arap kısrağının üstünde
taze yeşil selvi gibi ince uzun dururlar.
Nâzım Hikmet, Kuvayi Milliye Destanı