Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
9.sınıf edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Mon, 20 Sep 2021 14:24:50 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png 9.sınıf edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 9.Sınıf Edebiyat MEB Kitabı 4.Ünite Cevapları (Syf:122,126,127,131…146,147,148) https://dersimizedebiyat.org/9-sinif-edebiyat-meb-kitabi-4-unite-cevaplari-syf122126127131-146147148.html Tue, 29 Oct 2019 19:52:37 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121126 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-122)

Hazırlık

1. Olayların abartılarak ve olağanüstü öğeler kullanılarak anlatılmasının nedenlerini tartışınız.

Abartarak  anlatmak dikkat çekmek amacıyla yapılan bir çalışmadır. Aslında herkes onu abartıldığını bilir ama anlatan için çok önemli olduğunu göstermek amacıyla yapılır.Bazen bizler de bin defa söyledim terimini kullanırız. Bin defa söylemesek de çok söylediğimizi belirtmek için kullanırız bu abartıları. Olağanüstü öğeler de insana çok şey katar. Onu olayların içine alır. Hayal gücünü canlandırır, hayal kurmasına yardımcı olur.  Bu da onun kişisel gelişimden önemli bir yer edinir.

2. Okuduğunuz veya dinlediğiniz bir masalın sizi etkileyen yönlerini belirtiniz.

İyilerin he zaman kazanması. Kıssadan hisse alınması. Karakterlerin yer yer insan dışındaki varlıklar olması ve olayların olağanüstü olması.Giriş ve bitiş tekerlemeleri de ayrıca çok zevkli ve heyecanlıdır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-126)

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Tasa Kuşu adlı metindeki tekerlemenin masala katkısını belirtiniz.

Dinleyicilerin dikkatini çekmek için masalların özellikle giriş bölümlerinde söylenen farklı uzunluktaki tekerlemelerdir. Masalın düğüm ve çözüm bölümlerinde de tekerleme söylenir. Tekerleme masala başlarken, anlatıcının maharetini ortaya koyması açısından da önem taşır.Aynı zaman tekerleme içinde fantastik öğeler dinleyiciyi olağanüstü özelliklere alıştırma çabasıdır.

2. Masalın temasını ve konusunu belirtiniz.

Elindeki güzelliklerin farkına varma, tasalanmama. İlerisi için kaygı duymama. Konusu da Sülün Kız, sürekli kaygılanması üzerine elindeki her şeyi kaybeder. Bunun üzerine yazılmış öğüt verici metindir.

3. Masaldaki olağanüstülükleri belirtiniz.

Tabiatta duyduğu seslerin birden kesilmesi,ağaçların meyvelerinin olmaması,kuşların,kumruların,serçelerin birden ötmemesi, Ak sakallı dedenin gelmesi ve onun isteklerini yapması sonucunda bütün olumsuzlukların tersine dönmesi.

4. Masal kahramanlarının kişilik özelliklerini belirleyiniz.

Sülün Kız: Sürekli kaygılı, her şeyin olumsuz olabileceği düşünen evhamlı biri.

Anne: Bütün olumsuzluklara rağmen güzel düşünmeyi bilen biri.

Aksakallı Dede: İyilikleri gerçekleştiren olağanüstülükleri olan biri.

5. Tasa Kuşu adlı metinde öne çıkan yapı unsurunun kurgudaki işlevini değerlendiriniz.

Masallar döşeme,serim,düğüm,çözüm ve dilek bölümlerinden oluşur. Hemen hemen anlatmaya bağlı metinde serim, düğüm , çözüm bölümleri olur. Burada ayrıca döşeme ve dilek bölümü konmuştur. Masallarda bu bölümlerin olması kurguda anlatılanlara yardımcı olur. Mesela döşeme olması aslında masalda anlatılan olağanüstü olaylara dinleyiciyi alıştırmak amacıyla yapılır.Dilek bölümdeyse masal boyunca iyi ve kötü hep karşılaştırılınca masalın sonunda iyi dilek ortaya konup dinleyicinin iyinin yanında yer alması sağlanır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-127)

Hazırlık

Türk ve dünya edebiyatındaki masallardan alınan aşağıdaki parçaları dil ve anlatım yönünden karşılaştırınız.

 

Derviş,

Derleyen: Hüsnü Yıldız

Andersen Masalları

  • Giriş tekerlemesi  var.
  • Tahkiyeli, akıcı bir anlatımı var.
  • Halk söyleyişleri hakimdir.
  • Karşılıklı konuşma , diyalog şeklinde olmuştur.
  • miş/mış şeklinde anlatımı var.
  • Halkın ortak ürünü.
  • Giriş tekerlemesi yok.
  • Batı hikaye tekniğiyle anlatılmış.
  • Sanatsal bir anlatımı vardır.
  • İlahi bakış açısıyla anlatılmış.
  • Bir yazarın kurgusu söz konusudur.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-131)

Metni Anlama ve Çözümleme

2. “Beni koru ki Allah da seni korusun! Beni öldürme ki, Allah da senin canını almasın!” sözüyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

İyilik yap ki karşılığında iyilik bulasın.

3. Masaldaki temel çatışmayı belirleyiniz.

İyilik  ve kötülük…

4. Masalın olay örgüsünü belirleyiniz.

Kral Yunan , günün birinde Hekim’in kendisini öldüreceği korkusu içinde yaşamaktadır.Sürekli bu korku ile yaşamaktansa Hekim’in daha mantıklı olduğunu düşünür ve bu korkudan kurtulmayı amaç edinir. Hekim, kendisinin öldürmemesini istese de Kral bunu yapacaktır. Kralın ailesinden de buna itiraz edenler olsa da Kral görüşünden vazgeçmez. Hekim, Kral’dan kendisine bir iki verilmesi ve ailesiyle görüşmesini ve işleri yoluna koymasını ister. Hekim, Kral’a kendisini öldürdükten sonra kendisine bir kitap hediye etmek ister. Bu kitap için Hekim, beni öldürdükten sonra üç sayfayı çevirince başım ortaya çıkacak ve siz ne sorarsanız hepsine cevap verecek, der. Bunun üzerine izin verir. Birkaç gün Hekim , elinde kitap geri gelir ve Kral’a eski defter verir. Kral’a hemen açmamasını kendisini öldürdükten sonra açmasını söylese de Kral dinlemez. Defter eski olduğu için sayfaları açılmaz ve elini ağzına koyup tükürükle açar. Sayfalar da bir şey yoktur ve  biraz daha açar. Fakat birkaç dakika sonra anlaşılır ki defter zehirlidir ve Kral orada ölür.

5. Metindeki zaman ve mekânın özelliklerini belirleyiniz.

Mekan olarak bir yer belirtilmemiş, zaman olarak da aynı durum söz konusudur. Bu durum masalların özellikleriyle ilgilidir. Genellikle mekan ve zaman belirtilmez. Verilen zaman ve mekan çok eski yerlerde ve eski zamanlar denilerek muğlak ifadeler kullanılır.         

6. Metinde anlatıcı ve bakış açısının işlevini belirleyiniz.

3. Tekil kişi anlatımıyla İlahi Bakış açısı kullanılmıştır.

7. Şehzade ile Gulyabani metni ile Tasa Kuşu metnini biçim özellikleri açısından karşılaştırınız.

Her iki metinde aynı özelliklere sahip olsa da Tasa Kuşu’nda giriş tekerlemesi varken diğerinde tekerleme yoktur.Aynı şekilde dilek bölümü de yoktur. Bunun dışında Serim, düğüm , çözüm bölümü ortak olarak kullanılmıştır. Her ikisinde vardır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-132)

Hazırlık

Hayvanlar birçok edebî eserde niçin insan gibi düşündürülmüş ve konuşturulmuştur? Aşağıdaki metinden hareketle tartışınız.

Birçok edebi eserde çocukların hayvanlara karşı duydukları ilgi, kitapları onlar açısından daha cazip hâle getirmektedir. Kaldı ki çocuk, kitapta verilen mesajı anlamasa bile, hayvanlar vasıtası ile edebi esere duyduğu ilgi, onda kitap okuma alışkanlığının kazanmasına yardım etmektedir. Olayı ve eseri ilginç kılıp sevdirme amaçlanır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-135)

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Metinde Geçen Kelime ve Kelime Grupları’nda verilenler dışında bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarının anlamını metindeki bağlamından hareketle tahmin ediniz, tahmininizin doğruluğunu kaynaklardan yararlanarak kontrol ediniz.

  • Palan: Genellikle eşeklere, bazen de atlara vurulan, kaşsız, enli, yayvan ve yumuşak bir tür eyer.
  • avaze/avaz: Ses
  • zar:İnlenme , şikayet

2. Harnâme adlı metindeki olay örgüsünü belirleyiniz.

Yük taşımaktan cılız kalmış eşeğin otlayan semiz öküzleri görmesi. Yanlarına gidip onlara neden böyle yularsız ve güçlü olduklarını sorması.  Öküzlerin, kendilerinin buğday öğüttüklerini, bu işlemin insanlara gerekli olduğunu söylemesi. Eşeğin bu söze inanarak, buğday tarlasına dalıp buğdayları çiğnemesi. Tarla sahibinin eşeğin kulaklarını ve kuyruğunu kesmesi. Yolda pir eşekle karşılaşması ve pir eşeğin onu azarlaması.

3. Harnâme adlı metnin tema ve konusunu belirleyiniz.

Teması : İnsan elindekilerin kıymetini bilmeli. Yaratılışına ters şeyler istememeli.

Konusu: Elindekiyle  yetinmeyen bir eşeğin daha fazla şeyler istemesi sonucunda elindeki varlıklardan da olması anlatılır.

4. “Bâtıl isteyu hakdan ayrıldum / Boynuz umdum kulakdan ayrıldum” dizeleriyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

Yanlış olan bir şeyi isteyerek doğruluk ayrılmanın sonucunda elindeki  boynuz ve kulaktan da olması ifade edilir. Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak  deyimi bunun için de kullanılır.

5. Harnâme’deki temel çatışmayı belirleyiniz.

Eşitisizlik temel çatışma olarak verilir.

6. Harnâme’de dil hangi işlevde kullanılmıştır? Açıklayınız.

Dil şiirsel işlevde kullanılmıştır.

7. Harnâme adlı eser ile şairin hayatı arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz.

Şeyhi,  bir göz doktoru olup Çelebi Mehmet’in gözünü tedavi eder. Bunun karşılığında Tokuzlu köyünün tımarı ona verilir. Köyün tımarını almaya giderken köyün eski sahipleri tarafından köyün girişinde durdurulup önce dövülür , sonra da elindeki avucundaki paralar alınır. Şair de bunun üzerine Harname’yi yazmıştır. Şikayet olarak tabi ki..

Bu durumda yazılan eserin şairin hayatındaki olayı birebir anlatır.

8. Harnâme ile Tasa Kuşu adlı metinleri tür, biçim ve üslup açısından karşılaştırınız.

 

Harname

Tasa Kuşu

Tür

Mesnevi/Fabl

Masal

Biçim

Şiir olarak ele alınmış. Mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. aa, bb,cc .. şeklinde yazılmıştır. Uyak düzeni ve kendine ait kafiye ve redifleri vardır.

Düzyazı şeklinde yazılmıştır.

Üslup

Arapça ve Farsça kelimeler vardır. Dili günümüze göre ağırdır. Alegorik tarzda yazılmıştır. Hayvanlar üzerinden mesaj kaygısı vardır.

Tekerlemeler vardır. 5 bölüm de vardır. Halk söyleyişleri var. Olağanüstülükler vardır. Kısa kelimeler kullanılmıştır.Halkın ortak ürünüdür.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-136)

Hazırlık

1. İnsanların hangi özellikleri hangi hayvanlarla temsil edilebilir? Tartışınız.

Kurnazsa tilkiyle, sinsiyse çakalla, cesursa aslanla, kinciyse deveyle, çalışkansa karıncayla, tembelse Ağustos böceğiyle , nankörse kediyle, sadakat sahibiyse köpekle temsil edilebilir.

2. “Kimseyi hafife almamak gerekir.” sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.

Kimse göründüğün kadar ya da yaptıkları kadar değildir. Mutlaka görünmeyen ya da eksik algılanan bir tarafları vardır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-137)

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Aslanla Fare adlı fablın konusunu ve temasını bulunuz.

Teması, iyilik eden iyilik bulur.

Konusu, Aslan’în fareye acıyarak ona iyilik yapar. Bu iyiliği daha sonra tuzağa düştüğünde işe yarar. Fare de tuzağa düştüğü file kemirerek onu kurtarır.

2. Fablda verilen mesajla olay arasındaki ilişkiyi açıklayınız.

Mesajlar olaylar verilir. Doğru olaylar doğru mesajlara varır. Burada olayla mesaj arasında da gayet uyum söz konusudur.

3. Fabllarda verilen mesajların dünyanın her yerinde geçerli olması bu türün hangi özelliğini gösterir?Açıklayınız.

Dünyanın her yerinde geçerli olması yani evrensel olması zaman ve mekan verilmez. Aynı zamanda bu mesajlar çocuklara hayvanlar üzerinden verilir.

4. La Fontaine’den alınan fablın bölümlerini (serim, düğüm, çözüm, öğüt) gösteriniz.

  • Serim: Aslan’ın fareye iyilik etmesi
  • Düğüm: Aslan’ın tuzağa düşmesi
  • Çözüm:Farenin gelip düştüğü tuzaktan aslanı kurtarması
  • Öğüt:Baş tarafta herkese yardım etmeli diyerek vermiştir.

5. Metinde anlatıcı ve bakış açısının işlevini belirleyiniz.

3. kişi anlatımı yapılmıştır.Gözlemci bakış açısı kullanılmıştır.

6. Harnâme ile Aslanla Fare metinlerini tür, biçim, içerik ve anlatım teknikleri bakımından karşılaştırınız.

 

Harname

Aslanla Fare

Tür

Şiir /Fabl

Şiir /Fabl

Biçim

Mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır.

Serbest nazımla yazılmıştır.

İçerik

Elindekiyle yetinmeyip daha fazla isteyen ve sonucunda boynuz ve kulağından olan eşeğin durumu anlatılır.

Aslan’ın  fareye yaptığı iyilik sonucunda gün gelir fare de aslana iyilik yapar.

Anlatım Teknikleri

Alegorik bir anlatım tekniği vardır.

Hayvanlar üzerinden bir anlatım tekniği vardır.

7. Masal ve fabl türlerini karşılaştırarak tablodaki boşlukları doldurunuz.

Masal

Fabl

Masalların çoğu sonradan yazıya geçirilmiştir.

Fabllardan bazıları yazar belli bazıları da anonimdir.

Masallar genellikle düzyazı şeklindedir.

Fabllar genellikle manzum şekildedir.

Masallar genellikle bir tekerlemeyle başlar.

Fabllarda bu tekerleme bulunmayabilir.

Masallarda  öğüt bölümü vardır.

Fabllarda öğüt bölümü vardır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-138)

Türk ve dünya edebiyatından masal ve fabl örnekleri okuyunuz.

Dil Bilgisi

1. Daha da ne diller dökmüş ama, Sülün kız hangi şeytana uymuşsa, bu öğüdü kulağının ardına atıp kendini avareliğe vermiş… Tasa kuşunun gözlediği de bu değil mi! Kaşla, göz arasında varıp kanatları arasına almış onu… Sülün kız, bir de gözünü açıp bakmış ki, ne baksın; misli, menendi yok bir bahçe! Bir yanında kuşlar şakıyor, yanık yanık… Bir yanında sular akıyor oluk oluk… Ağaçlarında da türlü meyve, türlü koruk… O kuşlara kumru mu desem, kanarya mı desem, ne desem! O sulara şeker mi desem şerbet mi desem, ne desem! Meyvesini de ne siz sorun ne ben söyleyim; bulunsa bulunsa, Erem bağlarında bulunur belki…

Yukarıdaki parçada bağlaçları bulunuz ve bunların parçadaki işlevlerini belirleyiniz.

  • (dökmüş) ama…: Karşıt anlamlık bildirir.
  • (gözlediği) de…: dahi bile anlamında kullanılır.
  • (bir) de…: dahi , bile anlamımda kullanılır.
  • (bakmış) ki…: cümleleri bağlar.
  • (Ağaçlarında) da…: dahi , bile anlamımda kullanılır.
  • (Meyvesini) de…: dahi , bile anlamımda kullanılır.
  • ne siz sorun ne ben söyleyim…: …ne            … ne bağlacı. Özneleri bağlar.

2. Sonunda Kral Yunan, hekime, “Seni öldürtmedikçe güven bulamayacağım, rahata kavuşamayacağım. Çünkü senin, elime aldığım bir şeyle beni kurtardığın gibi, koklatacağın bir şeyle ya da bir başka yolla, beni öldüreceğine kuvvetle inanıyorum,” Hekim ona, “Efendimiz, benim ödülüm bu mu olacaktı, sen iyiliği, kötülükle mi karşılarsın?” demiş.

Yukarıdaki parçada edatları bulunuz ve bunların parçadaki işlevlerini belirleyiniz.

  • (bir) şeyle…: ile edatı vardır. Araç anlam ilgisi kurmuştur.
  • (kurtardığın) gibi…: gibi edatı vardır. Benzetme ilgisi kurmuştur.
  • (koklatacağın bir) şeyle…: ile edatı vardır. Araç anlam ilgisi kurmuştur.
  • (bir başka) yolla…: ile edatı vardır. Araç anlam ilgisi kurmuştur.
  • (öldüreceğine) kuvvetle…: ile edatı vardır. Durum ilgisi kurar.
  • (bu) mu..: mu edatı vardır: Soru anlamı kurmuştur.
  • (kötülük)le mi…: hem ile hem de mi edatı vardır. ile edatı durum ilgisi kurmuştur. mi edatı da soru anlamı kurmuştur.

3. Aşağıdaki cümlelerde ünlemleri bulunuz ve bunların parçadaki işlevlerini belirleyiniz.

· A Sülün kızım demiş; ne diye kara kara düşünüp durursun?

            Acıma..

· Aman kızım; dünyada her şey insanın elinde, avcunda değil

            Tedirginlik…

· Ah şu ağaçlar Tuba olsa; eğil desem, eğilse; doğrul desem, doğrulsa!

            İstek…

· Sülün kız; rahat bir nefes alıp, ”ooh!” demiş; oh deyince de ak saçlı biri peydah olmuş.

            Rahatlama…

4. Aşağıdaki cümlelerden hareketle de’ nin yazılışı ile ilgili hangi kurallara ulaşılabilir?

· Üstelik, dişlerinden tırnaklarından arttırdıklarıyla köyün üstünde bir dağ, dağın üstünde de bir bağ kurmuşlar, kurmuşlar ama, bu defa da kızın yüreğine bir kuruntu düşmüş.

  • dağın üstün-de: bulunma durum eki olan -de  bitişik yazılır.
  • üstünde de: Bağlaç olan de ayrı yazılır.
  • defa da: Yine bağlaç olan da ayrı yazılır.
  • Bağlaç olan de/da cümleden çıkarıldığında anlamda bozulma olmaz. Ek olan –de cümleden çıkarıldığında anlam bozulur.

· Dağda, dağ olmuş; bağda da, bağ olmuş ya, insan buldukça bunar derler; Sülün kız, şimdi de kendini bir tasaya kaptırmasın mı!

  • Dağ-da: bulunma durum eki olan -da  bitişik yazılır.
  • bağ-da: bulunma durum eki olan -da  bitişik yazılır.
  • bağda da: Bağlaç olan da ayrı yazılır.
  • şimdi de: Bağlaç olan da ayrı yazılır.
  • Bağlaç olan de/da cümleden çıkarıldığında anlamda bozulma olmaz. Ek olan –de cümleden çıkarıldığında anlam bozulur.

· “Kitapta, bu hayret verici şey de yazılı!” demiş.

  • “Kitap-ta: bulunma durum eki olan -ta  bitişik yazılır.
  • şey de: Bağlaç olan da ayrı yazılır.
  • Bağlaç olan de/da cümleden çıkarıldığında anlamda bozulma olmaz. Ek olan –de cümleden çıkarıldığında anlam bozulur.

5. Aşağıdaki cümlelerden hareketle ki’ nin yazılışı ile ilgili hangi kurallara ulaşılabilir?

· Efendimiz, eğer ölümüm gerçekten zorunlu ise, bana bir süre tanı ki, evime gideyim!

            tanı ki: Bağlaç olan ki ayrı yazılır.

· Başımı vurdurursan, kitabı aç ve sayarak üç sayfa çevir; sonra soldaki sayfadan üç satır oku!

            solda-ki sayfadan: Sıfat yapan –ki bitişi yazılır.

· Böylece, ey ifrit, bil ki, Kral Yunan, Hekim Rûyan’ı bağışlasaydı, Tanrı da sırası gelince onu bağışlayacaktı.

            bil ki: Bağlaç olan ki ayrı yazılır.

· Bir de gelmiş çevre ister; çevrede güller, sendeki diller; ben gider oldum, duymasın eller…

  • sende -ki diller: solda-ki sayfadan: Sıfat yapan –ki bitişi yazılır.
  • Bağlaç olan ki  cümleden çıkarıldığında anlamda bozulma olmaz. Ek olan –ki cümleden çıkarıldığında anlam bozulur.

6. Aşağıdaki cümlelerde ünlem işaretinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

· Tasa kuşunun gözlediği de bu değil mi! Kaşla, göz arasında varıp kanatları arasına almış onu…

            Sözde soru …

· Hekim, “Aynı tarzda açmaya devam et!” demiş;

            Onaylama,destek…

· Ey kral! Bu kitabı al!

            Seslenme…

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-144)

1. Bu masalın planını oluşturan bölümleri aşağıdaki tabloda belirtiniz.

Döşeme

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içindeyken köylerin birinde bir Keloğlan ile anası yaşarmış.

Serim

Keloğlan ve annesinin tanıtıldığı bölüm.Annesinin Keloğlan’a ekmek verip çalışmaya göndermesi.

Düğüm

Keloğlan, ekmeği bırakıp koyun aldığı, koyunu bırakıp halı aldığı , halı bırakıp gelin aldığı bölüm. Buradaki olaylarda merak unsuru vardır.

Çözüm

Keloğlan’ın gelin diye şeyin kabak çıkması ve kabağın Keloğlan’ın başında parçalanması.

Dilek

Onlar orada kaldı; safalarını süpür, muratlarını ersinler.

2. Metnin yapı unsurları ile ilgili neler söylenebilir?

Kişiler: Keloğlan, Annesi,Çoban,Kervancıbaşı,Düğün sahibi

Olay örgüsü:

  • Keloğlan’ı annesi çalışması eline ekmek verip göndermesi
  • Keloğlan ekmeği çobana emanet edip 3 gün sonra geldiğinde emanetine karşılık koyunu çalması
  • Keloğlan koyunu Kervancıbaşına emanet edip 3 gün sonra geldiğinde emanetine karşılık halı çalması
  • Keloğlan halıları düğün sahibine edip 3 gün sonra geldiğinde emanetine karşılık gelini çalması
  • Keloğlan çaldığı gelinin kabak çıkması ve başında parçalanması

Mekân: Köy yeri, kervan gibi belirli olmayan  bugün için bilinmeyen yerler.

Zaman: Bilinmeyen zaman. (Evvel zaman içinde..)

3. Masalda mekân ve zamanın değişimi nasıl verilmiştir?

Masallarda yer ve zaman çok baskın değildir. Hatta bazı masallarda verilmez.

4. Masaldaki olağanüstülüklerle ilgili neler söylenebilir?

            Bu masalda döşeme dışında olağanüstülük yoktur.

5. Masalda geçen edat ve bağlaçları bularak bunların metindeki işlevlerini belirleyiniz.

Edatlar:

  •  olacak gibi değil!: değil edatı
  • güne kadar: kadar edatı
  • Koyununu aldığım gibi: gibi edatı
  • Halılarını aldığım gibi: gibi edatı
  • gelinini aldığım gibi: gibi edatı
  • elinden tuttuğu gibi geldiği: gibi edatı
  • durmuyor mu: mu edatı

Bağlaçlar

  • Keloğlan ile anası: ile bağlacı
  • bakar ki olacak : ki bağlacı
  • Git sen de: de bağlacı
  • söylüyor ve çekip gidiyor. : ve bağlacı
  • Bakar ki ne: ki bağlacı
  • Git de elini: de bağlacı

6. Aşağıdakilerden hangisi masalın özelliklerinden biri değildir?

A) Duyulan geçmiş zamanla anlatılması

B) Eğitici özellik taşıması

C) Millî duygulara yer vermesi

D) Sonradan yazıya geçirilmesi

E) Kahramanların olağanüstü özellik taşıması

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-145)

İKİ KATIR

Biri yulaf yüklü iki katır gidiyordu;

Birinde tahsildarın paraları.

Para taşıyan biraz fazla kibirleniyordu;

Duymuyordu bile sırtındaki ağırlığı.

Pek de edalı adım atıyordu,

Çıngırağını şakırdataraktan.

Derken bir kaç adam çıktı uzaktan.

Haydutlar, para arıyorlardı;

Para da yalnız memurun katırında vardı.

Hayvanı yakalayıp durduttular;

Katırcık dayakları yedikçe inliyordu;

“Ne bekledim, başıma neler geldi diyordu.

Şu arkadaş nasıl da sıyrıldı tehlikeden!

Mahvolan, helâk olan sadece ben.

Öteki: — Dostum, dedi yoldaşına,

Her zaman rahat etmez büyük işler görenler;

Sen de bir fakirin işini görseydin eğer

Bunun hiç biri gelmezdi başına.“

Orhan Veli Kanık, La Fontaine’in Masalları

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri bu fabldan hareketle uygun ifadelerle doldurunuz.

a. Fablda ÖYKÜLEYİCİ  anlatım biçiminden yararlanılmıştır.

b. Fabl; serim, DÜĞÜM, ÇÖZÜM, ÖĞÜT bölümlerinden oluşmaktadır.

c. Fablda bir ÖĞÜT  verme amaçlanmıştır.

ç. Fabl ALEGORİK  şekilde yazılmıştır.

d. Fablda ZAMAN ve MEKAN belirsizdir.

e. Fablda SADE bir dil kullanılmıştır.

8. (I) Masallar; döşeme, serim, düğüm, çözüm ve dilek bölümlerinden oluşur. (II) Döşeme bölümü; dinleyicinin ilgisini çekme amacı taşıyan, masalda anlatılanlarla ilgisi bulunmayan bir tekerlemeyle başlar. (III) Serim bölümünde olaya giriş yapılır. (IV) Asıl olay dilek bölümünde anlatılır. (V) Dilek bölümü “Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.” gibi kalıplaşmış sözlerle son bulur.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?

A) I.     B) II.    C) III.   D) IV.   E) V.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-146)

9. HOROZLA İNCİ

Bir horoz inci bulur, kuyumcuya gider:

“Al, şuna bak, der,

pırıl pırıl, ne özrü ne kusuru var.

Fakat sen bana bir avuç mısır ver,

benim işime o yarar.”

Bir cahile bir kitap miras kalır.

Adam kitabı alır,

komşusu kitapçıya gider:

“Bak, ne güzel kitap, der,

fakat sen bana beş on kuruş ver,

benim işime o yarar.”

Nâzım Hikmet, La Fontaine’den Masallar

Bu fablda;

I. Teşhis ve intak sanatlarından yararlanıldığı,

II. Fablın kahramanlarından birinin hayvan olduğu,

III. Fablda zamanın belli olduğu

bilgilerinden hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I                   B) Yalnız II

C) I ve II                      D) I ve III

E) II ve III

10. Dinleyicinin sözlü tepkide bulunmadığı, konuşulanı sessizce dinlediği dinleme çeşididir. Dinleyicinin dinledikleriyle ilgili zihinsel faaliyetlerini etkinleştirmek amaçlanır. Dinleyicinin sessizliği, konuşmacıya, söylediklerinin kabul gördüğü izlenimi verir. Bu dinleme türünde konuşmacı dinleyenin kendisini anlayıp anlamadığı konusunda kesin bir yargıya ulaşamaz.

Buna göre pasif dinleme ile ilgili olarak;

I. Empati kurulduğu,

II. Zihinsel sürecin etkinleştiği,

III. Karşılaştırma yapıldığı

bilgilerinden hangilerine ulaşılabilir?

A) Yalnız I        B) Yalnız II

C) I ve II          D) I ve III

E) II ve III

 11. Aşağıdakilerden hangisi etkili dinlemenin özelliklerinden biridir?

A) Dinleme belli bir amaç gözetilerek yapılır.

B) Dinleme sırasında başka bir işle uğraşılabilir.

C) Dinleme sırasında not alınmaz.

D) Yargılayıcı bir tutum içinde dinleme yapılır.

E) Önyargılı bir şekilde dinleme gerçekleşir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-147)

12. “İle” kelimesi cümlede edat veya bağlaç görevinde kullanılabilir.

Bu bilgiden yola çıkarak;

I. Köylerin birinde bir Keloğlan ile anası yaşarmış.

II. Her seferinde sayfalar büyük bir güçlükle açılmış.

III. Evveli bir varmış bir yokmuş bir derviş ile bir kocakarı varmış.

cümlelerinden hangilerinde “ile” kelimesi edat olarak kullanılmıştır?

A) Yalnız I

B) Yalnız II

C) Yalnız III

D) I ve III

E) II ve III

 13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ne … ne” bağlacı kelime gruplarını birbirine bağlamaktadır?

A) Ne kimsenin bir tüyüne dokunur ne de yerdeki karıncayı incitirmiş.

B) Ne bir dağda yağmurumuz var ne bir bağda yaprağımız var.

C) Meyvesini de ne siz sorun ne ben söyleyim.

D) Ne altın oluk ne gümüş oluk bir damla su vermiş.

E) Tasa dediğin ne korkuya benzer ne kuruntuya benzer.

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ayraçla gösterilen yere iki nokta (:) konulmalıdır?

A) Ünsüzler( ) sürekli olup olmadıklarına ve ses yolunda titreyip titremediklerine göre adlandırılır.

B) Süreksiz sert ç, k, p, t ünsüzleriyle biten kelimeler, ünlüyle başlayan bir ek aldığında bu kelimelerin sonunda bulunan ç, k, p, t sert ünsüzleri yumuşar( ) c, g (ğ), b, d ünsüzlerine dönüşür.

C) Türkçedeki sesler, ses yolundan çıkışlarına göre iki gruba ayrılır( ) ünlüler ve ünsüzler.

D) Sözel derslerden tarih, felsefe, coğrafya( ) sayısal derslerden fizik, kimya, biyoloji alıyorum.

E) Çekim ekleri kelimelerin diğer kelimelerle bağ kurmasını, cümlede görev almasını sağlayan( ) hâlini, sayısını, zamanını, kişisini bildiren eklerdir.

 15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı yoktur?

A) Yanardağdan püsküren mağma değişik şekiller almış.

B) Bu aracın çarpma sonucu egzosu delinmiş.

C) Eşgüdümlü çalışırsak işi daha çabuk bitiririz.

D) Düşmanla göğüs göğüse mücadele ettiler.

E) Eski düşmanlar şimdi can ciğer oldular.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-148)

16. Aşağıda verilen tanılayıcı dallanmış ağaçtaki bilgilerden bazısı doğru, bazısı yanlıştır. İlk ifadeden başlayıp, cevap oklarını takip ederek doğru çıkışa ulaşınız.

  • Fabllar, bir ahlak dersi vermesi yönüyle masallardan ayrılır. (Y)
  • Düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde doğu ve batı sözlerinin ilk harfleri küçük yazılır.(Y)
  • Pasif dinlemede konuşmacı dinleyenin kendisini anlayıp anlamadığı konusunda kesin bir yargıya ulaşamaz. (D)

 7 NOLU ÇIKIŞ

 İSTERSENİZ DİĞERLERİNİ DE CEVAPLAYALIM.

 

  • Masallarda olaylar, Kafdağı, periler padişahının ülkesi gibi hayali mekânlarda geçer.(D)
  • Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra soru işareti konur. (Y)
  • Aktif dinlemede zaman zaman konuşmacıya sorular yöneltilir. (D)
  • Bağlaç olan de kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak büyük ünlü uyumuna uymaz.(D)
]]>
9.Sınıf Edebiyat MEB Kitabı 3.Ünite Cevapları (Syf:80,84,85,88…93,118,119,120) https://dersimizedebiyat.org/9-sinif-edebiyat-meb-kitabi-3-unite-cevaplari-syf80848588-93118119120.html Tue, 29 Oct 2019 10:16:51 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121121 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-80)

3.Ünite

OKUMA ÇALIŞMALARI

Hazırlık

Biçim Farklılıkları Güzelliğin On Par’etmez

Ne Böyle Sevdalar Gördüm

Ne Böyle Ayrılıklar

Ölçü Hece Ölçüsü Serbest Nazım
Nazım Birimi Dörtlük Serbest olduğu için nazım birimi dizedir.
Uyak Örgüsü Düz uyak Belli bir uyak örgüsü yoktur.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-83)

Nazım Biçimi

Şiirin nazım birimi, ölçüsü ve uyak örgüsüne göre kazandığı biçimsel özelliklerin genel adıdır.

Türk Şiirinde Kullanılan Nazım Biçimleri
I. Halk Şiiri II. Divan Şiiri III. Batı Etkisindeki Türk Şiiri

Anonim Halk Şiiri

Mâni, Türkü

Âşık Tarzı Halk Şiiri

Koşma, Semai, Varsağı,

Destan

Beyitlerle Kurulanlar

Gazel, Kaside, Mesnevi,

Kıt’a, Müstezat

Bentlerle Kurulanlar

Tuyuğ, Rubai, Murabba, Şarkı,

Muhammes, Terkibibent,

Terciibent

Sone, Terzarima, Triyole,

Balat, Serbest nazım

Nazım Türü

Bir şiirin işlediği konuya göre aldığı isimdir. Şiirin nazım biçimi belirlenirken şekline ait özellikler (nazım birimi, kafiye düzeni, ölçü vb.), nazım türü belirlenirken içerik (konu, tema vb.) esas alınır.

Türk Şiirinde Kullanılan Nazım Türleri
I. İslamiyet Öncesi Türk Şiiri II. Halk Şiiri III. Divan Şiiri
Sagu, Koşuk, Destan

Âşık Tarzı Halk Şiiri

Güzelleme, Koçaklama,

Taşlama, Ağıt

Anonim Halk Şiiri

Ninni , Ağıt

Dinî-Tasavvufi Halk Şiiri

İlahi, Nefes, Deme, Nutuk,

Şathiye, Devriye

Tevhit , Münacaat, Naat,

Mersiye, Methiye, Hicviye,

Fahriye

 

Tevhit , Münacaat, Naat,

Mersiye, Methiye, Hicviye,

Fahriye

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Yayla Dumanı adlı şiirin temasını belirleyiniz.

            Tabiat ,doğa

  1. Şiirdeki betimlemeler resim sanatıyla nasıl ilişkilendirilebilir? Açıklayınız.

            Resimle gösterilen güzelliklerin kalem yazıya aktarılmasıdır betimleme. Betimleme yazarın dış dünyayı , iç özellikleri kaleme aldığı özelliktir. Aralarında doğrudan bir ilişki vardır.

  1. Güzelin saçı ve gözleriyle yayla dumanı arasında nasıl bir ilişki kurulmuştur? Açıklayınız.

            Yayla dumanı her yere yayıldığında güzelin saçı ve gözlerine de girecektir. Aslında burada sevgiliyle kavuşmayı dile getirmiştir.

  1. Son dörtlükte şairin yayla dumanının içinde kaybolma isteği ile duygu dünyası arasındaki ilişkiyi açıklayınız.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-84)

  1. Etkinlik

Türk Şiiri Nazım

Biçimleri

Gazel Mâni Sone Tuyuğ Semai

Serbest

Nazım

Kaside Destan

Divan şiiri

nazım biçimleri

X     X     X  

Halk şiiri

nazım biçimleri

  X     X     X

Batı etkisindeki

Türk şiiri

nazım biçimleri

 

    X     X    

a.Yukarıdaki nazım biçimlerini ait oldukları şiir geleneğine göre tabloya işaretleyiniz.

TABLODA İŞARETLENMİŞ DURUMDA.

b.Tespitlerinizden hareketle nazım biçimi ile şiir geleneği arasındaki ilişkiyi açıklayınız.

            Edebiyatımızda 4 tane şiir geleneği vardır ki bunlarla şiirde kullanılan nazım biçimleri arasında doğrudan ilişki vardır. Divan şiir geleneği ile gazel , kaside gibi nazım şekilleri arasındaki ilişki bize şunu göstermektedir ki her gelenek kendine ait nazım şekilleriyle ortaya çıkar.(Edebiyatımızdaki 4 gelenek:  Destan geleneği – Divan geleneği – Halk şiir geleneği – Batı şiir geleneği  )

 Etkinlik

O gece ne kadar güzeldi mehtap

Gönülden fışkıran nağmeler gibi.

Ruhumu yıkayan bir seldi mehtap

En tatlı ilk ve son buseler gibi.

 

O gece o müthiş deniz durgundu,

Ömründe susmayan rüzgâr yorgundu,

En kara gönüller aya vurgundu

Leylâ’yı içinde bulan er gibi.

 Hüseyin Nihâl Atsız

 a.Yukarıdaki şiirin temasını belirleyiniz.

                Doğa sevgisi

b.Yukarıdaki şiirin nazım birimini belirleyiniz.

Nazım birimi DÖRTLÜK

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-85)

 Hazırlık

  1. Aşağıdaki sözleri birbiriyle ilişkilendirerek açıklayınız.

 “Şiirde ilk dize Tanrı vergisi, gerisi alın teridir.” [Valery (Valeri)]

            Şiirde ilham yani doğuştan gelen yetenek önemlidir ama aynı zamanda öğrenilen bir durumdur. Önce ilham sonrası çalışma, çabalamadır.

“Şiir kelimelerle yazılır.” [Mallarmé (Malarme)]

            Şiir sözcüklerle oluşturulur.

Bir şiir hiçbir dile tercüme edilemez hatta yazılmış göründüğü dile bile.” [Cocteau (Kokto)]

            Her şiir kendi içinde bir anlam derinliği vardır. Onu anlatmaya çalışmak, açıklamak o derinliği anlamaya yetmeyebilir.

  1. Aşağıdaki şiiri düzyazıya çeviriniz. Elde ettiğiniz metnin şiir ile aynı etkiyi sağlayıp sağlamadığını değerlendiriniz.

Hoyrattır bu akşamüstüler daima.

Gün saltanatıyla gitti mi bir defa

Yalnızlığımızla doldurup her yeri

Bir renk çığlığı içinde bahçemizden,

Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan

Lavanta çiçeği kokan kederleri;

Hoyrattır bu akşamüstüler daima.

 

Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar

Unutuşun o tunç kapısını zorlar

Ve ruh, atılan oklarla delik deşik;

İşte, doğduğun eski evdesin birden,

Yolunu gözlüyor lâmba ve merdiven,

Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik

Ve cümle yitikler, mağluplar, mahzunlar…

Ahmet Muhip Dıranas, Olvido

Yukarıdaki şiiri düzyazıya aktarsak şiirdeki ahenk, estetik kaybolur. Her şiirin kendine ait bir yapısı vardır. Şiirin dili günlük hayattaki dilden farklıdır. İmgeli anlatımlar ve söz sanatlarıyla yüklü bir dili vardır. Bunu açıklamaya ya da düzyazıya çevirmek ondaki yapıyı bozar. Sıradanlaştırır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-88)

 Durak: Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleridir. Dizelerdeki duraklarda ahenk gereği kısa bir süre durulur. Duraklara dikkat edilmeksizin okunan şiir, beklenen etkiyi uyandırmaz. Her şiirin duraklı olması gibi bir zorunluluk yoktur. Durak; şiir okunurken belirlenir, ahenk gereği durulan yerler ayrılır, kelimeler bölünmez.

Şiirler ölçüye göre genellikle şu şekilde duraklara ayrılır:

4+3 (7’li), 4+4 (8’li), 5+3 (8’li); 4+4+3 (11’li), 6+5 (11’li); 7+7 (14’lü).

Örnek

Boşa aranırdım, boşa dalardım

Açıldım engine kıyına vardım

Canım pahasına inci çıkardım

Bir sağlam ipliğe dizemiyorum.

Behçet Kemal Çağlar

Aruz Ölçüsü: Dizelerdeki hecelerin açık (kısa) ve kapalı (uzun) oluşlarına dayanan ölçü türüdür. Ünlü ile biten heceler, açık olup (•) ile gösterilir. Ünsüzle veya uzun ünlüyle biten heceler ise kapalı olup (—) ile gösterilir. Son hece daima kapalı kabul edilir. Aruz ölçüsü, Arap edebiyatında doğmuş; oradan İran edebiyatına, İran edebiyatından da Türk edebiyatına geçmiştir. Divan, Servetifünun ve Fecriati şiirinde aruz ölçüsü kullanılmıştır. Tanzimat şiirinde ağırlıklı olarak kullanılan aruz, Cumhuriyet Dönemi’nde çok az sayıda örnekte karşımıza çıkmaktadır.

Örnek

 Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

— — • / • — — • / • — — • / • — —

mef’ûlü / mefâîlü / mefâîlü / feûlün

NOT: Divan, Servetifünun ve Fecriati şiirinde aruz ölçüsü kullanılmıştır.

 Serbest Ölçü: Dizelerdeki hece sayılarının eşitliği, hecelerin açık-kapalı olması gibi kurallara bağlı kalınmayan ölçü çeşididir. Serbest ölçünün kullanıldığı şiirlerde ahenk; vurgu, tonlama, aliterasyon ve asonans gibi unsurlarla sağlanır.

Örnek

Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi meselâ,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

yani, bütün işin gücün yaşamak olacak.

(…)

 NOT: Serbest ölçünün kullanıldığı şiirlerde ahenk; vurgu, tonlama, aliterasyon ve asonans gibi unsurlarla sağlanır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-92)

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler”, “Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler” dizelerindeki altı çizili kelimelerin anlamlarını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu sözlükten kontrol ediniz.

mil: Türlü işlerde kullanılmak için yapılan ince ve uzun metal çubuk

 ama: Görme engelli

takı: Kadınların ziynet eşyası, asım takım

kemerler: İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı.

 2. Kaldırımlar adlı şiirin temasını belirleyiniz.

                Yalnızlık.

3.“Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi / Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır” dizeleriyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

Yalnız veya evsiz insanların sığınabileceği tek yer vardır.O da kaldırımlardır. Yardıma muhtaç yalnız ve evsiz insanları kucaklayan saran kaldırımları somutlama yaparak anneye benzetmiştir.

4.Şiirdeki açık ve örtük iletileri belirleyiniz.

Açık İleti

(Alışılmış bağdaştırma – Halin gereğine uygunluk- sanatsız anlatım)

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;

Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.

 

 

Örtük İleti

(Alışılmamış bağdaştırma – Halin gereğine uygunluk olmayan- sanatlı anlatım)

Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. (Yıldırımlar insana benzetilmiş.)

Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. (Kaldırımların serseri olması)

İçimde damla damla bir korku birikiyor; (Halin gereğine uygun değildir.Korkuyu damla benzetmesi ve birikmesi…)

Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler. (Evlerin mil çekilmiş kör olması – Benzetme yapılması)

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; (Kaldırımların çilekeş olması ve anneye benzetilmesi)

Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! (Kendini kaldırımların çocuğu olarak görmesi)

Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi…

  1. “Kaldırımlar”da şairin içinde bulunduğu dekor, neresi olduğu belirtilmeyen büyük bir şehrin sokaklarıdır.Şiir, şairi bu dekor ortasında gösteren bir mısra ile başlıyor:

 Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında.

Şairin hareket halinde olmasına rağmen, bir dehlizi andıran bu dar, karanlık ve kapalı dekor devam eder. Kaldırımlar ve sokak kelimelerinin sık sık tekrarlanmasıyla bu kasvetli mekân, bir musallat fikir, daha doğru bir deyişle, şairin hayatına şekil veren bir kader haline geliyor. Onun dünyası bu dar ve karanlık sokaklardan ve kaldırımlardan ibarettir.

Mehmet Kaplan, Şiir Tahlilleri 2

 Yukarıdaki metinde Mehmet Kaplan, Necip Fazıl Kısakürek’in Kaldırımlar şiiriyle ilgili görüşlerini dile getirmektedir. Metindeki görüşlerle kendi düşüncenizi karşılaştırınız.

Necip Fazıl Kısakürek, Kaldırımlar şiirinde yalnızlık temasını fazlasıyla yansıtır. Necip Fazıl’ın iç dünyası, görüşü, karamsar oluşu bu şiirde açıkça gözlenmektedir. Herkesin yolunda olan bir hayatı olduğunu ancak kendisinin yalnız ve sokaklarda tek başına yalnız yürüdüğünü, yalnızlığın yarattığı korkuyu ve ürkekliği iç dünyasında hissettiğini açıkça belirtir. Kaldırımlar, ona göre bir anne kadar şefkatli ve sıcaktır. Kaldırımlar ona arkadaş, dost olmuştur çünkü kendisi yalnız ve karamsar biridir. Kendini dinler, kendini arar ve bu halinden yer yer memnun görünür. Necip Fazıl Kaldırımlar şiirinde anlaşılır ve sade bir dil kullanmıştır.

 Etkinlik

Nasıl da çınlıyor kulaklarım,

Dağlar, ormanlar sürükleniyor sularla…

Coşkun Ertepınar

Yukarıdaki dizelerde asonansları ve aliterasyonları bulunuz.

Asonans: a, o sesleriyle asonas yapılmış.

Aliterasyon: l sesi ile de aliterasyon yapılmıştır.

Dizelerdeki asonans ve aliterasyonların şiire katkısını belirtiniz.

Asonans ve aliterasyonlar şiirde müzikaliteyi ve ahengi sağlayan önemli unsurdur.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-93)

  1. Etkinlik

Burcu burcu yayla kokar, ellerin

Türkü türkü, mâni mâni dillerin

Dilâver Cebeci

-lerin redif

-l sesi yarım kafiyedir.

sahici mi elinden tuttuğum o kartal kanadı

sen tuttun acıdan benim ellerim kanadı

Turgut Uyar

redif yok

kanadı zengin uyak

Hâtırası bile yabancı gelir.

Hayata beraber başladığımız

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;

Cahit Sıtkı Tarancı

redik yok

-ir  tam uyaktır

Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!

Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kaafilelerle…

Yahya Kemal Beyatlı

redif yok.

-lerle zengin uyak

 

Yukarıdaki şiirlerin kafiyelerini bulunuz.

Yukarıdaki tabloda verilmiştir.

Şiirlerde kulanılan kafiyelerin türlerini kutucuklara yazınız.

Yukarıdaki tabloda verilmiştir.

  1. Etkinlik

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;

Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!

Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;

Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

 Yukarıdaki dizelerde ölçüyü ve durakları bulunuz.

Hece ölçüsüyle yazılmış olup 7+7=14 lü hecedir.

Ölçü ve durağın şiire katkısını ifade ediniz.

Ölçü ve durak da aynı asonans ve aliterasyon şiire ahenk veren şiirin müzikalitesini ortaya koyan en önemli parçalardan biridir.

  1. Etkinlik

Ne arzum, ne emelim,

Yaralanmış bir elim,

Ben gurbette değilim,

Gurbet benim içimde!

Kemalettin Kamu

 Yukarıdaki dizelerdeki “el” sözcüğünü iki ayrı anlama (organ adı, yabancı) gelebilecek şekilde ayrı ayrı okuyunuz.

  1. Okuyuşunuzdan hareketle doğru telaffuzun şiirin anlamına sağladığı katkıyı değerlendiriniz.

                Türkçede bazı sözcüklerin birden fazla anlama gelebilecek yan anlam , mecaz anlam ya da terim anlam şeklinde olabilir. Ya da bazı sözcükler sesteş olabilir. Bu durumda şairin bize düşündürmek istediği kavramı bulup şiirni ona göre değerlendirmeliyiz.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-94)

  1. Etkinlik
Şiirler Hece Ölçüsü Aruz Ölçüsü Serbest Ölçü

Kardaş, senin dediklerin yok,

Halay çekilen toprak bu toprak değil.

Çık hele Anadoluya,

Kamyonlarla gel, kağnılarla gel gayrı,

O kadar uzak değil.

    X

Gümüş bir dumanla kapandı her yer;

Yer ve gök bu akşam yayla dumanı;

Sürüler, çimenler, sarı çiçekler,

Beyaz kar, yeşil çam yayla dumanı!

X    

Cennette bugün gülleri açmış görürüz de

Hâlâ o kızıl hâtıra titrer gözümüzde!

  X  
  1. Yukarıdaki şiirlerin ölçü türlerini tablo üzerine işaretleyiniz.
  2. Kullanılan ölçü türlerinin şiirlere katkısını açıklayınız.

Ahengi sağlamak şiire belli bir düzen vermek için şiirlerde çeşitli ölçüler kullanılır. Yukarıda verilen şiirlerdeki ölçüler ahenk içindir.

 Etkinlik

KİLİM

(…)

Sakladığım baharlar nerde bu kilim için,

Nerde yıllarca önce, ben sana..

Ne yaptın baharları, baharsız çok çiğ, topraklarda…

Çok çiğ, çiçek –hiç yok– hani bu kilimde?

Hani beyaz, beyaz, beyaz… Beyazları ne yaptın?

Çok çiğ bu kızgın yaz, çiğ bu karakış!

Bâri biraz kışlarda… Çıplak, çok çiğ!

Çok çiğ bu çığlık, bu en bol renk: Kara! Ben sana

Hiç kara koyma demiştim, nerden düştü, çok çiğ

(…)

Çok çiğ kesik öksürük, çiğ çatlak çağıltı.

(…)

Behçet Necatigil

 Yukarıdaki şiiri bir arkadaşınıza yüksek sesle okutunuz.

Şiirdeki “ç” seslerinin telaffuzunun şiirin içeriğini yansıtmadaki rolünü tartışınız.

Aliterasyon olarak karşımıza çıkar. Şair diğer ölçüleri kullanmayıp serbest ölçüyü kullanmayı tercih etmiştir. Diğer ölçülerde kendiliğinden bir müzikalite ve ahenk varken serbest ölçüde bunları sağlaması için ya ses tekrarları ya da kelime tekrarlarıyla bu işi yapması lazım.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-95)

  1. Etkinlik

GEMİCİLER

Biz dalgalar, fırtınalar kahramanı yiğitleriz.

Ufuklardan ufuklara haber sorar, gezeriz.

Güneşlerde uyuklayan yamaçları,

Kalbi durgun tarlaları bıraktık.

Gölge veren ağaçları

Sevmiyoruz biz artık.

Sevgilimiz,

Ey deniz!

 

İşte biz:

Nihayetsiz

Mavilikler yolcusu!

Ruhumuzun kardeşidir

Güneşlerde parlayan bu yeşil su.

Bayrağımız yeşil sular ateşidir.

Biz bayrağın fedaisi sayısız Türk genciyiz.

Biz hilale şan arayan korku bilmez gemiciyiz.

Ey vatandan müjdelerle bize kadar gelen rüzgâr!

O sarışın sahillerde kara gözlü genç kızlar,

Yaz gecesi mehtap ile konuşurken,

Doğru söyle, sordular mı bizleri?..

Nasıl cevap verdi gökten

Gemimizin rehberi,

O vefakâr

Yıldızlar?..

Poyraz var;

Yelken dolar.

Gemi sanki kanatlı!

Enginlerde pembe güneş

Gülümserken bu yolculuk ne tatlı!

Çal sazını kalenderce yiğit kardeş!

Nağmelerin yorulmayan dalgalardan bahtiyar.

Gönderelim bu ahengi o sevgili yurda kadar…

Enis Behiç Koryürek

  1. Yukarıdaki şiirin ahenk ve şekil özelliklerini belirleyiniz.
  • Ölçü: Serbest  ölçü
  • Uyak düzeni: Belirli bir düzeni yoktur ama bazı dizelerde ikişerli düşünüldüğünde aa,bb,cc şeklinde bir yapısı da vardır.
  • Kafiyeleri vardır. Mesela ilk iki dize –eriz zengin kafiye olarak karşımıza çıkar.
  • Nazım birimi: Bent
  • Şiirde aynı zamanda içerik ile şekil bir tutulmaya çalışılmıştır. Yorumlayacak olursak şiirin ismi Gemiciler iken aynı zaman dizelerin sıralanışı bir dalgaları göstermektedir. Bu bir ahenk sağlama çabasıdır.

 Bu şiirde dizelerin uzunluğu kısalığı aracılığı ile içeriğin görsel olarak şiirin şekline nasıl yansıtıldığını açıklayınız.

Şiirin ismi Gemiciler iken aynı zaman dizelerin sıralanışı bir dalgaları göstermektedir. Bu bir ahenk sağlama çabasıdır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-96)

  1. Etkinlik
Çapraz Kafiye   Sarmal Kafiye  

İçimde damla damla bir korku birikiyor;

Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler…

Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;

Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Necip Fazıl Kısakürek

 ( a )

 ( b )

 ( a )

 ( b )

Belki rüyâlarındır bu tâze açmış güller,

Bu yumuşak aydınlık dalların tepesinde,

Bitmeyen aşk türküsü kumruların sesinde,

Rüyâsı ömrümüzün çünkü eşyaya siner

Ahmet Hamdi Tanpınar

( a )

 ( b )

 (b )

 ( a )

       
Düz Kafiye   Mani Tipi Kafiye  

Ben de duman olsam senin yerine,

Dağılsam dağların şu mahşerine;

Güzelin saçına ve gözlerine

Ben girsem, ben dolsam yayla dumanı!

Ömer Bedrettin Uşaklı

( a )

 ( a )

 ( a )

 ( b)

Bu dağlar mı o dağlar

Top sesleriyle çağlar,

O kanlı mâcerâyı

Söyler, söyler de ağlar.

Hüseyin Suad Yalçın

( a )

 ( a )

 ( b )

 ( a)

  1. Yukarıdaki şiirlerin kafiye örgüsünü tespit ederek tablodaki uygun yerlere örnekteki gibi yazınız.

Yukarıdaki tabloda verilmiştir.

  1. Kafiye örgüsünün şiire katkısını yukarıdaki örneklerden hareketle ifade ediniz.

Kafiye örgüsü de diğer ahenk çeşitleri gibi şiire estetik, ahenk ve müzikalite verir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-97)

Hazırlık

Aşağıdaki dizeler sizde ne gibi çağrışımlar yapmaktadır? Açıklayınız.

Baharı seller götürdü boğuldu yaz

Kırıldı kristal vakitler güz kadehi

Sezai Karakoç, Kış

Kışın gelmesiyle yaz ve güzün ortadan kalkması

Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,

Birinciliği beyaza verdiler.

Özdemir Asaf, Jüri

Hiçbir insan iyi değildir. En çok bozulan da en temiz en saf olandır.

Ilık karanlık şarkı söylerdi,

Ay ışığı öperdi susamış toprağı.

Kemanlar inler…

Neyler duâ eder,

Ve güzel sesler avuturdu her derdi.

Halide Nusret Zorlutuna, Urfa Geceleri

Akşam olunca mehtapla birlikte insanın huzur bulması.Tabiattan gelen seslerin insana dertlerini unutturması

Seçkin bir kimse değilim

İsmimin baş harflerinde kimliğim

Bağışlanmamı dilerim

A. Cahit Zarifoğlu, Sultan

Şairin isminin baş harflerini yan yana koyarsak A.C.Z olur. Yani Allah’tan kendisinin aciz olduğunu söyleyip bağışlanma diler.

Ağlamadan

dillerim dolaşmadan

yumruğum çözülmeden gecenin karşısında

şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı

üzerime yüreğimden başka muska takmadan

konuşmak istiyorum.

İsmet Özel, Mazot

Baskıdan özgürlüğe geçme isteği

Bulutların çıkınında

Mis kokulu güvercinleri gökyüzünün

Çıldırtırlar insan gözlü kedileri

Ay doğar kuyulara yalınayak

Telgrafın tellerinde gemi leşleri

Oktay Rifat, Perçemli Sokak

 

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-100)

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Akıncı adlı şiirde çocuklar gibi şen olanlar kimlerdir, mutluluklarının sebebi nedir? Açıklayınız.

Türk milletin askeridir. Şen olmaları  savaşta çok güçlü bir orduyu yenmeleridir.

  1. Şiirdeki olağanüstü ögeleri belirleyerek bunların anlatıma katkısını belirtiniz.

Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla

Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla… dizelerinde olağanüstülük vardır. Bu mübalağa ile şiire güç katmak istenmiştir. Bazen önemli olaylar abartılarak önemine dikkat çekilir. Özellikle de şiirlerde mübalağa sanatı çokça yapılır ki okuyan olayın önemini anlasın.

  1. Dördüncü beyitte “dolu dizgin boşanan atlar” ifadesiyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

Atların düşman üzerine çok hızlı ve aralıksız gittiğini ifade eder.

  1. Şiirde nasıl bir savaş ortamı tasvir edilmiştir? Açıklayınız.

            Şiirde çok güçlü ve modern bir orduya karşı daha az sayıdaki bir ordunun galip gelmesi anlatılıyor. Burada özellikle Türk askerinin inancı ve azmini tasvir eder. Çok hızlı bir şekilde düşmanın üzerine gittiğini şehit olsa da hayatta kalsa da zaferi kazandığını ifade eder.

  1. Akıncı adlı şiirdeki millî ve manevi değerleri belirleyiniz.

            Şiirde vatan sevgisi, vatan için savaşmak ve onu korumak, şehadet gibi duygular dile getirilmiştir.Yazar okuyucuda tarih bilinci oluşturmaya çalışmaktadır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-101)

Hazırlık

Aşağıdaki metinlerin konularını belirleyiniz.

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz;

Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!

Düşer mi tek taşı, sandın, harîm-i nâmûsun?

Meğerki harbe giren son nefer şehîd olsun.

Mehmet Akif Ersoy, Berlin Hâtıraları

Hak yolunda dönülmeyeceğini son asker şehit olana kadar bu yoldan vazgeçilmeyeğinden bahsediyor.
Dünyanın bozulduğu ve artık kimseye güvenin kalmadığından bahsediyor.

Çarh bozulmuş dünya ıslah olmuyor

Ehli fukaranın yüzü gülmüyor

Ruhsati de dediğini bilmiyor

Yazı belli değil hat belli değil

Ruhsatî

Yağmur yağar mor sünbüller bitirir

Yel estikçe kokuların yetirir

Sarı çiçek sarvan kurmuş oturur

Karışmış güllere çimenin dağlar

Karacaoğlan

Baharın gelişiyle birlikte dağlardaki çiçeklerin birbirine karışması
Sevgilisine seslenip unutulmamayı diliyor.

Bir gün gelir de unuturmuş insan

En sevdiği hatıraları bile

Bari sen her gece yorgun sesiyle

Saat on ikiyi vurduğu zaman

Beni unutma

Ümit Yaşar Oğuzcan, Beni Unutma

Güzel dil, Türkçe bize,

Başka dil, gece bize.

İstanbul konuşması

En saf, en ince bize.

Ziya Gökalp, Lisan

Türkçenin güzelliği , İstanbul Türkçesinin bizim için uygun olduğunu anlatıyor
     

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-104)

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Kızılırmak Kıyıları adlı şiirin temasını belirtiniz.

 Unutulmuş, yalnız başına kaderine bırakılmış ANADOLU diyebiliriz.

  1. “Çağlayan ne, / Akan kim, / Kızılırmak değil.” dizelerinde “çağlayan ne”“akan kim” sözüyle şairin neleri ifade ettiğini belirtiniz.

Oralarda bir yaşam var. Akıyor , çağlıyor belki ama sadece Kızılırmak değil. Anadolu olduğunu belirtiyor.

  1. Parça parça yarılmış öküz ardında,

Parmağı üç pare, tırnağı ak değil.

Utanır elin ayağın,

Korkarsın yakından görsen,

Eli el değil, ayağı ayak değil.

Bu bentte şair, Anadolu insanını nasıl betimlemiştir? Açıklayınız.

Anadolu insanının çalışmaktan yorulmuş, bitmiş bir halde olduğunu betimlemiş. Özellikle de yakından görse korkarsın diyerek de Anadolu insanın çalışmaktan ve yokluktan kötü durumda olduğu ifade etmek istemiştir.

  1. Şiirin son bendinde “Geçmiş zamanlar geleceklerden parlak değil.” dizesiyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

            Bu şekilde ifade ederek dün nasıl kötü şekildeyse yarının ondan çok farklı olmayacağını kaderinin aynı olacağını izah etmeye çalışıyor.

  1. Kızılırmak Kıyıları adlı şiirde anlatılan Anadolu ile bugünkü Anadolu’yu kendi hayatınız ve çevrenizden hareketle karşılaştırıp sosyal ve kültürel bakımdan değerlendiriniz.

            Bu soru sizinle alakalı.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-105)

Hazırlık

Aşağıdaki metinlerin dil ve anlatım yönünden farklarını belirleyiniz.

Hazırlık

Aşağıdaki metinlerin dil ve anlatım yönünden farklarını belirleyiniz.

Uçun Kuşlar

Uçun kuşlar, uçun doğduğum yere;

Şimdi dağlarında mor sünbül vardır.

Ormanlar koynunda bir serin dere,

Dikenler içinde sarı gül vardır.

 

O çay ağır akar, yorgun mu bilmem?

Meh-tâbı hasta mı, solgun mu bilmem?

Yaslı gelin gibi mahzûn mu bilmem?

Yüce dağ başında siyâh tül vardır.

 

Orda geçti, benim güzel günlerim;

O demleri anıp bu gün inlerim.

Destân-ı ömrümü okur dinlerim,

İçimde oralı bir bülbül vardır.

 

Uçun kuşlar, uçun burda vefâ yok;

Öyle akarsular, öyle hava yok;

Feryâdıma karşı aks-i sedâ yok;

Bu yangın yerinde soğuk kül vardır.

 

Hey Rızâ, kederin başından aşkın,

Bitip tükenmiyor elem-i aşkın,

Sende -deryâ gibi- dâimâ taşkın,

Dâimâ çalkanır bir gönül vardır.

Rıza Tevfik Bölükbaşı

 

Batılı dil âlimleri, filologlar yazılı veya sözlü kültür eserlerini incelerken, bir arkeolog gibi hareket ederler. Bir nevi “dil arkeolojisi” yaparlar. İlkin inceledikleri metnin tarihini tespite çalışırlar. Zira, her metin dil tarihinin bir kesitini verir. O kesitte, o anda bulunan ve o ana kadar dile girmiş olan her kelimenin, yerli, yabancı ayırmaksızın yazılışı, söylenişi, mânası dikkatle tespit edilir. Zira en küçük bir işaret, bir ses değişmesi, o kelime hatta bütün metnin mânasını değiştirebilir. Eğer Sümerce bir metinde Tanrı ve at kelimeleri Türkçe Tanrı ve at mânalarına geliyorsa, bu, bütün insanlık tarihine yeni bir gözle bakmayı gerektirir. Bundan dolayı dil âlimleri, filologlar eski metinleri incelerken kılı kırk yararlar. Kelimelerin menşeleri, onları dil ve kültür tarihi bakımından ilgilendirir. Göktürk harfleriyle yazılmış bir mezar taşında görülen Çince, Hintçe bir kelime, dil ve kültür tarihi bakımından önemli bir mâna taşır. Türklere ait eski metinlerde sade, Türkçe kelimelere önem vererek, yabancıları bir kenara atmak, hem kültür kavramına hem de ilmî düşünceye aykırıdır. Dili bir milletin medeniyet tarihinin aynası olarak inceleyenler, onda pek çok şey görürler.

Mehmet Kaplan, Dil ve Kültür

  •  1.metin estetik zevk için yazılırken 2.metin bilgi vermek amacıyla yazılmıştır.
  • 1.metin şiirken 2.metin makale olarak yazılmıştır.
  • 1.metin sanatsal,imgeli yazılır 2. metin gerçek anlamlı kelimelerle yazılmıştır.
  • 1.metinde ahenk unsurlar varken 2.metinde böyle bir durum söz konusu değildir.
  • 1. metin hayal dünyasından koparak gelirken 2.metin gerçeğin ta kendisidir.
  • 1.metin okuyucuya göre anlamı değişirken 2.metin herkes tarafından aynı şekilde anlaşılır.
  • 1.metin edebi metinken 2. metin öğretici metindir.
  • 1.metin kendine ait bir dili varken yani şiir dili hakimken 2.metin günlük standard  dile yakındır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-110)

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. “Bütün işin gücün yaşamak olacak.” sözüyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

Hayatı yaşamak için çalışacaksın mücadele edeceksin. Önünde kolaylık da olacak zorluk da. Zorluklar çıktığında mücadeleyi elden bırakmayacaksın. Yaşama dört elle sarılacaksın.

  1. Yaşamaya Dair adlı şiirde dikilmesi istenen ağaç olarak niçin “zeytin” seçilmiştir? Açıklayınız.

Tarihin ilk ağacı olan zeytin ağacı ölümsüzdür ve bütün ağaçların kralıdır.Antik Yunan’da kutsal bir aileden gelmiş olmanın en önemli işaretidir zeytin ağacının altında doğmuş olmak.Tanrı RA’nın aydınlanma simgesi,tanrıça İSİS’in meyvesi,bereket ve barışı temsil eden tanrıça Athena’nın insanlığa armağanıdır zeytin.Bütün kutsal kitaplarda adı geçen 5 meyveden biridir.Aklın,zaferin,barışın,saflık ve sadeliğin sembolü,şiirlerin ise en güzel misafiridir..

  1. Şiirde ölümsüzlüğe ulaşmanın yolu olarak gösterilen nedir? Açıklayınız.

Bir zeytin ağacı dikmek, başkası için mücadele etmek, başkası ölmek…

  1. Şiirde söyleyici ile hitap edilen kişi arasındaki ilişkiyi belirleyiniz.

Nazım Hikmet , Toplumcu Gerçekçi şiirinin edebiyatımızdaki öncüsüdür. Toplumcu Gerçekçi şiirde de üslup  hitabet havasında geçer. Karşısındaki kitleleri harekete geçirme amaçlandığı için bu tarz üslup seçilmiştir.

  1. Yaşamaya Dair adlı şiirin temasını belirleyiniz.

Ölümsüzlük…

  1. Yaşamaya Dair adlı şiirdeki evrensel değerleri belirleyiniz.

Yaşamak , ölümsüzlük, ölüm, inanç…

 Etkinlik

Yaşamaya Dair adlı şiirdeki ahenk unsurlarını belirleyiniz.

  • Ölçü: Serbest Nazım
  • Nazım Birimi : Bent
  • Uyak Örgüsü : Yok
  • Kafiye: Yok
  • Redif: Yok
  • Nazım Şekli : Yok
  • Asonans: a ve e sesleri
  • Aliterasyon: m,k, n,y gibi sesler.

Yaşamaya Dair adlı şiirdeki imgeleri ve söz sanatlarını belirleyiniz.

  • Ölümsüzlüğü temsil ettiği için zeytin imgesi kullanılmış.
  • Benzetme: Bir sincap gibi mesela
  • Tekrir: “Hem de “ 3 defa tekrarlanmış.
  • yani sözcüğü sürekli tekrarlanmış.

 Etkinlik

Şiirler

 

Epik

Şiir

 

Lirik

Şiir

 

Satirik

Şiir

 

Didaktik

Şiir

 

Pastoral

Şiir

 

Kaldırımlar   X      
Yayla Dumanı         X
Akıncı X        
Kızılırmak Kıyıları     X    
Yaşamaya Dair       X  

 Yukarıdaki tabloda verilen şiirlerin konularını belirleyiniz.

YUKARIDA TABLODA YAZILMIŞTIR.

Bu belirlemelerden hareketle şiirlerin türlerini tablodaki ilgili yerlere işaretleyiniz.

YUKARIDA TABLODA YAZILMIŞTIR.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-111)

  1. Etkinlik

Bir gün yine dolu dizgin boşanan atlarımızla

Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla…

Mübalağa vardır.

İstiare vardır.

Askerlerin şehit oluşunu yedi arşa kanatlanan kuşa benzetmiş. Benzetmenin tek unsuru kullanılmış.

Ilık karanlık şarkı söylerdi,

Ay ışığı öperdi susamış toprağı.

Teşhis vardır.

Karanlığın şarkı söylemesi, ay ışığının öpmesi insana ait özellikler insan dışındaki varlıklara verilmiş.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;

Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.

Teşbih vardır.

Taşları buza benzeterek benzetme yapılmıştır.

İstanbul konuşması

En saf, en ince bize

Ad Aktarması vardır.

Saf ve ince olan konuşma değil Türkçedir.

Yukarıdaki şiirlerde bulunan edebî sanatları ve bu sanatların nasıl yapıldığını ilgili yerlere yazınız.

Edebî sanatların şiire katkısını bu örneklerden hareketle açıklayınız.

                Edebi sanatlar da imge olarak kullanılır. Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, hayal, hülya.. Bu tanım imgenin tanımıdır. Bunu bazen söz sanatlarıyla yaparız. Bu da şiire katkı açısından çok önemli olduğunu gösterir. Çünkü şiirde düz anlatım olmaz , tercih edilmez. estetik kaygı olmalıdır. Bu da söz sanatlarıyla olur. Mesela ;

Kurban olam, kurban olam
Beşikte yatan kuzuya

 derken sıradan bir anlatım varsa beşikten yatan kuzuyla bebek ifade edilmiş olup istiare yapılmış. Dolayısıyla burada imge oluşturulmuş. Yani şiirde imge önemli. Bu imgeler de söz sanatlarıyla olur.

 Etkinlik

Beni içerine aldın ağ gibi,

Doldun gözlerime bir rüya gibi;

Ben de güneş gibi, yüce dağ gibi

İçinde kaybolsam yayla dumanı!

 Yukarıdaki dörtlükte geçen teşbihleri bulunuz.

Benzeyen:Ben

Benzetilen: Ağ

Benzetmen Edatı: gibi

Benzetme Yönü: içeriden alman.

 

Benzeyen:Ben

Benzetilen: Rüya

Benzetmen Edatı: gibi

Benzetme Yönü: Gözlere  dolma yönüyle

 

Benzeyen:Ben

Benzetilen: Güneş

Benzetmen Edatı: gibi

Benzetme Yönü: İçinde Kaybolmak yönüyle

 

Benzeyen:Ben

Benzetilen: Yüce Dağ

Benzetmen Edatı: gibi

Benzetme Yönü: İçinde Kaybolmak yönüyle

  1. Bulduğunuz teşbihlerin öğelerini tabloya yazınız.

 

Benzeyen ben, ben ben ben
         
Kendisine benzetilen rüya güneş dağ
Benzetme yönü içeriden alma yönüyle Gözlere  dolma yönüyle İçinde Kaybolmak yönüyle İçinde Kaybolmak yönüyle
Benzetme edatı gibi gibi gibi gibi

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-112)

  1. Etkinlik

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?

Benim mi Allahım bu çizgili yüz?

Bin gemle bağlanan yağız at şâha kalkıyor,

Gittikçe yükselen başı Allah’a kalkıyor!

yahut, kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

insanlar için ölebileceksin,

İçimde damla damla bir korku birikiyor;

Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler…

Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;

Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Öyle dalmış ki yüzyıllar süren uykusuna,

Uyandırmazsan,

Uyanacak değil.

Yukarıdaki dizelerde yer alan imgeleri bularak tabloya yazınız.

AŞAĞIDA TABLODA VERİLMİŞTİR.

Bu imgelerin sizde çağrıştırdığı anlamları karşılarına yazınız.

İmge Çağrıştırdığı Anlam
Şakaklara kar yağması Saçların beyazlamasını kar yağma olarak ifade etmiş
Çizgili yüz yaşlanınca yüz hatlarında çizgilerin olması
bin gemle bağlanan yağız at Türk milleti olarak verilmiş, aynı zamanda atın gövdesi harita üzerinde Anadolu’nun şekli olabilir.
beyaz gömlek doktor ve laborant çalışanı
damla damla korku birikmesi Sokakta yatan kişin çaresizlik için sürekli korkarak yaşaması
sokak başını kesmiş devler Yan yana dizilmiş evleri devlere benzetmiş
mil çekilmiş ama evler Evde yaşayanlar sokakta yaşayanların halini  görmediği için bu durumla ifade edilmiş.
yüzyıllar süren uykusuna Anadolu ‘nun uykuya dalması

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-113)

ELSA’NIN GÖZLERİ

Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de

Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm

Orada bütün ümitsizleri bekleyen ölüm

Öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde

Uçsuz bir denizdir bulanır kuş gölgelerinde

Sonra birden güneş çıkar o bulanıklık geçer

Yaz meleklerinin eteklerinden bulutlar biçer

Göklerin en mavisi buğdaylar üzerinde

Karanlık bulutları boşuna dağıtır rüzgâr

Göklerden aydındır gözlerin bir yaş belirince

Camın kırılan yerindeki maviliğini de

Yağmur sonu semalarını da kıskandırırlar.

……………………………

Ben bu radiumu bir pekbilent taşından çıkardım

Benim de yandı parmaklarım memnu ateşinde

Bulup yeniden kaybettiğim cennet ülke

Gözlerin Peru’mdur benim Golkond’um, Hindistan’ım

Kâinat paramparça oldu bir akşam üzeri

Her kurtulan ateş yaktı üstünde bir kayanın

Gördüm denizin üzerinde parlarken Elsa’nın

Gözleri Elsa’nın gözleri Elsa’nın gözleri.

Louis Aragon, Aşk Şiirleri, Türkçesi: Orhan Veli, Yayıma Hazırlayan: Fahri Özdemir

 Elsa’nın Gözleri adlı şiiri Yayla Dumanı, Kaldırımlar, Kızılırmak Kıyıları, Yaşamaya Dair adlı metinlerle tür, biçim, üslup ve içerik açısından karşılaştırınız.

  Tür Biçim Üslup İçerik
Elsa’nın Gözleri Şiir Serbest nazımla yazılmıştır. Bentlerle yazılmıştır. Kendine ait uyak örgüsü , kafiye ve redifleri vardır. Lirik bir duyguyla yazılmıştır.  
Yayla Dumanı Şiir Heceyle yazılmıştır. Dörtlükler kullanılmıştır. Kendine ait uyak örgüsü , kafiye ve redifleri vardır. Pastoral tarzda yazılmıştır. Kısa kelimeler vardır Doğa ve tabiat sevgisi anlatılmıştır.
Kaldırımlar Şiir Heceyle yazılmıştır.Dörtlükler kullanılmıştır. Kendine ait uyak örgüsü , kafiye ve redifleri vardır. Lirik tarzda yazılmıştır. İmgeler ve söz sanatlarıyla dolu bir üslubu vardır. Yalnızlık duygusu kaldırımlarda yani sokakta yaşayan kişiler üzerinden verilmiştir.
Kızılırmak Kıyıları Şiir

Serbest nazımla yazılmıştır. Bentler kullanılmıştır. Ahengi

 sağlamak için aliterasyon ve asonanslar kullanılmıştır.

Satirik tarzda yazılmıştır. Kısa cümleler oldukça fazladır.Anlatımda yalınlık oldukça dikkat çekicidir. Anadolu’nun  unutulması ve aydınlar tarafından yanlış değerlendirilmesi
Yaşamaya Dair Şiir

Serbest nazımla yazılmıştır. Bentler kullanılmıştır. Ahengi

 sağlamak için aliterasyon ve asonanslar kullanılmıştır.

Didaktik tarzda yazılmıştır. Hitabet havası vardır. Miting meydanındaki konuşma üslubuyla dikkat çeker. Ölümsüzlüğü yakalamak için yaşamak gerektiği anlatılıyor.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-114)

Dil Bilgisi

Gümüş bir dumanla kapandı her yer;

Yer ve gök bu akşam yayla dumanı;

Sürüler, çimenler, sarı çiçekler,

Beyaz kar, yeşil çam yayla dumanı!

 

Yukarıdaki dörtlükte renkli olarak belirtilmiş kelimeleri çıkararak dörtlüğü okuyunuz, aynı etkiyi hissettiniz mi? Bu çalışmadan hareketle bu kelimelerin türünü ve işlevini belirleyiniz.

Aynı sahip olmaz. Şiir estetiğini yitirir. Çünkü bunlar sıfat olarak kullanılan sözcüklerdir.

Gümüş duman: Niteleme Sıfatı
bir duman : Belgisiz sıfat
her yer: Belgisiz sıfat
bu akşam: İşaret Sıfatı
sarı çiçekler: Niteleme Sıfatı
Beyaz kar: Niteleme Sıfatı
yeşil çam: Niteleme Sıfatı
  1. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;

Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.

İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;

Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

 

İçimde damla damla bir korku birikiyor;

Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler…

Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;

Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

 

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;

Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.

Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;

Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

  1. Şiirde geçen sıfatları bulup bu sıfatların türünü belirtiniz.
kara gökler Niteleme Sıfatı
kül rengi bulutlar Niteleme Sıfatı
iki yoldaş Sayı sıfatı
bir korku Belgisiz sıfat
serseri kaldırımlar Niteleme Sıfatı
her sokak Belgisiz sıfat
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler Niteleme Sıfatı
içimde yaşamış insan Niteleme Sıfatı
bir insan Belgisiz sıfat
içimde kıvrılan lisan Niteleme Sıfatı
bir lisan Belgisiz sıfat

Şiirde geçen sıfat-fiilleri bularak sıfat-fiil eklerini gösteriniz.

Gözüne mil çekil (miş) bir âmâ gibi evler.
Kaldırımlar, içimde kıvrıl 
(an) bir lisandır.

 Bulduğunuz sıfatların metindeki işlevlerini belirleyiniz.

                Sıfatlar, metinlerde önemlidir. Özellikler varlıkların sayıları,renkleri, durumları,biçimleri ve belirli olup olmadıkları sıfatlarla ifade edilir. Genellikle de betimleme yapılacağı zaman sıfat tamlaması tercih edilir. Şiirde de betimleme ve imgesel anlamlar çok için sıfatların olması kaçınılmazdır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-115)

3.

Kardaş, senin dediklerin yok,

Virgül: Seslenmeler de kullanılır.

Virgül : yok, değil gibi ifadelerden sonra kullanılır.

 Halay çekilen toprak bu toprak değil.

Nokta: Bitmiş cümlelerde bulunur.

 Çık hele Anadolu’ya,

Tırnak İşareti: Özel isimlere gelen çekimleri ayırmada kullanılır.

 Kamyonlarla gel, kağnılarla gel gayrı,

Virgül: Sıralı cümleleri ayırmadan kullanılır.

 O kadar uzak değil.

Nokta: Bitmiş cümlelerde bulunur.

 

Yukarıdaki parçadan hareketle noktalama işaretlerinin kullanılma amaçlarını belirleyiniz.

  1. Tak , tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;

Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Hâlâ o kızıl hâtıra titrer gözümüzde!

 Yukarıda farklı şiirlerden alınmış dizelerdeki altı çizili kelimelerde düzeltme işareti neden kullanılmıştır?Açıklayınız.

 Yazılışları bir, anlamları ve söylenişleri ayrı olan kelimeleri ayırt etmek için okunuşları uzun olan ünlülerin üzerine konur. hala>hâlâ       milli>mîllî

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-117)

  1. Bu şiirin ezberlenmesini kolaylaştıran unsurlar nelerdir? Şiirden örnekleyiniz.

 Şiirin ahenk unsurları: Ölçüsü, nazım birimleri, nazım şekilleri, uyakları, uyak örgüleri, redifleri, asonans ve aliterasyonları … dır.

  1. Şiirdeki “Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir” ve “Gökyüzünün başka rengi de varmış! / Geç fark ettim taşın sert olduğunu.” dizelerinde anlatılmak istenenle ilgili neler söylenebilir?

Dostlarla yolların ayrılması sevdiği dostların arkadaşların ya da yaşıtlarının ölmesi kendisini kalması

Geç fark etmek ve taşsın sert olduğunu anlamak kelime gruplarıyla da ölümün farkına geç varılması kastediliyor.

  1. Otuz Beş Yaş adlı şiirde söyleyicinin özellikleri ile ilgili neler söylenebilir?

Ölümden korkan , yaşadıkları bazı şeylerin farkına geç varan ve bazı şeylerden nedamet duyan biri diyebiliriz.

  1. Otuz Beş Yaş şiirinin ismi ile dize sayısı arasında nasıl bir ilgi kurulabilir? Açıklayınız.

                Otuz Beş Yaş şiiri özellikle 35 dizeden oluşturulmuştur.

  1. Otuz Beş Yaş adlı şiirdeki sıfatları bularak bunların türünü ve metindeki işlevlerini belirleyiniz.
Delikanlı çağımızdaki cevher İşaret Sıfatı
çizgili yüz Niteleme Sıfatı
bu yüz İşaret Sıfatı
gözler altındaki halkalar İşaret Sıfatı
mor halkalar Niteleme Sıfatı
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar Niteleme Sıfatı
Hangi resmime Soru Sıfatı
o günler İşaret Sıfatı
o şevk İşaret Sıfatı
o heyecan İşaret Sıfatı
Bu adam İşaret Sıfatı
güler yüzlü adam Niteleme Sıfatı
ilk aşkımız Sıra Sayı Sıfatı
ilk aşkımız Belgisiz Sıfat
bir dert Belgisiz Sıfat
bu cena Belgisiz Sıfat
kaçıncı bahçe Sıra Sayı Sıfatı
kaç yaşında Soru Sıfatı
  1. Cahit Sıtkı Tarancı, Fransa’da öğrenciyken Fransa’nın Alman orduları tarafından işgaline tanık olmuş, Fransa’dan Cenevre’ye geçmek için tehlikeli bir yolculuğa çıkmıştır. Bu yolculuk esnasında bombalanan şehirleri, ölen insanları görmüş, ölüm korkusu benliğine yerleşmiştir.

Yukarıdaki bilgilerden yararlanarak Otuz Beş Yaş şiiri ile şairin hayatı arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Açıklayınız.

Cahit Sıtkı Tarancı’nın yukarıda anlatılan olayla hayatı ve eserleri arasında ilişki vardır. Çünkü yaşadığı ölüm ve ölüm korkusu eserlerine sürekli yer etmiştir. Ölmek ya da yaşama sevinci onun eserlerinde çokça işlediği konudur.

  1. Aşağıdaki şiirlerin konularına göre türlerini nedenleri ile birlikte belirtiniz.
Şiirler Şiirin Türü Nedeni

Bu vatan toprağın kara bağrında

Sıradağlar gibi duranlarındır.

Bir tarih boyunca onun uğrunda

Kendini tarihe verenlerindir.

Orhan Şaik Gökyay

Epik Şiir Yiğitçe , mertçe , kahramanlık duyguları ifade edilmiştir.

daha dokunmadan kurudu irem

çöllere bir türlü yağamıyorum

yeni bir koşunun başlangıcında

biraz deprem sonrası

biraz şehir hülyâsı

bir kalp yangınından geriye kalan

siyah gözlerine beni de götür

artık bu yerlere sığamıyorum

Nurullah Genç

Lirik Şiir Duygusal yönü ağır basan şiirdir.

Ne atom bombası,

Ne Londra Konferansı;

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna;

Umurunda mı dünya!

Orhan Veli Kanık

Satirik Şiir Dönemin sorunlarına , buhranlarına mizahi yaklaşmıştır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-118)

  1. Karanlıklar dağılırken sükûn ürperdi.

Her vagonda coştu yanık yanık türküler.

Masum yüzlü nefercikler bakıp gülerdi

Ellerinde, parıldayan keskin süngüler!

 

Al mendiller sallanarak her pencereden

Tiren kalktı yavaş yavaş bir gelin gibi.

Yeşil kırlar arasından akıp giderken

Ağaçların helecanla çırpındı kalbi!

Yusuf Ziya Ortaç, Yabancı Ellerde

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri şiirden hareketle uygun ifadelerle doldurunuz.

Şiirde DÖRTLÜK nazım birimi kullanılmıştır.

Şiir HECE ölçüsüyle yazılmıştır.

Şiirde ÇAPRAZ kafiye düzeni kullanılmıştır.

ç. Şiirde KİŞİLEŞTİRME ve BENZETME söz sanatlarına başvurulmuştur.

  1. Hasan, halkın zevk ve anlayışını sade bir dille, hece ölçüsüyle yansıtan şiirleri beğendiğini söylemektedir. Buna göre Hasan’ın aşağıdaki şiirlerden hangisini beğendiği söylenemez?

A) Beni kıya kıya bakan

Kor muyum seni kor muyum

Bakışı ciğerim yakan

Kor muyum seni kor muyum

Usûli

 

B) Karşıdan gelen piyade

Bizim iller yerinde mi

Etekleri çimen olmuş

Karlı dağlar yerinde mi

Köroğlu

 

C) Havada şâhine benzer

Meryem’in saçına benzer

Gökte güvercine benzer

Yavru kaşların gözlerin

Kerem

 

D) Pervane kılıcın almış destine

Siyah mendil bağlar kaşın üstüne

Yiğit olan kıymaz sadık dostuna

Seni sevdiğine vermeli gelin

Pervane

 

E) Tıfl-ı nâzım cümle gördüm diyü aldatma beni

Görmedin bir hoşça sen dahi ol dil-cû gülşeni

Serv-i nâzım gel Nedîm-i zâr gezdirsin seni

Seyr-i Sa’d-âbâd-ı sen bir kerre ıyd olsun da gör

Nedim

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-119)

  1. Her gün aynı manzara sıkıyor bizi niçin?

Önünde yapayalnız dursan bile şimdilik,

Cevdet Kudret Solok, Seyahat

Yukarıdaki dizelerle

I.için seni çekecek

II.yollar seni bir sabah

III. saracak iplik iplik,

IV. bir gün seyahat için.

bu parçalar kullanılarak sarmal uyak düzeni oluşturulmak istense son iki dizenin sıralanışı aşağıdakilerden hangisi olur?

A) I-IV ve II-III

B) II-III ve I-IV

C) III-I ve II-IV

D) III-I ve IV-II

E) IV-I ve II–III

11. Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!

Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kaafilelerle…

Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan,

Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan.

Yukarıdaki dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Niteleme sıfatı kullanılmıştır.

B) Belgisiz sıfat kullanılmıştır.

C) Sayı sıfatı kullanılmıştır.

D) Bir ismi birden fazla sıfat nitelemiştir.

E) İşaret sıfatı kullanılmıştır.

12.

 I. Alıntılarda alınmayan kelime veya bölümlerin yerine konur. (Üç Nokta)

II. Tarihlerde gün, ay, yılı gösteren sayıları ayırmak için konur. (Nokta)

III. Tırnak içinde olmayan aktarma cümlelerinden sonra konur. (Virgül)

IV. Tırnak içinde verilen cümlenin içinde yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü, ibareyi belirtmek için kullanılır. (Yay Ayraç)

V.Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözlerine getirilen ekleri ayırmak için konur. (Kesme İşareti)

Yukarıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen noktalama işaretiyle uyuşmamaktadır?

A) I.        B) II.       C) III.     D) IV. E) V.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-120)

13. “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.” dizesinde şair “ben” sözünü kullanarak hangi edebî sanattan yararlanmıştır?

A) Kişileştirme  B) Benzetme  C) İstiare  D) Mecazımürsel E) İntak

  1. Aşağıda verilen tanılayıcı dallanmış ağaçtaki bilgilerden bazısı doğru, bazısı yanlıştır. İlk ifadeden başlayıp, cevap oklarını takip ederek doğru çıkışa ulaşınız.
  • Hece ölçüsü Türklerin millî ölçüsüdür. (D)
  • Ağır bir aydınlık, bildiğin şafak değil.” dizesinde sayı sıfatı  kullanılmıştır.(Y)
  • Şiirin nazım türünü konusu belirler. (D)

 3 NOLU ÇIKIŞ

 İsterseniz diğerlerini cevaplayalım.

  •  Kır ve doğa güzelliklerini konu edinen şiirlere pastoral şiir denir. (D)
  • İkiden fazla dizeden oluşan nazım birimine beyit denir. (D)
  • Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük harfle başlar. (D)
  • Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra yay ayraç içinde soru işareti kullanılır. (Y)
]]>
9.Sınıf Edebiyat MEB Kitabı 2.Ünite Cevapları (Syf:46,52,58,63,64…74,75,76,77) https://dersimizedebiyat.org/9-sinif-edebiyat-meb-kitabi-2-unite-cevaplari-syf4652586364-74757677.html Tue, 29 Oct 2019 08:20:37 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121119 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-46)

Hazırlık

  1. İnsanların tanımadıkları kimselere güvenmesinin ne gibi sorunlara yol açabileceğini tartışınız.

            İnsanlar, tanımadıkları kişilere güvenmeleri sonucunda istedikleri ve hayal ettikleri gibi olmadığında hayatlarının geri kalan kısmında güvensizlik ve her daim aldanmışlık onların sürekli yanında olacaktır.Bu yapı da kişilerin genel karakteri haline gelebilir.Güven duygusu kırılgan yapıya sahiptir.

  1. Hikâye okumanın kişiye kazandıracakları hakkında görüşlerinizi belirtiniz.

            Genelde okumak ve özelde ise hikaye okumak insana geniş bir ufuk açar. Betimlemeler insanın zihninde oluştuğu için zihni faaliyetleri daha çok hareketlenir. Kelime hazinenizi arttırır. Cümle kurgunuzu değiştirir. Yan anlam ve mecazlarla birlikte daha çok kelime derinliklerine inebilirsiniz.Genel kültür seviyeniz artar. Bu seviye de yazarken kendini gösterir.

  1. Bazı hikâyelerde olaylara ağırlık verilirken bazılarında yaşamdan bir kesit ruhsal çözümlemelerle yansıtılır. Aşağıdaki metinleri bu bilgi çerçevesinde değerlendiriniz.

İhtiyar esir sevincinden bayılmıştı. Kendine gelince oğlu ona:

— Ben karaya cenk için çıkıyorum. Sen gemide rahat kal, dedi.

Eski kahraman kabul etmedi:

— Hayır. Ben de beraber cenge çıkacağım.

— Çok ihtiyarsın baba.

— Fakat kalbim kuvvetlidir.

— Rahat et! Bizi seyret!

— Kırk senedir dövüşe hasretim.

Oğlu:

— Vurulursun! Vatana hasret gidersin! diye onu gemide bırakmak istedi.

Kara Memiş, o vakit, birdenbire gençleşmiş bir kaplan gibi doğruldu. Duramıyordu. Kalkan, kılıç istedi. (…)

— Şehit olursam bunu üzerime örtün! Vatan, al bayrağın dalgalandığı yer değil midir? dedi.

Ömer Seyfettin, Forsa

Bu metin OLAY eksenli yazılmış bir hikayedir.

Bu caddeye ne kadar da çok fotoğrafçı toplanmış, şimdiye kadar kaç tanesinin önünde resimleri seyre daldım. Bütün bu mesut insanlar buralara da saadetlerini tespit ettirmek için koşuşmuş olacaklar. Bu resimlerde, yaşayacaklarından daha uzun zaman tebessümleri devam edecek. Şu gelin, demin gördüğüm kocalı kadın değil mi? Şu pembe yüzlü, çift örgülü saçlı küçük çocuk, daha demin sıçrayarak yanımdan geçen genç kız değil mi? Belli belli! Bu fotoğrafhanelerde hiç ölülerin resmi yok. Zaten en yakın mezarlık buraya kilometrelerce uzakta. Bu caddede ancak mesut dolaşılabilir. Yalnız bu caddede

bulunmak insanı mesut etmeye kâfidir. Yaşadığımı, ben de saadetimi düşünmeliyim. Şu kadar dükkânın içinde elbette beni de mesut, hiç olmazsa memnun edebilecek şeyler satanlar da yok değil ya! Şuracıkta kunduralarımı boyatabilirim. Şu kravatı pekâlâ satın alabilirim. Yeni gelmiş şu şiir kitabı bana pekâlâ zevkli saatler geçirtebilir. Ben de pekâlâ şu mesut insanların fotoğraflarını çıkarttıkları fotoğrafhanelerden birine girebilir, ben de mesudum, benim de resmimi çekebilirsiniz, diyebilirim. Fotoğrafçı da itiraz edemez, sizin kimseniz yok, fotoğrafı ne yapacaksınız, diyemez.

Ziya Osman Saba, Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi

Bu metin DURUM eksenli yazılmış bir metindir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-52)

Zincir
Kişiler Anlatıcı (yazar), buldok cinsi bir köpek, Senegalli bir nefer vd.
Olay örgüsü

* Anlatıcının pencereden sokağı seyretmesi

* Senegalli neferin buldok cinsi bir köpeği gezdirmesi

* Köpeğin neferi sürüklemesi

* Neferin zaptedemediği köpeğe kayışla vurması ve köpeği çeke çeke

güçlükle tekrar eve sokması

* Frenk kadının köpeğe “Juju! Juju!” diyerek iltifat etmesi

* Köpek eve sokulduktan sonra sokağın tekrar sakinleşmesi

* Bir gün köpeğin zincirinden kurtularak kaçması

* İki gün sonra köpeğin dönmesi

* Köpeğin tekrar zincirlendiğinde artık sakin olduğunun görülmesi

* Eski hırçınlığını kaybeden köpeğin artık zincirsiz dolaştırılması

* Mahalle çocuklarının eskiden yanına yaklaşamadıkları köpekle alay

etmeleri

* Köpeğin eski zincirli günlerini arar hâle gelmesi

Mekân Gurbet, yabancı bir memleket
Zaman (Anlatıcıya göre) geçmiş zamanda birkaç gün
Çatışma

Tutsak ve güvenli bir yaşam ile özgür ve tehlikelerle, zorluklarla dolu bir

yaşam arasındaki çatışm

Tema Özgürlüğün bedeli
Konu

Bir köpeğin esaret altındayken ve esaretten kurtulunca yaşadıkları ve

bunun sonuçları

Anlatıcı Birinci kişi
Bakış açısı Kahraman (ben) bakış açısı

 Metni Anlama ve Çözümleme

  1. “Nihayet, bir gün, bu korktuğum, beklediğim, merak ettiğim hadisevuku buldu.” cümlesindeki altı çizili kelimelerin anlamlarını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu sözlükten kontrol ediniz.

Hadise: Olay

Vuku: Ortaya çıkmak

Bulmak: İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak

Bir olay meydana geldi anlamında kullanılmıştır.

  1. Zincir adlı metindeki şahıs kadrosunun özelliklerini belirleyiniz.
Anlatıcı Yalnız, fakat yalnızlığına mahkum olmamış, kendini çaresizliğe itmemiş biridir. Bu yalnızlığa rağmen hayata dair bir şeyler yapmaya çalışan biridir.
Buldog Köpek Komşu subayın köpeği. İri kafalı, koca enseli, iki dişi daima meydanda, yanakları kof ve sarkık, burnu çökük, aksi bir köpek…
Senegalli İri , esmer tenli koca yapılı bir adam. J harflerini söyleyemeyen biri.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-53)

  1. Metinde kullanılan bakış açısı, anlatımı nasıl etkilemiştir? Açıklayınız.

             Kullanılan bakış açısı kahraman bakış açısıdır. Olayların içerisinde olduğu için gördüklerini ve bildiklerini anlatmadır. Gözlemler ortaya konduğu için daha sıcak ve samimi  bir hava katmıştır.Eksik tarafıysa her duruma hakim olamadığı için sadece görebildiklerini anlatır. Mesela hikayemizde köpeğin kaçtıktan sonraki bölümleri eksik kalmıştır. Anlatıcı bize sadece köpek eski hırçınlığının kalmadığını anlatmış olup o süreçte ne yaşandığıyla ilgili bilgi vermemiştir.

  1. Metinde anlatıcının yönlendirme yapıp yapmadığını, olayları yorumlayıp yorumlamadığını değerlendiriniz.

             Anlatıcı burada özneldir. Öznel olduğu için kendi yorumları ön plandadır. Bizim görüşlerimize ve yorumlarımıza bırakmaz. Kendi gözleriyle yorumlayıp bizden de onu kabullenmemizi ister.

  1. Hikâyede yazara özgü dil ve anlatım özelliklerini belirleyiniz.

Yazar eseri sade bir dille yazmıştır. İçinde bulunduğu durumu, yaptığı             analizleri ve vardığı sonuçları bize süsten uzak ve sade bir dille anlatmıştır.

  1. Okuduğunuz hikâyenin serim, düğüm ve çözüm bölümlerini belirtiniz.
Serim Yazarın kendini tanıttığı bölümdür. Hayata beklentilerini ve neler istediğini anlattığı bölümdür. Aynı zaman köpek ile Senegalli kişiyi tarif ettiği bölüm buraya girer.
Düğüm Bu bölümde kısa bir olay yaşanmaktadır. Anlatıcı önceden hayal ettiği köpeğin kaçmasını ve kasabaya nasıl zarar verebileceğini sürekli düşündüğü olay gerçekleşir. Bu bölümde biraz merak vardır.
Çözüm Köpeğin geri dönmesi , eski heybetinde eser kalmadığı bölümdür. İnsanları köpekle alay ettiği bölümdür. Bu bölümde düğüm bölümünde merak edilen konu gerçekleşmez.

Etkinlik

  1. Zincir adlı hikâyedeki evrensel değerleri belirleyiniz.

            Yalnızlık, esaret, cesaret, özgürlük …

Metindeki evrensel değerlerin olay akışına etkisini değerlendiriniz.

            Yalnızlık duygusu kasabada yaşanılan küçük olayla beraber verilerek insanların küçük bir olayla bile mutlu olabileceğini, yalnızlığı bir nebze olsun giderebileceğini göstermektedir Tutsak ve güvenli bir yaşam ile özgür ve tehlikelerle, zorluklarla dolu bir yaşam arasındaki farklar da olay akışında verilmiştir.

 Etkinlik

Zincir adlı metinde öne çıkarılan yapı unsurunu belirleyiniz.

 

Olay Örgüsü:

* Anlatıcının pencereden sokağı seyretmesi

* Senegalli neferin buldok cinsi bir köpeği gezdirmesi

* Köpeğin neferi sürüklemesi

* Neferin zaptedemediği köpeğe kayışla vurması ve köpeği çeke çeke

güçlükle tekrar eve sokması

* Frenk kadının köpeğe “Juju! Juju!” diyerek iltifat etmesi

* Köpek eve sokulduktan sonra sokağın tekrar sakinleşmesi

* Bir gün köpeğin zincirinden kurtularak kaçması

* İki gün sonra köpeğin dönmesi

* Köpeğin tekrar zincirlendiğinde artık sakin olduğunun görülmesi

* Eski hırçınlığını kaybeden köpeğin artık zincirsiz dolaştırılması

* Mahalle çocuklarının eskiden yanına yaklaşamadıkları köpekle alay

etmeleri

* Köpeğin eski zincirli günlerini arar hâle gelmesi

Yer: Gurbet, yabancı bir memleket
Zaman : (Anlatıcıya göre) geçmiş zamanda birkaç gün
Kişi: Anlatıcı (yazar), buldok cinsi bir köpek, Senegalli bir nefer vd.

 

Öne çıkarılan bu yapı unsurunun hikâyenin kurgusundaki işlevini değerlendiriniz.

            Öne çıkarılan olay örgüsü, yer, zaman , kişi hikayenin kurgusunda önemlidir. Bu dört unsurdan en önemlisi olay örgüsüdür. Daha sonra kişi gelmektedir. Yer ve zamanın olması kısmen önemlidir. Yer ve zaman net olarak verilmese de her hangi bir yer ya da zaman olarak verilmesi de önemlidir. Ama hikayeden kişiyi ve olay örgüsünü çıkarırsak hikayenin kurgusu çöker.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-58)

Zincir adlı metni Jules Amcam adlı metinle tür, biçim, üslup ve içerik açısından karşılaştırınız.

  Zincir Jules Amcam
Tür Hikaye Hikaye
Biçim Düzyazı Düzyazı
Üslup sade ve anlaşılır bir dille yazılmış olup ben merkezli anlatım tercih edilmiştir. Kısa cümleler, karşılıklı konuşmalar şeklinde yazılmış. Ben merkezli anlatım tercih edilmiş. Sade ve anlaşılır bir dili var.
İçerik Bir köpeğin esaret altındayken ve esaretten kurtulunca yaşadıkları ve bunun sonuçları Yoksul bir ailenin umutla zenginlik hayali kurması ve sonucunda hüsrana uğraması

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-59)

Hazırlık

  1. Doğanın korunmasının niçin önemli olduğunu aşağıdaki görselden yola çıkarak tartışınız.

            Doğal çevre olmazsa insan nefes alacak oksijenden mahrum kalır, diğer hayvanlar yaşam alanı bulamaz. Çevre bu nedenle tüm canlılar için çok büyük bir gereksinimdir. Tüm canlılar için büyük önem taşıyan doğal çevreyi koruyarak devamlılığını sağlamak gerekmektedir. Biz doğayı korumazsak doğa hızla yok olup gidecektir. Gerek çevre sorunları gerekse insanların hatalı davranışları günümüzde doğal çevreye büyük zarar vermektedir. Bu konuda insanlar bilinçlendirilerek çevremize gereken özen gösterilmeli ve bu alanlar özenle korunmalıdır.

  1. Doğanın korunması için neler yapılabileceğini belirtiniz.
  • Çevremizi temiz tutmalı atık maddeleri yerlere değil çöp kutularına atılmalı.
  • Sanayi alanında çalışan makinelerin atıkları toplanarak belirli bir alanda muhafaza edilmeli.
  • Yağları lavaboya değil de pet şişelere koyarak onlar için ayrılmış çöp kutularına atılmalı.
  • Su israfı yapılmamalı.
  • Ormanlar izinsiz kesilmemeli.
  • Orman yangınlarını oluşturan etmenleri önlemek için tedbirli olmalıyız.
  • Çevremizdeki insanları yaptığımız sohbet arasında uyarmalı bilinçlendirmeliyiz.
  • Çevreyi koruyan vakıflara destek vererek çevremize sahip çıkmalıyız.
  • Eğitim seminerleri verilerek insanların bilinçlendirilmesi gereklidir.
  • Kullandığımız kozmetik ürünler yerine doğal ürünlere ağırlık verilmeli.
  • Çevremizi kirletmemeli temiz tutmalıyız.
  • Gelişi güzel yediğimiz şeylerin poşet ve kaplarını yerere atmamalıyız.
  1. Aşağıdaki metinlerin anlatım yönünden farklarını belirleyiniz.

Kahveye yaklaşınca makinist gaza bastı, motoru büyük bir gürültüyle çalıştırdı, egzozunu tüfenk gibi patlattı. Kalabalık ürkerek açıldı, birçokları korkularını gizlemek için kahkaha attılar. Makinist, kahvenin önünde traktörü durdurdu, fakat motoru ıstop ettirmedi. Direksiyona yaslanarak, etrafını saran kalabalığa gururla baktı.

Halil Ağa tesbihini şakırdatarak yaklaştı:

“Hoş geldin bizim oğlan!” dedi makiniste, “Bizim dört beygirli bu he?”

Makinist kasketini geri attı. Kulağının üzerinden düşen çiçeği tam zamanında yakaladı, sapından döndürerek burnuna götürdü:

“Bu, Ağam,” dedi “Nasıl, zorlu değil mi? Adı dört beygirli ya, onun bir günde yaptığı işin, on beygir hakkından gelemez.”

Sözünü doğrulamak ister gibi, gaza bastı, motoru homurdattı. Çiçekler, yapraklar zangırtıyle titreştiler.

Kemal Bilbaşar, Kurban

Mutfakta, üzeri damalı bir muşambayla kaplı, açılır kapanır masada, yaşamımın birçok dönemine tanıklık etmiş bu eski nesnede, çelik bir tastan çorba içiyorum. Masanın, ana katmanlarıyla yüklü ağırlaşmış yüzü hafif dalgalı bir denizi andırıyor. Muşamba ise sayısız kesik ve çiziklerle zamana karşı direnmiş. Bu izlerin kaçını ben yapmış olabilirim, bilmiyorum. Kalın dilimlenmiş ekmekler arasında dolaşan karıncalar görüyorum. Amaçsız bir geziye çıkmış gibiler.

Cemil Kavukçu, Kargalar Rotası

 1.Metinde anlatım İlahi  bakış açısıyla yazılmıştır. 2. metindeyse Kahraman bakış açısı kullanılmıştır. 1.metinde kişilerin iç dünyasında yaşadıkları dile getirilmiş ve onların neler düşündükleri anlatılmıştır. Bu da İlahi bakış açısıyla olduğunu gösterir. Diğer metinde de hikâye kahramanının ağzıyla anlatılmış her şey.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-63)

Olay ve Durum Hikâyesi Farkı

Serim, düğüm, çözüm bölümlerinden oluşan

düzenli bir planı vardır.

Serim, düğüm, çözüm planına uyulmamıştır.
Olay ağırlıklıdır.

Durum ağırlıklıdır.

Merak ögesi canlı tutulmuştur. Merak ögesi ön plana çıkarılmamıştır.
Hikâye beklenmedik bir sonla bitirilmiştir. Hikâyede bitmemişlik duygusu söz konusudur.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-64)

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Son Kuşlar adlı hikâyedeki kahramanların olay akışını etkileyen fiziksel, psikolojik ve ahlaki özelliklerini belirleyiniz.  

Konstantin: Galata’da bir yazıhanesi olan zahire tüccarıdır. Kendi halinde yaşayan, hesaplı, başkaları tarafından sevilen, mütevazi, şakacı bir tavrı yanında canavar bir yönü de vardır çünkü kuşlara kıymaktadır. Yazar tarafından beğenilmemektedir.     Mühendis Ahmet Bey: Okumuş bir insan olmasına rağmen çocuklara çimleri  yoldurmaktadır. Onlara kötü örnek olmaktadır.

  1. Hikâyede ele alınan olayı yer ve zaman yönünden inceleyiniz.

MEKAN  VE ZAMAN: Öyküdeki zaman kesin olmamakla beraber  güz mevsimi ve yaz mevsimlerine değinmiştir. Hikaye İstanbul Büyükada’’da geçmektedir.

  1. Metinde birden fazla anlatıcı ve bakış açısının bulunup bulunmadığını, anlatıcının değişmesine bağlı olarak bakış açısının da değişip değişmediğini açıklayınız.

Hikaye kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.1.tekil kişili (ben)anlatımı vardır.Zaman zaman gözlemci bakışı açısı da kendini gösterir.

Metinde kullanılan anlatım biçim ve tekniklerini belirleyiniz.

  • Yazar tasvirlere ve gözlemlere sıkça yer vermiştir. “”Bir küçük koyun hemen beş on metre yukarısında, bir apartman terası kadar ufak bu kır kahvesinin tahta masaları üstünde hala karıncalar gezer. Hâlâ sinekler kahve fincanının etrafına konarlar.”
  • “Kişiselleştirmelere yer verilmiştir. “Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz.”
  •  Daha çok monologlar hakimdir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-65)

  1. Metinde geçen “dıramudana, hüviyet, maestro, mucip, zahire” kelimelerinin doğru telaffuzuna yönelik çalışmalar yapınız.

Sizinle alakalı bir durum.

  1. Hikâye türünün ortaya çıkmasında sözlü ve yazılı kültürün, toplumsal değişimlerin ve etkileşimlerin etkisini belirtiniz.

                Bizim toplulumuzda hikaye Tanzimat’tan sonra ortaya çıkmış ve Batı toplumlarına giden aydınlarımız tarafından edebiyatımıza kazandırılmıştır. Bu da toplumsal değişimle beraber olmuştur. Batı’nın  tanınması ve onun örnek alınması edebiyatımıza hikaye türünün gelmesine katkıda bulunmuştur.

            Peki Tanzimat’tan önce hikaye türünün yerini tutan türler yok muydu? Kesinlikle vardı. Masal, efsane , destan , fabl, halk hikayesi gibi türler hikayenin yerini tutan türlerdi. Bu türlere baktığımızda da çoğunlukla sözlü kültürde ortaya çıktığı – masal,efsane,destan…-  zamanla yazıya geçirildiğini göstermektedir.

 

  1. Etkinlik
Metin Anlatıcı ve Bakış Açısı
Köşe penceresini, işte, ben, bu bakımdan insan çevresinin bir damlası üstüne çevrilmiş bir mikroskop camı sayarım. Baktığınızı sanki büyütür. Rasathaneler nasıl gökleri ve yıldızları temaşa için havaya uzanmış birer fen gözü ise köşe pencereleri de yeri ve yerde yaşayanları seyre yarar, zemine eğilmiş birer tecrübe gözlüğüdür. Kahraman Bakış Açısı
Seneler var ki kuşlar gelmiyor. Daha doğrusu ben göremiyorum. Güzün güzel günlerini pencereden görür görmez, Konstantin Efendi’nin bulunabileceği sırtları hesaplayarak yollara çıkıyorum. Bir kuş cıvıltısı duysam kanım donuyor, yüreğim atmıyor. Kahraman Bakış Açısı

Hani sessiz, zenginliğini bile belli etmez, mütevazı adamdı da… Konu komşusu da severdi hani. Hiçbir şeye, hiçbir dedikoduya karışmazdı. Sabahleyin işine kısa kısa adımlarla koşarken, akşam filesini

doldurmuş vapurdan çıkarken görseniz; iriliğine, sallapatiliğine, Karamanlı ağzı konuşuşuna, basit ama, hesaplı fikirlerine, (…) yine basit, sevimli şakalarına karşı, hakkında kötü bir hüküm de veremezdiniz. Kendi halinde, işi yolunda, hesaplı yaşayan bin bir tanesinden bir tanesiydi.

İlahi Bakış Açısı

 

a.Zincir ile Son Kuşlar hikâyelerinden alınan bu parçaları anlatıcı ve bakış açısı yönünden değerlendiriniz.

 Yukarıda tabloda verilmiştir.  

Bu anlatıcı ve bakış açılarının anlatıma etkilerini değerlendiriniz.

            Kahraman bakış açısı esere sıcak ve samimiyet katmaktadır. Ama aynı zamanda sadece görebildiklerini anlatabildiği için anlatım açısından sınırlıdır. İlahi Bakış açısı da bizim daha geniş bir pencere sunar. Her olay ve duruma hakimiyet söz konusudur.

Tablodaki metinlerde metin-okuyucu ilişkisi açısından anlatıcının yazarın gerçek kişiliği ya da kurgu olup olmadığını belirleyiniz.

Her metin yazarın hayatından izler taşımakla beraber bir kurgu özelliğine sahiptir. Yani yazar gerçek hayatta yaşadıklarını bize olduğu gibi değil de değiştirerek başka bir dünya kurarak anlatır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-66)

Görseldeki manzarayı betimleyiniz.

            Akşam olup, güneş denize döküle döküle çekilip karşı tepenin ucundan isli, harlı bir köz parçası gibi göründüğünde gökyüzündeki kuşların şekli insana ayrı bir haz veriyor. Her yeri yangın yeriymiş olan bu hava küçük bir rıhtım ve yanındaki sazlıklarla birlikte  ateşin içine giden yol olarak karşımıza çıkıyor.

Yaptığınız betimlemeden hareketle edebiyatın görsel sanatlarla ilişkisini değerlendiriniz.

                Edebiyat içerisinde hikaye ve roman gibi türlerin direkt olarak görsel sanatlarla ilgisi vardır. Günlük hayatta gördüğümüz  nesneleri ya da yaşadığımız olayları anlatmak için edebiyata ihtiyaç vardır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-70)

Son Kuşlar adlı metni Kırda Bir Gün adlı metinle tür, biçim, üslup ve içerik açısından karşılaştırınız.

  Son Kuşlar Kırda Bir Gün
Tür Hikaye- Durum Hikayeciliği Hikaye – Durum Hikayeciliği
Biçim Düzyazı Düzyazı
Üslup Yazar tasvirlere ve gözlemlere sıkça yer vermiştir. Daha çok monologlar hakimdir. Kişiselleştirmelere yer verilmiştir. Hikaye kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.1.tekil kişili (ben)anlatımı vardır Kısa cümleler kullanılmıştır. Eksiltili cümleler çok fazla.Karşılıklı konuşmalar hakimdir.Gözlemci bakış açısı hakimdir.3 tekil kişi anlatımı vardır.
İçerik İnsanlar tarafından sevilen, zenginliğini belli etmeyen, mütevazı bir adam olan Konstantin’in güz mevsimi geldiğinde bir canavara dönüşüp adadaki kuşları avlaması ve onun yüzünden kuşların artık adaya pek uğramamasını anlatıyor. İnsan eliyle doğaya zarar verilmesi dile getiriliyor. Doğa ve insanın doğa etkileri anlatılmış.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-71)

Dil Bilgisi

  1. · İşsiz, güçsüz kaldığım gurbet ellerinde köşe pencerem, kendimce Abdülhak Hamid’in “Kürsü-i temaşa” sı yerine geçerdi.

· Deniz, Bozburun’a doğru başını almış gidiyor. Uzaklarda görünen, İstanbul’un neresi kim bilir? Sesler neden gelmiyor?

· Bunlarla bir yeşil meydanın kenarına varır, bunları bir ufacık ağacın altına çığırtkan kafesiyle bırakırlar, ağacın her dalına ökseleri bağlarlardı. Hür kuşlar, kafesteki çığırtkan kuşun feryadına, dostluk, arkadaşlık, yalnızlık sesine doğru bir küme gelirler.

 

Yukarıdaki parçalarda bulunan isimleri türlerine göre gruplandırarak aşağıdaki tabloda ilgili bölümlere yazınız. Bu isimlerin metindeki işlevlerini belirleyiniz.

Özel isim Abdülhak Hamid , Deniz, Bozburun,İstanbul, ..
Cins isim pencere,meydan,ağaç,kafes,dal,ökse,kuş,…
Somut isim ses,kafes,pencere,ağaç,dal,kuş…
Soyut isim dostluk,arkadaşlık,yalnızlık,gurbet…
Tekil isim köşe,pencere,İstanbul,…
Çoğul isim uzaklar,sesler,eller(inde) kuşlar,ökseler,..
Topluluk ismi küme..
  1. Aşağıdaki cümlelerde isim tamlamalarını bularak bunların türünü belirtiniz.
  • Yalnızlığın içine sinersiniz.
  • Yalnızlığın içi > Belirtili İsim Tamlaması

Köşe penceresini, işte, ben, bu bakımdan insan çevresinin bir damlası üstüne çevrilmiş bir mikroskop camı sayarım.

  •  Köşe penceresi >Belirtisiz İsim Tamlaması
  • İnsan çevresinin bir damlası > Zincirleme İsim Tamlaması
  • Mikroskop camı > Belirtisiz İsim Tamlaması

 · Can sıkıntısının bir sesi vardır; bunu ancak, böyle bir zamanda, o gurbet odasında duyarsınız.

  • Can sıkıntısının sesi  > Zincirleme İsim Tamlaması
  • gurbet odası > Belirtisiz İsim Tamlaması

 · Kimi bir çalılığın kenarındaki çimenlikte bütün eski ihtişamıyla daha yeni başlamıştır.

  •  çalılığın kenarı > Belirtili İsim Tamlaması

 · Bir apartman terası kadar ufak bu kır kahvesinin tahta masaları üstünde hâlâ karıncalar gezer, hâlâ sinekler kahve fincanının etrafına konarlar.

  •  apartman terası > Belirtisiz İsim Tamlaması
  • kır kahvesi > Belirtisiz İsim Tamlaması
  • tahta masa > Takısız İsim Tamlaması
  • kahve fincanının etrafı > Zincirleme İsim Tamlaması
  1. Aşağıdaki parçada noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

Zavallı Senegalli, bir türlü söyleyemediği “j”leri değiştirerek:

Virgül: Özne yüklemden uzak kaldığında kullanılır.

Tırnak İşareti: Özel olarak vurgulanmak istenen sözler tırnak içine alınır.

İki Nokta: Aktarma sözlerden önce kullanılır.

 “Susu! Susu!” diye ne kadar bağırsa, hatta belindeki kayışla vursa nafile…

  • Ünlem İşareti: Seslenmeler kullanılır.
  • Virgül: “Bağırsa” şart ekinden sonra virgül kullanılması YANLIŞTIR. Çünkü  Şart ekinden sonra virgül konmaz.
  • Üç  Nokta: eksiltili cümlelerde kullanılır.

 Juju kıyamet koparıyor, hırlıyor, eşiniyor, atılıyor, zapt edilmez bir hâle geliyor. O zaman, çaresiz, çeke çeke, koparır gibi tekrar eve sokuyorlar. Balkondan uzanan penyuvarlı ve dağınık saçlı bir Frenk karısı, ıslak köpek tüyü gibi koktuğu vehmini veren etekleri havalanarak iltifat ediyor:

“Juju! Juju! Şeri…”

  • Virgül: Sıralı cümleleri ayırmada kullanılır.
  • Nokta: Tamamlanmış yargı bildiren cümlelerde kullanılır.
  • Virgül:” Çeke  çeke “ zarf fiil almış eklerden sonra virgül kullanılması YANLIŞTIR.
  • İki Nokta: Aktarma sözlerden önce kullanılır.
  • Ünlem : Seslenmelerde kullanılır.
  • Üç Nokta: Eksiltili cümlelerde kullanılır.

Ve sokağın sükûneti de geri geliyor.

Nokta: Tamamlanmış yargı bildiren cümlelerde kullanılır.

  1. Zincir adlı metinde geçen “mübalağa, lüzum, ilmî, fenni, halk olmak, sükûnet” kelimelerinin doğru telaffuzuna yönelik çalışmalar yapınız.

Size kalmış bir durum.

  1. Zincir adlı metinde günümüz yazım ve noktalama kurallarına uymayan kullanımları belirleyiniz

Beş on gün çarşı sokak gezdikten sonra, tanıdık çehre, alışabileceğiniz yer bulamamaktan bezer, odanıza girer, yalnızlığın içine sinersiniz.

Virgüllerin kullanımı yanlıştır.

Doğrusu: Beş on gün çarşı sokak gezdikten sonra tanıdık çehre, alışabileceğiniz yer bulamamaktan bezer; odanıza girer, yalnızlığın içine sinersiniz.

Fakat böyle düşünmemeli: Büyük Okyanus’tan aldığınız bir bardak su, o geniş denizin tirilyonda biri değildir; ama bütün o ummanda mevcut unsurların bu minimini kadehte tam bir terkibi mevcuttur.Hatta kadehe de lüzum yok…

1-İki noktanın kullanımı yanlıştır.

2- Ama ,fakat, lakin gibi ifadelerden önce noktalı virgül kullanılmaz.

3- “Hatta kadehe de lüzum yok…”cümlesi yargı bildirği için üç nokta kullanılmaz nokta kullanılır.

 Başka cihetten düşünülürse, Okyanus’u bir bardak veya kaşık içinde daha fenni, daha sahici olarak görebiliriz: Azı ve ufağı incelemek elbette çoğu ve büyüğü tetkikten kolaydır; kolay ve doğrudur.

 1-Düşünülürse şart ekinden sonra virgül kullanılması YANLIŞ’tır.

2- Görebiliriz ifadesinden sonra iki nokta kullanmaya gerek yoktur.

3- kolaydır ifadesinden sonra sıralı cümleler öncelikle virgülle ayrılır. Eğer sıralı cümlelerin herhangi birinin içinde farklı amaçlı  virgül kullanıldıysa o zaman noktalı virgül kullanılır.

 Köşe penceresini, işte, ben, bu itibarla insan çevresinin bir damlası üstüne çevrilmiş bir mikroskop camı sayarım.

Virgüllerin kullanılması yanlıştır.

 Onun içindir ki, penceremden sokağa kendimize bakmayı, göğe dalıp kalmaya tercih ederim.

Ki bağlacından sonra virgül kullanılmaz.

 Buldok, değişiklik olsun diye, sanki asıl yüzüne korkunç, gamlı, bedbin bir karnaval maskesi geçirmiş bir köpektir.

Arasöz için kullanılan ve eş görevli sözcükleri ayırmadan kullanılan virgüller karışmış.

DOĞRUSU: Buldok; (değişiklik olsun diye) sanki asıl yüzüne korkunç, gamlı, bedbin bir karnaval maskesi geçirmiş bir köpektir.

 Dünyaya parçalanıp yok edilecek lüzumsuz, zararlı, iğrenç bir şeymiş gibi kin ile, anarşist gözü ile bakıyordu.

“Kin ile” ibaresinden sonra virgül kullanılmaz çünkü metin içinde ve, veya, yahut,ile ,  ya … ya bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz.

 “Susu! Susu!” diye ne kadar bağırsa, hatta belindeki kayışla vursa nafile…

“bağırsa” şart ekinden sonra virgül kullanılması YANLIŞ’tır.

Zincirden boşanıverse, şüphesiz, önüne insan ve hayvan ne gelirse, neresi gelirse, hemen mengene gibi tuttuğunu…

“boşanıverse,gelirse” şart ifadelerinden sonra virgül kullanılması YANLIŞ’tır.

 Hâlbuki öyle olmadı:

Burada iki nokta yanlış. Nokta kullanılacak.

O eski korkunç mahluk, zinciri çıkınca, basbayağı bir köpek olmuştu.

“çıkınca” zarf fiil ekinden sonra virgül kullanılmaz.

 Aldırmıyordu bile…

Üç nokta eksiltili , yüklemi olmayan cümlelerde kullanılır. Burada yüklem var, yargı var. Nokta kullanılacak.

 Daha da çok var gerisini de siz bulursunuz . 

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-74)

ÜNİTE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARI

1-5. soruları Halide Edip Adıvar’ın Millî Mücadele yıllarına ait Himmet Çocuk adlı hikâyesinden alınan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Elvanlar’da ihtiyar bir kılavuz aldık. Köyün bir kısmı yanmış, perişan, herkes fersiz ve şaşkın gözlerle kamyon denilen canavarın lüzumsuz gürültüsüne bakıyordu. Herkesin ruhunda sonu gelmeyen ezilişin, açlığın, her günün gizli felaket ihtimallerinin yoğurduğu ümitsizlik ve ilgisizlik vardı. Onun için kimse Uşak’a kadar gelmek istemiyordu. Parayı ne yapacaklardı? Ne alırdı ki? Yalnız zayıf yüzlü bir ihtiyar, halsiz bir sesle, “Ben İnay‘a kadar yolu biliyorum. Fakat beni Uşak’a götürürseniz ve bana orada bir okka tuz verirseniz gelirim,” dedi.

Akşam karanlığı basarken kamyon mırıldanarak, homurdanarak Anadolu’nun ıssız, yolsuz çöllerine daldı. Kamyonda İstanbul gazetecileri vardı. Düşmanın bir benzeri olmayan zulümlerinin külleri ve facia sahnesi üstünde inceleme yapacaklar, ben cephenin, düşmanın zulüm raporunu hazırlarken onlar da ajansla Türk’ün felaketini dünyaya bildireceklerdi. Anadolu’da hâkim, insan değil tabiattır. Kuytu ormanlar, batak ovalar, sarp keskin yokuşlar, sonra karanlık kımıldıyormuş gibi insanı keserek, dondurarak esen acı rüzgârın ortasından bin bir zahmetle bilmem kaç saat geçti.

(…)

Biraz sonra sağda, bir kaya kovuğunda kızıl bir alevin önünde ısınan iki haki gölgenin kımıldandığını gördüm. Karanlık dereye, kurşuni yangın harabesi önce yamaca vuran biricik ışık, bu ateşin ve kamyonun yürüyen iki göze benzeyen fenerleriydi. Köprünün önünde şoför kocaman, miskin makineyi durdurmaya çalışırken önünde birkaç karaltı kımıldadı. Sonra ışığın beyazlandığı taşlı yolda siyah cübbeli, beyaz sarıklı, siyah sakallı bir adam, arkasındaki, henüz ışığın sınırına giremeyen karaltı arkadaşlarından ayrıldı. Hiç unutamayacağım açık bir sesle, “Halide Onbaşı, sizi biz İney istasyonunda bekliyorduk,” dedi.

“Geleceğimizi nereden biliyordunuz?”

“İstasyonda biliyorlar. Soruşturma heyeti gelecek, dediler.”

  1. Himmet Çocuk adlı hikâyenin bu bölümünden nasıl bir olay örgüsü çıkarılabilir?

            Bu bölümde Anadolu’nun içinde bulunduğu durum anlatılmış olup bu olumsuzlukların içinde bir umut olabilecek olay örgüsü kurgulanabilir. Anadolu insanının tekrar hayata bağlayan ve vatan sevdasını anlatan kurgu ön plana çıkarılabilir.

  1. Hikâyenin bu bölümündeki olayın geçtiği yerin özellikleriyle ilgili neler söylenebilir?

            Elvanlar köyü, harap olmuş ve köyün bir kısmı yanmış.Ümitsizlik ve çaresizlik içinde yaşamaya çalışan bir köy durumunda.

  1. Hikâyeye yeni bir kahraman eklense kahramanın özellikleri neler olabilir?

            Hikayenin bu bölümüne kadar hep olumsuzluk hakim. Bundan sonraki bölüme bir kahraman eklenecekse bu olumsuzlukları tersine çevirecek bir yapıya sahip olması lazım. Azimli, inançlı bir kahraman özelliğinde olabilir.

  1. Metinden yola çıkılarak Anadolu’nun geçmişteki ve günümüzdeki durumuyla ilgili hangi çıkarımlarda bulunulabilir?

 Anadolu bugün itibariyle daha yaşanılabilir ve müreffeh durumda. İnsanın bakış açısı düne göre daha geniş.İmkanları daha iyi konumda.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-75)

  1. Elvanlar’da ihtiyar bir kılavuz aldık. Köyün bir kısmı yanmış, perişan, herkes fersiz ve şaşkın gözlerle kamyon denilen canavarın lüzumsuz gürültüsüne bakıyordu. Herkesin ruhunda sonu gelmeyen ezilişin, açlığın, her günün gizli felaket ihtimallerinin yoğurduğu ümitsizlik ve ilgisizlik vardı.

Bu paragrafta bulunan isimlerin özellikleri hakkında neler söylenebilir?

Özel isim Elvanlar Varlıklara verilişlerine göre
Cins isim kamyon,kılavuz,köy,canavar,
Somut isim kamyon, gürültü,gün, Varlıkların oluşlarına göre
Soyut isim ruh, fer,şaşkın, felaket,ümitsizlik,ilgisizlik,perişan
Tekil isim canavar,kamyon,kılavuz, Varlıkların sayılarına göre
Çoğul isim ihtimaller,Elvanlar,gözler,
Topluluk ismi köy
  1. Tablodaki metinlerde kullanılan anlatım tekniklerini belirleyerek ilgili yerlere yazınız.
Metin Anlatım Teknikleri

Büyükçe lambamız misafirin yanında. Başka lambamız da yok. Babam, mutfakta kullandığımız idare kandili ile çalışabilecek mi? Ben suçluyum, babam da hiç sesini çıkarmıyor. “Ben sana söyledim, benim sözümü dinlemedin” dese, ben de “Evet, suç bendedir!” desem, yahut yalnızca “Suç benimdir, senin sözünü dinlemedim” diyebilsem, gidip rahat yatacağım.

Memduh Şevket Esendal, Ana Baba

İç Konuşma Tekniğiyle

— İyice yorulmuşsun.

— Ehh!

— Bu taraflarda mı oturuyorsun?

— Şurada, ileride, Kısıklı’da.

— İstanbullusun galiba?

— Üsküdarlı.

— Yaaa! Ben de Üsküdarlıyım.

Nezihe Meriç, Umut, Fakirin Ekmeği

Diyalog Tekniğiyle

 

  1. Kasa yapımında çalışan kaportacı arkadaşı, sabah akşam karşısına geçip de, inatlı, sabırlı, ona bunu öğretmeye kalkana dek, önemsiz bir iş yapmakta olduğunu bilmezdi. Kendisi için önemliydi, güzeldi, iyiydi. En iyi bildiği işti. Atlı araba, kamyon kasalarını süslüyordu. Yeşiller, sarılar, maviler, kırmızılar, akarsular, göller, dağlar ve karanfiller onun da içini süsler, günlerini güzelleştirirdi. Bu, arabaları, kamyonları sürenleri de sevindiriyor olmalıydı. Yoksa önünde neden sıraya girsinler, neden, gölün içinde bir kuğusu da mutlaka olsun, desinler?

Adalet Ağaoğlu, Karanfilsiz

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) III. kişili anlatıma başvurulmuştur.

B) Hâkim bakış açısıyla yazılmıştır.

C) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.

D) İç konuşma tekniğine yer verilmiştir.

E) Soru yoluyla düşündürme yoluna gidilmiştir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-76)

  1. Yol boyu kavak ağaçları, köprü, yokuş yukarı dar sokak. Sokağın bitiminde kediyi gördüm. Yıkık bahçe duvarından duta tırmandı, oradan da çatıya. Baktım baca tütüyor. Rüzgârda savrulan kül rengi, yoğun bir duman. Kedi dumana girdi çıktı, kiremitlerin arasında kayboldu sonra. Bahçe kapısının önünde durdum. Girsem yol bitecek. “Ömür biter yol bitmez.” Kentlerin, otellerin duvarlarında yazılıydı. Bir geminin beyazında, trenlerin, uçakların alnında. Bekleme odalarında, gar saatlerinde, kamyonların otobüslerin ön camlarında yazılıydı. Ya da biri, tanıdık bir ses, hep bu tümceyi fısıldadı kulağıma. “Ömür biter yol bitmez.”

Nedim Gürsel, Dönüş

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri bu parçadan hareketle uygun ifadelerle doldurunuz.

  1. Parçada BETİMLEYİCİve ÖYKÜLEYİCİ anlatım biçimlerine başvurulmuştur.
  2. Parçada anlatıcı 1.TEKİL kişidir.
  3. Parça KAHRAMAN bakış açısıyla yazılmıştır.

9. Sabahleyin ( ) bir ara yarı daldığı uykudan pek yorgun ve hâlsiz uyandı ( ) Artık kanıksamıştı. Geceki saçma sinir bozukluğuna şaşıyordu ( ) Ne kötü bir gece geçirmişti. Halbuki değer miydi ( )

Bekir Sıtkı Kunt, Yataklı Vagon Yolcusu

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (;) (,) (.) (…)

B) (,) (.) (.) (?)

C) (;) (;) (,) (.)

D) (:) (;) (,) (…)

E) (;) (.) (.) (?)

  1. * Evvelce yanına yaklaşamayan mahalle çocukları(I), etrafını sarıyorlar? Sanki asıl yüzüne korkunç, gamlı, bedbin bir karnaval maskesi (II)geçirmiş bir köpektir.Ada’nın bu yakasında, (III) hiç ev yoktur. Bir kır kahvesi, bir köyün kahvesinin üç beş gediklisi…(IV)Komşunun buldoğu suratına, gördüğüm maskelerin en sertini, (V) en titiz gösterişlisini asmıştı.

Yukarıdaki cümlelerde numaralanmış kelime gruplarından hangisi bir zincirleme isim tamlamasıdır?

A) I.       B) II.      C) III.     D) IV. E) V.

11. Belirtili isim tamlamasında tamlayan ile tamlanan arasına kelime girebilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde böyle bir isim tamlaması vardır?

A) Kitabın sayfalarını dikkatle çevirdi.

B) Kedilerin ve köpeklerin oyununa daldı.

C) Büyük meydanın ortasında durdu.

D) Kapı geniş bir bahçeye açıldı.

E) Çayın mis gibi kokusuna dayanamıyordu.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-77)

12-14. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Sait Faik, “düşünce ve duyuşlarını, hele kendi kurallarını getiren yeni bir sanatçı olarak başıboş ve özgür yaşama tutkularını anlamayan, buna karşı olan bir çevrede” yetişmiştir. Aile çevresinden ve hemen sonra yaşadığı öteki çevrelerle tam ve düzenli, doyurucu ve destekleyici bir anlaşma içinde olduğu söylenemez. İlk hikâyelerinden başlayarak bütün eserlerinin, artistçe kendi üslûbunda bir yaşamayı yadırgayanlarla çatışmalarının aynası olduğu görülür. Bu soy bir çatışmanın olmadığı yerde de, çağının sanatının ve yerleşmiş sanat ölçülerini aşan bir yeni ve güçlü sanat eserinin yeşeremeyeceği de açıktır. Böylece onda, edebiyatı, özentilerden, romantik ucuzluklardan kurtarmak, bir başka kata yükseltmek isteyen davranışın varlığı daha ilk adımlarında belli olmaktadır. Sait Faik, hikâyeyi ‘edebiyat yapan’ların elinden kurtarmaya gelmiştir.

Tarık Dursun K., Edebiyat Üstüne Narin

 12.Parçaya göre Sait Faik’in eserleri, çevresiyle çatışmalarının aynası olarak görülmektedir. Bu yargıdan yola çıkarak sanatçının hikâyeciliğini değerlendiriniz.

Çatışmalar hikayelerin olmazsa olmazıdır. Hikayeler olay  çevresinde gelişen edebi metinler olduğu için olayın oluşturan özellik çatışmadır. Bu çatışmalar bazen toplumda bireyler arasında bazen kişinin kendi içindeki çatışma olarak karşımıza çıkar.Buna göre Sait Faik , insan ve toplumu konu aldığı öykülerinde, genel olarak, toplumun herhangi bir olaya ya da insana karşı gösterdiği tepki, sınıf ayrılıklarının ortaya çıkardığı sakıncalar, işveren-işçi ilişkileri, toplumun düşkünlere karşı ilgisizliği, zenginlik-yoksulluk gibi, içinde yaşadığı toplumun sorunlarını dile getirmiştir. En çok üzerinde durduğu konu ekonomik dengesizliktir, insan ve doğayı konu edindiği öykülerinde insanın doğayla mücadelesi ve doğaya verdiği zarar üzerinde durmuştur.

13. Parçada çağının yerleşmiş sanat ölçülerini aşan yeni ve güçlü bir sanat eserinin yeşermesi hangi koşula bağlanmıştır? Açıklayınız.

                Yerleşik sanat anlayışını aşmak için tabiri caizse kuşak çatışması yaşamak gerekmektedir. Geleneği olduğu gibi sürdürmek sade bir taklitten öte geçmez. Yeni şeyler ortaya koyarken kuşak çatışması  olacak ki yeni ürünlerden faydalanabilelim. Orhan Veli içinde bulunduğu zamanla kuşak çatışması yaşamasaydı serbest şiire ulaşmamız daha sonraki zamanlara kalabilirdi. Orhan Veli de sıradan bir şair olarak karşımıza çıkardı.

  1. Parçada geçen “artistçe kendi üslûbunda bir yaşama”, “edebiyatı, özentilerden, romantik ucuzluklardan kurtarmak”, “hikâyeyi ‘edebiyat yapan’ların elinden kurtarma” ifadeleriyle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

                Basit , sıradan herkes gibi yazanlardan değil de kendi üslubunu belirlemiş ve özgünlüğü yakalamış yazar … Nedim güçlü bir şairdir ve çığır açmış , özgün bir şairken Sünbülzade Vehbi ise Nedim’i taklit eden biridir. Onun için Nedim bilinir ve tanınırken Sünbülzade Vehbi ben tanınmaz.

  1. Sait Faik, toplumsalı da bireyseli de göz ardı etmeden, etik ile estetiği potasında erittiği yepyeni bir öykü dünyası kurmuş, böylece, biz, kendisinden sona gelen genç yazarlara da yol açmıştı. Birçok kez, Dostoyevski’nin, “Hepimiz Gogol’ün Palto’sundangeliyoruz” demesi gibi, bizler de (1950 kuşağı denilen öykücüler, ama aynı zamanda Vüsat O. Bener’ler, Yusuf Atılgan’lar, Bilge Karasu’lar, Nezihe Meriç’ler de) Sait Faik’ten geliyoruz, diye yazdım.

Ferit Edgü, Sait Faik / Bir Öncü

Metinde altı çizili sözle anlatılmak istenen nedir? Açıklayınız.

“Onun yazdığı bir eserden etkilenerek sanat anlayışımızı şekillendirmişiz” demek istemiştir.

 

I. Dil bilimcilere göre dil ile kültür arasında sıkı bir ilişki vardır.

II.Yaşanan bu olaylar, Türk boylarının İslâm uygarlığının etkisine girmesine yolaçtı.

III. Eser orijinal nüshadan kontrol edilerek tekrar basıma hazırlandı.

IV. Bu görüş entellektüel çevrelerce ileri sürüldü ve desteklendi.

V. Bilim insanları görüşlerini kanıtlamak için laboratuvar çalışmaları yapar.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde yazım yanlışı yoktur?

A) I. ile II.

B) II. ile III.

C) III. ile V.

D) I. ile III.

E) II. ile IV.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-78)

  1. Kış, Ada’nın bir tarafında yerleşebilmek için rüzgârlarını poyraz, yıldız poyraz, maestro, dıramudana, gündoğusu, batı karayel, karayel halinde seferber ettiği zaman; öteki yakada yaz, daha pılısını pırtısını toplamamış, bir kenara oldukça mahzun bir göçmen gibi oturmuştur.

Bu cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Birleşik isim kullanılmıştır.

B) Terim kullanılmıştır.

C) Topluluk ismi kullanılmıştır.

D) Tekil isimler kullanılmıştır.
E) Soyut isim kullanılmıştır.

18. Aşağıda verilen tanılayıcı dallanmış ağaçtaki bilgilerden bazısı doğru, bazısı yanlıştır. İlk ifadeden başlayıp, cevap oklarını takip ederek doğru çıkışa ulaşınız.

  • Refik Halid Karay, Anadolu’ya açılan hikâyecilerdendir. (D)
  • Hikâyede anlatılmak istenen olay, olayın geçtiği yer ve zaman ile kişiler genellikle düğüm bölümünde okuyucuya tanıtılır. (Y)
  • Okuyucuda merak unsuru uyandıracak temel çatışma, hikâyenin hazırlık aşamasında belirlenir (D)

3 NOLU ÇIKIŞ

 İsterseniz diğerlerini de cevaplayalım.

 Sunuda önemli ve ilgi çekici bilgiler dinleyici kitlesi gözetilerek seçilip düzenlenmelidir. (D)

  • Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen sözcük her zaman küçük harfle başlar. (Y)
  • “Hani sessiz, zenginliğinibelli etmez, mütevazı adamdı da…” cümlesinde altı çizili kelime yapı bakımından türemiş isimdir. (D)
  • Hikâyedeki kahramanlar ve kahramanların rolleri hazırlık aşamasında belirlenir. (D)
]]>