Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
son 55 yılın edebiyat soruları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Sat, 24 Apr 2021 18:24:33 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png son 55 yılın edebiyat soruları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 2019 AYT Edebiyat Sorular (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/2019-ayt-edebiyat-sorular-cikmis-sorular.html Sun, 16 Jun 2019 21:02:12 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=120073 2019 AYT Edebiyat Soruları ve Cevapları

 

1. Yeşil tasarım (zihinde canlandırılan biçim), (I) insan ve  çevre üzerindeki zararlı etkileri en aza indirgemeyi hedefleyen bir yaklaşımdır. Öncelikle binanın yapımından yıkımına kadar olan zamanı kapsayacak  (sınırları içine alacak) (II) şekilde korunmasını hedefleyen genelgeçer (hemen herkesçe benimsenen) (III) kurallar koymak gerekiyor. Enerji kaynaklarını üst seviyede değerlendirmeye (denetlemeye) (IV) olanak sağlayan uygulamalar; doğal, geri dönüşümlü (yeniden değerlendirilebilir nitelikte) (V) ve zararlı olmayan malzeme kullanımıdır.

Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A) I      B)II      C)III     D)IV     E)V

2. (I) Ergenlikten sonra büyümesi duran insanların aksine pek çok balık yaşamları boyunca gelişimini sürdürüyor. (II) Örneğin, bir mersin balığı yüzyıldan fazla yaşayabiliyor ve iki buçuk metreden uzun olabiliyor. (III) Ancak dünya genelindeki aşırı avlanma, balıkların uzun bir yaşam sürmesini engelliyor. (IV) Bunun sonucunda da dünya, büyük balıklarını yavaş yavaş kaybediyor. (V) Buna rağmen balıkçılığın sınırlandırıldığı ender bölgelerde balıkların büyüklüğüyle ilgili yeni rekorlar kırılmaya devam ediyor.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A)I. cümlede insanlarla balıklar, belirli bir özellik üzerinden karşılaştırılmıştır.

B)II. cümlede bir balık türünün yaşam süresiyle boyu arasında ilişki kurulmuştur.

C)III. cümlede balıkların yaşam sürelerini uzatan bir faktörden söz edilmiştir.

D)IV. cümlede bazı balıkların neslinin tükenme nedenleri üzerinde durulmuştur.

E)V. cümlede balıkçılığın dünya genelinde kısıtlanması gerekliliği vurgulanmıştır.

 

3. Yahya Kemal’in ilk kez 1913’te Peyam gazetesinde yayımlanan ve İstanbul’un gelecek yüzyıllardaki hâlini resmeden bilim kurgu türündeki hikâyesi Çamlar Altında Musahabe’yi önemli bulurum. Öncelikle bu hikâye, H. G. Wells’in Zaman Makinesi’nden yola çıkılarak kurgulanmış edebî ürünlerden biridir. Ayrıca dönemin en popüler konularından biri olan medeniyet tartışmasında Yahya Kemal’in konumunu açıkça ortaya koyan ilk eserdir.

Bu parçadan hareketle Çamlar Altında Musahabe ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A)Medeniyet tartışmasında öncü nitelik taşıdığına

B)Döneminde beklenen ilgiyi görmediğine

C)Toplumsal sorunları göz ardı ettiğine

D)İçerik olarak bütünüyle özgün olmadığına

E)Geçmiş ve geleceği birlikte ele aldığına

 

4.         İş gelmez elinden gitmez bir kâre

Aslında neslinde giymemiş hâre

Sandığı gömleksiz duran mekkâre

Bedestene gelir kaftan beğenmez

Bu dörtlük, içerik açısından aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnek verilebilir?

A)Epik

B)Satirik

C)Lirik

D)Didaktik

E)Pastoral

 

5.         I.Dedim dilber yanakların kızarmış

Dedi çiçek taktım gül yarasıdır

Dedim tane tane olmuş benlerin

Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır

 

II.Sabahtan uğradım ben bir güzele

Dedim mahmur musun söyledi yok yok

Ak ellerin boğum boğum kınalı

Dedim bayram mıdır söyledi yok yok

Aşağıdakilerden hangisi numaralanmış bu dörtlüklerin ortak özelliklerinden biri değildir?

A)11’li hece ölçüsünün kullanılması

B)Benzer temaların işlenmesi

C)Nazım şeklinin koşma olması

D)Ahenk unsuru olarak redife yer verilmesi

E)Tecahülüarif sanatından yararlanılması

 

6.         Ahu gözlü dilber sana ne ettim

Sevdanın elinden tükendim bittim

Her ne ettim ise kendime ettim

Kerem gibi her gün yandıkça tüttüm

Dertlerimi sürü eyleyip güttüm

Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A)Pastoral bir şiir türünden alınmıştır.

B)Ahenk unsuru olarak redif kullanılmıştır.

C)Düz kafiye şemasından faydalanılmıştır.

D)Birden fazla edebî sanattan yararlanılmıştır.

E)Nazım türü bakımından güzellemedir.

 

7. Aşağıdaki beyitlerin hangisinde irsalimesel sanatına yer verilmemiştir?

A)        Ziyaretten murâd olan duâdır

Bugün bana ise yarın sanadır

B)        Kardaşına kuyu kazarsa kişi

Kuyuya düşmek olur anın işi

C)        Ne siyâh eylemiş bu nâsiyeyi

Saçımı bembeyaz eden bahtım

D)        Balık baştan kokar bunu bilmemek

Seyrânî gafilin ahmaklığından

E)         Ahde vefâyı va’d-i tehî sanmasın ki dost

Gözden ırağ olunca gönülden ırağ olur

 

8. Aşağıdakilerden hangisinin bir masalın döşeme bölümünden alındığı söylenebilir?

A)Pireler berber iken develer tellal iken…

B)Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.

C)Uzak memleketin birinde bir padişah yaşarmış.

D)Padişah işini göredursun, biz gelelim Keloğlan’a.

E)Sislerin arasından ansızın tek gözlü bir dev belirivermiş.

 

9. (I) Genellikle “gölge oyunu” olarak nitelendirilen Karagöz; çıra, mum, lamba gibi bir aydınlatma kaynağı ile yarı saydam bir perdeden yararlanılarak oynanır. (II) Karagöz ile Hacivat’ın başından geçen olayların anlatıldığı oyunda Çelebi, Bebe Ruhi, Tuzsuz Deli Bekir gibi yardımcı tipler de vardır. (III) Karagöz oyunu; giriş, muhâvere, fasıl ve bitiş olarak adlandırılan dört bölümden meydana gelir. (IV) Karagöz şakacı, nüktedan, meraklı ve patavatsız bir tipi canlandırırken Hacivat medrese kültürüyle yetişmiş eğitimli bir tiptir. (V) Toplumun aksayan yönlerinin eleştirildiği oyunda Karagöz mendil, baston, sandalye gibi aksesuarları kullanırken Hacivat bu aksesuarları kullanmaz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I      B)II      C)III     D)IV     E)V

 

10.

Yine günlerden bir gün Ay Kağan’ın gözü parladı. Doğum sancıları başladı ve bir erkek çocuğu oldu. Bu çocuğun yüzü gök, ağzı ateş gibi kızıl, gözleri ela, saçları ve kaşları kara idi. Perilerden daha güzeldi. Bu çocuk anasının göğsünden ilk sütü emdi ve bir daha emmedi. Çiğ et ve çorba istedi. Dile gelmeye başladı. Kırk gün sonra büyüdü, yürüdü ve oynadı. Ayağı öküz ayağı gibi, beli kurt beli gibi…

Oğuz Kağan Destanı’ndan alınan bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)Kahramanı ruhsal derinlikleriyle tasvir edilmiştir.

B)Gerçek ve hayalî unsurlar bir arada verilmiştir.

C)Tasvirlerde tabiat unsurlarına başvurulmuştur.

D)Zamanla ilgili unsurlar gerçeküstüdür.

E)Kahramanı olağanüstü özellikler taşımaktadır.

 

11.

Yazar Yüzyıl Eser
I 14. yüzyıl İskendername
Nâbî II Hayrâbâd
Şeyh Gâlip 18. yüzyıl III

Bu tabloda numaralanmış yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A)Âşık Paşa – 15. Yüzyıl –  Ferhad u Şîrîn

B)Zâtî  – 16. Yüzyıl –  Hadîkatü’s-Süedâ

C)Ahmedî – 17. yüzyıl – Hüsn ü Aşk

D)Ahmed Paşa – 18. Yüzyıl – Hüsn ü Aşk

E)Hayretî – 17. Yüzyıl –  Çengnâme

 

12.  Gündelik yaşamın önemli bir parçası olan mutfak kültürü, divan şiirine de yansımıştır. Osmanlı mutfağının zenginliğini yansıtan baklava, güllaç, işkembe çorbası, biryan, musakka, yahni gibi geleneksel yemekler ve tatlılar, divan şairlerinin hayal dünyasında çeşitli anlamlar kazanmıştır.

Bu parçaya göre aşağıdaki beyitlerden hangisi, Osmanlı mutfak kültürünü temsil eden bir örnek olamaz?

A)        Giceyle uyhuda mekteb hâcesinin gözine

Sahan böreği ile baklava gelir görünür

B)        Yahni ile turşî-i şalgam verir insâna ferah

Girde balık çorbası hem virdi zarîfâne ferah

C)        N’ola kılsam leb-i dildâr içün âh

Kanı âlemde bir bî-dûd helvâ

D)        Dün tabîbe derd-i dilden bir devâ sordum didi

Gam yemeden özge bu derdün devâsın bilmedüm

E)         İderse ehl-i meclis n’ola ikrâm

 Begayet pûhtedir yahni degül hâm

 

13.  Anadolu’da XVI. yüzyılda oluşmaya başlayan biyografi geleneğinin ilk ürünleri, Ali Şir Nevâi’nin Mecâlisü’n-Nefâis adlı eseri örnek alınarak yazılmıştır. 1538 yılında Sehî Bey’in kaleme aldığı; şairler hakkında bilgiler içeren Heşt Behişt adlı eseri bu türün Anadolu sahasındaki ilk örneğidir.

Bu parçada sözü edilen edebî tür aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mecmua          

B) Tezkire            

C) Surnâme

D) Mersiye                  

E) Menakıbnâme

 

14.  Türk tiyatrosunun gelişimine önemli katkısı bulunan, tiyatro kurup bazı oyunlarda rol alan —-; başta Cimri olmak üzere Molière’in hemen hemen bütün eserlerini Türkçeye aktarmıştır. Tanzimat Dönemi’nin önemli kültür adamlarından biri olan yazar, kendine has yöntemlerle tiyatro çevirileri ve uyarlamaları yapmıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A)  Recaizade Mahmut Ekrem

B) Ahmet Mithat Efendi

C) Namık Kemal

D) Ahmet Vefik Paşa

E)  Direktör Ali Bey

 

15.  Namık Kemal’in tiyatrosu, bir dava tiyatrosudur. Yazar; vatanperverlik, İslam birliği, insan hakları gibi inandığı değerleri, toplumun kalkınmasına yönelik fikirlerini ve geleneğe ilişkin tenkitlerini tiyatro türünde verdiği eserlerinde de işler. XIX. yüzyılın başında bir Rumeli şehrindeki yöneticinin zulmüne karşı başlayan isyanı Gülnihal adlı oyununda; kuşatma altında bulunan bir kalenin fedakârlıklarla kurtuluşunu da adlı oyununda anlatır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Kara Bela                       

B) Zavallı Çocuk

C) Akif Bey                         

D) Vatan yahut Silistre

E) Celâlettin Harzemşah

 

16.  II. Meşrutiyet sonrası edebiyat sahnesine çıkan ve genç edebiyatçılardan oluşan bu topluluk, ferdiyetçi bir sanat görüşünü esas alır. Türk edebiyatı tarihinde ilk kez bir bildirgeyle ortaya çıkan bu edebî topluluk, devrin sosyal ve politik ortamından dolayı, amaçladıkları pek çok şeyi başaramadan dağılmıştır.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen edebî topluluğun üyesi değildir?

A) Yakup Kadri Karaosmanoğlu

B)  Refik Halit Karay

C) Ahmet Haşim

D) Celal Sahir Erozan

E)  Cenap Şahabettin

 

17.  Hikâyelerinde tam bir gözlemci gibi davranır. Kaleminden çok silgisi çalışır; gereksiz sözden olabildiğince kaçınır. Zaten büyük trajik olayların ve kahramanların öykülerinden çok gündelik olanın ve devlet dairesindeki, sokaktaki, evdeki insanın mütevazı dünyasını anlatan yazar; öykü çerçevesini kısacık ve sade cümlelerle çizer: “Ağustos, Cuma günü. Sicil müdürü Cavit Bey, yemekten sonra minderin üstüne uzanmış, uyumak istiyor.” diye başlayan Mendil Altında öyküsünde olduğu gibi… Köyün, köylünün sorunları, büyük toplumsal çatışmalar veya tarihimizin şanlı sayfaları ve kahramanları yoktur onun öykülerinde. Açıkça hedeflenmiş bir mizah tonu veya sivri bir eleştirellik de yoktur ama gündelik olanın içerdiği komik ayrıntılar pek çok hikâyede okuyucuyu güldürür. Onun hikâyeleri, gündelik yaşamın sıradanlığının içinde silikleşen insanların yaşadığı duygusal ve zihinsel çelişkileri aktarır.

Bu parçada tanıtılan yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Refik Halit Karay             

B) Orhan Kemal

C) Sabahattin Ali                  

D) Aziz Nesin

E) Memduh Şevket Esendal

 

18. Millî Edebiyat Dönemi’nde eser veren yazarların romanları üzerine birçok çalışma yapılmış ancak bu romanlarla aynı dönemde yazılan hikâye kitapları pek ilgi görmemiştir. Pek çok okur, Millî Edebiyat hareketinin nesirde “yıldız üçlüsü” olarak bilinen yazarlarımızın nispeten başarısız olan Miskinler Tekkesi, Tatarcık veya Hep O Şarkı gibi romanlarını dahi bilir ama Sönmüş Yıldızlar, Dağa Çıkan Kurt veya Millî Savaş Hikâyeleri gibi başarılı hikâye kitaplarını çok az duymuştur.

Bu parçada sözü edilen eserlerin yazarları aşağıdakilerin hangisinde bir arada verilmiştir?

A)  Ömer Seyfettin – Aka Gündüz – Müfide Ferit Tek

B)  Reşat Nuri Güntekin – Halide Edip Adıvar -Yakup Kadri Karaosmanoğlu

C) Yakup Kadri Karaosmanoğlu – Ömer Seyfettin -Refik Halit Karay

D) Mithat Cemal Kuntay – Halide Edip Adıvar -Aka Gündüz

E)  Refik Halit Karay – Reşat Nuri Güntekin -Falih Rıfkı Atay

 

19. 1940’ların şiirindeki değişime genel hatlarıyla bakarsak şunu göreceğiz: Konu alanı genişleyen şiir; fil dişi kuleden uzaklaşarak deniz kıyılarına, ağaç altlarına, dış mahallelere doğru uzanmıştır. Yeni olanaklar denenirken mutlak değerler yitip gitmiş, biçimde şiire sonsuz bir özgürlük alanı tanınmıştır. Bu dönem şairleri; şiiri insan içine çıkarmış, şiire kasket giydirmiş, şiirin kahramanının nasırından, vuran kundurasından bahsetmiştir. Sokaktaki adamın şiirine yönelmişlerdir.

Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Aralarında Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat Horozcu’nun bulunduğu bir topluluğun şiirde gerçekleştirdiği yeniliklerden bahsedilmektedir.

B)  1940’h yıllarda şiirin; nazım birimi, ölçü ve kafiye gibi şekilsel unsurların sınırlamalarından kurtarıldığı ifade edilmektedir.

C)  1940’larda şiirde gerçekleşen değişimin, şiirin estetik değerinde bir düşüşe neden olduğu savunulmaktadır.

D)  1940’lara gelinceye değin Cumhuriyet şiirinde, sıradan insana ve gündelik konulara pek yer verilmediği ileri sürülmektedir.

E)  Şiirde yaşanan değişimi örneklendirmek için Orhan Veli Kanık’ın yazmış olduğu bir şiirine gönderme yapılmaktadır.

 

20. O gün insanları sevebilmek arzusuyla otelin kapısını açtığım zaman karşıma ilk çıkan insan, bir küfeci çocuğu oldu. Kirli, soluk yanaklarına, çıplak ayaklarına merhametle değil, sevgi ile baktım. Zaten otelin kapısından bu niyetle çıkmamış mıydım? Onu kucaklamak, köşedeki kunduracıdan ona bir lastik ayakkabı, biraz ilerideki dükkandan beyaz bir keten pantolon almak arzusuyla durdum.

— Ne bakıyorsun efendi, dedi, hamal mı lazım?

— Yok çocuğum, dedim.

“Gel sana bir pantolon, bir ayakkabı alayım.” demek üzereydim. Fakat gözlerini görünce vazgeçtim. Yirmi beş kuruş çıkarıp verdim, yürüdüm. Arkamdan koşup iade etti. Yüzünü görmedim fakat elleri kararlı idi.

— Her sakallıyı baban zannetme, anladın mı? Yirmi beşi aldım. Cevap vermeden yoluma devam etmek istedim. Birden bütün neşemin bir camın kırılışı kadar şangırtı çıkararak düşüp kırıldığını gördüm.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)  Olaylar hâkim bakış açısıyla anlatılmıştır.

B)  Sade, içten ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır.

C) Anlatımında betimleyici unsurlardan faydalanılmıştır.

D) Anlatıcının psikolojik durumuna değinilmiştir.

E)  Gündelik hayattan bir kesite yer verilmiştir.

 

21. Yazar, 1980 sonrası Türk edebiyatının yenilikçi isimlerinden biridir. İlk dönem eserlerinde köy gerçekliğini, köyden kente göçü, çarpık kent ilişkilerini, bu çarpıklığın meydana getirdiği yabancılaşmayı; yabancılaşan bireylerin içsel yolculuklarını ve onların yoksul hayatlarını işledi. Daha önceleri toplumcu gerçekçi bir bakış açısıyla işlenen bu konuları gerçeküstücü bir yaklaşımla ele aldı. Sevgili Arsız Ölüm, Berci Kristin Çöp Masalları, Gece Dersleri, Aşk İşaretleri, Unutma Bahçesi adlı romanlarında hayatın gerçeklerini gözleme dayalı bir anlayışla halk ürünlerinin anlatım tarzlarından yararlanarak aktardı.

Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Leylâ Erbil        

B) Sevgi Soysal    

C) Latife Tekin

D)NazhEray              

E) Pınar Kür

 

22. Yazar:

— Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yarım kalan son romanı dâhil tüm romanlarını okudum. Utanarak söylemeliyim ki romanları dışında yazdığı hiçbir şeyi okumadım.

Eleştirmen:

— En beğendiğiniz ve en az beğendiğiniz romanlarını sorabilir miyim?

Yazar:

— Türk modernleşmesini bir parodiye dönüştürdüğü ve Türk romanının en ilginç üç karakterini -Hayri İrdal, Halit Ayarcı ve Doktor Ramiz- yarattığı romanı bir şaheserdir. Kurtuluş mücadelesine odaklandığı romanı ise benim gözümde, biraz zayıf kalmıştır ve bu yüzden en az “Tanpınar romanı” olan metnidir.

Eleştirmen:

— Size katılıyorum. Edebiyat tarihlerinde geçmese, kitabın kapağında Tanpınar adını görmesem bu romanı onun yazdığını asla düşünmezdim. Şiirleri için de aynı şeyi düşünüyorum. Fakat zaten benim için Tanpınar, bir şairden ziyade muhteşem bir romancı, edebiyat tarihçisi ve araştırmacısıdır.

Bu diyalogdan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Yazar, Abdullah Efendi’nin Rüyaları kitabını henüz okumamıştır.

B)  Eleştirmene göre XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi Tanpınar’ın başyapıtıdır.

C) Yazarın en az beğendiği Tanpınar romanı Sahnenin Dışındakiler’dir.

D) Eleştirmen için Bursa’da Zaman Tanpınar’ın gerçek gücünü yansıtmakta yetersizdir.

E) Yazarın en beğendiği Tanpınar romanı Saatleri Ayarlama Enstitüsüdür.

 

23. Bilinç akışı; romanda figürlerin iç dünyalarını kendi zihinlerinden, bütün karmaşasıyla aracısız bir şekilde aktarmayı amaçlar. Bu, çağrışıma dayalı olarak birbirini izleyen düzensiz yapıdaki cümle ve sözcüklerle ortaya konan bir tekniktir. Bu teknikte kahramanın zihni ve iç dünyası; düşünceler, dağınık sözler, imajlar ve sembollerin çağrışım silsileleri hâlinde verilmesiyle aktarılır. Bu yönüyle kahramanın iç sesinin anlatıldığı ancak tamamen yazarın kontrolünde olan iç monolog tekniğinden ayrılır.

Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçalardan hangisi bilinç akışı tekniğine örnek olarak gösterilebilir?

A) Bugün sokağa çıkmaya karar verdim. Günseli’ye gitmek istiyordum. Birkaç gündür izinli olduğunu biliyordum. Evden çıktım, yavaş yavaş yürüyerek caddeye ulaştım. Kalabalık birden şaşırttı beni, başım döndü. İnsanlar, bana çarparak yanımdan geçiyorlardı.

B) Gözlerini açtıktan sonra da bir süre rüyayı kafasında yaşadı, gerçeği hemen kabul edemiyordu. Gördüğü rüyaya hayalinden eklemeler yaptı, aklının gözlerinde sürdürdü rüyayı. Sonra görüntüler bütünüyle silindi, yerini, bir rüya boyunca unuttuğu düşüncelere, meselelere bıraktı.

C) Ahmet telefonu, bastırmaya çalıştığı bir öfkeyle kapadı. Parmaklarıyla masanın üzerine sinirli sinirli vurarak önce Cevdet Bey’in resmine, sonra Osman’a baktı. “Evet Cevdet Bey’in resmini yapmalı!” diye düşündü.

D) İster istemez bir yabancının horladığı bir odada geceleyecektin. Daha sonraları birçok kişinin horladığı odalarda kaldın. Ve mışıl mışıl uyudun. Güzel rüyalar gördün. O gece, bir yandan bir yana dönmüş, doğru dürüst uyuyamamıştın.

E)  Mutlak birisini çiğnedi, bu herifi hapse tıktılar. Ne kadar münasebetsizlik!.. On altı yaş ölmek için pek erkendir. Ah! Artık vapura gidemem… Yazık… Hey terbiyesiz dağ adamı! Bu küfür doğrusu unutulmaz… Arabacı! Sür be herif! Şu Andon’un yaptığı işi de görüyor musun?

 

24. Mantığın egemenliğinden kurtulamadık daha. Uygarlık, bilimsellik ve ilerleme uğruna, insan psikolojisinin ve zihninin açıklanamaz karmaşıklığı görmezden gelindi. Mantığa uygun olmayan ve belli bir amaca hizmet etmeyen tüm yöntemler aforoz edildi. Düşüncenin çıkar gözetmez oyununa, rüyanın ve çağrışımın sınırsız gücüne bugüne değin önem verilmedi; insan ruhunu ve gerçekliğini anlamak için bunlara yönelmenin zamanı geldi. Bugüne kadar şiirin görmezden geldiği bilinç dışı bütün alanları şiirin içine çekmek için buradayız.

Bu parçada dile getirilen düşünceler, aşağıdaki edebî akımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir?

A) Fütürizm                         

B) Dadaizm

C) Sürrealizm                      

D) Sembolizm

E) Egzistansiyalizm

 

CEVAPLAR

1. D 9. E 17. E
2. A 10. A 18. B
3. D 11. C 19. C
4. B 12. D 20. A
5. E 13. B 21. C
6. A 14. D 22. B
7. C 15. D 23. E
8. A 16. E 24. C

 

]]>
2013 LYS Edebiyat Soruları – (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/2013-lys-edebiyat-sorulari-cikmis-sorular.html Wed, 12 Dec 2018 19:22:50 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=119736 2013 LYS TÜRK EDEBİYATI

1.    Özellikle Orhan Veli Kanık ve arkadaşlarının şiirlerinde iç uyum, müzikalite ortadan kalkmış; kuru bir görselliğe dayanan bir şiir, hatta resim-şiir denilebilecek bir tür ortaya çıkmıştır. Oysa şiirde —- müzikte olduğu kadar önemlidir.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A)  duygu ve akıl

B)  sezgi ve anlam

C)  sözcük ve yoğunluk

D)  tema ve imge

E)  ses ve ahenk

 

2.    (I) Ülkemizde çoğu zaman mühendislikle birlikte anılan mimarlığın, nedense sadece teknik bir disiplin veya bir fen bilimi olduğu düşünülür. (II) Oysa aynı zamanda bir sanat dalıdır ve bu yönüyle felsefeyle de doğrudan ilgilidir. (III) Nitekim mimarlık, ait olduğu toplumun estetik ve etik anlayışını, dünya görüşünü en belirgin biçimde yansıtan eserlerin ortaya konulmasını sağlar. (IV) Bunun gerçekleştirilebilmesi için mimarların, toplumun kültürel mantığını iyice özümsemiş olmaları gerekir. (V) Yoksa bu meslekte, herhangi bir anlamdan ve zevkten yoksun beton yapılardan başka bir şey üretilemeyecektir.

Mimarlığı konu alan bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A)  I. cümlede, yanlış bir algının söz konusu olduğu sezdirilmiştir.

B)  II. cümlede, önceki cümleyle ilgili açıklama yapılmıştır.

C)  III. cümlede, niteliği karşılaştırma yoluyla anlatılmıştır.

D)  IV. cümlede, öteki mesleklerden ayrılan yönü üzerinde durulmuştur.

E)  V. cümlede, bir sonuç ortaya konulmuştur.

 

3. (I) Vizyona giren filmlerle ilgili tanıtım yazıları, her hafta gazetelerde ve her ay bazı dergilerde yer alıyor. (II) Bu dergiler çoğu meselenin toplumsal boyutuna ilgi duymaktan öteye gidemiyor. (III) Oysa benim de aralarında bulunduğum bir seyirci grubu, perdeye yansıyan o büyülü ışığa gerçeğin penceresinden bakmak istiyor. (IV) Bu ihtiyaca cevap veren bir kaynak olmayışı da zorunlu olarak üç beş kişilik dost meclislerine bırakıyor bu konuyu. (V) Oysa bu yazar, gazetedeki köşesinden, tek başına sayısız muhatabına seslenerek böyle bir ihtiyacı karşılıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde olumsuz bir eleştiri söz konusudur?

A) I. ve II.              

B) I. ve III.              

C) II. ve IV.

D) III. ve V.                  

E) IV. ve V.

 

4.  (I) “Bir süre yapar, sonra bırakırım.” düşüncesiyle başladığım ve sadece yapılması gereken bir iş olarak gördüğüm öğretmenlik mesleğini zamanla çok sevdim. (II) Bunca yıllık deneyimden sonraysa öğretmenliğin insanları tanıma, onların ruhsal durumlarını çözümleme konusundaki yeteneklerimi önemli ölçüde geliştirdiğini söyleyebilirim. (III) Öğretmenlik yaparken farklı değerlerle yetişmiş binlerce genç insanın davranışlarını, duygularını gözlemlemek bende bir birikim oluşturdu. (IV) Farklı kültürlerden gelen insanların aslında benzer sevinç, keder, heyecan, korku ve ilgilere sahip olduğunu fark ettim. (V) İnsana dair kitaplarda bulamayacağım ayrıntıları bu meslekte, yaşayarak öğrendim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, öğretmenlik mesleğinin kazandırdıklarına yönelik açıklama içermemektedir?

A) I.            B) II.           C) III.          D) IV.         E) V.

 

5.    Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-ıntı,-untu/-üntü” ekinin kullanıldığı sözcük, kökü bakımından diğerlerinden farklıdır?

A)  Bu bölgede yapılan kazılarda arkeologlar, eski uygarlıklara ait yeni buluntulara rastladılar.

B)  Kişi yersiz kuruntularından kurtulmak için dostlarına, arkadaşlarına daha fazla güvenmeli ve inanmalıdır.

C)  İçi süprüntü dolu küreği merdivenlerin dibindeki çöp kutusuna boşaltmak için dışarı çıktı.

D)  Kelimeyle kavram, dille düşünce arasındaki bağıntı üstüne yapılan tartışmalar eski çağlara kadar gider.

E)  Bozuntuya vermeden yanına gittim ve olanları bütün çıplaklığıyla kendisine anlattım.

 

6.    (I) Küçücük bir bahçem olsaydı duvar dibine pembeli, mavili ortancalar dikerdim. (II) Çünkü ortancalar gölgede büyümek ister. (III) Bir de saksılar alırdım; küpe, sardunya, yılbaşı çiçekleri, kaktüsler yetiştirmek için. (IV) Sulak yerleri seven Japon şemsiyelerini de kuyunun veya fıskiyeli mermer havuzun yanına dikerdim. (V) İnsanda, evinin bahçesinde cennet oluşturma düşüncesi bazen bir tutku hâline geliyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde nesne, sıfat tamlaması durumundadır?

A) I. ve II.              

B) I. ve IV.             

C) II. ve V.

D) III. ve IV.                  

E) IV. ve V.

 

7. Bugüne kadar (I) eserleri 42 dile çevrilen, Japonya’nın en (II) büyük yazarlarından biri olarak anılan ve yaşayan en büyük 100 yazar arasında gösterilen (III) Murakami; 1991 yılında ABD’yi ziyaret edip (IV) burada ilk imza gününü gerçekleştirdiğinde (V) kitap imzalatmaya sadece 15 kişi gelmişti.

Bu cümledeki numaralanmış sözlerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A)  I. sözcük, edattır.

B)  II. sözcük, üstünlük bildiren zarftır.

C)  III. sözcük, sıfat-fiil eki almıştır.

D)  IV. sözcük, birleşik sözcüktür.

E)  V. sözcük, fiil soyludur.

 

8.   

Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım

Şiirlerim rüzgârdır uzak dağlardan esen

Durgun sular gibi azalacağım

Bir gün birdenbire çıkıp gelmesen

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) İlgi eki                               

B) Ek eylem

C) İyelik eki                           

D) Kişi eki

E) Benzetme edatı

 

9.    (I) Benim için futbol, bir gencin kendisine meslek seçinceye kadar zaman ayırabileceği bir eğlence, bir spor dalı olarak kaldı. (II) Hayatımda futbola çocukluğumdan gençliğe geçiş döneminde yer verdim. (III) Zevk ve istekle oynadım. (IV) Ama tiyatroyu seçtikten sonra futbolu bir an bile düşünmeyi mesleğime ihanet saydım. (V) Bu bakımdan, gereğini zamanında yapıp son vermeyi başardığım için kendimi çok beğenirim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A)  I. cümle, birleşik yapılıdır.

B)  II. cümle, fiil cümlesidir.

C)  III. cümle, zarf tümleci ve yüklemden oluşmuştur.

D)  IV. cümlede, dolaylı tümleç türemiş bir sözcüktür.

E)  V. cümlede, isim-fiil ile zarf-fiil aynı edat grubu içinde yer almıştır.

 

10.  Göreve yeni başlayan Uğur; Mehmet, Engin ve Hatice gibi üniversite mezunuydu.

Aşağıdakilerin hangisinde noktalı virgül (;) bu cümledeki işleviyle kullanılmıştır?

A)  Aylar geçti, yıllar geçti; çocuklar büyüdü, insanlar değişti.

B) Genç şairimiz; özgün, samimi ve doğal bir üslupla yazdığı şiirlerinden oluşan ilk kitabını yayımladı.

C) Bugün gelecek misafirleri 1, 2 ve 3. kattaki odalara; yarın gelecek misafirleri 4, 5 ve 6. kattaki odalara yerleştirelim.

D)  İzlediğim filmler, tiyatrolar, gösteriler; okuduğum romanlar, hikâyeler, denemeler bende bir iz bırakır.

E)  Geçen hafta şirket yetkilileriyle uzun uzun görüştük, tartıştık; bu hafta onlarla sözleşme, ödeme, nakliye gibi işlemleri gerçekleştireceğiz.

 

11.  (I) Her ne kadar şiirde, düşünce ve hayal bakımından yoğunluk söz konusu olsa da şiir düşünceyle değil sözcüklerle yazılır. (II) Yoğun bir anlatımda kullanılacak her sözcüğün önemli bir amacı ve işlevi vardır. (III) Bu nedenle şair, şiirinde yeni sözcükler kullanabilir veya var olan sözcüklere farklı anlamlar yükleyebilir. (IV) Şair içinde bulunduğu ruhsal durumu, coşkusunu karşısındakine aktarmak ve benzer duyguları onda uyandırmak için tek anlatım aracı olan dili kullanır. (V) Kullandığı dil, konuşma dilinde olduğu gibi, anlamın apaçık ortada olduğu değil, okundukça zenginleşen bir dildir. (VI) Böylece şiirde dil bir araç olmaktan çıkar, amaç hâline gelir.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II.           B) III.          C) IV.         D) V.          E) VI.

 

12.  (I) Sanatçı, eserini oluştururken gerçeklerden hareket eder. (II) Çünkü duygu ve düşüncelerinin hepsini, yaşadığı dünyadan edinmiştir. (III) Aslında sanatçı daha çok yaşamı güzelleştirmek, değiştirmek isteyenler arasından çıkar. (IV) Ne var ki sanatçı, gördüklerini olduğu gibi anlatmaz; seçer, büyütür, değiştirir, istese de istemese de kendi kişiliğini katar onlara. (V) Gerçekle yetinmez; gerçeği alır, kendi düşleriyle, düşünceleriyle yoğurur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I.            B) II.           C) III.          D) IV.         E) V.

 

13.  (I) Bu eser, otobiyografik özellikler taşıdığı duygusu uyandırıyor. (II) Okurun böyle bir kanıya varmasında, anlatının içine serpiştirilen eski aile fotoğraflarının da payı var. (III) Alttan alta oluşturulan bu otobiyografi duygusu, anlatıya sahicilik katıyor. (IV) Bu da bizim gibi sıradan okuru esere sıkıca bağlayan bir özellik olarak çıkıyor karşımıza. (V) Ayrıca anlatıcının; merkeze ailesini, kendisini ve çocukluk yıllarını geçirdiği sokakta yaşananları yerleştirmesi, birinci tekil kişiyi kullanarak sohbet havasında anlatması da okurda oluşan “sahicilik” duygusunu güçlendiriyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre, “Çünkü okudukça anlatının bir katmanının anılardan oluştuğunu veya anıların yazara yol gösterdiğini düşünüyor insan.” cümlesi getirilmelidir?

A) I.            B) II.           C) III.          D) IV.         E) V.

 

14.  Yıllar boyu çantalarındakileri heyecanla taşıyan postacılar, artık eskisi gibi değiller. Kredi kartı ekstrelerini, faturaları, noter ve mahkeme bildirimlerini taşımaktan neden heyecan duysunlar ki? Bundan dolayı postacılar artık taşıdıkları evrak ve faturaları apartman girişine bırakmakla yetinir oldular.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)  III. kişili anlatıma başvurulmuştur.

B)  Soru yoluyla düşündürme yoluna gidilmiştir.

C)  Karşılaştırma yapılmıştır.

D)  Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.

E)  Koşul öne sürülmüştür.

 

15.  Kendi yaşantımı düşündüm; bulunduğum çevreleri, iş yerlerini, tanıdığım insanları… Boş verebilseydim, hiçbir şeye aldırmasaydım, üzülecek yerde gülseydim… Ama yapamadım, anlamamıştım yaşamın maskeli bir balo olduğunu. İnsanların her gün, her an değişik maskeler taktıklarını… Ben de kendime çeşitli maskeler hazırlamalıymışım! Boy boy, renk renk… Yerine göre kullanmalıymışım, duruma göre… Güleç, kızgın, asık suratlı, üzgün, perişan, mutlu… Hepsinin yeri geldi ama yapamadım. Hep kendi yüzümü taşıdım. “Binbir surat” denilen insanlar arasında maskesiz biri yaşayabilir miydi? Dayanabilir miydi?

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A)  Benzetmeden yararlanılmıştır.

B)  Öykülemeye başvurulmuştur.

C)  Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.

D)  Örneklerden yararlanılmıştır.

E)  Karşıt kavramlar kullanılmıştır.

 

16.  Montaigne, “Büyük şiir; düşüncelerimizi tatmin etmez, allak bullak eder.” der. Melih Cevdet Anday ise, “Şiir akıl dışıdır.” diyor. Yetişkin şiiri için öne sürülen bu görüşler çocuk şiiri için de geçerlidir. Çocuk şiiri, söz sanatlarının, edebiyatın uçurtmasına tutunmazsa ona “iyi şiir” diyemeyiz. Peki çocuk şiiri yazmanın bir kuralı var mıdır? Montaigne’in dediği gibi şiir ve kural yan yana getirilemeyecek iki sözcük. Özellikle çocuk şiiri söz konusuysa düş dünyamızı sonsuzluğa açmaktan başka yapacak bir şey yok. Çocuklar için sonsuzluğun içinde salınan dizeler yazmak “çocuk işi” değil, tam tersi “zor iş”. Bunun için titizlikle işlenmiş bir biçim, yetkin

bir dil yeterli midir? Hayır! Bugüne değin yazılanlar okunmadan üretilen bir dize, köksüz olup da büyümeye çabalamak gibi bir şeydir.

Bu parçaya göre iyi şiirin nitelikleri arasında aşağıdakilerden hangisi sayılamaz?

A)  Okuyanı sarsan

B)  Kalıplara sığdırılamayan

C)  Düş gücünü zorlayan

D)  Zaman içinde belli bir düzeye erişen

E)  Sanat değeri taşıyan

 

17. İnsanların rüyalarıyla yüzleşmesinde hep korkutucu bir yan olduğunu düşünürüm. İster psikolojik bir çözümleme yapalım ister geleneksel rüya yorumlarıyla açıklamaya kalkalım, her rüya yorumunda ruhumuzun karanlık ve belki de duymak istemediğimiz bir yönüyle yüzleşiriz. Üstelik bu yüzleşmeye neden olan da kendi zihnimizdir. Bunun yanı sıra rüyalar hem gün boyu yıpranan zihinlerimizin onarıcıları hem de bütün korkularımızın bir arada yaşandığı karanlık bir evdir. Ben yazarken o evin koridorlarında dolaşmayı severim. Rüyalar ve korkularla yüzleşen anlatının, yazarı çıplak bırakan samimi bir anlatı olduğunu düşünürüm. Hayat denen karmaşayla başa çıkmanın bir yolu bu, benim için.

Bu parçada rüyalarla ilgili olarak aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı yoktur?

A)  Sizce ne tür işlevleri vardır?

B)  Yazılarınızda nasıl yararlanırsınız?

C)  İnsanın iç dünyasını yansıtan yönlerinden söz edilebilir mi?

D)  Değerlendirilmesinde ne tür yöntemlere başvurulabilir?

E)  Yazarın eserini geleceğe taşıyan bir yönü var mıdır?

 

18. Yazar, röportaj yapacağı kişileri, Türk edebiyatının temel taşlarını oluşturan önemli yenilikçi isimleri nesnel bir bakışla seçiyor. Ortak noktaları edebiyat olan, hemen her kesim ve görüşü temsil eden, edebiyatımızın önde gelen şair, yazar ve edebiyat tarihçilerini bir araya getiriyor. Yazar bu röportajlarında özellikle iki nokta üzerinde duruyor: Onların Türk edebiyat tarihine bakışları ve bunun içinde kendilerini konumlandırışları. Bu röportajlarda konuşan kimi şair ve yazarlar, kendilerini anlatmanın yanı sıra akademisyenleri kıskandıracak düzeyde edebiyat tarihimizi yorumluyor. Böylece edebiyatımızın farklı yönleri ortaya çıkıyor. Anlatılan tarih aynı olsa da bambaşka açılardan ele alınarak derinleşiyor, okuyucunun ufkunu açan farklı renkler seriliyor ortaya.

Bu parçada, sözü edilen röportaj ve yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A)  Konuşacağı kişileri yansız bir biçimde belirlediğine

B)  Görüştüğü kişilerin söylediklerini, kanıtlama kaygısı taşıdığına

C)  Konuştuğu kişilerden, yaptıkları çalışmalarla ilgili bir değerlendirme istediğine

D)  Edebiyata yönelik değişik anlayışların ortaya konmasını sağladığına

E)  Düşünceleri değil, edebî tutumları ölçüt aldığına

 

19. Bu kitabın en önemli özelliği, romandaki onlarca kahramanın ve onlara özgü öykülerin hiçbirinin kurgulanmış olmaması. Okuyunca her şey kurgulanmış gibi geliyor ama aslında ben bu romanda anlattıklarımı yaşar gibi yazdım. Kahramanların tamamına yakınıyla ben de yazarken tanıştım. Birçoğuna ben de kızdım, tepki gösterdim veya hayran oldum. Cesaretleri karşısında ben de şaşırdım. Hatta belki bir yazarın asla söylememesi gereken bir şey ama bazı öyküler, onları yazarken benim denetimimden çıktı, kendi istediği yere gitti. Hayatı nasıl denetim altında tutamıyorsak ben de bu kitaptaki karakterleri ve yolculuklarını yönlendiremedim. Bana bile isyan edip “Sen sadece yaz! Biz ne yapacağımızı biliyoruz.” dediler. Bu nedenle tam da bizden insanlar oldu bu karakterler. Bizim kadar çılgın, bizim kadar alıngan, bizim kadar duygusal…

Yazarın bu sözlerinden aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A)  Kişilerini önceden kafasında tasarlamadığı

B)  Oluşturduğu kişilerin gerçekliğine inandığı

C)  Eserlerini kendi yaşamıyla sınırlandırdığı

D)  Gerçek yaşamdakilerle benzer kişiler oluşturduğu

E)  Kimi zaman, anlattıklarının akışını değiştiremediği

 

20. – 21. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

Fransa’nın Lille Üniversitesinde yapılan bir araştırmanın sonucu aşağıda aşamalı olarak anlatılmıştır.

 

I.   Yapılan araştırmada, gerçek bir ev hayatının sanal ortama taşındığı bir oyun kullanıldı. Katılımcıların oturduğu masada bu oyun açılıp kendilerine iki ev gösterildi. Bu iki ev, odadaki eşyalar, mobilyalar, yapılar, renk ve boyut açısından birbirinden farklıydı.

II.  Birinci deneyde katılımcılara, bu iki sanal ev ikişer dakika gezdirildi. Ziyaret ettikleri ilk evde Mozart’ın Little Night Music adlı eserinin bir kısmı dinletildi.

III. Diğer evi ziyaret ettiklerinde ise rastgele seçilen bir müzik dinletildi. Deneyin son aşamasında katılımcılara, “Sizden, sevdiğiniz evi seçmenizi istiyoruz ancak bu seçimden önce istediğiniz evi tekrar ziyaret edebilirsiniz, geziniz bitince haber verin.” dendi. Bu gezme aşamasında ise katılımcılara hiç müzik dinletilmedi.

IV. Sonuçta, 15 kişinin 13’ü, Mozart’ın eserinin dinletildiği odayı ziyaret etti ve bu evi çok sevdiklerini belirtti. Denekler, zamanlarının

% 85’ini geçirmek için yine bu eserin dinletildiği odayı seçti.

V.  Çalışmanın ikinci ayağında ise Mozart’ın aynı eseri, bozuk bir sesle dinletildi. Önce yapılanlar tekrar edildi. Sonuçlar şaşırtıcıydı: Katılımcılar her ne kadar önceki deneyde şarkıyı sevseler de şarkı bozuk biçimiyle çalınınca o evde zamanlarının sadece % 5’ini geçirmeyi tercih ettiler.

 

20. Yukarıda verilen numaralanmış aşamalarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A)  I. aşamada, karşılaştırma yapılmıştır.

B)  II. aşamada, şart bildiren cümlelere yer verilmiştir.

C)  III. aşamada, tanık göstermeye başvurulmuştur.

D)  IV. aşamada, öznel anlatım söz konusudur.

E)  V. aşamada, amaç belirtilmiştir.

 

21. Bu araştırma aşağıdaki genellemelerden hangisini doğrulamak için yapılmış olabilir?

A)  Kişilerle nesneler arasında oluşan duygusal bağ zaman geçse de zayıflamaz.

B)  Sevilerek dinlenen eserlerin etkileri, dinlendiği zamana ve dinleyen kişilere göre değişir.

C) Kişinin bulunduğu ortamda kendisini huzurlu hissetmesi; renk, ışık gibi birçok etkene bağlıdır.

D)  Dinlenen müziğin etkisi, kişinin içinde bulunduğu ortama ve ruh hâline göre farklılaşır.

E)  Bir yerde çalınan müziğin güzelliğiyle, o ortamın çekiciliği arasında olumlu bir ilişki vardır.

 

22.

I

Neden yazılır bir şiir

Neden okunur bunca yazı

Çünkü nasıl aşılabilir başkaca

İnsanın karmaşıklığı

 

II

Erenler tutmuş elimizden muhabbetle

Avunur gideriz ikliminde şiirin

Devrolur nöbet Veysel’den Veysel’e…

Daha dermedik tamını çiçeklerin

Gönül bahçemiz öyle geniş, öyle derin…

Şiirle ilgili düşüncelerini böyle dile getiren şair, şiirlerinde aşağıdakilerden hangisine öncelik verir?

A)  Sanatlı bir dile

B)  İmgelere

C)  Saf şiirin özelliklerine

D)  İnsanın iç dünyasına

E)  Biçimsel kusursuzluğa

 

23. 

Benim bu gidişe aklım ermiyor

Fukara hâlini kimse sormuyor

Padişah sikkesi selam vermiyor

Kefensiz kalacak ölümüz bizim

Bu dörtlükle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A)  Yarım kafiye kullanılmıştır.

B)  Duraklı 11’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.

C)  Soyutlamaya yer verilmiştir.

D)  Satirik nitelikler taşır.

E)  Kafiye şeması “aaab” biçimindedir.

 

24.  Şiirin en önemli unsurlarından biri de söz sanatlarıdır. Edebî sanatlar, dizelere çağrışım zenginliği ve çok boyutluluk katar.

Buna göre aşağıdakilerden hangisinin, çağrışım yönünden zengin olduğu söylenemez?

A)  Kanı çekiliyor evlerin Eriyip dökülüyor damlar

B)  Sonsuzlaşan yollara dalmış Tasalı gözler olur camlar

C)  Bir bahar sabahının karanlığında ıssız Gökte diz çökmüş iki titrek ışıklı yıldız

D)  Güneşle beraber söndüğüm akşam Ağlayacak hangi rüzgâr kim bilir

E)  Mesut olmuş görmek isterdim hepinizi Her bahar gününde dertliyi, ümitsizi

 

25.  Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı, Görmek seni eğer ukbâdan mümkün olaydı. Hâlâ yaşıyor gizlenerek rûhuma “Kâbil”, İmkânı bulunsaydı bütün ömre mukâbil Sırretmeye elden seni bir perde olurdum. Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

Bu dizelerde, aşağıdaki şiir türlerinden hangisine özgü nitelikler ağır basmaktadır?

A) Dramatik          

B) Lirik                   

C) Pastoral

D)Didaktik                   

E) Epik

 

26.  (I) Destanları meydana getiren ve kuşaktan kuşağa aktaran destancılara, geçmişte “ozan” adı verilmiştir. (II) Ellerinde sazlarıyla diyar diyar dolaşan “âşık”ların aksine onlar, orduları galeyana getirmek, önemli olayları toplumun hafızasına yerleştirmek için kahramanlık destanları terennüm etmişlerdir. (III) Atlı göçebe hayat tarzını benimseyen bu sanatçılar sadece şiirle uğraşmışlar, yönetimden ve yöneticilerden olabildiğince uzak durmuşlardır. (IV) Ozanlık geleneğinin bir devamı olarak değerlendirebileceğimiz âşıklık geleneği ise tekke kaynağından da beslenerek daha çok köy, kasaba insanına seslenmiştir. (V) Arap ve Fars öykücülük geleneklerinden beslenen, temsilcileri âşıklara nazaran daha eğitimli ve şehirli olan kıssahanlık veya meddahlık geleneği ise daha çok şehirlerde kendisine yer bulmuştur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I.            B) II.           C) III.          D) IV.         E) V.

 

27.  Her sanatçı önceleri başkalarını taklit eder. Fakat sonra gerek dünya görüşü gerekse sanat gücüyle kendine özgü bir üsluba kavuşur ve taklitten kurtulur.

Bu parçada dile getirilenler divan şairi açısından değerlendirildiğinde aşağıdaki kavramlardan hangisi, divan şairinin “taklit” dönemi için kullanılabilecek bir kavramdır?

A) Nazire              

B) Tercüme           

C) Caize

D)Şerh                        

E) Haşiye

 

28.  Aşağıda ayraç içinde verilen terimlerden hangisi, birlikte verildiği açıklamaya uygun değildir?

A)  Uyaklı beyit (Musarra)

B)  Gazel ve kasidelerde ilk beyit (Matla)

C)  Bir gazelin en güzel beyti (Şah beyit)

D)  Özlü ve güzel anlamlı beyit (Taç beyit)

E)  Gazellerde şairin adının geçtiği beyit (Mahlas beyti)

 

29.

I.   Beş mesneviden oluşan eserlerin genel adı

II.  Divan edebiyatında ünlü kişilerin biyografilerini ve sanatçı kişiliklerini anlatıp çalışmalarını örneklendiren eserler

III. Halk edebiyatındaki mâniye benzeyen, aruzun “fâilâtün fâilâtün fâilün” kalıbıyla yazılan nazım biçimi

IV. Uzun okunması gereken bir heceyi vezin gereği kısa okuma

V.  Kasidelerde methiye bölümlerine geçişi sağlayan beyit

Divan edebiyatı ile ilgili aşağıdaki terimlerden hangisinin tanımı yukarıda verilmemiştir?

A) Hamse             

B) Girizgâh            

C) Tuyuğ

D)Tezkire                    

E) İmale

 

30.

I.   Tez ve antitez şeklinde savunulabilecek bir konu belirlenir.

II.  En az üçer kişiden oluşan iki grup vardır.

III. İkna edici bir üslup ve çarpıcı örnekler kullanılır.

IV. Grup başkanları, konuşmacıların ardından söylenenleri özetler.

Yukarıda özellikleri verilen sözlü anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Konferans        

B) Münazara          

C) Açık Oturum

D)Forum                     

E) Panel

 

31. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, ayraç içinde verilen sanat yoktur?

A)  Dolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli

Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli (Hüsnütalil)

B)  Uçuyor rüzgâr gibi altımdaki küheylan

Ne kadar dizginlesem yavaşlayacak değil (Mübalağa)

C)  Kuşlar küsmüş yuvaya, ağaçlar yaprak vermez

Bu kavgalar bitecek, zulüm ebedî değil (Teşhis)

D)  Gerçek, hayali aştı, ufuklar uzak değil

En olmaz isteklere uzanmak yasak değil (Tezat)

E)  Gül yaprağına döndü tekmesi düşmanların

Sunulan zehir değil, saplanan bıçak değil (Teşbih)

 

32. Aşağıdakilerden hangisi, divan şiiriyle halk şiirinin birbirine yaklaştığının göstergelerinden biri değildir?

A)  Nedim ve Şeyh Galip’in hece vezni ile şiir yazması

B)  Gevherî’nin aruz vezniyle şiirler kaleme alması

C)  Bazı halk şairlerinin divan tertip etmesi

D)  Halk ve divan şairlerinin mahlas kullanması

E)  Benzer mazmunların kullanılması

 

33.

I.    Beng ü Bade

II.   Leylâ vü Mecnun

III.  Şikâyetname

IV.  Rind ü Zahid

V.   Şah u Geda

VI.  Hadikatü’s-süeda

Yukarıda verilen eserlerden hangileri türü bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) I. ve II.              

B) I. ve VI.             

C) III. ve VI.

D)IV. ve V.                  

E) V. ve VI.

 

34. Geçmişle yapmış olduğumuz hesaplaşmada divan şiirinin önemli bir bölümünü gözden çıkardık fakat elimizde zamanın çetin sınavını vermiş birçok eser kaldı. İşte eski şiir üzerine yargıya varmak gerektiğinde düşünülmesi gereken, değişen zevk ve anlayışa, dildeki birtakım ayıklamalara rağmen hâlâ bir yaratıcılık örneği olarak kabul etmekten kendimizi alamayacağımız başarılı dizeler ve beyitlerdir.

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçadaki düşüncelerle çelişir?

A)  Divan şiirini anlamakta zorlansak da okumalıyız. Dilimizi gerçekten anlamanın, onun tadına varıp onunla güzel biçimler kurmanın yolu, bugüne kadar varlığını sürdürmüş örnekleri anlamaktan geçer.

B)  Eski şiirimizi anlamak zordur çünkü o, anlaşılması zor birtakım cinaslar ve telmihlerle doludur. “Okudukça anlayacak, söz sanatlarının zevkini tadacağım.” diyorsanız yanılgıya düşersiniz.

C) Eski şiirimizde büyük bir duygu çeşitliliği olmadığını savunanlar çıksa da onun, edebiyatımızın temel taşlarından olduğunu unutmamak ve onu dışlamamak gerekir.

D)  Akılda kalması zor gibi görünen divan şiirinde, bazen öyle beyitlerle karşılaşırsınız ki yeri geldiğinde o bir beyitle bir sayfalık düşünceyi açıklamış olursunuz.

E)  Fuzuli’nin gazellerini okurken yabancı sözcüklerin gölgesini ve Türkçenin tatlı nağmelerini duymamak mümkün mü?

 

35.  Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A)  Türk edebiyatındaki ilk şairler tezkiresi, Ali Şir Nevayi’nin XV. yüzyılın sonlarına doğru Çağatay Türkçesiyle yazdığı Mecalisü’n-Nefais’tir.

B)  Garib-name adlı büyük mesnevisiyle tanınan Âşık Paşa, devrinin önemli düşünürlerinden biridir.

C)  Divan sahibi olan Ahmedî’nin en iyi bilinen eserlerinden biri de İskender-name’dir.

D)  Şeyhî’nin başlıca edebî eserleri; Hüsrev ü Şirin, Divan ve Har-name’dir.

E)  Gülşehrî’nin Çeng-name adlı eseri, hem dil hem de üslup yönünden devrinin önemli eserlerinden biridir.

 

36.  Aşağıdaki yargılardan hangisi, Tanzimat Dönemi öykü ve romanlarının özelliklerinden biri değildir?

A)  Genellikle saray ve çevresindeki insanların kural tanımaz tutum ve uygulamaları dile getirilmiştir.

B)  Karakterler; doğal bireyler olmaktan çok, yazarın çizdiği, genellikle insana özgü karşıtlıkları simgeleyen kişilerdir.

C)  Yüzyılın sonuna doğru köy, köylü sorunlarının konu olarak yer almaya başladığı görülür.

D)  Ahmet Mithat’ın Felâtun Bey ile Rakım Efendi adlı eseri ile Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası adlı eserlerinde benzer konular işlenmiştir.

E)  Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talât ve Fıtnat’ı ilk romandır, ancak edebî değer taşıyan ilk roman Namık Kemal’in İntibah adlı eseridir.

 

37.  Ziya Paşa’nın Avrupa dönüşü yayımladığı eser, Tanzimat yazarlarının hiç değilse yeni edebiyat kökleşene kadar unutturmaya çalıştıkları divan şiirini tekrar diriltebilir düşüncesiyle Namık Kemal tarafından amansızca tenkit edildi. Eser çıktığı zaman Magosa’da sürgünde bulunan Namık Kemal, edebiyatta yenilik yapma yolunda arkadaşı olan Ziya Paşa’nın, böyle birdenbire güçlükle yapılanları da yıkabilecek bir eser çıkarmasına haklı olarak içerledi. Ama bu öfkesini, asabi bir yazı şeklinde değil, eserin yanlışlarını bir bir göstererek sağlam, inandırıcı, mantığa dayanan güçlü bir eleştiri hâlinde ortaya koydu.

Bu parçada Ziya Paşa’nın sözü edilen eseri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiir ve İnşa      

B) Zafername        

C) Terkibibent

D)Harabat                   

E) Rüya

 

38.  Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan’ın şiirlerinden edindikleriyle ve yeteneği sayesinde —-, Avrupai Türk şiirinin 1880’den sonra atılmış sağlam temelleri üzerinde modern bir yapı kurmayı başarabilmiştir. Şekildeki titizliği bakımından parnasyenlere benzeyen şair, duyuş tarzı bakımından da şairliğin ilk safhasında, romantiklere bağlıdır. Aruzun kalıplarını müzikaliteleri bakımından ilk defa değerlendiren, konuşma diline ait birçok ifade özelliklerini şiirde kullanan şair, üslubunun canlı ve özenli oluşuyla Avrupai Türk şiirinin temsilcisidir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Süleyman Nazif                

B) Tevfik Fikret

C) Ali Canip Yöntem             

D) Şinasi

E) Hüseyin Suat Yalçın

 

39.  Şiirlerinde aşk ve tabiat öne çıkan önemli iki temadır. Türk şiirinin en dikkate değer empresyonist şairi olarak kabul edilir. “Köylü vezni” dediği hece veznini kullanmamış, şiirlerini aruz vezniyle yazmıştır. Serbest müstezat, en çok tercih ettiği nazım biçimidir.

Aşağıdaki şiirlerden hangisi bu parçada sözü edilen şaire aittir?

A) Sis                                    

B) Hürriyet Kasidesi

C) O Belde                            

D) Kar Musikileri

E) Makber

 

40.  Bu dönemin zevk ve anlayışına uygun kaleme alınmış şiirler, sanatın “şahsi ve muhterem” olduğunu söyledikleri hâlde, tek bir şairin eseri olarak düşünülecek cinstendir. Söyleyişte serbestlik arayışları, alışılmış ve kabul görmüş şiir formlarını zorlama çabaları, biraz daha Batılı görünme; duyulmamış tabiatı ve yaşanmamış aşkı şiirleştirme istekleri kendilerine has sesi ve söyleyişi bulmalarına engel olmuştur, denilebilir. Ama asıl neden, o dönemde yaygın olarak benimsenen görüşlere katılmamış olmalarıdır.

Bu parçada sözü edilen edebî topluluk aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fecr-i Atîciler                     

B) Servetifünuncular

C) Garipçiler                         

D) Tanzimatçılar

E) Hisarcılar

 

41.

I.   Realizm ve natüralizm akımlarının etkisi altındadırlar.

II.  Kendi kişiliklerini gizlerler.

III. Olaylar genellikle İstanbul’da geçer.

IV. Olay kahramanları genellikle seçkin kişilerdir.

V. Çevre tasvirleri, eseri süslemek için değil, kahramanların kişiliklerinin oluşumunu tamamlayabilmek için yapılmıştır.

Aşağıdaki eserlerden hangisi, yukarıda özellikleri verilen dönem yazarlarından birine ait değildir?

A) Hayal İçinde                     

B) Pandomima

C) Kırık Hayatlar                   

D) Ferdi ve Şürekâsı

E) Genç Kız Kalbi

 

42. İç içe geçmiş iki olay zinciri ile —-, kişisel değişimleri konu alması bakımından Zehra’nın, hatıra defterindeki maceralar bakımından da Mürşit Efendi’nin romanıdır. Çocukluğundan itibaren babası Mürşit Efendi’yi kötü bir insan olarak tanıyan Zehra; hoşgörüsüz, disiplinli, katı kalpli bir öğretmendir. Mürşit Efendi; okulunu bitirdikten sonra idealist bir memur olarak Anadolu’ya gelmiş, Anadolu’nun memurları bekleyen çürümüşlüğü içerisinde kaybolmuştur. Kötü bir evlilik yapmış, çok istemesine rağmen çocuklarıyla gereği kadar ilgilenememiştir. Yani kendi iradesi dışında yaşayan bir insan durumuna gelmiştir. İşte bu insanın pişmanlıklar ve çaresizliklerle dolu hatıra defteri, ölümünden sonra kızı Zehra’nın eline geçmiş, böylece Zehra’nın dış dünya ile ilişkisi de yeniden şekillenmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir?

A) Dudaktan Kalbe               

B) Çalıkuşu

C) Yeşil Gece                        

D)Acımak

E) Miskinler Tekkesi

 

43. Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)  Kiralık Konak’ta modernleşme sürecinde apartman ile konak hayatını, dede-torun arasındaki hayat tarzı ve zevk farklılığı çevresinde işlemiştir.

B)  Nur Baba’da gerçek kimliğinden uzaklaştırılan tekke hayatını, tekke şeyhinin (Nuri) yaşadıkları ile anlatmıştır.

C) Hüküm Gecesi’nde İttihat ve Terakki yıllarını, gazeteci Ahmet Kerim’in yaşadıkları çevresinde anlatmıştır.

D) Yaban’da Kurtuluş Savaşı öncesi Türk aydını ile Türk köylüsü arasındaki derin uçurumu, romana has kurgu ile gözler önüne sermeye çalışmıştır.

E) İki cilt hâlinde 1953-1954’te yayımladığı Sodom ve Gomore’de, Cumhuriyet’in kuruluşundan Demokrat Partinin iktidara geldiği zamana kadar geçen süreci, değişik zihniyetleri temsil eden kişiler ve olgu çerçevesinde bir bütünün değişik kolları olarak dikkatlere sunmuştur.

 

44.   Ben çokça gezerim. Bunlar diplomat gezileri gibi, planlı, programlı şeyler değildir; daima kendi sınırlarımız içindedir, yelkenli gemiler gibi, esecek rüzgâra göre rota değiştirir. Bazen saatlerce tenha bir istasyonda, tren veya güneşle beraber uyumuş bir kasabanın otelinde uyku beklerim. Fazla bir yağmur veya kar fırtınasından yolları kapanmış bir köyde bir iki gün kalırsam arayıp soranım olmaz. Gün olur, bomboş bir ovanın ortasında otomobil bozulur. Etrafta dolaşırım yahut eski taş basması Muhammediyelerdeki cennet bağı resimlerini andıran bir ağacın altında otururum.

Bu parçanın alındığı kitap ve yazar aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A)  Anadolu Notları – Reşat Nuri Güntekin

B)  Beş Şehir – Ahmet Hamdi Tanpınar

C)  Frankfurt Seyahatnamesi – Ahmet Haşim

D)  Hac Yolunda – Cenap Şehabettin

E)  Çankaya – Falih Rıfkı Atay

 

45.  Aşağıdakilerden hangisi, Batılılaşma sorununu belirli tipler çevresinde ele alan eserlerden biri değildir?

A)  Ömer Seyfettin – Efruz Bey

B)  Reşat Nuri Güntekin – Yaprak Dökümü

C)  Yaşar Kemal – Ağrıdağı Efsanesi

D)  Halit Ziya Uşaklıgil – Aşk-ı Memnu

E)  Hüseyin Rahmi Gürpınar – Şık

 

46. – 47. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

Romanlardaki hayalî tasvirler hep köksüz yalanlardır. İnceden inceye araştırıp soruşturmalı, tahlil etmeden hiçbir şey yazmamalı, hatta hayatta rastlanılan, az karşılaşılan olaylar bile bir eserde yer almamalıdır. Günlük hayat, hırgürle, çirkinliklerle, kıskançlıklarla, aldatmalarla örülmüş bir dokumadır. İyilikler, güzellikler, erdem sayılabilecek nitelikler, birer hayalden başka bir şey değildir, roman konusu olamaz.

46.  Bu parçada romanla ilgili olarak belirtilen düşünceler aşağıdaki yazarlardan hangisine ait olabilir?

A)  Hüseyin Rahmi Gürpınar

B)  Abdülhak Hamit Tarhan

C)  Recaizade Mahmut Ekrem

D)  Ahmet Mithat Efendi

E)  Sami Paşazade Sezai

 

47.  Bu parçada dile getirilen düşünceler aşağıdaki edebî akımlardan hangisiyle örtüşmektedir?

A) Realizm                            

B) Klasisizm

C) Romantizm                       

D)Empresyonizm

E) Natüralizm

 

48. Musiki, her şeyden önce musiki;

Onun için tekli mısradan şaşma.

Kıvrak olur, erir havada sanki,

Ağır aksak söyleyişe yanaşma.

 

Güzel gözler tül ardında görünsün,

Gün ışığı titremeli şiirde.

Ak yıldızlar maviliğe bürünsün

Ilgıt ılgıt sonbahar göklerinde.

Aşağıdaki şairlerden hangisi, bu dörtlüklerde dile getirilen anlayışa uygun şiir yazmamıştır?

A) Cenap Şehabettin            

B) Yahya Kemal Beyatlı

C) Ahmet Haşim                   

D)Mehmet Akif Ersoy

E) Ahmet Hamdi Tanpınar

 

49. Yoğun anlama dayanan, konuşma diline karşı olan ve salt şiir üzerine yoğunlaşan İkinci Yeni, kendine özgü bir söylemle ortaya çıktı. İstedikleri, bütün değer yargılarının yıkılmasıydı. Yüzeysel anlamı dışlayan, imge yüklü, kapalı bir dil kullanıyorlardı. Dilin bütün imkânlarıyla okuru sarsan, dağıtan ve anlamı yokuşlara süren bu tavır, Türk şiir geleneği içerisinde önemli bir yerde durmaktadır.

Bu düşüncelerle İkinci Yeni şiirini tanımlayan yazara göre aşağıdakilerden hangisi, İkinci Yeni anlayışıyla yazılmış olamaz?

A)  Ölürse balıkları güneşin

Susuzluktan dağın ardında

Düşerse kuluçkaların altına

Bu ağır bulanık meydanda

B)  Tep kralları gibiydim, öyle yalnızdım

Bir çağda seni bu beyazlığında tuttum

Ak, sabah kalyonlarım hep gökyüzündeydi

Ben rüzgâr değirmeninizde kaldım

C)  Tuna’nın üstünde güneş batarken

Sevgili yurdumu andırır bana

Bir hayal isterim Boğaziçi’nden

Bakarım İstanbul diye her yana

D)  Kar, buz, tipi

Kaymaktan korkum yok ki

Kayarken yalnız tutunmak için

Ölümlerden bir ölümün seçimi

E)  Bütün şiirlerde söylediğim sensin

Suna dedimse sen, Leylâ dedimse sensin

Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım

Salome’nin, Belkıs’ın

Boşunaydı saklamam öylesine aşikârsın, bellisin

 

50.  Evet, benim her şi’rimde yılan dişli diken var;

Sizler gidin bal verecek yeni açmış gül bulun.

Belki benim acı sesim kulakları tırmalar;

Sizler gidin, genç kızların türküsüyle şen olun.

 

Varın sizler, onlar ile korularda el ele

Gezin, gülün, bir çift bülbül aşkı ile yaşayın;

Yalnız kendi, yalnız kendi rûhunuzu okşayın.

 

Zavallı ben, elimdeki şu üç telli saz ile

Milletimin felâketli hayâtını söyleyim;

Dertlilerin gözyaşını çevrem ile sileyim.

Yukarıda, şiirle ilgili olarak dile getirilen düşünceler, aşağıdaki şairlerden hangisine ait olabilir?

A) Ziya Osman Saba            

B) Mehmet Emin Yurdakul

C) Zeki Ömer Defne              

D) Fazıl Hüsnü Dağlarca

E) Muallim Naci

 

51.  Zor zaman herkesi sınar, en çok da aydınları. Aydın insan toplumun öncüsüdür, yol göstericisidir. Öyle bilinir ve bu yüzden aydın sanatçılar, sorumluluğunun bilincinde olarak yazıp çizmeye, sorunlara çözüm yolları üretmeye çalışırlar.

Aşağıdaki sanatçılardan hangisinin, bu parçadaki görüş doğrultusunda eser verdiği söylenemez?

A) Mehmet Akif Ersoy           

B) Nâzım Hikmet

C) Namık Kemal                   

D)Orhan Veli Kanık

E) Sabahattin Ali

 

52.  Bazı edebî metinler, tarihî olaylara dayanır. Bu tür eserlerde bazı gerçeklere bağlı kalınsa da eserin orijinalliğini ve okunurluğunu sağlayan, yazarın kurgulama gücüdür. Okuyucu kalın bir tarih kitabını alıp baştan sona okumaya yanaşmaz ama birkaç ciltten oluşan sürükleyici tarihî bir romanı çok kısa sürede bitirebilir.

Aşağıdaki eserlerden hangisi, bu parçada anlatılan roman türüne örnek olarak gösterilemez?

A) Osmancık                          

B) Devlet Ana

C) Yorgun Savaşçı                

D)Hep O Şarkı

E) Yılkı Atı

 

53.  Aşağıdaki eserlerden hangisi, türü yönüyle ötekilerden farklıdır?

A) Kara Kitap                        

B) Kılavuz

C) Yağmur Kaçağı                

D)Unutma Bahçesi

E) Ruh Üşümesi

 

54.  Âşık Veysel ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?

A)  Kendisinden önceki şairler gibi zaman zaman aruzla da şiirler kaleme almıştır.

B)  Yedi yaşında gözlerini yitirmesine rağmen şiirlerinde çiçekler; allı yeşilli, sarılı morlu renkler kol kola vermiştir.

C)  İç dünyasına çekilen şairin şiirlerinde insan önemli bir malzeme olarak yer alır.

D)  Âşıklık geleneğinin son dönemde yetişen büyük ustalarındandır.

E)  Şiirlerinde aşk, yurt ve toprak sevgisi, alışılagelen bir söyleyişten uzak bir duyarlılıkla dile gelir.

 

55.  Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A)  Hemen her öyküsünde okura komik gelecek ögelerden yararlanan Haldun Taner, aynı şekilde bütün öykü ve oyunlarında bazen de aşırıya kaçarak şive, lehçe taklitleri yapar.

B)  Bu Ülke, Cemil Meriç’in, aydın ve halkı birbirinden ayıran duvarları yıkmak amacıyla yazdığı denemelerinin yer aldığı bir kitaptır.

C)  Roman ve öykülerinde ayrıntılara inerek bazen öğretici yanı ağır basan bir üslup sergileyen Selim İleri, deneme ve hatıralarında bir düşünce adamı tavrını benimsemiştir.

D)  Şiirleriyle tanınan Sevinç Çokum; Batı kültürüyle yetişmiş, denemeleri ve Fransızcadan çevirdiği kitaplarıyla da öne çıkmıştır.

E)  Özellikle roman ve öyküleriyle bilinen Fakir Baykurt’un en tanınan eserleri arasında Yılanların Öcü, Tırpan sayılabilir.

 

56.  1960’lı yıllardan sonra İslami söylem, taklit düzeyindeki Batılılaşma ile geleneksel hayatın ve bu hayata özgü değerler manzumesinin karşı karşıya getirilmesi şeklinde dikkati çeker. Çok Sesli Bir Ölüm, Çözülme adlı öykü kitapları olan —-, bu hareketin öncü adlarından biridir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Tarık Buğra                      

B) Rasim Özdenören

C) Mustafa Kutlu                    

D) Samiha Ayverdi

E) Adalet Ağaoğlu

 

CEVAP ANAHTARI

1.      E

11.    C

21.    E

31.    A

41.    B

51.    D

2.      D

12.    C

22.    D

32.    D

42.    D

52.    E

3.      C

13.    A

23.    C

33.    C

43.    E

53.    C

4.      A

14.    E

24.    E

34.    B

44.    A

54.    A

5.      D

15.    B

25.    B

35.    E

45.    C

55.    D

6.      B

16.    D

26.    C

36.    A

46.    A

56.    B

7.      E

17.    E

27.    A

37.    D

47.    E

 

8.      A

18.    B

28.    D

38.    B

48.    D

 

9.      D

19.    C

29.    E

39.    C

49.    C

 

10.    B

20.    A

30.    B

40.    A

50.    B

 

 

]]>
2015 LYS Edebiyat Soruları – (Test Çöz _ Online)-(Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/2015-lys-edebiyat-sorulari-test-coz-_-online-cikmis-sorular.html Thu, 06 Dec 2018 15:18:01 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=119699 2015 LYS Edebiyat Soruları – (Test Çöz _ Online)-(Çıkmış Sorular)

2015 LYS Türkçe Soruları - (Çıkmış Sorular)

  • Toplam Soru sayısı: %%TOTAL%%
  • Doğru sayısı: %%SCORE%%
  • Yaptığınız yanlış sayısı:  %%WRONG_ANSWERS%%
  • Doğru yüzdesi: %%PERCENTAGE%%

Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1

Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,

Bir dakika araba yerinde durakladı.

Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,

Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...

Gidiyordum, gurbeti gönlümde duya duya,

Ulukışla yolundan Orta Anadolu’ya.

 

Bu dizelerle ilgili olarak

I.   Hecenin 7+7 kalıbıyla yazılmıştır.

II.  Didaktik bir üslup söz konusudur.

III. Yarım uyak kullanılmıştır.

IV. Mesnevi biçiminde uyaklanmıştır.

V.  Ana izlek(tema) Anadolu ve gurbettir.

 

yargılarından hangileri yanlıştır?

A) I. ve II.              

B)I. ve V.              

C)II. ve II

D) III. ve IV.                  

E)IV. ve V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 2

Türk romanında aileden söz ederken akla gelen ilk eserlerden biri olan bu romanda, XX. yüzyılın hemen başında, bir İstanbul ailesinin yaşamının Adnan ve Bihter’in evliliği üzerinden anlatıldığı bir konuyla karşı karşıya kalırız. Bu roman; XIX. yüzyılın sonlarında oluşan zengin ve halktan kopuk bir sınıfın yaşam biçimini, geleneksel Türk ailesinin “sözde Batılı” yaşam biçiminin etkisi altında çözülerek alt üst olup yozlaşmasını, bu insanların dünyaya bakış açılarını ve sosyal ilişkilerini anlatıyor.

Aşağıdaki eserlerden hangisi, bu parçada sözü edilen romanın yazarına aittir?

A) Hayal İçinde

B) Yaprak Dökümü

C) Bugünün Saraylısı

D) Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

E) Kırık Hayatlar

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 3

Bütün hikâyelerinde, sağlam bir anlatma tekniği hemen fark edilir fakat bazı ürünleri fıkradan bozma hikâyeler olarak algılanabilir. Ama o, hikâyelerinin işlevine inanan bir yazar olarak toplumu etkilemeyi ve böylece dünyanın değişmesine katkıda bulunmayı amaçlamıştır. Efruz Bey’in ön sözünde, “Hakikati; görüldüğü gibi, edebiyat yapmadan yazmak istedim.” derken ifade ettiği şey, hikâyeleri için de geçerlidir.

Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerde hangisidir?

A) Ömer Seyfettin

B) Refik Halit Karay

C) Reşat Nuri Güntekin

D) Ahmet Rasim

E) Halide Edip Adıvar

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 4

Evet, tarz-ı kadîm-i şi’ri bozduk, herc ü merc ettik,

Nedir şi’r-i hakiki safha-i irfâna derc ettik

Bu manzumede geçen “tarz-ı kadîm” ifadesiyle belirtilen şiir anlayışı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Divan şiiri

B) Tanzimat Dönemi şiiri

C) Halk şiiri

D) İslamiyet’ten önceki Türk şiiri

E) Servetifünun Dönemi şiiri

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 5

Belirli ve kesin kuralları olmayan, düşünce ağırlıklı bir türdür. Bu tür yazılarda bilgi ve sanat iç içedir. İleri sürülen düşünceleri ispatlama zorunluluğu olmasa da yazarın gereken fikrî olgunluğa, yeterli tecrübeye ve olayları yorumlayabilecek kapasiteye; durmadan gelişen, serpilen, biçimlenen bir dünya görüşüne ve hayat anlayışına sahip olması beklenir.

Bu parçada aşağıdaki edebî türlerden hangisine ait özellikler dile getirilmiştir?

A) Deneme                             

B)Makale

C) Röportaj                            

D)Söylev

E) Fıkra

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 6

---- şiirlerinde en çok dikkat çeken mekânlardan biri Sa’dâbâd’dır. Büyük ve görkemli bir alanı ifade eden Sa’dâbâd; su kanalı, köşkler, saray, mesire alanı ve kamelyalarıyla şairin hayal dünyasını süsleyen bir tablo şeklinde sunulmuştur.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Bağdatlı Rûhî’nin              

B) Bâkî’nin

C) Nedîm’in                           

D)Şeyh Galip’in

E) Nef’î’nin

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 7

Divan şiirinde, edebî sanatlarla sağlanan derin ve yoğun bir anlam söz konusudur. Bunu gerçekleştirmek için bazen bilinen bir olaya ait birkaç anahtar kavram verilerek okuyucunun zihninde çağrışımlar uyandırılır, bazen dış dünyadaki gerçekliklerin sınırı zorlanır, bazen de olaylar daha çarpıcı gerekçelere bağlanır.

Bu parçada özellikleri dile getirilen edebî sanatlar, aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A) Tevriye – Kinaye – Hüsnütalil

B) Telmih – Teşbih – Tecahülüarif

C) Telmih – Mübalağa – Hüsnütali

D) Tenasüp – Mecazımürsel – Mübalağa

E) Tenasüp – Kinaye – Tecahülüarif

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 8

2013 yılı başlarında bir cumartesi sabahı televizyonda verilen haber şaşırtıcıydı: Ege’nin en zengin endemik bitki alanı olan Bozdağ’da sekiz yeni endemik bitki bulunduğu, bitkilere henüz bir isim verilmediği, bu yeni endemik türlerin kaçırılmasını önlemek için nasıl bitkiler olduğunun açıklanmadığı, Ege Üniversitesi Botanik Bahçesinde bu bitkilerden birinin kültüre alınabildiği ve tarlada yetiştirilebildiği belirtilmekteydi.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Soru sıfatı                         

B)Belgisiz zamir

C) İşaret zamiri                      

D)Birleşik isim

E)Üstünlük zarfı

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 9

Aşağıdakilerden hangisi “Sanat sanat içindir.” anlayışıyla uyumlu bir ifade değildir?

A) Sanat, ahlaki veya dinî ölçütlere göre değerlendirilemez; özerk ve kıyas kabul etmez bir alandır.

B) Şiir, bir dil, bir söz sanatıdır; dil içinde dil oluşturma işidir.

C) Sanatı değerlendirmek yalnız onun dilini konuşabilenlere özgüdür.

D) Sanat, ondan sadece zevk alındığı için yapılır; dünyayı hoşnut etmek veya onu değiştirmek için değil.

E) Sanattan hayatı ve dünyayı söküp atarsak ondan hiçbir şey anlayamayız.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 10

Romanlarındaki kişileri; onları etkileyen, yönlendiren toplumsal çevrelerinden soyutlamadan vermiştir. Bundan dolayı biz, kişilerin davranışlarını yadırgamadığımız gibi bireyle toplumu iç içe izleriz. Romanlarının erkek kahramanları genelde değişik nedenlerle çevreleriyle uyum sağlayamayan kişilerdir. Kadınlar ise farklı özellikleriyle boy gösterirler. Kuyucaklı Yusuf’ta topluma boyun eğen, İçimizdeki Şeytan’da yavaş yavaş bilinçlenmeye başlayan bir kadınla karşılaşırız.

Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Orhan Kemal                    

B)Aziz Nesin

C) Kemal Tahir                      

D)Necati Cumalı

E) Sabahattin Ali

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 11

Zaman nasıl da değiştiriyor insanı? Önceleri öfkeli ve sert, bir o kadar da yaşama sevinciyle dolu, şakacı, güleç biri. Sonra yılların getirdiği değişiklikler, yıpranmalar ve yaşlanma... Gittikçe daha az sevinç ve daha az hüzün... Caddebostan’daki evin mutfağına yerleştirdiği küçük, gösterişsiz, can çekişen bir masada, sabahın erken saatlerinden başlayarak çalışan bir adam geliyor gözümün önüne. Bu babamdan başkası değil. Yanı başındaki ocakta kendine kahve yapardı, tezgâhta bir şeyler hazırlayan anneme de göz atardı arada bir. Çalışırken yalnız olmak istemezdi sanırım. Yazdıklarını önce anneme okurdu, çok sonraları da bana. Eleştirilere önem verirdi, üstünde düşünürdü. Bütünüyle evcimen bir adam, her dem açan bir çiçekti denebilir.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Abartmadan yararlanılmıştır.

B) Eksiltili cümleler kullanılmıştır.

C) Karşılaştırmaya başvurulmuştur

D) Öznel ifadelere yer verilmiştir.

E) Benzetme yapılmıştır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 12

(I) Yıllar önce bu adam, Çanlar Kimin İçin Çalıyor’un, kendi yazdığı basılmamış bir film senaryosundan çalındığını iddia etmişti. (II) Söylediğine göre bu senaryoyu Hollywood’da bir partide okumuş. (III) O sırada benim de orada bulunduğuma Ernie isimli birisi tanıklık etmiş. (IV) Bu da hakkımda bir milyonluk dava açılması için yeterli olmuş. (V) Mahkemeye gittik, eserin çalıntı olmadığını ispat ettik ve doğal olarak davayı biz kazandık. (VI) Adamın iflas etmiş bir iş adamı olduğunu da ortaya çıkardık ama önceki davaların sonucu hakkında bilgim yok.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, düşüncenin akışına göre, “Öğrendiğime göre o, bu tutumu alışkanlık hâline getirmiş ve başka yapımcılara da senaryolarının çalıntı olduğu iddiasıyla dava açmış.” cümlesi getirilmelidir?

A) II.           B)III.          C)IV.          D)V.           E)VI.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 13

Sevgilime kul oldum

Güzelliği seçeli

Varlıkta yoksul ol

Benliğimden geçel

Vücut ruha ağ gibi

Bir düğümlü bağ gibi

Muhabbet menbâ gibi

Kevserinden içeli

Bu şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Çapraz kafiye kullanılmıştır.

B) Tezat sanatına yer verilmiştir.

C) Tasavvufi ögeler vardır.

D) İmgelere yer verilmiştir.

E) Anlam, şiirselliğe tercih edilmiştir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 14

Şair, okura gerçekleri değil, izlenimlerini duyurmaya çalışmalı; anlam belirgin olmamalı; okur, sezinlediklerinden kendisi anlamlar çıkarmalıdır. Sözcüklerin anlamlarından çok ahenkleri, oluşturacakları müzikalite önemlidir. Duyurmak ve sezdirmek için mecazlı, çağrışıma elverişli söz ve söyleyişler seçilmelidir. Üzüntü, alaca karanlık; kırmızı ve sarı vb. renkler şiirde önem taşıyan ögelerdir.

Bu parçada özellikleri verilen edebî akım aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sembolizm                         

B)Parnasizm

C) Klasisizm                          

D)Kübizm

E) Romantizm

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 15

Romanlarında; ferdin iç dünyasını esas alan konuları, Servetifünun hareketinin genel karakterine daha uygun romantik duyguları, hayalleri ve aşkları ele alır. Çok ender de olsa Halas gibi kimi romanlarında bazen yurtseverlik duygularının ve sosyal alandaki Batılılaşma hareketine ait bazı unsurların anlatıldığı da olur. Romanlarında sosyal çevreye ve olaya değer vermeyen sadece psikolojik içeriğe yönelen bir yazardan bundan fazlası da beklenemez. Gerçekten, onun romanlarındaki esas muhtevayı ferdin iç dünyası oluşturur ve romanlarının daha çok psikolojik roman çeşidine sokulabileceği sonucuna varmak güçtür.

Bu parçada romanlarından ve romancılığından söz edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mehmet Rauf

B) Halit Ziya Uşaklıgil

C) Hüseyin Rahmi Gürpınar

D) Peyami Safa

E) Hüseyin Cahit Yalçın

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 16

1961’de yayımlanan ve uygarlık değişiminin birey üzerindeki sancılarını ele alan ---- adlı eseri; dengesiz, arayış içindeki kişiler aracılığıyla yaşadığı dönemin eleştirisini yüklenir. İronik bir anlatımla iki uygarlık arasında bocalayan Türk toplumunun tablosunun çizildiği roman, başkahraman Hayri İrdal’ın anıları biçiminde kaleme alınmıştır. Yazar bu yarı meczup kahramanının kişiliğinde; geçmiş özleminden kurtulamayan, geçmişe saplanmış aydınları eleştirirken bir yandan da İkinci Meşrutiyet’in ilanından başlayarak siyasetin güdümündeki sanat anlayışını ve üniversite çevresinin içe dönük kısır çatışmalarını eleştirir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir?

A) Esir Şehrin İnsanları

B) Saatleri Ayarlama Enstitüsü

C) Müfettişler Müfettişi

D) Kürk Mantolu Madonna

E) Bir Bilim Adamının Romanı

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 17

Altmış bin yıl önce Afrika’dan yola çıkan insanl durmadan ilerleyerek dünyanın dört bir yanına yerleşmişlerdi. (I)  Bu ilerleyişleri (II) ve gittikleri mesafe; iklime,nüfus baskılarına, (III) tekne ve diğer teknolojik icatlara III bağlıydı. Yolculuklarını  (IV)   hızlandıran (V) etkenler arasında elle tutulamayanlar da vardı: hayal gücü, adaptasyon ve sonraki bir sonraki tepenin ardında ne olduğuna dair merak.

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisinin kökü ötekilerden farklıdır?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 18

Garip çizgisinde başladığı şiir serüvenine; halk edebiyatı, divan ve Batı şiirinin özelliklerini ekleyerek sürekli değişimi, şiir için bir çıkış yolu olarak seçmiştir. Gurbet, hasret ve hikmet burçlarını keşfeden ve Evler isimli bir eseri de bulunan sanatçıya “evlerin öyküsünü yazan şair” de diyebiliriz. Ona göre ev, süreklilik arz eden kalıcı değerleri simgeler. Bile/Yazdı ve Eski Toprak kitaplarındaki şiirlerinde eskiyle yeni, biçimle izlek arasındaki uyum kendisini somut bir biçimde belli eder. Onun şiirlerinde kelimeyi aşan fakat şiir cümlesi içinde kalan kendine özgü alışılmamış bağdaştırmalar vardır. Şair, kendisine özgü bir çağrışım ağını oluşturacak özel bir dil kullanmakta ısrarcıdır.

Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Attila İlhan

B) Behçet Necatigil

C) Orhan Veli Kanık

D)Edip Cansever

E)Melih Cevdet Anday

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 19

(I) Yakın bir tarihte, bilim insanlarımız İzmir’in Urla ilçesindeki antik kent Klazomenai’de zeytinyağı üretimi yapan bir işlik buldular. (II) Burada karbonlaşmış zeytin çekirdekleri, zeytinyağını ayrıştırmada kullanılan toprak kaplar, zeytin tanelerini ezmeye yarayabilecek küçük el havanları vardı. (III) Bu zeytinyağı üretim yeri, MÖ VI. yüzyılın ilk yarısından kalma olup Anadolu’da ortaya çıkarılan en eski ve en modern işliktir. (IV) Klazomenai’deki bu zeytinyağı işliği, bu bölgede bugünkü teknolojinin benzerinin 2.500 yıl önce de kullanıldığını kanıtlıyor. (V) Bu 2.500 yıllık zeytinyağı işliğinin, gerçeğine benzer bir şekilde işletime açılması ve o zamanın koşullarıyla zeytinyağı üretilmesi öneriliyor.

Bu parçada sözü edilen zeytinyağı işliğiyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, ortaya çıkarıldığı zamanla ilgili kesin olmayan bir bilgi verilmiştir.

B) II. cümlede, içindeki kimi eşyalar işlevleriyle birlikte sıralanmıştır.

C) III. cümlede, Anadolu tarihi açısından önemi dile getirilmiştir.

D) IV. cümlede, bu işliğin dışında farklı işliklerin varlığından da söz edilmiştir.

E) V. cümlede, yeniden üretime kazandırılmasına yönelik bir teklif dile getirilmiştir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 20

Dükkânlardan pek çoğu açık ama ürün yok. Kendime bir iki gömlek alayım hevesiyle hangisine girdim ise “Kalmadı.” cevabını aldım. Hatta çocuk gömleği bile bulunmuyordu. Esnaflar arasında Avusturyalı kadınlar da vardı. En baştaki antikacıya ne dersiniz? Üç dört halı sermiş, camekânına antika türünden, bizim laternacıların giydikleri simsiyah feslerle şamdan ucuna geçirilen kıpkırmızı küçük fesler dizmiş. Bununla birlikte bu dükkânların hiçbirinde tabiat güzelliğini belirten düzenleme zevki görünmüyordu.

Bu parçada aşağıdaki edebî türlerden hangisine ait özellikler ağır basmaktadır?

A) Eleştiri                               

B)Haber yazısı

C) Sohbet                               

D)Anı

E) Gezi yazısı

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 21

Hayat karşısında rindane bir duruşu olan şairin içe dönük kişiliği eserlerinin dünyasına da yansımıştır. Kapalı ve gizemli bir şiir diline sahiptir. Bu dil anlayışıyla dinî muhtevayı birleştirerek labirent izlekli şiirler yazar. Onun şiirleri ile birlikte çok yüzlü ve zengin bir dünyanın eşiğinden içeri gireriz. Şair, 1977 yılında yayımladığı Menziller kitabı ile İslami düşünceyi öncelemeye başlar. Korku ve Yakarış adlı son şiir kitabında Hristiyan varoluşçu düşünür Sören Kierkegaard’ın etkisini; yaşam, ölüm, tutsaklık, günah, kaygı ve rahmet kavramlarıyla yansıtan şair, şiirine lirik niteliğini kaybettirmeden evrensel nitelikli fikrî unsurları da ekler.

Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Cahit Zarifoğlu                  

B) Sezai Karakoç

C) Mehmet Çınarlı                 

D) Erdem Bayazıt

E) İsmet Özel

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 22

Yazar yalnızca gözlemlerinden yola çıkarak yazmaz. İstese de yapamaz bunu. Roman yazılırken yani anlatılmak istenen, belli bir kurgu içinde sözcüklere dönüştürülürken yazılanlar artık yazara ait olmaktan uzaklaşır. Yazdıkça romanın dünyasında kişiler, olaylar yeni boyutlar kazanır, yeni durumlara dönüşür. Yazar hayal dünyasının zenginliğini heyecanla izleyen bir seyirci hâline gelir.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yazar, başlangıçta kurguladığı olayları ve kahramanları romanın akışı içinde değiştirme gereği duyar.

B) Romanlarda olaylar ilerledikçe yazarla kahramanlar birbirine benzemeye başlar.

C) Gerçekle hayalin bütünleşip iç içe geçmesi, romanı diğer türlerden ayıran önemli bir özelliktir.

D) Roman kahramanları ve olay örgüsü, bir süre sonra farklılaşarak yazarın denetiminden çıkar.

E) Yazar, sıradan olayları romanın gizemli dünyasına yerleştirirken dilin imkânlarından yararlanır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 23

Yazarın edebiyatımıza getirdiği yeniliklerden biri de köy hayatını ve köy insanını ilk olarak ele almış olmasıdır. Anadolu köylüsünün bilgisizliği, yoksulluğu, ağalar ve tefeciler ile ilişkileri, duygusal davranışları olayların içinde eritilerek ustalıkla ortaya konmuştur. Bu bağlamda Antalya’nın Kaş ilçesindeki bir köyde geçen olayların anlatıldığı roman, yazarın en başarılı eseri sayılır.

Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sami Paşazâde Sezai      

B) Şemsettin Sami

C) Nabizâde Nâzım               

D) Ahmet Mithat Efendi

E) Muallim Naci

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 24

Yahya Kemal Beyatlı’yla mizaç ayrılığından dolayı şiiri farklı bir yönde gelişen bu şair, saf şiir arayışı açısından, döneminde Yahya Kemal’e en yakın sanatçıdır. Ancak Yahya Kemal’in saf şiir düşüncesi; romantik, parnasist, sembolist ve neoklasik gibi Fransız şiirinin birbirinden çok farklı özellikler taşıyan örneklerinin etkileriyle oluşmuştur. Bu şair ise saf şiiri, Fransız sembolistlerinde ve izlenimcilerinde bulmuştur.

Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ahmet Haşim

B) Cahit Sıtkı Tarancı

C) Ahmet Hamdi Tanpınar

D) Ahmet Muhip Dıranas

E) Mehmet Akif Ersoy

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 25

Eskiden bir şehrin mahallesini oluşturabilecek büyüklükte bir insan topluluğu, günümüzde tek bir apartmana sığdırılmış durumdadır. Arada şu fark var ki eskiden aynı mahallede oturanlar birbirlerini tanırdı. Günümüzde ise aynı apartmanda oturanlar, kapı komşusu olanlar bile artık birbirlerini tanımıyor; kaldı ki hemşehriler birbirini tanısın. Sahi, eskiden bir de hemşehrilik kavramımız vardı. Artık bu kavramdan da uzaklaşmış bulunuyoruz. Şimdi düşünün bir kere, birbirine hemşehri gözü ile bakan Ankaralılar, İstanbullular, İzmirliler kalmış mıdır?

Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kentlerde yaşayan insanlar arasında akrabalık ilişkilerinin zayıflaması

B) Kalabalıklar içinde yaşasa da insanın iç dünyasında yalnız olması

C) Kentlerin, bir araya getirdiği insanları zamanla birbirine yabancılaştırması

D) Hemşehri kavramının günümüzde farklı bir anlam kazanması

E) Büyük kentlerde mahallelerin yerini büyük apartmanların alması

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 26

----, hikâyecilerimiz arasında en dolambaçlı sorunları bile sadelik ilkelerinden vazgeçmeden anlatabilen başarılı bir sanatçıydı. Bu tutum, onu bizde o zamanlar moda olan Maupassant yerine adı yeni yeni duyulan Anton Çehov’a götürdü. Şöhreti sevmezdi; bu yüzden Ayaşlı ile Kiracıları’na kendi ismini bile koymamış, yalnızca isminin baş harflerini yazmıştı.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Mithat Cemal Kuntay

B) Abdülhak Şinasi Hisar

C) Cevat Şakir Kabaağaçlı

D) Samiha Ayverdi

E) Memduh Şevket Esendal

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 27

Tanıdık bir ailede yaşlı ve felçli bir hanımefendi vardı, yatak odasındaki çiçekli duvar kâğıtları eskimişti. Çocukları bu kâğıtları yenilemek istemiş, anne buna izin vermemiş. Bu hanımın birkaç gün için evden ayrıldığı bir vakit, çocukları eski kâğıtları çıkarıp yeni, desenli, daha kaliteli kâğıtlarla kaplamışlar odayı. Muhtemelen onu sevdikleri, ona değer verdikleri için yapmışlar bunu. Ancak anneleri evine döndüğünde odayı görünce “Sağ olun, zahmet etmişsiniz ama ben kâğıdın üzerindeki çiçeklerde geçmişi kokluyordum.” demiş.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanın eşyaya verdiği değer, ona sinen hatıralarda gizlidir.

B) Gençken sıkıntı çekilerek sahip olunan eşyalar, yaşlılıkta özel bir değer taşır.

C) Yaşlıları rahat ettirmek için onların yaşadıkları mekânı bozmamak gerekir.

D) Klasik mekân algısı ile modern mekân algısı arasında farklar vardır.

E) Kuşaklar arası çatışma, her zaman karşımıza çıkan sosyolojik bir olgudur.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 28

(I) Düşünmek; elbette bir insanın kafasında kaldığı sürece kimsenin karışamayacağı, müdahale edemeyeceği bir eylemdir. (II) Kimse kimsenin kafasını açıp ne düşündüğünü bilemediği için düşünce, soyuttur. (III) Bir toplumda düşünce hürriyetinin mevcut olması, o düşüncelerin ifade edilebilir olmalarıyla somut bir duruma kavuşabilir. (IV) Dolayısıyla düşünce suçunun işlenebilmesi, düşünce suçlusunun mevcut olabilmesi için bazı düşüncelerin sözle, yazıyla veya resimle dışa vurulması gereklidir. (V) Sıfatı ve toplumsal konumu ne olursa olsun herhangi bir insan, “Benim düşüncem budur.” diyemiyorsa o toplumda düşüncenin suç olduğu anlaşılır. (VI) Çağdaş demokratik toplumlarda ise düşünce değil, toplumun güvenliğini sıkıntıya sokan eylemler suçtur.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II.           B)III.          C)IV.          D)V.           E)VI.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 29

Bizde genellikle çocuk yayınları küçümsenir, kitaplarda da süreli yayınlarda da böyledir bu. “Çocuk işte.” denip geçilir. Büyükler için hazırlanan eserlere gösterilen özen, onlarınkine gösterilmez. Oysa çocuklar için yazılanlarda daha özenli davranmak gerekir. Çocuk yayınları, onlara sadece okuma sevgisini aşılamakla kalmamalı; doğru mesajlar vererek değer eğitimine, iyi bir birey ve okur olmalarına da katkı sağlamalıdır. Çocukların ne kadar kolay etkilenip değiştiğini, yönlendirmeye ne kadar açık olduğunu yakından biliyorum. Öğretmenlik yıllarımda bunun sayısız örneğine tanık oldum çünkü.

Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı olabilir?

A) Çocuk yayınlarında başarının ölçütü, yayının çok satılması mıdır?

B) Çocuklara yönelik eserler hazırlanırken nelere dikkat dilmeli

C) Çocukların ilgisini hangi tür yayınlar daha fazla çekmektedir?

D) Çocuk yayınlarında içerik ve çocuk psikolojisi ilişkisi nasıl kurulmalıdır?

E) Çocuklar için yazılan eserler, yazarlarının yaşantısından izler taşımalı mıdır?

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 30

Sis yavaş yavaş dağılırken limana bir gemi yanaşıyor. Güverte deniz adamlarıyla dolu. Hayretle kıyıya bakıyorlar, kimse konuşmuyor. Bundan daha etkileyici kaç manzara sayabilirsiniz? Siste kaç gün kaldılar acaba? Gece rüzgâr azaldığında veya kuzeybatıdan esip sis bulutlarını tam üzerlerine taşıdığında, pusula rutubetten okunmaz olunca sis düdüğüne önce kim sarıldı? Kendilerini geceye ve nefes alan denize bıraktıklarında tanımlayamadıkları belli belirsiz ışıklara kilitlenip soluklarını tuttular mı?

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Sorularla akıcılık sağlanmıştır.

B) Kişileştirme yapılmıştır.

C) Örneklendirmeye başvurulmuştur

D) Betimleyici ögeler kullanılmıştır

E) Ayrıntılara yer verilmiştir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 31

Çağdaşlarına göre zarif bir dile, zengin bir hayale, canlı bir tasvir yeteneğine sahip olan ----, her yönüyle büyük bir şairdir. İslami ilimlere ve Acem edebiyatına tam olarak vakıf olduğu bazen çok sanatlı olan kasidelerinden anlaşılır. Edebiyatımızdaki yergi türünün şaheserlerinden birini ortaya koyan şair; II. Murat’a sunduğu, “öküzlerdeki boynuza sahip olmayı uman bir eşeğin kulağından ve kuyruğundan olması” ana fikrini işlediği, mesnevi nazım biçimini kullandığı sembolik tarzdaki eseriyle ünlüdür.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Neşatî                               

B)Nailî

Ahmet Paşa                      

D)Şeyhî

E) Fuzûlî

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 32

Yazarın hemen her öyküsünde hangi düzeyden, hangi meslekten olursa olsun, başlangıçta duygu yoksulu gibi bir izlenim bırakan öykü kahramanları; birdenbire bir halk filozofu, bir şair, bir düşünür olarak kabuğundan dışarı çıkar. Öykünün etki gücü, işte o andan itibaren artar. Türk hikâyeciliğinde yeni bir tarzın öncülerinden olan yazarın bütün öykülerinde kahraman ya kendini aşmak için çırpınır ya da başka türlü anlaşılmaya yatkın kişiliğini birdenbire gerçek çizgileriyle ortaya koyar. Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi ve Havada Bulut tanınmış öykü kitaplarından bazılarıdır.

Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Füruzan                            

B)Oktay Akbal

C) Sait Faik Abasıyanık         

D) Mustafa Kutlu

E) Haldun Taner

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 33

Romancıların ele alıp işledikleri konular, dönemin sosyal ve siyasal koşullarıyla sınırlıdır. Bunların ortak amacı; halka seslenen bir roman türü geliştirmek, Batılılaşma ile gelen sosyal ve kültürel değişimi halka benimsetmek, halkı onlardan haberdar etmektir. Romanların yapı ve konuları, bu düşüncenin gerçekleşmesine hizmet eder. Esirlik, aile, görücü usulü evlilik ve kadınların ğitimi gibi döneme özgü sosyal konular; aşk, ölüm ve kahramanlık gibi evrensel konularla desteklenir. Yapı ise birey-gelenek, birey-toplum ve kadın-erkek ekseninde şekillenir.

Aşağıdaki eserlerden hangisi, bu parçada dile getirilen dönemin yazarlarından birine aittir?

A) Sinekli Bakkal                   

B)Huzur

C) Baba Evi                           

D)Cezmi

E) Mai ve Siyah

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 34

Gördüm ol meh dûşuna bir şâl atup lâhûrdan

Gül yanaklar üstüne yaşmak tutunmuş nûrdan

Bu beyitteki altı çizili sözcükte aşağıdaki söz sanatlarından hangisi vardır?

(meh: ay, dûş: omuz, lâhûr: bir tür kumaş

A) İstiare               

B)Telmih              

C)Tevriye

D) Kinaye                      

E)Teşbih

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 35

Yedi Meşale topluluğuna mensup olan sanatçı, edebiyatın birçok türünde eser vermiştir. Sanatı şişirmekten, harcamaktan korkan bilinçli, birikimli bir eleştirmen ve edebiyat işçisidir. Sedat Simavi Büyük Edebiyat Ödülü’nü (1991) ve Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü’nü (1992) almıştır. Ortaoyunu eseriyle Türk Dil Kurumu Bilim Ödülü’nü (1974) kazanmıştır. Birinci Perde en tanınmış eserlerinden biridir.

Bu parçada kendisinden söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sabri Esat Siyavuşgil       

B) Ziya Osman Saba

C) Cevdet Kudret Solok        

D) Yaşar Nabi Nayır

E) Vasfi Mahir Kocatürk

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 36

En az iki katlı inşa edilen geleneksel Türk evlerinde erkeklerin oturma salonu olan selamlık alt kattadır. Kadınlara mahsus olan haremlik ise üst kattadır ve genellikle selamlıktan daha geniştir. Selamlık evin harem bölümüne sıkıntı vermemek için işlevsel bir çözüm olmuştur. Sokağa açılan avlular yüksek duvarlarla çevrilidir ve bu da hane halkının ev içinde rahat hareket etmesini sağlar. Günümüzün apartmanlarında balkonların karşıladığı ihtiyacı, geleneksel mimarimizde avlu karşılar. İçinde çardak ve çeşmelerin de bulunduğu avlular aynı zamanda birer sohbet mekânıdır. Mahremiyetin bir başka uyarıcısı ise kapı tokmaklarıdır. Evlerde biri ince diğeri kalın ses çıkaran iki halka tokmak bulunur. Eve gelen erkekler büyük tokmağı kullanır, bu ses ev halkına ikaz niteliği taşır. Kadınlar ise küçük tokmağı kullanarak erkeklerin avludan ayrılmaları gerektiğinin uyarısını yaparlar. Estetiğin işlevsellikle buluştuğu Türk evleri incelendiğinde tüm bu ayrıntıların belli bir amaca hizmet ettiği görülür.

Bu parçada geleneksel Türk evleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Fiziksel özelliklerinin neler olduğuna

B) Avlunun ne tür işlevsel yönlerinin bulunduğuna

C) Kullanımında cinsiyetin dikkate alındığına

D) Tarih boyunca tecrübeli ustalarca yapılabildiğine

E) Kapı tokmaklarının ne amaçla kullanıldığına

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 37

Roman yazmayı hiç düşünmedim. Bunun nedeni, mükemmel olma isteği değil. Birkaç kez denedim ancak hiçbir zaman iyi bir anlatıcı olamadım. Bu yüzden roman yazmaktan özellikle kaçındım. Kimi dönemlerde şiir yazdım, hâlâ yazdığım oluyor fakat bunlar, kendim için yazdığım şiir denemeleri. Yayımlanacak değerde değil.

Bu parçada kendisinden böyle söz eden kişi aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilemez?

A) Yetersiz olduğunu düşünen

B) İçinde bulunduğu durumdan yakınan

C) Ürettiklerini ortaya çıkarmayan

D) Öz eleştiri yapabilen

E) Açık sözlü bir tutum sergileyen

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 38

Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun romanlarında görülen; çatışmacı, kötümser, kararsız ve idealist kişiler çoğu zaman yazarla ilişkilendirilmektedir.

Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaya uygun bir karakter değildir?

A) Hüküm Gecesi – Ahmet Kerim

B) Sodom ve Gomore – Necdet

C) Yaban – Ahmet Celal

D) Kiralık Konak – Hakkı Celis

E) Nur Baba – Nur Baba

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 39

Halk sanatımızı, ister istemez çağdaş kültürün sağladığı kolaylıklara göre onaracağız. Yer altında sessiz sedasız nefes alan adını bilmediğimiz çeşitli cevherlerimiz gibi yüzde yüz bizim olan ne varsa hepsine birer birer çekidüzen vereceğiz. Halk sanatımız, büyük ydınlarımızın ömürleri boyunca yararlanabileceği bir aynak olacak. Çağdaş kültürün bütün kollarından faydalanan bir halk sanatı bir çırpıda dünya çapında tanınacak. Öyle bir ağaç ki dalları ve yaprakları aydın kafalardan örülmüş, köklerini de derinlemesine halk içerisine salmış. İşte, hiçbir zaman sırtı yere gelmeyecek sanat ağacı!

Bu parçada dile getirilen düşünceler, aşağıdaki şairlerden hangisinin şiir anlayışıyla uyuşmaz?

A) Kemalettin Kamu              

B) Ahmet Kutsi Tecer

C) Bedri Rahmi Eyuboğlu     

D) Cahit Külebi

E) Cemal Süreya

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 40

Adalet Ağaoğlu; Almanya’da kazandığı parayı bir otomobile yatıran ve onu binbir özenle ülkesine getiren gurbetçinin hikâyesini, bir aydın uzaklığında ve işçinin duygusunu küçümseyen bir edayla ---- adlı romanında anlatmaktadır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir?

A) Fikrimin İnce Gülü            

B) Ölmeye Yatmak

C) Üç Beş Kişi                       

D)Sessizliğin İlk Sesi

E) Bir Düğün Gecesi

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 41

Kimi zaman en büyük dostu kimi zamansa en büyük düşmanıdır dağlar kayakçıların. (I) Tehlikeye atılmayı, dikkatsizliği, (II) sonrası düşünülmeden verilen kararları sevmez. Her kayakçı hayatta kalmak için tehlikeyi (III) önceden hissetmek (IV) ve anında en doğru kararı vermek zorundadır. İşte bu yüzden kendi branşlarında ilerlemek isteyen kayakçıların dağlarla oyun oynanmayacağını (V) bilmeleri gerekir.

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerin hangisinde birden fazla ses olayı vardır?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 42

Bu eserle ilgili çok şey duymuştum ( ) Bizans İmparatorluğu’ndan kalma bir eser olduğunu ( ) içinde değerli fresklerin bulunduğunu, binanın yıllar önce müzeye çevrildiğini ( ) Ama bir türlü yolum düşmemişti bu tarihî anıta. Bu anıtı ziyaret etmeyen bir tek ben mi kalmıştım şu koca İstanbul’da ( )

Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?

A) (:) (,) (...) (?)                      

B) (.) (,) (.) (.)

C) (;) (,) (.) (.)                         

D)(,) (;) (...) (?)

E) (:) (;) (.) (...)

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 43
  • Hece ölçüsüyle söylenir
  • Dinsel sürgün avları ile şölen veya toy denen ziyafetlerde söylenir.
  • Aşk, doğa sevgisi ve yiğitlik gibi çeşitli konular işlenir.
  • aaab, cccb şeklinde kafiyelenir.

Bazı özellikleri verilen nazım şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Koşuk               

B)Sagu                 

C)Semai

D) Varsağı                    

E)Türkü

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 44

XVII. yüzyılda sanatlı nesrin en önemli temsilcilerinden biri olan yazar, ilk defa mensur hamse oluşturmuş; XV. yüzyılda temelleri atılmış olan süslü nesre yeni bir boyut kazandırmıştır. Sanat ve maharet göstermek amacıyla o döneme kadar kullanılmamış Arapça ve Farsça kelimelere yer vermiş, zincirleme tamlamalar ve uzun cümlelerle özgün bir üslup geliştirmiştir.

Bu parçada kendisinden söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Veysî                                 

B)Nergisî

C) Katip Çelebi

D) Nabi

E) Sinan Paşa

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 45

 .   Alegorik bir eserdir.

.    Mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır.

.   Ahlaki-didaktik türde bir eserdir.

.    Siyasetname niteliği taşımaktadır.

Bazı özellikleri verilen eser aşağıdakilerden hangisine aittir?

A)  Hoca Ahmet Yesevi

B) Yusuf Has Hâcip

C) Ali Şir Nevayi

D)  Edip Ahmet Yükneki

E) Kaşgarlı Mahmut

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 46

Bitkiler gibi hayvanlar da Rönesans Dönemi’nde heyecanla incelendi. Doğa tarihi öğrencileri, bilinen coğrafyadaki pek çok hayvan çeşidini zaten tanıyordu. Ancak coğrafi keşifler sonucunda yeni ülkelerin bulunmasıyla birlikte varlığı bilinen hayvanlara çok farklı türler eklendi. Bu gelişme, seyahat eden doğa düşkünü bilim araştırmacılarından oluşan yeni bir kitlenin var olmasını sağladı. İlk günlerin hırslı maceracılarının yerini bilgi peşinde koşan insanlar aldı. Bu kişiler sadece uzak diyarlardaki bitki ve hayvan çeşitlerini öğrenmekle kalmadı, kendi ülkelerinin hayvan ve bitki çeşitliliğini de yeniden inceleme ihtiyacı duydu. Böylece her devlet kendi coğrafyasında görülen canlı türlerinin tespiti için araştırmalar başlattı.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Bulunan yerlerin, doğaya bakış açısını değiştirdiğine

B) Doğa tutkunu bilim insanlarından oluşan bir grubun ortaya çıktığına

C) Coğrafi keşiflerle beraber eldeki bilgilere yenilerinin eklendiğine

D) Canlı türlerinin devamlılığıyla ilgili çalışmaların hız kazandığına

E) Bitki ve hayvan çeşitlerinin tekrar incelenmeye alındığına

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 47

İnsanoğlunun değer yargılarını ve bu yargılar içinde edebiyatın yerini öğrenmek, geçmiş medeniyetlerin ana hatlarıyla ---- gerekli kılar. Çünkü bilgi; evrenin oluşumundan günümüze kadar uzanan gelişimin ----, bütün insanlığın malıdır.

Bu parçada boş bırakılan yerlere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) açıklanmasını – başlangıcıdır

B) hatırlanmasını – yansımasıdır

C) incelenmesini – birikimidir

D) değerlendirilmesini – aktarılmasıdır

E) anlatılmasını – ürünüdür

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 48

Peyami Safa ---- adlı eserinde, fakir ama erdemli vatansever bir gencin yaşadığı aşk neticesinde girdiği yüksek zümrenin iç dünyasını anlatır. Yazarın asıl vermek istediği, düşünce ve maneviyat bakımından Orhan’da meydana gelen değişmelerdir. Onun kendi dünyasındaki bu değişmeler, materyalist bir çizgiden idealizme geçiş noktasında verilir. Burada, materyalizmi simgeleyen Süleyman ile idealizmi simgeleyen Necati’nin rolleri ve yönlendirici fonksiyonları dikkat çekicidir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki eserlerden hangisi getirilmelidir?

A) Bir Tereddüdün Romanı

B) Biz İnsanlar

C) Yalnızız

D) Fatih- Harbiye

E) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 49

(I) Diriliş hakkında yorum yapan edebiyatçılar, genellikle Diriliş’i vicdan azabının romanı olarak tanımlarlar. (II) Geçmişte yaptığı hatanın bedelini ödemek isteyen ve vicdan azabı çeken bir insan profili çizilmekle beraber daha çok insanda var olan ve kişisel hırslarla, tutkularla yok olan insani vasıfların ön plana çıkarıldığı bir romandır Diriliş. (III) Tolstoy, toplumda yaşamanın kişiye sorumluluklar yüklediğine inanır ve bunu bazı eserlerinde de dile getirir. (IV) Sahip olduğu mevki, servet ve şöhreti elinin tersiyle iten, öldürdüğü manevi değerlerin farkına vararak dirilmeye çalışan bir insanın öyküsüdür. (V) Bu ana temasıyla roman, erdemin insanlığın ortak malı olduğunu ve erdemli insanın dünyanın bütün coğrafyalarında görülebileceğini göstererek erdemin gözetilmesi gereken bir şey olduğunu anlatmaktadır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 50

Sonsuzluk hissi uyandıran geniş bozkırları, (I)  keşfedilmeyi (II)   bekleyen vadileri, ormanları, tarihî kalıntıları, yöresel yemekleriyle Anadolu’nun önemli duraklarından biri olan Çorum ili, (III)  bulunduğu yörenin en büyük sanayi (IV) merkezi   olma ünvanını (V) da taşıyor.

Bu parçadaki numaralanmış altı çizili sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 51

I.   Dünyada neler olup bittiğine bakıldığında bizdeki atölye çalışmalarına ek olarak modern masal anlatıcılığı derslerinin de verildiğini görüyoruz.

II.  Masal anlatıcılığı atölyeleri kapsamında yapılan bu dersler, çeşitli grupların veya üniversitelerin bünyesinde gerçekleştiriliyor.

III. Ülkemizde sözlü kültürü korumak için yapılan en önemli çalışmalardan biri masal anlatıcılığı dersleridir.

IV. Türkiye’deki bu aktarım işlevi dünyanın genelinde de aynı şekilde seyretmektedir.

V.  Masalı masal yapan şiirsel ve coşkulu anlatımı, bu grup ve üniversitelilere aktarabilmek için atölyelere isteyen herkes katılabiliyor.

Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?

A) I.   B) II.           C)III.          D)IV.          E)V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 52

2014 Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde “Yılın En Başarılı Prodüksiyonu” dâhil dört ödül alan Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’nın oyuncularından Fatih Koyunoğlu, oyunun başarı sebeplerini ve hepimizin içinde yaşayan potansiyel “Arturo Ui” karakterini anlattı.

Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) 2014 yılında son kez düzenlenen Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde rekor kırılmıştır.

B) Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı adlı oyun, farklı ödüllere layık görülmüştür.

C) “Yılın En Başarılı Prodüksiyonu” ödülünü Fatih Koyunoğlu almıştır.

D) “Arturo Ui” karakteri, modern insanın karmaşık iç dünyasını temsil etmektedir.

E)Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’ndaki oyuncular, yüksek bir performans  göstermişlerdir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 53

Bu neslin üslubu son derece açık ve yalındır. Bunun nedeni; onların, varlığı güzel bulmaları ve onu teşbih, istiare, mecaz gibi edebî sanatlarla süslemeye ve değiştirmeye gerek görmemeleridir.

Bu parçadaki “Bu neslin” ifadesi kapsamına aşağıdakilerden hangisi girmez?

A) Fecr-i Atîciler                    

B) Garipçiler

C) Beş Hececiler                   

D)Hisarcılar

E) Millî Edebiyatçılar

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 54

Cumhuriyet sonrası Türk şiirinin bir beyannameyle ortaya çıkan ilk topluluğu olan ----, ortak çıkardıkları şiir kitaplarının başına bir mukaddime koyarak “son zamanların renksiz ve dar Ayşe, Fatma terennümü”nü sürdüremeyeceklerini, şiirin artık konu bakımından değişmesi ve genişlemesi gerektiğini ileri sürmüşlerdir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Yedi Meşaleciler               

B) Beş Hececiler

C) Maviciler                           

D)Hisarcıla

E) Genç Kalemler

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 55

En az iki katlı inşa edilen geleneksel Türk evlerinde erkeklerin oturma salonu olan selamlık alt kattadır. Kadınlara mahsus olan haremlik ise üst kattadır ve genellikle selamlıktan daha geniştir. Selamlık evin harem bölümüne sıkıntı vermemek için işlevsel bir çözüm olmuştur. Sokağa açılan avlular yüksek duvarlarla çevrilidir ve bu da hane halkının ev içinde rahat hareket etmesini sağlar. Günümüzün apartmanlarında balkonların karşıladığı ihtiyacı, geleneksel mimarimizde avlu karşılar. İçinde çardak ve çeşmelerin de bulunduğu avlular aynı zamanda birer sohbet mekânıdır. Mahremiyetin bir başka uyarıcısı ise kapı tokmaklarıdır. Evlerde biri ince diğeri kalın ses çıkaran iki halka tokmak bulunur. Eve gelen erkekler büyük tokmağı kullanır, bu ses ev halkına ikaz niteliği taşır. Kadınlar ise küçük tokmağı kullanarak erkeklerin avludan ayrılmaları gerektiğinin uyarısını yaparlar. Estetiğin işlevsellikle buluştuğu Türk evleri incelendiğinde tüm bu ayrıntıların belli bir amaca hizmet ettiği görülür.

Bu parçaya göre, geleneksel Türk evlerinin tasarlanmasında göz önünde bulundurulan temel etken aşağıdakilerden hangisidir?

A) Estetiğe ve düzene önem vermek

B) Kalabalık ailelerin bir arada yaşamalarına uygun zemin hazırlamak

C) Konforu ve rahat yaşamı öncelemek

D) Özel yaşamın gizliliğini korum

E) Kadınların ve çocukların güvenliğini sağlama

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 56

Aşağıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen terimle uyuşmamaktadır?

A) Din uğruna yapılan savaşları konu alan eserler (Gazavatnâme)

B) Sanatlı bir dille yazılmış düzyazıların ve mektupların bir araya toplandığı eserler (Münşeat)

C) Elçi olarak bir ülkeye gönderilen kişilerin elçilikleri sırasındaki gözlemlerini dile getirdikleri eserler (Sefaretnâme)

D) Herhangi bir manzumeyi alaycı bir şekilde taklit etmek için oluşturulmuş eserler (Tehzil)

E) Bir şehrin güzelliklerinin sanatkârane bir biçimde dile getirildiği eserler (Surnâme)

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
56 tamamladınız.
]]>
2016 LYS Edebiyat Soruları – (Test Çöz _ Online)-(Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/2016-lys-edebiyat-sorulari-test-coz-_-online-cikmis-sorular.html Wed, 28 Nov 2018 18:17:11 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=119632 2016 LYS Edebiyat Soruları – (Test Çöz _ Online)-(Çıkmış Sorular)

2016 LYS Edebiyat Soruları - (Çıkmış Sorular)

  • Toplam Soru sayısı: %%TOTAL%%
  • Doğru sayısı: %%SCORE%%
  • Yaptığınız yanlış sayısı:  %%WRONG_ANSWERS%%
  • Doğru yüzdesi: %%PERCENTAGE%%

Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1

I. Bu merak, son yıllarda İtalya’da nelerin değiştiğine yönelik sorular silsilesi aslında.
II. Algımızın bizi rahatlatmasına rağmen İtalya’da doğa, insanlığın geçirdiği değişimin çırpınışlarını pek hissettiremedi bize.
III. İtalya’da birçok şeyin değişmediğini söyleyen algımız bizim rahatlamamızı sağlıyor.
IV. Uzun bir aradan sonra tekrar geldiğimiz İtalya’da daha ilk andan itibaren içimizi bir merak kaplıyor.
V. Soruların cevabını her zaman kendinden emin olan algımızın vermesini bekliyoruz.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?

A) I.     B) II.    C) III.   D) IV.   E) V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 2

Türk nesri, -— ile edebî bir kimlik kazanmıştır. Divan edebiyatının özenli hatta bir çeşit süslü nesrinin ilk büyük sanatkarı odur. Fars edebiyatının secili cümlelerini ve mecazlı anlatımını benimsemiş olan sanatçı. bir bakıma klasik nesrin temelini attığı dinî-tasavvufi içerikli -— adlı eserinin ön sözünde, eseri güzel görünsün diye bu tür söz sanatlarına yöneldiğini belirtmiştir. Eserin dili süslü ve özenli olsa da devrine göre anlaşılabilir biçimdedir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Âşık Paşa – Garibnâme

B) Nergisi – Nihâlistan

C) Sinan Paşa – Tazarrunâme

D) Veysi – Hâbname

E) Evliya Çelebi – Seyahatname

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 3

Evet, doğru. Hepimiz, içimizde tanımadığımız onlarca insanla dolaşıyoruz. Farklı yaşlardaki ben’ler, hepsi ayrı ayrı insanlar… Ve diyorsun ki “Bu ben değilim!” Haklısın belki ama o, eski sen! Bugün kendine benzer görmediğin insanları dışlıyorsun ya hani, işte sen de ötekileştirdiğin o insanlar gibiydin.

Bu parçada geçen “Hepimiz, içimizde tanımadığımız onlarca insanla dolaşıyoruz.” sözüyle vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kendimizi olduğumuz gibi kabullenmenin sanıldığı kadar kolay olmadığı
B) Yaşamımızın çeşitli dönemlerine özgü özellikleri içimizde taşıdığımız
C) Çevremizdeki insanların kişiliğimizin farklı yönlerini biçimlendirdiği
D) Yaşam şartlarının insanı ne kadar değiştirdiğini zamanla fark ettiğimiz
E) Yaşlandıkça değişebileceğimiz gerçeğiyle artık yüzleşmemiz gerektiği

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 4

Spor, her türden bedensel hareketin bir bileşkesi olarak ortaya çıkar. Koşarken bacaklarımız, tenis oynarken kollarımız, yüzerken neredeyse tüm vücudumuz hareket eder. Sayısız spor çeşidi ve hareketi, kas gelişimini tetikler. Böylece vücudumuz daha esnek ve güçlü hâle gelir. Spor esnasında salgılanan hormonlar ile kendimizi daha iyi ve mutlu hissederiz. Spor, ruh sağlığımızı da olumlu etkiler. “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.” sözü, bu harika sonuçları geniş kitlelere ilan etmek için söylenmiş güzel bir sözdür.

Bu parçada sporla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Ruh sağlığına katkısına
B) Vücut gelişimini sağladığına
C) Harekete dayalı bir faaliyet olduğuna
D) Doğru beslenmeyle ilişkisine
E) Birçok dalı olduğuna

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 5

Yazma azmim nedense son zamanlarda tamamen kaybolmuştu. Oysa biliyordum, kervan yolda düzülür; fikir ne kadar iyi olursa (I) olsun yazmaya başlamadan yazamaz (II) yazmayı sürdürmeden metni bitiremezsiniz. Sonuçlandırmadığınız zaman da fikrinizin iyi olup olmayışının (III) bir fikrinizin dahi olmamasının (IV) konuyu araştırmak için harcadığınız sürenin (V) topladığınız kaynakların hiçbir önemi yoktur.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine virgül (,) konulamaz?

A) I.   B) II.    C) III.    D) IV.    E) V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 6

Seni sevmek bana verse de çile
Yılmadan çekerim yeter ki he de
Senin gibi biten ender bir güle
Gözyaşı dökerim yeter ki he de

Bu dörtlüğün nazım türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Taşlama

B) Koçaklama

C) Güzelleme

D) Ağıt

E) Destan

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 7

Artık ne rübâî ne semaî kaldı!

San’atta bir âvâre tedâî kaldı!

Her cephesi ma’mûr şiirden bugüne

Mazbût iki üç kalem, fedâi kaldı.

Bu dörtlükte şair, Türk şiiriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A) Geleneksel Türk şiirine ilginin yeterli olmamasından
B) Çağrışım unsurlarına yeteri kadar yer verilmemesinden
C) Şair sayısındaki artışın şiir kalitesini düşürmesinden
D) Şiirin sadece belli mekânlarda gelişmesinden
E) Yenilikçi yönünün ilgilenenleri yetkinliğe yönlendirememesinden

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 8

İlk şiirini 1927’de Güneş dergisinde yayımlayan şairin ilk dönem şiirlerinde Ahmet Haşim’in belirgin bir etkisi görülür. Bireysel duygulanmalarını estetikçi bir yaklaşımla şiirin dünyasında buluşturur. Karamsar ve içe dönük bir şairdir. 1940 yılına kadar yazdığı şiirleri romantik, bu tarihten sonraki şiirleri ise toplumsal gerçekçi bir özellik taşır. Devrin sosyal yapısı ve geçim sıkıntısı Nâzım Hikmet’in de etkisiyle onu toplumu önceleyen bir sanat anlayışına yaklaştırır. Yarenlik, Sınıf, Yaşadıkça, Devam, Üsküdar’da Sabah Oldu gibi şiir kitaplarının yanında birçok güldürü dizileri de yayımlanan -—, kendi şiirini “yaşadığı çağa tanıklık eden ve konularını yaşadığı çağdan alan somut bir şiir” şeklinde özetler.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Rıfat Ilgaz

B) Cahit Irgat

C) Sabahattin Ali

D) Ataol Behramoğlu

E) İsmet Özel

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 9

Aşağıdakilerden hangisi, ögelerinin sıralanışı yönünden “Gözlerimi açtığımda saatim ve bozuk paralarım, baş ucumdaki komodinin üzerinde garip bir ölü doğa resmi gibi duruyordu.” cümlesiyle aynıdır?

A) Öğlen, arkadaşım bize gelince çocuklar gibi sevinmiştim.
B) Sabah annemle ben evin yanındaki parkta bir iki saat yürümüştük.
C) Geçenlerde burada da ulaşımı engelleyecek derecede yoğun bir kar yağışı olmuştu.
D) Geçen yıl yağan şiddetli yağmurda dizlerime kadar suya batmıştım.
E) Eve gelirken babam uzun zamandır görmediği bir arkadaşına rastlamıştı.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 10

Aşağıda verilen dizelerin hangisindeki altı çizili sözcük, türü bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) Sarı çiçek sallanıyor naz ile
Karışmış güllere çimenin dağlar
B) Ak elleri elvan elvan kınalı
Karadır gözleri sürmeli değil
C) Çıktım seyreyledim Niğde’yi, Bor’u
Acep gezsem ela gözlüm var m’ola
D) Kıvrım kıvrım olmuş zülfünün teli
Mor menekşe boynun eğdiği gibi
E) Yeşil olur bizim ilin dağları
Dağlara çıkmanın zamanı şimdi

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 11

Geleneksel Türk tiyatrosu ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Dramatik türde sadece Karagöz ve orta oyununu bilen Türk seyircisi, Tanzimat’tan sonra türün Avrupai şekillerini de tanımaya başlar.
B) Karagöz ve orta oyunundaki tüm tipler, tek bir kişi tarafından taklit yoluyla canlandırılır.
C) Karagöz ve orta oyununda, olayların akışı başlıca iki kişinin üzerindedir.
D) Karagöz ve orta oyununda Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan farklı etnik zümrelerin şiveleri önemli rol oynar.
E) Karagöz ve orta oyununda diyaloglar belli bir çerçeve doğrultusunda doğaçlama olarak gerçekleştirilir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 12

Koca şehrin üstünde ipi kopmuş bir uçurtmayım;
Rüzgârlara kayıyor göğsüm sarsıla sarsıla.
Koca şehrin üstünde ipi kopmuş bir uçurtmayım;
Ki uçurtmuştu beni çocukluğum, hülyalarıyla.

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması  

B) Ünsüz benzeşmesi  

C) Ünlü düşmesi

D) Ulama  

E) Ünlü daralması

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 13

(I) Bugün devlet ve vakıf üniversitelerinde, öğrencilerin hem kendilerini iş yaşamına hazırlamaları hem de deyim yerindeyse cep harçlığı kazanmaları için değişik çalışma programları mevcut. (II) Bu programlar sayesinde öğrenciler bir yandan eğitimlerini ara vermeksizin sürdürürken bir yandan da üniversite içindeki çalışma ortamında iş deneyimi kazanıyor ve ihtiyaçlarının en azından bir kısmını karşılayabilecekleri küçük bir gelir elde ediyorlar. (III) Üniversiteden mezun olduktan sonra öğrencilerin öz geçmişlerine yazabilecekleri bu ilk tecrübeleri, iş bulmalarına yardımcı olduğu gibi işlerine kolayca adapte olmalarını da sağlıyor. (IV) Böylece öğrenciler, okul için değil hayat için öğrenmeye ilk adımlarını atıyorlar. (V) Bu sayede öğrenciler, mezun oluncaya kadar geçen sürede akademik gelişimlerinin yanı sıra ilgi, yetenek ve kariyer hedefleri doğrultusunda da eğitici etkinliklerde bulunuyor; yaşamlarını daha renkli, eğlenceli ve keyifli hâle getiriyorlar.

Bu parçadan üniversitelerdeki çalışma programları ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Öğrencilerin kişisel gelişimine yardımcı olmaktadır.
B) Öğrencilere, okul yaşamlarında ekonomik getiri sağlar.
C) Yaşamı, öğrenciler için daha keyifli kılmaktadır.
D) Öğrencilerin branşlaşmada doğru tercih yapmalarını sağlamaktadır.
E) Öğrencilerin çalışma hayatına uyum sürecini kolaylaştırmaktadır.

 

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 14

(I) Ünlü Fransız filozoflarından olan Rene Descartes, özellikle “Düşünüyorum, öyleyse varım.” cümlesiyle tanındı. (II) 17. yüzyılın başlarında yaşayan ve rasyonalizmin kurucularından olan Descartes, elbette ki bilime bu cümlenin çok daha ötesinde katkılarda bulundu. (III) Fizik ve analitik geometrideki çalışmalarıyla tanındı, düşünceyi her türlü dogmanın üstünde tuttu, metodik kuşkuculuğu benimsedi ve her fâni gibi öldü. (IV) Günümüze kadar Descartes’ın, kraliçenin özel davetiyle gittiği İsveç’te ağır kış koşullarına dayanamayıp zatürreden öldüğü söyleniyordu. (V) Paris ve Stokholm arşivlerinde yıllarca yapılan bir araştırmanın ürünü olan bir kitap, gerçeğin farklı olabileceğini söylüyor. (VI) Erlangen Üniversitesi öğretim üyelerinden Theodor Ebert’a göre Descartes herhangi bir hastalıktan değil, Katolik bir rahibin kendisine verdiği arsenikli ekmek yüzünden öldü.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C)IV. D)V. E) VI.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 15

Öğleden önceleri, yemiş toplayan işçilere yardım ederdim. Sabahları yaptığım bu beden hareketlerinin doğurduğu neşe (sevinç) (I) ile yemek saatinde istirahat etmek (nefes almak) (II) bana çok tatlı geliyordu. Bu durum uzar da güzel havanın çekiciliğine dayanamazsam (karşı koyamazsam) (III) buralardan kaçar (görünmeden gider), (IV) bir sandala atlayıp (binip) (V) gölün ortasına kadar giderdim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, ayraç içinde verilen açıklamasıyla anlamca uyuşmamaktadır?

A) I.     B) II.  C) III.   D) IV.    E) V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 16

(I) Bugün devlet ve vakıf üniversitelerinde, öğrencilerin hem kendilerini iş yaşamına hazırlamaları hem de deyim yerindeyse cep harçlığı kazanmaları için değişik çalışma programları mevcut. (II) Bu programlar sayesinde öğrenciler bir yandan eğitimlerini ara vermeksizin sürdürürken bir yandan da üniversite içindeki çalışma ortamında iş deneyimi kazanıyor ve ihtiyaçlarının en azından bir kısmını karşılayabilecekleri küçük bir gelir elde ediyorlar. (III) Üniversiteden mezun olduktan sonra öğrencilerin öz geçmişlerine yazabilecekleri bu ilk tecrübeleri, iş bulmalarına yardımcı olduğu gibi işlerine kolayca adapte olmalarını da sağlıyor. (IV) Böylece öğrenciler, okul için değil hayat için öğrenmeye ilk adımlarını atıyorlar. (V) Bu sayede öğrenciler, mezun oluncaya kadar geçen sürede akademik gelişimlerinin yanı sıra ilgi, yetenek ve kariyer hedefleri doğrultusunda da eğitici etkinliklerde bulunuyor; yaşamlarını daha renkli, eğlenceli ve keyifli hâle getiriyorlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, öğrencilere sunulan imkânlarla ilgili tespit yapılmıştır.
B) II. cümlede, önceki cümleyle ilgili ek bilgi verilmiştir.
C) III. cümlede, öncekilerden farklı bir kazanımdan söz edilmiştir.
D) IV. cümlede, öğrenmenin amaçlarından biri dile getirilmiştir.
E) V. cümlede, öğrencilerin iş bulmalarındaki kolaylıktan söz edilmiştir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 17

İnsanın kendi dünyasından başkalarının dünyasına geçmesi güçtür. Her yazarda geçerli olan bu durum, benim için de geçerlidir. Bu nedenle yazmaya başlamadan önce kimi sorularla kendimi bir sınavdan geçirir, yazacağım kahramanlarla özdeşleşir, sonra yazmaya koyulurum. İlk cümleleri ararken kendimi daha önce hiç görmediğim, kocaman bir şehirde hisseder, yolları şaşırmaktan ürkerim. Aylar, yıllar boyu yazacaklarımı inceden inceye planlamış, dahası romanın bitmiş hâlini görmeye başlamışımdır ama yine de harita yabancı, karışık, çıkışsız görünür gözüme. Yolculuğa hangi dönemeçten girmeli? Hangi köşeleri yoklayarak o vurucu sözcükleri saklandıkları yerden çekip çıkarmalı? Benim için en zor iş, pusulam olacak o ilk sayfadır. Onlarca başlangıçtan, karardan ve gidiş gelişten sonra kapıyı aralarım ama hiçbir zaman en doğru başlangıcı yaptığımdan emin olamam.

Aşağıdakilerden hangisi böyle diyen bir yazarın yazma tutumuyla bağdaşmaz?

A) Romanın daha başlangıcındayken sonunu bilme
B) Bir ön hazırlıktan sonra yazmaya başlama
C) Kendisiyle ilgili iç gözlem yapma
D) Roman kişileriyle bütünleşme
E) Yaşamının kararsızlığını üslubuna yansıtma

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 18

I.

Çukurova bayramlığın giyerken
Çıplaklığın üzerinden soyarken
Şubat ayı kış yelini kovarken
Cennet dense sana yakışır dağlar

II.

Tut atalar sözün kalbi selim ol
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğu tab’ı halim ol
Sarp sirke kabına zarar demişler

 

Aşağıdakilerden hangisi, numaralanmış bu dörtlüklerin ortak özelliklerinden biri değildir?
A) Redife yer verilmesi

B) Yarım kafiyenin kullanılması

C) Hece vezniyle yazılması

D) Söz sanatlarından faydalanılması

E) Yalın bir söyleyiş tercih edilmesi

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 19

Sinema, sadece hikâyeyi veya durumu perdeye taşımakla ilgili bir süreç değildir bence. Sinemayı on adımlık bir süreç olarak düşünecek olursak belki sadece iki adımı, kamera çekimleri ve kurgu ile ilgilidir. Oysa pek çok festival sinemacısı, bu iki adımın bütün sürecin ta kendisi olduğunu düşünmektedir. Bu, yaratıcı üretimi doğrudan doğruya olumsuz etkileyen bir yaklaşımdır. Geriye kalan sekiz adım bizim nasıl olduğumuzla ilgilidir; ne okuduğumuz, neye inandığımız, nereleri gördüğümüz, ne yaşadığımız, ne yaşamak istemediğimiz…

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Öznellik söz konusudur.
B) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.
C) Koşul dile getirilmiştir.
D) Açıklamadan yararlanılmıştır.
E) Örneklemeye yer verilmiştir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 20

I. Bahariyye – Pastoral şiir

II. Nasihatname – Lirik şiir

III. Gazavatname – Epik şiir

IV. Menakıbname – Satirik şiir

Yukarıda numaralanmış tür eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) III. ve IV.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 21

I .
Gençlik gelip geçti bir günlük süstü
Ömrüm doymamaktan dünyaya küstü
Eser darmadağın emek yüzüstü
Gidiyorum işim acele

II.
İşim gücüm budur benim
Gökyüzünü boyarım her sabah
Uyanır bakarsınız ki mavi

Aşağıdakilerin hangisinde, numaralanmış bu şiirlerin temsil ettiği şiir anlayışları sırasıyla verilmiştir?
A) Yedi Meşaleciler – İkinci Yeni

B) Mistik şiir– Garipçiler

C) Yedi Meşaleciler – Toplumcu şiir

D) İkinci Yeni – Garipçiler

E) Mistik şiir – İkinci Yeni

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 22

(I) Simitçi Mehmet Amca’nın evinin karşısındaki kerpiç binaların hepsi yıkılmış. (II) İnşaat tabelaları dikilmiş yıkıntıların üzerine. (III) Bu sokağın eskileri yavaş yavaş çekilmişler buradan. (IV) Mehmet Amca, birkaç kişi ve birkaç eski ev kalmış bu sokakta. (V) Evinin önüne minder atıp oturan ihtiyarlar ve o sokaktaki bakkal dükkânı da yıkılan kerpiç evlerle beraber hatıralara karışıp gitmişler.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde mecazlı söyleyişe yer verilmiştir?

A)I. ve II.

B) II. ve III.

C) III. ve IV.   

D) III. ve V.  

E) IV. ve V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 23

Ne kitap sayfaları ne gazete kâğıtları; hiçbiri bir edebiyat dergisinin yaprakları kadar yakışmıyor okurun parmaklarına. Bu, dünyayı harflerle tamir etmek isteyen gönüllülerin, dünyanın ancak harflerle tamir edileceğine inanan insanlara tattırdıkları bir ayrıcalıktır. Bir edebiyat dergisini çıkaranlar; dergilerinin yapraklarına sadece kelimeleri değil ormanlardan kesilip getirilen ağaçların hafızasındaki sayısız kuş sesini, sayısız gün batımını, sayısız çiy tanesini de pay ederek sanki kullandıkları kâğıda başka türden bir hayat vermek istemişlerdir. Edebiyat dergilerinin, dokundukça parmaklarımızı biraz daha incelten kimyaları, yapraklarına sinmiş o kuş seslerinden, o gün batımlarından kaynaklanıyor olsa gerek! Yalnızca kâğıda değil kâğıdın kaynağına ve onun sökülüp getirildiği özgür iklimlere duyulan minnet boşuna değildir elbette.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Mecaz anlamlı sözcükler kullanılmıştır.

B) Betimleme öğelerine yer verilmiştir.

C) Çıkarımda bulunulmuştur.

D) Karşılaştırma yapılmıştır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 24

1914 yılında seferberlik davulları çalarken Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğmuşum. Babam avukat, çiftçi, parti lideri. Annem eski öğretmenlerden Azime Hanım. Biri erkek olmak üzere benden küçük dört kardeşim var. Evliyim, dört çocuk babasıyım. Yıllardır kalemimle geçiniyorum.

Bu parça aşağıdaki edebî türlerden hangisine örnek verilebilir?

A) Otobiyografi

B) Biyografi

C) Fıkra

D) Deneme

E) Makale

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 25

Hayır, hayâl ile yoktur benim alışverişim
İnan ki ne demiş isem görüp de söylemişim
Şudur benim cihânda en beğendiğim meslek
Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek

Bu dizelerde dile getirilen düşünce, aşağıdaki edebi akımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir?

A) Romantizm
B) Realizm
C) Sembolizm
D) Sürrealizm
E) Klasisizm

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 26

Lyon, bir milyonu aşan nüfusuyla (I) Fransa’nın üçüncü büyük kenti. UNESCO’nun (II) Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu tarihî (III) kent merkezindeki dar sokaklar, tüneller görülmeye değer. Sinema bu kentte icadedilmiş. (IV) Bu nedenle sinemanın ana vatanı (V) sayılıyor.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) I.       B) II.       C) III.     D) IV.      E) V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 27

Türk edebiyatında gerçek anlamda ilk mizahi ürünler; masallar, fıkralar ve seyirlik oyunlardır. Divan edebiyatında bir kimseyi yermek, olumsuz bir gidişatı eleştirmek amacıyla yazılan hicviyeler de bir çeşit mizah ürünüydü. Bu tür metinlerde abartılı bir dil kullanılır ve hicvedilen kişi âdeta yerin dibine geçirilmeye çalışılırdı. -—, bu bağlamda akla gelen ilk örneklerden biridir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Nâbî’nin Hayriyye’si

B) Şeyhî’nin Harnâme’si

C) Nef’î’nin Siham-ı Kaza’sı

D) Bağdatlı Rûhî’nin Terkib-i Bend’i

E) Fuzûli’nin Şikâyetname’si

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 28

(I) Günümüzde çok sayıda Kızıldeniz kökenli canlı türü Akdeniz’e girip yerleşmiş durumda. (II) Bugün Akdeniz’de yapacağınız her dalışta Kızıldeniz kökenli türler görmek mümkün. (III) Hatta denilebilir ki bu türlerin girişi aynı hızla devam ederse gelecekte yeni türler görmek çok daha zor olacak. (IV) Çünkü Kızıldeniz kökenli türler, yeni türlerin üzerinde kolayca baskı kuruyor ve onların yaşam alanlarını daraltarak ortamdan uzaklaşmalarına sebep oluyor. (V) Bu türlerden biri de bilimsel adı Halophila stipulacea olan geniş yapraklı “deniz çayırı”dır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir çıkarım söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 29

Sanatçı, Divan edebiyatını Doğu’nun; Tanzimat ve Servetifünun edebiyatlarını ise Batı’nın birer kopyası ve taklidi saydığı için onlara millî sanat gözüyle bakmıyordu. Ona göre gerçek millî edebiyat ancak halk edebiyatıydı. Çünkü Türklerin kültürü, dili, duygu ve hayalleri ancak onda mevcuttu. Kendisi aslında destan ve masallardan çıkarılacak bir Türk romantizmi peşindeydi. 1913 yılından sonra dil, üslup ve kullandığı vezin bakımından Yeni Lisan anlayışının ilkelerine sadık kaldı. Şiirlerini Kızıl EIma, Yeni Hayal ve Altın Işık isimli kitaplarda topladı.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ömer Seyfettin

B) Ali Canip Yöntem

C) Mehmet Emin Yurdakul

D) Ziya Gökalp

E) Rıza Tevfik Bölükbaşı

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 30

Gestalt psikolojisine göre bir parçayı ait olduğu bütünden soyutlayıp incelemek hatalıdır. Çünkü bir bütün, kendisini oluşturan parçaların basit bir toplamı değil, parçaların toplamından daha fazla bir şeydir; örneğin bir melodi kendisini oluşturan notaların basit bir toplamı değil, bu notaların bir sisteme göre düzenlenişinin ürünüdür. İnsanı anlamlandırırken de bu psikolojiden yola çıkmakta fayda var. Sonuçta, -—.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) insanı anlamak istediğimizde çevresi ve iç dünyasını bir arada ele almalıyız
B) sosyal ve fiziksel çevremiz algılarımızın oluşmasında önemli bir role sahiptir
C) çevremize yönelik algılarımız, çevremizi şekillendirme gücüne sahiptir
D) insan ve çevre karşılıklı etkileşim içindedir, birbirlerini şekillendirirler
E) diğer insanları algılama şeklimiz onları etkileyip aynı zamanda da değiştirebilir

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 31

Bence şiir bir şekil meselesidir. Şekil her şeyden evvel dilin vezin ve kafiye ile yoğrulmasıdır. Vezin, kafiye ve şiire ait diğer kurallar, yavaş yavaş kişisel bir teknik haline gelir. Bu sayede dile önce kendi sesimiz ve biraz da benliğimiz, iç hayatımız, tecrübelerimiz girer. Bütün mesele dili, kendi sesimiz yapmaktır.

Aşağıdakiler hangisi bu şiir anlayışıyla eser vermiş olamaz?
A) Ahmet Hamdi Tanpmar

B) Ziya Osman Saba

C) Ahmet Haşim

D) Yahya Kemal Beyatlı

E) Orhan Veli Kanık

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 32

Yazarlar, eserlerinde içinde yaşadıkları toplumların tarihlerini konu olarak seçebilirler. Örneğin, Kırımlı yazar Cengiz Dağcı, II. Dünya Savaşı sırasında değişik cephelerde yaşanan vahşeti ilk romanı Korkunç Yıllar ve onun devamı olan Yurdunu Kaybeden Adam başta olmak üzere Türkiye Türkçesi ile yazdığı romanlarında anlatmıştır. Bu romanlarda olduğu gibi yakın tarihimiz de edebiyatımızda farklı yazarlarca konu edilmiştir. Türk edebiyatında özellikle Kurtuluş Savaşı’nın izleri eserlere yansımıştır.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada dile getirilen düşünceye yönelik eserlere örnek olamaz?
A) Yorgun Savaşçı

B) Sahnenin Dışındakiler

C) Dersaadet’te Sabah Ezanları

D) Avare Yıllar

E) Küçük Ağa

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 33

“Yaptığım tablolar, kişiye özeldir; belki aylarca askıda sessizce durur, ta ki sahibine kavuşana dek.” diyen bir ressam, sanat eserleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine dikkat çekmektedir?
A) Hayal dünyamızı genişleten ürünler olduğuna
B) Sanatçının yaşamından izler taşıdığına
C) Herkesin dünyasına hitap etmediğine
D) Belli bir birikim sonucunda oluştuğuna
E) Öğretici bir yönünün bulunmadığına.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 34

Devrin siyasi koşulları gereği içe kapanma, maraziliğe varan bir melankoli ve kişisellik bu grubun olumsuz özellikleri gibi görülse de estetik değerlerde derinleşme ve gelişme daha belirgindir. Yeni bir edebî dilin oluşmasını ve gelişmesini sağlamışlardır ama bir önceki nesil tarafından sadeleştirilmeye çalışılan yazı dilini yeniden ağırlaştırdıkları için eleştirilmişlerdir. Gerek şiirde gerekse nesirde ahenkli kelimelere, Arapça ve Farsça tamlamalara, eski sözlüklerde bulunan fakat Arapça ve Farsçada dahi artık kullanılmayan bazı sözcüklere şiirlerinde yer vermişlerdir.

Bu parçada sözü edilen edebî topluluk veya dönem aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yedi Meşale

B) Tanzimat

C) Millî Edebiyat

D) Servetifünun

E) Garip

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 35

Ya sen ey karınca taciri gazeteci
Ağzının içinde bir sap ebegümeci
Kaşlarında macera gözlerinde oyun
Şeytan gibi kaçan yollu bisikletinle
Yırtık çizmelerin kadife kasketinle
Getir o eski sevincini çocukluğun

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) 13’lü hece ölçüsü ile yazılmıştır.

B) Didaktik bir üslup kullanılmıştır.

C) Benzetmeye başvurulmuştur.

D) Tasvirden yararlanılmıştır.

El Geçmişe özlem dile getirilmiştir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 36

Ne kitap sayfaları ne gazete kâğıtları; hiçbiri bir edebiyat dergisinin yaprakları kadar yakışmıyor okurun parmaklarına. Bu, dünyayı harflerle tamir etmek isteyen gönüllülerin, dünyanın ancak harflerle tamir edileceğine inanan insanlara tattırdıkları bir ayrıcalıktır. Bir edebiyat dergisini çıkaranlar; dergilerinin yapraklarına sadece kelimeleri değil ormanlardan kesilip getirilen ağaçların hafızasındaki sayısız kuş sesini, sayısız gün batımını, sayısız çiy tanesini de pay ederek sanki kullandıkları kâğıda başka türden bir hayat vermek istemişlerdir. Edebiyat dergilerinin, dokundukça parmaklarımızı biraz daha incelten kimyaları, yapraklarına sinmiş o kuş seslerinden, o gün batımlarından kaynaklanıyor olsa gerek! Yalnızca kâğıda değil kâğıdın kaynağına ve onun sökülüp getirildiği özgür iklimlere duyulan minnet boşuna değildir elbette.

Bu parçadan hareketle edebiyat dergileriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Diğer türlere göre daha fazla sevilmesi kağıdının niteliğinden kaynaklanır.
B) Ağaçtan üretilen dergi sayfalarında doğanın güzelliği de okurla buluşur.
C) Kâğıda basılan ürünler içinde en değerli olanıdır.
D) Hiçbir yazılı yayın onun kadar okuruyla bütünlük oluşturmaz.
E) Dünyanın sanatla düzeleceğine inanan insanların ürünleridir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 37

Ben “edebî” sayılabilecek hiçbir eser yazmadım. Çünkü benim eserlerimin çoğunu yazdığım sıralarda edebiyattan anlamayanlar, toplumumuzun büyük çoğunluğunu teşkil ediyordu. Benim emelim de fazlaca eser vererek çoğunluğa hitap etmek, onları aydınlatıp dertlerine tercüman olmaya çalışmaktı. Zaten edebiyat yapmaya ne vaktim ne de kalemim müsaitti. Bence o dönemde “edebî” eser vermek, karnını doyuramamış bir kimseye meyve ikram etmek kadar garip bir hareketti.

Aşağıdakilerden hangisinin edebiyat anlayışı, bu parçadaki yazarla örtüşür?

A) Sami Paşazâde Sezai

B) Ahmet Mithat Efendi

C) Mehmet Rauf

D) Halit Ziya Uşaklıgil

E) Abdülhak Hamit Tarhan

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 38

Genellikle bir sanat değeri taşımayan bu nedenle de edebî bir tür sayılmayan; öğretme, tanıtma ve tasvir etme amacı taşıyan; konuları bakımından bir bölgeyi, bir eşyayı veya bir insanı işleyen -—, son yıllarda gazeteyle birlikte yaygınlaşmıştır. Görüntülü iletişim araçlarının hayatımıza girmesiyle beraber bu tür. ayrı bir mahiyet kazanarak televizyon ve sinemaya taşınmıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) konferans

B) sempozyum

C) röportaj

D) açık oturum

E) panel

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 39

I . İntibah – Ali Bey
II. Araba Sevdası – Bihruz Bey
III. Mai ve Siyah – Ahmet Celâl
IV. Şıpsevdi – Aliye
V. Eylül – Necip

Yukarıdaki numaralanmış roman-kahraman eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?
A) I. ve III.
B) II. ve III.
C) II. ve V.
D) III. ve IV.
E) IV. ve V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 40

Bu şehirde sokaklar seni düşünür
Bu sokaklarda evler seninle dolu
Bu evlerde huzur bir şarkıdır söylediğin
Sen yürürken bir kilim dokunur kilometreler boyunca
Düşer kaldırımlara nakış nakış güzelliğin

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Birinci dizede, insana ait bir özellik cansız bir varlığa nispet edilerek etkileyicilik sağlanmıştır.

B) İkinci dizede, “seninle” sözcüğündeki mecazımürselle sevgiliye ait kimi özellikler çağrıştırılmıştır.

C) Üçüncü dizede, “huzur” ile “şarkı” sözcükleri arasında bir tezatlık söz konusudur.

D) Dördüncü dizede, sevgilinin güzelliği mübalağa yoluyla dile getirilmiştir.

E) Beşinci dizede, güzellik istiare yoluyla somut bir nesne gibi düşünülmüştür.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 41

Şiirini kendinden önceki şiir zincirine bir yeni halka olarak ekleyemeyen ozanın yaşayabileceğine hiç inanmadım. İlk kitabımdan bu yana, geçmiş Türk şiirinin rüzgârları, şiirlerimin arasında kendini hissettirdi. Duvar’da, Sisler Bulvarı’nda, Yağmur Kaçağı’nda daha çok Dadaloğlu, Köroğlu bir yandan; Gevherî, Dertli ve Zihnî de öte yandan olmak üzere bir halk şiiri, destan şiiri soluğu vardır. Sonra Divan şiirini hesaba katmamanın yanlış hatta sersemce bir iş olacağını düşündüm. Ben Sana Mecburum, Bola Çiçeği bu düşüncemin denemelerini gün ışığına çıkarmıştır.

Bu parçada kendisinden söz eden sair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Attila İlhan

B) Turgut Uyar

C) İlhan Berk

D) Edip Cansever

E) Sezai Karakoç

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 42

-—; gazellerinde gerçek aşkı, zevki ve eğlenceyi gerçekçi bir üslupla dile getirmiştir. O, -— gibi üzüntü ve acılarını tasavvufi kavramlardan hareketle sembolik bir dille yansıtan yanık bir âşık değil neşeli bir kişiliktir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Hoca Dehhani – Nesimi

B) Nedîm – Fuzûli

C) Bâkî – Hayali

D) Zâtî – Şeyhülislam Yahya

E) Bağdatlı Rûhî – Şeyh Galip

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 43

(I) ben tarihsel romanı genişletilmiş şimdiki zaman” olarak görüyorum. (II) Eliot da böyle düşünüyor; tarihsel romanın, geçmişi bugüne taşıması noktasında. (III) Geçmişin bir anlamı olduğunu düşünecek olursak bu anlamın, bugünün insanına ne ifade ettiğini anlatan bir roman da tarihsel bir roman olarak görülebilir. (IV) Kısacası tarihin farklı iki yorumu biçiminde algılanan “genişletilmiş şimdiki zaman” kavramı benim için önemlidir. (V) İster bugünden geçmişe dönüşümüz biçiminde algılansın bu kavram; ister geçmişin bugüne taşınması biçiminde…

Tarihsel romanın ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir değerlendirme yapılmıştır.
B) II. cümlede, önceki cümleyi desteklemek için tanık gösterilmiştir.
C) III. cümlede, bir koşul ve buna bağlı bir olasılıktan söz edilmiştir.
D) IV. cümlede, bir kavramın tanımı yapılmıştır.
E) V. cümlede, bir kavramın farklı yorumlanmasından söz edilmiştir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 44

Edebiyatımızda bazı sanatçılar eserlerinde işledikleri konulara göre takma isimlerle anılır olmuştur. Masalcı Baba, Bayrak Şairi, Halikarnas Balıkçısı, Destan Şairi, Evler Şairi… bunlardan bazılarıdır.

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada takma isimleri belirtilen sanatçılardan biri değildir?
A) Arif Nihat Asya

B) Behçet Necatigil

C) Cevat Şakir Kabaağaçlı

D) Faruk Nafiz Çamlıbel

E) Eflatun Cem Güney

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 45

Şair, Tanzimat’tan sonra Divan edebiyatına ilk fakat usta bir söyleyişe kavuşmuş şuurlu bir dönüşü temsil etmektedir. Yeni şiirin sadece Batı ya değil millî örneklere de bağlanmasını istemiştir. Şair, Köylü Kızların Şarkısı adlı şiiri ile edebiyatımızın ilk ve şaşılacak kadar yeni olan ahenkli köy şiirini ortaya koymuştur. Bu şiirde köylülerin konuşmaları, yaşayışları ve duygulanışları aruz vezni içinde canlı bir üslupla yansıtılmıştır. Ayrıca Fransız şiirinden başarılı tercümeler de yapmıştır. Şiirlerini Ateşpâre, Şerare ve Füruzan isimli kitaplarda toplamıştır.

Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nabizâde Nâzım

B) Recaizade Mahmut Ekrem

C) Ziya Paşa

D) Şemsettin Sami

E) Muallim Naci

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 46

—–—, konuşulan Türkçeyi roman ve hikâye dili haline getirmiş ve bu özelliği ile bütün çağdaşlarının takdirini kazanmıştır. Yalın dili, mizah dergilerindeki yazılarında keskinleşen alaycı ifadesi, seçtiği konular, canlandırdığı tipler, özgün anlatım tekniğiyle her seviyeden okuyucunun kendisinde bir şeyler bulduğu ve vazgeçemediği bir yazar olmuştur. Anadolu’daki gezilerinin izlenimlerini derlediği Anadolu Notları, onun denemeci yanını da ortaya koyan önemli bir eseridir. Bu kitaptaki nice parça, okuyucuyu gerçeğin birçok köşesiyle karşılaştırır. Romanlarında canlandırdığı kişilerini asla feda etmekten yana olmaması, onun bu insanları değişik cepheleriyle tanımış olmasından ——kaynaklanır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yakup Kadri Karaosmanoğlu

B) Reşat Nuri Güntekin

C) Halide Edip Adıvar

D) Refik Halit Karay

E) Memduh Şevket Esendal

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 47

Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisi Yunus Emre olan ilahi; Allah aşkını konu edinen, onu övmek için özel bir ezgiyle yazılıp söylenen, herhangi bir tarikat izi taşımayan şiirlerdir. Bu şiirler; söylendiği yere, kesime veya tarikata göre farklı isimler alır.

Aşağıdakilerden hangisi bu isimlerden biri değildir?

A) Âyin

B) Nefes

C) Tapuğ

D) Devriye

E) Deme

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 48

XVI. ve XVII. yüzyıllarda yaşayan, Yunus Emre ile Nasreddin Hoca gibi nereli olduğu konusunda değişik rivayetler bulunan bir saz şairidir. Çukurova, Balkanlar, Azerbaycan, Türkmenistan gibi değişik bölgelerde yaşadığı düşünülen saz şairi hakkındaki bir başka tartışma da Barak veya Varsak boyuna mensup olup olmadığıdır. Şiirlerinin temasını genellikle güzellik ve gurbet kavramları oluşturan âşık, bütün şiirlerini hece ölçüsüyle söylemiştir.

Bu parçada söz edilen saz şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Köroğlu

B) Âşık Ömer

C) Karacaoğlan

D) Ercişli Emrah

E) Gevherî

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 49
  • Oyunlarıyla tiyatro edebiyatımıza önemli katkıda bulunan yazarlarımızdandır.
  • İlk dönemde yazdığı Masum Katiller, Kanaviçe, Duvarların Ötesi gibi eserlerde olaylar arasında mantık bağı gözeten klasik oyun kurgulama yöntemine başvurmuştur.
  • Kendi türünde bir başyapıt olan Ocak’ta, öyküyü sağlam bir yapıya oturttuğu, karşılıklı konuşmaları gerçek bir alışveriş ve sürükleyici bir etki-tepki biçiminde örgütlediği, oyunun duygusal öyküsüne sevecen ve tatlı bir tavırla yaklaştığı görülür.
  • Konu seçimi, olaylara yaklaşımı, geçmiş olaylarla şimdikiler arasında köprü kurmaya elverişli
    anlatımıyla düşündürücü olduğu kadar eğlendirici bir yazardır.

Bazı özellikleri verilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Turan Oflazoğlu

B) Cevdet Kudret

C) Necati Cumalı

D) Haldun Taner

E) Turgut Özakman

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 50

O gece, en derin gönül macerasına dalmış akranlarının bile gözlerine uğrayan uyku, onun gözlerine uğramamış: gözleri, karanlık odanın tavanında bir satranç tahtasına takılıp kalmış, kendi kendine bir hayal âlemine dalıp gitmişti. .

Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur?
A) Dönüşlülük zamiri

B) Sayı sıfatı

C) Kişi zamiri

D) Belgisiz zamir

E) İşaret sıfatı

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 51

Edebiyatımızda, tabiat ve mizacını şiirlerine onun gibi yansıtabilen pek az şair vardır. Sevgi ve nefretleri, kırgınlık ve sevinçleri, umut ve bezginlikleri, fazileti ve gururu, buğuz ve istihzası, elle tutulurcasına şiirinden sezilir. Gerçekten de onun çok etkili ve mağrur bir kişiliği olduğu yargısı, hatıra yazan bütün arkadaşlarının ortak yargısını oluşturur. Yahya Kemal Beyatlı ise onun bu özelliğini Portreler adlı kitabında “Hırsını yenemeyecek derecede kindar.” cümlesiyle özetlemektedir. Özellikle İstanbul’a olan kinini anlattığı şiiri, Yahya Kemal’in bu cümlesine iyi bir örnektir.

Bu parçada mizacından ve şiirinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mehmet Âkif Ersoy

B) Süleyman Nazif

C) Cenap Şehabettin

D) Namık Kemal

E) Tevfik Fikret

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 52

Yazılarımda, sanıyorum bir tek annemin tesirinde kaldım. İlk romanım Küçük Dünyada, bence bu tesir açıkça görünür. İkinci romanım Azap Toprakları’nda kendi üslubumu buldum gibi… Konu bulmaya ve nasıl yazdığıma gelince söz gelimi bir konu gelir içimden, mesela Bulgaristan’daki Türklerin durumu yahut sendika olayları… Böyle şeyleri ve konuyu düşünürken karakterler doğar, önemli karakterler ekseri kendi isimlerini beraberlerinde taşıyıp getirirler, ben bu isimleri değiştirmeyi uğursuzluk addettiğim için ne gelmişse onu yazarım.

Bu parçada romancılığından ve yazma yönteminden söz eden yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Emine Işınsu

B) Sevinç Çokum

C) Adalet Ağaoğlu

D) Halide Nusret Zorlutuna

E) Samiha Ayverdi

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 53

• 12. yüzyılda Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır.
• Türk kültürünün Orta Asya sahasında İslamiyet’in kabulüyle başlayan değişiminin ve yeniden yapılanmasının ilk ürünlerindendir.
• Eser, İslam ruhuna uygun ideal insan ve toplum oluşturma çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

Bazı özellikleri verilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

A) Divan-ı Hikmet

B) Kutadgu Bilig

C) Atabetü’l-Hakayık

D) Divanü Lügâti’t-Türk

E) Vesiletü’n-Necât

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 54

Şiirde yenilikten kastım, genç şairin ilk bulduğu şiire saldırmakla işe başlaması değil. Şiirde yenilik, şairin yapması gerekenleri iyi tespit edip doğru zamanı beklemesiyle bağlantılı aslında. Cesareti tek başına yeterli görmek, şairin ölü dogmasına veya kaleme aldıklarının yankısız bir deneme olarak kalmasına neden olacaktır. Bilgi ve birikim için de aynı durum geçerlidir.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiirde cesaret, gereksiz yerde yansıyıp kaybolan bir sese benzer.
B) Bilgi ve birikim er ya da geç şiir yaşantısında yeniliği doğuracaktır.
C) Büyük şairler, gençken sessiz kalıp olgunluklarında ortaya çıkmıştır.
D) Yenilikçi şair, bilgi ve birikimiyle yerinde bir hamle için fırsat kollar.
E) Şairin yenilikçi olabilmesi için farklı şiir ortamlarında bulunması gerekir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 55

(I) Ingiliz evren bilimci Stephan Hawking bugün neredeyse herkesin tanıdığı, başarılı bir bilim insanıdır. (II) ALS hastalığı Hawking’in vücut fonksiyonlarını büyük ölçüde etkiliyor ama onun insanlarla iletişim kurmasına engel olamıyor. (III) Başarısının önemli bir kısmı, daha önce birbirinden ayrı alanlar okarak görülen kuantum mekaniği, genel görelilik ve termodinamiği birleştirebilmesinden kaynaklanıyor. (IV) Hawking, bu sayede bilim dünyasına, başta kara deliklerin özellikleri olmak üzere birçok konuda yeni fikirler sunmuştur. (V) Ama dünya çapında tanınmasında bilimsel çalışmaları kadar kitaplar yazmasının, konferanslara katılmasının ve çalışmalarının sonuçlarını geniş kitlelerle paylaşmasının da payı var.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 56

(I) Ünlü Fransız filozoflarından olan Rene Descartes, özellikle “Düşünüyorum, öyleyse varım.” cümlesiyle tanındı. (II) 17. yüzyılın başlarında yaşayan ve rasyonalizmin kurucularından olan Descartes, elbette ki bilime bu cümlenin çok daha ötesinde katkılarda bulundu. (III) Fizik ve analitik geometrideki çalışmalarıyla tanındı, düşünceyi her türlü dogmanın üstünde tuttu, metodik kuşkuculuğu benimsedi ve her fâni gibi öldü. (IV) Günümüze kadar Descartes’ın, kraliçenin özel davetiyle gittiği İsveç’te ağır kış koşullarına dayanamayıp zatürreden öldüğü söyleniyordu. (V) Paris ve Stokholm arşivlerinde yıllarca yapılan bir araştırmanın ürünü olan bir kitap, gerçeğin farklı olabileceğini söylüyor. (VI) Erlangen Üniversitesi öğretim üyelerinden Theodor Ebert’a göre Descartes herhangi bir hastalıktan değil, Katolik bir rahibin kendisine verdiği arsenikli ekmek yüzünden öldü.

Descartes’ın anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) II. cümlede, hangi düşünce akımının öncüsü olduğu belirtilmiştir.
B) III. cümlede, bilim dünyasına olan bakış açısı verilmiştir.
C) IV. cümlede, bilinen ölüm nedeninden söz edilmiştir.
D) V. cümlede, yaptığı araştırmaların çokluğuna işaret edilmiştir.
E) VI. cümlede, ölümünün farklı bir sebebe bağlı olabileceği dile getirilmiştir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
56 tamamladınız.

]]>
2016 LYS Edebiyat Soruları – (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/2016-lys-edebiyat-sorulari-cikmis-sorular.html Wed, 28 Nov 2018 16:50:51 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=119630 2016 LYS TÜRK EDEBİYATI SORULARI

BU TESTİ ONLİNE ÇÖZMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

1. Öğleden önceleri, yemiş toplayan işçilere yardım ederdim. Sabahları yaptığım bu beden hareketlerinin doğurduğu neşe (sevinç) (I) ile yemek saatinde istirahat etmek (nefes almak) (II) bana çok tatlı geliyordu. Bu durum uzar da güzel havanın çekiciliğine dayanamazsam (karşı koyamazsam) (III) buralardan kaçar (görünmeden gider), (IV) bir sandala atlayıp (binip) (V) gölün ortasına kadar giderdim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, ayraç içinde verilen açıklamasıyla anlamca uyuşmamaktadır?

A) I.     B) II.  C) III.   D) IV.    E) V.

 

2. (I) Simitçi Mehmet Amca’nın evinin karşısındaki kerpiç binaların hepsi yıkılmış. (II) İnşaat tabelaları dikilmiş yıkıntıların üzerine. (III) Bu sokağın eskileri yavaş yavaş çekilmişler buradan. (IV) Mehmet Amca, birkaç kişi ve birkaç eski ev kalmış bu sokakta. (V) Evinin önüne minder atıp oturan ihtiyarlar ve o sokaktaki bakkal dükkânı da yıkılan kerpiç evlerle beraber hatıralara karışıp gitmişler.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde mecazlı söyleyişe yer verilmiştir?

A)I. ve II.

B) II. ve III.

C) III. ve IV.   

D) III. ve V.  

E) IV. ve V.

 

3. “Yaptığım tablolar, kişiye özeldir; belki aylarca askıda sessizce durur, ta ki sahibine kavuşana dek.” diyen bir ressam, sanat eserleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine dikkat çekmektedir?
A) Hayal dünyamızı genişleten ürünler olduğuna
B) Sanatçının yaşamından izler taşıdığına
C) Herkesin dünyasına hitap etmediğine
D) Belli bir birikim sonucunda oluştuğuna
E) Öğretici bir yönünün bulunmadığına.

 

4. (I) ben tarihsel romanı genişletilmiş şimdiki zaman” olarak görüyorum. (II) Eliot da böyle düşünüyor; tarihsel romanın, geçmişi bugüne taşıması noktasında. (III) Geçmişin bir anlamı olduğunu düşünecek olursak bu anlamın, bugünün insanına ne ifade ettiğini anlatan bir roman da tarihsel bir roman olarak görülebilir. (IV) Kısacası tarihin farklı iki yorumu biçiminde algılanan “genişletilmiş şimdiki zaman” kavramı benim için önemlidir. (V) İster bugünden geçmişe dönüşümüz biçiminde algılansın bu kavram; ister geçmişin bugüne taşınması biçiminde…

Tarihsel romanın ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir değerlendirme yapılmıştır.
B) II. cümlede, önceki cümleyi desteklemek için tanık gösterilmiştir.
C) III. cümlede, bir koşul ve buna bağlı bir olasılıktan söz edilmiştir.
D) IV. cümlede, bir kavramın tanımı yapılmıştır.
E) V. cümlede, bir kavramın farklı yorumlanmasından söz edilmiştir.

 

5. (I) Günümüzde çok sayıda Kızıldeniz kökenli canlı türü Akdeniz’e girip yerleşmiş durumda. (II) Bugün Akdeniz’de yapacağınız her dalışta Kızıldeniz kökenli türler görmek mümkün. (III) Hatta denilebilir ki bu türlerin girişi aynı hızla devam ederse gelecekte yeni türler görmek çok daha zor olacak. (IV) Çünkü Kızıldeniz kökenli türler, yeni türlerin üzerinde kolayca baskı kuruyor ve onların yaşam alanlarını daraltarak ortamdan uzaklaşmalarına sebep oluyor. (V) Bu türlerden biri de bilimsel adı Halophila stipulacea olan geniş yapraklı “deniz çayırı”dır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir çıkarım söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

 

6.
Koca şehrin üstünde ipi kopmuş bir uçurtmayım;
Rüzgârlara kayıyor göğsüm sarsıla sarsıla.
Koca şehrin üstünde ipi kopmuş bir uçurtmayım;
Ki uçurtmuştu beni çocukluğum, hülyalarıyla.

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması

B) Ünsüz benzeşmesi

C) Ünlü düşmesi

D) Ulama

E) Ünlü daralması

 

7. Aşağıdakilerden hangisi, ögelerinin sıralanışı yönünden “Gözlerimi açtığımda saatim ve bozuk paralarım, baş ucumdaki komodinin üzerinde garip bir ölü doğa resmi gibi duruyordu.” cümlesiyle aynıdır?

A) Öğlen, arkadaşım bize gelince çocuklar gibi sevinmiştim.
B) Sabah annemle ben evin yanındaki parkta bir iki saat yürümüştük.
C) Geçenlerde burada da ulaşımı engelleyecek derecede yoğun bir kar yağışı olmuştu.
D) Geçen yıl yağan şiddetli yağmurda dizlerime kadar suya batmıştım.
E) Eve gelirken babam uzun zamandır görmediği bir arkadaşına rastlamıştı.

 

8. Aşağıda verilen dizelerin hangisindeki altı çizili sözcük, türü bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) Sarı çiçek sallanıyor naz ile
Karışmış güllere çimenin dağlar
B) Ak elleri elvan elvan kınalı
Karadır gözleri sürmeli değil
C) Çıktım seyreyledim Niğde’yi, Bor’u
Acep gezsem ela gözlüm var m’ola
D) Kıvrım kıvrım olmuş zülfünün teli
Mor menekşe boynun eğdiği gibi
E) Yeşil olur bizim ilin dağları
Dağlara çıkmanın zamanı şimdi

 

9. O gece, en derin gönül macerasına dalmış akranlarının bile gözlerine uğrayan uyku, onun gözlerine uğramamış: gözleri, karanlık odanın tavanında bir satranç tahtasına takılıp kalmış, kendi kendine bir hayal âlemine dalıp gitmişti. .

Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur?
A) Dönüşlülük zamiri

B) Sayı sıfatı

C) Kişi zamiri

D) Belgisiz zamir

E) İşaret sıfatı

 

10. Lyon, bir milyonu aşan nüfusuyla (I) Fransa’nın üçüncü büyük kenti. UNESCO’nun (II) Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu tarihî (III) kent merkezindeki dar sokaklar, tüneller görülmeye değer. Sinema bu kentte icadedilmiş. (IV) Bu nedenle sinemanın ana vatanı (V) sayılıyor.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) I.       B) II.       C) III.     D) IV.      E) V.

 

11. Yazma azmim nedense son zamanlarda tamamen kaybolmuştu. Oysa biliyordum, kervan yolda düzülür; fikir ne kadar iyi olursa (I) olsun yazmaya başlamadan yazamaz (II) yazmayı sürdürmeden metni bitiremezsiniz. Sonuçlandırmadığınız zaman da fikrinizin iyi olup olmayışının (III) bir fikrinizin dahi olmamasının (IV) konuyu araştırmak için harcadığınız sürenin (V) topladığınız kaynakların hiçbir önemi yoktur.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine virgül (,) konulamaz?

A) I.   B) II.    C) III.    D) IV.    E) V.

 

12.
I. Bu merak, son yıllarda İtalya’da nelerin değiştiğine yönelik sorular silsilesi aslında.
II. Algımızın bizi rahatlatmasına rağmen İtalya’da doğa, insanlığın geçirdiği değişimin çırpınışlarını pek hissettiremedi bize.
III. İtalya’da birçok şeyin değişmediğini söyleyen algımız bizim rahatlamamızı sağlıyor.
IV. Uzun bir aradan sonra tekrar geldiğimiz İtalya’da daha ilk andan itibaren içimizi bir merak kaplıyor.
V. Soruların cevabını her zaman kendinden emin olan algımızın vermesini bekliyoruz.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?

A) I.     B) II.    C) III.   D) IV.   E) V.

 

13. (I) Ingiliz evren bilimci Stephan Hawking bugün neredeyse herkesin tanıdığı, başarılı bir bilim insanıdır. (II) ALS hastalığı Hawking’in vücut fonksiyonlarını büyük ölçüde etkiliyor ama onun insanlarla iletişim kurmasına engel olamıyor. (III) Başarısının önemli bir kısmı, daha önce birbirinden ayrı alanlar okarak görülen kuantum mekaniği, genel görelilik ve termodinamiği birleştirebilmesinden kaynaklanıyor. (IV) Hawking, bu sayede bilim dünyasına, başta kara deliklerin özellikleri olmak üzere birçok konuda yeni fikirler sunmuştur. (V) Ama dünya çapında tanınmasında bilimsel çalışmaları kadar kitaplar yazmasının, konferanslara katılmasının ve çalışmalarının sonuçlarını geniş kitlelerle paylaşmasının da payı var.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

 

14. Sinema, sadece hikâyeyi veya durumu perdeye taşımakla ilgili bir süreç değildir bence. Sinemayı on adımlık bir süreç olarak düşünecek olursak belki sadece iki adımı, kamera çekimleri ve kurgu ile ilgilidir. Oysa pek çok festival sinemacısı, bu iki adımın bütün sürecin ta kendisi olduğunu düşünmektedir. Bu, yaratıcı üretimi doğrudan doğruya olumsuz etkileyen bir yaklaşımdır. Geriye kalan sekiz adım bizim nasıl olduğumuzla ilgilidir; ne okuduğumuz, neye inandığımız, nereleri gördüğümüz, ne yaşadığımız, ne yaşamak istemediğimiz…

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Öznellik söz konusudur.
B) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.
C) Koşul dile getirilmiştir.
D) Açıklamadan yararlanılmıştır.
E) Örneklemeye yer verilmiştir.

 

15. Gestalt psikolojisine göre bir parçayı ait olduğu bütünden soyutlayıp incelemek hatalıdır. Çünkü bir bütün, kendisini oluşturan parçaların basit bir toplamı değil, parçaların toplamından daha fazla bir şeydir; örneğin bir melodi kendisini oluşturan notaların basit bir toplamı değil, bu notaların bir sisteme göre düzenlenişinin ürünüdür. İnsanı anlamlandırırken de bu psikolojiden yola çıkmakta fayda var. Sonuçta, -—.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) insanı anlamak istediğimizde çevresi ve iç dünyasını bir arada ele almalıyız
B) sosyal ve fiziksel çevremiz algılarımızın oluşmasında önemli bir role sahiptir
C) çevremize yönelik algılarımız, çevremizi şekillendirme gücüne sahiptir
D) insan ve çevre karşılıklı etkileşim içindedir, birbirlerini şekillendirirler
E) diğer insanları algılama şeklimiz onları etkileyip aynı zamanda da değiştirebilir

 

16. Evet, doğru. Hepimiz, içimizde tanımadığımız onlarca insanla dolaşıyoruz. Farklı yaşlardaki ben’ler, hepsi ayrı ayrı insanlar… Ve diyorsun ki “Bu ben değilim!” Haklısın belki ama o, eski sen! Bugün kendine benzer görmediğin insanları dışlıyorsun ya hani, işte sen de ötekileştirdiğin o insanlar gibiydin.

Bu parçada geçen “Hepimiz, içimizde tanımadığımız onlarca insanla dolaşıyoruz.” sözüyle vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kendimizi olduğumuz gibi kabullenmenin sanıldığı kadar kolay olmadığı
B) Yaşamımızın çeşitli dönemlerine özgü özellikleri içimizde taşıdığımız
C) Çevremizdeki insanların kişiliğimizin farklı yönlerini biçimlendirdiği
D) Yaşam şartlarının insanı ne kadar değiştirdiğini zamanla fark ettiğimiz
E) Yaşlandıkça değişebileceğimiz gerçeğiyle artık yüzleşmemiz gerektiği

 

17. Şiirde yenilikten kastım, genç şairin ilk bulduğu şiire saldırmakla işe başlaması değil. Şiirde yenilik, şairin yapması gerekenleri iyi tespit edip doğru zamanı beklemesiyle bağlantılı aslında. Cesareti tek başına yeterli görmek, şairin ölü dogmasına veya kaleme aldıklarının yankısız bir deneme olarak kalmasına neden olacaktır. Bilgi ve birikim için de aynı durum geçerlidir.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiirde cesaret, gereksiz yerde yansıyıp kaybolan bir sese benzer.
B) Bilgi ve birikim er ya da geç şiir yaşantısında yeniliği doğuracaktır.
C) Büyük şairler, gençken sessiz kalıp olgunluklarında ortaya çıkmıştır.
D) Yenilikçi şair, bilgi ve birikimiyle yerinde bir hamle için fırsat kollar.
E) Şairin yenilikçi olabilmesi için farklı şiir ortamlarında bulunması gerekir.

 

18. İnsanın kendi dünyasından başkalarının dünyasına geçmesi güçtür. Her yazarda geçerli olan bu durum, benim için de geçerlidir. Bu nedenle yazmaya başlamadan önce kimi sorularla kendimi bir sınavdan geçirir, yazacağım kahramanlarla özdeşleşir, sonra yazmaya koyulurum. İlk cümleleri ararken kendimi daha önce hiç görmediğim, kocaman bir şehirde hisseder, yolları şaşırmaktan ürkerim. Aylar, yıllar boyu yazacaklarımı inceden inceye planlamış, dahası romanın bitmiş hâlini görmeye başlamışımdır ama yine de harita yabancı, karışık, çıkışsız görünür gözüme. Yolculuğa hangi dönemeçten girmeli? Hangi köşeleri yoklayarak o vurucu sözcükleri saklandıkları yerden çekip çıkarmalı? Benim için en zor iş, pusulam olacak o ilk sayfadır. Onlarca başlangıçtan, karardan ve gidiş gelişten sonra kapıyı aralarım ama hiçbir zaman en doğru başlangıcı yaptığımdan emin olamam.

Aşağıdakilerden hangisi böyle diyen bir yazarın yazma tutumuyla bağdaşmaz?

A) Romanın daha başlangıcındayken sonunu bilme
B) Bir ön hazırlıktan sonra yazmaya başlama
C) Kendisiyle ilgili iç gözlem yapma
D) Roman kişileriyle bütünleşme
E) Yaşamının kararsızlığını üslubuna yansıtma

 

19. Spor, her türden bedensel hareketin bir bileşkesi olarak ortaya çıkar. Koşarken bacaklarımız, tenis oynarken kollarımız, yüzerken neredeyse tüm vücudumuz hareket eder. Sayısız spor çeşidi ve hareketi, kas gelişimini tetikler. Böylece vücudumuz daha esnek ve güçlü hâle gelir. Spor esnasında salgılanan hormonlar ile kendimizi daha iyi ve mutlu hissederiz. Spor, ruh sağlığımızı da olumlu etkiler. “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.” sözü, bu harika sonuçları geniş kitlelere ilan etmek için söylenmiş güzel bir sözdür.

Bu parçada sporla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Ruh sağlığına katkısına
B) Vücut gelişimini sağladığına
C) Harekete dayalı bir faaliyet olduğuna
D) Doğru beslenmeyle ilişkisine
E) Birçok dalı olduğuna

 

20. – 21. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Ne kitap sayfaları ne gazete kâğıtları; hiçbiri bir edebiyat dergisinin yaprakları kadar yakışmıyor okurun parmaklarına. Bu, dünyayı harflerle tamir etmek isteyen gönüllülerin, dünyanın ancak harflerle tamir edileceğine inanan insanlara tattırdıkları bir ayrıcalıktır. Bir edebiyat dergisini çıkaranlar; dergilerinin yapraklarına sadece kelimeleri değil ormanlardan kesilip getirilen ağaçların hafızasındaki sayısız kuş sesini, sayısız gün batımını, sayısız çiy tanesini de pay ederek sanki kullandıkları kâğıda başka türden bir hayat vermek istemişlerdir. Edebiyat dergilerinin, dokundukça parmaklarımızı biraz daha incelten kimyaları, yapraklarına sinmiş o kuş seslerinden, o gün batımlarından kaynaklanıyor olsa gerek! Yalnızca kâğıda değil kâğıdın kaynağına ve onun sökülüp getirildiği özgür iklimlere duyulan minnet boşuna değildir elbette.

20. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Mecaz anlamlı sözcükler kullanılmıştır.

B) Betimleme öğelerine yer verilmiştir.

C) Çıkarımda bulunulmuştur.

D) Karşılaştırma yapılmıştır.

E) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.

21. Bu parçadan hareketle edebiyat dergileriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Diğer türlere göre daha fazla sevilmesi kağıdının niteliğinden kaynaklanır.
B) Ağaçtan üretilen dergi sayfalarında doğanın güzelliği de okurla buluşur.
C) Kâğıda basılan ürünler içinde en değerli olanıdır.
D) Hiçbir yazılı yayın onun kadar okuruyla bütünlük oluşturmaz.
E) Dünyanın sanatla düzeleceğine inanan insanların ürünleridir.

 

22. – 23. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

(I) Bugün devlet ve vakıf üniversitelerinde, öğrencilerin hem kendilerini iş yaşamına hazırlamaları hem de deyim yerindeyse cep harçlığı kazanmaları için değişik çalışma programları mevcut. (II) Bu programlar sayesinde öğrenciler bir yandan eğitimlerini ara vermeksizin sürdürürken bir yandan da üniversite içindeki çalışma ortamında iş deneyimi kazanıyor ve ihtiyaçlarının en azından bir kısmını karşılayabilecekleri küçük bir gelir elde ediyorlar. (III) Üniversiteden mezun olduktan sonra öğrencilerin öz geçmişlerine yazabilecekleri bu ilk tecrübeleri, iş bulmalarına yardımcı olduğu gibi işlerine kolayca adapte olmalarını da sağlıyor. (IV) Böylece öğrenciler, okul için değil hayat için öğrenmeye ilk adımlarını atıyorlar. (V) Bu sayede öğrenciler, mezun oluncaya kadar geçen sürede akademik gelişimlerinin yanı sıra ilgi, yetenek ve kariyer hedefleri doğrultusunda da eğitici etkinliklerde bulunuyor; yaşamlarını daha renkli, eğlenceli ve keyifli hâle getiriyorlar.

 

22. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, öğrencilere sunulan imkânlarla ilgili tespit yapılmıştır.
B) II. cümlede, önceki cümleyle ilgili ek bilgi verilmiştir.
C) III. cümlede, öncekilerden farklı bir kazanımdan söz edilmiştir.
D) IV. cümlede, öğrenmenin amaçlarından biri dile getirilmiştir.
E) V. cümlede, öğrencilerin iş bulmalarındaki kolaylıktan söz edilmiştir.

 

23. Bu parçadan üniversitelerdeki çalışma programları ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Öğrencilerin kişisel gelişimine yardımcı olmaktadır.
B) Öğrencilere, okul yaşamlarında ekonomik getiri sağlar.
C) Yaşamı, öğrenciler için daha keyifli kılmaktadır.
D) Öğrencilerin branşlaşmada doğru tercih yapmalarını sağlamaktadır.
E) Öğrencilerin çalışma hayatına uyum sürecini kolaylaştırmaktadır.

 

24. – 25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

(I) Ünlü Fransız filozoflarından olan Rene Descartes, özellikle “Düşünüyorum, öyleyse varım.” cümlesiyle tanındı. (II) 17. yüzyılın başlarında yaşayan ve rasyonalizmin kurucularından olan Descartes, elbette ki bilime bu cümlenin çok daha ötesinde katkılarda bulundu. (III) Fizik ve analitik geometrideki çalışmalarıyla tanındı, düşünceyi her türlü dogmanın üstünde tuttu, metodik kuşkuculuğu benimsedi ve her fâni gibi öldü. (IV) Günümüze kadar Descartes’ın, kraliçenin özel davetiyle gittiği İsveç’te ağır kış koşullarına dayanamayıp zatürreden öldüğü söyleniyordu. (V) Paris ve Stokholm arşivlerinde yıllarca yapılan bir araştırmanın ürünü olan bir kitap, gerçeğin farklı olabileceğini söylüyor. (VI) Erlangen Üniversitesi öğretim üyelerinden Theodor Ebert’a göre Descartes herhangi bir hastalıktan değil, Katolik bir rahibin kendisine verdiği arsenikli ekmek yüzünden öldü.

24. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C)IV. D)V. E) VI.

 

25. Descartes’ın anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) II. cümlede, hangi düşünce akımının öncüsü olduğu belirtilmiştir.
B) III. cümlede, bilim dünyasına olan bakış açısı verilmiştir.
C) IV. cümlede, bilinen ölüm nedeninden söz edilmiştir.
D) V. cümlede, yaptığı araştırmaların çokluğuna işaret edilmiştir.
E) VI. cümlede, ölümünün farklı bir sebebe bağlı olabileceği dile getirilmiştir.

 

26.
Ya sen ey karınca taciri gazeteci
Ağzının içinde bir sap ebegümeci
Kaşlarında macera gözlerinde oyun
Şeytan gibi kaçan yollu bisikletinle
Yırtık çizmelerin kadife kasketinle
Getir o eski sevincini çocukluğun

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) 13’lü hece ölçüsü ile yazılmıştır.

B) Didaktik bir üslup kullanılmıştır.

C) Benzetmeye başvurulmuştur.

D) Tasvirden yararlanılmıştır.

El Geçmişe özlem dile getirilmiştir.

 

27.
Çukurova bayramlığın giyerken
Çıplaklığın üzerinden soyarken
Şubat ayı kış yelini kovarken
Cennet dense sana yakışır dağlar

II

Tut atalar sözün kalbi selim ol
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğu tab’ı halim ol
Sarp sirke kabına zarar demişler

 

Aşağıdakilerden hangisi, numaralanmış bu dörtlüklerin ortak özelliklerinden biri değildir?
A) Redife yer verilmesi

B) Yarım kafiyenin kullanılması

C) Hece vezniyle yazılması

D) Söz sanatlarından faydalanılması

E) Yalın bir söyleyiş tercih edilmesi

28.
Bu şehirde sokaklar seni düşünür
Bu sokaklarda evler seninle dolu
Bu evlerde huzur bir şarkıdır söylediğin
Sen yürürken bir kilim dokunur kilometreler boyunca
Düşer kaldırımlara nakış nakış güzelliğin

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Birinci dizede, insana ait bir özellik cansız bir varlığa nispet edilerek etkileyicilik sağlanmıştır.

B) İkinci dizede, “seninle” sözcüğündeki mecazımürselle sevgiliye ait kimi özellikler çağrıştırılmıştır.

C) Üçüncü dizede, “huzur” ile “şarkı” sözcükleri arasında bir tezatlık söz konusudur.

D) Dördüncü dizede, sevgilinin güzelliği mübalağa yoluyla dile getirilmiştir.

E) Beşinci dizede, güzellik istiare yoluyla somut bir nesne gibi düşünülmüştür.

 

29. Genellikle bir sanat değeri taşımayan bu nedenle de edebî bir tür sayılmayan; öğretme, tanıtma ve tasvir etme amacı taşıyan; konuları bakımından bir bölgeyi, bir eşyayı veya bir insanı işleyen -—, son yıllarda gazeteyle birlikte yaygınlaşmıştır. Görüntülü iletişim araçlarının hayatımıza girmesiyle beraber bu tür. ayrı bir mahiyet kazanarak televizyon ve sinemaya taşınmıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) konferans

B) sempozyum

C) röportaj

D) açık oturum

E) panel

 

30. Geleneksel Türk tiyatrosu ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Dramatik türde sadece Karagöz ve orta oyununu bilen Türk seyircisi, Tanzimat’tan sonra türün Avrupai şekillerini de tanımaya başlar.
B) Karagöz ve orta oyunundaki tüm tipler, tek bir kişi tarafından taklit yoluyla canlandırılır.
C) Karagöz ve orta oyununda, olayların akışı başlıca iki kişinin üzerindedir.
D) Karagöz ve orta oyununda Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan farklı etnik zümrelerin şiveleri önemli rol oynar.
E) Karagöz ve orta oyununda diyaloglar belli bir çerçeve doğrultusunda doğaçlama olarak gerçekleştirilir.

 

31. 1914 yılında seferberlik davulları çalarken Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğmuşum. Babam avukat, çiftçi, parti lideri. Annem eski öğretmenlerden Azime Hanım. Biri erkek olmak üzere benden küçük dört kardeşim var. Evliyim, dört çocuk babasıyım. Yıllardır kalemimle geçiniyorum.

Bu parça aşağıdaki edebî türlerden hangisine örnek verilebilir?

A) Otobiyografi

B) Biyografi

C) Fıkra

D) Deneme

E) Makale

32.
• 12. yüzyılda Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır.
• Türk kültürünün Orta Asya sahasında İslamiyet’in kabulüyle başlayan değişiminin ve yeniden yapılanmasının ilk ürünlerindendir.
• Eser, İslam ruhuna uygun ideal insan ve toplum oluşturma çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

Bazı özellikleri verilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

A) Divan-ı Hikmet

B) Kutadgu Bilig

C) Atabetü’l-Hakayık

D) Divanü Lügâti’t-Türk

E) Vesiletü’n-Necât

 

33. Türk edebiyatında gerçek anlamda ilk mizahi ürünler; masallar, fıkralar ve seyirlik oyunlardır. Divan edebiyatında bir kimseyi yermek, olumsuz bir gidişatı eleştirmek amacıyla yazılan hicviyeler de bir çeşit mizah ürünüydü. Bu tür metinlerde abartılı bir dil kullanılır ve hicvedilen kişi âdeta yerin dibine geçirilmeye çalışılırdı. -—, bu bağlamda akla gelen ilk örneklerden biridir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Nâbî’nin Hayriyye’si

B) Şeyhî’nin Harnâme’si

C) Nef’î’nin Siham-ı Kaza’sı

D) Bağdatlı Rûhî’nin Terkib-i Bend’i

E) Fuzûli’nin Şikâyetname’si

 

34.
Seni sevmek bana verse de çile
Yılmadan çekerim yeter ki he de
Senin gibi biten ender bir güle
Gözyaşı dökerim yeter ki he de

Bu dörtlüğün nazım türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Taşlama

B) Koçaklama

C) Güzelleme

D) Ağıt

E) Destan

 

35.
I. Bahariyye – Pastoral şiir

II. Nasihatname – Lirik şiir

III. Gazavatname – Epik şiir

IV. Menakıbname – Satirik şiir

Yukarıda numaralanmış tür eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) III. ve IV.

 

36. Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisi Yunus Emre olan ilahi; Allah aşkını konu edinen, onu övmek için özel bir ezgiyle yazılıp söylenen, herhangi bir tarikat izi taşımayan şiirlerdir. Bu şiirler; söylendiği yere, kesime veya tarikata göre farklı isimler alır.

Aşağıdakilerden hangisi bu isimlerden biri değildir?

A) Âyin

B) Nefes

C) Tapuğ

D) Devriye

E) Deme

37. Türk nesri, -— ile edebî bir kimlik kazanmıştır. Divan edebiyatının özenli hatta bir çeşit süslü nesrinin ilk büyük sanatkarı odur. Fars edebiyatının secili cümlelerini ve mecazlı anlatımını benimsemiş olan sanatçı. bir bakıma klasik nesrin temelini attığı dinî-tasavvufi içerikli -— adlı eserinin ön sözünde, eseri güzel görünsün diye bu tür söz sanatlarına yöneldiğini belirtmiştir. Eserin dili süslü ve özenli olsa da devrine göre anlaşılabilir biçimdedir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Âşık Paşa – Garibnâme

B) Nergisi – Nihâlistan

C) Sinan Paşa – Tazarrunâme

D) Veysi – Hâbname

E) Evliya Çelebi – Seyahatname

 

38. -—; gazellerinde gerçek aşkı, zevki ve eğlenceyi gerçekçi bir üslupla dile getirmiştir. O, -— gibi üzüntü ve acılarını tasavvufi kavramlardan hareketle sembolik bir dille yansıtan yanık bir âşık değil neşeli bir kişiliktir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Hoca Dehhani – Nesimi

B) Nedîm – Fuzûli

C) Bâkî – Hayali

D) Zâtî – Şeyhülislam Yahya

E) Bağdatlı Rûhî – Şeyh Galip

 

39. XVI. ve XVII. yüzyıllarda yaşayan, Yunus Emre ile Nasreddin Hoca gibi nereli olduğu konusunda değişik rivayetler bulunan bir saz şairidir. Çukurova, Balkanlar, Azerbaycan, Türkmenistan gibi değişik bölgelerde yaşadığı düşünülen saz şairi hakkındaki bir başka tartışma da Barak veya Varsak boyuna mensup olup olmadığıdır. Şiirlerinin temasını genellikle güzellik ve gurbet kavramları oluşturan âşık, bütün şiirlerini hece ölçüsüyle söylemiştir.

Bu parçada söz edilen saz şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Köroğlu

B) Âşık Ömer

C) Karacaoğlan

D) Ercişli Emrah

E) Gevherî

40. Devrin siyasi koşulları gereği içe kapanma, maraziliğe varan bir melankoli ve kişisellik bu grubun olumsuz özellikleri gibi görülse de estetik değerlerde derinleşme ve gelişme daha belirgindir. Yeni bir edebî dilin oluşmasını ve gelişmesini sağlamışlardır ama bir önceki nesil tarafından sadeleştirilmeye çalışılan yazı dilini yeniden ağırlaştırdıkları için eleştirilmişlerdir. Gerek şiirde gerekse nesirde ahenkli kelimelere, Arapça ve Farsça tamlamalara, eski sözlüklerde bulunan fakat Arapça ve Farsçada dahi artık kullanılmayan bazı sözcüklere şiirlerinde yer vermişlerdir.

Bu parçada sözü edilen edebî topluluk veya dönem aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yedi Meşale

B) Tanzimat

C) Millî Edebiyat

D) Servetifünun

E) Garip

 

41. Ben “edebî” sayılabilecek hiçbir eser yazmadım. Çünkü benim eserlerimin çoğunu yazdığım sıralarda edebiyattan anlamayanlar, toplumumuzun büyük çoğunluğunu teşkil ediyordu. Benim emelim de fazlaca eser vererek çoğunluğa hitap etmek, onları aydınlatıp dertlerine tercüman olmaya çalışmaktı. Zaten edebiyat yapmaya ne vaktim ne de kalemim müsaitti. Bence o dönemde “edebî” eser vermek, karnını doyuramamış bir kimseye meyve ikram etmek kadar garip bir hareketti.

Aşağıdakilerden hangisinin edebiyat anlayışı, bu parçadaki yazarla örtüşür?

A) Sami Paşazâde Sezai

B) Ahmet Mithat Efendi

C) Mehmet Rauf

D) Halit Ziya Uşaklıgil

E) Abdülhak Hamit Tarhan

 

42. Şair, Tanzimat’tan sonra Divan edebiyatına ilk fakat usta bir söyleyişe kavuşmuş şuurlu bir dönüşü temsil etmektedir. Yeni şiirin sadece Batı ya değil millî örneklere de bağlanmasını istemiştir. Şair, Köylü Kızların Şarkısı adlı şiiri ile edebiyatımızın ilk ve şaşılacak kadar yeni olan ahenkli köy şiirini ortaya koymuştur. Bu şiirde köylülerin konuşmaları, yaşayışları ve duygulanışları aruz vezni içinde canlı bir üslupla yansıtılmıştır. Ayrıca Fransız şiirinden başarılı tercümeler de yapmıştır. Şiirlerini Ateşpâre, Şerare ve Füruzan isimli kitaplarda toplamıştır.

Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nabizâde Nâzım

B) Recaizade Mahmut Ekrem

C) Ziya Paşa

D) Şemsettin Sami

E) Muallim Naci

 

43. Edebiyatımızda, tabiat ve mizacını şiirlerine onun gibi yansıtabilen pek az şair vardır. Sevgi ve nefretleri, kırgınlık ve sevinçleri, umut ve bezginlikleri, fazileti ve gururu, buğuz ve istihzası, elle tutulurcasına şiirinden sezilir. Gerçekten de onun çok etkili ve mağrur bir kişiliği olduğu yargısı, hatıra yazan bütün arkadaşlarının ortak yargısını oluşturur. Yahya Kemal Beyatlı ise onun bu özelliğini Portreler adlı kitabında “Hırsını yenemeyecek derecede kindar.” cümlesiyle özetlemektedir. Özellikle İstanbul’a olan kinini anlattığı şiiri, Yahya Kemal’in bu cümlesine iyi bir örnektir.

Bu parçada mizacından ve şiirinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mehmet Âkif Ersoy

B) Süleyman Nazif

C) Cenap Şehabettin

D) Namık Kemal

E) Tevfik Fikret

 

44. —–—, konuşulan Türkçeyi roman ve hikâye dili haline getirmiş ve bu özelliği ile bütün çağdaşlarının takdirini kazanmıştır. Yalın dili, mizah dergilerindeki yazılarında keskinleşen alaycı ifadesi, seçtiği konular, canlandırdığı tipler, özgün anlatım tekniğiyle her seviyeden okuyucunun kendisinde bir şeyler bulduğu ve vazgeçemediği bir yazar olmuştur. Anadolu’daki gezilerinin izlenimlerini derlediği Anadolu Notları, onun denemeci yanını da ortaya koyan önemli bir eseridir. Bu kitaptaki nice parça, okuyucuyu gerçeğin birçok köşesiyle karşılaştırır. Romanlarında canlandırdığı kişilerini asla feda etmekten yana olmaması, onun bu insanları değişik cepheleriyle tanımış olmasından ——kaynaklanır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yakup Kadri Karaosmanoğlu

B) Reşat Nuri Güntekin

C) Halide Edip Adıvar

D) Refik Halit Karay

E) Memduh Şevket Esendal

 

45. Sanatçı, Divan edebiyatını Doğu’nun; Tanzimat ve Servetifünun edebiyatlarını ise Batı’nın birer kopyası ve taklidi saydığı için onlara millî sanat gözüyle bakmıyordu. Ona göre gerçek millî edebiyat ancak halk edebiyatıydı. Çünkü Türklerin kültürü, dili, duygu ve hayalleri ancak onda mevcuttu. Kendisi aslında destan ve masallardan çıkarılacak bir Türk romantizmi peşindeydi. 1913 yılından sonra dil, üslup ve kullandığı vezin bakımından Yeni Lisan anlayışının ilkelerine sadık kaldı. Şiirlerini Kızıl EIma, Yeni Hayal ve Altın Işık isimli kitaplarda topladı.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ömer Seyfettin

B) Ali Canip Yöntem

C) Mehmet Emin Yurdakul

D) Ziya Gökalp

E) Rıza Tevfik Bölükbaşı

 

46. Bence şiir bir şekil meselesidir. Şekil her şeyden evvel dilin vezin ve kafiye ile yoğrulmasıdır. Vezin, kafiye ve şiire ait diğer kurallar, yavaş yavaş kişisel bir teknik haline gelir. Bu sayede dile önce kendi sesimiz ve biraz da benliğimiz, iç hayatımız, tecrübelerimiz girer. Bütün mesele dili, kendi sesimiz yapmaktır.

Aşağıdakiler hangisi bu şiir anlayışıyla eser vermiş olamaz?
A) Ahmet Hamdi Tanpmar

B) Ziya Osman Saba

C) Ahmet Haşim

D) Yahya Kemal Beyatlı

E) Orhan Veli Kanık

 

47.
I .
Gençlik gelip geçti bir günlük süstü
Ömrüm doymamaktan dünyaya küstü
Eser darmadağın emek yüzüstü
Gidiyorum işim acele

II.
İşim gücüm budur benim
Gökyüzünü boyarım her sabah
Uyanır bakarsınız ki mavi

Aşağıdakilerin hangisinde, numaralanmış bu şiirlerin temsil ettiği şiir anlayışları sırasıyla verilmiştir?
A) Yedi Meşaleciler – İkinci Yeni

B) Mistik şiir– Garipçiler

C) Yedi Meşaleciler – Toplumcu şiir

D) İkinci Yeni – Garipçiler

E) Mistik şiir – İkinci Yeni

 

48.
Artık ne rübâî ne semaî kaldı!

San’atta bir âvâre tedâî kaldı!

Her cephesi ma’mûr şiirden bugüne

Mazbût iki üç kalem, fedâi kaldı.

Bu dörtlükte şair, Türk şiiriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A) Geleneksel Türk şiirine ilginin yeterli olmamasından
B) Çağrışım unsurlarına yeteri kadar yer verilmemesinden
C) Şair sayısındaki artışın şiir kalitesini düşürmesinden
D) Şiirin sadece belli mekânlarda gelişmesinden
E) Yenilikçi yönünün ilgilenenleri yetkinliğe yönlendirememesinden

 

49. Şiirini kendinden önceki şiir zincirine bir yeni halka olarak ekleyemeyen ozanın yaşayabileceğine hiç inanmadım. İlk kitabımdan bu yana, geçmiş Türk şiirinin rüzgârları, şiirlerimin arasında kendini hissettirdi. Duvar’da, Sisler Bulvarı’nda, Yağmur Kaçağı’nda daha çok Dadaloğlu, Köroğlu bir yandan; Gevherî, Dertli ve Zihnî de öte yandan olmak üzere bir halk şiiri, destan şiiri soluğu vardır. Sonra Divan şiirini hesaba katmamanın yanlış hatta sersemce bir iş olacağını düşündüm. Ben Sana Mecburum, Bola Çiçeği bu düşüncemin denemelerini gün ışığına çıkarmıştır.

Bu parçada kendisinden söz eden sair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Attila İlhan

B) Turgut Uyar

C) İlhan Berk

D) Edip Cansever

E) Sezai Karakoç

 

50. Edebiyatımızda bazı sanatçılar eserlerinde işledikleri konulara göre takma isimlerle anılır olmuştur. Masalcı Baba, Bayrak Şairi, Halikarnas Balıkçısı, Destan Şairi, Evler Şairi… bunlardan bazılarıdır.

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada takma isimleri belirtilen sanatçılardan biri değildir?
A) Arif Nihat Asya

B) Behçet Necatigil

C) Cevat Şakir Kabaağaçlı

D) Faruk Nafiz Çamlıbel

E) Eflatun Cem Güney

 

51. İlk şiirini 1927’de Güneş dergisinde yayımlayan şairin ilk dönem şiirlerinde Ahmet Haşim’in belirgin bir etkisi görülür. Bireysel duygulanmalarını estetikçi bir yaklaşımla şiirin dünyasında buluşturur. Karamsar ve içe dönük bir şairdir. 1940 yılına kadar yazdığı şiirleri romantik, bu tarihten sonraki şiirleri ise toplumsal gerçekçi bir özellik taşır. Devrin sosyal yapısı ve geçim sıkıntısı Nâzım Hikmet’in de etkisiyle onu toplumu önceleyen bir sanat anlayışına yaklaştırır. Yarenlik, Sınıf, Yaşadıkça, Devam, Üsküdar’da Sabah Oldu gibi şiir kitaplarının yanında birçok güldürü dizileri de yayımlanan -—, kendi şiirini “yaşadığı çağa tanıklık eden ve konularını yaşadığı çağdan alan somut bir şiir” şeklinde özetler.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Rıfat Ilgaz

B) Cahit Irgat

C) Sabahattin Ali

D) Ataol Behramoğlu

E) İsmet Özel

 

52. Yazılarımda, sanıyorum bir tek annemin tesirinde kaldım. İlk romanım Küçük Dünyada, bence bu tesir açıkça görünür. İkinci romanım Azap Toprakları’nda kendi üslubumu buldum gibi… Konu bulmaya ve nasıl yazdığıma gelince söz gelimi bir konu gelir içimden, mesela Bulgaristan’daki Türklerin durumu yahut sendika olayları… Böyle şeyleri ve konuyu düşünürken karakterler doğar, önemli karakterler ekseri kendi isimlerini beraberlerinde taşıyıp getirirler, ben bu isimleri değiştirmeyi uğursuzluk addettiğim için ne gelmişse onu yazarım.

Bu parçada romancılığından ve yazma yönteminden söz eden yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Emine Işınsu

B) Sevinç Çokum

C) Adalet Ağaoğlu

D) Halide Nusret Zorlutuna

E) Samiha Ayverdi

 

53. Yazarlar, eserlerinde içinde yaşadıkları toplumların tarihlerini konu olarak seçebilirler. Örneğin, Kırımlı yazar Cengiz Dağcı, II. Dünya Savaşı sırasında değişik cephelerde yaşanan vahşeti ilk romanı Korkunç Yıllar ve onun devamı olan Yurdunu Kaybeden Adam başta olmak üzere Türkiye Türkçesi ile yazdığı romanlarında anlatmıştır. Bu romanlarda olduğu gibi yakın tarihimiz de edebiyatımızda farklı yazarlarca konu edilmiştir. Türk edebiyatında özellikle Kurtuluş Savaşı’nın izleri eserlere yansımıştır.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada dile getirilen düşünceye yönelik eserlere örnek olamaz?
A) Yorgun Savaşçı

B) Sahnenin Dışındakiler

C) Dersaadet’te Sabah Ezanları

D) Avare Yıllar

E) Küçük Ağa

 

54.

  • Oyunlarıyla tiyatro edebiyatımıza önemli katkıda bulunan yazarlarımızdandır.
  • İlk dönemde yazdığı Masum Katiller, Kanaviçe, Duvarların Ötesi gibi eserlerde olaylar arasında mantık bağı gözeten klasik oyun kurgulama yöntemine başvurmuştur.
  • Kendi türünde bir başyapıt olan Ocak’ta, öyküyü sağlam bir yapıya oturttuğu, karşılıklı konuşmaları gerçek bir alışveriş ve sürükleyici bir etki-tepki biçiminde örgütlediği, oyunun duygusal öyküsüne sevecen ve tatlı bir tavırla yaklaştığı görülür.
  • Konu seçimi, olaylara yaklaşımı, geçmiş olaylarla şimdikiler arasında köprü kurmaya elverişli
    anlatımıyla düşündürücü olduğu kadar eğlendirici bir yazardır.

Bazı özellikleri verilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Turan Oflazoğlu

B) Cevdet Kudret

C) Necati Cumalı

D) Haldun Taner

E) Turgut Özakman

 

55.
I . İntibah – Ali Bey
II. Araba Sevdası – Bihruz Bey
III. Mai ve Siyah – Ahmet Celâl
IV. Şıpsevdi – Aliye
V. Eylül – Necip

Yukarıdaki numaralanmış roman-kahraman eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?
A) I. ve III.
B) II. ve III.
C) II. ve V.
D) III. ve IV.
E) IV. ve V.

 

56.
Hayır, hayâl ile yoktur benim alışverişim
İnan ki ne demiş isem görüp de söylemişim
Şudur benim cihânda en beğendiğim meslek
Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek

Bu dizelerde dile getirilen düşünce, aşağıdaki edebi akımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir?

A) Romantizm
B) Realizm
C) Sembolizm
D) Sürrealizm
E) Klasisizm

CEVAP ANAHTARI

1.    B 11.    A 21.    A 31.    A 41.    B 51.    A
2.    D 12.    E 22.    E 32.    A 42.    E 52.    A
3.    C 13.    B 23.    D 33.    A 43.    E 53.    D
4.    D 14.    B 24.    C 34.    C 44.    B 54.    E
5.    C 15.    A 25.    D 35.    D 45.    D 55.    D
6.    E 16.    B 26.    B 36.    D 46.    E 56.    B
7.    B 17.    D 27.    B 37.    C 47.    B  
8.    E 18.    E 28.    C 38.    B 48.    A  
9.    D 19.    D 29.    C 39.    C 49.    A  
10.    D 20.    E 30.    B 40.    D 50.    D  

 

]]>
2017 LYS Edebiyat Soruları – (Test Çöz _ Online)-(Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/2017-lys-edebiyat-sorulari-test-coz-_-online-cikmis-sorular.html Sat, 24 Nov 2018 21:26:30 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=119622 2017 LYS Edebiyat Soruları – (Test Çöz -Online)-(Çıkmış Sorular)

2017 LYS Edebiyat Soruları - (Çıkmış Sorular)

  • Tebrikler - 2017 LYS Edebiyat Soruları - (Çıkmış Sorular) adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
  • Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
  • Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%

Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1

Şiiri hikâye olarak değil, sessiz bir şarkı olarak gören şair, metinlerinde müzikaliteye büyük önem verir. Şair, kendi şiirine yapılan eleştirilere cevap vermek amacıyla kaleme aldığı yazıyı, Piyâle adlı şiir kitabının ön sözünde "Şiir Hakkında Bazı Mülâhazalar" başlığı altında yayımlar. Bu yazısında şiir görüşünü ortaya koyan sanatçıya göre şiir, sözcükler arasındaki dalgalanma ve birleşmelerden doğan seslerin uyandırdığı duygudur. Bu şiir anlayışı, açık bir anlamı ve anlatımı öne çıkarmaz; şiirin anlaşılabilmesi için okuyucunun da katkısını gerektirir

Aşağıdaki şiirlerden hangisi bu parçada anlayışından söz edilen şaire aittir?

A) Bursa'da Zaman               

B) O Belde

C) Kaldırımlar                        

D)Monna Rosa

E) Sessiz Gemi

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 2

Aşağıdaki yargılardan hangisi kişisel düşünce içermemektedir?

A) Meydandaki hareketlilik, hiç bitmeyecekmiş gibi hız kesmeden devam ediyor.

B) Bu ülkede gördüğüm her kıyafet ve her hareket birbirine benziyor.

C) İnsanların elindeki bavullar, kendi yaşantılarına dair garip izler taşıyor.

D) Görevlinin sesini duyanlar yerinden ayrılıyor ve işaret edilen yere ilerliyor.

E) Şikâyetler de tıpkı eşyalar gibi, tekrarlandıkça eskimeye devam ediyor.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 3

Çok iyi bildiğim insanların ekmek peşindeki maceralarını anlatmaya çabaladım hep. Hemen hemen tek problemim "insan ve ekmek kavgası"dır. Yurtlarımızı, yuvalarımızı bırakıp bizi gurbete düşüren, otel odaları, hanlar veya kahve köşelerinde kara kara, sarı sarı düşündüren nedir? Gurbet üzerine, yokluk üzerine, açlık üzerine yakılan türküler, ümitsiz gecelere yanık yanı salınan bozlakların yüzyıllardır süregelen acısı ne zaman bitecek? Nasıl bitecek? İşte ben de hâlâ anlattıklarımdan biriyim ve en bildiğim hayatları anlatmaya çalışıyorum yazdıklarımda.

Bu parçadaki görüşler, aşağıdaki yazarların hangisinin edebiyat anlayışı ile örtüşür?

A) Haldun Taner

B) Orhan Kemal

C) Memduh Şevket Esendal

D) Tarık Buğra

E) Ahmet Hamdi Tanpınar

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 4

Kapı çalınıyor. Kim geldi acaba? Kimi istersem, kimin ismini yazarsam o gelir. Yazmanın bu yararı var işte, küçük bir işaretle, canımın istediğini getiririm. İstersem fikrimi değiştiririm. Kim ne yapabilir? Hadi bakalım, kapının zili çalmadı, gelen giden yok.

Bu parçada, postmodern romanın aşağıdaki hangi özelliği vurgulanmaktadır?

A) Metinlerarası ilişkilere yer verme

B) Anlatıcıyı kurmacanın parçası kılma

C) Tarihî gerçekliği yeniden oluşturma

D) Çok katmanlı bir anlatı yapısı kurma

E) Okuru, kurmacanın merkezine yerleştirme

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 5

Çok katmanlı anlatım özelliklerine sahip olan bu romanda yer alan kişiler, nesneler ve kavramlar ayrıştırıldığında bunların birtakım simgesel değerler üstlendiği görülür. Romanın merkezinde yer alan Galip, Şeyh Galip'i çağrıştırır. Bir diğer karakter Celâl, Mevlanâ'nın simgesel karşılığı olarak olay örgüsünde yer alır. Hüsn ü Aşk'taki Diyar-ı Kalb ise romanda Şehrikalp Apartmanı olarak karşımıza çıkar. Bu isimler ile okuyucu, Doğu anlatı türlerinin evreninde bir yolculuğa hazırlandığını fark eder.

Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yeni Hayat

B) Benim Adım Kırmızı

C) Kara Kitap

D) Cevdet Bey ve Oğulları

E) Sessiz Ev

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 6

Yedi yıl oluyor, Bey, köyü köylüsüne sattı, parayı cebine kattı, gitti. Karataş Köyü dört yüz bin lire borç ödedi. Ödedi emme nasıl ödedi? Orasını gel Karataş'a sor. Öküz, inek, dana... Un, bulgur, tarhana... Pazarda para eden ne varsa elinde, sattı. Daha da satıyor. Borç bitmedi daha. Ödedi dediğime bakma. Bey, parasını pangadan aldı. Hökümetin pangasından. Panga da bizden alıyor. Bir dünya fayızıynan... Emme sonunda ektiğimiz toprak bizim ya, yeter. Bey gitti, İstanbul Boğazı'na dağ gibi bir ev çökertti. Sonra da bir ütel yapacakmış. Daha sonra, bir başına koca İstanbul'u satın alacakmış. Bey, bey varsıl! Biz yoksuluz çok şükür. Herkesin bey olması ilazım değil.

Bu parça, içeriği ve üslubu dikkate alındığında, aşağıdaki yazarların hangisi tarafından yazılmış olamaz?

A) Fakir Baykurt                    

B) Talip Apaydın

C)Mahmut Makal

D) Yaşar Kemal

E)Peyami Safa

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 7

İslamiyetin doğuşundan kısa bir süre sonra ortaya çıkmış olan ----, İslam dünyasındaki etkisi yüzyıllar boyu sürmüş bir düşünce ve inanç sistemidir. Allah'a sevgiyle ulaşmayı amaçlar. İslami Dönem Türk edebiyatında bu düşünce sistemi çevresinde bir edebiyat akımı oluşmuştur. Bu akım, kendine özgü nazım türlerine ve şekillerine sahiptir. Örneğin nefes gibi nazım türlerinde ---- düşüncesi ele alınmıştır. Bu düşünceye göre tek varlık Allah'tır ve evrende görünen her şeyde Allah'ın türlü yansımaları vardır.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Bektaşilik - tevhid             

B) tasavvuf - vahdetivücut

C) hikemî tarz - fenâfillah     

D) Mevlevilik - enelhak

E) mistisizm – marifet

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 8

Türk medeniyeti tarihini bilimsel bir yaklaşımla ele alan ve Türk edebiyatını başlangıcından itibaren inceleyen önemli çalışmalar yapmıştır. O, edebiyat tarihini medeniyet tarihinin bir parçası olarak görmüş, bu nedenle edebiyat ile tarihî ve toplumsal gelişmeleri bir bütün olarak değerlendirmiştir. 1919 yılında yayımlanan Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar adlı eseri büyük yankı uyandırmış, Türk Edebiyatı Tarihi adlı eseri ise bu alanın ilk bilimsel çalışmalarından biri kabul edilmiştir. Edebî metinler de yazmasına rağmen edebiyat ve medeniyet tarihiyle ilgili çalışmalarıyla tanınan yazar, özellikle Ziya Gökalp'ın düşüncelerinden etkilenmiştir.

Bu parçada tanıtılan yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şemsettin Sami

B) Ahmet Hamdi Tanpınar

C) Mehmet Fuat Köprülü

D) Ali Canip Yöntem

E) Falih Rıfkı Atay

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 9

Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının en üretken şairlerindendir. Şiirlerinde hem yerli hem de evrensel değerleri ve unsurları işleyen, hem bireysel hem de toplumsal sorunları irdeleyen, ufku geniş bir şair olarak bir dönemin öncü edebiyatçılarından olmuştur. Yüze yakın yayımlanmış şiir kitabı bulunan şairin eserleri arasında Çocuk ve Allah, Çakırın Destanı, Toprak Ana ve Çanakkale Destanı en çok bilinenleridir.

Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mehmet Âkif Ersoy

B) Nâzım Hikmet Ran

C)Yahya Kemal Beyatlı

D)Fazıl Hüsnü Dağlarca

E)Necip Fazıl Kısakürek

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 10

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Osmanlı Devleti'nde Batılılaşma hamlesi Tanzimat Fermanı ile başlamıştır.

B) Hicaz, Türk müziğinde en biridir.

C) Çocukken gittiğim Uzungöl Beldesi, unutamadığım yerlerden

D) Reşat Nuri'nin Gamsız'ın Ölümü adlı öyküsü, Bakanlığın ders kitaplarına girdi.

E) Homeros'un eşsiz eserlerinde Eski Yunan tanrıları ana kahramanlardır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 11

(I) "Haldizen 12 km, Balıklıgöl 17 km" yazan tabelayı geçeli yarım saat oldu. (II) Sağımda köpürerek akan bir dere; ceviz, kestane, ladin, kayın ve göknar ağaçlarından oluşan yeşil bir orman örtüsüyle çevrili vadi uzanıyor. (III) Her dönemeçte başka bir dere, köpüren sulara karışıyor. (IV) Bazen küçük bazen de büyük şelaleler oluşturarak Haldizen Deresi’yle bütünleşiyor sular. (V) Giderek alışıldık bir görüntü olup çıkıyor çağlayanlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznel bir yargıya yer verilmiştir?

A)I             B)II            C)III           D)IV           E)V

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 12

"Boğaziçi medeniyeti" ifadesini edebiyatımıza kazandıran ----, üç romanı ve denemeleriyle, hatıralarını ve geçmiş zaman özlemini zengin bir Türkçeyle kayda geçiren yazarlardandır. Bazı yazarlar onu eskimiş ve geçmiş zamana takılı kalmış saysalar da günümüzün genç nesli onun eserlerinde, farklı sesler ve tatlar bulacaktır. O, üstat saydığı Yahya Kemal'le birlikte yeni ile büyülenen nesillere, eskinin güzelliklerini feda etmemeyi ve eskinin güzelliklerini yaşatmayı öğreten yazarlar arasında yer alır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Ahmet Hamdi Tanpınar

B) Samiha Ayverdi

C) Abdülhak Şinasi Hisar

D) Nahit Sırrı Örik

E) Salâh Birsel

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 13

---- gibi mesneviler, Divan edebiyatının manzum romanları gibi değerlendirilebilir. Divan şiirinin estetiği içinde, o şiirin sanat ve dünya görüşü ile yazılan bu aşk hikâyeleri, biçim bakımından bir şiir-hikâye değil, olsa olsa birer manzum roman niteliği gösterir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Leyla vü Mecnun              

B) Ferhad u Şirin

C) Sabr ü Sebat                    

D)Hüsn ü Aşk

E) Şem ü Pervane

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 14

Divan şairleriyle ilgili aşağıdakilerden hangiisi yanlıştır?

A)Nefî, övgü ve yergide Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri sayılır.

B) XVII. yüzyıl şairlerinden Nâbî, hikemî tarzın öncüleri arasındadır.

C) Bâkî, özellikle mesnevilerindeki imgesel anlatımla ön plana çıkmıştır.

D) Şeyh Galip, divan şiirinin son büyük temsilcisi olarak kabul edilir.

E) Taşlıcalı Yahya, "Şehzâde Mustafa Mersiyesi" ile şöhret kazanmıştır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 15

Günümüz gençleri savaşın yarattığı hasarın insani yönünü kavrayamadıkları için nükleer silahları mitleştiriyor. Bunu okulda öğrencilerimle, evde çocuklarımla konuşurken bile gözlemleyebiliyorum. Gençler tanık olmadıkları için nükleer savaşı yalnızca bilgisayar oyunlarından ibaret sanıyor. Dolayısıyla nükleer silahlar, onların zihninde çizgi filmlerdeki patlayan uzay gemileri veya şekil değiştiren robotlar gibi efsanevi bir öge hâline geliyor.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A) Gençlerin nükleer silahların tehlikesini kavrayamamasından

B) Gençlerin bilgisayar oyunlarına bağımlı hâle gelmesinden

C) Teknolojik olanakların iyi amaçlar için kullanılmamasından

D) Teknolojik gelişmelerde insani değerlerin göz ardı edilmesinden

E) Çizgi filmlerin içeriklerinin yeni kuşakları olumsuz etkilemesinden

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 16

---- akımına göre doğa görünümleri, insan hareketleri ve hiçbir somut olay, kendi kendilerine var olamazlar; bunlar duyularımızla kavradığımız birtakım görünüşlerdir. ---- akımının temsilcileri ise düşüncenin gerçek işleyişini ortaya koymak için yararlanılan saf bir ruhsal otomatizme, rüyanın sınırsız gücüne ve bugüne kadar önemsenmemiş belli çağrışım biçimlerinin üstün bir gerçekliği olduğuna inanırlar.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Realizm - Natüralizm

B) Sürrealizm - Realizm

C) Sembolizm - Sürrealizm

D) Parnasizm - Klasisizm

E) Dadaizm - Parnasizm

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 17

Fellini filmlerinde karakterlerin yolu çoğu kez sahilden geçer. Fellini; sahili bir tür yüzleşme, arınma, hesaplaşma yeri olarak kurgular. Bu yüzden sahilin kendine özgü bir el değmemişliği, dokunulmazlığı ve masumiyeti vardır. Karakterler, kumlara adım atınca gözlerini ufka dikip bir iç hesaplaşmaya girmeden duramazlar. Bu manzaranın en güzel örneğine Tatlı Hayat'ın finalinde rastlarız. Fellini, bu eşsiz final sahnesinde sahili, yozlaşmış karakterin masumiyete olan vedasını göstermek için kullanır. ----.

Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Dolayısıyla üzerinde konuşmadan önce filmin yönetmenini bilmek gerekir

B) Bu türden doğallığını yitirmiş mekânlarla pek çok filmde karşılaşırız

C) Bu anlamda mekân, karakterin geliştirilmesinde sembolik bir görev üstlenir

D) Aşk filmlerinde âşıkların birbirine kavuştuğu mekân genellikle sahil olur

E) Çünkü sahil, denizin karayla zamanın mekânla buluştuğu bir eşiktir

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 18

Bu edebiyat döneminin başlıca teması hayal-hakikat çatışmasıdır. Romanda ve şiirde bu konu çok işlenmiştir. Örneğin Mai ve Siyah'ın kahramanı Ahmet Cemil, "mai hayallerden siyah hakikate" düşünce kötümser olur. Aşkta, hayatta ve dostlukta hayal kırıklığı bu dönem sanatçılarının baş tacıdır. Şairlerin tabiata bakışları da farklıdır. Tabiat, içinde mesutça yaşanılan bir cennet gibidir. Toplumdan kaçan şair, teselliyi ond bulacaktır.

Bu parçada sözü edilen edebiyat dönemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Servetifünun

B)Tanzimat

C) Cumhuriyet

D)Milli Edebiyat

E)Fecri Ati

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 19

(I) 1970 Luanda doğumlu Gonçalo Manuel Tavares, Portekiz'in edebiyat dünyasına kazandırdığı parlak bir yazar olarak gösteriliyor. (II) Edebiyat kariyerine 2001'de başlayan Tavares'in roman, şiir, tiyatro oyunu ve çeşitli anlatılardan oluşan kitapları 36 dile çevrilmiş; 51 ülkede yayımlanmış ve farklı ülkelerde pek çok saygın edebiyat ödülüne değer bulunmuştu. (III) Tavares yazmanın yanı sıra Lizbon Üniversitesinde epistemoloji dersleri de vermiştir. (IV) Sanatçının 2003-2007 yılları arasında tamamladığı Krallık dörtlemesinin ilk üç romanı önceki yıllarda Türkçeye çevrilmişti. (V) Dördüncü roman Teknik Çağında Dua Etmeyi Öğrenmek de bu dörtlemesinin son romanı olarak yakın zamanda yayımlandı. (VI) Bu dört kitapta Tavares, işlenen kavramlar açısından birbirini tamamlar nitelikli bazı karakterler üzerinden şiddete teslim olan, iradesini tiren, kaderini başkalarının ellerine bırakan plumlarda bireylerin çürümesini anlatıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde Tavares'in eserlerinin içeriğiyle ilgili bilgi verilmiştir?

A)II            B)III           C)IV           D)V            E)VI

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 20

(I) Teşvikiye'deki gökyüzü manzaralı evden Bostancı'ya, Beyazıt'a giderken onca yılın içinden geçtim. (II) Ziyaret ettiğim kişi; sanat tarihçisi, yazar, akademisyen ve en önemlisi sürekli üreten bir insan. (III) Tükenmeyen merakı ve öğrenme isteği içinde büyüyen Nurhan'ın, bir kadın olarak meydan okuduğu hayata karşı araştırarak, okuyarak ve yazarak nasıl dimdik durduğunu öğrendim. (IV) Onu dinlerken tükenmeyen çalışma azminin kaynağına inmeye çalıştım, ipuçlarını aradım. (V) Hafızasının canlılığına tanıklık ederek kültür ve sanat dünyamıza kazandırdığı yayımların yol hikâyelerini dinledim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede sıfat tamlaması vardır.

B) II. cümlede derecelendirme zarfı vardır.

C) III. cümlede farklı türlerde fiilimsi bulunmaktadır.

D) IV. cümlede işaret sıfatına yer verilmiştir.

E) V. cümlede birden fazla isim tamlaması vardır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 21

Birdenbire kahvenin kapısı şiddetle açıldı ve içeriye rüzgârla, karla beraber ortadan biraz uzun boylu, hafif tıknazca, sefil kıyafetli bir adam girdi. Kapının önünde bir lahza durdu. Olduğum yerden büyülenmiş gibi ona bakıyordum ve galiba bu hâl biraz herkeste vardı, çünk demin bin türlü şamata ile dolu olan kahve birdenbire tam bir sessizlik içine düşmüştü.O, yavaş yavaş ilerledi, tam ortada durdu ve sağ elini göğsüne götürerek bizi dervişçesine selamladıktan sonra Vâsıf'ın meşhur bir şiirini okumaya başladı.Manzume biter bitmez bir köşeye çekildi ve kahvecinin, masaların etrafında gezdirdiği tablanın dolmasını bekledi. Fakat toplanan paranın hepsini almadı, içinden pek az bir şey aldı; gerisini kapı yanında oturan bir ihtiyarın önünde bıraktı. "Buyurun Tahsin Bey, bir kahve için!.." seslerine kulak bile asmadan kahveden çıktı.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Anlatımında bilinç akışı tekniği kullanılmıştır.

B) Tahsin Bey’in bazı farklı özellikleri tasvir edilmiştir.

C) Olay hikâyesine özgü nitelikler taşımaktadır.

D) Anlatılanlar, kronolojik akışa uygun biçimde sunulmuştur.

E) Yaşananların, anlatıcı üzerindeki etkisine de yer verilmiştir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 22

Bergson, toplumları başlıca iki grupta toplar: açık toplumlar ve kapalı toplumlar. Kapalı toplumda, üyeler birbirine kenetlenmiştir; kendi toplulukları dışındakilere karşı ya kayıtsız ya da saldırgan bir tavır geliştirirler. Daima dar ve ---- olan bu tür toplumlar, ilkel toplumlarda görülen birçok özelliği de bünyelerinde taşırlar. Açık toplum ise insanlığı bütünüyle kucaklayan toplum çeşididir.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) dışa dönük       

B) dışlayıcı            

C) değişken

D) korunaksız              

E) gerçekçi

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 23

Gözlerin gözlerime değince

Felaketim olurdu ağlardım

Beni sevmiyordun bilir

Bir sevdiğin vardı duyardı

öp gibi bir oğlan, ipince

yırsızın biriydi fikrimc

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz benzeşmesi           

B) Ünlü düşmesi

C) Ünsüz türemesi                

D) Ünlü daralması

Ünsüz yumuşaması

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 24

"Her akşam güneşin battığı yerden / Gözlerin doğuyor gecelerime" dizelerinde "gözler" ay gibi düşünülmüş fakat "ay" söylenmeden onu çağrıştıran "doğmak" sözcüğü kullanılmıştır. Dolayısıyla bu dizelerde ----sanatı yapılmıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Tezat                

B)Mecazımürsel

C)Tevriye

D) Teşbih                     

E)İstiare

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 25

"Altındağ", "Galata Köprüsü", "Pireli Şiir", "Delikli Şiir" ve "İstanbul Türküsü" gibi şiirlerinde egemen olan yaklaşım, toplumsal duyarlıktır. Şair, bu şiirlerinde halk şiirimizin imkânlarından da yararlanmıştır. Ayrıca bu şiirlerin bazılarında ince eleştiri ve taşlama ögeleri de dikkat çekmektedir.

Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Orhan Veli Kanık

B) Bedri Rahmi Eyuboğlu

C) Ziya Osman Saba

D) Cahit Sıtkı Tarancı

E) Oktay Rifat Horozcu

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 26

Aşağıdakilerden hangisi Karagöz tipinin özelliklerinden biri değildir?

A) Düşündüğünü söylemekten çekinmez.

B) Hacivat'ın söylediği bazı sözleri yanlış anlar.

C) Hacivat ile hemen her konuda zıt fikirlere sahiptir.

D) Orta Oyunu'ndaki Kavuklu tipini hatırlatır.

E) Konuşmalarında özentili ve süslü bir dil kullanır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 27

Aşağıdaki cümlelerden hangisi ayraç içinde verilen ifadeyle uyuşmaktadır?

A) Tarihî bir kalenin çevresine kurulan Uçhisar, ilkbahar aylarında mis kokulu, rengârenk çiçeklerle bezenir. (Karşılaştırma)

B) Nevşehir'in yaşayan el sanatlarından biri geleneksel tezgâhlardaki dokuma halı ve kilim üretimidir. (Çıkarım)

C) Ürgüp yakınlarında yöre halkının "Üç Güzeller" adını verdiği peribacaları, gün boyu fotoğrafçıların akınına uğruyor. (Tanım)

D) Bu yörede uzun yıllar varlığını sürdürmüş mağara evleri günümüzde güzel ve konforlu birer butik otele dönüştürülmüştür. (Nesnellik)

E) Bu topraklarda çok lezzetli ve çeşitli üzümler yetiştiğinden olsa gerek, yörenin her yerinde bağlara rastlıyoruz. (Tahmin)

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 28

Halka halka kâkülünden dağ dağ oldu gönül

Hoş gelip divanelik dağ üstü bağ oldu gönül

Bu beyitteki uyak türü, aşağıdakilerden hangisiyle aynıdır?

A) Ne hoştur kırlarda yazın uyumak

Bulutlar ufukta beyaz bir yumak

B) Rüzgârla titrerken karanlık çamlar

Yâdında canlanır eski akşamlar

C) Bu ıslıkla uzayan, dönen kıvrılan yollar

Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar

D) Çok sürse ayrılık aradan geçse çok sene

Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene

E) Gün olur sürüyüp beni derbed

Bu ses rüzgârlara karışır gider

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 29

Sağlam bir şiir zevki ve kültürü olan ----, şiire yönelik görüşlerini yakın dostu Ziya Osman’a yazdığı mektuplarda ve yazılarında dile getirmiş, şiirin kelimelerle güzel şekiller kurma sanatı olduğunu ifade etmiştir. İlk şiirlerinde yalnızlığı, olgunluk döneminde ise ölüm temasını işlemiştir. Şiirlerinde ölüm; yaşama arzusu ve yaşama sevinciyle iç içedir. "Her mihnet kabulüm, yeter ki / Gün eksilmesin penceremden" dizeleri onun hem hayata bakışını hem de yaşama arzusunu en açık biçimde ifade eder.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Cahit Sıtkı Tarancı

B) Ahmet Muhip Dıranas

C) Necip Fazıl Kısakürek

D) Ahmet Hamdi Tanpınar

E) Bedri Rahmi Eyuboğlu

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 30

Aşağıdaki dizelerin hangisinde, ayraç içinde verilen edebî sanat yoktur?

A)        Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi

Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi. (Teşbih)

B)        Ellerim takılırken rüzgârların saçlarına

Asıldı arabamız bir dağın yamacına. (Teşhis)

C)        Ölümü hatırlatan ne var bu resim

Hâlbuki hayattayız hepimiz. (Tezat)

D)        Zeybek, sendeliyorsun! O ne? Soluyor benzin

Yere, eskisi gibi, hızlı vurmuyor dizin. (Telmih)

E)         Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:

Tenimde bir yara işler gibisin (İntak)

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 31

1926 yılında Hayat dergisinde yayımlanan Sanat başlıklı şiir, memleketçi edebiyatımızın ilk bildirisi sayılabilir. Türk edebiyatının o dönemde nasıl bir rota izlemesi gerektiğini ortaya koyan bu şiir, ---- "bireysel" sanat anlayışından "toplumcu" sanat anlayışına geçtiğinin de bir göstergesidir. Şiirde, yerli ve millî sanat anlayışımız, Batı sanat zevkinden üstün tutulmuş ve Batı taklitçisi aydınlar eleştirilmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Enis Behiç Koryürek'in

B) Orhan Seyfi Orhon'un

C) Faruk Nafiz Çamlıbel'in

D) Yusuf Ziya Ortaç'ın

E) Halit Fahri Ozansoy'un

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 32

(I) İdeolojiler; sanatçının düşünme, yorumlama, yaratma gücünü zayıflatıp köreltmektedir. (II) Yeteneklerini güdümlü sanatın emrine sunmuş bir sanatçının hayat, insan ve olaylar karşısında tarafsız olmasını beklemek veya böyle bir tavır sergilediğini iddia etmek mümkün değildir. (III) Zira o daha masaya otururken zihninde şablonunu hazırlamıştır. (IV) Şablonunu belirlediği konularda çok açık, kesin ve peşin fikre sahiptir. (V) Bu sebeple duygu ve düşüncelerini anlatırken bağımsız davranmak durumundadır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A)I          B)II         C)III       D)IV       E)V

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 33

Dikkat edilirse mutluluk tanımlanırken hazzın, haz tanımlanırken mutluluğun anlam alanından yararlanılır ama mutluluk hazzın bir gömlek üstüne konur. Zira gönlün hissedişi, zihinden önce gelir. Belki bu yüzden haz o anda gözler yumularak; mutluluk ise açılarak katmerlenir.

Bu parçadaki altı çizili sözcükle mutluluk ve haz hakkında anlatılmak istenen durum aşağıdakilerde hangisidir?

A) Çoğalma           

B)Ayrışma            

C)Karışma

D) Donuklaşma

E) Dönüşme

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 34

Onlar ki beşer hayrına doğmuş, yaşamışlar,

Onlardan eserdir bu duyuşlar, bu dalışlar...

Onlar ki yanan fecr idiler dağda, denizde,

Her manzara onlardan akistir içimizde...

Onlar ki bugün gökte birer kasra çekildi,

Devrinde fakat hangisi mes’ûd olabildi?

Varsın seni ömrünce azâbın kolu sarsın

Şâir! Sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın!

Bu dizelerden hareketle şairlerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Eserlerini ve kendilerini insanlığa adamışlardır.

B) İnsanların duygularını biçimlendirmede aracı olmuşlardır.

C) Eserleriyle doğayı algılayışımızı etkilemişlerdir.

D) İç huzurunu yakalayamadıkları bir hayat sürmüşlerdi

E) Eserlerinde hüzünlü konuları işlemeyi tercih etmişlerdir.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 35

Sahip olduğun mal mülk, statü, ait olduğun sınıf, cinsiyet, din ve etnik kimlik seni sen yapan unsurlardır. Sen tüm bunların ve her birinin diğerleriyle etkileşiminin toplamısın. Senin farklılığın ve ayrıcalığın budur. Bir yaşamın ayrıcalığı her kimsen o olmaktır.

Bu parçadaki altı çizili cümleyle aşağıdaki yargılardan hangisi arasında ilişki kurulabilir?

A) Kimliği belirleyen özellikler, kişinin yaşamını benzersizleştirir ve ona değer kat

B) Kendini gerçekleştirmek isteyen birey öncelikle sahip olduklarının değerini bilmelidir.

C) Her hayat, içerdiği benzersiz deney diğerlerinden ayrılır ve anlam kazanı

D) Bir insanın kimliğini belirleyen hem genetik hem de çevreseldir

E) İnsan, kimliğini oluşturan unsurları değiştiremediği için bunlarla yaşamaya alışmalıdır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 36

Sonbahar güneşinin ilk ışıkları karşı tepelerden göründü. Hemen ardından, hastalıklı bacalar öksüre öksüre tütmeye başladı. Toprak damlı, güneşe dönük evlerin kapıları birazdan gıcırdayarak açılacak. Az sonra köy bütünüyle uyanacak. En son çocuklar ayaklanacak ve annelerini arayacak. Toprak yolun alt tarafındaki meralar hayvanlarla dolacak; iki ayaklı, dört ayaklı, kanatlı, kanatsız... Tüm hayvanlar arasında amansız bir rızık kapma yarışı başlayacak. Bugün yaşananlar yarın yaşanacakların bir provasıymış gibi hayat seyircisiz ve eleştirmensiz akıp gidecek.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Kimi canlılar betimlenerek anlatılmıştır.

B) Geçmiş ve gelecek zamana ait olaylara yer verilmiştir.

C) Bazı varlıklara insana ait özellikler yüklenmiştir.

D) Kimi yargılarda öznel bir bakış açısı kullanılmıştır.

E) Varlıkların soyut özellikleri ön plana çıkarılmıştır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 37

Selanik'te çıkmaya başlayan ---- dergisiyle edebiyatta milliyetçilik akımı başlamış oldu. Başta ---- olmak üzere genç sanatçıların çıkardıkları bu dergi, Tanzimat Devri'ne kadar İran'ın ve ondan sonra da Fransa'nın taklitçisi saydıkları edebiyatımızın artık kendi özüne dönmesi gerektiğini dile getirir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Mavi - Attila İlhan

B) Yedi Meşale - Yaşar Nabi Nayır

C) Servetifünun - Tevfik Fikret

D) Genç Kalemler - Ömer Seyfettin

E) Hisar - Mehmet Çınarlı

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 38

(I) Bir dilin kaybolması, çevremizdeki bir hayvan veya bitki türünün tükenmesinden daha önemsiz bir olay değildir. (II) Soyu tükenmekte olan bir hayvan türü veya üç beş örneği kalmış bir bitki türü için medyada birçok haber görebilirsiniz. (III) Ancak Afrika'da, Asya'da birkaç yüz konuşanı kalmış bir dil için ciddi bir yayın göremezsiniz. (IV) Dil konuşurlarının, ana dillerini terk etmeleri çok değişik nedenlere dayanır. (V) Devlet idaresini kaybetme, göç, azınlık durumuna düşme, sosyoekonomik sorunlar vb. buna örnek olarak gösterilebilir. (VI) Ana dil, benzer nedenlerle konuşulduğu coğrafyadan çekilmeye başlayınca evin içine sıkışır ve sonunda yok olup gider.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A)II            B)III           C)IV           D)V            E)VI

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 39

(I) Bu yazı, Güven Turan hakkında ayaküstü tutulmuş notlardan oluşuyor. (II) Birkaç cümleyle "Güven Turan kimdir?" sorusunu yanıtlamam istense aşağı yukarı burada kaleme aldıklarımı söylerim. (III) Okuduğum, yazılarını ve kitaplarını merakla beklediğim isimlerden biri. (IV) Şairlik, öykü yazarlığı, eleştirmenlik, editörlük, çevirmenlik gibi alanlarda zaman içinde kendini ispatlamış özgün bir kalem. (V) Birçok şeyi aynı anda i yapabilen isimler azdır, hele sanat dünyasında onun gi birine çok seyrek rastlarsınız.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "kısa sürede, acele olarak" anlamlarına gelen bir söz kullanılmıştır?

A)I             B)II            C)III           D)IV           E)V

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 40

Edebiyatta özgünlüğe, uzun süre ne Doğu'da ne de Batı'da önem verilmiştir. Batı'da romanın ortaya çıkışından sonra durum değişmiş; bireyin önem kazanmasıyla birlikte sıradan insanların kendilerine özgü yaşamları, yazarları yeni konular, değişik olay örgüleri aramaya itmiştir. Bunun yanı sıra romantikler; sanatçının kendi hayatı ve kişiliğini dile getirmesini sanatın önemli bir koşulu sayınca özgünlük bir değer ölçütü olarak kabul edilmiştir. Diğer yandan yapısalcılar, bir eserin kendinden önce yazılanlardan bağımsız, tek ve özgün olamayacağını ileri sürerek her metnin kendinden önce gelen metinlerle bağlantısını ortaya koymuşlardır.

Bu parçadan "özgünlük"le ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Yapısalcılık ve romantizm akımlarında tartışıldığına

B) Romanın doğuşuyla birlikte üzerinde durulduğuna

C) Eserin değerini belirleyen bir ölçüt kabul edildiğine

D) Sanatçının, kendini eserine yansıtmasıyla ilişkili ol

E) Batı edebiyatında başarılı romanın bir niteliği sayıldığına

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 41

Sürekli bir "değişme" ihtiyacı duyan ----, bir düzen ve denge düşüncesinden uzaktır. Bu düzensizlik, onun mizacının ve sanatının en belirgin özelliğidir. Onun şiirlerinde hem biçim ve içerik hem de dil bakımından yenilikler dikkat çeker. O, Tanzimat Dönemi'nin en renkli Tanzimat  şairidir. Hayal gücünün zenginliği, duygularının çeşitliliği ve tabiata duyduğu ilgi, onun Tanzimat'tan sonraki Türk edebiyatının lirik şairleri arasında anılmasını da sağlamıştır. Özellikle eşinin ölümü üzerine yazdığı şiiri, hafızalarda önemli bir yer edinmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıda hangisi getirilmelidir?

A) İbrahim Şinas

B) Namık Kemal

C) Ziya Paşa

D) Abdülhak Hamit Tarhan

E) Recaizade Mahmut Ekrem

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 42

Bir savaşı; bir kentin, Troya’nın yıkımını anlatan bu kitabı insanlar hem dinlediler hem okudular. Bir yandan resmettiler, bir yandan da oynadılar. Ondan efsaneler ürettiler; düşleri gerçeğe, gerçeği düşlere dönüştürdüler. 16 bin dizeyi 3 bin yıl boyunca böyle yaşattılar. Ardında esin kaynağı olduğu paha biçilmez sanat eserleri, ciltler dolusu bilimsel çalışma ve sonsuz tartışma bırakan bu kitabın adı İlyada’ydı.

Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Biçimsel özelliğine

B) Ele aldığı olaya

C) İlham verici olduğuna

D) Evrensel değerine

E) Uzun süren etkisine

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 43

Kulak verdim dört bir yanı dinledim

Arkam sıra gıybet eden çoğimiş

Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden

Az yaşayıp devran sürmek yeğ imiş

Bu dörtlükle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) 11'li hece ölçüsüyle yazılmıştır.

B) Didaktik bir anlatıma yer verilmiştir.

C) "xaxa" şeklinde uyaklanmıştır.

D) Güzelleme türünde yazılmıştır.

E) Kişisel deneyimler anlatılmıştır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 44

Kutadgu Bilig ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Geçiş Dönemi ürünleri arasında yer almaktadır.

B) Alegorik söyleyişe sahip didaktik bir metindir.

C) İçeriği bakımından nasihatnaname türüne girer.

D) Yoğun Arapça ve Farsça kelimelerden dolayı dili ağırdır.

E) Hem dörtlük hem de beyitlerden oluşmaktadır.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 45

Okuma alışkanlığı konusunda yaklaşık on yıldır adalet sistemi odaklı "kitap" ve "ceza" kavramlarını bir araya getiren olumsuz bir uygulama sürüp gidiyor. Söz konusu uygulama çok kolay ve anlaşılabilir türden... İyi niyetlerinden kuşku duyulmayacak bazı hâkimler, kimi "basit" suçlara karşı, suç sahiplerine "kitap okuma cezası" veriyor. İstiyorlar ki bu "basit" suçlardan dolayı ilk defa hüküm giyen bireyler, hapishanelere gönderilmesin ve mahkûm psikolojisine girmesin; bunun yerine bu türden bazı basit uygulamalarla cezalarını çekmiş olsunlar.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A) Hâkimler tarafından suçlulara uygun cezalar verilmemesinden

B) Kitap okumanın bir cezalandırma aracı olarak görülmesinden

C) Hâkimlerin ceza uygulamalarında inisiyatif kullanmasından

D) Mahkûmların okuma alışkanlığının yeterince gelişmemesinden

E) Mağdurların haklarının gerektiği gibi orunmamasından

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 46

Yazar, bu romanında II. Abdülhamit Dönemi İstanbul'unun kenar mahallelerinden birini mekân olarak seçer. Kitapta mahallenin sıradan insanlarından külhanbeylerine, Karagözcüden Abdülhamit'in zaptiye nazırına kadar tüm tipler kendi doğal hâlleriyle tasvir edilir. Tiplerin çoğu gelenekleri, görenekleri ve birbiriyle kurdukları ilişkiler çerçevesinde işlenir. Ayrıca romanda bir yandan Karagöz ve Orta Oyunu'nun estetik ve toplumsal değeri ile Doğu ve Batı sanat felsefesinin nitelikleri üzerinde durulurken öte yandan saray çevresi de ayrıntılarıyla ele alınır. Batı'nın akla dayanan sanat anlayışı ile Doğu'nun kalbe dayanan sanat ve mistiği roman kişileri aracılığıyla somutlaştırılır. Bu değerleri temsil eden kişilerin evliliğiyle de Doğu ile Batı birleşmiş olur.

Bu parçada tanıtılan roman, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fatih-Harbiye

B) Sinekli Bakkal

C) Kırık Hayatlar

D) Kiralık Konak

E) Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 47

Ey oğul geldik imdi onlara ki civanmertlik nasip oldu, civanmertliğin aslı nedir bilsinler. Çünkü civanmertliğin aslı üç nesnedir: Biri odur ki yapabileceğin bir işe sıva kolunu, yani bir söz ki söyleyesin, yerine getirmelisin. İkincisi "gerçek"ten başka söz söylemeyesin, üçüncüsü her işte sabrı âdet edinesin çünkü civanmertlikle ilgili her sıfat bu üçtendir.

Bu parça aşağıdaki edebî türlerin hangisinden alınmış olabilir?

A) Fütüvvetname                  

B) Seyahatname

C) Sefaretname                     

D)Ruzname

E) Surname

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 48

Yüzlerce yıllık ormanın kuytularında öylece duruyordu işte, dimdik ve mağrur. Gümüş renkli kabuklarla kaplanmış, ormanın bütün ağaçlarından çok daha uzun boylu bir ağaç. Bursa'nın ünlü kumaşları gibi yeşil yapraklarının arasından ateş topu gibi patlayan zakkum, pembemsi çiçekleriyle oracıkta duruyor ve kışın kapanmış bir havuzun sessiz hüznüyle "Ben buradayım." diye ünlemsiz çığlıklar atıyordu. Sonra arduvaz grisi yağmurlar yağdı. Gelin böceklerinin mekân tuttuğu yapraklar hüzünlü hüzünlü sararmaya başladı. "Perde!" deyip yavaşça yerlere döküldüler. Sonra meyveler, birer birer uç verdi.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Kişileştirme yapılmıştır.

B) Karşılaştırmadan yararlanılmı

C)Benzetmelere yer verilmiştir

D)Örneklemeye başvurulmuş

E)Betimleyici ögeler kullanılmıştır

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 49

Sanıldığının aksine "kalıplar"ı tamamen ortadan kaldırmak veya yaygın deyimle kırmak, insanın o kadar da işine gelmez. Çünkü kalıplar, bazen dünyayı insana dar etse de çoğu zaman insanın en büyük yardımcısıdır. Tam da bu yüzden yerlerine koyacağınız daha insancıl, daha kullanışlı, daha rahat kalıplar yoksa var olan kalıpları kırmamanız daha iyidir.

Bu parçada "kalıplar"la ilgili olarak asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanlara bazı olumlu alışkanlıklar kazandırdığı

B) İnsan yaşamını sınırladığı kadar kolaylaştırdığı

C) Daha iyi ve yararlı olanların geliştirilmesi gerektiği

D) Bireyin yaratıcılığını ve üretkenliğini engellediği

E) Yaşamın bazı alanlarında bunlara göre davranıldığı

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 50

(I) 1970 Luanda doğumlu Gonçalo Manuel Tavares, Portekiz'in edebiyat dünyasına kazandırdığı parlak bir yazar olarak gösteriliyor. (II) Edebiyat kariyerine 2001'de başlayan Tavares'in roman, şiir, tiyatro oyunu ve çeşitli anlatılardan oluşan kitapları 36 dile çevrilmiş; 51 ülkede yayımlanmış ve farklı ülkelerde pek çok saygın edebiyat ödülüne değer bulunmuştu. (III) Tavares yazmanın yanı sıra Lizbon Üniversitesinde epistemoloji dersleri de vermiştir. (IV) Sanatçının 2003-2007 yılları arasında tamamladığı Krallık dörtlemesinin ilk üç romanı önceki yıllarda Türkçeye çevrilmişti. (V) Dördüncü roman Teknik Çağında Dua Etmeyi Öğrenmek de bu dörtlemesinin son romanı olarak yakın zamanda yayımlandı. (VI) Bu dört kitapta Tavares, işlenen kavramlar açısından birbirini tamamlar nitelikli bazı karakterler üzerinden şiddete teslim olan, iradesini tiren, kaderini başkalarının ellerine bırakan plumlarda bireylerin çürümesini anlatıyor.

Bu parçada Tavares'le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Edebiyatın farklı dallarında ürünler ortaya koyduğuna

B) Başarılı ve başarısı takdir edilmiş bir sanatçı olduğuna

C) Sanat hayatındaki ilk ürünlerinin düzyazı türünde olduğuna

D) Birbiriyle ilişkili olarak tasarlanan eserlerinin bulunduğuna

E) Bilgi ve birikimini eğitim kurumlarında paylaştığına

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 51

Pencereden bakan dilber

Güzelliğin bildirirsin

Ak göğsünde lale sünbül

Ağlayanı güldürürsün

 

Gerdan açık benlerin çok

Güzellikte menendin yok

Kaşların yay, kirpiğin ok

Vurduğunu öldürürsün

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Bir semaiden alınmıştır.

B) Anlatımda karşıtlıktan yararlanılmıştır.

C) Şiirde, sevgiliye duyulan özlem işlenmiştir.

D) 8'li hece ölçüsüyle yazılmıştır.

E) Söz sanatına başvurulmuştur.

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 52

Türk edebiyatında Doğu-Batı karşıtlığı meselesinde bir senteze ulaşma çabası, 1950'lere kadar yazılan çoğu romanda dikkat çeken bir unsurdur. Bu romanlarda, modernleşmeyi yüzeysel olarak anlayan ve kökleriyle bağı keserek değerlerinden kopan "alafranga züppe tipler" gülünç ve acınası durumlara düşerler.

Bu parçada sözü edilen roman kişilerine aşağıdakilerden hangisi örnektir?

A) Çalıkuşu'ndan Kamuran

B) Araba Sevdası'ndan Bihruz

C) Ateşten Gömlek'ten İhsan

D) Felatun Bey ile Rakım Efendi

E) Fatih-Harbiye'den Şinasi

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 53

Gelse celâlinden cefâ

Yahud cemâlinden vefâ

İkisi de cana safâ

Senden hem ol hoş bu hoş

Bu dörtlüğün nazım türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Devriye             

B)İlahi                  

C)Şathiye

D) Nefes

E)Nutuk

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Soru 54

Türkiye'nin ulu dağlarını, ıssız koylarını, göç dışında kimsenin ayak basmadığı sarp geçitlerini anlatan renkler; en az kendileri kadar etkileyici motif ve desenlerde yer yer boy gösteriyor.

Bu cümlede aşağıdaki ögelerden hangisi bulunmamaktadır?

A) Özne                

B) Dolaylı tümleç  

C) Belirtili nesne

D) Zarf tümleci             

E) Yüklem

A
A
B
B
C
C
D
D
E
E
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
54 tamamladınız.
]]>
2017 LYS Edebiyat Soruları – (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/2017-lys-edebiyat-sorulari-cikmis-sorular.html Fri, 23 Nov 2018 20:09:58 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=119618 2017 LYS EDEBİYAT SORULARI

BU TESTİ ONLİNE ÇÖZMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

1. (I) Bu yazı, Güven Turan hakkında ayaküstü tutulmuş notlardan oluşuyor. (II) Birkaç cümleyle “Güven Turan kimdir?” sorusunu yanıtlamam istense aşağı yukarı burada kaleme aldıklarımı söylerim. (III) Okuduğum, yazılarını ve kitaplarını merakla beklediğim isimlerden biri. (IV) Şairlik, öykü yazarlığı, eleştirmenlik, editörlük, çevirmenlik gibi alanlarda zaman içinde kendini ispatlamış özgün bir kalem. (V) Birçok şeyi aynı anda i yapabilen isimler azdır, hele sanat dünyasında onun gi birine çok seyrek rastlarsınız.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “kısa sürede, acele olarak” anlamlarına gelen bir söz kullanılmıştır?

A)I             B)II            C)III           D)IV           E)V

 

2. Dikkat edilirse mutluluk tanımlanırken hazzın, haz tanımlanırken mutluluğun anlam alanından yararlanılır ama mutluluk hazzın bir gömlek üstüne konur. Zira gönlün hissedişi, zihinden önce gelir. Belki bu yüzden haz o anda gözler yumularak; mutluluk ise açılarak katmerlenir.

Bu parçadaki altı çizili sözcükle mutluluk ve haz hakkında anlatılmak istenen durum aşağıdakilerde hangisidir?

A) Çoğalma           

B)Ayrışma            

C)Karışma

D) Donuklaşma

E) Dönüşme

 

3. Bergson, toplumları başlıca iki grupta toplar: açık toplumlar ve kapalı toplumlar. Kapalı toplumda, üyeler birbirine kenetlenmiştir; kendi toplulukları dışındakilere karşı ya kayıtsız ya da saldırgan bir tavır geliştirirler. Daima dar ve —- olan bu tür toplumlar, ilkel toplumlarda görülen birçok özelliği de bünyelerinde taşırlar. Açık toplum ise insanlığı bütünüyle kucaklayan toplum çeşididir.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) dışa dönük       

B) dışlayıcı            

C) değişken

D) korunaksız              

E) gerçekçi

 

4. Aşağıdaki cümlelerden hangisi ayraç içinde verilen ifadeyle uyuşmaktadır?

A) Tarihî bir kalenin çevresine kurulan Uçhisar, ilkbahar aylarında mis kokulu, rengârenk çiçeklerle bezenir. (Karşılaştırma)

B) Nevşehir’in yaşayan el sanatlarından biri geleneksel tezgâhlardaki dokuma halı ve kilim üretimidir. (Çıkarım)

C) Ürgüp yakınlarında yöre halkının “Üç Güzeller” adını verdiği peribacaları, gün boyu fotoğrafçıların akınına uğruyor. (Tanım)

D) Bu yörede uzun yıllar varlığını sürdürmüş mağara evleri günümüzde güzel ve konforlu birer butik otele dönüştürülmüştür. (Nesnellik)

E) Bu topraklarda çok lezzetli ve çeşitli üzümler yetiştiğinden olsa gerek, yörenin her yerinde bağlara rastlıyoruz. (Tahmin)

5. Aşağıdaki yargılardan hangisi kişisel düşünce içermemektedir?

A) Meydandaki hareketlilik, hiç bitmeyecekmiş gibi hız kesmeden devam ediyor.

B) Bu ülkede gördüğüm her kıyafet ve her hareket birbirine benziyor.

C) İnsanların elindeki bavullar, kendi yaşantılarına dair garip izler taşıyor.

D) Görevlinin sesini duyanlar yerinden ayrılıyor ve işaret edilen yere ilerliyor.

E) Şikâyetler de tıpkı eşyalar gibi, tekrarlandıkça eskimeye devam ediyor.

 

6. Sahip olduğun mal mülk, statü, ait olduğun sınıf, cinsiyet, din ve etnik kimlik seni sen yapan unsurlardır. Sen tüm bunların ve her birinin diğerleriyle etkileşiminin toplamısın. Senin farklılığın ve ayrıcalığın budur. Bir yaşamın ayrıcalığı her kimsen o olmaktır.

Bu parçadaki altı çizili cümleyle aşağıdaki yargılardan hangisi arasında ilişki kurulabilir?

A) Kimliği belirleyen özellikler, kişinin yaşamını benzersizleştirir ve ona değer kat

B) Kendini gerçekleştirmek isteyen birey öncelikle sahip olduklarının değerini bilmelidir.

C) Her hayat, içerdiği benzersiz deney diğerlerinden ayrılır ve anlam kazanı

D) Bir insanın kimliğini belirleyen hem genetik hem de çevreseldir

E) İnsan, kimliğini oluşturan unsurları değiştiremediği için bunlarla yaşamaya alışmalıdır.

 

7. Türkiye’nin ulu dağlarını, ıssız koylarını, göç dışında kimsenin ayak basmadığı sarp geçitlerini anlatan renkler; en az kendileri kadar etkileyici motif ve desenlerde yer yer boy gösteriyor.

Bu cümlede aşağıdaki ögelerden hangisi bulunmamaktadır?

A) Özne                

B) Dolaylı tümleç  

C) Belirtili nesne

D) Zarf tümleci             

E) Yüklem

 

8. Gözlerin gözlerime değince

Felaketim olurdu ağlardım

Beni sevmiyordun bilir

Bir sevdiğin vardı duyardı

öp gibi bir oğlan, ipince

yırsızın biriydi fikrimc

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz benzeşmesi           

B) Ünlü düşmesi

C) Ünsüz türemesi                

D) Ünlü daralması

Ünsüz yumuşaması

 

9. (I) Teşvikiye’deki gökyüzü manzaralı evden Bostancı’ya, Beyazıt’a giderken onca yılın içinden geçtim. (II) Ziyaret ettiğim kişi; sanat tarihçisi, yazar, akademisyen ve en önemlisi sürekli üreten bir insan. (III) Tükenmeyen merakı ve öğrenme isteği içinde büyüyen Nurhan’ın, bir kadın olarak meydan okuduğu hayata karşı araştırarak, okuyarak ve yazarak nasıl dimdik durduğunu öğrendim. (IV) Onu dinlerken tükenmeyen çalışma azminin kaynağına inmeye çalıştım, ipuçlarını aradım. (V) Hafızasının canlılığına tanıklık ederek kültür ve sanat dünyamıza kazandırdığı yayımların yol hikâyelerini dinledim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede sıfat tamlaması vardır.

B) II. cümlede derecelendirme zarfı vardır.

C) III. cümlede farklı türlerde fiilimsi bulunmaktadır.

D) IV. cümlede işaret sıfatına yer verilmiştir.

E) V. cümlede birden fazla isim tamlaması vardır.

 

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?

A) Osmanlı Devleti’nde Batılılaşma hamlesi Tanzimat Fermanı ile başlamıştır.

B) Hicaz, Türk müziğinde en biridir.

C) Çocukken gittiğim Uzungöl Beldesi, unutamadığım yerlerden

D) Reşat Nuri’nin Gamsız’ın Ölümü adlı öyküsü, Bakanlığın ders kitaplarına girdi.

E) Homeros’un eşsiz eserlerinde Eski Yunan tanrıları ana kahramanlardır.

 

11. (I) “Haldizen 12 km, Balıklıgöl 17 km” yazan tabelayı geçeli yarım saat oldu. (II) Sağımda köpürerek akan bir dere; ceviz, kestane, ladin, kayın ve göknar ağaçlarından oluşan yeşil bir orman örtüsüyle çevrili vadi uzanıyor. (III) Her dönemeçte başka bir dere, köpüren sulara karışıyor. (IV) Bazen küçük bazen de büyük şelaleler oluşturarak Haldizen Deresi’yle bütünleşiyor sular. (V) Giderek alışıldık bir görüntü olup çıkıyor çağlayanlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznel bir yargıya yer verilmiştir?

A)I             B)II            C)III           D)IV           E)V

 

12. Sonbahar güneşinin ilk ışıkları karşı tepelerden göründü. Hemen ardından, hastalıklı bacalar öksüre öksüre tütmeye başladı. Toprak damlı, güneşe dönük evlerin kapıları birazdan gıcırdayarak açılacak. Az sonra köy bütünüyle uyanacak. En son çocuklar ayaklanacak ve annelerini arayacak. Toprak yolun alt tarafındaki meralar hayvanlarla dolacak; iki ayaklı, dört ayaklı, kanatlı, kanatsız… Tüm hayvanlar arasında amansız bir rızık kapma yarışı başlayacak. Bugün yaşananlar yarın yaşanacakların bir provasıymış gibi hayat seyircisiz ve eleştirmensiz akıp gidecek.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Kimi canlılar betimlenerek anlatılmıştır.

B) Geçmiş ve gelecek zamana ait olaylara yer verilmiştir.

C) Bazı varlıklara insana ait özellikler yüklenmiştir.

D) Kimi yargılarda öznel bir bakış açısı kullanılmıştır.

E) Varlıkların soyut özellikleri ön plana çıkarılmıştır.

 

13. (I) Bir dilin kaybolması, çevremizdeki bir hayvan veya bitki türünün tükenmesinden daha önemsiz bir olay değildir. (II) Soyu tükenmekte olan bir hayvan türü veya üç beş örneği kalmış bir bitki türü için medyada birçok haber görebilirsiniz. (III) Ancak Afrika’da, Asya’da birkaç yüz konuşanı kalmış bir dil için ciddi bir yayın göremezsiniz. (IV) Dil konuşurlarının, ana dillerini terk etmeleri çok değişik nedenlere dayanır. (V) Devlet idaresini kaybetme, göç, azınlık durumuna düşme, sosyoekonomik sorunlar vb. buna örnek olarak gösterilebilir. (VI) Ana dil, benzer nedenlerle konuşulduğu coğrafyadan çekilmeye başlayınca evin içine sıkışır ve sonunda yok olup gider.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A)II            B)III           C)IV           D)V            E)VI

14. (I) İdeolojiler; sanatçının düşünme, yorumlama, yaratma gücünü zayıflatıp köreltmektedir. (II) Yeteneklerini güdümlü sanatın emrine sunmuş bir sanatçının hayat, insan ve olaylar karşısında tarafsız olmasını beklemek veya böyle bir tavır sergilediğini iddia etmek mümkün değildir. (III) Zira o daha masaya otururken zihninde şablonunu hazırlamıştır. (IV) Şablonunu belirlediği konularda çok açık, kesin ve peşin fikre sahiptir. (V) Bu sebeple duygu ve düşüncelerini anlatırken bağımsız davranmak durumundadır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A)I          B)II         C)III       D)IV       E)V

 

15. Yüzlerce yıllık ormanın kuytularında öylece duruyordu işte, dimdik ve mağrur. Gümüş renkli kabuklarla kaplanmış, ormanın bütün ağaçlarından çok daha uzun boylu bir ağaç. Bursa’nın ünlü kumaşları gibi yeşil yapraklarının arasından ateş topu gibi patlayan zakkum, pembemsi çiçekleriyle oracıkta duruyor ve kışın kapanmış bir havuzun sessiz hüznüyle “Ben buradayım.” diye ünlemsiz çığlıklar atıyordu. Sonra arduvaz grisi yağmurlar yağdı. Gelin böceklerinin mekân tuttuğu yapraklar hüzünlü hüzünlü sararmaya başladı. “Perde!” deyip yavaşça yerlere döküldüler. Sonra meyveler, birer birer uç verdi.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Kişileştirme yapılmıştır.

B) Karşılaştırmadan yararlanılmı

C)Benzetmelere yer verilmiştir

D)Örneklemeye başvurulmuş

E)Betimleyici ögeler kullanılmıştır

 

16. Fellini filmlerinde karakterlerin yolu çoğu kez sahilden geçer. Fellini; sahili bir tür yüzleşme, arınma, hesaplaşma yeri olarak kurgular. Bu yüzden sahilin kendine özgü bir el değmemişliği, dokunulmazlığı ve masumiyeti vardır. Karakterler, kumlara adım atınca gözlerini ufka dikip bir iç hesaplaşmaya girmeden duramazlar. Bu manzaranın en güzel örneğine Tatlı Hayat’ın finalinde rastlarız. Fellini, bu eşsiz final sahnesinde sahili, yozlaşmış karakterin masumiyete olan vedasını göstermek için kullanır. —-.

Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Dolayısıyla üzerinde konuşmadan önce filmin yönetmenini bilmek gerekir

B) Bu türden doğallığını yitirmiş mekânlarla pek çok filmde karşılaşırız

C) Bu anlamda mekân, karakterin geliştirilmesinde sembolik bir görev üstlenir

D) Aşk filmlerinde âşıkların birbirine kavuştuğu mekân genellikle sahil olur

E) Çünkü sahil, denizin karayla zamanın mekânla buluştuğu bir eşiktir

 

17. Okuma alışkanlığı konusunda yaklaşık on yıldır adalet sistemi odaklı “kitap” ve “ceza” kavramlarını bir araya getiren olumsuz bir uygulama sürüp gidiyor. Söz konusu uygulama çok kolay ve anlaşılabilir türden… İyi niyetlerinden kuşku duyulmayacak bazı hâkimler, kimi “basit” suçlara karşı, suç sahiplerine “kitap okuma cezası” veriyor. İstiyorlar ki bu “basit” suçlardan dolayı ilk defa hüküm giyen bireyler, hapishanelere gönderilmesin ve mahkûm psikolojisine girmesin; bunun yerine bu türden bazı basit uygulamalarla cezalarını çekmiş olsunlar.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A) Hâkimler tarafından suçlulara uygun cezalar verilmemesinden

B) Kitap okumanın bir cezalandırma aracı olarak görülmesinden

C) Hâkimlerin ceza uygulamalarında inisiyatif kullanmasından

D) Mahkûmların okuma alışkanlığının yeterince gelişmemesinden

E) Mağdurların haklarının gerektiği gibi orunmamasından

 

18. Sanıldığının aksine “kalıplar”ı tamamen ortadan kaldırmak veya yaygın deyimle kırmak, insanın o kadar da işine gelmez. Çünkü kalıplar, bazen dünyayı insana dar etse de çoğu zaman insanın en büyük yardımcısıdır. Tam da bu yüzden yerlerine koyacağınız daha insancıl, daha kullanışlı, daha rahat kalıplar yoksa var olan kalıpları kırmamanız daha iyidir.

Bu parçada “kalıplar”la ilgili olarak asıl vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsanlara bazı olumlu alışkanlıklar kazandırdığı

B) İnsan yaşamını sınırladığı kadar kolaylaştırdığı

C) Daha iyi ve yararlı olanların geliştirilmesi gerektiği

D) Bireyin yaratıcılığını ve üretkenliğini engellediği

E) Yaşamın bazı alanlarında bunlara göre davranıldığı

 

19. Günümüz gençleri savaşın yarattığı hasarın insani yönünü kavrayamadıkları için nükleer silahları mitleştiriyor. Bunu okulda öğrencilerimle, evde çocuklarımla konuşurken bile gözlemleyebiliyorum. Gençler tanık olmadıkları için nükleer savaşı yalnızca bilgisayar oyunlarından ibaret sanıyor. Dolayısıyla nükleer silahlar, onların zihninde çizgi filmlerdeki patlayan uzay gemileri veya şekil değiştiren robotlar gibi efsanevi bir öge hâline geliyor.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

A) Gençlerin nükleer silahların tehlikesini kavrayamamasından

B) Gençlerin bilgisayar oyunlarına bağımlı hâle gelmesinden

C) Teknolojik olanakların iyi amaçlar için kullanılmamasından

D) Teknolojik gelişmelerde insani değerlerin göz ardı edilmesinden

E) Çizgi filmlerin içeriklerinin yeni kuşakları olumsuz etkilemesinden

 

20. Edebiyatta özgünlüğe, uzun süre ne Doğu’da ne de Batı’da önem verilmiştir. Batı’da romanın ortaya çıkışından sonra durum değişmiş; bireyin önem kazanmasıyla birlikte sıradan insanların kendilerine özgü yaşamları, yazarları yeni konular, değişik olay örgüleri aramaya itmiştir. Bunun yanı sıra romantikler; sanatçının kendi hayatı ve kişiliğini dile getirmesini sanatın önemli bir koşulu sayınca özgünlük bir değer ölçütü olarak kabul edilmiştir. Diğer yandan yapısalcılar, bir eserin kendinden önce yazılanlardan bağımsız, tek ve özgün olamayacağını ileri sürerek her metnin kendinden önce gelen metinlerle bağlantısını ortaya koymuşlardır.

Bu parçadan “özgünlük”le ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) Yapısalcılık ve romantizm akımlarında tartışıldığına

B) Romanın doğuşuyla birlikte üzerinde durulduğuna

C) Eserin değerini belirleyen bir ölçüt kabul edildiğine

D) Sanatçının, kendini eserine yansıtmasıyla ilişkili ol

E) Batı edebiyatında başarılı romanın bir niteliği sayıldığına

 

21. Bir savaşı; bir kentin, Troya’nın yıkımını anlatan bu kitabı insanlar hem dinlediler hem okudular. Bir yandan resmettiler, bir yandan da oynadılar. Ondan efsaneler ürettiler; düşleri gerçeğe, gerçeği düşlere dönüştürdüler. 16 bin dizeyi 3 bin yıl boyunca böyle yaşattılar. Ardında esin kaynağı olduğu paha biçilmez sanat eserleri, ciltler dolusu bilimsel çalışma ve sonsuz tartışma bırakan bu kitabın adı İlyada’ydı.

Bu parçada sözü edilen eserle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Biçimsel özelliğine

B) Ele aldığı olaya

C) İlham verici olduğuna

D) Evrensel değerine

E) Uzun süren etkisine

 

22. Onlar ki beşer hayrına doğmuş, yaşamışlar,

Onlardan eserdir bu duyuşlar, bu dalışlar…

Onlar ki yanan fecr idiler dağda, denizde,

Her manzara onlardan akistir içimizde…

Onlar ki bugün gökte birer kasra çekildi,

Devrinde fakat hangisi mes’ûd olabildi?

Varsın seni ömrünce azâbın kolu sarsın

Şâir! Sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın!

Bu dizelerden hareketle şairlerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Eserlerini ve kendilerini insanlığa adamışlardır.

B) İnsanların duygularını biçimlendirmede aracı olmuşlardır.

C) Eserleriyle doğayı algılayışımızı etkilemişlerdir.

D) İç huzurunu yakalayamadıkları bir hayat sürmüşlerdi

E) Eserlerinde hüzünlü konuları işlemeyi tercih etmişlerdir.

 

23. – 24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

(I) 1970 Luanda doğumlu Gonçalo Manuel Tavares, Portekiz’in edebiyat dünyasına kazandırdığı parlak bir yazar olarak gösteriliyor. (II) Edebiyat kariyerine 2001’de başlayan Tavares’in roman, şiir, tiyatro oyunu ve çeşitli anlatılardan oluşan kitapları 36 dile çevrilmiş; 51 ülkede yayımlanmış ve farklı ülkelerde pek çok saygın edebiyat ödülüne değer bulunmuştu. (III) Tavares yazmanın yanı sıra Lizbon Üniversitesinde epistemoloji dersleri de vermiştir. (IV) Sanatçının 2003-2007 yılları arasında tamamladığı Krallık dörtlemesinin ilk üç romanı önceki yıllarda Türkçeye çevrilmişti. (V) Dördüncü roman Teknik Çağında Dua Etmeyi Öğrenmek de bu dörtlemesinin son romanı olarak yakın zamanda yayımlandı. (VI) Bu dört kitapta Tavares, işlenen kavramlar açısından birbirini tamamlar nitelikli bazı karakterler üzerinden şiddete teslim olan, iradesini tiren, kaderini başkalarının ellerine bırakan plumlarda bireylerin çürümesini anlatıyor.

 

23. Bu parçada Tavares’le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Edebiyatın farklı dallarında ürünler ortaya koyduğuna

B) Başarılı ve başarısı takdir edilmiş bir sanatçı olduğuna

C) Sanat hayatındaki ilk ürünlerinin düzyazı türünde olduğuna

D) Birbiriyle ilişkili olarak tasarlanan eserlerinin bulunduğuna

E) Bilgi ve birikimini eğitim kurumlarında paylaştığına

 

24. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde Tavares’in eserlerinin içeriğiyle ilgili bilgi verilmiştir?

A)II            B)III           C)IV           D)V            E)VI

 

25. İslamiyetin doğuşundan kısa bir süre sonra ortaya çıkmış olan —-, İslam dünyasındaki etkisi yüzyıllar boyu sürmüş bir düşünce ve inanç sistemidir. Allah’a sevgiyle ulaşmayı amaçlar. İslami Dönem Türk edebiyatında bu düşünce sistemi çevresinde bir edebiyat akımı oluşmuştur. Bu akım, kendine özgü nazım türlerine ve şekillerine sahiptir. Örneğin nefes gibi nazım türlerinde —- düşüncesi ele alınmıştır. Bu düşünceye göre tek varlık Allah’tır ve evrende görünen her şeyde Allah’ın türlü yansımaları vardır.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Bektaşilik – tevhid             

B) tasavvuf – vahdetivücut

C) hikemî tarz – fenâfillah     

D) Mevlevilik – enelhak

E) mistisizm – marifet

 

26. Kutadgu Bilig ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Geçiş Dönemi ürünleri arasında yer almaktadır.

B) Alegorik söyleyişe sahip didaktik bir metindir.

C) İçeriği bakımından nasihatnaname türüne girer.

D) Yoğun Arapça ve Farsça kelimelerden dolayı dili ağırdır.

E) Hem dörtlük hem de beyitlerden oluşmaktadır.

 

27. Aşağıdakilerden hangisi Karagöz tipinin özelliklerinden biri değildir?

A) Düşündüğünü söylemekten çekinmez.

B) Hacivat’ın söylediği bazı sözleri yanlış anlar.

C) Hacivat ile hemen her konuda zıt fikirlere sahiptir.

D) Orta Oyunu’ndaki Kavuklu tipini hatırlatır.

E) Konuşmalarında özentili ve süslü bir dil kullanır.

 

28. Gelse celâlinden cefâ

Yahud cemâlinden vefâ

İkisi de cana safâ

Senden hem ol hoş bu hoş

Bu dörtlüğün nazım türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Devriye              

B)İlahi                  

C)Şathiye

D) Nefes

E)Nutuk

 

29. Kulak verdim dört bir yanı dinledim

Arkam sıra gıybet eden çoğimiş

Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden

Az yaşayıp devran sürmek yeğ imiş

Bu dörtlükle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) 11’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.

B) Didaktik bir anlatıma yer verilmiştir.

C) “xaxa” şeklinde uyaklanmıştır.

D) Güzelleme türünde yazılmıştır.

E) Kişisel deneyimler anlatılmıştır.

 

30. Pencereden bakan dilber

Güzelliğin bildirirsin

Ak göğsünde lale sünbül

Ağlayanı güldürürsün

 

Gerdan açık benlerin çok

Güzellikte menendin yok

Kaşların yay, kirpiğin ok

Vurduğunu öldürürsün

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Bir semaiden alınmıştır.

B) Anlatımda karşıtlıktan yararlanılmıştır.

C) Şiirde, sevgiliye duyulan özlem işlenmiştir.

D) 8’li hece ölçüsüyle yazılmıştır.

E) Söz sanatına başvurulmuştur.

 

31. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, ayraç içinde verilen edebî sanat yoktur?

A)        Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi

Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi. (Teşbih)

B)        Ellerim takılırken rüzgârların saçlarına

Asıldı arabamız bir dağın yamacına. (Teşhis)

C)        Ölümü hatırlatan ne var bu resim

Hâlbuki hayattayız hepimiz. (Tezat)

D)        Zeybek, sendeliyorsun! O ne? Soluyor benzin

Yere, eskisi gibi, hızlı vurmuyor dizin. (Telmih)

E)         Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna:

Tenimde bir yara işler gibisin (İntak)

 

32. —- gibi mesneviler, Divan edebiyatının manzum romanları gibi değerlendirilebilir. Divan şiirinin estetiği içinde, o şiirin sanat ve dünya görüşü ile yazılan bu aşk hikâyeleri, biçim bakımından bir şiir-hikâye değil, olsa olsa birer manzum roman niteliği gösterir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Leyla vü Mecnun              

B) Ferhad u Şirin

C) Sabr ü Sebat                    

D)Hüsn ü Aşk

E) Şem ü Pervane

 

33.Divan şairleriyle ilgili aşağıdakilerden hangiisi yanlıştır?

A)Nefî, övgü ve yergide Türk edebiyatının en büyük şairlerinden biri sayılır.

B) XVII. yüzyıl şairlerinden Nâbî, hikemî tarzın öncüleri arasındadır.

C) Bâkî, özellikle mesnevilerindeki imgesel anlatımla ön plana çıkmıştır.

D) Şeyh Galip, divan şiirinin son büyük temsilcisi olarak kabul edilir.

E) Taşlıcalı Yahya, “Şehzâde Mustafa Mersiyesi” ile şöhret kazanmıştır.

34. Ey oğul geldik imdi onlara ki civanmertlik nasip oldu, civanmertliğin aslı nedir bilsinler. Çünkü civanmertliğin aslı üç nesnedir: Biri odur ki yapabileceğin bir işe sıva kolunu, yani bir söz ki söyleyesin, yerine getirmelisin. İkincisi “gerçek”ten başka söz söylemeyesin, üçüncüsü her işte sabrı âdet edinesin çünkü civanmertlikle ilgili her sıfat bu üçtendir.

Bu parça aşağıdaki edebî türlerin hangisinden alınmış olabilir?

A) Fütüvvetname                  

B) Seyahatname

C) Sefaretname                      

D)Ruzname

E) Surname

 

35. “Her akşam güneşin battığı yerden / Gözlerin doğuyor gecelerime” dizelerinde “gözler” ay gibi düşünülmüş fakat “ay” söylenmeden onu çağrıştıran “doğmak” sözcüğü kullanılmıştır. Dolayısıyla bu dizelerde —-sanatı yapılmıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Tezat                

B)Mecazımürsel

C)Tevriye

D) Teşbih                     

E)İstiare

 

36. Halka halka kâkülünden dağ dağ oldu gönül

Hoş gelip divanelik dağ üstü bağ oldu gönül

Bu beyitteki uyak türü, aşağıdakilerden hangisiyle aynıdır?

A) Ne hoştur kırlarda yazın uyumak

Bulutlar ufukta beyaz bir yumak

B) Rüzgârla titrerken karanlık çamlar

Yâdında canlanır eski akşamlar

C) Bu ıslıkla uzayan, dönen kıvrılan yollar

Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar

D) Çok sürse ayrılık aradan geçse çok sene

Biz sende olmasak bile, sen bizdesin gene

E) Gün olur sürüyüp beni derbed

Bu ses rüzgârlara karışır gider

 

37. Yazar, bu romanında II. Abdülhamit Dönemi İstanbul’unun kenar mahallelerinden birini mekân olarak seçer. Kitapta mahallenin sıradan insanlarından külhanbeylerine, Karagözcüden Abdülhamit’in zaptiye nazırına kadar tüm tipler kendi doğal hâlleriyle tasvir edilir. Tiplerin çoğu gelenekleri, görenekleri ve birbiriyle kurdukları ilişkiler çerçevesinde işlenir. Ayrıca romanda bir yandan Karagöz ve Orta Oyunu’nun estetik ve toplumsal değeri ile Doğu ve Batı sanat felsefesinin nitelikleri üzerinde durulurken öte yandan saray çevresi de ayrıntılarıyla ele alınır. Batı’nın akla dayanan sanat anlayışı ile Doğu’nun kalbe dayanan sanat ve mistiği roman kişileri aracılığıyla somutlaştırılır. Bu değerleri temsil eden kişilerin evliliğiyle de Doğu ile Batı birleşmiş olur.

Bu parçada tanıtılan roman, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fatih-Harbiye

B) Sinekli Bakkal

C) Kırık Hayatlar

D) Kiralık Konak

E) Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç

 

38. —- akımına göre doğa görünümleri, insan hareketleri ve hiçbir somut olay, kendi kendilerine var olamazlar; bunlar duyularımızla kavradığımız birtakım görünüşlerdir. —- akımının temsilcileri ise düşüncenin gerçek işleyişini ortaya koymak için yararlanılan saf bir ruhsal otomatizme, rüyanın sınırsız gücüne ve bugüne kadar önemsenmemiş belli çağrışım biçimlerinin üstün bir gerçekliği olduğuna inanırlar.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Realizm – Natüralizm

B) Sürrealizm – Realizm

C) Sembolizm – Sürrealizm

D) Parnasizm – Klasisizm

E) Dadaizm – Parnasizm

 

39. Bu edebiyat döneminin başlıca teması hayal-hakikat çatışmasıdır. Romanda ve şiirde bu konu çok işlenmiştir. Örneğin Mai ve Siyah’ın kahramanı Ahmet Cemil, “mai hayallerden siyah hakikate” düşünce kötümser olur. Aşkta, hayatta ve dostlukta hayal kırıklığı bu dönem sanatçılarının baş tacıdır. Şairlerin tabiata bakışları da farklıdır. Tabiat, içinde mesutça yaşanılan bir cennet gibidir. Toplumdan kaçan şair, teselliyi ond bulacaktır.

Bu parçada sözü edilen edebiyat dönemi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Servetifünun

B)TAnzimat

C) Cumhuriyet

D)Milli Edebiyat

E)Fecri Ati

 

40. Türk edebiyatında Doğu-Batı karşıtlığı meselesinde bir senteze ulaşma çabası, 1950’lere kadar yazılan çoğu romanda dikkat çeken bir unsurdur. Bu romanlarda, modernleşmeyi yüzeysel olarak anlayan ve kökleriyle bağı keserek değerlerinden kopan “alafranga züppe tipler” gülünç ve acınası durumlara düşerler.

Bu parçada sözü edilen roman kişilerine aşağıdakilerden hangisi örnektir?

A) Çalıkuşu’ndan Kamuran

B) Araba Sevdası’ndan Bihruz

C) Ateşten Gömlek’ten İhsan

D) Felatun Bey ile Rakım Efendi

E) Fatih-Harbiye’den Şinasi

 

41. Selanik’te çıkmaya başlayan —- dergisiyle edebiyatta milliyetçilik akımı başlamış oldu. Başta —- olmak üzere genç sanatçıların çıkardıkları bu dergi, Tanzimat Devri’ne kadar İran’ın ve ondan sonra da Fransa’nın taklitçisi saydıkları edebiyatımızın artık kendi özüne dönmesi gerektiğini dile getirir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Mavi – Attila İlhan

B) Yedi Meşale – Yaşar Nabi Nayır

C) Servetifünun – Tevfik Fikret

D) Genç Kalemler – Ömer Seyfettin

E) Hisar – Mehmet Çınarlı

 

42. Türk medeniyeti tarihini bilimsel bir yaklaşımla ele alan ve Türk edebiyatını başlangıcından itibaren inceleyen önemli çalışmalar yapmıştır. O, edebiyat tarihini medeniyet tarihinin bir parçası olarak görmüş, bu nedenle edebiyat ile tarihî ve toplumsal gelişmeleri bir bütün olarak değerlendirmiştir. 1919 yılında yayımlanan Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar adlı eseri büyük yankı uyandırmış, Türk Edebiyatı Tarihi adlı eseri ise bu alanın ilk bilimsel çalışmalarından biri kabul edilmiştir. Edebî metinler de yazmasına rağmen edebiyat ve medeniyet tarihiyle ilgili çalışmalarıyla tanınan yazar, özellikle Ziya Gökalp’ın düşüncelerinden etkilenmiştir.

Bu parçada tanıtılan yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şemsettin Sami

B) Ahmet Hamdi Tanpınar

C) Mehmet Fuat Köprülü

D) Ali Canip Yöntem

E) Falih Rıfkı Atay

 

43. Sürekli bir “değişme” ihtiyacı duyan —-, bir düzen ve denge düşüncesinden uzaktır. Bu düzensizlik, onun mizacının ve sanatının en belirgin özelliğidir. Onun şiirlerinde hem biçim ve içerik hem de dil bakımından yenilikler dikkat çeker. O, Tanzimat Dönemi’nin en renkli Tanzimat  şairidir. Hayal gücünün zenginliği, duygularının çeşitliliği ve tabiata duyduğu ilgi, onun Tanzimat’tan sonraki Türk edebiyatının lirik şairleri arasında anılmasını da sağlamıştır. Özellikle eşinin ölümü üzerine yazdığı şiiri, hafızalarda önemli bir yer edinmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıda hangisi getirilmelidir?

A) İbrahim Şinas

B) Namık Kemal

C) Ziya Paşa

D) Abdülhak Hamit Tarhan

E) Recaizade Mahmut Ekrem

 

44. Yedi yıl oluyor, Bey, köyü köylüsüne sattı, parayı cebine kattı, gitti. Karataş Köyü dört yüz bin lire borç ödedi. Ödedi emme nasıl ödedi? Orasını gel Karataş’a sor. Öküz, inek, dana… Un, bulgur, tarhana… Pazarda para eden ne varsa elinde, sattı. Daha da satıyor. Borç bitmedi daha. Ödedi dediğime bakma. Bey, parasını pangadan aldı. Hökümetin pangasından. Panga da bizden alıyor. Bir dünya fayızıynan… Emme sonunda ektiğimiz toprak bizim ya, yeter. Bey gitti, İstanbul Boğazı’na dağ gibi bir ev çökertti. Sonra da bir ütel yapacakmış. Daha sonra, bir başına koca İstanbul’u satın alacakmış. Bey, bey varsıl! Biz yoksuluz çok şükür. Herkesin bey olması ilazım değil.

Bu parça, içeriği ve üslubu dikkate alındığında, aşağıdaki yazarların hangisi tarafından yazılmış olamaz?

A) Fakir Baykurt                    

B) Talip Apaydın

C)Mahmut Makal

D) Yaşar Kemal

E)Peyami Safa

 

45. “Boğaziçi medeniyeti” ifadesini edebiyatımıza kazandıran —-, üç romanı ve denemeleriyle, hatıralarını ve geçmiş zaman özlemini zengin bir Türkçeyle kayda geçiren yazarlardandır. Bazı yazarlar onu eskimiş ve geçmiş zamana takılı kalmış saysalar da günümüzün genç nesli onun eserlerinde, farklı sesler ve tatlar bulacaktır. O, üstat saydığı Yahya Kemal’le birlikte yeni ile büyülenen nesillere, eskinin güzelliklerini feda etmemeyi ve eskinin güzelliklerini yaşatmayı öğreten yazarlar arasında yer alır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Ahmet Hamdi Tanpınar

B) Samiha Ayverdi

C) Abdülhak Şinasi Hisar

D) Nahit Sırrı Örik

E) Salâh Birsel

 

46. Çok katmanlı anlatım özelliklerine sahip olan bu romanda yer alan kişiler, nesneler ve kavramlar ayrıştırıldığında bunların birtakım simgesel değerler üstlendiği görülür. Romanın merkezinde yer alan Galip, Şeyh Galip’i çağrıştırır. Bir diğer karakter Celâl, Mevlanâ’nın simgesel karşılığı olarak olay örgüsünde yer alır. Hüsn ü Aşk’taki Diyar-ı Kalb ise romanda Şehrikalp Apartmanı olarak karşımıza çıkar. Bu isimler ile okuyucu, Doğu anlatı türlerinin evreninde bir yolculuğa hazırlandığını fark eder.

Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yeni Hayat

B) Benim Adım Kırmızı

C) Kara Kitap

D) Cevdet Bey ve Oğulları

E) Sessiz Ev

 

47. Çok iyi bildiğim insanların ekmek peşindeki maceralarını anlatmaya çabaladım hep. Hemen hemen tek problemim “insan ve ekmek kavgası”dır. Yurtlarımızı, yuvalarımızı bırakıp bizi gurbete düşüren, otel odaları, hanlar veya kahve köşelerinde kara kara, sarı sarı düşündüren nedir? Gurbet üzerine, yokluk üzerine, açlık üzerine yakılan türküler, ümitsiz gecelere yanık yanı salınan bozlakların yüzyıllardır süregelen acısı ne zaman bitecek? Nasıl bitecek? İşte ben de hâlâ anlattıklarımdan biriyim ve en bildiğim hayatları anlatmaya çalışıyorum yazdıklarımda.

Bu parçadaki görüşler, aşağıdaki yazarların hangisinin edebiyat anlayışı ile örtüşür?

A) Haldun Taner

B) Orhan Kemal

C) Memduh Şevket Esendal

D) Tarık Buğra

E) Ahmet Hamdi Tanpınar

 

48. Kapı çalınıyor. Kim geldi acaba? Kimi istersem, kimin ismini yazarsam o gelir. Yazmanın bu yararı var işte, küçük bir işaretle, canımın istediğini getiririm. İstersem fikrimi değiştiririm. Kim ne yapabilir? Hadi bakalım, kapının zili çalmadı, gelen giden yok.

Bu parçada, postmodern romanın aşağıdaki hangi özelliği vurgulanmaktadır?

A) Metinlerarası ilişkilere yer verme

B) Anlatıcıyı kurmacanın parçası kılma

C) Tarihî gerçekliği yeniden oluşturma

D) Çok katmanlı bir anlatı yapısı kurma

E) Okuru, kurmacanın merkezine yerleştirme

 

49. “Altındağ”, “Galata Köprüsü”, “Pireli Şiir”, “Delikli Şiir” ve “İstanbul Türküsü” gibi şiirlerinde egemen olan yaklaşım, toplumsal duyarlıktır. Şair, bu şiirlerinde halk şiirimizin imkânlarından da yararlanmıştır. Ayrıca bu şiirlerin bazılarında ince eleştiri ve taşlama ögeleri de dikkat çekmektedir.

Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Orhan Veli Kanık

B) Bedri Rahmi Eyuboğlu

C) Ziya Osman Saba

D) Cahit Sıtkı Tarancı

E) Oktay Rifat Horozcu

 

50. Birdenbire kahvenin kapısı şiddetle açıldı ve içeriye rüzgârla, karla beraber ortadan biraz uzun boylu, hafif tıknazca, sefil kıyafetli bir adam girdi. Kapının önünde bir lahza durdu. Olduğum yerden büyülenmiş gibi ona bakıyordum ve galiba bu hâl biraz herkeste vardı, çünk demin bin türlü şamata ile dolu olan kahve birdenbire tam bir sessizlik içine düşmüştü.O, yavaş yavaş ilerledi, tam ortada durdu ve sağ elini göğsüne götürerek bizi dervişçesine selamladıktan sonra Vâsıf’ın meşhur bir şiirini okumaya başladı.Manzume biter bitmez bir köşeye çekildi ve kahvecinin, masaların etrafında gezdirdiği tablanın dolmasını bekledi. Fakat toplanan paranın hepsini almadı, içinden pek az bir şey aldı; gerisini kapı yanında oturan bir ihtiyarın önünde bıraktı. “Buyurun Tahsin Bey, bir kahve için!..” seslerine kulak bile asmadan kahveden çıktı.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Anlatımında bilinç akışı tekniği kullanılmıştır.

B) Tahsin Bey’in bazı farklı özellikleri tasvir edilmiştir.

C) Olay hikâyesine özgü nitelikler taşımaktadır.

D) Anlatılanlar, kronolojik akışa uygun biçimde sunulmuştur.

E) Yaşananların, anlatıcı üzerindeki etkisine de yer verilmiştir.

 

51. Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının en üretken şairlerindendir. Şiirlerinde hem yerli hem de evrensel değerleri ve unsurları işleyen, hem bireysel hem de toplumsal sorunları irdeleyen, ufku geniş bir şair olarak bir dönemin öncü edebiyatçılarından olmuştur. Yüze yakın yayımlanmış şiir kitabı bulunan şairin eserleri arasında Çocuk ve Allah, Çakırın Destanı, Toprak Ana ve Çanakkale Destanı en çok bilinenleridir.

Bu parçada kendisinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mehmet Âkif Ersoy

B) Nâzım Hikmet Ran

C)Yahya Kemal Beyatlı

D)Fazıl Hüsnü Dağlarca

E)Necip Fazıl Kısakürek

 

52. 1926 yılında Hayat dergisinde yayımlanan Sanat başlıklı şiir, memleketçi edebiyatımızın ilk bildirisi sayılabilir. Türk edebiyatının o dönemde nasıl bir rota izlemesi gerektiğini ortaya koyan bu şiir, —- “bireysel” sanat anlayışından “toplumcu” sanat anlayışına geçtiğinin de bir göstergesidir. Şiirde, yerli ve millî sanat anlayışımız, Batı sanat zevkinden üstün tutulmuş ve Batı taklitçisi aydınlar eleştirilmiştir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Enis Behiç Koryürek’in

B) Orhan Seyfi Orhon’un

C) Faruk Nafiz Çamlıbel’in

D) Yusuf Ziya Ortaç’ın

E) Halit Fahri Ozansoy’un

 

53. Sağlam bir şiir zevki ve kültürü olan —-, şiire yönelik görüşlerini yakın dostu Ziya Osman’a yazdığı mektuplarda ve yazılarında dile getirmiş, şiirin kelimelerle güzel şekiller kurma sanatı olduğunu ifade etmiştir. İlk şiirlerinde yalnızlığı, olgunluk döneminde ise ölüm temasını işlemiştir. Şiirlerinde ölüm; yaşama arzusu ve yaşama sevinciyle iç içedir. “Her mihnet kabulüm, yeter ki / Gün eksilmesin penceremden” dizeleri onun hem hayata bakışını hem de yaşama arzusunu en açık biçimde ifade eder.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Cahit Sıtkı Tarancı

B) Ahmet Muhip Dıranas

C) Necip Fazıl Kısakürek

D) Ahmet Hamdi Tanpınar

E) Bedri Rahmi Eyuboğlu

 

54. Şiiri hikâye olarak değil, sessiz bir şarkı olarak gören şair, metinlerinde müzikaliteye büyük önem verir. Şair, kendi şiirine yapılan eleştirilere cevap vermek amacıyla kaleme aldığı yazıyı, Piyâle adlı şiir kitabının ön sözünde “Şiir Hakkında Bazı Mülâhazalar” başlığı altında yayımlar. Bu yazısında şiir görüşünü ortaya koyan sanatçıya göre şiir, sözcükler arasındaki dalgalanma ve birleşmelerden doğan seslerin uyandırdığı duygudur. Bu şiir anlayışı, açık bir anlamı ve anlatımı öne çıkarmaz; şiirin anlaşılabilmesi için okuyucunun da katkısını gerektirir

Aşağıdaki şiirlerden hangisi bu parçada anlayışından söz edilen şaire aittir?

A) Bursa’da Zaman               

B) O Belde

C) Kaldırımlar                        

D)Monna Rosa

E) Sessiz Gemi

 

55. – 56. soruların cevabını, cevap kağıdınızdaki ilgili alana sola dayalı olarak yazıp kodlayınız.

 

55. Hayatın başlangıcını ve insanın hayata geldikten sonra ulaşmak istediği makamı, bu makamdan ayrılıp asıl âleme dönüşünü ve nihayetinde ahirete varışını konu edinen şiirlerdir. Bu tür şiirler, tasavvuftaki nüzul (inme) ve seyir (yükselme) adı verilen döngüyü işlemektedir.

Yukarıda bazı özellikleri verilen dinî tasavvufi Türk edebiyatı nazım türünün adı nedir?

 

 

56. Kalbim yine üzgün seni andım da derinden,

Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden!

Üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden,

Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden!

 

Senden boşalan bağrıma göz yaşları dolmuş!

Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş.

Son demde bu mevsim gibi benzim de kül olmuş,

Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden!

 

Bu parça divan edebiyatına ait hangi nazım biçimiyle yazılmıştır?

CEVAP ANAHTARI

1. A

11. E

21. D

21. D

31. D

41. D

51. D

2. A

12. E

22. E

22. E

32. C

42. C

52. C

3. B

13. C

23. C

23. C

33. C

43. D

53. A

4. E

14. E

24. E

24. E

34. A

44. E

54. B

5. D

15. D

25. B

25. B

35. E

45. C

55. DEVRİYE

6. A

16. C

26. D

26. D

36. B

46. C

56. ŞARKI

7. C

17. B

27. E

27. E

37. B

47. B

 

8. A

18. B

28. B

28. B

38. C

48. B

 

9. D

19. A

29. D

29. D

39. A

49. A

 

10. C

20. E

30. C

30. C

40. B

50. A

 

 

]]>
2018 AYT Edebiyat Sorular (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/2018-ayt-edebiyat-sorular-cikmis-sorular.html Thu, 22 Nov 2018 19:57:46 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=119605 2018 AYT EDEBİYAT SORULARI

BU TESTİ ONLİNE ÇÖZMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

1.Dünya çapındaki bazı çevre sorunları, —- ilkesine en açık kanıtları sunuyor. Karadeniz’in öbür tarafında, Kiev civarında kurulan nükleer reaktör, İzmir’deki çay tiryakisini neden ilgilendirsin? Ama ilgilendiriyor. Tropik ormanların tahribi, ozon tabakasının incelmesi ve sera etkisi —- değil midir?

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) dünyanın değişimi – artık hemen hepimizin bildiği tehditler

B) doğanın bütünselliği – tüm dünya insanlarının ortak sorunu

C) evrenimizin hassaslığı – üzerine konuşulmaya değer konular

D) kelebek etkisi – Türkiye’de de karşılaştığımız problemler

E) hassas ayarlar – doğanın sonsuz cömertliğinin sonuçları

 

2. (I) Bir araştırmada kendinden yaşça küçük veya büyük kardeşi olan çocuklar ile yalnızca bir ikiz kardeşi bulunan veya hiç kardeşi olmayan çocuklar incelenmiştir. (II) Bu çalışma sonucunda tek çocukların ve yalnızca ikiz kardeşi olan çocukların bazı zihinsel aktivitelerde, küçük veya büyük kardeşi olan çocuklara oranla daha başarısız oldukları görülmüştür. (III) Böylece çocukların kendilerinden yaşça küçük veya büyük kardeşleriyle etkileşiminin, yaşıtlarıyla olan iletişiminden daha önemli olabileceği sonucuna ulaşılmıştır. (IV) Zihinle ilgili araştırmalarda “kardeş avantajı” olarak adlandırılan bu durumun nedenlerine yönelik çeşitli varsayımlar geliştiriliyor. (V) Farklı yaşlardaki kardeşler arasında kurulan usta çırak ilişkisi, bu önermelerden sadece biri.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) I. cümlede araştırmanın kimler üzerinde yapıldığından söz edilmiştir.

B) II. cümlede çalışma sonuçları, karşılaştırmaya dayalı olarak ifade edilmiştir.

C) III. cümlede araştırma bulgularına bağlı olarak bir çıkarım yapılmıştır.

D) IV. cümlede zihinle ilgili çalışmaların henüz tamamlanmadığı belirtilmiştir.

E) V. cümlede araştırma sonuçlarına dayalı bir öneride bulunulmuştur.

 

3. Osmanlı coğrafyasına yolu düşen seyyahların tamamı; devletin büyüklüğünü, halkın medeni hayat şartlarını, şehirlerin güzelliğini, kurum ve kuruluşların intizamını öve öve bitiremezler. Kusursuz işleyen bu sistem; toplamı 15 milyon kilometrekare tutan bir devleti yaşatıyor, içinde 12 eyalet barındırıyordu.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İkilemelere yer verilmiştir.

B) Açıklama yapılmıştır.

C) Nicel verilerden yararlanılmıştır.

D) Öznel ifadeler kullanılmıştır.

E) Örneklerden yararlanılmıştır.

 

4. Hemingway gibi bir yazarın söyledikleri kadar söylemedikleri de önem taşır. Yazılarındaki yoğunluğu hem kelimeleriyle hem de sessizliğiyle sağlar. Hemingway’in kendi deyimiyle buz dağına benzettiği yazıları, ilk bakışta kendisini kolayca ele vermez.

Bu parçaya göre Hemingway’in yazılarındaki en belirgin özellik aşağıdakilerden hangisidir?

Özgün bir bakış açısı taşıması

Hayal ögelerinden yararlanması

Anlam derinliğine sahip olması

Üretimi için uzun zaman gerektirmesi

Okuyucunun ilgi alanına girmesi

 

5. Bülbülün aşkıdır dalda öttüğü

Çobanın sütedir koyun güttüğü

Toprağın Hâbil’i kabul ettiği

Şüphesiz yüzünün yumşaklığından

Bu dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A)Telmih sanatına başvurulmuştur.

B) Sarma kafiye düzeninde yazılmıştır.

C) Redife yer verilmiştir.

D) Yarım kafiye kullanılmıştır.

E) 11’li hece ölçüsüyle yazılmıştır

 

6. Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:

Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde;

Mehtâb… iri güller… ve senin en güzel aksin…

Velhâsıl o rü’yâ duruyor yerli yerinde!

Bu dizeler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)Şiirde ahenk unsurlarına yer verilmiştir.

B)Çapraz kafiye düzeninde yazılmıştır.

C)Yaşama sevinci teması işlenmiştir.

D)Kişileştirmeye başvurulmuştur.

E)Görsel ögelere yer verilmiştir.

 

7. Bir gazele ait üç beyit şu şekildedir:

I. Ne denlü ağlasa zâr olsa âşık

Açılsa gülse gül-zâr olsa dilber

 

II. Cefâyı az kılsa Hayretî’ye

Sözüm bu kim vefâ-dâr olsa dilber

 

III. Öpülse yâr ile yâr olsa dilber

Koculsa râm-ı dil-dâr olsa dilber

Bu beyitlerin şiirde yer alma sırası aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) I – III – II

B) II – I – III

C) II – III – I

D)III – II – I

E)III – I – II

 

8. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, ayraç içinde verilen edebî sanat yoktur?

A)Aramazdık gece mehtâbı yüzün parlarken

 Bir uzak yıldıza benzerdi güneş, sen varken

(Tenasüp)

B)Gül gülse dâim ağlasa bülbül acep değil

Zîrâ kimine ağla demişler kimine gül

(Tezat)

C)Yûsuf’u gerçi görenler ellerin kestiler

Gün yüzün gördü senin şakk oldu bedrin ayası

(Telmih)

D)Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak

 Rüyâlarım kadar sâde güzeldin

(Teşbih)

E)Senin yanındayken, avuçlarımda

Suda sabun gibi eriyor zaman

(Teşhis)

 

9. Her beyti başlı başına bağımsız bir şiir olmakla birlikte bütün beyitleri arasında bir duygu ve düşünce birliği bulunan şiirlere Divan edebiyatında —- denir. Örneğin Fuzûlî’nin gerek Divan’ında gerekse —- mesnevisinde bu türden şiirlerin sayısı oldukça fazladır.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A)yek-ahenk gazel – Leyla vü Mecnun

B) rindane gazel – Şikâyetname

C)âşıkane gazel – Rind ü Zâhid

D)yek-avaz gazel – Hadîkatü’s-Süeda

E)beytü’l gazel – Beng ü Bade

 

10. “Kuşların dili” anlamına gelen ve mesnevi nazım şeklinde yazılmış olan —- adlı eser, İranlı şair Feridüddin Attar tarafından kaleme alınmıştır. İçinde tasavvufi hikâyeler bulunan eserin Türkçe uyarlaması, yazıldığı dönemin dil özelliklerini göstermesi bakımından oldukça önemlidir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A)Makâlât

B)Garibnâme

C)Mantıku’t-Tayr

D)Dânişmendnâme

E)Atebetü’l-Hakâyık

 

11. Zühre’nin annesi sihirbazı çağırıp durumu anlattı: “Padişah, Zühre’yi Tahir’e verecek, ben buna razı değilim. Tahir, vezir oğlu; benim kızım padişahlara layıktır. Bir ilaç ile padişahı Tahir’den soğut…” dedi. Padişah, sihirbazın hazırladığı şerbeti içince Tahir’den soğudu ve onu saraydan kovdu. Tahir ile Zühre birbirinden ayrılınca gece gündüz ağlaştılar. Zühre’nin aşkından deliye dönen Tahir, eline sazını alıp bağlara ve bahçelere gidip türküler söylemeye başladı:

 “Yârden ayrılmaklığım figândır

Dîdelerim pürnem, kaddim kemândır

Tan etmeyin dostlar âh u zârıma

Dostu görmeyeli hayli zamandır”

diyerek gönlünü avutmaya çalışıyordu. Bazen de aklına gelen türküleri yazıyor ve geçtiği yerlerde bırakıp gidiyordu. Bu şiirler başkalarının eline geçince aşkları bütün şehre yayıldı. Yaşlı kadınlar bu şiirlerden bazılarını Zühre’ye de götürüyorlardı.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)Bir halk hikâyesinden alınmıştır.

B)Mensur ve manzum parçalar içerir.

C)Ait olduğu dönemin dil özelliklerini yansıtır.

D)Nesil çatışması üzerine kurulmuştur.

E)Olağanüstü ögeye yer verilmiştir.

 

12. XVIII. yüzyılda yaşamış Klasik Türk edebiyatı şairidir. Sebk-i Hindî’nin önemli temsilcileri arasında gösterilir. Genç yaşta divan sahibi olmuştur. Divan şiiri geleneğinin son büyük temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Mesnevi yazma gücünü alegorik bir eser olan Hüsn ü Aşk adlı eseriyle ispat etmiştir.

Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A)Nâbî

B) Nedîm

C)Şeyh Gâlip

D)Şeyhülislam

E)Yahyâ Hayâlî

 

13. Gözle konşu hakkını dinle beni

İster isen Hak seve dâ’im seni

 

Kırma gönlün hoş geçin mü’min isen

Dü cihânda olmak istersen esen

 

Konşusunu kim ederse bî-huzûr

Dü cihânda Hak anı ede kusûr

 

İçerik özelliklerinden hareketle bu beyitlerin aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alındığı söylenebilir?

A)Surnâme

B)Pendnâme

C)Kıyafetnâme

D)Seyahatnâme

E)Gazavatnâme

 

14. Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı eseriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)Kişiler, eğitim düzeylerine göre konuşturulmuştur.

B)Gülmece yoluyla toplumsal eleştiri yapılmıştır.

C)Kişilerin adlarıyla sosyal ve kişisel özellikleri arasında bağ vardır.

D)Batılılaşmanın olumsuz yönlerini yerme amacıyla yazılmıştır.

E)Tipleştirmeye dayalı bir tiyatro anlayışını yansıtmaktadır.

 

15. Yazar, bu romanda kıskançlık konusunu ele alır. Eser, yazarın ölümünden sonra arkadaşı Mahmud Sadık tarafından Servet-i Fünûn dergisinde yayımlanmıştır. Edebiyatımızda natüralizm akımının etkilerinin görüldüğü ilk roman olarak kabul edilir. Romanın başlangıcında iki aile vardır: Eşini kaybetmiş, kızıyla beraber oturan Şevket Efendi’nin ailesi ve babasını birkaç sene evvel kaybetmiş, annesi Münire Hanım’la birlikte oturan Suphi’nin ailesi.

Bu parçada söz edilen yazar ve eseri aşağıdakilerden hangisidir?

A)Namık Kemal – İntibah

B)Recaizade Mahmut Ekrem – Araba Sevdası

C)Ahmet Mithat Efendi – Felâtun Bey ile Râkım Efendi

D)Sami Paşazade Sezai – Sergüzeşt

E)Nabizade Nazım – Zehra

 

16.

· Servetifünun Dönemi bağımsız yazarlarındandır.

· Roman ve öykülerinde ince bir mizah vardır.

· Eserlerinde eski yeni çatışması, yüzeysel Batılılaşma ve aile geçimsizliklerini işlemiştir. Aşağıdakilerden hangisi, bazı özellikleri verilen yazara ait eserlerden biridir?

A)Şık

B)Kırık Hayatlar

C)Sözde Kızlar

D)İstanbul’un İç Yüzü

E)Çalıkuşu

 

17.

· Sanatlı, süslü bir dil ve anlatımdan kaçınılmıştır.

· Söyleyişte ve anlatımda hitabet tonu egemendir.

· Şiirlerde lirik bir söyleyişten ziyade didaktik bir yaklaşım tercih edilmiştir.

· Halk şiiri nazım şekilleri ve hece vezni kullanılmıştır.

Bazı özellikleri verilen edebî dönem veya topluluk aşağıdakilerden hangisidir?

A)Millî Edebiyat

B)Servetifünun

C)Garip Hareketi

D)Tanzimat

E)Fecriati

 

18. “Yeni yapılmış büyük bir apartmanın dokuz odalı bir bölüğünde oturuyoruz. Bu bölüğü Ayaşlı İbrahim Efendi adında biri tutmuş, isteyenlere oda oda kiraya veriyor.” cümleleriyle başlayan romanın yazarı, bu odalarda oturan insanları anlatarak bize Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Ankara’dan toplumsal bir kesit sunuyor. Romanda bir yandan dönemin alt ve orta kesiminin günlük yaşantısı ve değer yargılarındaki değişimler sergilenirken öte yandan bürokrasiye yönelik eleştiriler dile getiriliyor.

Bu parçada söz edilen romanın yazarı aşağıdakilerden hangisidir?

A)Peyami Safa

B)Mithat Cemal Kuntay

C)Memduh Şevket Esendal

D)Ahmet Hikmet Müftüoğlu

E)Refik Halit Karay

 

19. Toplumsal gerçekçilik akımının sanatkâr hikâyecisidir. Halk şiiri geleneğini sürdüren ürünlerle edebiyat dünyasına giren yazar, sonradan hikâyeye geçmiştir. Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk adlı kitaplarda hikâyelerini toplayan yazarın üç de romanı vardır. Edebiyat ve sanatın bir nevi propaganda olduğunu belirten yazara göre sanatın bir tek ve açık maksadı vardır: “İnsanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükseltmek ve insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmak.”

Bu parçada söz edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sabahattin Ali                   

B) Ahmet Hamdi Tanpınar

C) Haldun Taner                    

D)Kemal Tahir

E) Tarık Buğra

 

20. Kuşak çatışması, Millî Edebiyat Dönemi Türk romanında yaygın olarak görülen temalardan biridir. Dönem romanlarında kuşaklar arasındaki görüş, duygu ve yaşayış ayrılıkları üzerinde durulmuş; bu ayrılıklardan kaynaklanan toplumsal çözülmeler ele alınmıştır.

Bu parçada söz edilen durum, aşağıdaki roman kişilerinin hangileri arasında vardır?

A) Naim Efendi ile Seniha

B) Nur Baba ile Celile Bacı

C) Ahmet Celâl ile Emine

D) Vehbi Dede ile Rabia

E) İhsan ile Ayşe

 

21.  —- hayatının sonuna doğru şiir kitaplarının adlarından içinde yer alacak şiirlerin sırasına kadar bütün ayrıntılarla ilgilenmişse de şiirleri ancak ölümünden sonra kitaplaşabilmiştir. 1961’de yayımlanan —- adlı kitabı, şairin en tanınmış eseridir. Adını, kitabın ilk şiiri olan “Süleymaniye’de Bayram Sabahı”nın üçüncü dizesinden alan bu eser, şairin şiir anlayışını anlamada anahtar bir işleve sahiptir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Ahmet Haşim – Piyale

B) Yahya Kemal Beyatlı – Kendi Gök Kubbemiz

C) Necip Fazıl Kısakürek – Çile

D) Mehmet Âkif Ersoy – Safahat

E) Faruk Nafiz Çamlıbel – Han Duvarları

 

22.  Uyumasından yararlanıp onun hakkında sessizce bilgi verelim. Özel hayatlarında hareketsiz ve başarısız olan Çehov kahramanları gibi kederliydi hep. Keder konusuna daha sonra çok döneceğiz. Kendisine adının ilk harfleriyle Ka denmesini tercih ettiğini, bu kitapta da öyle yapacağımı hemen söyleyeyim. Şimdi Erzurum garajından ayrıldıktan sonra yolculara iyi seyahatler dileyen şoför gibi ben de ekleyeyim: Yolun açık olsun Ka… Ama sizi kandırmak istemem; Ka’nın eski bir arkadaşıyım ve Kars’ta başına gelecekleri daha bu hikâyeyi anlatmaya başlamadan biliyorum ben.

Bu parçadan hareketle postmodern romanla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?

A) Romanın kurmaca olduğu okura hissettirilir.

B) Romanın yazılma süreci metne konu edilir.

C) Anlatıcı, kurmacanın etkin bir figürü hâline getirilir.

D) Kurmaca ile gerçeklik arasındaki sınır belirginleştirilir.

E) Doğrudan veya dolaylı biçimde okurla iletişim kurulur.

 

23. Toplumcu gerçekçi bakış açısıyla yazılan ve “Tütün Üçlemesi” olarak adlandırılan seri içinde yer alan Acı Tütün romanında, Batı Anadolu’nun (İzmir-Urla) toprak ve tarımla uğraşan insanlarının dramları, birer toplumsal sorun olarak kendini gösterir. Gücün etkili olduğu bir hayat içinde yaşam kavgası veren insanların acısıdır bu. Arabacı Yusuf, Ferit Taşçı ve ötekiler hayattan çok şey beklemeyen insanlardır. Biri arabasının borcunu ödemek, diğeri evlenebilmek için mücadele eder. Fakat birtakım “eller” kendi mutluluklarını, bu insanların emeklerini ellerinden alma düşüncesi üzerine kurmuşlardır.

Bu parçada söz edilen romanın yazarı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Necati Cumalı                   

B) Yaşar Kemal

C) Oktay Akbal                      

D)Haldun Taner

E) Orhan Kemal

 

24. Roman yazarı, bilimsel metotları uygulayan bir deneycidir. O, sadece gözlem yapılarak öğrenilebilecek şartları kaydetmez, bireyin çevre şartlarıyla mücadelesini sebep sonuç ilişkisi içinde vererek başlangıçta oluşturduğu hipotezi ispatlamak zorundadır. Onun için en önemli şey, insan tabiatını objektif bir biçimde gözlemlemek, belli biyolojik kalıtımla doğan bir kişinin belli sosyoekonomik şartlar içinde kaderinin ne olacağını incelemektir.

Bu parçada söz edilen edebî akım aşağıdakilerden hangisidir?

A) Romantizm                       

B)Realizm

C) Natüralizm                         

D)Sembolizm

E) Sürrealizm

 

 

CEVAP ANAHTARI

1. B

13. B

2. E

14. D

3. E

15. E

4. C

16. A

5. B

17. A

6. C

18. C

7. E

19. A

8. E

20. A

9. A

21. B

10. C

22. D

11. D

23. A

12. C

24. C

 

]]>
2014 LYS Edebiyat Soruları ve Cevapları https://dersimizedebiyat.org/2014-lys-edebiyat-sorulari-ve-cevaplari.html Sun, 22 Jun 2014 18:10:59 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=117399 2014 LYS TÜRK EDEBİYATI SORULARI VE CEVAPLARI

BU TESTİ ONLİNE ÇÖZMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

1.    Günlük tutmaya, daha da cesur davranıp bunları yayımlamaya, edebiyat tarihimizde çok rastlanmaz. Okur huzuruna çıkma amacı hiç aklına düşmeden (I) sadece yazmak, yaşadıklarını yazarak anlamlı kılmak isteyen veya kimi sırlarını yazıyla paylaşan gizli günlükçüler olduğu gibi; yazı mesleğinde itibarlı bir konuma sahip olup da yayımlanmak üzere güne not düşenler (II) de vardır. Birincilerin yazdıkları sansürsüz bir duygu ve düşünce yumağıdır. (III) İkinciler hesaplı kitaplıdır (IV), orada her duyuşa ve düşünüşe huzura çıkması (V) için izin verilmez.

Bu parçadaki altı çizili sözlerle ilgili olarak aşağıda verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır?

A) I. söz, “bir şeyi, bir durumu hatırlamak” anlamındaki bir deyimdir.

B) II. söz, “gün içinde yaşadıklarını, gördüklerini yazmak” anlamındadır.

C) III. söz, “bir görüş etrafında birleşmek” anla kullanılmıştır.

D) IV. söz, “dikkatli, ölçülü olmak” anlamındadır.

E) V. söz, “okura, ilgilisine veya meraklısına sunmak anlamında kullanılmıştır.

 

2. Moleküler gastronomi ile yakından ilgilenen bilim insanları ve aşçılar; bir yemeği lezzetli, bir diğerini lezzetsiz yapan etkenin ne olduğunu, sebzelerin yetiştirilme biçimlerinin veya yemeğin servis ediliş şeklinin yemeğin lezzetine olan katkılarını merak ediyor.

Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Günümüzde iyi yemekten anlayan, damak zevki gelişmiş kişi sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

B) Yemek lezzetleri, modern bilimin ilgi duyduğu yeni araştırma alanlarından biridir.

C) Gastronomiye meraklı olan aşçılar, lezzetli yemek yapma konusunda daha başarılıdır.

D) Yemeğin lezzetini belirleyen etkenler, yalnızca aşçıları ve bilim insanlarını ilgilendirmektedir.

E) Sebzelerin yetiştirilme koşullarının ve yemeğin sunumunun lezzet üzerindeki etkisiyle ilgilenenler

 

3.    Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?

A) Çocuklar kadar yetişkinlerin de ilgisini çeken animasyonlarıyla tanınan şirket, Oyuncak Hikâyesi ve Arabalar serileriyle birlikte İnanılmaz Aile, Yukarı Bak ve Vol-i filmlerini tek sette bir araya getiriyor.

B) Türkan Şoray ilk kez kendi hayatını kaleme alıyor; küçük yaşlarda başladığı Yeşilçam serüvenini her zamanki içtenliğiyle anlatırken sinema tarihinin yaklaşık 50 yıllık bir dönemine de ışık tutuyor.

C) Sinemanın gelişim sürecini ve sinema dilinin nasıl çözümlenebileceğini anlaşılır bir dille aktaran Sinema Okuryazarlığı, izleyiciye rehberlik yapmayı amaçlıyor.

D) Pasolini’nin sinemacılığının yanı sıra şair, eleştirmen ve futbolcu gibi farklı yönlerini de ele alan Pierre Paolo Pasolini adlı eser, yönetmenin hayatını bir bütün olarak yansıtıyor.

E) Alfred Hitchcock’un son uzun metrajlı filmi Aile Komplosu, mirasını bırakmak için kaybolan vârislerini arayan yaşlı bir kadının etrafında şekillenen entrikaya odaklanıyor.

 

4. (I) Hızla gelişen bilgisayar teknolojisinin özellikle mekân tasarlama konusunda sinemaya olan katkısı giderek doğal sayılıyor. (II) Örneğin, 2000 yılında gösterilen Gladyatör adlı filmdeki tarihsel mekânların oluşturulmasında bilgisayar teknolojisinden bol bol yararlanıldı. (III) Böylece, Antik Roma’nın Colosseum’u bilgisayarda yeniden oluşturuldu ve burada birkaç yüz kişilik kalabalık, binlerce kişilik görkemli bir kalabalığa dönüştürüldü. (IV) 2001’de gösterilen Pearl Harbour filminde eski fotoğraflar kullanılarak limanın 50 yıl önceki görüntüsü elde edildi. (V) 145 milyon dolara mal olan bu filmde, bir hava saldırısının tümüyle bilgisayarda tasarlanması için gerekli harcamadan kaçınılmadı ve büyük ölçüde gerçek izlenimi veren görüntüler oluşturuldu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde nesnellik söz konusudur?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

 

5.    (I) Bir grup araştırmacı, omurilik zedelenmesi sonucu felç olan kişilerin ellerinde meydana gelen his kaybını ve motor becerilerindeki azalmayı tedavi etmeye yönelik bir aygıt üretti. (II) Bir eldiven gibi görünen ve “Mobile Music Touch” olarak adlandırılan bu aygıt, müzikli ve kablosuz. (III) Üstünde küçük bir kutu bulunan eldiven, bir piyano klavyesi ile birlikte kullanılıyor. (IV) Araştırmacılar, 2011 yılında tamamlanan ön çalışmalardan sonra omurilik zedelenmesi sonucu felç olan kişilerde olumlu sonuç almayı umduklarını ancak aygıtı kullananlarda bu kadar büyük bir gelişme olmasının kendileri için de sürpriz olduğunu belirtiyor.

(V) Örneğin, eldiveni kullandıktan sonra bazı kullanıcılar, omurilik zedelenmesinden bu yana ilk defa çarşaflarının ve giysilerinin dokusunu hissedebilmiş.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, amaç-sonuç ilişkisi vardır.

B) II. cümlede, aygıtın özelliklerine değinilmiştir.

C) III. cümlede, aygıtın çalışma şekliyle ilgili bilgi verilmiştir.

D) IV. cümlede, aygıtın beklenenden daha iyi sonuçlar verdiğinden söz edilmiştir.

E) V. cümlede, aygıtın zihinsel gelişime etkileri üzerinde durulmuştur.

 

6.    (I) Seyahat etme, gezip tozma insanoğlunun temel ihtiyaçlarından biridir. (II) İnsanların bildikleri yerlerden kalkıp bilmedikleri fakat merak ettikleri yerleri gidip görme arzusu, onlara yeryüzünün meçhul yerlerini öğrenme ve keşfetme yolunu açmıştır. (III) İnsanoğlu, öyle tahmin edilebilir ki başlangıçta rızkını arama mecburiyetinden kaynaklanan bir güdüyle çevresini keşfe çıkmıştır. (IV) Kendi çevresinin dışında başka zenginliklerin bulunabileceğini öğrendikçe ondaki içgüdü gitgide bilinçli bir keşfetme arzusuna dönüşmüştür. (V) İçinde yaşadığımız çağa gelinceye kadar seyahat etme, gidip görme, görüp öğrenme, başka dünyalar keşfetme; insanın söz konusu ihtiyaçlarının bir dışa vurumuydu denebilir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ögelerin dizilişi “özne, dolaylı tümleç, belirtili nesne, yüklem” biçimindedir?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

 

7.    Duvara mumya gibi vuran gölgeni ara

İnce çıtırtılarla odanda yansın ocak

Hayalinin gölünde belirsiz bir hatıra

Bir yaban kuşu gibi süzülüp kaybolacak

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Yansıma sözcükten –tı ekiyle türemiş isim vardır.

B) Sıfat-fiil ekiyle türemiş sözcük, ismi nitelemiştir.

C) Belirtili isim tamlamasının başına sayı sıfatı gelmiştir.

D) Zarf-fiil ekiyle türemiş sözcük, fiili nitelemiştir.

E) Emir II. tekil kişi olarak çekimlenmiş fiil vardır.

 

8.    (I) Tasarladığım hikâye, zihnimde cümleler ve algılar hâlinde dönüp dolaşarak gelişirken her şeyi bir kenara bırakıp masanın başına oturmam için beni zorluyor. (II) Hikâye, bilgisayarda bir cümle hâlinde başlanmış duruyor ve ben, zihnimin bir yanında o hikâyeyi geliştiriyorum. (III) Masamın çekmeceleri, çantamın gözleri hatta ceplerim veya masada karşımda duran pano, küçük kâğıtlara yazılmış notlarla doluyor bu arada. (IV) Defalarca oturuyorum bilgisayarın başına hikâye için, yazdıklarımı defalarca yeniden ele alıyorum (V) Hikâye bazen tamamlanmak üzereyken çöpe atılıyo bazen de başlangıçta tasarlanandan çok farklı bir içerik ve biçim kazanıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, girişik birleşik bir cümledir.

B) II. cümle, özneleri ortak birleşik bir cümledir.

C) III. cümle, devrik bir fiil cümlesidir.

D) IV. cümle, sıralı bir cümledir.

E) V. cümle, yüklemi şimdiki zamanda çekimlenmiş kurallı bir cümledir.

 

9. (I) Burası kitap meraklısı aydınların, üniversite hocalarının ve araştırmayı seven öğrencilerin buluşma yeriydi. (II) Asırlık çınar ağacının gölgesinde kalmış kapalı mekân, elverişsiz havalarda gelip geçenlerin sığınma yeri olurdu. (III) Bazen de kimi ünlüleri burada, çevresindeki küçük toplulukla sohbet ederken görürdük. (IV) Şimdilerde, elinde kitap olanlar veya kitaplardan konuşmak isteyenler bu mekâna uğramıyor artık. (V) Bir zamanlar üzerimize kol kanat geren asırlık çınar ağacı, bizim gibi eski dostlarını yitirmenin huzursuzluğunu yaşıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, özne ve yüklemden oluşmuştur.

B) II. cümlede, birden fazla fiilimsi kullanılmıştır

C) III. cümlede; belgisiz sıfat, adlaşmış sıfatla tamlama oluşturmuştur.

D) IV. cümle; özneleri farklı, yüklemi ortak, sıralı bir cümledir.

E) V. cümlede; nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur.

 

10. Ben edebiyatı bir akrabalık ilişkisi olarak görüyorum. Bütün yazar ve şairlerin aynı soydan geldiğine, (I) aynı yolun yolcusu olduğuna inanıyorum. Hepsinin yaptığı tek bir şey var. (II)Türkçenin değirmenine su taşımak. (III) Böylece Türkçenin sesini çoğaltmak, zenginleştirmek… (IV) Dede Korkut’tan Taşlıcalı Yahya’ya, Köroğlu’ndan Âşık Veysel’e, Evliya Çelebi’den Ahmet Rasim’e hepsinin derdi ne? (V)

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

 

11.

I.   yeryüzündeki bilinen kaynakları

II.  doğada çok ender bulunan veya

III. modern hayatta farkında olmadan birçok materyale

IV. tükenmek üzere olan elementler kullanılarak yapılıyor

V.  üstelik olmazsa olmaz dediğimiz birçok araç gereç

VI. bağımlı olarak yaşıyoruz

Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan beşinci olur?

A)I             B)II            C)III           D)IV           E)V

 

12. (I) Eğitimleri sırasında gösterdikleri başarıları belgelemek için öğrencilere verilen mükâfat belgeleri ve diplomalar iki ciltlik bir yayınla kitaplaştırıldı. (II) Bu kitaplardan ilki Eğitim Tarihimizde Mükâfat Belgeleri ismini taşıyor. (III) İkinci cilt olan Eğitim Tarihimizde Diplomalar ile dönemin eğitim süreci panoramik bir bütünlük içinde görülebiliyor. (IV) Serinin son kitabında, devlet görevlilerinin üstün başarıları neticesinde aldıklar belgelerin ve bu memurların askerlik dönemlerinde aldıkları üstün hizmet madalyalarının bulunduğu bir bölüm var. (V) Ait oldukları dönemde okutulan derslerin yanı sıra öğrencilerin ve eğitim idarecilerinin isimlerine de topluca ulaşmamızı sağlayan bu yayınlar, eğitim sisteminde yaşanan değişimi belgelemesi yönüyle de önem taşıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV                       E) V.

 

 

13. (I) “Ben kendi hesabıma hiçbir zaman yazarlık hevesine kapılmadım; romanlar, kısa öyküler, denemeler, yaşam öyküleri hatta tiyatro oyunları bile yazmak istemiyorum.” der Bergman. (II) Bu sözlerini “Filmciyim ben, yazar değil…” diye bağlamış olması bile beni ikna etmeye yetmiyor. (III) Yazar olmayı o, kendisine temel bir uğraş yahut bir hayat macerası olarak seçmemiş olabilir ama onun sağlam bir yazar damarı taşıdığını söyleyebilirim. (IV) Çocukluğundan söz ettiği; sinemasını anlattığı; sanatçı kişiliğini çözümlemeye, kendisini ifade etmeye çalıştığı çeşitli metinler ve kendi yaşamını anlattığı yazılarından yola çıkarak da bu yargıya ulaşmak mümkün. (V) Dili kullanma yeteneği; duygu ve düşünceleri ifade etme; anları, durumları tanımlama becerisi bize aynı zamanda onun saklı kalmış bir yazar olduğunu gösteriyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, düşüncenin akışına göre, “Yalnızca senaryo yazarlığındaki ustalığından yola çıkarak söylemiyorum

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV                       E) V.

 

14. Psikiyatrik uygulamaların omurgasını hasta ile yapılan görüşmeler oluşturur. Psikiyatrik görüşme, diğer tıp dallarındaki tanı ve tedaviye yönelik tüm tıbbi işlemlerin yerini alan temel bir işlemdir. Kuşkusuz diğer tıp dallarında da hastayla yapılan görüşmelerin, alınan bilginin tartışılmaz bir önemi vardır. Ancak bu branşlarda tanı; esas olarak çeşitli fizik muayene yöntemleri, radyolojik ve laboratuvar incelemeleriyle konur. Hastanın görüşmeye katkısı veya çaba göstermesi sınırlıdır. Oysa psikiyatrik tanı, büyük ölçüde hekimle hastanın görüşmesine ve hekimin hastanın sözel ifadeleri ile sözel olmayan ifadelerini yorumlamasına dayanır.

Bu parçada psikiyatrik görüşmelerin önemi, aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisi ön plana çıkarılarak vurgulanmıştır?

A) Örnekleme

B) Nesnellik

C) Tartışma

D) Karşılaştırma

E) Tanık gösterme

 

15. Bazı insanlara sadece yaşından dolayı bile saygı gösteririz. Görmüş geçirmişliğine gösterilen haklı bir saygıdır bu. Ama 80’inde olup bir de hâlâ sahnedeki işini en iyi şekilde yapıyorsa o zaman saygımız kat kat artar. Leonard Cohen’i Berlin’de izlediğimde aklımdan geçenlerdi bunlar. Sahne onu hayata bağlamış ve gücünü oradan almış. Hayranlıkla dinlediğim Bob Dylan sahnede şarkı söylemeyi bırakmasına rağmen Cohen sahnede şarkı söylemeyi o kadar seviyor. Bunu sahneye koşarak gelmesinden anlıyorum. Ayrıca eskisinden bile güzel söylüyor Cohen ve o duygusal alana bizleri de davet ediyor.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Koşul bildiren cümleye yer verilmiştir.

B) Neden-sonuç ilişkisine yer verilmiştir.

C) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.

D) Çıkarım yapılmıştır.

E) Olasılık dile getirilmiştir.

 

16. Günümüzde yaşlanma, fiziksel güçsüzlük ve hayattan kopma anlamına gelmiyor. Yaşlanma biçimleri değişiyor, insanlar daha uzun ve aktif bir yaşlılık dönemi geçiriyor. Bugün sokağa çıkıp 70, 80 ve 90 yaşındaki insanlara baktığınızda, hepsinin birbirinden son derece farklı yaşamlar sürdüğünü görürsünüz. Bu nedenle yaşlılığa dair çok dar kalıplar içinde düşünmemeye özen göstermemiz gerekiyor. Nasıl ki birbirinden çok farklı gençlik grupları varsa aynı şekilde birbirinden çok farklı yaşlı grupları da var artık. İşte bu bakış açısıyla ortaya çıkan gerontoloji, bu değişik insan gruplarının taleplerini anlamak ve bunları yerine getirerek daha iyi koşullar oluşturmak için var. Bu sayede dünyanın birçok ülkesinde yaşlılığa dair algılar değişti ancak gidilecek çok yol var daha.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?

A) Yaşamın doğal bir süreci olan yaşlılıkla ilgili algılar değişmeli, bu dönem kendi evreleri içinde değerlendirilmelidir.

B) Yaşlılık kültürden kültüre değişen bir kavram olup bu kavramla ilgili düşünceleri değiştirmek zordur.

C) Yaş ortalamasının artmasıyla yaşlı nüfus hızla artmış ancak buna paralel olarak fiziki imkânların iyileştirilmesi sağlanamamıştır.

D) Gençlikle yaşlılık arasındaki en önemli fark, hayatı algılayış ve yaşayış biçimi olarak değerlendirilmelidir.

E)Yarının yaşlıları olmaya aday bugünkü gençlerin, yaşlıları daha iyi anlaması ve onlara sahip çıkması gerekir.

 

17. Anılarımdan oluşan ilk kitabım yayımlandığında çevremdeki insanların tepkisi beni şaşırttı. Birçok kişi, insanın düşünceleri ve hayata bakışı zamanla değiştiği için anıların, ilerleyen yaşlarda yazılması gerektiğine inanıyordu. Onlara göre anılar, yaşam telaşının geride kaldığı günlerde sakin zihinle yazılmalıymış. Bu yaklaşım, anı yazmanın doğasına aykırı bence. Çünkü anı, insanların yaşadığı olaylardan zihninde kalanları, duyguların gücünden de yararlanarak okuyucuyla paylaşmanın bir yoludur. Yazar, anılarını yazarken kendi fotoğrafını çeker. Varsın zamanla düşünceler değişsin. Anıları okurken “O yıllarda ne kadar çocukça şeyler düşünmüşüm.” demek, eski bir fotoğrafa bakarken “Neydi o gençlik günleri!” demek kadar doğal değil mi?

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsan, anılarını yazarken yaşadıklarını yeniden gözden geçirme fırsatı bulur.

B) Yazar, kaleme aldığı anılarını ancak yıllar sonra tekrar okuduğunda tarafsız olarak değerlendirebilir.

C) Anıları yazarken duygu ve düşüncelerin zamanla değişebileceği dikkate alınmalıdır.

D) Anı yazmanın temel amacı, yaşadıklarımızı o anki duygu ve düşüncelerimizle birlikte kalıcı hâle getirmektir.

E) Anı yazarı, yaşadıklarıyla ilgili her ayrıntıyı değil, başkalarının ilgisini çekecek şeyleri kaleme almalıdır.

18. Nasrettin Hoca’ya atfedilen fıkraların sayıca çok olması bir bakıma mizah kültürümüzün zenginliğini göstermektedir. Ancak bu zenginliğin bir sorunu da beraberinde getirdiği gözden kaçırılmamalıdır. Maalesef bu fıkraların çoğu Hoca’nın asıl şahsiyeti ve dünya görüşüyle uyuşmayan metinlerdir. Bu durum, Hoca’yı algılama konusunda önemli bir imaj problemine yol açmaktadır. Bu fıkralar, Hoca’nın şahsiyeti dikkate alınarak yüzde yüz olmasa bile büyük bir oranda ayıklanabilir. Bu ayıklama mutlaka gerçekleştirilmelidir. Zira Hoca, mizahı sadece güldürme vasıtası olarak gören bir nüktedan değildir. Mizahı ve nükteyi bir eğitim aracı olarak kullanmıştır. Bu yüzden onun fıkralarında dıştaki özellik güldürme nitelikli olsa bile içte; düşündürücülük, eğiticilik ve ders verme nitelikleri yer alır.

Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nasrettin Hoca fıkralarının tamamının henüz derlenip bir araya getirilmemesi

B) Nasrettin Hoca’ya mal edilen fıkraların önemli bir bölümünün onun kişiliğini ve felsefesini yansıtmaması

C) Nasrettin Hoca fıkralarının toplum tarafından büyük ölçüde yalnız bir güldürü ögesi olarak algılanması

D) Nasrettin Hoca’ya mal edilen fıkralar ile ona ait fıkraların birbirinden ayırt edilememesi

E) Nasrettin Hoca’nın toplumda yeterince ve layık olduğu ölçüde tanıtılmaması

 

19. Bilginin hızla arttığı, bilgiye erişimin kolaylaştığı, yeni teknolojilerin laboratuvarları zenginleştirdiği bilgi çağında; fizik, kimya, biyoloji gibi bilim dallarında büyük bir dönüşümün yaşandığına şahit olduk. Genlerin, atom altı parçacıkların ve gezegenlerin bilgileri kaydedildi; bunlar İnternet aracılığıyla dünyanın dört bir yanındaki bilim insanlarına ve ilgili kitlelere ulaştı, bilgisayar programlarıyla analiz edildi. Bu verilerin elektronik ortamda toplanması ve analiz edilmesi yalnızca fen bilimlerine özgü değil. Özellikle son yıllarda sosyal bilimlerde de benzer bir gelişme yaşanıyor. Toplum bilimciler elektronik cihazları, İnternet’i ve sosyal paylaşım sitelerini kullanarak insan ilişkilerinden doğan toplumsal ağı tanımaya çalışıyor. Bu süreçte bilgisayar mühendisleri ve istatistikçilerin katılımıyla “hesaplamalı sosyal bilimler” denen disiplinler arası bir alan doğuyor. Doğru bir eğitim ve doğru kişilerle çalışarak sosyal bilimcilerin alanlarında köklü değişiklikler yapabileceği belirtiliyor. Ancak bu değişimin gerçekleşmesi için bazı engellerin aşılması gerekiyor.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Günümüzde, teknoloji sayesinde bilgiye ulaşmak ve bunları yorumlayabilmek oldukça kolaylaşmıştır.

B) Toplum bilimciler verileri depolayan elektronik cihazlardan, İnternet gibi sosyal paylaşım sitelerinden yararlanmaktadırlar.

C) Sosyal bilimciler bugün ulaştıkları başarı düzeyini İnternet ağı, bilgisayar gibi bilgi depolama ve ayıklama aygıtlarını kullanmalarına borçludurlar.

D) Teknolojik gelişmeler, kimi bilim dallarında önemli değişiklikler sağlamıştır.

E) Bilgiye erişim ve bilgiyi analiz etmede teknolojik araçlar, pek çok alanda büyük bir kolaylık sağlamaktadır.

 

20. Film seyretmekten film seyretmeye fark var. Bazen sonsuz bir tat alarak, her karesinin açlığınızı ve susuzluğunuzu dindirmesine tanık olarak izlersiniz bir filmi. Bazen de filmi seyretme süreci bir derstir: Sinema sanatıyla ilgili bir ders, yaşamla ilgili farklı bir ders… Bazen bittikten sonra bile içinizde yaşamayı sürdürür bir film bazen de uçar gider.

I.    Sinema sanatıyla diğer sanatların farklı yönlerini görmemizi sağlar.

II.  Bizde yeni düşüncelerin oluşmasını sağlar.

III. Belleğimizde unutulmayacak izler bırakır.

IV. Farklı alanlardaki birikimimize katkıda bulunur.

Bu parçaya dayanarak film izlemenin sağladığı kazanımlarla ilgili olarak yukarıdakilerden hangileri söylenemez?

A) Yalnız I

B) Yalnız II

C) I ve II

D) II ve III

E) III ve IV

 

21. – 22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

Teknoloji ve endüstri hiç kuşkusuz bizler için vazgeçilmez bir değere sahiptir. Ulaşımı ve iletişimi hızlandırıp çeşitlendiren, yaşamı her yönüyle kolaylaştırıp zenginleştiren, bizleri eğlendirip dinlendiren teknolojik ve endüstriyel uygulamalar eskiye göre o kadar yaygınlaştı ki artık onlarsız tek bir anımızı bile geçiremez olduk. Özellikle elektronik, iletişim ve bilgisayar alanlarındaki gelişmeler; çevremizin yapaylık ve sanallık düzeyini her geçen gün biraz daha artırmaktadır. Sonuçta, önceki yüzyıllarda yaşamış olanlar için “inanılmaz bir hayal âlemi” sayılabilecek bir dünyaya sahip olduk. Öyle ki parlak şehir ışıklarının örtüp kapatması nedeniyle bir süreden beri âdeta unuttuğumuz “yıldızlı semalar”dan sonra, bilhassa büyük yerleşim merkezlerinde, güneşli gökyüzü bile gittikçe yükselen binalar tarafından artık maskelenmeye başlandı. Çocuklarımız, yeryüzünde yaşamakta olan bitki ve hayvan türlerini, bilgisayar oyunları ve filmlerin sanal kahramanları kadar olsun tanıyamaz; insanlar zorunlu olmadıkça birbirleriyle iletişim kurmaz hâle geldiler.

21. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Karşılaştırma yapılmıştır.

B) Örneklemeden yararlanılm

C) Açıklama yapılmıştır.

D) Öznellik söz konusudur

E) Birinci tekil kişili anlatımdan yar

 

22. Bu parçada, aşağıdakilerden hangisi yazarın eleştirdiği noktalardan biri değildir?

A) Çocukların öteki canlılara yabancılaşması

B) Sağlıksız şehirleşme

C) Doğal görünümlerin kaybolması

D) Sosyal ilişkilerin zayıflaması

E) Çevrenin hızla kirletilip zarar görmesi

 

23. Benim şiirim; sokağa açılan, ciğerlerine temiz havayı doldurmak isteyen bir şiirdir. Bu bakımdan yüzde yüz gerçekçidir. Öyle sanıyorum ki birçoklarını bu benim gerçekçi yanım yanıltmaktadır. Çünkü bu gerçekçiliğin ne olduğu üzerinde de anlaşmak gerekir. Yapılacak iş; insan, doğa, eşya ilişkilerini abartmadan, ülküleştirmeden, soyutlamadan verebilmektir. Bir yazarın nesneleri bozmaya hiç mi hiç hakkı yoktur. Yalnız burada duygunun ve zekânın payını iyi ayarlamak gerekir. Duygunun ölçüsünü biraz kaçırdınız mı hemen şairaneliğe düşersiniz. Zekânın ölçüsünü kaçırdığınız vakit de sizi zekâcılık bekler.

Aşağıdakilerden hangisinin, şiirini böyle tanımlayan şaire ait olduğu söylenemez?

A) İnanın sözüme şairler Üçer beşer söneceğiz Yirmi ikiye varmadan Rüştü gibi öleceğiz

B) Çok üşürdük, hep üşürdük üşümekti yaşadığımız Üşürdü ellerimiz, aşkımız, sonsuz sakallarımız.

C) Ne yapar çileli Hacivat şimdi mezarda Dayak mı yer gene Karagöz’den o yerde.

D) Senin bildiğin işler Benim bildiğim işler değildi. Ben her Tanrının günü Kırlarda gezindim.

E) Keşke ben de İpsizleri sapsızları Şiire değil miire bayılanları Zeki meki sansaydım

 

24. Adalardan yaza ettik de veda

Sızlıyor bağrımız üstündeki dağ

Seni hatırlıyoruz Vîrânbâğ

 

Uyuduk kırda, gezindik dağda,

O yazın, âh o engin çağda,

Geçti en son günü Vîrânbâğ’da

Bu manzumeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Mecaza yer verilmiştir.

B) Özlem duygusu hâkimdir.

C) Aliterasyona başvurulmuştur.

D) Murabba nazım şekliyle yazılmıştır.

E) Kafiye ve redif kullanılmıştır.

 

25. Geçmişten adam hisse kaparmış…Ne masal şey

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

“Tarih”i tekerrür diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?

Bu dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İronik bir anlatım tercih edilmiştir

B) Didaktik bir üslupla yazılmıştır.

C) Mesnevi kafiye biçimi ile kafiyelenmişt

D) İkinci ve dördüncü mısradaki istifham, farklı amaçlara yöneliktir.

E) Ses ve kelime tekrarlarıyla ahenk sağlanmıştır.

 

26. Şiir topladım durdum karanlıklarında gecenin

Çocuklar yaz gecesinde ateş böceği toplar gibi

Bu dizelerde aşağıdaki edebî sanatlardan hangileri vardır?

A) Teşbih – Kinaye

C) Teşhis – Tezat

B) İstiare – Teşbih

D) İstiare – Teşhis

E) Kinaye – Tezat

 

27. Salındı bahçeye girdi

Çiçekler selama durdu

Mor menekşe boynun burdu

Gül utandı hicabından

Bu dörtlükte aşağıdaki edebî sanatlardan hangisi yoktur?

A) İstiare

B) Hüsnütalil

C) Teşhis

D) Tenasüp

E) Telmih

 

28. Hayatın içindeki bir an ve bu andaki küçük olaylar, anlatmak için yeterlidir. Dış âlemde meydana gelen olaylar arasından seçme, ayıklama ve yeniden düzenleme ihtiyacı duyulmaz. Okuyucunun merak duygusunu kamçılayacak entrik unsurlar, iniş çıkışlar, düğümlerden faydalanma söz konusu değildir. Olay örgüsünün yürüyüşü büyük ölçüde “diyalog” veya “konuşmaya” dayanmaktadır. Yazar-anlatıcı ya hiç müdahale etmez ya da aralarındaki bağlantıları sağlamakla yetinir.

Bu parçada, aşağıda verilenlerden hangisinin özelliklerinden söz edilmektedir?

A) Durum hikâyesi

B) Olay hikâyesi

C) Roman

D) Geleneksel hikâye

E) Klasik mesnevi

 

29. Tezkire ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Dönemin şairlerinin biyografisine yer verilir.

B) Şairlerin şiirlerinden örneklere rastlamak mümkündür.

C) Yer yer şiirle ilgili eleştiriler veya değerlendirmeler yapılır.

D) Birbirinin tekrarı mahiyetinde bilgiler bulunabilmektedir.

E) Şairlerin kendi şiirleriyle ilgili değerlendirmeleri geniş olarak yer alır.

 

30.

I.   Özünde genellikle “övgü”ye yer verilen divan edebiyatı nazım şekli

II.  5-15 beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerin ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklı, genellikle lirik bir eda ile söylenen nazım biçimi

III. Aruz vezninin kısa kalıplarıyla değişik konularda yazılan, her beyti kendi içinde kafiyeli uzun manzum eser

IV. Aruzun iki eşit parçaya bölünebilen kalıplarıyla yazılan ve mısra ortalarında iç kafiyesi bulunan gazeller

Aşağıdaki terimlerden hangisinin tanımı yukarıda verilmemiştir?

A) Musammat                       

B)Kaside

C) Muhammes                       

D)Mesnevi

E) Gazel

 

31. Türk tarihinin akışına uygun olarak İslamiyet’ten önceki Türk destanları; Eski Türk, Hun, Göktürk ve Uygur destanları olmak üzere dört bölümde toplanabilir.

Aşağıdaki destanlardan hangisi, bu parçada dile getirilen bölümlerden birine dâhil edilemez?

A) Alp Er Tunga

B) Ergenekon

C)Şu

D) Manas

E) Türeyiş

 

32. Dede Korkut Hikâyeleri ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Hikâyelerin dili, 14 ve 15. yüzyıl konuşm Türkçesidir.

B) Kelimelerin çoğu Türkçe kökenlidir.

C) Manzum ve mensur anlatım iç içedir.

D) Anlatım son derece canlı ve hareketlidir.

E) Hikâyeler Dede Korkut tarafından kaleme alınmıştır.

 

33. —- Lale Devri’nin İstanbul’unu yansıtan şiirlerinde dış dünyadan aldıklarını; duyduğu, gözlemlediği gibi aktarmaya çalışır. Gazel ve kasidelerinin yanında nazım biçimini tercih etmesi; yaşama sevincini içinde duyan, hor görülen geçici dünya zevklerini tatmayı amaçlayan bir yaradılışın doğal sonucudur.

Bu parçada boş bırakılan yerlere, aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Baki – murabba

B) Fuzuli – mesnevi

C) Şeyh Galip – şarkı

D) Nedim – şarkı

E) Nefî – mesnevi

 

34. Meded meded bu cihânın yıkıldı bir yanı

Ecel Celâlileri aldı Mustafâ Hân’ı

 

Tolundı mihr-i cemâli bozıldı erkânı

Vebâle koydular âl ile Âl-i Osmânı

 

Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa’nın öldürülmesini anlatan ve yukarıda ilk iki beyti verilen mersiye, divan şiiriyle ilgili olarak aşağıda verilen özelliklerden hangisiyle örtüşmemektedir?

A) Sosyal konulardan uzak durması

B) Belli mazmunlara yer vermesi

C) Aruz veznini kullanması

D) Sanatlı bir dille yazılması

E) Belirli nazım şekillerini kullanması

 

35. Divan şiirinde en çok kullanılan nazım şekli gazeldir. Bu nazım şekli daha çok “aşk” kavramıyla özdeşleşmiş olsa da “hikmet, tasavvuf, rintlik, neşe” gibi pek çok temayı dile getirmede de kullanılmıştır.

Buna göre, aşağıdaki beyitlerin hangisinde âşıkane duygu ve düşüncelerin dile getirildiği söylenemez?

A) Ol gün kanı ki gün gibi sûzân idim sana

Olsan revân sâye-i bîcân idim sana

B) Ey Necâtî yürü sabreyle elinden ne gelir

Hûblar cevr ü cefâyı kime öğretmediler

C) Gözü meyhâne-i nâz ü kaşı mihrâb-ı niyâz

Yaraşır her ne kadar etse niyâz ehline nâz

D) Gül istedim diken oldu yârim ne çâre kılam

Meger libâs-ı hayâtımı pâre pâre kılam

E) El verse safâ fırsatı fevt eyleme bir dem

Dünyâ ona değmez ki cefâsın çeke âdem

 

36. Aşağıda verilen eserlerin ait olduğu edebî türlerin hangisinde, Tanzimat’tan önceki dönemde eser verilmemiştir?

A) Hürriyet Kasidesi

B) Yurttan Yazılar

C) Terkibibent

D) Vatan Şarkısı

E) Kırık Hayatlar

 

37. Tanzimat Dönemi’nde aşağıdaki sanatçılardan hangisinin, divan edebiyatına karşı eleştirel bir tavır aldığı söylenemez?

A) Şinasi

B) Recaizade Mahmut Ekrem

C) Ziya Paşa

D) Namık Kemal

E) Muallim Naci

 

38. Aşağıdakilerden hangisi, Servetifünun şiirinin özelliklerinden biri değildir?

A) Şiirin konusu genişletilerek hemen hemen her şey şiirde işlenmiştir.

B) Fransız şiirinden alınan sone, terzarima gibi nazım şekilleri denenmiştir.

C) Aşk teması, daha çok romantik bir atmosfer içinde ele alınmıştır.

D) Hayal ve hakikat çatışması çokça işlenmiştir.

E) Metafizik ve sosyal olaylara geniş yer verilmiştir.

 

39. Öz şiirin (I) güzel örneklerini veren Ahmet Haşim, 1921 yılında, o zamana kadar yazdığı şiirlerinin büyük bir

kısmını Göl Saatleri (II) adı ile bastırmıştır. Fecr-i Atî (III) edebiyatı şairlerinden olan Haşim, şiirlerinde hak ve adalet (IV) olmak üzere iki tema üzerinde durmuştur. Vezin olarak da yalnızca aruzu (V) kullanmıştır.

Bu parçadaki altı çizili yerlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I.     B)II.     C) III.   D) IV.  E) V.

 

40. Aşağıdaki yazar-eser-kahraman eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?

Yazar                          Eser                            Kahraman

A) Halit Ziya Uşaklıgil           Mai ve Siyah     Hakkı Celis

B) Hüseyin Rahmi Gürpınar   Şıpsevdi             Meftun

C) Şinasi                            Şair Evlenmesi    Ebüllaklaka

D) Namık Kemal                      İntibah               Ali Bey

E) Peyami Safa                   Biz İnsanlar           Necati

 

41. Bu şiirleri anlamıyorum ben. Öyle bir kargaşa, öyle bir karıncalanma var ki onlarda, bir türlü asıl şiiri yakalayamıyorum. Çünkü sözcükler köprü olacak yerde köstek oluyor ayağıma; tepeler gibi önüme dikiliyor, ne yapsam aşamıyorum. Durmadan biçim oyunlarıyla çarpışıyorum, öyleyken ben söze giremiyorum. Öze girmek diye bir sorun yok bu şiirler için. Sözcükler özle kaynaşmıyor, dilde yoğunlaşmıyor. Evet bir curcuna bu, başka bir şey değil…

Bu parçada geçen “Bu şiirleri” ifadesiyle aşağıdaki oluşumlardan hangisine bağlı olan şairlerin ürünleri kastedilmiştir?

A) Mavi Topluluğu

B) Hisarcılar

C) Fecr-i Atî

D) İkinci Yen

E) Garipçiler

 

42. Mısra işlevini yitirdi, şiiri şiir yapan birim olarak yürürlükten kalktı. Duygularımızı, gerilimlerimizi, düşünce ve coşkularımızı başlatıcı bir öge, bir ölçü olmaktan çıktı. İnsanı, insanla gelen en çağdaş sorunları karşılayamaz oldu.

Şiir anlayışı göz önünde bulundurulduğunda bu parçada dile getirilen görüşler, aşağıdaki şairlerden hangisine ait olabilir?

A) Edip Cansever

B)Faruk Nafiz Çamlıbel

C) Yahya Kemal Beyatlı

D) Ahmet Hamdi Tanpınar

E) Cahit Sıtkı Tarancı

 

43. Zaman zaman birbirlerinin yerine kullanılan iki terim olsalar da şiir ve manzume arasında fark vardır. Manzumede anlatma, gösterme ve öğreticilik baskınken şiirde bireysellik, duyurma ve telkin etme öne çıkar.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin diğerlerinden farklı olduğu söylenebilir?

A) Hürriyet Kasidesi

B) Seyfi Baba

C) Çoban Çeşmesi

D) Balıkçılar

E) Cenge Giderken

 

44. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Hece ölçüsünü ve konuşulan Türkçeyi büyük bir başarı ile kullanan Halit Fahri Ozansoy’un şiir kitaplarından bazıları; Rüya, Efsaneler, Hep Onun İçin ve Sonsuz Gecelerin Ötesinde’dir.

B) Genellikle kendi duygularını işleyen Orhan Seyfi Orhon şiirlerini; Fırtına ve Kar, Peri Kızı ile Çoban Hikâyesi, Gönülden Sesler ve O Beyaz Bir Kuştu adlı eserlerinde toplamıştır.

C) Enis Behiç Koryürek’in en ünlü şiirleri millî

heyecanlarla yüklü epik şiirleridir, Miras ve Vâridât-ı Süleyman adlı şiir kitapları vardı

D) Yusuf Ziya Ortaç’ın, şiirlerini topladığı kitaplardan bazıları; Akından Akına, Cenk Ufukları, Âşıklar Yolu ve Bir Rüzgâr Esti’dir.

E) Yalnızca hece ölçüsünü kullanan Faruk Nafiz Çamlıbel, şiirlerini Bir Gemi Yelken Açtı, Yayla Türküsü ve Yurdumun Dört Bucağı gibi kitaplarda toplamıştır.

 

45. Aşağıdakilerden hangisi tür bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Gazoz Ağacı

B) Semaver

C) Abdullah Efendi’nin Rüyaları

D) Beyaz Lale

E) İstanbul’un İç Yüzü

 

46. Her kim bu halk için yazar, halkın olur;

Aydınlatabildiyse eğer, aydın olur…

Muhtaç değildir eli, altın kaleme:

Kullandığı her kalem onun, altın olur!

Bu dörtlükte dile getirilen düşünce, aşağıdaki şairlerden hangisinin edebî anlayışıyla örtüşmez?

A) Arif Nihat Asya

B) Namık Kemal

C) Ahmet Haşim

D) Mehmet Akif Ersoy

E) Mehmet Emin Yurdakul

 

47. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Halk kültüründen gelen unsurları, Batı şiiri ile birleştirmiş olan Behçet Necatigil, son şiirlerinde divan şiirinin özelliklerinden de yararlanarak oldukça kapalı bir şiire ulaşmıştır.

B) Şiirleri karamsar bir dünya görüşünü yansıtan İlhan Geçer’in içe dönmesi ve aşka sığınması, şiirlerinin bir yanını oluşturan yalnızlığa bağlıdır.

C) Attila İlhan’ın şiirlerine sadece şairlerin değil sinemadan resme, romandan toplumsal bilimlere değin şiir dışındaki bir sürü disiplinin de katkıları vardır.

D) Cemal Süreya çıkardığı Papirüs dergisiyle İkinci Yeni hareketinin öncülerinden olmuştur.

E) Turgut Uyar’ın şiirlerinde toplumsal değişime bağlı olarak ortaya çıkan değişimler asıl konuyu oluşturur

 

48. Aşağıda verilenlerden hangisi, Necip Fazıl Kısakürek’in şiir anlayışı ile örtüşmemektedir?

A) Şiirlerinde korku ve ruhsal burkuntu dikkati çeker.

B) Bireyi ve toplumu sorgulayıcı bir söylemi vardır.

C) Konu seçiminde geleneğe sıkı sıkıya bağlıdır.

D) Şekil bakımından kusursuzluğu aramıştır.

E) Mistik düşüncelere yer vermiştir.

 

49. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Kemal Bilbaşar’ın ünlü eseri Cemo, Şeyh Sait Ayaklanması sırasında, Doğu Anadolu’daki ağa-kul-devlet üçgeni içindeki ilişki ve çatışmalar üzerine kurulmuştur.

B) Necati Cumalı’nın Tütün Zamanı adlı romanında Cemal ile Zeliş’in aşkı çevresinde Batı Anadolu’daki tütün ekicilerinin kendi aralarındaki sevgileri, yanlızlıkları, umutları, toprağa bağlılıkları vb. trajik bir şekilde hikâyeleştirilmiştir.

C) Sabahattin Ali’nin ilk romanı Kuyucaklı Yusuf’ta Anadolu’da çürümüş, parasal gücün yönlendirdiği adalet mekanizmasının bireysel isyanları oluşturması anlatılır.

D) Bir Düğün Gecesi’nde, 1970’li yıllarda Türk toplumunun genel bir tablosunu sunan Adalet Ağaoğlu; dönemin farklı görevlerde bulunmuş, farklı dünya görüşlerine sahip tiplerini bir düğünde buluşturur.

E) Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları’nda Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemini anlatmıştır; olaylar 1290 yılında iki aylık süre içinde geçer.

 

50. Postmodern anlatımın kullanıldığı —- birçok anlamsız unsurun bir bütüne yürümesini önleyen eksiklikler var. Böylece her okuyucu, eline geçen tanıdık bir ipucunu tutarak görmek istediklerini bu romanda bulmaktadır. Bu bakımdan eserde “ayna” kavramının kullanılması anlamlıdır. Zira okuyucu kendi bilgisini ve hayallerini, bu romanda bulduğu “ayna”lardan birine yansıtmak ve onu eserin bütününe hâkim kılmak imkânına sahiptir. Aynı özellikleri Yeni Hayat’ta da bulmak mümkündür.

Bu parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Kara Kitap’ta

B) Sessiz Ev’de

C) Benim Adım Kırmızı’da

D) Cevdet Bey ve Oğulları’nda

E) Beyaz Kale’de

 

51.

Şairin şiir coğrafyası, siyasi sınırları aşarak gönül coğrafyasını kuşatan bir özellik gösterir. Bu geniş coğrafyanın ses bayrağı Türkçedir.

Şiir dilinin zenginliğiyle dikkat çeken şair, imge yerine güçlü ve vurucu bir dil kullanmayı tercih eder.

   Şiirlerini Yalnızlık, Duvak, Seninle ve Harman’da toplamıştır.

Yukarıda hakkında bilgi verilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mehmet Çınarlı

B) Yavuz Bülent Bakiler

C) Erdem Bayazıt

D) Cahit Zarifoğlu

E) Sezai Karakoç

 

52.  Destan ve mitlerde görülen, insanların bir kahraman oluşturma eğiliminin çağdaş bir tiyatro eserine uygulanışı ve geleneksel tiyatronun modern ögelerle sahneye konuşu olarak nitelendirilebilecek eserlerin başında Brecht’in etkisiyle yazılmış olan —- gelir.

Bu cümlede boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Keşanlı Ali Destanı

B) Bir Adam Yaratmak

C) Susuz Yaz

D) Eski Çarıklar

E) Reis Bey

 

53.  Her Gece Bodrum’dan sonra “roman yazma” isteği bir dönem çok ağır bastı. Bunda öyle sanıyorum ki Attila İlhan’ın etkisi olmuştur. Nasıl Yeni Dergi yıllarında, Memet Fuat’ın etkisiyle öyküler yazdıysam Attila Bey’in yol açışıyla da Ölüm İlişkileri’ni, Cehennem Kraliçesi’ni yazdım. Galiba hep yazma isteğiydi asıl ağır basan. Ama öyküden hiçbir zaman kopmadım. Sonra bir dönem geldi, öykümüzün geldiği noktayı kendime çok yabancı buldum. Belki bu da seyrek yazmama yol açtı.

Bu parçada kendisi ve eserlerinden söz eden sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Oktay Akbal

B) Sabahattin Kudret Aksal

C) Selim İleri

D) Bilge Karasu

E) Orhan Pamuk

 

54. Samiha Ayverdi ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Sanatında mistisizmin büyük bir yeri vardır.

B) Roman ve öykülerinin teknik ve anlatım özellikleriyle pek fazla ilgilenmemiş, daha çok vereceği mesaj üzerinde yoğunlaşmıştır.

C) Roman kişilerinin çoğu, çevresinde tanıdığı insanlardan izler taşır.

D) Eserlerindeki olaylar daha çok Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde geçmektedir.

E) Doğu-Batı, madde-mana, sevgi-nefret, dünya-ahiret, sabır-öfke gibi temel karşıtlıklar eserlerinin konusunu oluşturur.

 

55. – 56. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

Böyle bir yazı tarzında nokta, virgül, noktalı virgül gibi işaretlere lüzum yoktur; bunları kullanmak tehlikelidir bile. Noktalama işaretleri, içimizdeki akışın mutlak devamına şüphesiz engeldir. Canınız istediği kadar devam ediniz. Mırıltının tükenmek bilmeyen karakterine kendinizi veriniz. Eğer akış, yaptığınız dikkatsizlik diyeceğim ufak bir yanılma yüzünden duracak gibi olursa kaldığınız yerde durunuz. Çıkışı sizce şüpheli görülen kelimeden sonra herhangi bir harfi, söz gelimi “i” harfini, daima “i” harfini koyunuz ve böylece bu harfi izleyecek olan kelimelere elverişli anı bekleyiniz. Şiirinizin tamamlanması gecikmeyecektir.

yecektir.

55. Bu parçada dile getirilen düşünceler, aşağıda verilen akımlardan hangisinin edebî düşüncesiyle örtüşür?

A) Romantizm                       

B)Realizm

C) Parnasizm                         

D)Sembolizm

E) Sürrealizm

 

56. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada verilen düşüncelere uygun şiir yazmıştır?

A) İlhan Berk

B) Fazıl Hüsnü Dağlarca

C) Necip Fazıl Kısakürek

D) Behçet Necatigil

E) Bedri Rahmi Eyüboğlu

 

CEVAPLAR

1. C

11. A

21. E

31. D

41. D

51. B

2. E

12. D

22. E

32. E

 42. A

52. A

3. E

13. C

23. B

33. D

43. C

53. C

4. D

14. D

24. D

34. A

44. E

54. D

5. E

15. E

25. C

35. E

45. E

55. E

6. B

16. A

26. B

36. E

46. C

56. A

7. C

17. D

27. E

37. E

47. E

 

8. B

18. B

28. A

38. E

 48. C

 

9. D

19. C

29. E

39. D

49. E

 

10. B

20. A

30. C

40. A

50. A

 

 

]]>