1. O, sık sık, emekliler lokaline gidip dostlarıyla buluşan bir şairdi. Anılarıyla yaşıyordu; ama anılarının altında ezilmemiş, günüyle arasındaki bağlarını kesmemişti. Birçok sanatçının yaptığı gibi, bütünüyle geçmişe gömülmemişti.
Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşadığı olumsuz olayları görmezden gelmek
B) Geçmişin sadece ders alınacak yönleriyle ilgilenmek
C) Geçmişte yaşadıklarının etkisinde kalıp yaşadığı dönemden kopmamak
D) Başından geçenleri yakın çevresiyle paylaşmak
E) Dostlarına, fırsat buldukça geçmişe ait güzellikleri anlatmak
2. Bir öykü veya roman, ancak okuyucusunun isteklerine kulak verirse kalıcı olur. Okur, “ben” sesinin çok çıktığı yapıtlarda, kendine barınacak yer bulamaz.
Bu parçada geçen “ben sesinin çok çıkması” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Olayların birinci tekil kişi tarafından anlatıldığı
B) Yazarın, sürekli kendi düşünce ve duygularından söz ettiği
C) Yapıtın, toplumsal sorunlara çözümler sunduğu
D) Yazarın, gördüklerini, kendi duygularını katarak anlattığı
E) Yazarın, insanların ortak duygu ve düşüncelerini dile getirdiği
3. Bir öyküde bazen ilk cümle, ilk paragraf çok önemlidir. Yazarını çok iyi tanıyan bir okur, yazarın kim olduğunu, söyleyişteki işaretlerden çıkarır kolayca. Yapıtın kapağına bakmaya bile gerek duymaz.
Bu parçada geçen “yazarın kim olduğunu, söyleyişteki işaretlerden çıkarmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarın yaşamıyla ilgili bütün ayrıntıları bilmek
B) Yazarın kişisel özelliklerini göz önünde bulundurmak
C)Aynı konuları, hep aynı biçimlerle anlatan yazarların yapıtlarını okumamak
D)Üslup özelliklerinde değişiklik yapamayan yazarların yapıtlarından zevk almamak
E)Bir yapıtın anlatım özelliklerinden yola çıkarak yazarını tanımak
4. Öykücünün doğallığına müdahale edebilecek türden birçok unsur vardır: Bunların başında eleştirmenin övgüsü gelir. Sonra ödüller ve onun öykücülüğü hakkında oluşmuş genel yargılar da vardır. Bunların hepsi sanatçıyı motive eder. Yalnız, bütün bunlar, öykücünün yazacakları için bir sipariş anlamına gelmemelidir.
Bu parçadaki altı çizili bölümle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ödüllerin maddi değerlerinden çok manevi değerlerini dikkate almak
B) Yazarlıkta maddi kaygı taşımamak
C) Eleştirmenlerin söylediklerini ölçüt kabul etmemek
D) Okurun isteklerini göz ardı etmemek
E) Başkalarının istekleri doğrultusunda öykü yazmamak
5.Üniversitelerin edebiyat bölümlerindeki öğretim görevlilerinin edebiyatla ilgili düşüncelerini, ne dergilerde görebiliyoruz ne de kitaplarda. Onların bu düşünceleri, sınıfın dışına çıkamıyor.
Bu parçada “düşüncelerin sınıfın dışına çıkamaması” sözüyle öğretim görevlileriyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilgilerini öğrencilere uygun bir düzeyde aktardıkları
B) Bilimsel düşünceleri, akademik olmayan yayımlarda yayımlamayı küçümsedikleri
C) Edebiyatla ilgili düşüncelerini dersler dışında ortaya koyamadıkları
D) Düşüncelerini başkalarıyla paylaşmaktan çekindikleri
E) Edebiyat araştırmalarında belli konuların dışına çıkamadıkları
6. Şiir yazabilmek ustalık gerektirir. Zengin bir malzeme kötü şairin elinde berbat olup gider, tıpkı güzel bir kumaşın kötü bir terzi elinde elbise olamayacağı gibi.
Bu parçada “güzel bir kumaşın kötü bir terzi elinde elbise olamaması” sözüyle şiirle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Konu seçiminin, şiirde güzelliği sağlayan en önemli unsur olduğu
B) Şiirin duygularla değil sözcüklerle yazıldığı
C) Şiirde her zaman güzelliklerin anlatılması gerektiği
D)Yetkin olmayan şairin iyi bir konuyu bile şiire dönüştürmeyeceği
E) Bir şiirde kalıcılığı sağlamanın biçim ve içerik uyumuna bağlı olduğu
7. Dil bilinci olan hiçbir ozan, yabancı sözcüklerin albenisine kapılıp dilini yamalı bohçava çevirmek istemez.
Bu cümlede altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Etkileyici olmak için süslü bir anlatıma başvurmak
B) Türkçe olmayan gösterişli sözcükleri kullanarak uyumsuz bir anlatım oluşturmak
C) Yabancı sözcükleri dilimizin özelliklerine uyarlamaya çalışmak
D) Yabancı sözcükleri Türkçe dilbilgisi kurallarına uymayacak biçimlerde yazmak
E) Kendi dilini yetersiz görüp yabancı sözcüklere yapıtlarında yer vermek
8. İki yıl önce aramızdan sessiz sedasız ayrılan bu sanatçının dostları tarafından uzun çabalar sonunda oluşturulan bu kitap, durgun yazın ortamımızda güçlü bir dalgalanma oluşturacak gibi görünüyor.
Bu cümlede geçen “güçlü bir dalgalanma oluşturmak” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bir zamanlar romanlarını zevkle okuduğum bu yazarların yapıtlarından artık aynı tadı alamıyorum.
B) Edebiyat dergilerinin sayısının iyice azaldığı günümüzde yeni çıkan bu dergi, edebiyatımızı tekrar canlandıracak.
C) Denemelerinde gündelik hayatın sıradan denebilecek olaylarının yanında belli bir okur kitlesinin ilgisini çekecek konuları da işler.
D) Nitelikli okur kitlesinin günden güne artması, edebiyatımız için çok sevindirici bir durum.
E) Her geçen gün okur sayısını artıran bu yazarın yapıtlarında, uzun zamandır aradığınız söyleyiş güzelliğini bulabileceksiniz.
9. Ben, bir şiir okuru olarak hep yeninin peşinde oldum. Bir şiiri okuduğumda, onda başka şiirlerle söyleyiş akrabalığı gördüm mü hemen bırakırım o şiiri. Bu, genç bir şairin şiiri bile olsa fark etmez benim için.
Bu parçada “başka şiirlerle söyleyiş akrabalığı taşımak” sözüyle, şiirle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özgün bir anlatımdan uzak olmak
B) Sıkça işlenen konulara yer vermek
C) Eski şiir kalıplarını yeniden canlandırmak
D) Şiir türlerinin arasındaki sınırları kaldırmak
E) Genç şairlere karşı hoşgörülü olmamak
10. Dergimizin imza yelpazesini mümkün olduğunca yetkin ve geniş tutmava gayret ediyoruz. Okurlarımıza her ay ülkenin değişik kalemlerinden tatlar sunmaya çalışıyoruz.
Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tanınmamış ancak yetenekli yazar ve şairleri edebiyata kazandırmak
B) Sadece geniş okur kitlelerine sahip sanatçılarla çalışmak
C) Özgün anlatıma sahip olan yazarları genç yazarlarla buluşturmak
D) Edebiyat çevrelerinde tanınmış, deneyimli yazarlara öncelik tanımak
E) Yazar kadrosunda hem usta hem de çeşitli sanatçılara yer vermek
11. Nedense bu eleştirmenimiz uçakla gidilecek yere kağnı ile gitmeye kalkıyor. Başkalarının iki üç sayfada anlattığını, onlarca sayfada ancak anlatabiliyor. Gerçek bir kalem işçisi olmadığı, daha ilk cümlelerden anlaşılıyor.
Bu parçada “uçakla gidilecek yere kağnıyla gitmeye kalkmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Az sözle çok şey anlatmak
B) Kılı kırk yararcasına titizlenmek
C) Sözü gereğinden çok uzatmak
D) Anlaşılmaz bir dil kullanmak
E) Özensiz cümleler kurmak
12. Sanatçı, kendisini geliştirmek için eleştirileri dikkate almalıdır. Ancak sanatının dümenini eleştirmenlere kaptırırsa, kısa zamanda kendisi olmaktan çıkacağını ve unutulacağını da bilmelidir.
Bu parçada “sanatının dümenini eleştirmenlere kaptırmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yapıt ortaya koyarken eleştirmenlerin düşüncelerini dikkate almamak
B) Sanatına yönelik eleştirileri kabul etmemek
C) Sanat çizgisini sık sık değiştirmek
D) Sanat anlayışını, eleştirmenlerin yönlendirmesine göre düzenlemek
E) Sanat kaygısı gütmeden yapıt verdiğinden, çok eleştirilmek
cevaplar
|
1-C 2-B 3-E 4-E |
5-C 6-D 7-B 8-B |
9-A 10-E 11-C 12-D
|
]]>
1. Aşağıdakilerin hangisinde “sürmek” sözcüğünün verilen anlamı ile kullanımı birbirine uymamaktadır?
A) Uzatmak, ileri doğru itmek.
Lütfen, ürünlere el sürmeyiniz.
B) Bir malı satışa sunmak.
Yeni sezon ürünleri firmamız piyasaya sürdü.
C) Ceza olarak bir başka yer veya ülkeye göndermek.
Kırım Türklerini Sibirya’ya sürmüşlerdi.
D) Zaman almak.
Hastanede her hastanın ziyareti yarım saat sürmüştü.
E) Önüne katıp götürmek.
Koyun ve keçileri otlağa sürdü.
II. Mehmet, arada bir bize uğra, diyor.
III. Gül, buraya kırk yılda bir uğruyor.
IV. Ayşe’nin dersten başını kaldırdığını binde bir görürsün.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi-sindeki altı çizili sözler anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve III.
C) I. ve IV. D) II. ve III.
E) III. ve IV.
3. Türk tarihi, gölgede kalmış pek çok kahramanla doludur.
Bu cümlede geçen “gölgede kalmak” sözünün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Birçok kahramanımız kendi çağlarında dünyayı titretmiştir.
B) Bazı sanatçılar, hak ettikleri ödüle bir türlü ulaşamazlar.
C) Zaman içinde birçok değer, gün ışığına çıkacaktır.
D) Unutulmuşluğun tozlu raflarında çok insan yaşar.
E) Zamana dayanabilen, klasik olmayı hak etmiştir.
4. Anlatımı daha anlaşılır kılmak için soyut anlamlı sözcüklerin somut sözcüklerle karşılanmasına “somutlama” denir.
Buna göre aşağıdaki dizelerin hangisinde somutlamaya başvurulmuştur?
A) Bilsen ne haldeyim ruhumun yaraları kanar.
B) Canı candan farklı bilme ne olur
C) Öyle yalnızım ki bu yıkık yerde
D) Gölgem bile bedenimden uzak
E) Kalem kaşlarını çatma ne olur
5. Ahmet Mithat Efendi, Ömer Seyfettin ve Halide Edip Adıvar —-yazdıkları için eserlerinde—–ve anlatım bozukluklarına rastlanır.
Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangilerinin getirilmeleri en uygundur?
A) çala kalem – yazım yanlışları
B) ustaca – noktalama hataları
C) gelişigüzel – özgün anlatımlara
D) özensizce – toplumsal konulara
E) içtenlikle – sosyal eleştirilere
6. Aşağıdakilerin hangisinde ikinci cümle birinci cümlede kullanılan deyimin anlamını içermez?
A) Çalımından geçilmiyor.
Onun kurumundan, büyülenmesinden yanına yaklaşamıyoruz.
B) Eline geçen parayı çarçur etti.
Servetini gereksiz yerlere harcayarak bitirdi.
C) O, çizmeden yukarı hiç çıkmaz.
Hiçbir zaman uzmanı olduğu alanla ilgilenmez.
D) Bizim de çorbada tuzumuz bulunsun, diyor.
Bu işte küçük de olsa bizim de bir katkımız olsun.
E) Yapacağımız iş çöpsüz üzüm.
Hiçbir pürüzle karşılaşmadan çok kârlı bir alışveriş yaptık.
7. Okuyup yazmanın halk arasında yayılması ve buna bağlı olarak okuyucu sayısının — yazı dünyasına bulaşan bir hastalık var. Bu hastalık, hayalin bütün bahçelerine yayılmakta ve — soldurup kurutmaktadır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere getirilebilecek en uygun sözler aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) artmasına rağmen – bütün çiçekleri
B) azaldığı için – bütün yaprakları
C) yükselmesi yüzünden – dalları
D) çoğalması sebebiyle – ruhlar dünyasını
E) bilinmemesi – güzel duygular
8. “Babamın beni aradığını duyunca ne yapacağımı bilemedim.” cümlesinden sonra anlamı pekiştirmek için aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Adeta elim ayağıma dolaştı o anda.
B) Baklayı ağzımdan çıkarıverdim.
C) Heyecanımı gizlemeye çalıştım.
D) Geçen yıl olanları hatırladım.
E) Er geç işin sorumlusu bulunacak, dedim kendi kendime.
9. Ne yapacağını bilmiyordu, iki arada bir derede kalmıştı.
Altı çizili deyimin cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Sorunlara sabırsızca yaklaştığın sürece başarılı olamazsın.
B) Babasından izin almadığı için dışarı çıkıp çıkmama konusunda kararsız kalmıştı.
C) Bu tabloya her bakışında yüzünde bir çaresizlik ifadesi belirdi.
D) Acemi katır kapı önünde yük indirir, sözünün ne kadar doğru olduğunu anlamıştı.
E) Böyle isteksizce hareket etmesi hepimizi çileden çıkarmıştı.
10. Bir tek sözcükle anlatılabilecek bir kavramı, birden çok sözcükle ve kalıplaşmış olarak anlatmaya “dolaylama” denir, Örneğin “kömür” yerine “kara elmas” demek dolaylamadır.
Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama yoktur?
A) Bu yıl bacasız sanayimiz gelir rekoru kırdı.
B) Batılılar Altın Boynuz’u görmek için İstanbul’a geliyor.
C) Fakirleri evlendirmek için mahalle bir araya geldi.
D) Artık yerli filmler de beyaz perdede seyirci topluyor.
E) Dünya evine girmek için hazırlık yapıyor.
11. Bir varlığın ya da kavramın ölçülebilir özelliklerini belirten sözcüklere nicelik bildiren sözcükler, durumunu belirtenlere ise nitelik bildiren sözcükler denir.
Buna göre aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangisi nicelik bildirmektedir?
A) Onun şiiri beyaz mecazlarla doludur.
B) Hep yeni ufuklara yelken açar.
C) Şimdiye kadar üç şiir kitabı yayımlandı.
D) Şiirsiz günün hiç olmadığını söyler.
E) Güzel Türkçesiyle gönül ufkumuzu renklendirir.
12. Yaşlı dünyamızın ciddi biçimde — için daima ateşle ödüllendirilen en yumuşak huylu eşyası herhalde mumdur.
Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümle diğerlerinden daha farklı bir anlam kazanır?
A) eziyetlerine sabrettiği
B) olumsuzluklarına dayandığı
C) sorunlarına çözüm bulduğu
D) kahrını çektiği
E) kötülüklerine katlandığı
13. Eserlerinde ara sıra kendi duygularına da yer verir.
Yukarıdaki ikilemenin yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamında bir değişiklik olmaz?
A) ikide bir B) zaman zaman
C) ayda yılda bir D) seyrek de olsa
E) iyi kötü
14. Yaptıkları —- çelişmez, özü sözüne uyar. Yaşayışı — tamamlar.
Yukarıda boş bırakılan yerlere aşağıdakiler-den hangileri getirilebilir?
A) kendisiyle – hayallerini
B) söyledikleriyle – düşüncelerini
C) gerçeklerle – kendisini
D) kimseyle – mutluluğunu
E) doğrularla – gerçekleri
15. Bu eser, eskiyle beslenmiş; ama yeniyi arayan bir kafanın ürünüdür. Romancı olarak doğmuş birinin değil, el yordamıyla doğruyu ve gerçek olanı arayan bir düşünürün eseridir.
Yukarıdaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilinçsizce araştırma yapmama
B) Deneme-yanılma yoluyla öğrenmek
C) Gelişigüzel çalışmalarda bulunmak
D) İnce eleyip sık dokumak
E) Çok emek vermek
16. I. İki testi tokuşunca, biri elbet kırılır.
II. Keçi geberse de kuyruğunu indirmez.
III. Islanmışın, yağmurdan korkusu olmaz.
IV. Aş taşınca kepçeye paha olmaz.
Yukarıda verilen atasözlerinin anlamları aşağıdakilerin hangisinde verilmemiştir?
A) İnatçı kişiye ne yaparsan yap, inadından vazgeçiremezsin.
B) İki kişi şiddetli bir tartışmaya girmişse, biri elbet üzülür, kaybeder.
C) Güç koşullarda yetişmiş insan, ne türlü zorlukla karşılaşırsa karşılaşsın rahattır.
D) Bir şeyin değeri ona ihtiyaç olduğunda ortaya çıkar.
E) Fırsat insanın ayağına hiç beklenmedik bir anda gelir.
17. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisinin sesteşi yoktur?
A) Ateşten kızaran bir gül arar da
B) Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi
C) Ben sevda yolunun yabancısıyım
D) Bir bakışın yaz güneşi gibi yakıyor içimi
E) Olanı biteni baştan başladım yaşamaya
18. Alla Dudayeva’nın anıları geçtiğimiz ay Türkçeye çevrilmişti. Yeni çıkan kitabın ismi “Milyon Birinci”. 450 sayfalık kitap belki de kederden en fazla nasiplenmiş bir ulus olan Çeçenlerin direniş öyküsünü birinci ağızdan anlatıyor.
Bu parçadaki altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse parçanın anlamı değişmez?
A) huzura çokça ihtiyacı olan bir toplum
B) büyük acılar çekmiş bir halk
C) sorunların üstesinden gelmiş bir millet
D) gerçeklerle kolayca yüzleşebilen bir ulus
E) zorluklarla mücadele etmekten korkmayan insanlar
18. Alla Dudayeva’nın anıları geçtiğimiz ay Türkçeye çevrilmişti. Yeni çıkan kitabın ismi “Milyon Birinci”. 450 sayfalık kitap belki de kederden en fazla nasiplenmiş bir ulus olan Çeçenlerin direniş öyküsünü birinci ağızdan anlatıyor.
Bu parçadaki altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse parçanın anlamı değişmez?
A) huzura çokça ihtiyacı olan bir toplum
B) büyük acılar çekmiş bir halk
C) sorunların üstesinden gelmiş bir millet
D) gerçeklerle kolayca yüzleşebilen bir ulus
E) zorluklarla mücadele etmekten korkmayan insanlar
19. Murat Menteş’in hayatı, romanlarındaki hayatlara benzer ya da o, romanı kendi hayatından aldığı ilhamla yazmıştır. Kitaplarındaki kahramanlarının uzağına hiç düşmeyen, onlar gibi yaşayıp onları yazan Menteş’in karşısına çıkan tek engel parasızlıktır.
Bu parçada geçen “kahramanlarının uzağına hiç düşmemek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşamıyla yazdıkları arasında ortaklıklar bulunmak
B) Eserlerindeki kahramanları günlük hayattan seçmek
C) Sadece yaşadıklarını yazmanın, yazarın görevi olduğuna inanmak
D) Gerçeği, hiç değiştirmeden olduğu gibi aktarmak
E) Kahramanları yalın bir dille ve nesnel bir anlatımla yansıtmak
20. Sözün kuşatmasında geçen çocukluğumun yazıyla buluşması, önce dinlediğim masalları anlatan kitapların keşfiyle başladı. Cenk kitapları, taşbasması halk hikâyeleri… Tek engelim, okuma-yazmaya henüz başlamamış olmamdı. Kitaplardaki resimleri çizmeye başlayınca, bunlarla yetinmeyip, yazıları da kâğıda yazdığımı anımsıyorum. O şekillerin anlamını çözme derdim, yazıyı öğrenmenin sonra da okumanın yolunu açtı.
Bu parçada geçen “sözün kuşatmasında geçmek” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sürekli olarak, sözlü bir kültürün etkisi altında bulunmak
B) Sözlü ifadeleri yazılı ifadelerden üstün tutmak
C) Sözcüklerin anlam alanlarını olabildiğince genişletmek
D) Sözcükleri, bilinen anlamlarından uzaklaştırmadan kullanmak
E) Sözlü kültüre ait unsurları yaşatmak
21. Babaları çalışmadığından tüm aile, bu küçük çocuğun eline bakıyordu.
Altı çizili deyimin bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Çaresizlikten dolayı, evdeki tüm eşyaları satmak zorunda kalmıştı.
B) Yazıhanedeki tüm ayak işlerini bana yaptırmaya çalışıyorlar.
C) Bu zavallı kardeşler, komşularının yardımıyla geçiniyorlardı.
D) Adam, sabahtan akşama kadar evde hiçbir iş yapmadan oturuyordu.
E) Kendisine yapılan iyilikleri hiç unutmazdı.
22. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili söz cümleye “güçlükle bir şey yapmak” anlamı katmaktadır?
A) Hafta sonu, nişanlanmak için, izin alıp Edirne’ye gitmişti.
B) İstediği projeyi gerçekleştirebilmek için firmadan ona izin çıkmıştı.
C) Annesinden, arkadaşlarıyla Florya’ya gitmek için izin istedi.
D) Genel müdürden birkaç günlüğüne izin kopararak ailesinin yanına gitti.
E) Yenisi dikilinceye kadar sivil elbise ile dolaşmasına izin verildi.
23. “Şehir hatları vapurları, iskeleden dakikası dakikasına hareket ederdi.” cümlesine altı çizili sözcüğün kattığı anlam, aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Sabahları erken kalkmayı hiçbir zaman becerememişti.
B) Bu deniz kıyısına her gece gelir, arkadaşlarını beklerdi.
C) Orhan, buluşma yerine tam zamanında gelmişti.
D) Toplantıya, son anda bir işi çıktığından katılamamıştı.
E) Mağazaya, temizlik yapmak için en erken ben gelirdim.
24. “Gönül” insanın duygu merkezi demek, yürekteki manevi taraf demektir; ama dilimizde bu sözcüğün anlamı bu kadarcıkla kalmaz: “gönlü çekmek“le(l) bir şeyi istemek; “gönül vermek“le(ll) âşık olmak; “gönül koymak“la(lll) etkileyici olmak; “gönül almak”la (lV) sevindirmek; “gönül açmak”la”(V) da sıkıntı gidermek anlatılır.
Bu parçada numaralanmış deyimlerden hangisi yanlış açıklanmıştır?
A)l. B) II.
C) lll. D) IV.
E)V.
25. I. Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur.
II. Suçlu da olsa o adama bu kadar yüklenmek doğru değil.
III. Onunla konuşurken doğru bir anlatım sergileyemedim.
IV. Adam, şiiri doğru okumayı beceremedi.
V. Otobüs anayola doğru ağır ağır ilerliyor.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangi ikisinde “doğru” sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
CEVAPLAR
|
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
|
A |
E |
D |
A |
A |
C |
A |
A |
B |
C |
|
11 |
12 |
13 |
14 |
15 |
16 |
17 |
18 |
19 |
20 |
|
C |
C |
B |
B |
B |
E |
E |
B |
A |
A |
|
21 |
22 |
23 |
24 |
25 |
|
||||
|
C |
D |
C |
C |
A |
|
||||
1. İnsanca değerler, sadece ülkemizde değil tüm dünyada aşınıyor.
Altı çizili sözcüğün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Günümüz gençliğinde evlenip yuva kurma anlayışı gittikçe önemini yitirmektedir.
B) Geleneklerimiz, günümüz toplumu için çok da büyük bir anlam ifade etmiyor.
C) Çocuklarımızın insani değerlerden uzak yetişmemesi için aileler olarak bizler sorumlu davranmalıyız.
D) Ne yazık ki bugünün insanı mutluluğu, sadece ekonomik refahla bağlantılı görüyor.
E) Bu yüzyılda yaşadığımız savaşlar, insanoğlunun ne kadar acımasız olduğunu bize göstermektedir.
2. Ne kadar çalışkan olduğunu karnendeki zayıflardan çok iyi anladık.
Yukarıdaki cümlede altı çizili sözcükte aşağıdaki anlam olaylarından hangisi vardır?
A) Duyular arası aktarım yapılması
B) Soyut, anlatılması güç bir kavramın somut bir sözcükle anlatılması
C) İnsana ait niteliklerin, insan dışı varlıklara yüklenmesi
D) Aralarında ilgi kurulan iki kavramdan zayıf olanın güçlü olana benzetilmesi
E) Sözcüğün görünürdeki anlamının karşıtını verecek şekilde kullanılması
3. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek anlamında kullanılmıştır?
A) Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum
B) Erimiş ruhlarımız bir derdin potasında
C) Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri
D) Kara gökler kül rengi bulutlarla kaplı
E) Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta
4. Aşağıdakilerden hangisinde “için” sözcüğü cümleye “maksadıyla, amacıyla” anlamı katmıştır?
A) İstanbul büyük final için hazırlıklarını yaptı.
B) Hedefleri için yapamayacağı şey yoktur.
C) Dünkü davranışı için herkesten özür diledi.
D) İnsan vatanı için ne yapmaz?
E) Üniversiteye gidebilmek için her yola başvurdu.
5. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi diğerlerine göre daha genel anlamlıdır?
A) Müşteriler arasında dolaşan garson orada oturanların dikkatini çekmişti.
B) Arkası bostan olan kocaman bir bahçe içindeki ev uzaktan görülebiliyordu.
C) Hüznü anlatan bir çiçek olan gül, şairlerin hep ilham kaynağı olmuştur.
D) Bugün giydiği siyah palto ona ürkütücü bir hava veriyor, çevresinde bulunanlar sağa sola kaçışıyordu.
E) Teneffüste arkadaşlarının elinde resimli, bol sayfalı bir dergi görmüştü o gün.
6. Kişisel kırgınlıkları, kinleri yok sayacak kalitedeki insanları hiç olmazsa sanat dünyasında bulabileceğimi umut ediyorum.
Altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Durup dururken iki arkadaş kavga etmeye başladı.
B) Neredeyse tüm işleri bitirdik bu akşam.
C) Dershanedeki öğrenciler ister istemez bu geziye katıldı.
D) En azından konu tekrarı yaparsak bildiklerimizi unutmamış oluruz.
E) Toplantı en kötü ihtimalle saat sekizde biter.
7. Aşağıdaki dizelerin hangisinde kişileştirme yoktur?
A) Yıllar ağlıyor Elazığ’dan geçerken
B) Bir kâsedir alev dolu gönlüm
C) Seni hatırlayan sular coşup köpürdü
D) Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin
E) Kuşlar yalnızları sarar şefkatiyle
8. Bazı eleştirmenlerimizin gayretleri sırf eserdeki yanlışlıkları, aksaklıkları bulmak, ortaya koymak içindir. Eserin güzelliklerine, başarısına kör ve sağır kalırlar.
Yukarıdaki parçada “kör ve sağır kalmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ayrıntıları fark etmemek
B) Dikkate almamak
C) Duyarsız kalmamak
D) Bilinçsiz olmak
E) Önyargılı davranmak
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük, benzetme amacı olmadan başka bir sözcüğün yerine kullanılmıştır?
A) Yazarın ruh dünyasını bizlerden rahatlıkla öğrenebilirsiniz.
B) Her doğan gün, bana yaşama sevinci veriyor.
C) Internet kullanımı, her geçen gün artmaya başladı.
D) Bulutların arkasından güneş bize tebessüm ediyordu.
E) Maçın sonunda Türkiye sokaklara döküldü.
10. Her okuyanı farklı bir limana götürmesi, iyi şiirin en temel özelliğidir.
Yukarıdaki cümlede “farklı bir limana götürmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okuyucuyu yönlendirmek
B) Okuyucuda değişik anlam ve duygular uyandırmak
C) Okuyucunun sorunlarını çözmek
D) Okuyucuya güzel bir hayat sunmak
E) Okuyucunun, eserlerde kendini bulmasını sağlamak
11. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde “kinayeli” bir söyleyiş vardır?
A) Dolu bardak su almaz.
B) Akıl, akıldan üstündür.
C) Dost ile ye, iç; alışveriş etme.
D) Kem göz, taşı eritir.
E) Kurdun merhameti, kuzuyu ağzında taşımaktır.
12. Orta Çağ, hazır düşüncelerin yinelenip durduğu bir dönemdi. Bir şey mi kanıtlanmak isteniyor? O konuda söz sahibi kişilerin görüşlerine başvurulurdu. Onların söyledikleri, kafaları kuşatan demir bir çemberdi sanki. İnsanlar kendi sorununu bir kez de kendisi düşünmezdi.
Yukarıdaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Düşünürleri kendisine öncü görmek
B) Düşünce özgürlüğüne önem vermek
C) Başkalarının görüşleriyle kendini sınırlamak
D) Doğruyu ve yanlışı ayırt edememek
E) Bir düşünceyi sorgulamak
13. Öykülerim, hiçbir zaman rastgele yazılmış ve esinlenmeye bağlı şeyler değildir.
Yukarıdaki altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı değişir?
A) üstünkörü
B) gelişigüzel
C) baştan savma
D) alelacele
E) özensizce
14. Sanatsal yaklaşımlarda toplumun değer yargıları, asıl ölçüdür.
Altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisidir?
A) Püf noktası
B) Mihenk taşı
C) Önemli bir unsur
D) Temel hedef
E) Gerçek sebep
15. Bir ressam, resimlerine kendi kişiliğinin boyasını vurmalıdır.
Bu cümlede ressamla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) Özgünlük
B) Özlülük
C) Duygusallık
D) Akıcılık
E) Ulusallık
16. Yaşadıklarımıza ulaşmak, onları anlatabilmek, hayatın her yerine sızmaya çalışmak, insan ruhunu derinlemesine yansıtabilmek… Sanat, budur işte!
Bu cümlede geçen “insan ruhunu derinlemesine yansıtabilmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanoğlunun ilginç, şaşırtıcı özelliklerini açığa çıkarmak
B) Kişilerin ortak özelliklerini belirlemeye çalışmak
C) Bireyin ruhsal ve düşünsel zenginliğini anlamak
D) İnsanı ve onun davranışlarını öznel bir tutumla ele almak
E) Bireyin iç dünyasını bütün yönleriyle göstermek
17. Günümüz edebiyat dergilerinde şiirler tek tükyayımlanıyor ne yazık ki!
Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bu sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini istiyordu yaşlı adam.
B) Toplumumuzda önce kendini değil de başkasını düşünen kişiler yok denecek kadar azaldı.
C) Okurun ilgisini canlı tutan ve gelecekte de okuyucu bulabilecek şiirler yayımlamak gerekir.
D) Güncel sorunları sağlam bir teknikle ele almayı düşünmüştü bu kitabında; ama başaramadı.
E) Gönlümü alabilmek için olanları bana tek tek anlatmıştı.
18. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde deyim açıklamasıyla birlikte verilmiştir?
A) Senin bu iyiliğin onun canına minnet, önceden beri arayıp da bulamadığı bir şey.
B) Kadıncağız bu çocuklar yüzünden canından bezmişe benziyor.
C) Dedesinin anlattığı hikâyeleri, her zaman can kulağı ile dinlerdi.
D) Üzerine titrediği yakınları, onu bu zor gününde can evinden vurdular.
E) İsmail ile Yusuf’u can ciğer kuzu sarması görmeye alışmıştık artık.
19. Her soruyu “evet” ya da “hayır” diye cevaplamaz. Bazı sorulara “bilmiyorum” bazılarına “belki” gibi karşılıklar verir. Hayatı sadece beyaz ve siyah renklerle sınırlı değildir; griyi de maviyi de diğer renkleri de aynı ölçüde sever.
Yukarıda geçen “hayatı sadece beyaz ve siyah renklerle sınırlı olmamak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hayata herkesin baktığı pencereden bakmaya çalışmak
B) Esnek olmak, kendini kesin yargılara hapsetmemek
C) Kendi kurallarını başkalarının etkisiyle sınırlamamak
D) Olumlu düşünmek, her işin bir çaresi olduğunu savunmak
E) İnsanların farklı düşünceleri olabileceğini kabullenmek
20. Bu çiçek şiirlerini yazanın iyi bir şair olmadığı açıktı; ancak çiçeklerle sıkı fıkı biri olduğu belli oluyordu.
Bu cümleye “sıkı fıkı olmak” sözünün kattığı anlam, aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?
A) Yusuf’un güzelliği dillere destan olmaya başlamıştı.
B) Fidanların dalı budağı serpilmeye yüz tuttu.
C) Çiçekler hakkındaki bilgisi hiç yoktan iyi görünüyordu.
D) Onun kadar kitaplarla haşir neşir olanı görmedim.
E) Hat sanatındaki ustalığı görenlere parmak ısırtıyormuş.
21. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “edebiyat” sözcüğü olumsuz bir anlama gelecek biçimde kullanılmıştır?
A) Edebiyat dünyamızın seçkin isimlerindendir Tarık Buğra.
B) Okuma alışkanlığı olmayanlar, edebiyattan yoksun yaşarlar.
C) Bizim edebiyatımız, Batı edebiyatının gerisinde değildir.
D) Lisedeyken edebiyat notları düşük geliyordu.
E) Edebiyat yapmayı bırakıp asıl konuya gelin.
22. “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.” sözü insanoğlunun bin bir rengi barındıran zengin kişiliğini anlatır, öyle olduğu için insanların huyları parmak izlerine benzer.
Bu parçada geçen “insanların huylarının parmak izlerine benzemesi” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanların birbirini tamamlaması
B) Vücut özelliklerinin, insanın kişiliğinden izler taşıması
C) İnsanın görüntüsüyle davranışın uyumlu olması
D) Kimsenin kimseye benzememesi
E) İnsanların ortak ve farklı yönlerinin olması
23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme cümleye “ara vermeden” anlamı katmıştır?
A) Gide gele memleketin yollarını ezberledik.
B) Sınav sonuçları, akşam sabah belli olur.
C) İşi yetiştirmek için gece gündüz çalışıyor.
D) Çocukların ıvır zıvır ihtiyacı bitmiyor.
E) İnşaatın sıva işleri hemen hemen tamamlandı.
24. Çoktandır unuttuğumuz geleneklerimizden birinin de “sohbet” olduğunu bilmem hiç fark ettiniz mi? Eğer fark etmişseniz bunun, kültürümüzde oluşturduğu erozyonun boyutlarını tahmin etmekte hiç güçlük çekmezsiniz sanrım.
Bu parçada geçen “erozyonun boyutlarını tahmin etmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kültür zenginliğimizin farkına varmak
B) Kaybedilen değerlerin ne olduğunu sezmek
C) Kökleşmiş geleneklerimizi geleceğe taşımak
D) Kültürel bozulmaların bize zarar vermeyeceğini düşünmek
E) Bozulmaların önüne nasıl set çekileceğini bilmek
25. Edebiyata bir şekilde ucundan kıyısından bulaşıp da edebiyattan yakasını kurtarabilen bir tek tanıdığım yoktur.
Bu cümlede geçen “ucundan kıyısından bulaşmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Planlı programlı hareket etmek
B) İstemeden kendini kaptırmak
C) Şöyle böyle ilgilenir olmak
D) Tiryaki derecesinde tutkun olmak
E) Başkasının zoruyla katlanmak
26. “Alay” sözcüğü, Türkçede askeri bir terim olmakla kalmamış, kısa zamanda halk diline akarak dilde bir âlem yaratmıştı. Buna göre alay, kalabalık demek, çokluk demektir. Bir alay insan, bir alay hırdavat ve bir alay cahil gibi ifadeler böyle anlamlandırılmalıdır.
Bu parçada geçen “halk diline akarak dilde bir âlem yaratmak” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Daha geniş halk kitlesine ulaşarak güzel bir hal almak
B) Halkın dilinde kullanım alanı bularak anlam genişlemesine uğramak
C) Karşıladığı anlamları halkın da yardımıyla belirgin hâle getirmek
D) Halkın kullandığı dile ait özellikleri içinde barındırmak
E) Halka ait deyişlerle bir söyleyiş güzelliğine erişmek
27. Türkçe; bir imparatorluk merkezinde, bir imparatorluk coğrafyasından akıp gelen seslerle meydana gelmiştir. Bunu meydana getirmek için Türkler, bir taraftan Tuna boylarından ses almış, öte taraftan Afrika ülkelerine yayılmış, Nil suyunun akışından, yani zengin kültürlerden Türkçeye sesler getirmişlerdir.
Bu parçada geçen “zengin kültürlerden Türkçeye sesler getirmek” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Türkçe sözcükleri ahenkli kullanmaya özen göstermek
B) Yabancı dillerin Türkçeyi bozmasına engel olmak
C) Türkçeyi öteki milletlerin dillerinin, güzel yönleriyle daha da güzelleştirmek
D) Kültürel etkileşim sonucu meydana gelen diller arasına Türkçeyi de koymak
E) Başka dillere ait zenginlikleri, Türkçenin içinde de aramak
CEVAPLAR
|
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
|||||||||
| A | E | D | E | C | D | B | B | E | B | |||||||||
|
11 |
12 |
13 |
14 |
15 |
16 |
17 |
18 |
19 |
20 |
|||||||||
| A | C | D | B | E | A | B | A | B | D | |||||||||
|
21 |
22 |
23 |
24 |
25 |
26 |
27 |
||||||||||||
| E | E | C | B | C | B | C | ||||||||||||
]]>
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “çakmak” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?
A) Kıvılcım ya da alev çıkarmak için sürtmek, ateşlemek.
Geceleyin şimşekler çakıyordu mavi, berrak.
B) Kabul edilemeyecek bir şeyi kurnazlıkla kabul ettirmek.
Sahte parayı sana çakmışlar.
C) Farkına varmak, sezmek.
Kendisine bir oyun oynandığını hemen çaktı.
D) Vurmak.
Sinirlenince tokatı çocuğun yüzüne çaktı.
E) Bir şeyi vura vura sokmak, yerleştirmek.
Sağlam olsun diye masaya en kalın çiviyi çaktı.
2. I. Sanatçılar aynı zamanda kendi kendinin eleştirmenidir.
II. Sınava yaklaşık olarak otuz gün kaldı.
III. En azından beni telefonla arayabilirsin.
IV. Çok zeki, bunun yanında çok da çalışkan bir öğrencidir.
Yukarıdaki altı çizili sözlerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve III. B) I. ve IV.
C) II. ve lll D) III. ve IV.
E) ll ve lll
3. Uslu çocuk hep oturan, hiçbir şeye karışmayan çocuk olarak algılanır. Yerinde durmayan, sürekli aktif olan çocukların da öyle uslu olmaları istenir. Böylece çocuk bir çeşit sürü psikolojisiyle, etliye sütlüye karışmayan ama aynı zamanda yaratıcı olamayan bir kişi hâline getirilir.
Yukarıdaki parçada geçen “sürü psikolojisiyle” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hiçbir işe karışmamak
B) Özgür davranamamak
C) Çevrenin isteklerine göre hareket etmek
D) Başkalarını taklit etmek
E) Yaratıcı olamamak
4. Bir sanat eseri; ortaya çıktığı toplumun sınırını aşıyor, diğer toplumlarda da kabul görüyorsa, insanlar tarafından aynı heyecan ve yaratıcılıkla karşılanabiliyorsa, o zaman gerçek sanat eseridir.
Yukarıdaki cümlede geçen “toplumun sınırını aşmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıda-kilerden hangisidir?
A) Evrensel olmak
B) Özgün olmak
C) Gerçekleri anlatmak
D) Ulusal değerlerden yararlanmak
E) Başka uluslardan etkilenmek
5. Toplumda onu kimse sevmez; çünkü —
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümle farklı anlam kazanır?
A) onun burnu havadadır.
B) o burnu yere düşse almaz.
C) burnundan kıl aldırmaz o.
D) o burnunun ucunu göremez.
E) burnunun yeli harman savunur.
6. Sesimi alıp da kaybetse rüzgâr
Versem gözlerimi bir sonsuz renge
İçimde bir mahşer uğultusu var.
Ruhumdur çağıran, tenimi cenge .
Yukarıdaki dörtlükte aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Kişileştirme
B) Somutlama
C) Abartma
D) Mecaz anlamlı sözcük
E) Duyular arası aktarma
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “dolaylama” yoktur?
A) Ay yıldızlı ekip tüm ülkeyi sevindirdi.
B) Bu yıl takımımız, devler liginde mücadele edecek.
C) Takıma yeni bir file bekçisi alındı.
D) Bu mükemmel vuruşla meşin yuvarlak ağlarla buluştu.
E) İmparator, takımımızı başarıdan başarıya koşturdu.
8. Zamanla insanımızın bencilliğinin, korkaklığının, umursamazlığının arttığını görüyorum. Sokakta birinin çantasını gasp etseler, birini dövseler herkes görmezden geliyor. Herkes görmedim, duymadım, bilmiyorum diyen üç maymunu oynuyor. Bu da toplumsal bozulmayı beraberinde getiriyor.
Yukarıda geçen “görmedim, duymadım, bilmiyorum diyen üç maymunu oynamak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Keyfine aşırı düşkün olmak
B) Yanlışlıklara ortak olmak
C) Sorumlulukla sorumsuzluğu çatıştırmak
D) Sorumluluk almaktan kaçınmak
E) Olumsuzluklardan kendine pay çıkarmak
9. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi karşısında verilen anlam veya tutumla uyuşmaz?
A) İşten artmaz, dişten artar – tutumluluk
B) Çoğu zarar, azı karar – ölçülülük
C) Her üzümün dibinde çöpü vardır – kusur
D) İşini kış tut, yaz çıkarsa bahtına – tedbir
E) Horozu çok olan köyün sabahı geç olur – tutarsızlık
10. Düşünce dünyasında değişiklik yapamayanlar, zamana karşı koyamaz.
Altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) O sadece yaşadığı çağın duyarlılığına seslenen bir yazar olduğundan unutulup gitmişti.
B) Yetkili memur, şikâyet dilekçesine şöyle bir göz atıp dilekçeyi incelemeden masaya bıraktı.
C) Arkadaşının oyunlarına katılmamak için gösterdiği çaba boşa gitmişti.
D) Sanatçıların, ürün vermekte karşılaştığı güçlükler, onların gelecek nesillere ulaşmasını engellemez.
E) Çocukluğunda yaşadığı bu ilginç olayı sık sık hatırlar, unutmadığını göstermek için çevresindekilere de anlatırdı.
11. İlimizde “gül” le ilgili birçok deyim vardır. (I) İyi babalar, ailelerine gül gibi bakar. (II) Mutlu olan ve geçim sıkıntısı çekmeyen aileler gül gibi geçinip gider ve çocuklarını el bebek gül bebek büyütürler. (III) Kız çocuklarına güzel olsun diye Güldane, Gülizar, Ayşegül, Gül gibi adlar verirler. (IV) Öyle kızlar ki, güldükçe güller açar yüzlerinde. (V) Ve o güllerin üzerine gül koklanmaz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “gül” sözcüğü birden çok deyim içinde kullanılmıştır?
A) I. B)ll. C)lll. D) IV. E) V.
12. Araştırmacı, konuyu bütün yönleriyle dinleyicilere anlattı.
Altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Polisler, kavganın nasıl başladığını inceden inceye araştırmışlardır.
B) Akşama kadar boş boş oturdu, üstüne üstlük gece de arkadaşlarıyla gezmeye çıktı.
C) Sabahleyin iş yerinden ayrılırken masasını, toplamış olmak için toplamış.
D) Her ne pahasına olursa olsun suçluları yakalayıp hâkim önüne çıkarmayı başaracağız.
E) Bir yıl boyunca sınava hiç ara vermeden çalıştı da başarılı olabildi.
13. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde karşıt anlamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?
A) Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.
B) Sen işini kış tut, yaz çıkarsa bahtına.
C) Güvenme varlığa, düşersin darlığa.
D) Attan inilip eşeğe binilmez.
E) Var evi; kuran evi; yok evi, verem evi.
14. Pek çok edebiyat tutkununun, pek çok ünlü yazar ve şairin kırkından, ellisinden sonra eleğini duvara asıverdiği sıkça görülmüştür ülkemizde.
Bu cümlede geçen “eleğini duvara asıvermek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazmaktan vazgeçmek
B) Sorunlarla uğraşmaktan yorulmak
C) Farklı anlatım biçimlerinden yararlanmak
D) Kalıcı olmayı başaramamak
E) Bir olay karşısında derin üzüntü duymak
15. Soyut, anlatılması güç kavramların somut sözcüklerle anlatılmasına “Somutlama” denir.
Aşağıdakilerden hangisinde bu açıklamaya örnek vardır?
A) Anlatmaya devam ederken bir yandan da beni takip ediyordu.
B) Yeniden alevlenen bir ateştir sevgi yüreğimde, diyerek konuşmasını tamamladı.
C) Gazete ve televizyonlarda bu konu ayrıntılarıyla tartışıldı o günlerde.
D) ‘Hayatta hep iyimser olmayı başarabilen, ender insanlardan biriydi babam.
E) Kaybolan kardeşini bulmak için geçen hafta İstanbul’a gelmişti zavallı adam.
16. Akıl, her nesneyi kamera acımasızlığıyla gören bir kavramdır.
Bu cümlede geçen “kamera acımasızlığıyla görmek” sözüyle, aklın hangi yönü vurgulanmaktadır?
A) Tarafsızlığı, bir taraf tutma olarak görmesi
B) İnsanı bazen acımasızca davranmaya yöneltmesi
C) Gerçekleri, olduğu gibi ve duyguları katmadan algılaması
D) Kişiyi yanlış kararlar vermekten alıkoyması
E) Gerçekçi ve tutarlı olmayı her zaman başarması
17. Hiçbir yazar, kendi hayatını anlatırken sözcüklerin dizginini elinde tutmayı başaramaz.
Bu cümlede geçen “sözcüklerin dizginini elinde tutmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Açık ve anlaşılır bir dil kullanmak
B) Yazdıklarında, duygularının etkisinde kalmamak
C) Alışılmışın dışına çıkmak
D) Soyutlamalara başvurmak
E) Yerleşik sözcükleri kullanmaktan kaçınmak
18. Her tiyatro yapıtının tüm insanlığı etkilemek ve değiştirmek gibi gizli bir tutkusu vardır.
Bu parçada geçen “gizli bir tutku” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Zamanla unutulabilen heves
B) Asla vazgeçilmeyen hedef
C) Saplantıya dönüşen istek
D) Açıkça söylenmeyen arzu
E) Gün geçtikçe önemi anlaşılan amaç
19. Aşağıdakilerden hangisindeki ikileme, oluşumu yönünden diğerlerinden farklıdır?
A) Hikmet Usta, ileri geri konuşanları hiç sevmezdi.
B) Büyük küçük demeden herkesle ilgilenirdi.
C) Onun kapısı, gece gündüz insanlarla dolardı.
D) Bahçedeki kırık dökük kanepede sohbet ederlerdi.
E) Aşağı yukarı elli yaşında gösteriyordu.
20. Çocuk dünyasıyla ilgili iç içe bulunan birçok folklor ürünü, dilden dile aktarılarak değil, çeşitli uygulamalar sonunda büyükten küçüğe geçmekte ve uzun yıllar değerlerinden bir şey kaybetmemektedir.
Bu cümlede geçen “dilden dile aktarılmak” sözündeki gibi, sözcüklerin benzetme amacı olmadan kendi anlamları dışında kullanılması olayı aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Bir el bizi işaret ediyor.
B) Durup dinlenmeden saatlerce okudu.
C) Susuzluktan dili damağı kurumuş.
D) Şurda ağız tadıyla bir şeyler yiyemedik.
E) Herkese burun kıvırdığı için hiç sevilmiyor.
21. Aydın, sadece sorunlara işaret eden kişi değil, aynı zamanda sorunlara çözüm yolu bulan ve gerekirse elini taşın altına koyma cesareti olan kişidir.
Bu cümlede geçen “elini taşın altına koymak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cesaretini kanıtlamaya çalışmak
B) Sorumluluk üstlenmek
C) Analiz yeteneğine sahip olmak
D) Yol gösterici olmak
E) Meraklı olmak
22. Tarık Buğra, kaleme aldığı başarılı eserlerle edebiyatımızın kalburüstü yazarlarından biri olmayı başarmıştır.
Bu cümlede geçen “kalburüstü” sözünün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisidir?
A) tutarsız, orta düzeyde
B) vasat, sıkıcı
C) sıradan, başarısız
D) tutarlı, inançlı
E) seçkin, sivrilmiş
23. Yaşadığı dönemde anlaşılamadığı için çağdaşlarınca — Ahmet Haşim, kendisinden sonra gelenlerin — edebiyatımızda hak ettiği yeri almıştır.
Düşüncenin akışına göre bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) tanınmayan – kıskançlığıyla
B) sevilen – tarafsız tavrıyla
C) bilinmeyen – kayırıcı tutumuyla
D) beğenilen – sevgisiyle
E) yadırganan – ilgisiyle
24. Doğadaki varlıkların çıkardığı seslerin, taklit yoluyla dile aktarılmasına yansıma denir.
Buna göre aşağıdaki ikilemelerden hangisi yansıma sözcüklerden oluşmuştur?
A) Nar yerken ellerim yapış yapış oldu.
B) Hüseyin Bey, Giresun yaylalarını karış karış bilir.
C) Naylon terlikleriyle tıpış tıpış yürüyüp gitti.
D) Yalan yanlış sözlerle bizi oyaladı.
E) Bir itiş kakış içinde stadyuma girebildik.
25. Cemil Meriç’in, bütün kitaplarıyla edebiyat dünyamız için derin bir kaynak olduğunu sanat adamlarımız söylüyor.
Bu cümlede geçen “derin bir kaynak olmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eserleriyle geleceğe ışık tutmak
B) Yazdıklarıyla zengin bir başvuru merkezi olmak
C) Farklı çizgisiyle benzerlerinden ayrılmak
D) Erişilmez bir bilgiye sahip olmak
E) Birikimiyle tarihe tanıklık etmek
26. Aşağıdaki dizelerin hangisinde somutlama söz konusudur?
A) Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında
B) Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum
C) İçimde damla damla bir korku birikiyor
D) Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum
E) Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar
27. Aşağıdakilerin hangisinde “pişmek” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?
A) Isı etkisiyle yenilebilir duruma gelmek.
Mangaldaki köfteler pişti.
B) Isıtma sonucu kullanıma uygun duruma gelmek.
Bu fayanslar özel ocaklarda pişer.
C) Zamanla ve kullanıla kullanıla istenilen düzeye gelmek.
Meyveler pişip olgunlaşınca dallardan düşmeye başladı.
D) Bunalacak kadar sıcaklık duymak.
O yaz Mersin’de güneş ve nemden pişmiştik.
E) İşe alışıp beceri ve ustalık kazanmak
Ticaret yapmak için küçük yaştan itibaren pişmek gerekir.
CEVAPLAR
|
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
|
A |
B |
C |
A |
D |
E |
E |
D |
E |
A |
|
11 |
12 |
13 |
14 |
15 |
16 |
17 |
18 |
19 |
20 |
|
B |
A |
A |
A |
B |
C |
B |
D |
D |
A |
|
21 |
22 |
23 |
24 |
25 |
26 |
27 |
|
||
|
B |
E |
E |
C |
B |
C |
C |
|
||
1. “Bakmak” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde “vazifeli olmak, ilgilenmek” anlamında kullanılmıştır?
A) Yıllar yılı bu kadar çocuğa kim baktı sanıyorsun.
B) Bu kitaplardan sonra başkalarına da bakacağım, dedi.
C) Konağın bahçesindeki güllere bahçıvan baktı.
D) Gömleğe şöyle bir baktım, içimin ısınmadığını söyledim.
E) Kurumumuza yazdığınız başvurulara bu memurumuz bakıyor.
2 . Aşağıdakilerin hangisinde “görmek” sözcüğünün anlamıyla kullanımı birbirine uymamaktadır?
A) Anlamak, sezmek, / Gidişin kötü olduğunu görmek zor değildi.
B) Ziyaret etmek, uğramak, / Dostum olan büyük şairi her gün görür, hatırını sorardım.
C) Fark etmek, / Bulunduğumuz yerden, atılan tüm golleri çok iyi gördük.
D) Değer vermek, / Maalesef gözü paradan başka bir şeyi görmüyordu.
E) Gözetmek, / Hazır cebin doluyken bizi de gör, dedi.
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “uyarı, bir şeyi anımsatma” anlamı vardır?
A) Beni aramayı nasıl unutursun.
B) Ne yazık ki eğitim seviyemiz her yıl kötüye gidiyor.
C) Yarın bu kitabın kütüphaneye iadesi için son gün.
D) Kim mutlu olmayı istemez ki?
E) Bütün suçu ona mı yıkmışlar?
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükler arasında sesteşlik ilişkisi kurulamaz?
A) Bir çukur da buraya kaz.
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.
B) Çocuğun yüzünü yara bere içinde bırakmış.
Yastığın yüzünü değiştirmeyi unutmamalısın.
C) Ben de yarışmaya katılmayı düşünüyorum.
Sırtındaki ben, katili ele vermişti.
D) Senin için neler yaptığımı biliyorsun.
Masanın üstündeki sürahiden bir bardak su için.
E) Ödevlerinizi dolma kalemle yazın.
Yazın nemli havalardan dolayı hastalığı iyice katlanılmaz oluyormuş.
5. Yeni bir duyarlılığı, yeni bir şiir dilini oluşturmaya çalışırken Batı’yı günbegün izlemiştir.
Bu cümlede altı çizili sözcüğün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı bozulmaz?
A) günden güne
B) zaman zaman
C) ara vermeden, sürekli
D) öteden beri
E) şöyle böyle
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “iç” sözcüğü deyim içinde kullanılmamıştır?
A) Hakan, içimizden biriydi; ama şimdi ne yazık ki yabancımız.
B) Kötü haberi duyunca içi sızladı kadıncağızın.
C) Onun gibi içten pazarlıklı biriyle anlaşmamız zordu.
D) Sıkıntını içine atmakla ona çözüm bulacağını sanma.
E) Çocuğun durumu karşısında içi parçalanmış; ancak bir şey de yapamamıştı.
7. Uzun bir zaman uğraşmasına rağmen keman çalmayı şöyle böyle öğrenebilmişti.
Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Onunla hemen hemen her gün görüşüyoruz.
B) Aşağı yukarı on gün sonra köye varılır.
C) İşlerimiz yavaş yavaş rayına girecektir.
D) Ara sıra bize de uğrarsanız sevinirim.
E) Bozuk makineleri tamir etme işinden az çok anlıyor.
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük mecaz anlamı dışında kullanılmıştır?
A) Tilki gibi kurnaz bir adam olduğunu biliyordum.
B) İnsan, evlat acısına tahammül edemez elbette.
C) Salon, sanatçıyı büyük bir coşkuyla alkışladı.
D) Güneş, bulutların ardından gülümsedi yine.
E) Zanlı, sıkıştırılınca tüm bildiklerini tek tek okudu.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı bir sözcük yoktur?
A) Toplumlar, kendi köklerine dönmelidir.
B) Perde kapandı ve oyuncular sahneye çağrıldı.
C) Kızılırmak’ın debisi günden güne azalıyordu.
D) Yazılarında uyağa karşı olduğunu söylerdi her zaman.
E) Türkiye, bu konuda Yunanistan’a nota vermişti.
10. I. Bize bağırınca ağzının payını verdim.
II. Ayağını çıkarmadan içeri girince annesinden azar işitti.
III.Konuyla ilgili bilgileri ne yazık ki ağzımdan kaçırdım.
IV.Bu yıl kara elmas diyarına gitmeyi düşünüyor.
V.Şair, keskin bakışlarıyla hepimizi korkutmuştu.
Yukarıdaki cümlelerin hangisinde “Kış geldi, sobayı yakmak gerek.” cümlesindekine benzer bir mecaz vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
11. Sorunlarla boğuşmuş, güngörmüş, feleğin çemberinden geçmiş nice kişiler vardır ki kendi devirlerinin havasını solur ve o hava içinde yaşarlar. Bunlar, hayatın sıkıntılarından yılıp kabuklarına çekilmiş; hayata küsmüş, sorunlarla yalnızca kendi değer ölçüleriyle boğuşmaya çalışırlar.
Bu parçada geçen “kabuklarına çekilmek” sözüyle belirtilmek istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Geçmişteki sınırların dışına çıkmamak
B) Doğruyla yanlışın ayrımına varamamak
C) Olaylar karşısında derin üzüntü duymak
D) Sözü uzatmaktan kaçınmak
E) Gerçek yaşamla bağlarını koparmak
12. Toplumsal sorunlardan çok, küçük adamın dünyasına yönelen duyarlılığıyla yeni bir öykü anlayışı geliştirdi Saik Faik. Alışılmış öykü yapısını kırarak olayın gelişimini değil, olayın içindeki insanın durumunu öznel bir tutumla yansıttı. Böylece kendinden sonraki öykücülere bir işaret feneri oldu.
Bu parçada geçen “işaret feneri olmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Herkes tarafından tanınıyor olmak
B) Farklı anlatım biçimlerinden yararlanmak
C) Öyküleriyle kuşaktan kuşağa geçmek
D) Yazdıklarıyla yol göstermek, rehber olmak
E) Alışılmışın dışına çıkmak, sıradanlıktan kurtulmak
13. Ben hayat yumağını
Sustum, sabırla ördüm
Yukarıdaki dizelerdeki anlam olayı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Somutlama
B) Ad aktarması
C) Dolaylama
D) Kinaye
E) Kişileştirme
14. Bir güzel bilirim bir daha bilmem
Ondan gör, cilve nedir eda nedir
Öyle satar kendini dirhem dirhem
Ondan bu gönül deli divanedir
Yukarıdaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Düşüncelerini kimseyle paylaşmamak
B) Kendini diğer insanlardan üstün görmek
C) Çok nazlanmak, pek edâlı davranmak
D) Kendisinin çok güzel olduğunu sanmak
E) Az da olsa başkalarıyla konuşmak
15. Edebiyatı, ne edebiyatla modayı birbirine karıştıran genç yazarlar ne de geçmişin bir noktasına saplanıp kalmış kafalar ortadan kaldırabilir.
Yukarıdaki cümlede geçen “geçmişin bir noktasına saplanıp kalmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ulusal değerlerden yararlanmak
B) Geçmişe önyargılı bakmak
C) Evrensel olmayı başaramamak
D) Doğruyla yanlışı ayırt edememek
E) Tutucu olmak ve kendini yenilememek
16. Her öykücü, yapıtı ile bize yaşamın ve insanın bir yönünü gösterir. Öykü, son derece karmaşık olaylar, olgular, ilişkiler yumağı olan yaşamı çözümleyerek koyar önümüze; bunun için de yaşamın ve insanın içine doğru bir pencere açar âdeta.
Yukarıdaki parçada geçen “yaşamın ve insanın içine doğru pencere açmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsanlara yeni ufuklar açmak
B) Her okuyucuya hitap etmek
C) Yaşamı ve insanı anlatmak
D) Evrensel konuları işlemek
E) Toplumun sorunlarına çözüm bulmak
17. Kaynağa gidilmeden ve metin üzerinde düşünülmeden hüküm verildiği için, Divan edebiyatı gözü kapalı kötülenmiştir.
Yukarıdaki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Kendisine sunulan kâğıda hiç tereddüt etmeden imza attı.
B) Müdürün karşısında gelişigüzel konuşup duruyordu.
C) İnsanlara önyargılı yaklaşırsan onlarla dostluk kuramazsın.
D) İnsan hiç tanımadığı birine bunları söyler mi?
E) Bizi dinlemediğin için başına bunlar geldi.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir duyu ile ilgili özellik başka bir duyuya aktarılmıştır?
A) Bu kış, sert geçeceğe benziyor.
B) Kitabı aldıktan sonra yavaşça yerine oturdu.
C) Tüm tabiat, baharla birlikte rengârenk çiçeklerle donanmıştı.
D) Seninle, orada çok güzel günler yaşamıştık.
E) Bir anda evin içini keskin bir koku kapladı.
19. I. En sonunda kendimize göre bir ev bulabilmiştik.
II. Hemen hemen tüm işleri bitirdik sayılır.
III.Öyle ya da böyle bu düşünceyi sana kabul ettireceğim.
IV.Eninde sonunda tüm gerçekleri öğreneceksin.
Yukarıdaki altı çizili sözlerden hangileri an
lamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve III.
C) I. ve IV. D) II. ve III.
E) III. ve IV.
20. Söylevlerimizde ölçü; açıklık ve gerçeğe uygunluktan çok, güzel konuşmadır. Ünlü söylevcilerimizin cümleleri çok kez kasidelere taş çıkartıyor. Oysa biz kaside değil, yalın söz istiyoruz. Halkımız, edebiyatsız bir edebiyata susadı.
Yukarıdaki parçada geçen “taş çıkarmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Engel olmak
B) Daha üstün olmak
C) Zorluklarla mücadele etmek
D) Sade anlatımlı olmak
E) Başarılı yapıtlar ortaya koymak
21. —güzel anlatışın niteliklerindendir. Gereksiz sözcükler, anlatımı uzatmakla kalmaz, anlamı da boğar. Güzel yazı ve şiirlerde gereksiz sözcükler birer pürüz gibi göze batar.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Duruluk
B) Özgünlük
C) Özlülük
D) Akıcılık
E) Etkileyicilik
22. Hikâye, en az şiir kadar özen isteyen zor bir uğraştır. Sözcükler — ister; cümleler romanlardaki gibi kolay bir biçimde istediğiniz şekli almaz. Ayrıntıya —direnir.
Yukarıda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) göznuru – akıcılığa
B) emek – söz kalabalığına
C) yenilik – sadeliğe
D) şiirsel – üsluba
E) çalışma – evrenselliğe
23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikilemeyi oluşturan sözcükler tek başlarına kullanılabilir?
A) Yine abur cubur yiyerek karnını doyurdu.
B) Mırın kırın etme de şu işi yapıver.
C) Er geç bu cinayet çözülecektir.
D) Öğrenciler paldır küldür içeriye girdi.
E) Yanında ıvır zıvır ne varsa getirmiş.
24. Öteden beri aynı işte çalışıyordu.
Yukarıdaki altı çizili sözün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamında bir değişiklik olmaz?
A) Eskiden olduğu gibi
B) Sabahtan beriden
C) Geçmişten bu yana
D) Ara sıra
E) Eski günlerde
25. Bir gönül vardı bende (I)
Henüz aşkı(Il) tatmamış(Ill)
Tertemiz hisleriyle
Günaha(IV) batmamış(V)
Yukarıdaki dizelerde altı çizili sözcüklerden hangileri mecaz anlamda kullanılmıştır?
A) I. ve II. B) II. ve IV. C) III. ve IV.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
26. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, açıklamasıyla birlikte verilmiştir?
A) Böyle hatalar yaparsan onun dilinden kurtulamazsın.
B) Bu işte de dikiş tutturamazsan, kapıma uğrama.
C) Hal ve hareketlerinden, bir dolap çevirdiği belli oluyordu.
D) Sonunu düşünmeden konuşma, dilini tut biraz.
E) Seni görünce dizlerinin bağı çözüldü.
27. Bir sözcük, türünün tamamını ya da bir bölümünü kapsar şekilde kullanılırsa genel anlamlı; türünün tekini ifade eder şekilde kullanılırsa özel anlamlı olur.
Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde, altı çizili sözcük diğerlerine göre daha genel anlamlıdır?
A) Bugün Ömerlerle futbol okuluna gittik.
B) Sahaya kırmızı formayla çıktılar.
C) Antrenmanı büyük sahada yaptılar.
D) Susayanlara ılık su verdiler.
E) Saat takmaktan hiç hoşlanmam.
CEVAPLAR
|
1 |
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
7 |
8 |
9 |
10 |
|
E |
C |
C |
B |
C |
A |
E |
A |
A |
B |
|
11 |
12 |
13 |
14 |
15 |
16 |
17 |
18 |
19 |
20 |
|
E |
D |
A |
C |
E |
C |
A |
E |
E |
B |
|
21 |
22 |
23 |
24 |
25 |
26 |
27 |
|||
|
A |
B |
C |
C |
D |
D |
E |
|||
]]>
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, gerçek anlamıyla kullanılmıştır?
A) Derin düşüncelere daldığı her halinden belliydi.
B) Havanın kapalı olduğunu görünce dışarıya çıkmaktan vazgeçti.
C) Bu üzücü olay karşısında yapacağı bir şey yoktu.
D) Bugünkü sınava oldukça sıkı çalışmış.
E) Boş konuşmaktan bir türlü vazgeçmiyordu.
2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, altı çizili sözcük mecaz anlamıyla kullanılmıştır?
A) Hâlâ dilimdedir tuzu, o engin denizlerin
B) Denizlerden esen bu ince rüzgâr saçlarınla eğlensin
C) Bir rüyaya dalarız solgun mum ışığında
D) Mutluluk bir çiçek gibidir, bastığın yerde bitmez
E) Buğulu gözlerinde ararım mutluluğu
3. Yazarın kuru anlatımı, bu romanın eleştirmenler tarafından
I II III IV
beğenilmemesine neden olmuştur.
V
Bu cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi gerçek anlamı dışında kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, altı çizili sözcük, terim anlamıyla kullanılmıştır?
A) Sanatçı, son şiirlerinde uyağa önem vermemiştir.
B) Babam, yine arabasının anahtarlarını unutmuştu.
C) Öğretmeniyle konuşurken, sözcüklerini özenle seçiyordu.
D) Merdivenlerden hızla inip gözden kayboldu.
E) Cebinden bir kalem çıkarıp söylediklerimizi not etti.
5. Somut anlamlı bir sözcük, anlam genişlemesi yoluyla soyut anlam kazanabilir.
Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcüklerden hangisi, bu açıklamayı örneklendirmektedir?
A) Sahilde dalgaların kayalara çarpışını izliyordu.
B) Yavru bir kedi arabanın altına girmişti.
C) Oğlundan haber alınca kadın tüy gibi hafiflemişti.
D) Genç yaşında ailenin bütün yükünü üstlenmişti.
E) Yağmurdan sonra ırmağın suyu bulanık akıyordu.
6. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde karşıt (zıt) anlamlı sözcükler bir arada kullanılmamıştır?
A) İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder.
B) Ucuz etin yahnisi yavan olur.
C) Aza kanaat etmeyen, çoğu hiç bulamaz.
D) Dost başa bakar, düşman ayağa.
E) Yazın başı pişenin kışın aşı pişer.
7. Bu konuyu enine boyuna görüşmeden arkadaşlara açmayalım.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledeki altı çizili sözle aynı anlama gelen bir söz vardır?
A) Bürodaki her şeyin yerli yerinde durmasını isterdi.
B) İkide bir işlerin yetişmeyeceğinden söz eder.
C) Gece gündüz çalışırsa bu sene okulunu bitirebilir.
D) İşyerine sık sık gelerek babasına yardımcı olurdu.
E) Anlatacaklarını, bütün yönleriyle düşünerek yazıya geçirdi.
8. Gerçekçi bir betimlemede, tanıttığımız nesne, varlık, yer ya da olayın —- niteliklerinden çok, —- nitelikleri üzerinde durmalıyız.
Yukarıdaki boşluklara sırasıyla aşağıdaki sözcüklerden hangileri getirilirse cümle “Betimlemede varlıkların ayırt edici özellikleri verilmelidir.” anlamı kazanır?
A) özel – genel
B) bilinen – bilinmeyen
C) sıradan – kendine özgü
D) somut – soyut
E) görülen – görülmeyen
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim, açıklamasıyla birlikte verilmiştir?
A) Masadaki gazeteye göz atarken kahvaltısını da yaptı.
B) Yaptığım yanlışlara bir şey demez, beni kırmamak için hep göz yumardı.
C) Borcunu ödemek amacıyla elindeki son tarlayı da gözden çıkarmış.
D) Yeni alınan futbolcu, şık hareketleriyle kısa sürede taraftarın gözüne girmişti.
E) İhtiyar adam, memleketinin yıllardır gözünde tüttüğünü söyledi.
10. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi anlamca birlikte verilen tutum ya da davranışla uyuşmaz?
A) Bir koyundan iki post çıkmaz. – Boşuna emek harcama
B) Çıkmadık candan umut kesilmez. – Ümidini kaybetmeme
C) Büyük lokma ye, büyük söyleme. – Ölçülü davranma
D) İşten artmaz, dişten artar. – Tutumlu olma
E) Ateş düştüğü yeri yakar. – Kendini üstün görme
11. Aşağıdaki cümlelerde geçen deyimlerden hangisi açıklamasıyla birlikte verilmemiştir?
A) Bu adama hiçbir zaman güvenme, onun ipiyle kuyuya inilmez.
B) Adamları o kadar çok övdü ki, neredeyse göklere çıkaracaktı.
C) Köydeki birçok şey tamamen değişti, eski çamlar bardak oldu.
D) Arkadaşının kaza yaptığını öğrenince çok üzüldü, yüreği ağzına geldi.
E) Sen neden hiç konuşmak istemiyorsun, ağzını kiraya mı verdin?
12. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur?
A) Üzüm üzüme baka baka kararır.
B) Mum dibine ışık vermez.
C) Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır.
D) Armut, dalının dibine düşer.
E) Görünen köy kılavuz istemez.
13. Arkadaşlarının, “Boşuna uğraşma, kimse bunlara bakmaz.” gibi sözlerini dinlemeyip şiirlerini bir dergiye göndermişti. Derginin son sayısında şiirleri yayımlandığında ise gördüklerinin doğru olduğuna inanamayacak kadar şaşırmıştı. Arkadaşlarına dergideki şiirini gösterirken bunun bir başlangıç olduğunu, devamının geleceğini söylüyor; artık kendisinin iyi bir şair olabileceğine inanıyordu. Ancak, şiiri dergide yayımlandıktan sonra yazmakta güçlük çekiyor, kaleminin ucuna geldiği gibi değil; düşünerek, titizce inceleyerek yazıyordu.
Bu parçada, aşağıdaki deyimlerden hangisinin açıklaması yoktur?
A) Kılı kırk yarmak B) Gözlerine inanamamak
C) Kulak asmamak D) Aklı almamak
E) Gözü kesmek
14. Bir zamanlar edebiyat çevrelerinde yergi ve mizah sözcüklerinin dolaştığını bilmem anımsayanınız var mı? Keskin zekâlı insanların taşı gediğine koyar biçimde söylediği söz, beyit ve şiirlerdi onlar. Edebiyatın sınırını aşmadan söylenmiş bu zarif sözler bugün hâlâ değerini koruyor.
Bu parçada geçen “taşı gediğine koymak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Az sözle çok şeyler anlatmaya çalışmak
B) Sözlerin sanatsal değerini korumaya çalışmak
C) Yergici bir anlatıma baş vurmak
D) Güldürürken düşündürmeyi amaçlamak
E) Bir sözü, en uygun zamanı bekleyip tam sırasında söylemek
15. Sevinçli günlerinizde sizi arayıp sizinle dostluk kuran çok olur. Çünkü mutluluğa katılmak hoş bir şeydir. Zor günlerinde bir kişi ile dost olmak ise, üzüntüyü paylaşmayı, onu gidermek için birtakım fedakârlıklarda bulunmayı gerektirir. İşte bütün bunlara katlanan biri, gerçek dost olduğunu gösterir.
Bu parça, aşağıdaki atasözlerinden hangisiyle özetlenebilir?
A) Dost acı söyler.
B) Dost, dostun ayıbını yüzüne söyler.
C) Dostun attığı taş baş yarmaz.
D) Bin dost az, bir düşman çoktur.
E) Dost, kara günde belli olur.
CEVAPLAR
|
1-C 2-B 3-A 4-A 5-D
|
6-B 7-E 8-C 9-B 10-E |
11-D 12-C 13-D 14-E 15-E
|
]]>
1. “Düşmek” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde “Bu iş sana düşer.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Ağaçların gölgesi yola düşüyordu.
B) Benim payıma çok az düştü.
C) Masanın üstündeki kitaplar yere düştü.
D) Annesi gidince çocuğun bakımı halaya düştü.
E) Bugünlerde hava sıcaklığı sürekli olarak düşüyor.
(ÖYS 1988)
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “de” bağlacıyla aynı anlama gelen bir sözcük kullanılmıştır?
A) Hasta olmasaydım onu karşılamaya giderdim.
B) Yalan söylese bile ağzımı açmayacaktım.
C) Yerine yenisini alsan daha iyi olur sanıyorum.
D) Sokağa çıkacaksak paltolarımızı giyelim.
E) Yerime bakacak birini bulursam, yarın gelmeyeceğim.
(ÖYS 1990)
3. Böylesine ince eleyip sık dokuyan kimse görmemiştim.
Altı çizgili deyimin bu cümleye kattığı anlam, aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) O, bir işe başlamadan önce işi, bütün ayrıntılarıyla tartıp karar verir.
B) Dıştan çok hoş görünen bu işin, ne kadar güç olduğunu bir ben bilirim.
C)Yazıyı, yeniden inceleyip düzelttikten sonra daktilo edeceğim.
D) Bundan sonra, onun neler yaptığını sık sık kontrol etmelisin.
E) Önemsiz bir konuyu bu kadar büyütmen çok yersizdi.
(ÖYS 1990)
4. Aşağıdaki dizelerde geçen ikilemelerden hangisi yüklemle birlikte deyimleşmiştir?
A) Bir kelime buldum çın çın öter
B) İplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta
C) Bir sırrı sürüklüyor terlikler tıpır tıpır
D) Uzun siyah saçlar tel tel çözülsün
E) Dalgaların gözümde tütüyor mavi mavi
(ÖYS 1988)
5. I. Onun böyle davranmasına önce bir anlam veremedim.
II. Bir zamanlar ben de seyahati severdim.
III. Bu işe yıllarca emek vermiş bir insandı.
IV. Çoktandır böyle güzel bir film izlememiştim.
V. Eskiden burada yemyeşil bir orman vardı.
Bu cümlelerin hangilerindeki altı çizili sözler birbirine yakın anlamdadır?
A) I. ve IV. B) II. ve III. C) II. ve V
D) III. ve IV. E) III. ve V
(ÖYS 1989)
6. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili söz, anlamca ötekilerden farklıdır?
A) Çocuk bu yıl sınıfını geçebilirdi; ancak hastalandı.
B) Ne de olsa o, bu işten anlayan birisiydi.
C) Arkadaşımız çok zeki idi; yalnız, çalışmıyordu.
D) Bahar geldi; fakat havalar ısınmadı.
E) Ne var ki o, bu konuda gerçekten haksızdı.
(ÖYS 1990)
7. Bu işi nasıl olsa bitireceğim.
Yukarıdaki cümleye, altı çizili sözün kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) İleri geri konuşmalarına hiç fırsat vermeyeceğim.
B) Kaba davrananları hemen cezalandıracağım.
C)Yola yorgun çıkmanın sakıncalarını anlatacağım.
D) Evdeki eski eşyaların tümünü onaracağım.
E) Olayın gerçek sorumlusunu er geç öğreneceğim.
(ÖYS 1989)
8. Tabak tabak yemek yedi ;ama yine de doymadı.
Yukarıdaki cümleye, altı çizili sözün kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Çocuklar, onar onar saymayı öğrendiler.
B) Bahçede tatlı tatlı sohbet ediyorlar.
C) Koşa koşa istasyona geldik.
D) Kırlara gidip kucak kucak çiçek topladık.
E) O yöreyi adım adım dolaştık.
(ÖYS 1989)
9. Kısa zamanda, olanları anlamıştım; -—. sözleri, aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülürse cümle “iş işten geçmiş, yapılacak bir şey kalmamış” anlamını kazanır?
A) hemen eli kolu sıvamam gerekiyor
B) ama atı alan Üsküdar’ı geçmişti
C) artık işi oluruna bırakmak istemiyordum
D) bu işi bir oldu bittiye getirmelerine engel olmalıydım
E) ancak, çaydan geçip derede boğulmamalıydım
(ÖYS 1989)
10. “En iyisi, işi oluruna bırakmak; biraz geniş olunuz.” cümlesinde “geniş” sözcüğünün anlamına en yakın kullanım, aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Bu konuda oldukça geniş bilgi sahibiydi.
B) Geniş bir soluk aldıktan sonra konuşmaya başladı.
C) Oldukça geniş bir dost çevresi vardı.
D) Geniş iş imkânları varken yine de çalışmazdı.
E) Her olaydan kolayca etkilenmeyen geniş bir adamdı.
(ÖYS 1990)
11. I. Hemen hemen yolu yarıladık.
II. Hafif hafif bir rüzgâr esiyor.
III. Olsa olsa on yaşındadır.
IV. Aşağı yukarı bir saat sonra gelirler.
V Zaman zaman güneş açıyor.
Bu cümlelerin hangilerindeki altı çizili sözler birbirine yakın anlamdadır?
A) I. ve II. B) I. ve IV C) II. ve IV
D) III. Ve V. E) IV ve V
(ÖYS 1989)
12. “Bu konunun önemini ona anlatabilmek için -—.” sözleri, aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa cümle, “karşısındakini inandırmak için uzun süre konuşmak” anlamını kazanır?
A) sözü bağladım
B) hemen sözünü kestim
C) çok dil döktüm
D) derhal söz aldım
E) sözümü esirgemedim
(ÖYS 1990)
13. Resimlere bakarken, geride bıraktığım yıllar birer birer gözlerimin önünden geçti.
Bu cümleye altı çizili sözün kattığı anlam, aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A Olayları daha gerçekçi bir yaklaşımla değerlendirmeyi öğrendim.
5 Kişi, başkalarının başına gelenlerden ders almasını bilmelidir.
C) Bugün, geçmişte yaşadığım kimi olayların anlamını çok daha iyi kavrayabiliyorum.
D) Okulun bahçesinde koşup oynayan çocukları görünce, öğrencilik günlerimi anımsadım.
E) İnsan, zaman zaman, yapmak isteyip de gerçekleştiremediği şeyleri düşünür.
(ÖYS 1990)
14. Bu ay, planladığımız kadar tasarruf yapamazsak —–demektir.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilirse, cümle “bir işte ölçüyü yitirmek, duruma hâkim olamamak” anlamı kazanır?
A) ipin ucunu kaçırdık
B) evdeki hesap çarşıya uymayacak
C) ipi kopardık
D) başımıza iş açacağız
E) sudan çıkmış balığa döndük
(ÖYS 1988)
15. I. Akıp geçen zamanı durdurmak elimizde değil.
II. Telefon çaldığı zaman mutfaktaydım.
III. Zaman, en acı anıları bile yumuşatıp tatlandırabiliyor.
IV. Uyku zamanını geçirdi mi sabaha kadar oturuyor.
“Zaman” sözcüğü hangi cümlelerde birbirine yakın anlamlarda kullanılmıştır?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV.
D) II. ve III. E) III. ve IV.
(ÖYS 1988)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
1.D
2.B
3.A
4.A
5.C
6.B
7.E
8.D
9.B
10.E
11.B
12.C
13.D
14.A
15. B
]]>1. “Canlı” kelimesi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “O zamanlar Ankara sokakları, şimdiki gibi kalabalık ve canlı değildi.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Bu kadar çarpıcı ve canlı renklerden hoşlanmıyorum.
B) Onun kadar canlı, hayat dolu bir insan az bulunur.
C) Çevrede bir tek canlı varlık yok gibiydi.
D) Tablodaki balıklar canlı gibi görünüyordu.
E) O, bu küçük kentte canlı bir tarih ve anıt gibiydi.
(ÖYS 1986)
2. “Onun, söyleyecek sözü olan bir yazar olduğu kuşkusuz.” cümlesindeki “söyleyecek sözü olmak” ne demektir?
A) Düşündüklerini çekinmeden söyleyebilmek
B) Bir konu üzerinde uzun uzun konuşabilmek
C) Kendisini meslektaşlarına kabul ettirmiş olmak
D) Geniş kültür sahibi bir kişi olmak
E) Okurlarına iletilecek bir mesajı olmak
(ÖYS 1985)
3. “Yazmak” kelimesi aşağıdakilerden hangisinde “Yaşına göre, basit ama çok güzel şiirler yazıyormuş.” cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?
A) Emekli olduktan sonra anılarını yazacakmış diyorlar.
B) Kader onun yazısını böyle yazmış.
C) Elektrik sayacı bu ay çok yazmış, bozuk galiba.
D)Okulda, folklor kurslarına yazmışlar ama gitmek istemiyor.
E) Kırmızı ışıkta geçtiği için bin lira ceza yazmışlar.
(ÖYS 1985)
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kadar” kelimesi “ölçüsünde, derecesinde” anlamına gelmektedir?
A) Konferansa yüz kadar öğrenci gelmişti.
B) Dün gece sabaha kadar uyumamış.
C) On beş yaşına kadar Ankara’da oturmuş.
D)Anlatılanlardan ben de filmi görmüş kadar oldum.
E) Bu yaşta, onun kadar kuvvetli çocuk görmedim.
(ÖYS 1985)
5. “Gülmece öğesini, belli bir oranda şiirimin hamuruna katarım; şiirime güleçlik kazandırmak için. Hani acı ilaçlara birazcık şeker katarlar ya, içimi kolay olsun diye, onun gibi. Amaç, boşu boşuna güldürüp eğlendirmek değil, gerçekliğin içimini, algılanmasını kolaylaştırmak. Bu katkıları iyi oranlayamadınız mı emeğiniz boşa gider. Kelimelere ip atlatmaktan öte bir şey yapmamış olursunuz.”
Parçada geçen, “kelimelere ip atlatmak” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Şiirin duygu yükünü artırmak
B) Söz oyunları yapmak
C) Anlaşılmayı zorlaştırmak
D) Anlatımı renklendirip zenginleştirmek
E) Şiirin etki alanını genişletmek
(ÖYS 1985)
6. “Bir sanatçı için erken ölmemenin tek faydası, eserlerinin sayısını çoğaltma imkânını bulabilmesi, ‘Yaşasaydı olgun eserler verecekti.’ gibi ne de olsa küçültücü yargıları önleme şansını elinde tutabilmesidir.”
Bu parçada “Yaşasaydı olgun eserler verecekti.” sözü, neyi belirtmek için kullanılmıştır?
A) Verilen eserlerin sayıca yetersiz olduğunu
B) Genç yaştan beklenen bilgi ve görgü düzeyine ulaşamadığını
C) Değerli eserlerin ancak ilerlemiş yaşlarda verilebileceğini
D) Şimdiye kadar verilen eserlerin gerekli düzeyde olmadığını
E) Gençlerin değerli ile değersizi ayırt edemediklerini
(ÖYS 1985)
7. Ama resimde, (I) heykelde (II) gösterdiğimiz (III) gelişme (IV) inkâr (V) edilemez.
Bu cümlede “hele” kelimesi numaralandırılmış yerlerden hangisine getirilmelidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
(ÖYS 1985)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “tek” kelimesi, “hiç, hiçbir” anlamına gelmektedir?
A) Onun. tek görgü tanığı olduğuna kesinlikle inanıyorum.
B) Kanımca bu konuda başvurulacak tek kişi o.
C) Bu saatte tek açık dükkân bulamazsınız.
D) Bizim için tek çıkar yol çalışmaktır.
E) O. edebiyatımızda bu konuyu ele alan tek sanatçı değildir.
(ÖYS 1986)
9. Kendi halinde bir şehir olan Delhi’de bile resim sanatına gösterilen büyük ilgiyi görünce Ankara’daki durumu düşünerek üzüldüm ve doğrusu Delhi’lilere gıpta ettim.
“Gıpta etmek” sözünün bu cümleye kattığı anlam aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?
A) Arkadaşının başarısını kıskanmak şöyle dursun, bundan büyük mutluluk duyuyordu.
B) Bahçede neşeyle koşuşan çocuklara bakıyor, için için onlara imreniyordu.
C) Başarısını kıskananları düşünüyor, bundan büyük bir acı duyuyordu.
D) Bu şiirleri okuyor, onlara hayranlığı günden güne artıyordu.
E) Anlatılanlara üzülüyor; üzüntüsü, yüzünden okunuyordu.
(ÖYS 1986)
10. “Yığın” kelimesi aşağıdakilerin hangisinde “Molozları şuraya yığın!” cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?
A) Konferans değil, bir yığın saçma.
B) Kitapları yığın demedim, yerleştirin.
C) Moloz mu ararsın, yığın yığın.
D) Bir yığın laf, dinle dinleyebildiğin kadar.
E) Bu kâğıt yığını içinde, aradığını bulabilirsen bul.
(ÖYS 1985)
11. “Süzülmek” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde “akmak” anlamında kullanılmıştır?
A) Gözlerinden yanaklarına yaşlar süzülüyordu.
B) Çocuk, kapı aralığından yavaşça içeriye süzüldü.
C) Sandal, durgun suda bir kuğu gibi süzülüyordu.
D) Hastalıktan zayıflamış, süzülmüştü.
E) Uçurtma havalanmış, göklerde süzülüyordu.
(ÖYS 1987)
12. Aşağıdaki cümlelerde geçen deyimlerden hangisi ötekilerden farklı anlamdadır?
A) Acele hazırlanıp yola koyuldu.
B) Haberi alınca yağmur kar demeden yola düştü.
C) Sıcağa kalmamak için erkenden yola çıktı.
D) Birkaç yıl sonra gerçekleri görerek yola geldi.
E) İşini gücünü bırakıp yola düzüldü.
(ÖYS 1987)
13. “Dil “ kelimesi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı” anlamında kullanılmıştır?
A) Dilinden, Karadenizli olduğu anlaşılıyordu.
B) Tevfik Fikret’i anlayabilmek için Servet-i Fünun dilini iyi bilmek gerekir.
2) Müzik kadar güçlü ve evrensel bir dil yoktur.
D) Namık Kemal’in tiyatrolarında kullandığı dil oldukça sadedir.
E) Konuşma dili kimi yönleriyle yazı dilinden ayrılır.
(ÖYS 1987)
14. “Yıkmak” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde “İşi gene bana yıktığını öğrenince çok kızdım.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Bir kamyon eşyayı kapının önüne yıkıp gittiler.
B) Odanın duvarını yıkarak salonu biraz daha genişlettiler.
C) Bu acının onu yıkacağını başından beri biliyordu.
D) Suçu kardeşine yıkmanın yanlış olduğunu an-iadı.
E) Dün akşamki fırtınanın yıktığı ağaç yolu kapatmış.
(ÖYS 1987)
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “olmalı” kelimesi ötekilerden farklı anlamda kullanılmıştır?
A) Ahmet Ankara’dan dönmüş olmalı.
B) O, liseyi geçen yıl bitirmiş olmalı.
C) Soruları cevaplarken çok dikkatli olmalı.
D) Ayşe, İngilizceyi çok iyi biliyor olmalı.
E) Bugünlerde Çukurova’ya bahar gelmiş olmalı.
(ÖYS 1987)
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bağırmak” kelimesi ötekilerden farklı anlamda kullanılmıştır?
A) Odanın camlarını açmış bağırarak şarkı söylüyordu.
B) Sokaktan geçen sebzeci: “Taze domates…” diye bağırıyordu.
C)Balıkçılar, rüzgârın uğultusundan ancak bağırarak anlaşabiliyorlardı.
D) “Bunu nasıl yaparsın!” diye bağırarak çıkıp gitti.
E) Tren uzaklaşırken arkadaşına. “Yine görüşelim.” diye bağırdı.
(ÖYS 1987)
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “soğuk” sözcüğü ötekilerden farklıdır?
A) Soğuk havaya karşı hiç direnci yoktur.
B) Arkadaşının böyle soğuk davranmasına çok üzülmüştü.
C) Yaz kış soğuk suyla yıkanmayı alışkanlık edinmişti.
D) Artık soğuk ve yağışlı günler başladı.
E) Güneşli ama soğuk bir günde yola çıktılar.
(ÖYS 1988)
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “olacak” sözcüğü “olmalı” anlamında kullanılmıştır?
A) Bence o, ileride kendi alanında ünlü bir bilgin olacak.
B) Önümüzdeki dönemin sonunda Ali fakülteyi bitirmiş olacak.
C) Tırnaklarını yemesi, çocukluktan kalan bir alışkanlık olacak.
D) Kış. gelecek yıl da böyle çetin mi olacak?
E) Bilmiyorum, bu gidişle işin sonu ne olacak?
(ÖYS 1988)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
1.B
2. E
3.A
4.E
5.D
6.D
7.A
8.C
9.B
10. B
11. A
12. D
13.C
14. D
15. C
16. D
17. B
18.C
]]>1. “Onu ancak bu bıçak kesebilir.”
cümlesindeki “ancak” sözcüğünün kullanımı, aşağıdaki kullanımlardan hangisine özdeştir?
A) Aradığını, ancak bu kitapta bulabilirsin.
B) Ancak ortaokula kadar okumuştur,
C) Senin dediğini yapacağım,, ancak beni dinleyeceksin.
D) Bu koşullar altında, oraya ancak yarın varabiliriz.
E) Oraya gelirim, ancak hemen değil.
(ÜSS 1980)
2. “Ötede, ırmağın iki yanı arasında lambaların ışıklarıyla delik deşik olan karanlık, havada uçar gibi asılı kalmış, kuvvetli bir rüzgârla kaybolabilecek, kara fakat saydam bir sisi andırıyordu.”
Yukarıdaki cümlede “kara fakat saydam bir sisi” andırdığı söylenilen şey, aşağıdakilerden hangisidir?
A) ırmak B) lamba C) karanlık
D) rüzgâr E) hava
(ÖSS 1985)
3. “Meydan” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Meydanda kimseleri göremeyince yanlış bir eve girdiğimi sandım.” cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?
A) Bu ilanı köy meydanına , herkesin görebileceği bir yere aşmalısınız.
B) Müdür binaya girer girmez bütün öğrenciler kaçıştı, meydanda tek kişi bile kalmadı.
C) Arabaların, yanımızdaki meydana park etmesi yasaklanmış.
D) Artık yaşlandığını düşünerek güreşten vazgeçmiş, meydanı gençlere bırakmayı uygun bulmuş.
E) Cumhuriyet Bayramı töreni bu yıl okulun karşısındaki meydanda yapılacakmış.
(ÖSS 1985)
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “çırpınmak” kelimesi, “Dilini bilmediği bu insanlara yardımcı olmak için çırpınıyordu.” cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?
A) Bavulunu yitiren ihtiyarın çırpınmasına aldıran olmadı.
B) Kadın, kendini odanın ortasına atarak çırpınmaya başladı.
C) Nasırlı eller, ağın içinde çırpınan balıklara doğru uzandı,
D) Öğretmenin çırpınması, dersini en iyi biçimde anlatmak içindi.
E) Denizin çırpınmasına baktıkça çocukluk günlerini hatırlıyordu.
(ÖSS 1985)
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ancak” kelimesi “Size yardım ederim ancak bu hafta içinde değil.” cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?
A) Bu parayı sana ancak bir şartla verebilirim.
B) Bu para ile ancak ev kirasını ödeyebilirim.
C) Ben de gelmeyi isterim ancak bugün çok işim var.
D) Sabah yola çıktıysa ancak gece burada olabilir.
E) Bu kitabı sana ancak iki günlüğüne verebilirim.
(ÖSS 1985)
6. “Aşkolsun” sözü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Heyecanla, keyifle okunan, ‘aşkolsun’ dedirten bir kitap bu.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Söylediklerinden bir şey anlayabildiysem aşkolsun.
B) Aşkolsun, demek ki beni hiç anlayamamışsın.
C) Aşkolsun, o güzel filme bensiz gitmişsiniz.
D) Ne güzel söylemiş, aşkolsun delikanlıya.
E) Aşkolsun, bunları senin söyleyebileceğine inanamıyorum.
(ÖSS 1985)
7. “Aman ne kadar da böbürleniyor.”
cümlesinin anlamını bütünleyen ve pekiştiren cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hep burnunun doğrusuna gidiyor.
B) Yüzünden düşen bin parça oluyor sanki.
C) Ben bilirim diye, her şeye burnunu sokuyor.
D) Zaten her zaman başından büyük işlere giriyor.
E) Sanki, küçük dağları ben yarattım, diyor.
(ÜSS 1980)
8. Aşağıdakilerin hangisinde “keyif” kelimesi, “vücut esenliği, sağlık” anlamında kullanılmış olabilir?
A) Kır gezisinde yağmur, çocukların keyfini kaçırdı.
B) Bu yaz, denizin keyfini çıkardık.
C) Onlar çalıştı, bunlar keyif çattı.
D) Keyifler soruldu, kahveler içildi.
E) Şarkıları, türküleri dinledikçe onun da keyfi geliyordu.
(ÖSS 1985)
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “için” kelimesi, “amacıyla, maksadıyla” anlamında kullanılmıştır?
A) Çocuklar için yapmadığı fedakârlık kalmadı, diyorlar.
B) Bu paket arkadaşınız için hazırlanmıştı.
C)0 sıralarda Ankara’da olmadığım ipin olayı bilemiyorum.
D) İki haftalık harçlığını bu kitabı almak için biriktirmiş.
E) Arkadaşınız için herkes aynı şeyleri söylüyor.
(ÖSS 1986)
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “anlamak” kelimesi, “bir şey üzerinde bilgisi olmak” anlamında kullanılmıştır?
A) Başka işler elinden gelirdi ama elektrikten hiç anlamazdı.
B) Kulak verseydin, öğretmenin ne demek istediğini anlardın.
C)Bu söylediklerinizden doğrusu hiçbir şey adamadım.
D) Bakışından bana kırgın olduğunu hemen anlamıştım.
E) Belli etmek istemedi ama sanırım hatasını anladı.
(ÖSS 1986)
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “açmak” kelimesi, “Yeni bir iş yeri açmak için tüm hazırlıkları tamamlamış.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Televizyonu açmak için en son düğmeye basacaksınız.
B) Sergi açmak için büyük ve aydınlık bir salon istiyormuş.
C) Lavabonun tıkanan borusunu açmak için gerekli pompayı bulamamış.
D) Kardan kapanan İstanbul-Ankara yolunu açmak için hâlâ çalışıyorlar.
E) Yeni bir sınav açmak için üç ay beklemek gerekecektir.
(ÖSS 1986)
12. Sırtında taşıyamayacağı kadar ağır bir yük vardı. Bir de o sabah kazanamayacağı acı sözler işitmişti. Oysa keyfinden değil, karısını hastaneye götürdüğü için işine geç kalmıştı.
Yukarıdaki paragrafta altı çizili sözcüklerin yerine aşağıdakilerden hangisi kullanılırsa, paragraf anlamını olduğu gibi korur?
A) çekmek B) bırakmak C) kaldırmak
D) dayamak E) iletmek
(ÜSS 1980)
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “merak” kelimesi, ötekilerden farklı anlamda kullanılmıştır?
A) Ona bu resim yapma merakı nereden geldi, bilmiyorum.
B) Onun bu acayip hareketleri benim de merakımı uyandırdı.
C) Şimdi de bir pul biriktirme merakı başladı.
D) Onun bu şapka giyme merakı, çoğu zaman alay konusu oluyor.
E) Polis romanlarına karşı ondaki bu merak, yeni sayılmaz.
(ÖSS 1986)
14. “Çekmek” kelimesi, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Dörde bölünebilen yıllarda şubat ayı 29 gün çeker.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Otomobile binince şoföre “Doğru istasyona çek!” diye emir verdi.
B) Eskiden şehirler arası otobüsleri “Yeni garajlar” denen yere çekerlerdi.
C) Ankara-Adana yolu trenle on iki. otobüsle sekiz saat çekiyormuş.
D) Bu gezinin tüm masraflarını çalıştığı şirket çekecekmiş.
E) Bütün yıl dağdan kuru odun çekiyormuş.
(ÖSS 1986)
15. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “gün” kelimesi, ötekilerden farklı anlamda kullanılmıştır?
A) Dağ taş deme, gün batmadan ilerle
B) Gün doğmayabilir bir daha
C) Bir gün aslına dönecek bu ten
D) Ne doğan güne hükmüm geçer
E) Gün eğildi yine dağlara doğru
(ÖSS 1986)
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “düşmek” kelimesi, “İş bölümünde ona, sadece sınıfın düzenini sağlamak düştü.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Kiracısıyla tartışması sonucu mahkemeye düşmüş.
B) Geçen yıla oranla fiyatlar bu yıl biraz düştü.
C)Çok iyi bir sınıf; iyi ki çocuğunuz oraya düşmüş.
D)Toplumun sorunlarını yansıtmak romancıya düşer.
E) Mirastan ona da büyük bir pay düştü.
(ÖSS 1986)
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “iş” kelimesi, “davranış” anlamında kullanılmıştır?
A) Ona borç vermekle çok iyi bir iş yaptın doğrusu.
B) Şair, yazar ve öğretmen olarak işi oldukça ağır.
C) Ne tür bir iş aradığını anlayamadım.
D) Bankadaki işi uzun sürdüğü için gelememiş.
E) Bu bir zevk işi, herkes istediği gibi giyinir.
(ÖSS 1985)
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “katılmak” kelimesi, “Bu görüşe katılmam.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Onların bu anlamsız tartışmalarına katılmaya çalışıyordu.
B) Arkadaşlarının oyunlarına katılmıyor, onları uzaktan seyretmekle yetiniyordu.
C) Onun da aralarına katılması için gösterdikleri çaba boşa gitti.
D) Caddedeki kalabalığa katılınca sıkıntılarını unutuverdi.
E) Arkadaşlarının verdiği karara katılmak için uzun uzun düşündü.
(ÖSS 1986)
19. “Söyleyişine çarpıcılık kazandırmak için boyalı bir yol seçiyor; sıfatları, benzetmeleri üst üste yığıyor. Bu da göstermek istediği kişi, varlık ya da nesnelerin gerçeğe benzerliğini büyük Ölçüde örseliyor.”
Parçada geçen “boyalı” kelimesi hangi anlamda kullanılmış olabilir?
A) şiirsel B) etkili C) düşsel
D) duygusal E) özentili
(ÖSS 1985)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
| 1. A | 11. B |
| 2. C | 12. E |
| 3. B | 13. B |
| 4.D | 14. C |
| 5.C | 15. C |
| 6. D | 16. D |
| 7. E | 17.A |
| 8. D | 18.E |
| 9. D | 19.E |
| 10. A |
]]>
SÖZCÜKTE ANLAM – 13 (ÇIKMIŞ SORULAR)
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “açık” sözcüğü “belirli, görünür” anlamında kullanılmıştır?
A) Anlatımın temel özelliği yalın ve açık olmaktır.
B) Sizinle bu konuda açık pazarlık yapacağız.
C) Herkes bu olayı açık bir tedirginlikle karşılamıştı.
D) Arap kültürüne bütünüyle açık olduğumuz bir dönemdi.
E) Her yere başvurmuş, ancak açık bir yer bulamamıştı.
(ÜSS 1978)
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yerinde kullanılmamış bir deyim vardır?
A) Kadın, durmadan ağlıyor, bir yandan da:”İçim yanıyor dostlar!” diye bağırıyordu.
B) Olay yerinde, herkes telaş içindeyken o kılını bile kıpırdatmıyordu.
C) Odacı Halil Efendi, yeni müdür için: “Canı tez birine benziyor.” dedi.
D) Ev sahibi konuklarına bakıp: “Bu ne şıklık böyle!” deyince Ayşe üstüne alındı.
E) Görüşüne başvurduğum herkes, onun, sözünün eri bir kişi olduğunu söylüyordu.
(ÖSS 1996)
3. I. Kendini daha fazla yorma; sonra hastalanırsın.
II. Yağmur başlamadan sen git; ben sonra gelirim.
III. Sağdaki çiçekçiden sonra ilk sokağa sapacaksın.
IV. Kurumumuzda imza yetkisi, başkandan sonra genel sekreterindir.
V. Bu işi sonra seninle birlikte yaparız.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde “sonra” sözcüğü aynı anlamda kullanılmıştır?
A) I. ve II. B) ll. Ve V. C) III. ve IV.
D) III. ve V E) IV. ve V.
(ÖSS 1998)
4. Olaylara bir de bu gözle bakmalısın.
Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam, aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Sorunlara bu anlayışla yaklaştığın sürece başarılı olamazsın.
B) Amacına ulaşabilmek için çalışmalarını bu noktada yoğunlaştırmalısın.
C) Bu gidişle okulu ancak Önümüzdeki yıl bitirebilir.
D) Bu böyle sürüp giderse onu uyarmak zorunda kalacağız.
E) Bu ayrıntıları gözden kaçırmazsan sonuca ulaşırsın.
(ÖSS 1999)
5. Aşağıdakilerin hangisinde ikinci cümle, birinci cümlede kullanılan deyimin anlamını içermez?
A) İş inada binmeseydi böyle çalışmazdı.
Onun kendisine yardımcı olacağını, güçlük çıkarmayacağını anlamıştı.
B) O her işten yüzünün akıyla çıkmıştır.
Bu işi de eksiksiz olarak ve başarıyla tamamladı.
C) Sen hiç merak etme, o işini bilir.
O, nereden, nasıl yarar sağlanacağını çok iyi hesaplar.
D) Sonunda o da işin içinden sıyrıldı. Bu karışık işten kendini kurtardı.
E) Canını dişine takıp işini bitirmeye çalıştı.
Verilen görevi başarmak için her türlü tehlike ve sıkıntıyı göze aldı.
(ÖSS 1998)
6. Bir eleştirmenimizin 1974 yılında yaptığı değerlendirmeye katılmamak elde değil. Çünkü bu dipdiri ve sağlam öykü beni de çok etkiledi. Bu öykü gerçek anlamıyla çağdaş bir klasik.
Bu parçada “çağdaş bir klasik” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Oluşturulduğu dönemin dil anlayışına uygun olmakla birlikte eski ürünlerden de etkilenen
B) Oluşturulduğu dönemin havasını yansıttığı gibi değerini de hiçbir zaman yitirmeyecek olan
C) Güncel olayları ayrıntılarıyla yansıtacak biçimde, sağlam bir teknikle oluşturulan
D) Bazı yenilikler getiren ve okuyucuyu duygulandıracak özellikler içeren
E) Okurun ilgisini canlı tutan ve gelecekte de okuyucu bulabileceği düşünülen
(ÖSS 1999)
7. Bir sözcüğü ötekinin yanına öylesine getireceksin ki yaratacağın güzellikle okuyucunun yüreğindeki teli titretecek, onu gerçekler dünyasından düşler dünyasına taşıyacaksın.
Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bu tabloya her bakışında onda yeni ve değişik yönler bulurdu.
B) Çocukluğunda yaşadığı bu ilginç olayı sık sık anlatırdı.
C)Bu öyküyü okurken uzun süredir gidemediği köyünü anımsamıştı.
D) Roman kişilerinin birbirine kavuşması onu çok etkilemiş, duygulandırmıştı.
E) Bu sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini istiyordu.
(ÖSS 1999)
8. Ben garibim, garibin yuvası kervansaraylardır.” “garip” sözcüğünün yukarıdaki kullanımı, aşağıdaki kullanımlarından hangisiyle -anlamca-özdeştir?
A) Hepiniz buralısınız, bir tek o garip.
B) Bu gece yine garip bir hüznüm var.
C) Garip bir adı vardı, hatırıma gelmiyor.
D) Kışın ortasında, bu çiçeğin açması çok garip.
E) Arkadaşları liseye geçince, o, ortaokulda garip kaldı.
(ÜSS 1978)
9. Beş yüz sayfalık bu dev romanda, yazarın, olaylara ve durumlara hiç yama yapmadığını görürüz.
Bu cümlede geçen “yama yapmamak” sözüyle belirtilmek istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sözü uzatmaktan kaçınmak
B) Anlatıma kendini katmamak
C) Açık ve anlaşılır bir dil kullanmak
D) Yaşanılanları olduğu gibi yansıtmak
E) Farklı anlatım biçimlerinden yararlanmamak
(ÖSS 1999)
10. Her ortamda özeleştirisini yapmaktan
I
çekinmeyen, kusurlarını yanlışlarını ve hiç
II III
gizlemeden dile getiren, yalancılıktan ve
IV
vurdumduymazlıktan nefret eden bir
V
arkadaşımızdı.
Yukarıdaki cümlede numaralanmış sözcüklerin hangisinde “eksik, noksan” anlamı vardır?
A) I. B)ll. C) III. D) IV E) V
(ÖSS 1999)
11. “Her durumdan, her sözün altından kendince bir anlam çıkaran, çıkardığı anlamla kişiliği arasında bir bağlantı kuran” bir kimsenin bu durumuna aşağıdaki niteliklerden hangisi karşıttır?
A) kayıtsız B) duyarlıklı C) alıngan
D) içli E) titiz
(ÜSS 1978)
12. Konuştuğum dil kadar, Türkçem kadar güzelsin
Bu cümlede “konuştuğum dil kadar” sözü, kendinden sonra gelen “Türkçem kadar” sözünü açıklamaktadır.
Benzer bir açıklayıcı söz, aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Bu sorunla ilgili araştırma raporlarını, gazete ve dergileri okudum.
B) Söz vermişti, öteki toplantıya hazırlıklı olarak gelecek, tartışmalara kendisi de katılacaktı.
C) Bir mart günüydü, hava soğuktu, karla karışık yağmur yağıyordu.
D) İlk tayinim doğup büyüdüğüm yöreye, Çukurova’ya çıkmıştı.
E) Bayramlarda bandonun başına geçer, törenlere, etkinliklere canlılık katardı.
(ÖSS 1999)
13. “Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz.”
dörtlüğünde “kese” sözcüğünün kullanımına göre, yakın anlamlısı aşağıdakilerden hangisidir?
A) ikiye ayıra B) dindire
C) ara vere D) kısalta
E) durdura
(ÜSS 1978)
14. Bıkmadan, yorulmadan, yılgınlığa düşmeden, sürekli okumalıyız. Okurken bir yandan, daha önce okuduklarımızdan belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemeli, bir yandan da bu izi derinleştirmeye çalışmalıyız.
Bu parçada geçen “belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemek” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Edinilmiş bilgilerin önemini anlamak
B) Doğruyu yanlıştan ayırmak
C) Gereksiz bilgilerle oyalanmamak
D) Unutulmaya yüz tutmuş bilgileri anımsamak
E) Yeniliklere açık olmaktan kaçınmamak
(ÖSS 2000)
15. Maviyle yeşilin kucak kucağa olduğu Kanlıca, hep kıpır kıpır, hep hayat dolu ve hep kendi gibi kalmak istiyor.
Bu cümlede geçen “kendi gibi kalmayı istemek” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sahip olduğu özellikleri koruma çabası içinde olmak
B) Önemli bir yer olduğunu kanıtlamaya çabalamak
C) Benzerlerinden farklı olmaya çalışmak
D) En iyi biçimde tanıtılmayı istemek
E) Canlılığını çevresine hissettirmek
(ÖSS 2000)
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?
A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu tartışmanın içinde yer almıştır.
B) Bu kitapları, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, ayırın.
C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığıiçine sindiremiyordu.
D) Bütün bunları, kendisinin yerine, önünegeçmek isteyenler düzenliyordu.
E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır.
(ÖSS 2001)
17. Depremde evde değildik. Eve gelince gördük ki dolaplar, kitaplıklar devrilmiş; binlerce kitap yerlerde. Şimdi o kitaplar ne olacak? “Canını kurtarmışsın, yetmez mi?” demeyin. Kitaplar da insanın canı gibi. Birine bile zarar gelse içimden bir şeyler kopar.
Bu parçada geçen “içinden bir şeyler kopmak” sözüyle arılatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A)Birdenbire aşırı heyecana kapılmak
B)Bedensel bir acı duymak
C)Yapabileceği bir şeyi yapamaz hale gelmek
D)İstediği gibi davranamadığı için rahatsız olmak
E)Bir olay karşısında derin bir üzüntü duymak
(ÖSS 2000)
18. “Şu dağlar olmasaydı,
Çiçeği solmasaydı,
Ölüm Allah’ın emri
Ayrılık olmasaydı.”
Yukarıdaki manide “şu dağlar” sözünün kullanılış nedeni aşağıdakilerden özellikle hangisi olabilir?
A) Dağların ölümü düşündürmüş olması.
B) Dağlarda çiçeklerin yetişmiş olması.
C) Dağların, düş gücünü kamçılamış olması.
D) Nice garip kişilerin dağlarda yitip gitmiş olması.
E)Dağların sılaya ulaşmayı engelleyerek ayrılığa yol açmış olması.
(ÜSS 1978)
19. I. Hasta sabaha kadar gözünü kırpmamıştı.
II. Dün akşam geç yattığından uykusunu alamamıştı.
III. Uykum gelmesin diye sık sık yüzümü yıkadım.
IV. Uykusunun ağır olduğunu herkes bilirdi.
V. Dünkü tartışma yüzünden bütün gece gözüme uyku girmedi.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki deyimler anlamca birbirine yakındır?
A) l.ve V. B) II. ve III. C) II. ve IV.
D) III. ve IV. E) IV ve V
(ÖSS 1999)
20. Yaşadıkları dönemde yeterince tanınmamış bazı ozan ve yazarlar vardır. Bunlar çamurlu bir su birikintisine bembeyaz, ışıl ışıl çakıl taşları atarlar, ancak bu taşlar, zamanında pek fark edilmez. Bir gün gelir, o çamurlu sular durulur ve o güzel çakıl taşları gün ışığına çıkar.
Bu parçada geçen “çamurlu bir su birikintisi” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gerçek sanat ürünlerinin ayrımına varılamadığı ortam
B) Sanatın, yaşamı güzelleştirme işlevi
C) Sanatçıların ürün vermede karşılaştığı güçlükler
D) Sanatla ilgilenen, yaşamını sanatla kazanan kişilerin azlığı
E) Sanatçılara yöneltilen olumsuz eleştiriler
(ÖSS 1999)
21. Geçmişe sürekli özlem duymak, çağla beraber yürümemek, geçmişe demir atmak olur. Bu da aydın kişiye yakışmaz. Benim yazılarımda geçmiş büyük ölçüde yer tutar; ama bu, hiçbir zaman yaşadığımız günlerden kopma, geçmişe sığınma anlamında değildir. Tersine, geçmişle günümüzü birleştirerek zenginleştirmedir.
Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Geçmişteki güzel günleri anmak
B) Geçmişin güzelliklerini bugün görememek
C) Geçmişin sınırları dışına çıkmamak
D) Geçmişle günümüz arasında köprü kurmak
E) Geçmişin, geleceği etkileyeceğini yadsımak
(ÖSS 1997)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
|
1. C2. D 3. B 4. A 5. A 6. B 7. D 8. A 9. D |
10. B11. A 12. D 13. E 14. D 15. A 16. B 17.E 18.E 19.A 20.A 21.C |
]]>