Tariz (Dokundurma),Tariz Nedir,Özellikleri,Örnekleri

Tariz (Dokundurma),Tariz Nedir,Özellikleri,Örnekleri

  • Biriyle alay etmek, onu yermek ya da birine sitemde bulunmak amacıyla bir sözün üstü örtülü biçimde söylenmesine “tariz” denir.
  • Tarizde sözün rahatsızlık verici nitelikte olması ve açıkça değil de dolaylı yoldan söylenmesi esastır.
  • Bu dolaylılık çoğu zaman, söylenen sözün karşıt anlamının kastedilmesiyle sağlanır.

 

Yiyin efendiler, yiyin bu büyük iştah sizin
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin
Bu dizelerde şair, vurgunculuk, rüşvet gibi yollardan kazanç sağlayan kişilere “Zehir zıkkım olsun, boğazınızda dursun!” dercesine “yiyin” çağrısında bulunuyor.”
“O kadar yiğittir ki İhsan Bey, on kadın dövse yorulmaz.”
Bu cümlede yiğitliğin ölçütü kadın dövmekmiş gibi gösterilerek gerçekte İhsan Bey’in yiğit filan olmadığı kastediliyor.

HARDALNAME
Ne budala şeymişim meğer
Senelerden beri anlamamışım
Hardalın cemiyet hayatındaki mevkiini,
Hardalsız yaşanmaz.”
Bunu Abidin de söylüyordu geçenlerde.
Daha büyük hakikatlere
Ermiş olanlara.
Biliyorum, lazım değil ama hardal
Allah kimseyi hardaldan etmesin.
Şair bu şiirde hardaldan vazgeçilmeyeceğini söylüyor; fakat gerçekte böyle düşünenleri yeriyor.
 
“Her nere gidersen eyle talanı
Öyle yap ki ağlatasın güleni
Bir saatte söyle yüz yalanı
 El bir doğru söz söylerse inanma”
Bu dörtlükte şair, tariz sanatı ile okuyucuya öğüt vermektedir. Evet, bu dörtlükte şair sanki okuyucuya “talan eylemesini, gülenleri ağlatmasını, yalan söylemesini, başkalarının sözüne inanmamasını” öğütler gibidir. Ama şair, burada anlattıklarının tam zıddını öğütlemektedir aslında.
 
“Gördüğüm şeyi asla sezemem
Korku bilmem hiç yalnız gezemem
İcap etse kendi adım yazamam
Katiplikte gayet iştiharım var”
Bu dörtlükte şair, korkak kişilerin cesur, cahil insanla­rın bilgili görünmesini tariz sanatı ile anlatmış, böyle ki­şileri üstü kapalı bir şekilde eleştirmiştir.
 
 
TARİZ (DOKUNDURMA) ÖRNEKLERİ
Yusufelili Huzuri’nin Ters Öğüt Destanı’na baştan sona kadar çok güzel bir örnek teşkil etmektedir.
 
Bir nasihatım var zamana uygun
Tut sözümü yattıkca yat uyanma
Meşhur bir kelamdır sen kazan sen ye
El için yok yere ateşe yanma.
 
Here nere gidersen eyle talanı
Öyle yap ki ağlatasın güleni
Bir saatte söyle yüzbin yalanı
El bir doğru söz söylerse inanma.
 
Kime iyi desen darılır söğer
Merhamet zamanı değilmiş meğer
Yanında birini kesseler eğer
Bir hançerde sen vur sonra utanma.
 
Cabadan bir kahve verme ahbaba
Evvel ahir seni verir kasaba
Paran çok var ise yatır şaraba
Olur olmaz sadakaya güvenme.
 
Üç parmak noksan ölç ölçersen kile
Tatlı söz konuşma bir kimse ile
Dört kuruşa sekiz kuruş et hile
Hilekarlık hoş sanattır usanma
 
Eğer ister isen efkar görmemek
Asla gönül yapma çekme böş emek
Babanın hayrına verme bir ekmek
Aç kalıp da kapı kapı dilenme
 
Hediye namıyla birşey gönderme
Adet edip hiç misafir kondurma
Komşun evi yanar iken söndürme
El kari için bir adımda uzanma.
 
Bir yetim görünce döktür dişini
Bozmaya çabala halkın işini
Günde yüz adamın vur kır dişini
Bir yaralı sarmak için yeltenme.
 
Keyfin bozma altı için beş için
Korku çekme olur olmaz iş için
Canın feda eyle bir sarhoş için
Kuru sofuların sözüne kanma.
 
Yanın da namus gayret ar
Bil cümle mekruhu eyle ihtiyar
Meyhane dibine seccadeyi ser
Safası olmayan yerde dolanma.
 
Hakikattır sözüm eylerim tefhim
Ne kimseden öğren ne eyle talim
Emaneti geri eyleme teslim
Öte beri geçin sakın evlenme.
 
Huzuri neylersin dünya rifatın
Kesme doğruluktan meyl ü nağmetin
Cenabı-ı Mevlanın iste izzetin
Her şaşkın sözün duyup bulanma.
 
Yusufelili Aşık Huzuri