İstifham (Soru Sorma) Sanatı, Özellikleri, Örnekleri

İSTİFHAM (SORU SORMA)

  • İstifham “soru” demektir.
  • Hayret, şaşırma, hüzün, nef­ret gibi değişik duyguların etkisi ile ortaya çıkan bir sa­nattır.
  • Şair, okuyucunun dikkatini çekmek için bu duy­gularını soru şekline getirerek istifham yapar.
  • İstifham­da sanatçı soru sorar, ama bu sorusuna cevap bekle­mez, çünkü sorunun cevabını kendisi bilir.
  • Soru ile amacı yukarıda da belirttiğimiz gibi heyecan ve duy­guları açığa çıkarmaktır.

İSTİFHAM (SORU SORMA) ÖRNEKLERİ

“Her gün bu kadar güzel mi bu deniz
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?”
Bu dizelerde şair, denizin ve gökyüzünün güzelliği kar­şısında duyduğu heyecanı, hayranlığı soru sorarak an­latmış, okuyucunun dikkatini bu güzelliklere çekmek istemiştir. Dikkat ederseniz dizelerde soru var, ama bu soruya bir cevap bekleme yoktur.
 
 
“Ben mi çıldırmışım, sen mi delirdin
Yalvaran sesimden bu kaçışın niye”
Yukarıdaki dizelerde de istifham vardır. Şair, sevgilinin kendisine iltifat etmemesini, kedisine karşı acımasız davranmasını soru sorarak anlatmak istemiştir.
 
“Gerçi şarkılığına bu da bir şarkı
Gel gelelim nerde bu, nerde bahar”
Bahara özlem duyan şair, bahara olan özlemini, kışın bir türlü bitmek bilmeyişini istifham yolu ile anlatmıştır.
 
“Tutabilir misin geçen zamanı
Dönebilir misin on beşine
Şaşmadın mı hiç çocuğum
Baharın sessizce gelişine”.
Bu dörtlükte şair, zamanın geçip gittiğine, geçen za­manın artık geri gelmeyeceğine dikkati çekmek için soru sorma tekniğini kullanmış, istifham yapmıştır.
 
“Allah’ım insanda ne var
Gözyaşından daha güzel?”
Bu dizelerde şair sevinç ve hüzünlenme sonucu orta­ya çıkan ağlamanın güzelliğine dikkati çekmek için so­rudan yararlanmış, istifham yapmıştır.
 
 
 
Hanginiz bilir benim kadar,
Karpuzdan fener yapmasını;
Sedefli hançerle üstüne,
Gülcemal resmi çizmesini;
Beyit düzmesini;
Mektup yazmasını;
Yatmasını
Kalkmasını
Bunca yılın Halime’sini
Hanginiz bilir, benim kadar,
Memnun etmesini?
Değirmende ağartmadık biz bu sakalı!
 
Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?
 
Hani Yunus Emre ki kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin cömert
Nilyeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün gider yurduna?
 
Elma dalda biter mi?
Gökte yıldız biter mi?
Bana yardan geç derler
Seven yardan geçer mi?