1985-ÖYS SORULARI

1985-ÖYS SORULARI

1.             “Zamanla nasıl değişiyor insan!

Hangi resmime baksam ben değilim.”

dizelerindeki “bakmak” kelimesinin anlamına en yakın kullanım aşağıdaki cümlelerin hangisindegörülmektedir?

A)   Siz gidin, çocuklara ben bakarım.

B)    Bu civcivler, iyi bakmazsanız ölürler.

C)    Buyurun, kayıt işlerine ben bakıyorum.

D)   Salonun en büyük penceresi ana caddeye bakıyor.

E)    Dolabın her yerine baktım   ama göremedim.

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hafif” kelimesi “Kurşun ağır bir madendir.” cümlesindeki “ağır” kelimesinin anlamca karşıtıdır?

A)   Kaç gündür midemde hafif bir ağrı var.

B)    Hastalığı geçene kadar hafif bir işte çalışması gerekiyormuş.

C)    Savaşta hafif bir yara almıştı.

D)   Eline alınca hangisinin daha hafif olduğunu anlarsın.

E)    Araba’ harekete geçerken,hafif bir sarsıntı hissediliyor.

 

3. “Kimileri, sanatın boş bir uğraş olduğunu iddia eder­ler.  Kimileri ise, sorunu toplum  açısından ele ala­rak, böyle düşünmezler.”

Burada geçen “boş” kelimesine, aşağıdakilerden hangisi   en uygun karşılıktır?

A)  kısır                                  B) verimsiz                            C) yararsız

D) saçma                               E) basit

 

4.  Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili deyim merak edip gizlice dinlemek, işitmeye çalışmak’ anlamına gelmektedir?

A)    Karşı  masadakiler konuşurken o da kulak kabartmış dinliyordu.

B)    Bu dedikodular onun da kulağına çalınmış ol­malı.

C)    Herkes kulağı tetikte müdürün kapısında bek­liyordu.

D)   Sınıfta bütün, öğrenciler kulak kesilmiş öğret­menlerini dinliyorlardı.

E)    öğretmen ders anlatırken kulağını açıp dinle­melisin.

 

5.  “Ahmet Rasim’in eserlerini anlamak için, yetiştiği devri, o devirdeki toplum hayatını, sonra İstan­bul ‘u,hiç olmazsa kuşbakışı tanımak gerekir.”

“Kuşbakışı” kelimesinin bu cümledeki anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Yüksek bir yerden aşağı doğru bakarak

B)    Gereken özeni göstererek

C)    Ayrıntılara inmeden ana çizgileriyle

D)   Bütün ayrıntıları kapsayacak biçimde

E)    Seçmeden, iyisini kötüsünü ayırmadan

 

6.           ” Ey saz benizli yolcu, sen, söyle bana,

Kuş uçmaz, kervan geçmez sema yolunda;

Gündüzün, gecenin hangi kovuğunda

Dinlenmek için gidip yatacaksın?”

Burada şairin “yolcu” diye seslendiği “ay” dır. Bunu, şiirdeki hangi sözlerden çıkarabiliriz?

 

 

A)   kuş uçmaz, kervan geçmez

B)   sema yolunda

C)    saz benizli

D)   gündüzün, gecenin hangi kovuğunda

E)    dinlenmek için gidip yatacaksın

 

7. “Yırtmak” kelimesi, aşağıdakilerin hangisinde,“Konuşmaların kısık ve boğuk mırıltısını yırtan çığlıklar yükseliyordu.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?

A)    Mektubu okuduktan sonra öfkeyle yırtıp attı.

B)    Çivi, çocuğun elini boydan boya yırttı.

C)    Seyirciler, boğazlarını yırtarcasına bağırıyorlardı.

D)   Gecenin sessizliğini yırtan bir bekçi düdüğü duyuldu.

E)    Defterini yırtan çocuğu kalabalığın arasında tanıdı.

 

8.   “Yığın” kelimesi, aşağıdakilerin hangisinde “Moloz­ları şuraya yığın!” cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?

A)   Konferans değil, bir yığın saçma.

B)    Kitapları yığın demedim, yerleştirin.

C)    Moloz mu ararsın, yığın yığın.

D)   Bir yığın laf, dinle dinleyebildiğin kadar.

E)   Bu kâğıt yığını içinde, aradığını bulabilirsen bul.

 

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kadar” kelimesi ölçüsünde, derecesinde” anlamına gelmektedir?

A)  Konferansa yüz kadar öğrenci gelmişti.

B)   Dün gece sabaha kadar uyumamış.

C)  On beş yaşına kadar Ankara’da oturmuş.

0)   Anlatılanlardan ben de filmi görmüş kadar oldum.

E)   Bu yaşta, onun kadar kuvvetli çocuk görmedim.

 

10. “Yazmak” kelimesi aşağıdakileri hangisinde “Yaşı­na göre, basit  ama çok güzel  şiirler yazıyormuş.” cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?

A)    Emekli  olduktan sonra anılarını  yazacakmış di­yorlar.

B)    Kader onun yazısını  böyle  yazmış.

C)    Elektrik sayacı bu ay çok yazmış, bozuk galiba.

D)   Okulda,  folklor kurslarına yazmışlar ama gitmek istemiyor.

E)    Kırmızı  ışıkta geçtiği  için bin lira ceza yazmışlar,

 

11.    “Onun, söyleyecek sözü olan bir yazar olduğu kuş­kusuz.”

cümlesindeki “söyleyecek sözü olmak” ne demektir?

A)   Düşündüklerini çekinmeden söyleyebilmek

B)    Bir konu üzerinde uzun uzun konuşabilmek

C)    Kendisini  meslektaşlarına kabul  ettirmiş olmak

D)   Geniş kültür sahibi bir kişi olmak

E)    Okurlarına iletecek bir mesajı olmak

 

12.  “Bir sanatçı  için erken ölmemenin  tek faydası, eserlerinin sayısını çoğaltma imkânını bulabilmesi, ‘Yaşasaydı olgun eserler verecekti.’  gibi ne de olsa küçültücü yargıları  önleme şansını elinde tutabilmesidir.”

Bu parçada “Yaşasaydı  olgun eserler verecekti.” sözü, neyi belirtmek için kullanılmıştır?

A)    Verilen    eserlerin   sayıca yetersiz olduğunu

B) Genç  yaştan beklenen bilgi ve  görgü düzeyine ulaşılamadığını

C)   Değerli    eserlerin   ancak  ilerlemiş yaşlarda verilebileceğini

D)   Şimdiye kadar verilen eserlerin gerekli düzeyde olmadığını

E)    Gençlerin değerli  ile değersizi  ayırt  edemedik­lerini

 

13.   “Güçlü bir Karikatürün yazıya ihtiyacı yoktur.  An­latılmak istenen düşünce ya da espri, çizgilerle anlatıldığı oranda karikatür güçlenir; sanatsal boyutlara ulaşır.”

Parçaya göre güçlü karikatürün belirgin özelliği nedir?

A)   Güldürü öğesini  içermesi

B)    Sözden arınmış olması

C)    Sanat değeri taşıması

D)   Güçlü düşünceleri  yansıtması

E)    Az çizgiyle çok şey  anlatması

 

14.    “Ünlü şairin ölüm  haberini   radyodan işiten kişiler, bir an sustular.  Ne kadardır bu an? Bir saniye mi? O kadar işte.’ Sonra hiçbir şey olmamış gibi geçti­ler gündelik konuşmalara.  Bu kadarcıktı bir şairin, hem  de  tanınan, sevilen bir şairin ölümünün uyandırdığı yankı,  tepki. Böyle mi olmalıydı?  Yüreğimi burkan bu soru geldi, takıldı kafama.”

Parçada dile getirilmek istenen duygu ya da davra­nış özellikle aşağıdakilerden hangisidir?

A)  suçlama                           B)  kızma                               C) üzülme

D) şaşırma                             E) küsme

 

15.“‘Montaigne, Avrupa’ya serbest düşünmesini öğret­miş olan adamdır.’  demek,  fazla büyük söylemektir ama, böyle bir söz de olsa olsa Montaigne için söylenebilir.”

Bu parçadan,   aşağıdaki yargıların   hangisine varıla­bilir?

A) Montaigne, Avrupa’da serbest düşüncenin en önde gelen kişisidir.

B)Montaigne   bir serbest düşünce adamıdır; ancak, bu yolla Avrupa’yı  etkileyememiştir.

C)Montaigne’in Avrupa serbest düşüncesindeki yeri, herhangi bir düşünür ölçüsündedir.

D)Montaigne’in Avrupa’ya serbest düşünmesini öğretmiş olması, ancak sözde kalmıştır.

E) Avrupa’da serbest düşüncenin Montaigne’le il­gisi  yoktur.

 

16.  “Bu sanatçının, dilediğiniz bir hikâyesini seçin.   Seç­tiğiniz hikâyenin istediğiniz yerinden bir kelimeyi çıkarın ya da onun yerine bir başkasını koymaya ça­lışın. Genellikle denemeniz başarıya ulaşmaz.”

Sanatçının bu parçada sözü edilen özelliği nedir?

A)   Düşünce bağlantısı güçlü cümleler kurması

B)    Az sözle çok şey anlatması

C)    Çok anlamlı kelimelere yer vermesi

D)   Kendine özgü kelimeler kullanması

E)    Kelimeleri yerli yerinde  kullanması

17.  “Gülmece öğesini, belli bir oranda şiirimin hamuruna katarım; şiirime güleçlik kazandırmak  için.  Hani acı  ilaçlara birazcık şeker  katarlar ya,  içimi  kolay olsun diye, onun gibi.  Amaç, boşu boşuna güldürüp eğlendirme değil, gerçekliğin içimini, algılanmasını kolaylaştırmak.  Bu katkıları  iyi oranlayamadınız mı emeğiniz boşa gider.  Kelimelere ip atlatmaktan öte bir şey yapmamış olursunuz.”

Parçada geçen, “kelimelere ip atlatmak” sözüyle an­latılmak istenen, aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A)   Şiirin duygu yükünü artırmak

8)    Söz oyunları yapmak

C)    Anlaşılmayı zorlaştırmak

D)    Anlatımı  renklendirip zenginleştirmek

E)    Şiirin etki  alanım  genişletmek

 

18.  “Etrafını  görmekteki  yeteneği bakımından edebiyatı­mızın belki de en dikkate değer kişilerinden biridir. Bakmasını bildiği için yazmasını  da bilir.  Bu  kita­bında en çok hoşa giden, hayata olan bağlılığım yan-sıtmasıdır. Portreci olarak onun üstünde- pek az in­san yetiştirdik. Çizgileri  seçişinde acaip bir  tutumu var; yaşanmış izlenimleri  aktarmaktan başka bir şey yapmıyor ama bunu yaparken ne kadar dikkatli davranıyor.Çevresini  inceliyor  ve zaman zaman çağının en ilginç yanlarını  yakalayıveriyor. Gördüğü­nü unutmuyor  ve  bildiği  ile birleştirmesini biliyor.”

Paragrafta sözü edilen yazarın en çok üzerinde duru­lan yönü aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Portre ve anılar yazması

B)   Dikkatli  bir  gözlemci  olması ,

C)  Yaşama sevincini duyurması

D)   Güçlü bir belleğe sahip olması

E)    Ayrıntıları  seçmede  titiz davranması

 

19.    “İnsan, doğa ile  savaşmak ve  hemcinsine  karşı  ken­dini  korumak için araç ve  gereçler yapar.  Buna teknoloji diyoruz. Teknolojiyi üreten  insan, ürettiği araç ve  gereçleri çok farklı, kimi zaman da bir­birine karşıt amaçlarla kullanır,  örneğin,  ister ok ve yay,  isterse otomatik tüfek olsun, silahı, ken­dini korumak ya da avlanmak  için olduğu gibi hemcinsini öldürmek ya da onu sömürmek  için de kullanabilir.”

Paragrafta vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki­lerden hangisidir?

A)Hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın  teknoloji uygarlığın göstergesidir.

B)Uygarlığın göstergesi  olan araç  ve  gereçler insanoğlunun öldürme güdüsünün ürünüdür.

C)İnsanlığın gelişmesi, teknolojinin bilinçli  olarak kullanılmasına bağlıdır.

D)İnsan, yarattığı araç ve gereçleri iyi amaçlar­la kullanabileceği gibi kötü amaçlarla da kulla­nabilir.

E)İnsanoğlu,yarattığı  araç ve  gereçlerle doğayı egemenliği  altına almıştır. 

 

20.   “Edebiyat  sanatı,   toplumdaki sayısız iletişim  yolla­rından biridir.  Sanat eseri  konuşursa, konuşurken de  bir dünya koyarsa ortaya, bunu hiç  kuşkusuz birileri  için yapar.  Sanatta güzellik, sanatçının, gerçeğin örtüsünü kaldırarak, düşsel  bir dünyayı bir biçim  aracılığıyla görünür hale getirmesinden doğar. Böylece,sanat eseri de görünür kıldığı şeyin birilerince algılanmasıyla>işlevini  yerine getirmiş olur.”

Bu parçada aşağıdaki yargılardan özellikle hangisi vurgulanmaktadır?

A) Eserinde yeni, düşsel  bir dünya kuramayan kişi sanatçı olamaz.

B) Sanat eserleri,  insanı ve  toplumu değiştirmeyi amaçlar.

C) Her  sanat eseri   mutlaka birilerine seslenmek için vardır.

D) Sanat  eserinin  tek amacı, gizli kalmış güzellik­leri ortaya çıkarmaktır.

E) Hayalden arınmış, salt gerçeğin  ifadesi  bir sanat eseri  düşünülemez.

 

21.    “Tarihin akışı  içinde, olaylara veya durumlara bakış açısının yıllara,  yazarlara göre değiştiği görülür. Öyle ki,  ilkin  iyi  görünen şey, on yıl sonra kötü oluverir.  Bunun tersi  de  mümkündür.   Hatta tarih­te,  iyi  ile kötü hakkında aynı  zamanda ortaya atılmış, birbirine  taban tabana zıt  kanılara da rastlanır.”

Aşağıdaki yargılardan hangisi, bu paragraftan çıkarılamaz?

A)Değer yargılarındaki değişme, düşünce alanın­daki gelişmeyi  engellemiştir.

B) Değer yargıları zamanın akışı  içinde  değişebilir.

C)Değişik kişi veya gruplar aynı şey hakkında farklı  düşünebilirler.

D)Herkese göre  iyi  ya  da herkese göre kötü diye bir şey yoktur.

E) İnsanoğlu   sürekli bir değişme içindedir.

 

22.   Ama  resimde,  (I)  heykelde  (II)  gösterdiğimiz  (III) gelişme  (IV)   inkâr  (V) edilemez.

Bu cümlede “hele”  kelimesi numaralanmış yerler­den hangisine getirilmelidir?

A)  I           B)  II           C)   III           D)  IV           E)  V

 

23.   Aşağıdakilerden hangisinde “yaya”  kelimesi, gerek­sizdir?

A)   Yola yaya devam  edecektik.

B)    Buradan oraya yaya gideceğiz.

C)    Bu uzun yola, yaya çıkılmaz.

D)   Bu yol  yaya yürümekle bitmez.

E)    Şehirde   çoklukla yaya dolaşılıyordu.

 

24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yüklemden sonra gelen kelimenin atılması, anlamda daralmaya yol açmaz?

A)   Çokça başvurduğu bir savunma yöntemiydi bu.

B)    Bundan sonra çok dikkatli olman gerekecek galiba.

C)    Tek başına kararlar vermesini öğrenmelidir artık.

D)   Yazılarında noktalamaya önem  vermezdi  pek.

E)    Bundan çok daha iyi yazacağına inanıyorum ben.

 

25.   “Bundan kırk yıl kadar önce, ilk öykümü çekine çekine,  reddedilir diye de  takma bir adla bu der­giye göndermiştim.  Bir ay sonra öyküm,  desenlerle süslü  olarak çıkmıştı.  Sevincimi  tahmin edersiniz.”

Aşağıdaki cümlelerden hangisi, parçanın son cümle­si yerine kullanılamaz?

A)   Sevincim    bir kat daha artmıştı.

B)    Çok sevindiğimi söylemeye gerek var mı?

C)    Sevinçten uçacak gibi oldum.

D)    Nasıl sevindiğimi anlatamam.

E)    Ne kadar sevindim, bilemezsiniz!

 

26.  “Kimi yazarlarca  röportaj, çok yönlü bir yazı bi­çimidir.”  cümlesinde “yazarlar” kelimesi -ca ekini alarak yeni bir anlam kazanmıştır. Aynı anlam aşağıdakilerin hangisinde söz konusudur?

A)   Birbirimizle kardeşçe geçindiğimiz söylenemezdi.

B)    O günden sonra yıllarca birbirimizi görmedik.

C)    Karşımda orta yaşlı, kamburca biri oturuyordu.

D)   Böyle yapmaya sınıfça karar verdik.

E)    Yeni  evimizde  gönlümce uzanıp yatamadım.

 

27.    Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öğelere ayırmada bir yanlışlık yapılmıştır?

A)   Buraya / kasabanın boğucu sıcağından kaçanlar/ gelirler.

B) Havuzun içinde/belki bir  milyon kurbağa / avazı çıktığı  kadar/bağırıyordu.

C) Suyu çekilmiş / bir sel yatağı gibi duran / sokak akşama doğru/hareketlenir.

D)Kütüklerin tozlu yaprakları arasındaki salkım­lar /şimdiden/bakır  rengine / bürünmüştü.

E) Güneş / bulanık bir ışık uzatarak /arkların durgun sularını / yer yer / parlatıyordu.

 

28.    “H. Taine, edebiyatı  ırk, zaman ve çevrenin ürünü olarak gördü ve  ‘Edebiyat canlı bir psikolojidir’ dedi.”

Bu cümledeki noktalama eksiği nasıl giderilebilir?

A)   gördü’den sonra (:) koyarak

B)    ırk, zaman ve çevrenin kelimelerini  (”    “) içine alarak

C)    edebiyat’tan sonra (;) koyarak

D)   psikolojidir’den sonra  (.)  koyarak

E)    ürünü kelimesinden sonra (,) koyarak

 

29.   “Bazı öğrenciler,  ‘misin’   i,  ‘mısın’   ı;  ‘de’   yi, ‘da’   yi ayırmadan yazıyorlar.   ‘Lapa  lapa’,   ‘kıvrım kıvrım’  derken kelimeler arasına virgül  koyuyorlar, işin kötüsü, bunlara dikkat etmeyi bir ayrıntı olarak görüyorlar.”

Aşağıdakilerin hangisinde bu parçada yakınılan yanlış­lıklardan biri yapılmıştır?

A)    Omuzları amma da genişti, değil  mi?

B)    Pırıl pırıl, apaydınlık günler geride kaldı.

C)    Yüreğimiz küt, küt atmaya başladı.

D)   İnsanlar gibi  kentler de hep değişiyor.

E)    Neden bir de bana sormadın?

 

30.Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangi­si, ad tamlamasının sıfatı olarak kullanılmıştır?

A)   Eski  bir kırmızı çocuk hırkası  suda sallanıp duruyor.

B)  Her pencereden bir   kahkaha, konuşmalar, gülü­cükler,  mırıltılar geliyordu.

C)   Kavun, karpuz kabukları, ölü balıklar  kıyıya vur­muş.

D) Suyun üstünde, domates, salatalık, patlıcan çü­rükleri, boş şişeler vardı.

E)   Denize dökülenlere canavarlar  saldırıyor  paslıdişleriyle.

 

31. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru nesneye yöne­liktir?

A)   Ahmet dün akşam  size saat kaçta uğradı?

B)    Bugün hava nasıl  olacakmış?

C)   Odaya girdiğimde ne okuyordunuz?

D)   Bu  otobüs Kızılay’dan geçer  mi?

E)    Bu güzel haberi size kim  verdi?

 

32.   “Romancı eserinde bir bilim adamı  tarafsızlığıyla gerçeği  yaşatmak istediği  için konuşma biçiminde bir çığır açmış, kişilerini hangi sosyal gruptan seçmişse o grubun diliyle konuşturmuştur.”

Burada sözü edilen romancı, hangi edebiyat akımına bağlı olabilir?

A)  Klasisizm                         B) Romantizm                       C)  Realizm

D) Sembolizm                       E) Natüralizm

 

33. “Artık dağlar sırtlarından kürklerini  attılar. Fakat henüz sabahları serince olduğundan, omuzlarına sis­lerden birer atkı alıyorlar. Şimdi  rüzgâr, ağaçlar arasında ılık ılık esiyor.  Hele böcekler, görülecek şey!”

Parçada kişileştirilen varlık, aşağıdakilerden hangisi­dir?

A) böcekler                          B) sisler                                 C)  rüzgâr

D) dağlar                               E) ağaçlar

 

34.    “Roman, edebiyatımıza yeni bir  tür olarak Tanzi­mat döneminde girmiştir. Tanzimat’tan önce (——-) ve Halk edebiyatında hikâyelerin, hikâye ve roman tekniği ile bir ilgisi yoktur, özellikle Divan edebiyatında düzyazı ile ya da manzum  olarak yazılan hikâyeler  belli konuların dışına çıkmaz.Halk hikâyelerinin birçoğu da (——) karakteri gösterir.”

Parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?

A)   Divan-masal                                  B)  İslamlık öncesi-şiir

C)   Tekke-mesnevi                             D) Tekke-destan

E)   Divan-mizah 

35.   Edebiyatımızda  Realizm’in öncüsü olmuştur.Romanlarında aydın kişileri ve çevrelerini, hikâyele­rinde ise halkın yaşayış ve âdetlerini anlatmaya ça­lışmıştır.Eserlerinde, alışılmış olandan ayrı bir sözdizimi vardır.Batılı  roman ve hikâye tekniğine uygun ilk başarılı örnekler onundur. Romanlarında,  ruh çözümlemelerine çok önem ver­miştir.

Bu özelliklerin tümüne birden sahip olan yazar, aşağıdakilerden hangisidir?

A)   Recaizâde  Mahmut Ekrem

B)    Halit Ziya Uşaklıgil

C)    Nabizade Nazım

D)   Yakup Kadri Karaosmanoğlu

E)    Halide Edip Adıvar

 

35.  “Her gün yazıyorum.  Her gün gazetede çıkıyor bun­lar. Güncel sorunlar yanında edebiyat yazıları da yazıyorum. Bunları,  hikâyelere benzer, hikâyecikler biçiminde oluşturuyorum. Yazılarımı bu  türün bili­nen, alışılmış tekniğiyle değil, kendi istediğim  gibi yazdım ve okuyucu da bunu benimsedi. Bu da be­nim  için sürekli edebiyat çalışması oluyor.”

Yazarın paragrafta sözünü ettiği yazı türü aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A)  Makale                            B) Fıkra                                  C) Deneme

D) Hikâye                              E) Günlük

 

36.   “Fuzuli, Leylâ ve Mecnun’u ile bütün edebiyatımız boyunca tek başına kalmış bir eserin sahibidir. Baki’nin Mersiye’si gibi, onun Mesnevi’si de uzun zamanı  kapatan eserlerdendir. Çağdaşı Yahya Bey gibi, Atai gibi bu yola heves edenler az çok bölge­sel konuları ele almışlar ya da çeviriye özenmişler­dir.”

Parçaya göre Fuzuli’nin Mesnevi’si ile Baki’nin Mersiyesi’nin ortak özelliği aşağıdakilerden hangi­sidir?

A)   Bu eserlerle  “mesnevi”  ve  “mersiye”  devrinin kapanmış olması

B)    Şairlerinin bu  türlerde başka eser vermemiş ol­maları

C)    Uzun zaman, eşdeğerde benzerlerinin yazılmamış olması

D)   Türlerinin ilk örnekleri  sayılmaları

E)    İki büyük çağdaş şair tarafından yazılmış ol­maları

CEVAPLAR

1-E20-C
2-D21-A
3-C22-A
4-A23-D
5-C24-E
6-D25-A
7-D26-C
8-B27-C
9-E28-C
10-A29-C
11-E30-A
12-D31-C
13-E32-C
14-C33-D
15-A34-A
16-E35-B
17-D36-E
18-E37-C
19-D