1985-ÖYS SORULARI
1. “Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.”
dizelerindeki “bakmak” kelimesinin anlamına en yakın kullanım aşağıdaki cümlelerin hangisinde–görülmektedir?
A) Siz gidin, çocuklara ben bakarım.
B) Bu civcivler, iyi bakmazsanız ölürler.
C) Buyurun, kayıt işlerine ben bakıyorum.
D) Salonun en büyük penceresi ana caddeye bakıyor.
E) Dolabın her yerine baktım ama göremedim.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hafif” kelimesi “Kurşun ağır bir madendir.” cümlesindeki “ağır” kelimesinin anlamca karşıtıdır?
A) Kaç gündür midemde hafif bir ağrı var.
B) Hastalığı geçene kadar hafif bir işte çalışması gerekiyormuş.
C) Savaşta hafif bir yara almıştı.
D) Eline alınca hangisinin daha hafif olduğunu anlarsın.
E) Araba’ harekete geçerken,hafif bir sarsıntı hissediliyor.
3. “Kimileri, sanatın boş bir uğraş olduğunu iddia ederler. Kimileri ise, sorunu toplum açısından ele alarak, böyle düşünmezler.”
Burada geçen “boş” kelimesine, aşağıdakilerden hangisi en uygun karşılıktır?
A) kısır B) verimsiz C) yararsız
D) saçma E) basit
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili deyim merak edip gizlice dinlemek, işitmeye çalışmak’ anlamına gelmektedir?
A) Karşı masadakiler konuşurken o da kulak kabartmış dinliyordu.
B) Bu dedikodular onun da kulağına çalınmış olmalı.
C) Herkes kulağı tetikte müdürün kapısında bekliyordu.
D) Sınıfta bütün, öğrenciler kulak kesilmiş öğretmenlerini dinliyorlardı.
E) öğretmen ders anlatırken kulağını açıp dinlemelisin.
5. “Ahmet Rasim’in eserlerini anlamak için, yetiştiği devri, o devirdeki toplum hayatını, sonra İstanbul ‘u,hiç olmazsa kuşbakışı tanımak gerekir.”
“Kuşbakışı” kelimesinin bu cümledeki anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yüksek bir yerden aşağı doğru bakarak
B) Gereken özeni göstererek
C) Ayrıntılara inmeden ana çizgileriyle
D) Bütün ayrıntıları kapsayacak biçimde
E) Seçmeden, iyisini kötüsünü ayırmadan
6. ” Ey saz benizli yolcu, sen, söyle bana,
Kuş uçmaz, kervan geçmez sema yolunda;
Gündüzün, gecenin hangi kovuğunda
Dinlenmek için gidip yatacaksın?”
Burada şairin “yolcu” diye seslendiği “ay” dır. Bunu, şiirdeki hangi sözlerden çıkarabiliriz?
A) kuş uçmaz, kervan geçmez
B) sema yolunda
C) saz benizli
D) gündüzün, gecenin hangi kovuğunda
E) dinlenmek için gidip yatacaksın
7. “Yırtmak” kelimesi, aşağıdakilerin hangisinde,“Konuşmaların kısık ve boğuk mırıltısını yırtan çığlıklar yükseliyordu.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A) Mektubu okuduktan sonra öfkeyle yırtıp attı.
B) Çivi, çocuğun elini boydan boya yırttı.
C) Seyirciler, boğazlarını yırtarcasına bağırıyorlardı.
D) Gecenin sessizliğini yırtan bir bekçi düdüğü duyuldu.
E) Defterini yırtan çocuğu kalabalığın arasında tanıdı.
8. “Yığın” kelimesi, aşağıdakilerin hangisinde “Molozları şuraya yığın!” cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?
A) Konferans değil, bir yığın saçma.
B) Kitapları yığın demedim, yerleştirin.
C) Moloz mu ararsın, yığın yığın.
D) Bir yığın laf, dinle dinleyebildiğin kadar.
E) Bu kâğıt yığını içinde, aradığını bulabilirsen bul.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kadar” kelimesi ölçüsünde, derecesinde” anlamına gelmektedir?
A) Konferansa yüz kadar öğrenci gelmişti.
B) Dün gece sabaha kadar uyumamış.
C) On beş yaşına kadar Ankara’da oturmuş.
0) Anlatılanlardan ben de filmi görmüş kadar oldum.
E) Bu yaşta, onun kadar kuvvetli çocuk görmedim.
10. “Yazmak” kelimesi aşağıdakileri hangisinde “Yaşına göre, basit ama çok güzel şiirler yazıyormuş.” cümlesindekiyle aynı anlamda kullanılmıştır?
A) Emekli olduktan sonra anılarını yazacakmış diyorlar.
B) Kader onun yazısını böyle yazmış.
C) Elektrik sayacı bu ay çok yazmış, bozuk galiba.
D) Okulda, folklor kurslarına yazmışlar ama gitmek istemiyor.
E) Kırmızı ışıkta geçtiği için bin lira ceza yazmışlar,
11. “Onun, söyleyecek sözü olan bir yazar olduğu kuşkusuz.”
cümlesindeki “söyleyecek sözü olmak” ne demektir?
A) Düşündüklerini çekinmeden söyleyebilmek
B) Bir konu üzerinde uzun uzun konuşabilmek
C) Kendisini meslektaşlarına kabul ettirmiş olmak
D) Geniş kültür sahibi bir kişi olmak
E) Okurlarına iletecek bir mesajı olmak
12. “Bir sanatçı için erken ölmemenin tek faydası, eserlerinin sayısını çoğaltma imkânını bulabilmesi, ‘Yaşasaydı olgun eserler verecekti.’ gibi ne de olsa küçültücü yargıları önleme şansını elinde tutabilmesidir.”
Bu parçada “Yaşasaydı olgun eserler verecekti.” sözü, neyi belirtmek için kullanılmıştır?
A) Verilen eserlerin sayıca yetersiz olduğunu
B) Genç yaştan beklenen bilgi ve görgü düzeyine ulaşılamadığını
C) Değerli eserlerin ancak ilerlemiş yaşlarda verilebileceğini
D) Şimdiye kadar verilen eserlerin gerekli düzeyde olmadığını
E) Gençlerin değerli ile değersizi ayırt edemediklerini
13. “Güçlü bir Karikatürün yazıya ihtiyacı yoktur. Anlatılmak istenen düşünce ya da espri, çizgilerle anlatıldığı oranda karikatür güçlenir; sanatsal boyutlara ulaşır.”
Parçaya göre güçlü karikatürün belirgin özelliği nedir?
A) Güldürü öğesini içermesi
B) Sözden arınmış olması
C) Sanat değeri taşıması
D) Güçlü düşünceleri yansıtması
E) Az çizgiyle çok şey anlatması
14. “Ünlü şairin ölüm haberini radyodan işiten kişiler, bir an sustular. Ne kadardır bu an? Bir saniye mi? O kadar işte.’ Sonra hiçbir şey olmamış gibi geçtiler gündelik konuşmalara. Bu kadarcıktı bir şairin, hem de tanınan, sevilen bir şairin ölümünün uyandırdığı yankı, tepki. Böyle mi olmalıydı? Yüreğimi burkan bu soru geldi, takıldı kafama.”
Parçada dile getirilmek istenen duygu ya da davranış özellikle aşağıdakilerden hangisidir?
A) suçlama B) kızma C) üzülme
D) şaşırma E) küsme
15.“‘Montaigne, Avrupa’ya serbest düşünmesini öğretmiş olan adamdır.’ demek, fazla büyük söylemektir ama, böyle bir söz de olsa olsa Montaigne için söylenebilir.”
Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine varılabilir?
A) Montaigne, Avrupa’da serbest düşüncenin en önde gelen kişisidir.
B)Montaigne bir serbest düşünce adamıdır; ancak, bu yolla Avrupa’yı etkileyememiştir.
C)Montaigne’in Avrupa serbest düşüncesindeki yeri, herhangi bir düşünür ölçüsündedir.
D)Montaigne’in Avrupa’ya serbest düşünmesini öğretmiş olması, ancak sözde kalmıştır.
E) Avrupa’da serbest düşüncenin Montaigne’le ilgisi yoktur.
16. “Bu sanatçının, dilediğiniz bir hikâyesini seçin. Seçtiğiniz hikâyenin istediğiniz yerinden bir kelimeyi çıkarın ya da onun yerine bir başkasını koymaya çalışın. Genellikle denemeniz başarıya ulaşmaz.”
Sanatçının bu parçada sözü edilen özelliği nedir?
A) Düşünce bağlantısı güçlü cümleler kurması
B) Az sözle çok şey anlatması
C) Çok anlamlı kelimelere yer vermesi
D) Kendine özgü kelimeler kullanması
E) Kelimeleri yerli yerinde kullanması
17. “Gülmece öğesini, belli bir oranda şiirimin hamuruna katarım; şiirime güleçlik kazandırmak için. Hani acı ilaçlara birazcık şeker katarlar ya, içimi kolay olsun diye, onun gibi. Amaç, boşu boşuna güldürüp eğlendirme değil, gerçekliğin içimini, algılanmasını kolaylaştırmak. Bu katkıları iyi oranlayamadınız mı emeğiniz boşa gider. Kelimelere ip atlatmaktan öte bir şey yapmamış olursunuz.”
Parçada geçen, “kelimelere ip atlatmak” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Şiirin duygu yükünü artırmak
8) Söz oyunları yapmak
C) Anlaşılmayı zorlaştırmak
D) Anlatımı renklendirip zenginleştirmek
E) Şiirin etki alanım genişletmek
18. “Etrafını görmekteki yeteneği bakımından edebiyatımızın belki de en dikkate değer kişilerinden biridir. Bakmasını bildiği için yazmasını da bilir. Bu kitabında en çok hoşa giden, hayata olan bağlılığım yan-sıtmasıdır. Portreci olarak onun üstünde- pek az insan yetiştirdik. Çizgileri seçişinde acaip bir tutumu var; yaşanmış izlenimleri aktarmaktan başka bir şey yapmıyor ama bunu yaparken ne kadar dikkatli davranıyor.Çevresini inceliyor ve zaman zaman çağının en ilginç yanlarını yakalayıveriyor. Gördüğünü unutmuyor ve bildiği ile birleştirmesini biliyor.”
Paragrafta sözü edilen yazarın en çok üzerinde durulan yönü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Portre ve anılar yazması
B) Dikkatli bir gözlemci olması ,
C) Yaşama sevincini duyurması
D) Güçlü bir belleğe sahip olması
E) Ayrıntıları seçmede titiz davranması
19. “İnsan, doğa ile savaşmak ve hemcinsine karşı kendini korumak için araç ve gereçler yapar. Buna teknoloji diyoruz. Teknolojiyi üreten insan, ürettiği araç ve gereçleri çok farklı, kimi zaman da birbirine karşıt amaçlarla kullanır, örneğin, ister ok ve yay, isterse otomatik tüfek olsun, silahı, kendini korumak ya da avlanmak için olduğu gibi hemcinsini öldürmek ya da onu sömürmek için de kullanabilir.”
Paragrafta vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A)Hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın teknoloji uygarlığın göstergesidir.
B)Uygarlığın göstergesi olan araç ve gereçler insanoğlunun öldürme güdüsünün ürünüdür.
C)İnsanlığın gelişmesi, teknolojinin bilinçli olarak kullanılmasına bağlıdır.
D)İnsan, yarattığı araç ve gereçleri iyi amaçlarla kullanabileceği gibi kötü amaçlarla da kullanabilir.
E)İnsanoğlu,yarattığı araç ve gereçlerle doğayı egemenliği altına almıştır.
20. “Edebiyat sanatı, toplumdaki sayısız iletişim yollarından biridir. Sanat eseri konuşursa, konuşurken de bir dünya koyarsa ortaya, bunu hiç kuşkusuz birileri için yapar. Sanatta güzellik, sanatçının, gerçeğin örtüsünü kaldırarak, düşsel bir dünyayı bir biçim aracılığıyla görünür hale getirmesinden doğar. Böylece,sanat eseri de görünür kıldığı şeyin birilerince algılanmasıyla>işlevini yerine getirmiş olur.”
Bu parçada aşağıdaki yargılardan özellikle hangisi vurgulanmaktadır?
A) Eserinde yeni, düşsel bir dünya kuramayan kişi sanatçı olamaz.
B) Sanat eserleri, insanı ve toplumu değiştirmeyi amaçlar.
C) Her sanat eseri mutlaka birilerine seslenmek için vardır.
D) Sanat eserinin tek amacı, gizli kalmış güzellikleri ortaya çıkarmaktır.
E) Hayalden arınmış, salt gerçeğin ifadesi bir sanat eseri düşünülemez.
21. “Tarihin akışı içinde, olaylara veya durumlara bakış açısının yıllara, yazarlara göre değiştiği görülür. Öyle ki, ilkin iyi görünen şey, on yıl sonra kötü oluverir. Bunun tersi de mümkündür. Hatta tarihte, iyi ile kötü hakkında aynı zamanda ortaya atılmış, birbirine taban tabana zıt kanılara da rastlanır.”
Aşağıdaki yargılardan hangisi, bu paragraftan çıkarılamaz?
A)Değer yargılarındaki değişme, düşünce alanındaki gelişmeyi engellemiştir.
B) Değer yargıları zamanın akışı içinde değişebilir.
C)Değişik kişi veya gruplar aynı şey hakkında farklı düşünebilirler.
D)Herkese göre iyi ya da herkese göre kötü diye bir şey yoktur.
E) İnsanoğlu sürekli bir değişme içindedir.
22. Ama resimde, (I) heykelde (II) gösterdiğimiz (III) gelişme (IV) inkâr (V) edilemez.
Bu cümlede “hele” kelimesi numaralanmış yerlerden hangisine getirilmelidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
23. Aşağıdakilerden hangisinde “yaya” kelimesi, gereksizdir?
A) Yola yaya devam edecektik.
B) Buradan oraya yaya gideceğiz.
C) Bu uzun yola, yaya çıkılmaz.
D) Bu yol yaya yürümekle bitmez.
E) Şehirde çoklukla yaya dolaşılıyordu.
24. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yüklemden sonra gelen kelimenin atılması, anlamda daralmaya yol açmaz?
A) Çokça başvurduğu bir savunma yöntemiydi bu.
B) Bundan sonra çok dikkatli olman gerekecek galiba.
C) Tek başına kararlar vermesini öğrenmelidir artık.
D) Yazılarında noktalamaya önem vermezdi pek.
E) Bundan çok daha iyi yazacağına inanıyorum ben.
25. “Bundan kırk yıl kadar önce, ilk öykümü çekine çekine, reddedilir diye de takma bir adla bu dergiye göndermiştim. Bir ay sonra öyküm, desenlerle süslü olarak çıkmıştı. Sevincimi tahmin edersiniz.”
Aşağıdaki cümlelerden hangisi, parçanın son cümlesi yerine kullanılamaz?
A) Sevincim bir kat daha artmıştı.
B) Çok sevindiğimi söylemeye gerek var mı?
C) Sevinçten uçacak gibi oldum.
D) Nasıl sevindiğimi anlatamam.
E) Ne kadar sevindim, bilemezsiniz!
26. “Kimi yazarlarca röportaj, çok yönlü bir yazı biçimidir.” cümlesinde “yazarlar” kelimesi -ca ekini alarak yeni bir anlam kazanmıştır. Aynı anlam aşağıdakilerin hangisinde söz konusudur?
A) Birbirimizle kardeşçe geçindiğimiz söylenemezdi.
B) O günden sonra yıllarca birbirimizi görmedik.
C) Karşımda orta yaşlı, kamburca biri oturuyordu.
D) Böyle yapmaya sınıfça karar verdik.
E) Yeni evimizde gönlümce uzanıp yatamadım.
27. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öğelere ayırmada bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Buraya / kasabanın boğucu sıcağından kaçanlar/ gelirler.
B) Havuzun içinde/belki bir milyon kurbağa / avazı çıktığı kadar/bağırıyordu.
C) Suyu çekilmiş / bir sel yatağı gibi duran / sokak akşama doğru/hareketlenir.
D)Kütüklerin tozlu yaprakları arasındaki salkımlar /şimdiden/bakır rengine / bürünmüştü.
E) Güneş / bulanık bir ışık uzatarak /arkların durgun sularını / yer yer / parlatıyordu.
28. “H. Taine, edebiyatı ırk, zaman ve çevrenin ürünü olarak gördü ve ‘Edebiyat canlı bir psikolojidir’ dedi.”
Bu cümledeki noktalama eksiği nasıl giderilebilir?
A) gördü’den sonra (:) koyarak
B) ırk, zaman ve çevrenin kelimelerini (” “) içine alarak
C) edebiyat’tan sonra (;) koyarak
D) psikolojidir’den sonra (.) koyarak
E) ürünü kelimesinden sonra (,) koyarak
29. “Bazı öğrenciler, ‘misin’ i, ‘mısın’ ı; ‘de’ yi, ‘da’ yi ayırmadan yazıyorlar. ‘Lapa lapa’, ‘kıvrım kıvrım’ derken kelimeler arasına virgül koyuyorlar, işin kötüsü, bunlara dikkat etmeyi bir ayrıntı olarak görüyorlar.”
Aşağıdakilerin hangisinde bu parçada yakınılan yanlışlıklardan biri yapılmıştır?
A) Omuzları amma da genişti, değil mi?
B) Pırıl pırıl, apaydınlık günler geride kaldı.
C) Yüreğimiz küt, küt atmaya başladı.
D) İnsanlar gibi kentler de hep değişiyor.
E) Neden bir de bana sormadın?
30.Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi, ad tamlamasının sıfatı olarak kullanılmıştır?
A) Eski bir kırmızı çocuk hırkası suda sallanıp duruyor.
B) Her pencereden bir kahkaha, konuşmalar, gülücükler, mırıltılar geliyordu.
C) Kavun, karpuz kabukları, ölü balıklar kıyıya vurmuş.
D) Suyun üstünde, domates, salatalık, patlıcan çürükleri, boş şişeler vardı.
E) Denize dökülenlere canavarlar saldırıyor paslıdişleriyle.
31. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru nesneye yöneliktir?
A) Ahmet dün akşam size saat kaçta uğradı?
B) Bugün hava nasıl olacakmış?
C) Odaya girdiğimde ne okuyordunuz?
D) Bu otobüs Kızılay’dan geçer mi?
E) Bu güzel haberi size kim verdi?
32. “Romancı eserinde bir bilim adamı tarafsızlığıyla gerçeği yaşatmak istediği için konuşma biçiminde bir çığır açmış, kişilerini hangi sosyal gruptan seçmişse o grubun diliyle konuşturmuştur.”
Burada sözü edilen romancı, hangi edebiyat akımına bağlı olabilir?
A) Klasisizm B) Romantizm C) Realizm
D) Sembolizm E) Natüralizm
33. “Artık dağlar sırtlarından kürklerini attılar. Fakat henüz sabahları serince olduğundan, omuzlarına sislerden birer atkı alıyorlar. Şimdi rüzgâr, ağaçlar arasında ılık ılık esiyor. Hele böcekler, görülecek şey!”
Parçada kişileştirilen varlık, aşağıdakilerden hangisidir?
A) böcekler B) sisler C) rüzgâr
D) dağlar E) ağaçlar
34. “Roman, edebiyatımıza yeni bir tür olarak Tanzimat döneminde girmiştir. Tanzimat’tan önce (——-) ve Halk edebiyatında hikâyelerin, hikâye ve roman tekniği ile bir ilgisi yoktur, özellikle Divan edebiyatında düzyazı ile ya da manzum olarak yazılan hikâyeler belli konuların dışına çıkmaz.Halk hikâyelerinin birçoğu da (——) karakteri gösterir.”
Parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?
A) Divan-masal B) İslamlık öncesi-şiir
C) Tekke-mesnevi D) Tekke-destan
E) Divan-mizah
35. Edebiyatımızda Realizm’in öncüsü olmuştur.Romanlarında aydın kişileri ve çevrelerini, hikâyelerinde ise halkın yaşayış ve âdetlerini anlatmaya çalışmıştır.Eserlerinde, alışılmış olandan ayrı bir sözdizimi vardır.Batılı roman ve hikâye tekniğine uygun ilk başarılı örnekler onundur. Romanlarında, ruh çözümlemelerine çok önem vermiştir.
Bu özelliklerin tümüne birden sahip olan yazar, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Recaizâde Mahmut Ekrem
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Nabizade Nazım
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu
E) Halide Edip Adıvar
35. “Her gün yazıyorum. Her gün gazetede çıkıyor bunlar. Güncel sorunlar yanında edebiyat yazıları da yazıyorum. Bunları, hikâyelere benzer, hikâyecikler biçiminde oluşturuyorum. Yazılarımı bu türün bilinen, alışılmış tekniğiyle değil, kendi istediğim gibi yazdım ve okuyucu da bunu benimsedi. Bu da benim için sürekli edebiyat çalışması oluyor.”
Yazarın paragrafta sözünü ettiği yazı türü aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Makale B) Fıkra C) Deneme
D) Hikâye E) Günlük
36. “Fuzuli, Leylâ ve Mecnun’u ile bütün edebiyatımız boyunca tek başına kalmış bir eserin sahibidir. Baki’nin Mersiye’si gibi, onun Mesnevi’si de uzun zamanı kapatan eserlerdendir. Çağdaşı Yahya Bey gibi, Atai gibi bu yola heves edenler az çok bölgesel konuları ele almışlar ya da çeviriye özenmişlerdir.”
Parçaya göre Fuzuli’nin Mesnevi’si ile Baki’nin Mersiyesi’nin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bu eserlerle “mesnevi” ve “mersiye” devrinin kapanmış olması
B) Şairlerinin bu türlerde başka eser vermemiş olmaları
C) Uzun zaman, eşdeğerde benzerlerinin yazılmamış olması
D) Türlerinin ilk örnekleri sayılmaları
E) İki büyük çağdaş şair tarafından yazılmış olmaları
CEVAPLAR
1-E | 20-C |
2-D | 21-A |
3-C | 22-A |
4-A | 23-D |
5-C | 24-E |
6-D | 25-A |
7-D | 26-C |
8-B | 27-C |
9-E | 28-C |
10-A | 29-C |
11-E | 30-A |
12-D | 31-C |
13-E | 32-C |
14-C | 33-D |
15-A | 34-A |
16-E | 35-B |
17-D | 36-E |
18-E | 37-C |
19-D |