1999 ÖSS Soruları

1999 ÖSS SORULARI

 1 .      I.   Hasta sabaha kadar gözünü kırpmamıştı.

II.   Dün akşam geç yanığından uykusunu ala­mamıştı.

III.   Uykum gelmesin diye sık sık yüzümü yıka­dım.

IV.   Uykusunun ağır olduğunu herkes bilirdi.

V. Dünkü tartışma yüzünden bütün gece gözü­me uyku girmedi.

Yukarıdaki  cümlelerin   hangilerindeki   de­yimler  anlamca  birbirine  yakındır?

A) I. ve V.             B) II. ve III.          C) II. ve IV.

D) III. ve IV.          E) IV. ve V.

 

2 .   Bir sözcüğü ötekinin yanına öylesine getireceksin ki yaratacağın güzellikle okuyucunun yüreğindeki teli titretecek, onu gerçekler dünyasından düşler dünyasına taşıyacaksın.

Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Bu tabloya her bakışında onda yeni ve deği­şik yönler bulurdu.

B)  Çocukluğunda yaşadığı bu ilginç olayı sık sık anlatırdı.

C)Bu öyküyü okurken uzun süredir gidemediği köyünü anımsamıştı.

D)Roman kişilerinin birbirine kavuşması onu çok etkilemiş, duygulandırmıştı.

E) Bu sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini istiyordu.

 

3.   Bir eleştirmenimizin 1974 yılında yaptığı değerlen­dirmeye katılmamak elde değil. Çünkü bu dipdiri ve sağlam öykü beni de çok etkiledi. Bu öykü gerçek anlamıyla çağdaş bir klasik.

Bu parçada “çağdaş bir klasik” sözüyle an­latılmak istenen aşağıdakilerden hangi­sidir?

A) Oluşturulduğu dönemin dil anlayışına uygun olmakla birlikte eski ürünlerden de etkilenen

B)Oluşturulduğu dönemin havasını yansıttığı gib değerini de hiçbir zaman yitirmeyecek olan

C)Güncel olayları ayrıntılarıyla yansıtacak bi­çimde, sağlam bir teknikle oluşturulan

D)Bazı yenilikler getiren ve okuyucuyu duygu­landıracak özellikler içeren

E)Okurun ilgisini canlı tutan ve gelecekte de okuyucu bulabileceği düşünülen

 

4.  önemli olan okuduğumuz kitapların sayısı değil,—-

Bu  cümlede  boş  bırakılan  yere  düşün­cenin  akışına  göre  aşağıdakilerden hangisi  getirilemez?

A)bu kitapların yaşamımıza ne kattığıdır

B)onların bize kazandırdığı yeni duygulardır

C)okuduklarımızın davranışlarımızı, yaşama ba­kışımızı nasıl etkilediğidir

D)onlardan edindiğimiz bilgilerle yeni bir dünya kurabilmenizdir

E) onların, eleştirmenlerce nasıl değerlendirildi­ğidir.

 

5.   Aşağıdaki  cümlelerin   hangisinde   öneri­nin  gerekçesi   de  açıklanmıştır?

A)    Daha az konuşup daha çok iş yapın.

B)    Başarının bir parçası olun, eleştirmeni değil.

C)    Sabır bir erdemdir, sakın ondan vazgeçmeyin.

D)    Çabalarla amaçtan birbirine karıştırmayın.

E)    Başkalarını eleştirdiğiniz kadar kendinizi de eleştirin.

 

6.   “Gene bahar geldi, açıldı güller” dizesinde, güllerin açılışı baharın gelişine bağlanmaktadır.

Aşağıdaki  dizelerin   hangisinde   buna benzer  bir  durum söz  konusudur?

A)    Ne bir vefa gördüm, ne faydalandım

B)    Erzurum dağları kardır, geçilmez

C)    Düşman geldi, tabur tabur dizildi

D)    Ağlatmadı güzel, güldürdü beni

E)    Başım yastıktadır, gözlerim yolda

 

7.            I.Okur, onun yapıtlarını okurken kendisini, yıllanmış çamların olduğu bir ormanda kuş sesleri ve reçine kokularının arasında bu­lurdu.

II. Seçtiği ilginç ayrıntılarla, yaptığı benzetme ve karşılaştırmalarla yapıtlarında okura, do­ğanın temiz havasını soluturdu.

III. Öykülerinde Anadolu’nun köylerinde, kasa­balarında yaşayanların değişik sorunlarını göstermeye çalışırdı.

IV.   Roman ve öykülerinde, günlük yaşamın sıkıntıları içinde bunalan kişileri işlerdi.

Yukarıda  numaralanmış  cümlelerden  han­gileri,   sanatçının   betimlemelerindeki   ay­nı   niteliği   yansıtmaktadır?

A) I. ve II.             B) I. ve III.           C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) III. ve IV.

 

8.   (I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciyeci­ler dünyasında gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (II) Yazar, yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşa­mında edindiği izlenimleri okurlara duyurmak iste­miş. (III) Mesleğinin sorunlarını, iyi ve kötü yanla­rını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok akıcı bir dili var. (V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıtmış.

Bu  parçadaki  numaralanmış  cümlelerin hangileri,   söz  konusu  yazarın   üslubuyla ilgilidir?

A) I. ve II.             B) I. ve V.            C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) IV. ve V.

 

9. (I) Onun öykülerinde sağlam bir tekniğin varlığı yadsınamaz. (II) Bununla birlikte, kimi öyküleri öy­kü olmaktan çok, bir köşe yazısını andırır. (III) Bu tür öykülerde toplumsal eleştiriye yönelir ve insanı dışlar. (IV) Ancak, bütün öykülerinde, sözcük se­çimi yönünden kılı kırk yaran bir titizlik gösterir.

Bu  parçadaki  numaralanmış  cümlelerin hangileri,  sözü  edilen  yazarla  ilgili  olum­lu  yargıları   içermektedir?

A) I. ve II.             B) I. ve III.           C) I. ve IV.

D) II. ve III.          E) II. ve IV.

 

10.   (I) Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve ilgilerine göre seçmek gerekir.(II)  Yatak başında, kitapları okurken çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve duygularını değişik açılardan yansıtır.(III) Bir kitap kahramanının hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da düşün­dürme onlarla olan ilişkiyi pekiştirip derinleştirir.(IV)  Bunun için de çocuklar, bu sohbet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da ileri giderek de­nebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki bu saatler özlemle anımsanır.

Bu  parçada  numaralanmış  cümlelerin hangilerinde,   kitabın,   çocukları   tanıma ve  onlarla  yakınlık  kurmadaki   işlevinden söz   edilmektedir?

A) I. ve II.             B) I. ve III.           C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) IV. ve V.

11.   (I) Her çalışmasında olduğu gibi bunda da açık ve yalın anlatımı hemen göze çarpıyor. (II) Bu durum, şairin, edebiyat çevrelerinin yoğun ilişkilerinden uzak, yerel kaynaklara daha yakın olmasındandır. (III) Yine bu durum, onun şiirinin, toplumun deği­şik kesimlerinde aynı ölçüde anlaşılır olmasının da ana kaynağını oluşturmaktadır. (IV) Bilincimizin bir köşesinde var olan kır yaşantısının doğayla ilgili öğeleri, onun şiirlerinde evrensel bir temaya yöne­lişin çıkış noktasıdır. (V) Ardıçlar, söğütler, ahlat­lar, balkon çiçekleri şairin lirik yanını sunar bize.

Şairin  geniş  bir  okur  kitlesine  seslenebilmesini   sağlayan   Özelliği,   yukarıdaki parçanın   kaçıncı  cümlesinde  belirtilmiş­tir?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

12.   (I) Güneye doğru indiğimizde göz alabildiğine uza­nan bir ovayla karşılaştık. (II) Ova, güneşli ve dalgasız bir denizden daha da düzdü. (III) Yolda gelirken gördüğümüz, çılgınca esen rüzgârların oluşturduğu tepecikler burada yoktu. (IV) Uzaklar­da, bir insan boyu yükseklikte, kubbeleştirilmiş. küçük küçük toprak yığınları vardı. (V) Merakla bu yığınlara yaklaştık. (VI) Bunların, bizim evlerimiz-dekinden çok daha küçük pencerelerinden bakın­ca, içinde yaşayan insanları gördük.

Bu  parçadaki  numaralanmış  cümlelerin hangilerinde “karşılaştırma” yoktur?

A) I. ve III.            B) I. ve V.            C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) IV. ve VI.

 

13.   Aşağıdaki  dizelerin   hangisinde  yorum söz konusu değildir?

A)    Alabildiğine insan kalabalığı vardı

Bir aydınlık geleceğe bakıyordu

B)    Bir ılık güz öğlesinde

Şanlı haki urbası üstünde

C)    Koymuştu kılıcını içine kınının

Yürüyordu arasında sevgili halkının

D)    İzmir’e girişini Atatürk’ün

Bir kahve duvarındaki resimde gördüm

E)    Işıktı sevinçti türküydü

Görseydiniz o resimde Atatürk’ü

 

14.   Aşağıdakilerden  hangisinin  sonuna,  “Bu nedenle söz konusu yapıt çok okunmuş ve defa­larca basılmıştır.” cümlesinin getirilmesi an­lam akışı yönünden uygun olmaz?

A) Yapıtın, yazıldığı döneme göre, sade ve an­laşılır bir dili vardır.

B)Yapıtta, eski eğitim uygulamaları, kahramanın bakış açısından, etkileyici bir anlatımla yargı­lanmaktadır.

C)Yapıtta, içinde bulunulan ortamla insanın psi­kolojik durumu arasındaki ilişki açıkça görül­mektedir.

D)Yazarın, tarihsel olaylardan yola çıkarak oluş­turduğu bu yapıtta, gerçeklerin payı büyüktür.

E)Belli bir kesime seslenen bu yapıtta terimlere dayalı bir anlatım kullanılmıştır.

 

15. Romanını okuyup bitirdim. Hele biraz zaman geç­sin, hazmedeyim. Neler kaldı, neler gitti? Bunları saptadıktan sonra bildireceğim görüşlerimi.

Böyle  diyen  bir  kişi  için  aşağıdakilerden hangisi  söylenemez?

A) Düşüncelerini açıklamadan önce, başkalarıyla tartışarak doğrulamak ister.

B)    Ayrıntılı olarak düşünmenin gereğine inanır.

C)    Zaman içinde görüşlerin değişebileceğini dü­şünür.

D)    Düşüncelerini hemen açıklamaktan kaçınır.

E)    İzlenimlerini yorumlayıp değerlendirme eğili­mindedir.

 

16.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde  bir  ya­zım  yanlışı  vardır?

A)    Günlerdir aynı konunun tartışılması sabrını taşırdı.

B)    Bu konuda onun da fikrini almak istedi.

C)    Törende çok mutlu olmuş, göğüsü kabarmıştı.

D)    Ona bir armağan vererek gönlünü almaya ça­lıştı.

E)    Çok sinirlenmiş, ağzına geleni söylemişti.

 

17.   Ödüller konusunda şöyle yanlış bir kanı vardır (I) Kazanan yapılın, o yarışmaya katılan tüm yapıtla­rın en iyisi olduğu düşünülür (II) Oysa seçici ku­rullar, birikim ve beğenileri birbirinden farklı kişi­lerden oluşur (III) Bu nedenle ödül ya da ödüller, bir uzlaşma sonucu verilir (IV) Yüzlerce yapıtın katıldığı yarışmalarda bundan doğal bir şey ola­maz (V)

Yukarıdaki parçada numaralanmış yer­lerden hangisine, ötekilerden farklı bir noktalama  işareti  koymak  gerekir?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

18.   Bu sanatçımızın acaba hangi yapıtı kalıcı olacak, hangi yapıtı zaman içinde unutulup gidecek?  Bunu, bugünden

I

kestirebilmek zor; ayrıca böyle  bir yorum yapmak da bence

                              II

gereksiz. Bırakalım, yarının insanı kendisi seçsin seveceği,

 III

devamlı  okuyacağı ya da unutacağı yapıtları Böyle bir seçim,

                                                                              IV

yapıtları gerçek anlamda kalıcı kılar.

               V

Yukarıdaki parçada numaralanmış nokta­lama işaretlerinden hangisi yanlış kulla­nılmıştır?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

19.   Üleştirme sayı sıfatı eki, -er (-ar), ünlüyle biten sayılara eklendiğinde araya “ş” kaynaştırma harfi girer.

Aşağıdakilerin  hangisinde  bu  kurala  ör­nek oluşturmayan  bir sözcük vardır?

A)    Defterinize ikişer cümle yazın.

B)    Beşer kişilik gruplara ayrıldılar.

C)    Masalara yedişer tabak koyalım.

D)    Herkes yirmişer dakika konuşacak.

E)    Üyelerden ellişer milyon lira toplayalım.

 

20.   Çayönü kazısında çıkarılan buluntular insanlığın, avcılık ve

               I                                 II                                 III

toplayıcılıktan yerleşik  yaşama geçiş  aşamasını

                                                          IV            V

göstermektedir.

                                                

Bu  cümledeki  altı  çizili  sözcüklerden hangisinin  kökü,  sözcük  türü  yönünden öbürlerinden   farklıdır?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.         E) V.

21.   Aşağıdaki  dizelerde  altı   çizili   sözcükle­rin  hangisinde,  birden  çok  yapım  eki kullanılmıştır?

A)    Kara gözlüm çok özledim ben seni

B)    Varlığımı yalnız ona verdim ben

C)    Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar

D)    Gözleri yaş dolu yorgun bulutlar

E)    Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü

 

22. Aşağıdaki   dizelerin   hangisinde,   tamla­nanı  tamlayandan  önce  söylenmiş  bir belirtili  ad  tamlaması  vardır?

A)    Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin

B)    Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize

C)    Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah

D)    Kâğıtlarla camlarını örteyim pencerelerin

E)    Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı

 

23.   (I) Sabahları ekinler çiğlidir. (II) Gün doğmadan önce yaş ekinler ağırdır. (III) Yet esince ağır ağır dalgalanır. (IV) Gün doğup da çiğler kalkınca, ekinlerdeki dalgalanma artar. (V) Kocaman ovayı kaplayan ekinler tüy gibi hatiftir artık. (VI) Yel. tüy gibi hafif ekinleri toprağa değecek kadar yatırır.

Yukarıdaki   numaralanmış   cümlelerden hangileri öğelerinin   sıralanışı  yönünden benzerlik   göstermektedir?

A) I., II., IV.          B) I., III., V.         C) II., III., VI.

D) III., IV., V.       E) IV., V., VI.

 

24.   Sergide tanıtılan antika eşyalar, geçmişte insan­ların inançlarını ve beğenilerini de yansıtıyor.

Bu  cümledeki  anlam  karışıklığı   aşağıdaki değişikliklerden   hangisiyle   giderilebilir?

A)    “tanıtılan” sözcüğünden sonra “çok değerli” getirilerek

B)    “geçmişte” sözcüğünden sonra “yaşamış” ge­tirilerek

C)    “antika” sözcüğü atılarak

D)    “inançlarını” sözcüğü yerine “geleneklerini” getirilerek

E)    “de” sözcüğü atılarak

 

25.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde  bir  an­latım  bozukluğu  vardır?

A)Çalışma yaşamınızda bu tür güçlüklerle sık sık karşılaşacaksınız.

B)Bizim için önemli olan, görevinizi en iyi bi­çimde yerine getirmenizdir.

C)Bir sorunla karşılaştığınızda bizlerden yardım isteyebilirsiniz.

D)Bu, sizlere verebileceğimiz en önemli ödül ve en önemli hedeftir.

E)Bu işte de başarılı olacağınızdan hiç kuşku­muz yoktur.

 

26.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde  bir  an­latım  bozukluğu  vardır?

A)    Hava kirliliğine karşı çeşitli önlemler alınabilir.

B)    Çevre sorunlarıyla ilgili toplantılar yapılmalıdır.

C)    Bu gaz, havada yoğun oranda bulunur.

D)    Akarsularımız sanayi atıklarıyla kirleniyor.

E)    Gençler, doğanın korunması konusunda bilinçleniyor.

 

27.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde  bir  an­latım  bozukluğu  vardır?

A)Makinenizi, arkadaki açma-kapama düğme­sine basarak kapatmanız gerekmektedir.

B)Daha fazla bilgi edinmek için yetkili satıcınıza başvurabilirsiniz.

C) Bilgisayarınızın bozuk olup olmadığını öğre­nebilmek için onu bir teknisyene göstermeli­siniz.

D)Bu bölümde, bilgisayarınızı nasıl kuracağınız ve nasıl kullanacağınız açıklanmaktadır.

E) Bu kılavuzda sizi belli türdeki bilgilere uyar­mak için bazı özel işaretler kullanılmıştır.

 

28.   Gürültüden uzak, doğal güzelliklerle dolu parkın bir

I

köşesinde, yaşlı bir hanım masanın üstüne koyduğu romanını

II

bir karış uzaktan okumaya çalışıyor: bir şişman, spor giyimli bir

III                                                            IV                                         V

 

adam da dalgın dalgın uzaklara bakıyordu.

Bu  cümledeki  anlatım  bozukluğunu  gi­dermek  için  altı  çizili  sözcüklerden  han­gisi   atılmalıdır?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

29. Oraya gidersen, Etnografya ya da Kurtuluş Sa­vaşı müzelerini gezmelisin.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağı­da kilerin hangisinden kaynaklanmakta­dır?

A)    Yanlış bağlaç kullanılmasından

B)    Koşul cümlesi olmasından

C)    Nesnenin yanlış yerde bulunmasından

D)    Yüklemin gereklilik kipinde olmasından

E)    Ad tamlamasının gereksiz kullanılmasından

30.   (I) Minibüsle, sabahleyin yola çıktık. (II) Yeşilin, açığından koyusuna değin bütün tonlarıyla bezen­miş ağaçların süslediği yamaçlardan, tepelerden geçtik. (III) Şırıl şırıl akan derecikleri aşa aşa so­nunda yeryüzü cennetine vardık. (IV) Çevresini irili ufaklı ağaçların kuşattığı mavi, duru, büyük göle bakan bir yamaçta durduk. (V) Kameramızı çıkarıp bu manzarayı görüntüledik.

Yukarıdaki   numaralanmış  cümlelerin   han­gilerinde  betimlemeye  yer  verilmemiştir?

A) I. ve II.             B) I. ve V.            C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) III. ve IV.

31.   (I) Oyun, bir gün içinde hatta birkaç saatte geçen olaylar üzerine kurulmuş. (II) Oyun, üç birlik kura­lına uygun; ancak izleyicinin merakını kamçılama yönünden zayıf kalıyor. (III) İlk bölümün ikinciye göre çok kısa oluşu, izleyenleri rahatsız ediyor. (IV) Kişiler kendi toplumsal, psikolojik, ekonomik ve kültürel yapılarına uygun olarak olaylar içinde verilmiş. (V) Sanatçı, bu eksiklerine karşın, bir oyun yazan olarak umut veriyor.

Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi   yapılmalıdır?

A)    I. cümleyle II. yer değiştirmeli

B)    II. cümleyle III. yer değiştirmeli

C)    III. cümleyle IV. yer değiştirmeli

D)    IV. cümle I. den sonra gelmeli

E)    V. cümle II. den sonra gelmeli

 

32. (I) Bireysel acılarını yansıtmak için bir araç olarak görmez şiiri. (II) Kendi acılarına yer vermez şiirle­rinde. (III) Dana çok, içinde yaşadığı toplumun acılarını, sevinçlerini yansıtmak ister. (IV) İmgelen yalındır. (V) Söyleyişinde inişler çıkışlar yoktur. (VI) Bütün şiirlerinde okuru saran bir sıcaklık var­dır.

Bu  parçadan,  aşağıdaki  cümlelerin  han­gisi  çıkarılırsa   parçanın  anlamında önemli bir daralma olmaz?

A) II.        B) III.       C) IV.        D) V.          E) VI.

 

33.   Hiç ummadığımız bir şiir, günü gelince bizim için söylenmiş izlenimini verir. Çünkü şiir eskimez, du­rur bir yerde, okurunu bekler. Bekler ve bir gün bulur onu. Dahası, en kötü, en sığ, en basit bir şiirden bile bir gün başka bir anlam, başka bir gü­zellik fışkırabilir. Bu nedenle,

Düşüncenin  akışına  göre  bu  parçanın son  cümlesi   aşağıdakilerden   hangisiyle tamamlanabilir?

A) iyi şiir her okuyucuda aynı duyguları, aynı çağrışımları uyandırabilmelidir

B) pek çok şiir kitabı ancak şairlerinin ölümün­den sonra değer kazanmıştır

C) sanat değeri taşıyan şiirler eskimiş olanlardır

D)eleştirmenler, okuyacakları şiir kitabını seç­mede okurlara yol göstermelidirler

E) şiir değerlendirmelerinde olumsuz ve kesin yargılardan olabildiğince kaçınmak gerekir

 

34.  Bizim yaşamımızı yansıtmayan yapıtlar, üzeri­mizde yeterince etkili olmuyor. Bir yapıttaki ya­şantıları paylaşabilmemiz, anlatılan olayların da bize tanıdık gelmesini gerektiriyor. İşte bu ne­denle, öykülerde ve romanlarda — isterim.

Düşüncenin  akışına  göre,  bu  parçada boş  bırakılan  yere  aşağıdakilerden  han­gisi getirilemez?

A)    gelenek ve göreneklerimizden yola çıkılmasını

B)    evlerimizden ve eşyalarımızdan silinmez izler bulunmasını

C)    bize, yeni ve değişik insan tiplerinin tanıtıl­masını

D)    duygu ve düşüncelerimize ayna tutulmasını

E)    kolaylıkla benimseyebileceğimiz karakterlerin çizilmesini

 

35.   Bu, yazacağım yazının türüne göre değişir. Çok ciddi bir yazı yazacaksam konu üzerinde yoğunlaşabilmem için evde çıt çıkmamalıdır. Ayrıca dik­katimin uyanık olması için çalışma odamın sıcak­lığının da on altı dereceyi geçmemesi gerekir. Bunun için, yaz aylarında ciddi yazılar yazamam; yazmaya kalktığımda da yazılarım, sıcağın etki­siyle mizah ağırlıklı olur.

Bu  sözler  aşağıdaki   sorulardan   hangisi­nin  karşılığı  olabilir?

A)    Ne tür yazılar yazarsınız?

B)    Yazılarınızı hangi ortamda yazarsınız?

C)    Yaşadıklarınızın, yazdıklarınız üzerinde etkisi var mı?

D)    Yazılarınızın planını nasıl belirlersiniz?

E)    Düşündüklerinizi yazamadığınız zamanlar olur mu?

 

36.   Edebiyatı, sanatı kendime dert edinmiş bir kişiyim. Gece gündüz edebiyat düşünürüm, şiir düşünü­rüm. Sevdiğim bir şiiri tanıdıklarıma okumadığım ya da bir edebiyat sorusu üzerine tartışmaya giriş­mediğim günler, yaşadım saymam kendimi.

Böyle  diyen  bir  yazar  için  aşağıdakiler­den   hangisi   söylenebilir?

A)    Herkesi kendisi gibi düşünmeye zorlar.

B)    Şiir dışındaki ürünlerden tat almaz.

C)    Edebiyattan hoşlanmayanları sevmez.

D)    Eleştiriye açık bir kişiliği vardır.

E)    Yaşamıyla edebiyatı bütünleştirmiş biridir.

 

37.   Sonunda bilgisayar da gelip çalışma masamıza kuruldu. Belli ki geçici bir geliş değildir bu. Diske­ti, yazıcıyı da yanına alarak geldiğine göre temelli yerleşmeye niyetli. Sadece birkaç oyun ya da ya­zım kolaylığı sağlamakla yetinmeyen bilgisayar, getirdiği konfor, yarattığı alışkanlıklarla terk edile­mez kaleler ele geçirdi. İlk sıcak ilişkiler, yerini vazgeçilemez tutkuya bıraktığında bilgisayar dün­yasının sıradan bir tüketicisi oldunuz demektir.

Bu  parçada  bilgisayarla  ilgili  olarak  aşağıdakilerden   hangisi   vurgulanmaktadır?

A)    Pek çok kolaylık sağladığı için insanı tembelleştirdiği

B)    Kullanılan malzemeler bakımından pahalı bir aygıt olduğu

C)    Benimsenmesi uzun zaman alan bir yenilik ol­duğu

D)    Kullanma alışkanlığının giderek güçlenip yay­gınlaştığı

E)    Başka araçlarla birlikte kullanıldığında işe ya­radığı

 

38.   Kimi eleştirmenler yazınsal ürünleri değerlendirir­ken eleştiri türünün gerektirdiği kurallara uymaz­lar. Yapıtları değerlendirme yerine, birtakım oyun­lara yönelirler. Bilgisizliklerini, yanlış ya da haksız yargılarını bu dil oyunlarının altına gizlerler. Bu yolla okuyucuyu yönlendirdikleri için de okuyucu bunun ayrımına varmaz. Böylece yapıttan kopuk kişisel görüşlerini, eleştiri adıyla ortaya koymuş olurlar.

Aşağıdakilerden  hangisi  bu  parçada  sö­zü  edilen  eleştirmenlerin  bir  özelliğidir?

A)    Söylediklerini iyi seçilmiş örneklerle somut­laştırma

B)    Yapıttaki yetersizlikleri giderme yolları önerme

C)    Özentili bir anlatımla okuyucuları istediği yönlere çekme

D)    Yapıtların güç anlaşılan yönlerini aydınlatma

E)    Okurlarına karşı sorumlu davranma

 

39.   Şiir yazmanın belki en zor yanı ilk dizeyi bulmak­tır. O ilk dize ozanın gideceği yönü belirler. Hiçbir şiir, planlı olarak yazılmaz. Ozan, şiirin yolunu açtığı gibi şiir de ozana yol gösterir. İşte bunun için ben, bir konuşmamda, “Şiirimi, yazarken dü­şünürüm ya da düşünürken yazarım.” demiştim.

Bu parçanın bütününde, şiirle ilgili ola­rak aşağıdakilerin hangisi üzerinde du­rulmaktadır?

A)    Düşünce ve duyguları birlikte ele aldığı

B)    Yazma süreci içinde oluştuğu

C)    İletisinin, yazmaya başlamadan önce belir­lendiği

D)    Ozanın duygu dünyasını yansıttığı

E)    Ozanın değer yargılarından izler taşıdığı

 

40.   Tüketim kültürü, şiiri az çok dışlamıştır. Televiz­yon, sinema, gazete gibi kitle iletişim araçlarının doğurduğu bu kültür, şiirin okur yitirmesine yol açmıştır. Ancak bilelim ki şiir, yalnızca sahte okurlarını yitirmiş, gerçek okurlarını korumuştur. İşte bunun içindir ki benim, şiirin geleceği açısın­dan hiçbir kaygım yok. İyi şiir, gerçek okuruyla yaşamını sürdürecektir.

Bu  parçada,  şiirle  ilgili  olarak  aşağıdaki­lerden  hangisine değinilmemiştir?

A)    Toplumsal değişmelerden etkilendiğine

B)    Okur sayısının azaldığına

C)    Şiir beğenisi tam gelişmemiş okurların elendi­ğine

D)    Nitelikli olanların varlığını koruyacağına

E)    Her dönemde çok sevilen tür olduğuna

41.   İçeriğini çok iyi bildiğimiz kitapları bile yeniden okumalıyız. Çünkü kitaplarda keşfedilmeyi bekle­yen nice hazine vardır. Benzer biçimde, resimlere de tekrar bakmalıyız. Onlara baktıkça yenilendi­ğimizi anlarız. Bir müzik yapıtını da yeniden dinle­meliyiz. O yapıtı dinledikçe dünyamızın zenginleş­tiğini, değiştiğini görürüz.

Bu  parçadan  sanat  yapıtlarıyla  ilgili  ola­rak  aşağıdaki  yargıların  hangisine  varı­lamaz?

A)    Değerleri ancak, üzerinden yıllar geçince an­laşılır.

B)    Onlarla bir kez karşılaşmış olmamız yetmez.

C)    Tüm güzelliklerinin ayrımına varmak zaman alır.

D)    Duygularımızı çeşitli yönlerden besleyip geliş­tirirler.

E)    Her seterinde bizde yeni duygular uyandırırlar.

 

 

 

42.   Eskilerden gelen bir edebiyatçıyı günümüz ölçüt­lerine göre değerlendirmek doğru olur mu? Günü­müzde İnsanların edebiyat anlayışları değişip ge­lişmiştir. Ancak bu gelişmeyi bir zincir olarak dü­şünürseniz, zincirin halkaları kopuk değil, birbirine geçmiş durumdadır. Günümüz edebiyatçıları, hem dillerini geliştirmek hem de yeni biçimler oluştur­mak bakımından çok şey borçludurlar eskilere. Edebiyat merdiveninin basamakları, bizden önceki edebiyatçıların birikimlerinden oluşmuştur.

Bu   parçadan  aşağıdaki  yargıların  hangisi çıkarılamaz?

A) Her çağın kendine özgü değerlendirme ölçüt­leri vardır.

B)Sanatçılar, kendilerinden önceki sanatçılardan etkilenirler.

C)Yaşadığı dönemde ilgi görmeyen bir edebi­yatçı zamanla ün kazanabilir.

D)Her edebiyatçı yaşadığı dönemin koşulları İçinde ele alınmalıdır.

E)Öteki sanatlar gibi edebiyat da zamanla de­ğişir.

 

43.  Bugün eskisi kadar ne mektup yazıyor ne de mektup alıyorum. Okumanın yerini televizyon ek­ranlarının, mektuplaşmanın yerini telefonun aldığı bir gerçek. Yine de mektup yazarken verilen eme­ği ve mektuptaki kalıcılığı önemsiyorum. Mektubun aynı zamanda yazınsal bir tür olduğunu anımsat­maya gerek var mı? Çocukların, gençlerin birbir­lerine mektup yazmalarını, telefonla konuşmala­rından daha önemli, daha geliştirici buluyorum.

Böyle  konuşan  kişi   için  aşağıdakilerden hangisi  söylenemez?

A)Eskisine göre daha az mektuplaşmaktadır.

B)Gençlerin birbirlerine mektup yazmalarını is­temektedir.

C)Televizyonun, okumayı olumsuz yönde etki­lediğini düşünmektedir.

D) Arayıp soranları gittikçe azalmıştır.

E)Mektubun salt haberleşme aracı sayılmasını doğru bulmamaktadır.

 

44.   Bizdeki çocuk dergiciliğinin, uzun geçmişine kar­şın önemi yeterince anlaşılamamıştır. Bunu iyi bil­diğimden “Süreli Çocuk Yayınları” başlıklı çalış­mayı görünce çok sevindim; hemen okudum. Doğ­rusu çok yararlandım. Bu geniş inceleme, ciddi bir çalışmanın ve sağlam kanıtlara dayanan çok yön­lü bir araştırmanın somut sonucu olarak etimizde bulunuyor. Hemen söyleyelim ki basımı da çok gü­zel olan bu kitap, içeriğinin zenginliği yönünden eğitimcilerimizin olduğu kadar düşünürlerimizin, tarihçilerimizin, dilcilerimizin hatta folklorcularımı­zın ilgisini çekecektir.

Bu  parçada,  sözü  edilen  yapıtla  ilgili olarak  aşağıdakilerden  hangisine   değinilmemiştir?

A)    Güzel bir görünümle sunulduğuna

B)    Geniş kapsamlı bir çalışmanın ürünü olduğuna

C)    Farklı alanlarda çalışan insanlara ilginç gele­ceğine

D)    İçerdiği bilgilerin güvenilir nitelik taşıdığına

E)    Anlatımının çocukların düzeyine uygun oldu­ğuna

 

 

CEVAPLAR

1.   A

2.   D

3.  B

4.   E

5.  C

6.  B

7.  A

8.   E

9.   C

10.  C

 

11.  A

12.   B

13.   D

14.  E

15.   A

16.   C

17.   A

18.  D

19.  B

20.   C

 

21.   E

22.   D

23.  A

24.  B

25.   D

26.   C

27.   E

28.  D

29.  A

30.  B

 

31. D

32. A

33. E

34. C

35. B

36. E

37. D

38. C

39. B

40. E

 

41. A

42. C

43. D

44. E