AYT Edebiyat Denemesi – 2
- Bir edebiyat öğretmeni romanın asıl ögeleri olan “olay” ile “olay örgüsü” arasındaki farkı öğrencilerine şöyle anlatır: Şayet bir romanda, “Kral öldü, ardından kraliçe de öldü.” dersek olay; “Kral öldü, sonra üzüntüsünden kraliçe de öldü.” dersek olay örgüsü olur.
Buna göre sözü edilen edebiyat öğretmenine ait aşağıdaki ifadelerden hangisi olay örgüsüne örnektir?
A) Besteci Felix Mendesshon Barthody bir gün et alırken kasabın paket için kullandığı kâğıtlar arasında nota parçaları bulduğu için şaşkına döner.
B) Bulduğu notalar, 250 yıl kadar önce aramızdan ayrılan Johann Sebastian Bach’a aitti.
C) Ölümünün 100. yılında Bach adına bir dernek, 200. yılında Bach Enstitüsü kuruldu ve besteleri 84 ciltlik toplandı.
D) Bulunduğu dönemin müziğini tüm yönleriyle anlattığı için Bach, müzik tarihinde bir milat kabul edilmektedir.
E) Batı müziğinin temsilcileri arasında öne çıkan Bach, müziğin matematikçisi olarak bilinir.
- Bundan da kurtulmadım, n’ideyim bilemedim,
Bir çerçi geldi eydür: niçin aldın gözgümü?
Tosbağaya sataştım, gözsüz sepek yoldaşı,
Sordum sefer nereye, Kayseri’ye azimi.
Yunus bir söz söyledin, hiçbir söze benzemez
Münafıklar elinden örter mana yüzünü
Bu dizelerdeki altı çizili sözlerle vurgulanan kavramlar sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Öznellik – Açıklık
B) Evrensellik – Soyutluk
C) Duruluk – Somutluk
D) Yalınlık – Özlülük
E) Özgünlük – Kapalılık
3 ve 4. soruyu aşağıdaki dizelere göre cevaplayınız. |
I
Yalnız (I) senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyarımızda(II) binbir (III) baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek
İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar
II
Sen kubbesinde ince bir mozaik (IV) arar da(V)
Sen gezersin kırk asırlık mabedin içini
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini
- Bu dörtlüklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) 14’lü hece ölçüsüyle yazılmıştır.
B) Her iki dörtlükte de redif kullanılmıştır.
C) İlk dörtlükte mecazımürsel sanatı vardır.
D) Zengin ve tunç kafiyeye yer verilmiştir.
E) Dörtlükler, çapraz kafiye düzeniyle oluşturulmuştur.
- Yukarıdaki dörtlüklerde numaralanmış ifadelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
- Edebiyatımızda farklı edebiyat dönemlerine ait birçok tür veya nazım biçimi arasında benzerlik vardır, bu türler arasında çeşitli bağlar kurulabilir. Örneğin, âşık edebiyatındaki “koçaklama”, modern edebiyatımızdaki “epik şiir” (I) ile; divan şiirindeki “hicviye”, âşık edebiyatındaki “taşlama” (II) ile; İslamiyet öncesi Türk edebiyatındaki “sagu”, divan şiirindeki “mersiye” (III) ile; halk veya divan şiirindeki “nasihatname”, modern edebiyatımızdaki “didaktik şiir” (IV) ile; divan şiirindeki “gazel” ile modern edebiyatımızdaki “satirik şiir” (V) arasında özellikle konu açısından birçok benzerlik söz konusudur.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi bilgi yanlışına yol açmıştır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
6. I
Bir gün demez o şuh ki âyâ murâdı ne
Çoktan bu kûya Nâbî-i şeyda gelür gider
II
Sen demüşsün kim kimün derdiyle giryândur Nedim
Hey mürüvvetsüz senün derdünle giryân oldu hep
III
Şeyhi’yem kim komışam canumı dilber yolına
Bende kimün nesi var bende-i yaram kime ne
IV
Baki çemende hayli perişan imiş varak
Benzer ki bir şikâyeti var rüzgârdan
Divan şiirinin önde gelen şairlerine ait yukarıdaki beyitlerin kronolojik olarak yazılma sıralaması aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir?
A) III – I – IV – II
B) IV – II – III – I
C) III – IV – I – II
D) IV – III – I – II
E) I – III – II – IV
- I.
1916 ya da 1917 yılında Tokat’ın Zile ilçesine 12 km uzaklıkta bulunan Çeltek köyünde doğdum. Ailem, I. Dünya Savaşı’nda Rus orduları Doğu Anadolu’yu işgal edince göç etmiş. Kış kıyamet günlerinde kağnı üzerinde uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra gelip o köye yerleşmişler. Zavallı annem ateşli bir hastalık geçirmiş, saçları tamamen dökülmüş ama ölmemiş ve beni doğurmuş. Annemin yapısı çok güçlüydü, zaten yaşamımdaki birtakım eksikliklerin şairliğimi beslediği kanaatindeyim.
II.
Cumhuriyet Devri şairlerinden olan Cemal Süreya, 1931’de Erzincan’da doğdu. 1954 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Maliye Bakanlığı’nda müfettiş muavini ve müfettiş olarak çalıştı. 1965’te istifa ettiyse de 1972’de Ankara’da yine aynı işe döndü, bir ara İstanbul’da Darphane Müdürlüğü yaptı (1975-1976), emekli oldu. 1990’da İstanbul’da öldü.
Bu parçalarla ilgili olarak aşağıda verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır?
A) parça otobiyografiden, II. parça biyografiden alınmıştır.
B) Her iki metinde de hayat hikâyesi ele alınmıştır.
C) parçada öznellik, II. parçada nesnellik vardır.
D) parçada üçüncü kişi, II. parçada birinci kişili anlatıcı vardır.
E) Her iki parçanın anlatımında kronolojik bir sıra vardır.
- Kelime, “cins, tür, numune, örnek” anlamlarına gelmektedir.
- Roman, hikâye veya tiyatrolarda olayın merkezinde bulunan, ait olduğu toplumsal sınıfın veya zümrenin aynı özelliklerini üzerinde taşıyan kişiye verilen addır.
- Temsilcisi olduğu toplum katmanını temel özellikleriyle yansıtır.
- Genel niteliklerle donatılan, daha önce çevremizde rastladığımız ve bildiğimiz bazı kişilik özelliklerini kalıplar şeklinde yansıtan kişidir.
Yukarıda özellikleri verilen edebiyat kavramına aşağıdakilerden hangisi örnek olarak gösterilemez?
A) Ahmet Mithat Efendi’nin Felatun Bey ile Rakım Efendi’sinde romanın başından sonuna kadar hep iyi olan Rakım Efendi
B) Balzac’ın Goriot Baba romanında her şeye rağmen evlatları için büyük fedakârlıklar yapan Goriot
C) Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanında Anadolu’nun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yapan ve idealistliğini roman boyunca kaybetmeyen Feride
D) Moliere’in Cimri adlı oyununda cimliği hiç bırakmayan, parayı çocuklarından bile çok seven Harpagon
E) Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu romanının başında materyalist olan ancak sonra mistik dünya görüşünü benimseyen Doktor Ferit
Kudret ile ferman kıldı Mevlam bize
Yerde gökte canlı mahlûk kalmaz imiş
Kabız kıldı Azrail’i âlem üzre
Aziz canı almayınca koymaz imiş
Kul Hoc(a) Ahmet öleceğini bilegör sen
Ahiretin hazırlığın kılagörsen
Varap deyip yol başında duragör sen
Melekü’l-mevt gelse fırsat koymaz imiş
Bu dörtlüklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Divan-ı Hikmet adlı eserden alınmıştır.
B) Didaktik bir söyleyiş vardır.
C) İlk dörtlük çapraz, ikincisi düz uyak şeklinde kafiye-lenmiştir.
D) Dinî sözcüklere ve terimlere yer verilmiştir.
E) Ahenk unsurlarından kaçınılmıştır.
- —- 1701 yılında, yedi yaşındaki oğlu Mehmed’e hitaben yazdığı —-, onun divanıyla birlikte tanınan ve sevilerek okunan eserlerinden, mesnevi nazım şeklinin ve nasihat-name türünün güzel örneklerinden biridir. Yaşlı, güngörmüş, hayırhâh ve bilge bir babanın, sevgili oğlunun sağlık, esenlik ve saadetini hedefleyerek verdiği dinî, ahlâkî, meslekî tavsiyelerle dolu olan bu eser; devrinin siyasî, iktisadî ve kültürel manzarasını aksettirmesi bakımından tarihî vesika değerini de taşır. Şairin —- adında, 18. asır sonlarında edebî mahfillerde âdeta benzerinin yazılmasına ihtimal verilemeyecek kadar övülen bir aşk konulu mesnevisi daha vardır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda-kilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Nâbi’nin – Hayriye – Hayrâbâd
B) Fuzuli’nin – Şikâyetname – Leyla vü Mecnun
C) Ali Şir Nevai’nin – Muhakemetü’l-Lügateyn –Mizanü’l-Evzân
D) Nefi’nin – Siham-ı Kaza – Tuhfetü’l-Uşşâk
E) Kâtip Çelebi’nin – Keşfü’z-Zünun – Cihannüma
11.
Matla Beyti |
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su |
Makta Beyti |
Fuzûlî rind-i şeydâdur hemîşe halka rüsvâdur Sorun kim bu ne sevdâdur bu sevdâdan usanmaz mı? |
Beyt-i Berceste |
Cihân-ârâ cihân içindedir arayı bilmezler O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler |
Taç Beyti |
—— |
Yukarıdaki tabloda boş bırakılan yere, aşağıda verilen beyitlerden hangisinin getirilmesi uygundur?
A) Çeşm-i insâf gibi kâmile mîzân olmaz
Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz
B) Çok da mağrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde
Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz
C) Harabâtı görenler her biri bir hâletin söyler
Safâsını nakleder rindân, zâhid sıkletin söyler
D) Nefi yeter davayı ko dünya ile kavgayı ko
Eflâke istiğnayı ko hâke yüzün sür lâcerem
E) Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-î dîde-i ekvân olan âdemsin sen
- Divan edebiyatında sanatçılar, kültür dünyalarına bağlı olarak belli bir mecaz sistemi oluşturmuşlardır. Bazı özel kavram ve düşüncelerin ifadesinde kullanılan bu belirli ve kalıplaşmış ifade, benzetme ve sözlere —- adı verilmiştir. Söz konusu bu sözler özellikle —- sanatı aracılığıyla oluşturulmuş, bazı kavramlar doğrudan sevgili ve onun çeşitli güzellik unsurlarının yerine kullanılmıştır: Sevgilinin boyunun yerine servi, elif, çınar, tuba; kaşının yerine keman, hilal, yay, mescit; dişinin yerine cevher, inci; saçının yerine sümbül, amber, yılan, reyhan, akrep gibi kavramlar kullanılmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere, sırasıyla aşağıda-kilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) mazmun – teşbih
B) manzum – istiare
C) nazire – telmih
D) mazmun – istiare
E) nazire – teşbih
- Eski-yeni tartışmasında “yeni”yi savunmuş, böylece edebiyatın Batılılaşmasına zemin hazırlamıştır.
- “Zerrattan şümusa kadar her güzel şey şiirdir” anlayışına sahip sanatçı, şiire konu zenginliği getirmiştir.
- Ona “Üstat” unvanını kazandıran şey şairliği değil, eleştiri ve edebiyat teorisi alanında kendi nesli ve sonrakiler için öncü olmasıdır.
- Eserlerine hâkim olan hüzün, çocukları Piraye ve Nijat Ekrem’in ölümünden sonra iyice belirginleşmiş, onların ölümünden sonra yazdığı şiirlerden dolayı “ağıtlar şairi” olarak adlandırılmıştır.
Yukarıda bazı özellikleri verilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Recaizâde Mahmut Ekrem
B) Abdülhâk HamitTarhan
C) Ziya Paşa
D) Halit Ziya Uşaklıgil
E) Tevfik Fikret
14. Şairin, eşi Fatma Hanım’ın ölüm acısıyla yazılmış her biri on altı beyitten oluşan kaside şeklindeki on manzumeden oluşan şiiridir. Şairin Fatma Hanım’ın ölümü üzerine söylediği ilk şiirdir. Şiir, edebiyatımızın en önemli mersiyelerinden (ağıtlarından) biridir. Sekiz dizelik kıtalardan oluşan eserde toplam iki yüz doksan beş kıta yer almaktadır. Şiir, nesir biçiminde yazılmış bir Mukaddime (ön söz) de içerir. Mukaddime’de şairin çeşitli görüşleri yer alır.
Bu parçada tanıtılan şiir ve sanatçısı aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Recaizade Mahmut Ekrem – Pejmürde
B) Muallim Naci – Ateşpare
C) Namık Kemal – Vaveyla
D) Tevfik Fikret – Rübab-ı Şikeste
E) Abdülhak Hamit Tarhan – Makber
- Batılı anlamda ilk başarılı örnekler verilmiştir.
- Realizm ve natüralizm etkisiyle gerçekçi ve gözlemci bir anlatım benimsenmiştir.
- Psikolojik gerçekçiliğe uygun roman yazılmıştır.
- Memleket sorunlarından ve sosyal politikadan bahsedilmemiş, toplumsal konular işlenmemiştir.
- Sosyal çevre, “aile ortamı” ile sınırlıdır; olaylar İstanbul’da geçer.
- Tasvir ve betimlemeye önem verilmiş; yazarlar, anlatımda kişiliğini gizlemiştir.
- Teknik bakımdan güçlü romanlar yazılmıştır.
- Ağır, sanatlı, süslü bir dil kullanılmış; eksiltili ve devrik cümlelere yer verilmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi, yukarıda roman özellikleri verilen edebiyat döneminin temsilcilerinden birine ait bir eser değildir?
A) Mâi ve Siyâh
B) Kırık Hayatlar
C) Halâs
D) Bugünün Saraylısı
E) Eylül
- Bir sınıfta Ayşenur, Duygu, Burak, Sevda, Meryem ve Yusuf adlı altı öğrenci, gittikleri kütüphaneden roman almıştır. Bu kişilerin aldıkları kitaplarla ilgili olarak şunlar bilinmektedir.
- Ayşenur, Recaizade Mahmut Ekrem’e ait bir roman almıştır.
- Duygu ile Burak aynı dönemin romanlarını tercih etmiştir.
- Duygu, Ayşenur’un aldığı romanı daha önce okumuştur.
- Meryem’in aldığı roman ilk psikolojik roman örneğidir.
- Sevda, tercihini modernist bir romancıdan yana kullanmıştır.
- Yusuf’un okuduğu romanın kahramanlarından biri de Hakkı Celis’tir.
Bu bilgilere dayanılarak aşağıdakilerden hangisi kesinlikle söylenebilir?
A) Ayşenur ile Duygu’nun okuduğu yazarın birden fazla romanı vardır.
B) Burak servetifünun dönemine ait bir roman okumuştur.
C) Sevda’nın okuduğu roman Halit Ziya’nın Mai ve Siyah adlı romanıdır.
D) Meryem tanzimat dönemine ait bir roman okumuştur.
E) Yusuf, Yakup Kadri’nin romanlarından birini tercih etmiştir.
Hakkınız var, güzel değildir ihtimal
Mübalağa sanatı kadar
Varşova’da ölmesi on bin kişinin
Ve benzememesi
Bir motörlü kıtanın bir karanfile
“Yârin dudağından getirilmiş.”
Bu dizelerde Garip Akımı’nın kurucusu olan —-, şiirde simgeci ve mecazlı anlatımı savunan ve edebiyatımızda “Akşam Şairi” olarak bilinen —- şiir anlayışıyla alay etmektedir.
Yukarıda boş bırakılan yerlere, aşağıdakilerin hangisinde verilenlerin getirilmesi en uygundur?
A) Orhan Veli – Ahmet Haşim’in
B) Nazım Hikmet – Yahya Kemal’in
C) Orhan Veli – Yahya Kemal’in
D) Nazım Hikmet – Ahmet Haşim’in
E) Oktay Rifat – Necip Fazıl’ın
I.—
- Bilinçaltına önem verme
- Akıl ve mantığı dışlama
- Geleneğe karşı olma
II—
- Deney ve gözleme önem verme
- Soyaçekimi önemseme
- Kötümser olma
III. —-
- Ak-kara çatışmasına dayanma
- Duygu ve hayalleri önemseme
- Hürriyet konusunu işleme
- —–
- Musikiye önem verme
- İmgelerden çokça yararlanma
- Anlamda kapalılığı esas alma
Aşağıda verilen akımlardan hangisi, bu tablolarda numaralandırılmış yerlerden herhangi birine getirilemez?
A) Klasisizm
B) Sürrealizm
C) Natüralizm
D) Sembolizm
E) Romantizm
- İstanbullu, aydın bir genç olan —- 1922’de edebiyat öğretmeni olarak Ulukışla yoluyla Kayseri’ye yaptığı yolculuk sırasında Anadolu ve Anadolu insanı ile ilk karşılaşmasının izlenimlerini içeren —- şiiri, sanatının dönüm noktasını oluşturur. Sonraki yıllarda Şark Vilayetleri Tetkik Heyeti ile Sivas, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Trabzon, Kastamonu gibi illere yaptığı seyahatler, şairde memleket edebiyatı düşüncesinin bir ideal haline gelmesini sağlamıştır. Müdürlüğünü yaptığı Hayat mecmuasında Anadolu coğrafyasını, insanını, meselelerini halk edebiyatının biçim unsurlarıyla desteklediği şiirleriyle ele almıştır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere, sırasıyla aşağıda-kilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) Mehmet Emin Yurdakul’un – Cenge Giderken
B) Ziya Gökalp’in – Kızıl Elma
C) Nazım Hikmet’in – Memleketimden İnsan Manzaraları
D) Faruk Nafiz’in – Han Duvarları
E) Ali Canip Yöntem’in – Geçtiğim Yol
- Yazar, bu romanda Anadolu direniş hareketlerinin ve savaşın zaferle sonuçlanmasına, sadece aydın üst kadroların değil, halkın gönlünde yaşayan Türk-İslam sentezinin bilincine ulaşmış halk önderlerinin de payı olduğu temel düşüncesiyle yaklaşır. Romandaki olayları yönlendirenler, başta İstanbullu Hoca olarak bilinen Mehmet Raşit Efendi olmak üzere Çolak Salih, Ali Emmi, Doktor Haydar Bey, Ağır Ceza Reisi’dir. Başlangıçta birbiriyle çatışma halinde olan bu kişilerden Çolak Salih, halkın kahramanlık ruhunu; Anadolu direnişinin sembolü olan Ali Emmi, altı yüz yıllık İmparatorluk tecrübesi yaşayan halkın sağduyusunu sembolize eder. Doktor Haydar Bey ve Ağır Ceza Reisi ise Ali Emmi’nin halk arasında yaptığını aydınlar arasında gerçekleştirirler.
Bu parçadaki altı çizili sözcük ve sözle sırasıyla aşağıdakilerden hangisinde verilenler kastedilmiştir?
A) Kemal Tahir – Yorgun Savaşçı’da
B) Tarık Buğra – Küçük Ağa ’da
C) Yakup Kadri – Yaban’da
D) Samim Kocagöz – Kalpaklılar’da
E) Halide Edip – Ateşten Gömlekte
21.Romanda yazar, gözünü Mütareke Dönemi İstanbul’una çevirmiştir. Adını dinî bir öyküden alan romanda gösterilen tablo biraz abartılı olsa da çökmekte olan devletin başkentinde yaşanan ahlaksızlığı göstermeye hizmet etmektedir. İstanbul’un Batlılaşmayı taklit düzeyinde algılayan kibar kadınları, kendilerini işgalcilere özellikle soğuk bakışlı Captain Jackson Read’a beğendirmek için birbirleriyle yarışırlar. Bir edebiyat araştırmacısının dediği gibi yapı olarak üç farklı zihniyetin çatışması üzerine kurulan romanda Leyla, mütareke yıllarında İstanbul’da sürülen modern hayatı; Necdet, aynı çevrede uyanmakta olan millî şuuru; Captain Jackson Read ise işgal kuvvetlerini temsil etmektedir.
Bu parçada sözü edilen roman aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kutsal İsyan
B) Mahşer
C) Sodom ve Gomore
D) Nur Baba
E) Üç İstanbul
- Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinde saf şiir tarzının temsilcisi olduğu gibi mistik duyuş ve söyleyişin de Necip Fazıl’dan sonraki en güçlü ismidir. Onun mistisizmi kaynağını Doğu mitlerinden alır. Sezgici bir tutumla soyut bir dünyanın şiirini yazar; He ve Lâmelif kitaplarıyla masal, efsane, sır kavramları çerçevesinde simgeci bir şiir dili kurar. Mevlevi geleneğine bağlan şair, Türk tasavvuf kültüründen de beslenir, görünen dünyanın ötesinde görünmeyen bir dünyanın varlığını sezdirir. İbrahim, Cüneyd, Sema-ı Mevlânâ gibi şiirlerinde Türk-İslam tasavvufunun; Mısr-ı Kadim şiirinde Mısır mitolojisinin; Mara, Nirvana ve Sidharta gibi şiirlerinde ise Budist felsefesinin izlerini taşır.
Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sezai Karakoç
B) Cahit Zarifoğlu
C) Nuri Pakdil
D) Asaf Halet Çelebi
E) Erdem Bayazıt
- Elbette her şiirin kuşağının kendisine özgü bir sözlüğü olması doğaldır. Servetifünun kuşağının sözlüğünde hicran, hüsran; Fecriati kuşağının sözlüğünde ise lâl, melâl, leyâl gibi sözcükler başta gelir. Tanzimat kuşağında ise —- gibi sözcüklerin öne çıktığını söyleyebiliriz.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki sözcük veya kavramlardan hangisi getirilemez?
A) hürriyet
B) hayal
C) vatan
D) millet
E) kanun
- Köy üstüne roman yazanların çoğu, toprak konusuna, tarım konusuna el atmayı, roman yazmak için yeterli sanıyorlar. Örneğin, bir köyün su sorununu ortaya koymak ya da bir başka köye traktör girişini anlatmak başlıca kaygıları oluyor. Okuyun bu romancılarla yapılan konuşmaları, hep birtakım sorunlara değinmekten, birtakım gerçekleri göstermekten söz ederler; pek rastlayamazsınız birtakım insanları anlatmak için roman yazdığını söyleyene.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada eleştirilen romancılardan biri olamaz?
A) Fakir Baykurt
B) Haldun Taner
C) Talip Apaydın
D) Kemal Bilbaşar
E) Mehmet Başaran
1. | A | 13 | A |
2. | B | 14. | E |
3. | B | 15. | D |
4. | E | 16. | E |
5. | E | 17. | A |
6. | C | 18. | A |
7. | D | 19. | D |
8. | E | 20. | B |
9. | E | 21. | C |
10. | A | 22. | D |
11 | D | 23. | B |
12. | D | 24. | B |