Cümlede Anlam – 22 (Çıkmış Sorular)

CÜMLEDE ANLAM – 22

1. (I) Onun öykülerinde sağlam bir tekniğin varlığı yadsınamaz. (II) Bununla birlikte, kimi öyküleri öykü olmaktan çok, bir köşe yazısını andırır. (III) Bu tür öykülerde toplumsal eleştiriye yönelir ve in­sanı dışlar. (IV) Ancak, bütün öykülerinde, sözcük seçimi yönünden kılı kırk yaran bir titizlik gösterir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi­leri sözü edilen yazarla ilgili olumlu yargılan içermektedir?

A) I. ve II.                B) I. ve III.            C) I. ve IV

D) II. ve III.              E) II. ve IV.

(ÖSS 1999)

 

2. Anlatımında gözlem gücünden büyük ölçüde yararlanıyor; ancak seçtiği ayrıntıları, olduğu gibi değil, değiştirip, yeniden kurgulayarak anlatmayı yeğliyordu,

Bu cümle aşağıdakilerden hangisine anlamca en yakındır?

A) Amacı, çerçevesine ayna tutmak değil, ay­naya yansıyanları yeniden biçimlendirmekti.

B) Okurlarına gerçeğin sesini duyurabilmek için gündelik yaşamı anlatan Öyküler yazdı.

C) Hayal gücüne dayalı olayların yerine, tümüyle gerçeklerin yönlendirdiği konulan İşledi.

D) İnsanı dışlayan, doğayı ve doğadaki varlıkları öne çıkaran Öykülere Öncelik verdi.

E) Öykülerinde, değişik anlatım teknikleri kulla­narak yaşamı bütün zenginlikleriyle yansıtmaya çalıştı.

(ÖYS 1997)

 

3. Yazar, yapıtlarında dünyayı kendi algıladığı biçimde değil, yarattığı kişilerin gördüğü biçimde anlatma yolunu seçiyor.

Bu cümle aşağıdakilerden hangisine anlamca en yakındır?

A) Yazar, ele aldığı konulan gözlemci ve gerçekçi bir tutumla işler.

B) Yazar, olayları ve durumları roman kişilerinin bakış açısıyla görüp yansıtır.

C) Yazar, insanları, insanın doğal ve toplumsal çevresi içinde ele alır.

D) Yazar, gerçek hayattan seçtiği kahramanları romanın akışına göre yeniden biçimlendirir.

E) Yazar,   insanların   iç  dünyasına  değil,   dış dünyasına ayna tutar,

(ÖSS 1997)

 

4. (I) Arkadaşınızla (II) sizi (III) Kızılay’da (IV) otobüs durağında (V) gördüm.

Bu cümlede zamanı vurgulamak için “dün” sözcüğünün, numaralanmış yerlerin hangi­sine getirilmesi uygun olur?

A)V.          B)IV.          C)lll.          D) II.          E) I.

(ÖYS 1993)

 

5. (I) Bu yapıt, romantik romanın bütün özelliklerini taşımaktadır. (II) Romandaki olaylar bilinçli olarak seçilmemiştir. (III) Romancı, olayları istediği biçimde geliştirmek için rastlantılardan büyük ölçüde yararlanmıştır. (IV) Olayları öyküleyişteki neden-sonuç kopukluğuna karşın, kişilerin konuş­malarını yansıtmadaki başarısı romanın en güçlü yanlarından biridir. (V) Kişiler, kültür düzeylerine uygun biçimde konuşturulmuştur.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, sözü edilen yapıtın “hem olumlu hem de olumsuz” yönlen bir arada verilmiştir?

A) I.         B)ll.          C)lll.          D) IV.          E) V

(ÖSS 2002)

 

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aynı varlığın karşıt durumları birlikte verilmiştir?

A) Gün doğarken yola çıkmış, öğleden sonra köye varmıştık.

B) Adamın yüzündeki yumuşak ifade bizimle konuşurken birdenbire sertleşmişti.

C) Hastanın kansız yüzü bir hafta öncesine göre daha sararmıştı.

D) Bu dev gibi adam bugüne değin o minicik ço­cuğun her dediğini yapmıştı.

E) Yolculardaki bezginlik yolun sonuna doğru acıya dönüşmüştü.

(ÖSS 1983)

 

7. İşinizde iyi olabilirsiniz ama bununla yetinmemeniz gerekir. İyi yaptığınız bir şeyde takılıp kalmanız, ölümü kabullenmek gibidir. İnsanın görevi, iyi yapamadığı şeyleri öğrenme umuduyla yapmayı denemektir.

Bu parçada insanla ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sorunların çözümünde farklı yollara başvurmalıdır.

B) Bildiklerini zenginleştirerek kendini yenilemelidir.

C) Yaşamı iyi ve kötü yanlarıyla tanımaya çalışmalıdır.

D) Yaptıklarını bir değerlendirmeden geçirmelidir.

E) Sorumluluklarını eksiksizce yerine getirmelidir.

(2010 YGS)

 

8. Nesnel sanat olmadığı gibi nesnel eleştiri de yok­tur. İyi bir eleştirmen, değerlendirmeye çalıştığı yapıtlarda kendi ruhunu gezdiren, kendi serüvenini yaşayan kişidir.

Yukarıda öne sürülen eleştiri anlayışına en yakın yargı, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Her yapıt kendine özgü bir eleştiri yöntemi gerektirir.

B) Eleştiride öznel ölçütler kadar nesnel ölçütler de kullanılır.

C) İyi bir eleştirmen eleştirdiği yapıtı, yaratıldığı dönem içinde ele alır.

D)Eleştirmen, yapıtı bahane ederek gerçekte kendi düşüncelerini anlatır.

E) Usta eleştirmenler yapıta bağlı kalmaktan hoş­lanmazlar,

(ÖSS 1994)

9. (I) Sait Faik ile Oktay Akbal’a yalnız dost olarak değil, yazar olarak da, tanıdığım günden beri önem vermişimdir. (II) Her ikisini de Önce yazıla­rıyla tanıyıp sevmişimdir. (III) Kişisel dostluğumuz daha sonra başlamıştır. (IV) Öykülerini severek izlemem, öykümüze getirdikleri yeniliklerden çok, onları kendime öbür öykücülerden daha yakın bulmamdır, (V) Onlar da ben de günümüz in­sanının bireysel ve toplumsal gerçeklerini birlikte veren, İnsancıl çizgide öyküler yazdık.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­sinde öykülerin içeriğiyle ilgili bilgi verilmek­tedir?

A) I.          B)ll.          C)III.          D) IV.          E) V.

(ÖYS 1996)

 

10. Öykülerin yalın, abartıdan uzak ve sıcak bir dille yazılmış olması, okurun, kitabı bir çırpıda, rahatça bitirmesini sağlıyor.

Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?

A) Özentisiz, basit bir dille yazılmış olan öyküler değişik düzeydeki okurlara seslenebiliyor.

B) Günlük konuşma dilinin ustaca kullanılması, öykülerin ilginçliğini artırıyor.

C) Öyküde olağanüstülükten uzak, sıradan olay­lara yer verilmesi okuyucunun İlgisini kamçılıyor.

D) Açık, doğal, içten bir anlatımı olduğu için öykü­ler, zorlanmadan, kısa sürede okunuyor.

E) Öykülerde, yaşanmış olayların anlatılması okuyucuyu kitaba bağlıyor.

(ÖSS 1992)

 

11. “Elbette, insanın düşüncelerine, anılarına, yaşan­tılarına böylesine karışan denizden ayrılması çok güçtür. …… şairimiz ……… bu güçlüğe katlanmak zorunda kalır.”

Yukarıda boş bırakılan yerlere sözün gelişine göre aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getir­ilmelidir?

A) Yazık ki – zaman zaman

B) Öyleyse – arada bir

C) Neyse ki – her zaman

D) Böylece – sürekli

E) Böylelikle – hep

(ÖSS 1984)

 

12. (I) Sanatçı, çağdaşı sanatçılardan herhangi birinin izinde yürümekten olabildiğince kaçınıyor. (II) O, sözcüğün gerçek anlamıyla, kendine özgü olmak istiyor, (III) Çalışmalarında biçim ve öz yönünden olabildiğince özgür bir tutum sürdürüyor. (IV) Sıradan sanatseverlerin kolayca tadına varama­yacağı, değişik yorumlara açık ürünler ortaya ko­yuyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi­leri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.              B) l. ve III.              C) I. ve IV.

D) II. ve IV            E) III. ve IV.

(ÖSS 1997)

 

13. Başımdan geçen kimi olayların öyküsünü yazar­ken, o olayları yeniden, hem de zamanında ayrı­mına varamadığım yönleriyle yaşamanın, küçümsenir bir mutluluk olmadığını söyleme­liyim.

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle aynı an­lamdadır?

A) Öykülerimi oluşturmak İçin yaşadığım olayları bir süre sonra hatırlamak zorunda olduğumu hiç unutmam,

B) Başımdan geçen olayları, yapıtlarımda an­latırken onlara yeni bir görünüm kazandırmaya çalışırım.

C)Kimi olayların incelikleriyle yansıtılmasının, yazarlığa özgü bir nitelik olduğunu düşünü­yorum.

D) Yaşadığım kimi olayları sonradan öyküye dönüştürürken onların fark etmediğim yanlarını tekrar yaşamak bana mutluluk veriyor.

E) Kimi olayları yaşarken duyduğum üzüntüleri, sonradan onları yazarken mutluluğa dönüştürürüm,

(ÖYS 1995)

 

14. Burada sözünü etmediğim filmlerin yeterince iyi olmadığı sanılmasın.

Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?

A) Burada sözünü ettiğim kötü filmlerin iyi yanları da var.

B) Burada sözünü ettiklerimin dışında da iyi film­ler var.

C) İyi olmayan filmlerden de burada söz edebili­rim.

D) Burada sözünü ettiğim filmler, iyi film diye seçi­lenlerdir.

E) Burada sözünü ettiğim filmler arasında kötü filmler de yer alıyor.

(ÖSS 1994)

 

15. Düşüncenin sıralanışı bakımından: “Annesini, babasını, kardeşini, herkesi sürekli özlüyordu.” cümlesi ile aşağıdakilerden hangisi arasında bir benzerlik yoktur?

A) Yaşlıları, hastaları, çocukları, yardıma ihtiyacı olan herkesi arabalara bindirdiler.

B) Masaları, sandalyeleri, koltukları, evdeki bütün eşyayı onardılar.

C) İlk öğretmenini, bütün arkadaşlarını, yazları yaylada ailece geçirdikleri güzel günleri unutamıyordu.

D) Saz çalmayı, şarkı söylemeyi, konser vermeyi, her türlü müzik çalışmasını çok severdi.

E) Çimleri, çiçekleri, ağaçları, bahçedeki her şeyi sulamalısın.

(ÖSS 1989)

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

 

CEVAPLAR

1.C6.B11.B
2.A7.B12.A
3.B8.D13.D
4.A9.E14.B
5.D10.D15.C