Cümlede Anlam – 24 (Çıkmış Sorular)

CÜMLEDE ANLAM – 24

1. Bir akşam bizim balkonda oturmuş, Kaz Dağları­nın ucunda güneşi uğurluyorduk. Konuklardan biri: “Şu renk şölenine bakın. Bu güzelliğin sona ermesi insana hüzün veriyor.” dedi. Ben de: “Gü­neş yarın yine doğacak.” dedim,

Bu parçada geçen, “Güneş yarın yine doğa­cak.” cümlesiyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Üzüntüyle sevincin iç içe olduğu

B) Aynı güzellikle yine karşılaşılacağı

C) Mutlulukların geçici olduğu

D) Doğa olaylarının tekdüzeliği

E) Gelecek günlerin güzelliği

(ÖYS 1996)

 

2. “Bu müjdeli haberi aldığım andaki sevincimi an­latmak pek güç.” cümlesinden sonra anlamı pekiştirmek İçin aşağıdakilerden hangisi ge­tirilmelidir?

A) Gözüm o anda hiçbir şey göremez olmuştu.

B) Bunu dünyada kimseye söyleyemezdim.

C) Dünyalar benim olmuştu sanki.

D) Çok memnun olmuştum.

E) Yeniden dünyaya gelmiş gibiydim.

(ÖSS 1984)

 

3. Ayrıntılı olarak düşünmeden …….,

sözleri aşağıdakilerden hangisiyle tamam­lanırsa, cümle tedbirli bir İnsanın tutumunu yansıtır?

A) yaptığım girişimlerden de iyi sonuçlar aldığım oldu

B) verdiğim bu karar herkesi sevindirdi

C) böyle bir işe girişmemek gerektiğine inanıyo­rum

D) başladığım bu işte de başarılı oldum

E) İşimden ayrılmam onu rahatsız etmedi

(ÖSS 1989)

 

4. Sanatçı, “Bebek” hikâyesini dokuz kez yazdığını, dokuzunda da değişik hikâyeler ortaya çıktığını söylüyor.

Sanatçının bu sözünden aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılabilir?

A) Bir yazarın başarısı neyi, niçin yazdığını bütün yönleriyle bilmesine bağlıdır.

B) Yazar, üzerinde çalıştığı konuya göre bir an­latım biçimi seçmelidir.

C) Yazar, sözcükleri seçip kullanırken onlara yeni anlamlar yükleyerek dilin olanaklarını zengin­leştirmelidir.

D) Yazar, anlatımını seslenmek istediği okur kitle­sinin düzeyine göre biçimlendirmelidir.

E) Bir yazarın aynı konudan değişik hikâyeler çıkarması onun yaratma gücünü gösterir.

(ÖSS 1995)

 

5. Özellikleri yönünden hiçbir akım içinde yer almayan şairler var. Bunlar, kendi kuşağından olanların yaz­dıklarına da benzemeyen bir şiir yazıyorlar. Bir kuşak ya da gruba katılmadıkları için şiirlerinin bulutsu bir görünüşü var. Bunları yazanlar, kendilerine özgü bu şiirlerle şiirin bir mozaik olduğunu önümüzdeki birkaç yıl içinde gösterecekler.

Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

A)   Özellikleri ve sınırları belirgin olmayan – çeşitlilik içeren

B)    Düş gücüne ağırlık veren – teknik açıdan kusur­suz

C)   Duyguları devindiren – sanat değeri taşıyan

D)   Belirli konular üzerinde yoğunlaşan – birçok öğe­si olan

E)   Kendinden öncekileri yadsıyan – okur duyarlığı­na seslenen

(2010 LYS)

 

6. (I) Bu balerinimiz senelerce yılmadan çalıştı. (II) Bir dönemde kimlik arayışları içine girdi. (III) Her çalışmasında yeni bir şeyler ortaya koydu. (IV) Müzik seçiminde de hiçbir zaman kolaya kaç­madı, (V) Giderek çağdaş ve evrensel bir çizgiye ulaştığını son çalışmalarıyla kanıtladı.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “beğenme” söz konusu değildir?

A) I.          B)ll.         C)lll.          D) IV.         E) V.

(ÖSS 1996)

 

7. (I) Geçmiş çağlardan günümüze kalan büyük yapıtlar, örneğin Tolstoy’un Savaş ve Barış, Stendhal’ın Parma Manastırı, Dostoyevski’nin Budala adlı yapıtları çağlarının birer tanığıdır. (II) Ama yazarlar bu yapıtları çağın tanığı olmak isteğiyle yazmamıştır. (III) Çağlarının havasını kendi kişiliklerinde erittiklerinden ister istemez çağın etkileri yapıtlarında belirir. (IV) Ne var ki çağına tanıklık etmenin çeşitli yolları vardır. (V) Bu yollara başvurulmadan yazılanlar bu işlevi yerine getiremez, kısa zamanda unutulur, öte yandan yaratma isteğiyle yazılan yapıtlarsa kalıcılığa ulaşır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Kızıl ve Kara’yı okuyan günümüz insanının, Napolyon çağının anlayışını bu kitapta bugün de bulması, yapıtın kalıcılığını sağlayan sanatsal ve dilsel değerinin bir göstergesidir.” cümlesi getirilebilir?

A) I.         B) II.        C) III.       D) IV.      E) V.

(2010 YGS)

 

8. (I) Kendimle ve sanatımla ilgili olarak yazılıp çizilenleri biriktirmek istemiyorum. (II) Kitaplardaki şiirlerimden başka hiçbir şey bırakmayı düşün­müyorum arkamda. (III) Farklı yorumlara konu olmak istemiyorum. (IV) Arkamda birtakım kâğıt­lar bırakıp da insanların kafasını karıştırmanın gereksiz olduğuna inanıyorum.

Bu parçada söylenenlerin nedenleri, numa­ralanmış cümlelerin hangilerinde açıklan­mıştır?

A) I. ile II.               B) I. ile III.              C) II. ile III.

D) II. ile IV,            E) III. ile IV.

(ÖSS 1998)

9. Sanatta ve edebiyatta etkilenme doğaldır. Çünkü sanatçının en önemli özelliği, sürekli arayış içinde olması, kendini yeterli görmemesidir. Nitekim yazar André Gide, kendine yettiğini söyleyen sanatçıyı “zekâsına diyet yaptıran insan”a benzetir.

Bu parçada geçen “zekâsına diyet yaptırmak” sözüyle sanatçılara özgü hangi özellik belirtilmek istenmiştir?

A) Düşünce ve duygu dünyasını besleyerek geliştirmeme

B) Öz eleştiri yapma alışkanlığı olmama

C) Görüşlerini başkalarıyla paylaşmak istememe

D) Başkalarını taklitten kaçınma

E) Yaratıları üzerinde gerektiği ölçüde çalışmama

 

10. (I) Her çalışmasında olduğu gibi bunda da açık ve yalın anlatımı hemen göze çarpıyor. (II) Bu durum, şairin, edebiyat çevrelerinin yoğun ilişki­lerinden uzak, yere! kaynaklara daha yakın ol­masındandır, (III) Yine bu durum, onun şiirinin, toplumun değişik kesimlerinde aynı ölçüde anlaşılır olmasının da ana kaynağını oluşturmak­tadır. (IV) Bilincimizin bir köşesinde var olan kır yaşantısının doğayla ilgili öğeleri onun şiir­lerinde evrensel bir temaya yönelişin çıkış nok­tasıdır. (V) Ardıçlar, söğütler, ahlatlar, balkon çiçekleri şairin lirik yanını sunar bize.

Şairin geniş bir okur kitlesine Beslenebilmesini sağlayan Özelliği, yukarı­daki parçanın kaçıncı cümlesinde belir­tilmiştir?

A) I.          B)ll.         C)lll.          D) IV.          E) V.

(ÖSS 1999)

 

11. (I) Bu eleştirmen yapıtları değerlendirirken ken­dini öne çıkarmaya çalışır. (II) Eleştirilerin beğe­nilmesini sağlayan da bir bakıma onun bu tutumudur. (III) O, kendisinden söz ettiği bir sanatçıyı yargılayıp değerlendirirken sözcük seçimine, bunların kullanımına büyük bir özen göstererek okuyucunun ilgisini kamçılar. (IV) Bu yolla, okurları, incelenen yapıtın değişik yönleri üzerinde düşündürür. (V) Onun bu tutumu eleşti­rilerini asık suratlı olmaktan kurtarır ve onların ko­layca okunmasını sağlar.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden özel­likle hangisi, sözü edilen eleştirmenin üslu­buyla ilgilidir?

A) I.          B)ll.         C)III.          D) IV         E) V.

(ÖYS 1995) 

12. (I) Kim ne derse desin, eleştirmenler özelde edebiyatın, genelde sanatın üvey evlatlarıdır. (II) İki kere ikinin dört ettiği kadar kesin bir gerçektir bu. (III) Şairler ve yazarlar, onları pek sevmezler, soğuk bir iş ilişkisidir eleştirmenlerle aralarındaki. (IV) Överseniz mesele yok, kupkuru bir teşekkürle yetinir çoğu. (V) Ama beğenmezseniz hemen çıkarırlar acımasız eleştiri oklarını ve saplamaya başlarlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur?

A) I.         B) II.        C) III.       D) IV.       E) V.

(2010 YGS)

 

13. Kırk yılı aşan yazarlık çabamda ne anlatmak istemiştim? Bu, kurşun bir kütle gibi çökmüştü üstüme. Oysa yaşamım boyunca nice insanlar tanımıştım; nice bağlılıklara, vefalara, öfkelere tanık olmuştum. İnsanların iyiliklerini, ihanetlerini görmüştüm. Kalıcı bir sevginin olamayacağını öğrenmiştim. Aşk, kâğıt üzerinde güzeldi; mutlu sonlar, romanlara özgüydü.

Böyle diyen yazar altı çizili sözle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?

A) Yazdıklarının anlaşılmamasına üzüldüğünü

B) Soruyu yanıtlamada güçlük çektiğini

C) Eskiden yazdıklarını artık beğenmediğini

D) Yaşadıklarını anlatmaktan kaçındığını

E) Duygu dünyasına sınırlar çizdiğini

(2010 YGS)

 

14. Önce kendilerine beğendirmeye çalışırlar şiirlerini. Seçicidirler. Bir şiir üzerinde haftalarca, aylarca uğraştıkları olur. Yetkinlik midir bu? Sanmıyorum, titizlik diyeceğim ben, şiir dilini gereğince çapaksız kullanma titizliği. Şiirin boşluklarda, susmalarda, eksiltmelerde olduğunu bilen, has bir şair tavrı. Vitrinde olmanın her şeyden önemli olduğu günümüzde hâlâ var mıdır böyle adını sık sık duyurmaktan, ortalıkta görünmekten kaçınan şairler? Neyse ki var!

Bu parçada sözü edilen şairler aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?

A) Verimsiz olarak tanınan

B) Çok dikkatli ve özenli çalışan

C) Gerçek şiirin ne olduğunu bilen

D) Geri planda kalmayı yeğleyen

E) Zor beğenen

(2010 YGS)

 

15. (I) Yapıtını gece boyunca okuyup yuttuktan sonra, vakit geçirmeme olanak yoktu. (II) Düşüncelerimi belirtmek için hemen yazmaya koyuldum. (III) Öncelikle şunu söyleyeyim; (IV) Bugünkü edebi­yatta bu güçte bir yapıtla karşılaşmadım, (V) Günümüzün yazarları arasında hiç kimse, ne ben ne de bir başkası, böyle bir şey yazmayı başara­madı.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­lerinde “karşılaştırma” söz konusudur?

A) I. ve II.                B) I.  ve IV.            C) II. ve III.

D) III. ve IV.             E) IV ve V.

(ÖSS 1996)

 

16. Bilimsel bir yazı, dile getirdiği düşünce ne olursa olsun her türlü duyguyla, duygusallıkla ilgisini kesmiştir. Böylesi yazılarda bilim adamı, kendini mümkün olduğu kadar paranteze almalıdır. Bu yazılar, “Nesneler kendisi konuşuyor.” diyenleri haklı çıkarmalıdır.

Bu parçada geçen “kendini paranteze almak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Anlama çabası içinde olmak

B) Konu dışına çıkmamak

C) Farklı görüşlere saygı duymak

D) Kişisel değerlendirmelerini yansıtmamak

E)Özgün bir bakış açısına sahip olmak

(2010 YGS)

CEVAPLAR

1.B6.B11.C
2.C7.E12.B
3.C8.E13.B
4.E9.A14.A
5.A10.A15.E
  16.D