LYS Türk Edebiyatı Deneme Sınavı – 14

LYS – 14 Deneme Sınavı

1.      Üniversiteler arası yapılan olimpiyatların bu yılki merkezi

 I

Erzurum, büyük bir heyecan yaşıyor. Herkesin merakla izlediği

II

oyunların sembolü çift başlı kartal ve çifte minare, bu şehrin iki

           III

büyük medresesini simgeli­yor. Düzenlenen bu olimpiyat sayesinde,

IV

dünya insanı da ülkemizin saklı güzelliklerini tanımış oluyor.

V

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi aşa­ğıda verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?

A)  I. sözcük, çokluk ve tamlayan eki almıştır.

B) II. sözcük, belgisiz zamirdir.

C)  III. söz, belirtili ad tamlamasıdır.

D)  IV. sözcük, birden çok yapım eki almış sıfat-fiildir.

E) V. söz, özne görevindedir.

 

2.             Derinde sızlayıp  kanayan yaran

                                    I              II

Kalbini dağladıkça üzer her zaman

III

Ak yağınca saça gel zaman git zaman

IV

Sevince elveda, neşeye elveda

V

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi fiilimsi değildir?

A) I.             B) II.            C) III.             D) IV.             E) V.

 

3.      Halide Nusret Zorlutuna’nın Milli Mücadele Döneminde kaleme aldığı şiirlerinde hüzünlü bir insanın izlenimleri vardır. Ancak, şiirler titizlikle incelendiğinde şairin bu şi­irlerinde, okuyanlara hem o dönemin havasını yansıta­bilmek hem de mücadele bilinci aşılamak için lirik ve di­daktik öğeleri atbaşı götürdüğü görülür.

 

Bu parçadaki altı çizili sözle, sözü edilen şairin şi­irleriyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Gerçekçi bir söyleyişle oluşturulduğu

B)  Sanatsal yetkinlikten yoksun olduğu

C)  Duygunun düşünceye baskın olduğu

D)  Okurları duygusallıktan uzaklaştırarak gerçeklerle yüzleştirmek istediği

E)  Okuru hem duygulandırma hem de bilgilendirme amacı taşıdığı

 

4.       Kışın olmazsa olmazları vardır ; Soğuklar bastırır, günlerce

                                                            I                           II

ayaz olur, sonra lapa lapa kar… Bazen de çığ haber­leri

                                                III

duyarız ; tonlarca kar, dev bir kartopu halinde yuvarlanır

            IV

dağların yamaçlarından.

V

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerin­den hangisi yerinde kullanılmamıştır?

A) I.             B) II.            C) III.             D) IV.             E) V.

 

5.İnsana yönelik bakış açısının değişmeye başladığı Tanzimat Döneminde, yeni türler ve yeni temaların et­kisiyle bazı şair ve yazarların bir taraftan eski edebî ge­lenekten sapmaya başladıkları, diğer taraftan da ta­mamıyla yeni bir edebî gelenek oluşturma yolunda ilerledikleri görülür. Ancak 19. yüzyılda bu, eskiden kopma ve yeniye yönelme olgusu, Tanzimat ve Servet-i Fünûn Dönemi sanatçılarında farklı seviyelerde olmuştur. Sözgelimi bu iki dönem sanatçıları içinde Serveti Fünûncular, daha çok, Batı kültür dünyasından etkilenmiş, Tanzimatçılar ise Doğu kültüründen bes­lenmeye devam etmişlerdir.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenlere başvurulmuştur?

A)  Kanıtlamaya – kişileştirmeye

B)  Betimlemeye – öykülemeye

C) Açıklamaya – karşılaştırmaya

D)  Kişileştirmeye – benzetmeye

E)  Karşılaştırmaya – tanımlamaya

 

6.      Nasrettin Hoca, dünyaca tanınmış bir halk filozofudur. Adetâ Türk halkının mizah anlayışının sembolü olmuş­tur. Fıkralarında halk yaşamından kesitler sunmuş, güldürürken düşündürmüştür. Onun fıkralarını dinle­yenler kendi hayatlarından izler bulmuş, hatalarının farkına varmışlardır. Bu durum toplumsal yaşama kat­kıda bulunmuştur. Fıkralarındaki kahramanlar; karısı, çocuğu, komşuları, mahalleli, sokaktaki dilenciler, hır­sızlar ve eşeğidir.

Bu parçadan Nasrettin Hoca ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?

A)  Ününün ulus düzeyinde kalmadığı

B)  Türk mizahıyla özdeşleştiği

C)  Fıkralarının sosyal fayda sağladığı

D)  Fıkralarında yer alan kahramanların kurgu ürünü olmadığı

E)  Fıkralarıyla insanları sadece güldürüp eğlendirme­yi amaçladığı

 

7.      Yazılarında daha çok, Türk edebiyatının dönemlerini bir arada vermeyi amaçlayan yazar, edebiyatımızı te­peden bakan bir bakış açısıyla yansıtmaya çalışıyor. Okur, böylece dönemler arasında ilgi kurarak edebi­yatımızın geçirdiği evreleri rahatça görebiliyor.

Bu parçada “edebiyatımızı tepeden bakan bir bakış açısıyla yansıtmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Yapıtların sanatsal düzeyini beğenmemek

B)  Genç edebiyatçıların donanımını yetersiz bulmak

C)  Edebiyatımızın gelişim sürecini bütünlük içinde an­latmak

D)  Okurlara edebiyatı sevdirmek için eski dönemlerde ortaya konan yapıtları tanıtmak

E)  Edebiyatçılarımızı tarafsız bir gözle okurlara anlat­mayı amaçlamak

 

8.      (I) Şiirin sadece Türkiye’de değil bütün dünyada kriz geçirdiği söyleniyor. (II) Bu, yalnız şiir için geçerli bir durum değil elbette. (III) Genel olarak edebiyat büyük ve derin bir kriz yaşıyor. (IV) Görsel dünyanın giderek ağır basması, popüler kültürün daha ziyade bir eğlen­ce kültürü olması bunda oldukça etkili. (V) Ayrıca bu­na okuma alışkanlığının düşük olmasını da eklemek mümkün. (VI) Bir de “çok satanlar”ın edebiyat yapıtı olarak görülüp anlaşılmasını da unutmamak gerekir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin­den başlanarak edebiyattaki krizin nedenlerinden söz edilmiştir?

A) I.            B) II.            C) III.            D) IV.            E) V.

9.      Şairlerin şiirini yeniden ele alması, onda bazı değişiklik­ler yapması, edebiyatta tartışılagelen bir konudur. Ce­mal Süreya “Sözcükleri Değiştirmek” adlı yazısında Ok­tay Rifat’ın eski şiirlerindeki bazı sözcükleri değiştirme­sini eleştirir. Şairin bu çabasına olumlu bakmaz. Yaşar Nabi Nayır, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Talip Apaydın’da da benzer değiştirmeler gördüğünü belirtir. Yazara gö­re, bu durumun çeşitli sakıncalar! vardır. Örneğin bir di­zede sözcük değiştirmek isteyen şairin, dizeyi yeniden kurması gerekebilir. — Sanatçı şiirin, sonradan müda­hale kabul etmeyen bu yapısını çok iyi bildiğinden, şiir­lerin olduğu gibi bırakılmasını savunur.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han­gisi getirilmelidir?

A)  Dolayısıyla şairler şiirlerinde istediği gibi değişiklik yapabilir.

B)  Oysa şiirin yapısı bırakın bir dizeyi bir sözcük bile değiştirmeye izin vermez.

C)  Bu, bazen şiiri bambaşka yapar, eskisinden güzel hale getirir.

D)  Şairler, okurlarını da düşünerek bazen şiirlerinin dilini sadeleştirme yoluna gitmelidir.

E)  Aslında hiçbir şiir bütünüyle tamamlanmadığından, onda her zaman değişiklik yapılabilir.

10.     (I) Baharın eli kulağındaydı; ıtırlı, baharatlı kokuları şim­diden dört bir yanı tutmuştu. (II) Doğada nice zaman­dır bir kıpırtı, bir telaş… (III) Ağaçları ufak ufak yeşeren yapraklar kaplamıştı. (IV) Bir uyanışın, bir dirilişin belir­tileri günden güne daha açık seçik göze çarpıyordu. (V) Sayılı günler kalmıştı baharın tüm görkem ve albenisiyle insanların karşısına dikilmesine.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A)  I. cümle, sıralı cümledir.

B)  II. cümle, eksiltili cümledir.

C)  III. cümle, bileşik bir isim cümlesidir.

D)  IV. cümle, olumlu, kurallı cümledir.

E)  V. cümle, devrik bir fiil cümlesidir.

 

11.    ihtiyar, soğumaya yüz tutmuş çayından minik minik yudumlar alırken insan trafiği bugün daha da yoğun olan köy kahvesini tarıyordu gözleriyle. Onca simanın arasında az buçuk samimi olduğu, hiç değilse aya­küstü merhabalaştığı birilerini bulsa şu masaya yalnız başına oturduğundan beri üzerine hayalet gibi çöken sıkıntıdan kurtulacaktı belki de. Ama böyle birileri gö­züne çarpmadı. Kahve, şakırtılı ve telaşlı uğultusu, her zamanki koyu havası, masalardan bulut bulut yükse­len sigara dumanıyla tıpkı dağ başında sis altında kal­mış kasvetli bir kaleyi andırıyordu. Çıngıraklı dış kapı sürekli açılıp kapanıyor, dışarının soğuğu ve karlı ko­kusu kıpkırmızı yüzlerle içeri doluşuyor, dışarı çıkanla­rın boşalttığı ahşap masalar doluveriyordu.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A)  Yinelemeler

B)  Benzetmeler

C)  Eksiltili cümleler

D)  Betimleyici öğeler

E)  Farklı duyularla algılanabilen ayrıntılar

 

12.    (I) Gerçekçi yazınsal bir yapıt da nihayetinde kurgu­lanmış bir metindir. (II) Dolayısıyla yaşananların sert gerçekliğini bu yapıtların olduğu gibi yansıtabilmesi mümkün değildir. (III) Ancak bu yapıtlar arasında ya­şanmış olaylar üzerine temellendirilen ve yaşananları çok değiştirmeden anlatmayı başaran gerçekçi yapıt­lar da az değildir. (IV) Yazar, bu romanında, başkahraman Julien SorePin yaşadığı devirdeki Fransız toplu­munu bütün ayrıntılarıyla gözler önüne sermek iste­miştir. (V) Romanın bir alt başlık olarak “1830 yıllarının tarihî olayları” ifadelerini taşıması yazarın amacının ta­mamıyla gerçekçi bir roman ortaya koymak istediğini kanıtlamaktadır zaten.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre “Söz gelişi Stendhal, “Kırmızı ve Siyah”ı gerçekten yaşanmış olan Berthet ve Laforgue olaylarından esinlenerek yazmıştır.” Cümlesi getirilebilir?

A) I.            B) II.            C) III.            D) IV.            E) V.

 

13.    Romantik bir yalnızlık elçisini andıran deniz fenerleri

I                                      II

denizcilere geceleri yol gösterecek bir ışık kaynağını

                                                                     III

hava şartlarından korumak amacıyla eski çağlarda

          IV                                                       V

yapılmıştır.

Bu cümledeki numaralanmış tamlamalardan han­gisi tür bakımından ötekilerden farklıdır?

A) I.             B) II.            C) III.            D) IV.            E) V.

 

14.    İnsanın   yaşamındaki en güzel yıllar, çocukluk çağını,

               I                 II

daha doğrusu onun belli bir dönemini   oluşturan ilkokul yıllarıdır

                                                  III              IV

sanırım.

   V

Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi çekim eki almamıştır?

A)l.            B) II.            C) III.            D) IV.            E) V.

 

15.    Ankara Devlet Konservatuvarındaki   klasik Türk müziği

I                                          II

hocamla Tamburi Cemil beyin    plaklarından birini dinlerken ­

                             III                               IV

göz yaşlarımızı tutamamış ve birbirimize bakıp şu soruyu

       V                                            VI

sormuştuk: ‘Acaba sanatçımız sağ olsaydı  şimdi ne yapardık?”

                                                        VII

Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangilerinin yazımı yanlıştır?

A) I. ve II.                               B) II. ve III.                  C) III. ve V.

D) IV. ve VI.                           E) V. ve VII.

 

16.    Öykülerinin perakende bir anlayışla değil de toptan okunması gerektiğini düşünürüm ünlü yazarın. Öykü­lerini okuduğumda, hep eski bir ahşap konağın ya da büyük bir apartman dairesinin eşyasız bir odasında, yalnız başına ve derin bir sessizlik içinde yazdığını düşlerim onu. Sanırım, bir köy öğretmeni olarak Doğu Anadolu’ya atandığı sıralarda, pencereden karla kaplı bozkırı izlerken doyasıya tattığı ve iliklerine işlemiş olan, dingin bir sessizliktir bu. Bilmem ki insanı uçsuz bucaksız iklimlere alıp götüren bu öyküleri okuyup da sarsılmayan yürek var mıdır?

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?

A)  Tanıklıklardan yararlanılmıştır.

B)  Devrik cümlelere yer verilmiştir.

C)  Sözde soru cümlesi vardır.

D)  Öznellik ağır basmaktadır.

E)  Nitelendirmelerden yararlanılmıştır.

 

17.    Ana dilimiz Türkçe, yeryüzünün en eski ve en geniş coğrafya parçasında konuşulan zengin bir kültür, bilim ve sanat dilidir. Bugün artık Türkçe, sadece Anado­lu’da ve Balkanlarda değil, sadece Türkistan’da ve Si­birya’da değil; çalışmak amacıyla Avrupa’ya, Ameri­ka’ya, Avustralya’ya giden vatandaşlarımız sayesinde dünyanın dört bucağında konuşuluyor. 1980’lerin or­talarında UNESCO, hazırladığı bir raporda Türkçenin konuşan kişi sayısı bakımından dünyanın beşinci bü­yük dili olduğunu açıklamış, yaklaşık on iki milyon ki­lometrekarelik bir alanda, birbirine uzak veya yakın lehçeleri ile konuşulduğunu belirtmişti.

Bu parçanın bütününde Türkçe ile ilgili olarak anla­tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Başka ulusların dilleriyle etkileşim içinde olduğu

B)  Geniş bir alanda konuşulduğu

C)  Uluslararası göçlerden olumsuz etkilendiği

D)  Zengin bir sözcük dağarcığına sahip olduğu

E)  Geçmişinin çok eskilere dayandığı

 

18.    Ünlü bir sanatçı, “Kendinizden önce yazılanların hep­sini okumadan kendinize ait bir şiir yazamazsınız.” de­miştir.

Sanatçı, bu sözüyle aşağıdakilerden hangisini an­latmak istemiştir?

A)  Şiirlerinde kendi yaşamının dışına çıkamayan şair­ler geleceğe seslenemez.

B)  Şiir geleneğinden beslenmeyen şairler, kendinden sonraki kuşakları besleyemez.

C)  Bir şiirin özgün olup olmadığına şairler ya da eleş­tirmenler değil, şairin kendisi karar verir.

D)  Şiirde özgünlüğü yakalamak için geçmiş şiir biriki­minin bilinmesi şarttır.

E)  Başarılı şiir, herkesin kendinden bir şeyler bulabil­diği şiirdir.

 

19.    Güzel bir romanı okurken kitap, kâğıt, sözcük ortadan kalkar, gitmediğimiz şehirlerde dolaşır, tanımadığımız insanlarla tanışırız. Maksim Gorki, fırıncı çıraklığı yılla­rında, Tolstoy’un bir hikâyesini okurken öylesine ken­dinden geçer ki acaba kâğıdın içinde büyülü bir şey mi var diye havaya kaldırır bakar. Dile bu büyük gücü ve­ren nedir? Ünlü Rus bilgin Pavlov, yaptığı denemelerle köpeklerde suni olarak çeşitli şartlı refleksler oluştur­muştur. Köpeğe acıktığı zaman et verilirken bir de zil çalınır. Bu hareket tekrarlanınca köpeğin ağzından, sa­dece zil sesi ile de salgılar akmaya başlar. Tabii zil se­si karın doyurmaz ama etin hayalini uyandırır. İşte insa­nın hayatında sözcükler de zil sesi gibidir. Gösterdikle­ri eşyanın hayalini göz önünde canlandırır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi­ne başvurulmamıştır?

A) Açıklamaya                                  B) Tanımlamaya

C) Kanıtlamaya                                 D) Benzetmeye

E) Örneklendirmeye

 

20.    (I) Gazetelerimizdeki fıkra yazarlığı yalnız bizim ülke­mize özgü bir şeydir. (II) Çünkü gazetenin çıkış yeri olan Batı ülkelerinde, bizdeki anlamda fıkra yazarı yoktur. (III) Dünyada ilk çıkarılan gazeteler, habercili­ğin yanında, edebiyat dergilerinin işlevlerini de üstlen­mişlerdir. (IV) Bundan dolayı gazeteler edebiyatçı ye­tiştiren bir okul olmuştur âdeta. (V) Öyle ki dünya ede­biyatının en başarılı kalemleri gazetelerden çıkmıştır. (VI) Gazetelerin yetiştirdiği bu edebiyatçılar ilk yapıtla­rını da yine bu gazetelerde bölümler halinde yayımla­mışlardır.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa­ragraf hangi cümleyle başlar?

A) II.           B) III.            C)IV.             D)V.            E) VI.

 

21.           Günler eylülzededir yaz bizden hepten uzaktır

Takvim denizde yüzmeyi bilmez

Zaman gizli bir tuzaktır

Çığlığımız uzun uzun yankılanır içimizde her an

Hüzün hüzün güzler giyinmişizdir izbelerde

Rüzgâr yüzümüzü izinsiz elerken tepelerde

Daha yeni kurtulmuşken gecenin ağından

Güneş gölgemizi sallandırır kefelerde

I.   İmgesel bir söyleyiş içermektedir.

II.   Ses ve ritim önemsenmiştir.

III.   Açık ve anlaşılır bir söyleyişle oluşturulmuştur.

IV.   Uyak ve redif kullanılmamıştır.

V   Yinelemelere yer verilmiştir.

Yukarıdaki dizelerle ilgili olarak verilen numaralan­mış bilgilerden hangileri yanlıştır?

A) I. ve II.                               B) I. ve III.                   C) II. ve V.

D) III. ve IV.                            E) IV ve V.

 

22.           I.  Herhangi bir konuda bir görüş veya düşünceyi savunmak ve kanıtlamak için yazılan yazılardır.

II.   Güncel konularla ilgili kişisel görüş ve düşüncele­rin kısaca anlatıldığı günübirlik yazılardır.

III.   Bir sanat yapıtının olumlu-olumsuz, iyi-kötü, güzel-çirkin yönlerini ortaya koyan yazılardır.

IV.   Bir topluluğa güzel düşünceler aşılamak, o toplu­luğu duygulandırıp coşturmak amacıyla söylenen güzel ve etkili sözlerden oluşan yazılardır.

Aşağıdaki yazınsal türlerden hangisinin tanımı yu­karıda verilmemiştir?

A) Makale                   B) Deneme                   C) Fıkra

D) Söylev                     E) Eleştiri

 

23.    —-, Geleneksel Türk Tiyatrosu ürünlerindendir. Manda ve deve derisinden yapılan figürlerin, bir ışık yardımıy­la sahnedeki perdeye yansıtılmasıyla oluşur. Bir gölge oyunudur. Bu nedenle bazı kaynaklarda “hayal-i zili” şeklinde de adlandırılır. Oyununun oynatıldığı perdeye “hayal perdesi” denir. Oyun karanlık bir yerde seyirci­nin olduğu bir mekânda oynanır. Oyunda müziğin önemli bir yeri vardır. Usta-çırak geleneği içinde yeti­şen, oyunu oynatan ustalara “hayalî” denir. Osmanlı toplumunun dilini, inançlarını, siyasal ve sosyal olayla­ra bakışını, gelenek-görenek ve sanatını yansıtan zen­gin bir kaynaktır. Önceden hazırlanmış yazılı bir metin olmadığından, oyun doğaçlama esasına dayanır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıda verilenler­den hangisi getirilmelidir?

A) Meddah                             B) Karagöz                  C) Piyes

D) Orta oyunu                        E) Pandomim

 

24.           Hevâyı ıska uyup kuy-ı yâre dek giderüz

Nesîm-i subha refîküz bahâre dek giderüz

 

Ederse kand-ı lebün hâtır-ı mezâka hutur

Diyâr-ı Mısra değül Kandehâre dek giderüz

Bu dizeler aşağıdaki nazım şekillerinden hangisiy­le yazılmış olabilir?

A) Murabba                            B) Şarkı                    C) Rubai

D) Gazel                                   E) Mesnevi

 

 

25.           I. Ateşten Gömlek

II.   Vurun Kahpeye

III.   Sodom ve Gomore

IV.   Vatan yahut Silistre

V.   Keşanlı Ali Destanı

Yukarıdaki yapıtların hangilerinde Kurtuluş Savaşı yılları işlenmemiştir?

A) I. ve II.                               B) I. ve IV.                  C) II. ve III.

D) III. ve V.                             E) IV. ve V.

 

26.           Renk aldı özge ateşimizden şerâb ü gül

Peymâne söylesün bunu gülzâr söylesün

Bu dizelerde şair, şarabın ve gülün, rengini (kırmızılığı­nı) kendi içindeki ateşten aldığını belirtiyor.

Bu örnek­te olduğu gibi, bir olayın meydana gelişini, gerçek nedeninin dışında, hayali ve güzel bir nedene bağ­lama sanatına ne ad verilir?

A) Tevriye                               B) Mübalağa                C) Telmih

D) Hüsn-i talil                        E) İstifham

 

27.    Fatih, millî kültürün canlılığını koruduğu muhafazakâr bir semttir. Neriman, bu semtte mütevazı bir evde, ba­bası Faiz Bey ve hizmetçileri Gülter’le birlikte oturmak­tadır. Ailesini emekli maaşıyla geçindiren Faiz Bey sa­kin yaratılıştı, şefkatli, olgun ve oldukça anlayışlı bir ba­badır. Neriman, aynı mahallede oturan komşu çocuğu Şinasi ile nişanlıdır. Şinasi, Batı kültürüne ve taklitçiliğe karşı millî kültürün yaşatılmasını savunur. Yedi yıldan beri birbirine karşı derin ve duygusal hisler besleyen bu iki gencin ilişkileri muhitçe benimsenmiş, Şinasi bu ailenin fertlerinden biri olarak kabul edilmiştir.

Bu parçada sözü edilen yapıtın türü ve yazarı aşağıdakilerin hangisinde bir arada verilmiştir?

A)  Roman – Ahmet Hikmet Müflüoğlu

B)  Roman – Peyami Safa

C)  Tiyatro – Orhan Asena

D)  Öykü – Memduh Şevket Esendal

E)  Öykü – Ahmet Hamdi Tanpınar

 

28.    —, “On İkiye Bir Var” adlı öyküsünü, olay öyküsü ve durum öyküsünden farklı bir anlayış ve teknikle kaleme almıştır. “Modern öykü” diye tanımlanan bu tür öykü­lerde yazar, insanların her gün gördükleri fakat düşü­nemedikleri bazı durumların gerisindeki gerçekleri, ha­yaller ve birtakım olağanüstülüklerle gösterir. Öyküde bir “tür” olarak 1920’li yıllarda görülen bu anlayışın en önemli temsilcisi Franz Kafka’dır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıda verilenler­den hangisi getirilmelidir?

A)  Refik Erduran

B)  Adalet Ağaoğlu

C)  Haldun Taner                     ‘

D)  Vüsat O. Bener

E)  Sait Faik Abasıyanık

 

29.    Klâsik edebiyatımızın nazım şekillerindendir. Genellik­le 5-15 bölümden kurulur. Her bölümde 5-10 beyit bu­lunur. Bölümlerin sonunda “vasıta beyti” adı verilen ve diğer beyitlerden farklı uyaklanan bir beyit bulunur. Bu beyit, bölümleri anlamca birbirinde bağlar. Bu şiirlerde genellikle, talihten ve hayattan şikâyet, dini, tasavvufi, felsefi düşünceler anlatılmış, toplumsal yergi niteliğin­de eleştirilere yer verilmiştir.

Bu parçada açıklanan nazım şekli aşağıdakilerden hangisidir?

A) Müstezat                           B) Mesnevî              C) Murabba

D) Terkibibent                        E) Nazire

 

30.    Ahmet Haşim’le ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A)  Şiirlerinde kapalılığı benimsemiştir.

B)  Özellikle sembolist şairlerden etkilenmiştir.

C)  Saf (öz) şiirin önemli temsilcilerinden biridir.

D)  Edebiyatımızda “akşam şairi” olarak ünlenmiştir.

E)  Öykülerini yalın bir anlatımla oluşturmuştur.

 

31.    Edebiyat-ı Cedide, Servet-i Fünûn dergisi etrafında toplanan genç sanatçıların oluşturduğu, — yılları ara­sında etkili olan bir edebiyat topluluğudur.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıda verilen ta­rih aralıklarından hangisi getirilmelidir?

A) 1896-1901

B) 1860-1896

C) 1909-1911

D) 1911-1923

E) 1923-1940

32.           Karşımızdan gelen acep yâr m’ola

Benim gibi yaralanmış zâr m’ola

Benim sevdiceğim güzel var m’ola

Hakk’ın yarattığı kullar içinde

I.   11’li hece ölçüsüyle oluşturulmuştur.

II.   Uyak ve redif kullanılmıştır.

III.   Alındığı şiirin son dörtlüğüdür.

IV.   Nazım biçimi semaidir.

V.   Hece ölçüsünü tutturmak için ses düşmelerine yer verilmiştir.

Yukarıdaki dizelerle ilgili olarak verilen numaralan­mış bilgilerden hangileri yanlıştır?

A) I. ve II.                               B) I. ve III.                   C)ll.ve V.

D) III. ve IV.                            E) IV ve V.

 

33.           Gel helal et seni incittimse

Beni affet ne kusur ettimse

Deve güçlükle açıp gözlerini

Dinlemiş sahibinin sözlerini

Bak, demiş, çöller için doğmuşken

Hizmet ettim bu kadar yıl sana ben

Taşlar üstünde dolaştım, gezdim

Yükler altında canımdan bezdim

Bu dizelerde olduğu gibi, insan dışındaki varlıkları konuşturma sanatı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nida                          B) İntak                     C) Kinaye

D) Hüsn-i talil                E) Mübalağa

 

34.           Tadı yok sensiz geçen ne baharın ne yazın

Kalmadı tesellisi ne şarkının ne sazın

Aşağıdakilerden hangisi içerdiği duygu yönünden yukarıdaki şiire anlamca en yakındır?

A)            Gittin amma ki kodun hasret ile canı bile

İstemem sensiz olan sohbet-i yârân-ı bile

B)            Gülelim oynayalım kâm alalım dünyâdan

Mâ-i tesnîm içelim Çeşme-i nev-peydâdan

C)            Âşık u maşuka benzer âsmân ile zemîn

Kim biri ağladığınca birisi handan olur

D)            Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

E)            Sakın aldanma cihana olmasun sende gurur

Ne kadar devlet bulursan kendözüni eyle mûr

 

35.    Emile Zola,  “Kenar Mahalle” romanı yayımlandığında

I                      II

büyük ilgi görmüştür. “Bitmeyen Kavga“da tarım işçi­lerinin grevi ve bu

III

greve önderlik eden iki işçiyi anlat­mış, Amerikan çalışma sistemine sert eleştiriler yönelt­miştir. “Fareler ve İnsanlar”da iki göçmen işçi

IV

arasındaki garip ve karmaşık ilişkinin öyküsünü anlatmıştır.    En önemli yapıtı olan Gazap Üzümlerinde ise tarımdaki hızlı

V

kapitalistleşme sürecini anlatmıştır.

 

Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I.              B) II.            C) III.           D) IV.            E) V.

 

 

36.           I.  Hakimane gazelleriyle tanınmıştır. (Nâbî)

II. Farsçadan çevirdiği, didaktik özellikler taşıyan “Ka-busname” adlı yapıtı sade nesrin başarılı bir örne­ğidir. (Mercimek Ahmet)

III.   “iskendemame” ve “Cemşid ü Hurşid” adlı mesne­vileri önemli yapıtlarıdır. (Fuzûlî)

IV.   Hiciv türündeki şiirlerini “Siham-ı Kaza” adlı yapı­tında toplamıştır. (Nefî)

V.   “Hadikatü’s Süeda” adlı yapıtı dinsel lirizmin başa­rılı örneklerinden biridir. (Ahmedî)

Yukarıda numaralanmış cümlelerle birlikte verilen sanatçı adlarından hangi ikisi yer değiştirirse bilgi yanlışlığı giderilmiş olur?

A) I. ve II.                               B) II. ve III.                  C) II. ve IV.

D) III. ve V                              E) IV. ve V.

 

37.    —, dergilerde çıkan ilk öykülerinin bazıları “Troya’da Ölüm Vardı” adlı kitabında toplanır. Bu kitabı kuran öy­küler, bir araya getirildiğinde atmosferik bir bütünlüğün parçalan olarak da okunabilir, ilk romanı “Gece”den beş yıl sonra ikinci romanı “Kılavuz” yayımlanır. “Kıla­vuzdan sonra “Ne Kitapsız Ne Kedisiz” adlı deneme ki­tabı ve anlatının sınırlarında gezindiği “Narla incire Ga­zel” adlı kitabı okurla buluşur. “Hayvan” imgesi metin­lerinin en temel parçasıdır. Tilkiden yengece, kirpiden karacaya hemen her metninde bir hayvana rastlarız.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıda verilenler­den hangisi getirilmelidir?

A)  Bilge Karasu’nun

B)  Recep Bilginer’in

C)  Yusuf Atılgan’ın

D)  Ferit Edgü’nün

E)  Sabahattin Ali’nin

 

38.    Tanzimat Dönemi tiyatrosunda daha çok, toplumsal

                      I

ve tarihî konular işlenmiştir. Namık Kemal,   Ziya Paşa,

                                                          II                   III

Abdülhak Hamit  Direktör Ali Bey gibi sanatçılar tiyatro alanında

             IV                        V                  

başarılı yapıtlar ortaya koymuşlardır.

Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangisin­de bir bilgi yanlışı vardır?

A) I.            B) II.            C) III.            D) IV.            E) V.

 

39.    Aşağıdakilerin hangisindeki açıklama ayraç içinde verilenle ilişkilendirilemez?

A)  Her türlü ideolojinin dışında kalınmıştır. (Öz şiir)

B)  Sadece hece ölçüsü kullanılmıştır. (Garip Akımı)

C)  Duyulmadık sözcükler kullanılmıştır. (İkinci Yeni)

D)  Okurların merak duygusunu kamçılama amacı güdülmemiştir. (Modernizmi esas alan eserler)

E)  Kişilerin ruh hali ve çatışmaları yansıtılmıştır. (Bireyin iç dünyasını esas alan eserler)

 

40.            I.  Oğuz Atay                         Modernizm

II.   Asaf Halet Çelebi             Saf şiir

III.   Nurullah Ataç                 Öz Türkçecilik

IV.   İsmail Habip Sevük         Gezi yazısı

V  Oktay Rifat Horozcu          Beş Hececiler

Yukarıdaki numaralanmış sanatçılardan hangisi kar­şısındakiyle ilişkilendirilemez?

A) I.             B) II.             C) III.            D) IV.           E) V.

 

41.    Servet-i Fünûn topluluğu dışında tamamıyla kendi sa­nat anlayışlarına göre eser veren bazı yazarlar vardır ki bunlara “Dönemin Bağımsız İsimleri” adı verilir. İşte bu isimlerin en tanınmışı —. Bu yazarımız, romanlarında İstanbul’un kenar semtlerindeki halkın hayatını işlemiş­tir. Buralarda yaşayan karakteristik tipleri, ilginç olayları karikatürize ederek anlatmıştır. Natüralist roman anlayı­şına bağlı kalmış; romanlarında kahramanların yaşadık­ları sosyal çevrenin bütün özelliklerini, dünya görüşleri­ni, yaşayış biçimlerini, giyinişlerini, örf ve âdetlerini ba­şarıyla yansıtmıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han­gisi getirilmelidir?

A)  Halit Ziya Uşaklıgil’dir

B)  Ahmet Mithat Efendi’dir

C)  Reşat Nuri Güntekin’dir

D)  Hüseyin Cahit Yalçın’dır

E)  Hüseyin Rahmi Gürpınar’dır

 

42.    “Akıl”a karşı çıkan — göre, sanatçılar, bilinçaltındaki-leri dışa vurarak yapıtını oluşturur. Çünkü insanı yön­lendiren içgüdüler ve bilinçaltıdır. Bu yüzden yapıtta kişinin sevaplarının yanında günahlarının, ahlâka uy­gun davranışlarının yanında uygun olmayanların da bulunması gerekir. Sigmund Freud’un teorilerinden etkilenen —, bu akımın kurucusu sayılmıştır.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?

A)  sembolistlere – Baudelaire

B)  sürrealistlere – Andre Breton

C)  parnasyenlere – Banville

D)  natüralistlere – Emile Zola

E)  romantiklere – Victor Hugo

 

43.           I.   Eşrefoğlu Rumî tarafından kaleme alınmıştır.

II.   Tamamı dörtlükler halinde ve hece ölçüsüyle yazıl­mıştır.

III.   Edebiyatımızda siyasetname türünün önemli bir ör­neğidir.

IV.   İnsanlara ve devlet yöneticilerine yapılan öğütleri içermektedir.

V.   Çeşitli kavramları temsil eden dört kişinin kendi ara­larında konuşarak doğrulara ulaşmaya çalışmaları anlatılır.

Yukarıda numaralanmış cümlelerde Kutadgu Bilig ile ilgili verilen bilgilerden hangileri yanlıştır?

A) I. ve II.                               B) I. ve III.                  C) II. ve III.

D) II. ve IV.                             E) IV. ve V.

 

44.    Aşağıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde be­lirtilen sanatçıyla ilgili değildir?

A)  “Parasız Yatılı” adlı öyküsünde okumak isteyen bir kızın dramını anlatmıştır. (Füruzan)

B)  “Çamlıca’daki Eniştemiz” adlı romanı, çocukluk izle­nimlerinin bir ürünüdür. (Cahit Zarifoğlu)

C)  Yazınsal düzeyi düşük yapıtlarında “Server Bedii” takma adını kullanmıştır. (Peyami Safa)

D)  Edebiyatımızda “İstanbul öykücüsü” olarak tanın­mıştır. (Sait Faik)

E)  Köy yaşamını anlattığı “Küçük Paşa” adlı yapıtıyla tanınmıştır. (Ebubekir Hazım Tepeyran)

 

45.           I. Yine Bir Gülnihal

II.  Tanrılar ve İnsanlar

III.  Buzlar Çözülmeden

IV.  Anayurt Oteli

V.  Saatleri Ayarlama Enstitüsü

Yukarıda numaralanmış yapıtlardan hangileri yazın­sal türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) I. ve II.                               B) II. ve III.                  C) II. ve V.

D) III. ve IV.                            E) IV. ve V.

 

 

46.           I. Ağıtlar, ölen kişiler ardından söylenir.

II.  Ninni, tek dörtlükten oluşur.

III.  Varsağı, dörtlük şiir birimiyle oluşturulur.

IV.  Koşma, 11 ‘li hece ölçüsüyle oluşturulur.

V.  Destanlarda, sadece toplumsal âfetler anlatılır.

Yukarıdaki numaralanmış yargılardan hangilerinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I. ve II.                               B) II. ve III.                  C) II. ve V

D) III. ve IV.                            E) IV. ve V.

 

47.    Abdülhak Hamit Tarhan ile ilgili aşağıdaki yargılar­dan hangisi yanlıştır?

A)  Tiyatrolarının hepsini manzum olarak yazmıştır.

B)  Şiirlerinde taşkınlığa ve tezata önem vermiştir.

C)  Romantizmin etkisinde kalmıştır.

D)  Tanzimat Edebiyatı sanatçısıdır.

E)  Tiyatrolarında oynanma amacı gütmemiştir.

 

48.    Reşat Nuri, Çalıkuşu”nu oyun olarak yazmış, ancak sahneleme

               I                    II

olanağı bulamayınca roman olarak yayım­lamıştır. Yazarın Yaprak Dökümü“, “Dudaktan Kalbe” ve “Sinekli Bakkal” romanları gibi,

    III                           IV                           V

bu yapıtı da sinema ve televizyon filmi olarak uyarlanmıştır.

Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I.             B) II.            C) III.           D) IV.            E) V.

 

49.    Yahya Kemal Beyatlı ile ilgili olarak aşağıdaki yar­gılardan hangisi yanlıştır?

A)  Parnasizmin etkisinde şiirler kaleme almıştır.

B)  “Aziz İstanbul” düzyazı türünde bir yapıtıdır.

C)  Aruzu Türkçeye başarıyla uygulamıştır.

D)  Sadece “Okun Ucundan” adlı şiirini hece ölçüsüy­le yazmıştır.

E)  Şiirlerinde İstanbul’un güzelliklerinin yanında tarihî ve millî konulara da yer vermiştir.

 

50.    Aşağıdakilerden hangisi divan şiirinin belirleyici özelliklerinden biridir?

A)  Sadece beyit kullanma

B)  Ortak biçim ve türler kullanma

C)  Anlaşılır bir dil kullanma

D)  Sanatta toplumsallığı benimseme

E)  Bütün güzelliğine önem verme

 

51.    Ahmet Mithat Efendi ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A)  “Esrar-ı Cinayat” roman türünde bir yapıtıdır.

B)  Edebiyatımızda “yazı makinesi” olarak bilinir.

C)  Yapıtlarını yalın bir dille oluşturmuştur.

D)  “Şıpsevdi” adlı romanında yanlış Batılılaşma konu­sunu işlemiştir.

E)  Romanlarında zaman zaman olay anlatımını dur­durup okuru bilgilendirmiştir.

 

52.    Ömer Seyfettin,  Millî Edebiyat Döneminin ilk öykü

                I                                 II

yazarlarındandır. Romanlarında olduğu gibi öykülerinde

de idealize edilmiş kadın kahramanlar öne çıkmıştır.

III

Öykülerini “Harap Mabetler” ve “Dağa Çıkan Kurt” adlı iki kitapta

                          IV                                V

toplamıştır.

Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangisin­de bir bilgi yanlışı vardır?

A) I.            B) II.            C) III.             D) IV.            E) V.

 

53.    Bugün Goethe, Tolstoy, Stendhal, Shakespeare ara­mızda yaşamıyor; ancak yapıtlarıyla aramızda yaşa­madıklarını kim söyleyebilir ki?

Bu cümlede aşağıdaki yapıtlardan hangisinin yaza­rının adı anılmamıştır?

A)  Babalar ve Oğullar

B)  Parma Manastırı

C)  Venedik Taciri

D)  Savaş ve Barış

E)  Genç VVerther’in Acıları

 

54.    —, “Karabibik”i kaleme almadan önce Antalya’nın köy­lerine gidip çevre, kişiler ve kişilerin konuşmaları hak­kında bilgi sahibi olmak için araştırmalar yapmıştır. Do­ğallığı bozmamak için köylülerin konuşmasını bu ro­manda da olduğu gibi vermiştir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han­gisi getirilmelidir?

A) Ahmet Vefik Paşa

B) Namık Kemal

C) Teodor Kasap

D)  Nabizade Nazım

E)  Recaizade Mahmut

 

55.           Vefasızlar

Ah sizi vefasızlar

Vefasızın semtinde

Aşk inler vefa sızlar

Bu dizelerde olduğu gibi, söylenişleri bir, anlamla­rı ayrı iki sözü bir arada bulundurma sanatı aşağı­dakilerden hangisidir?

A) Cinas                                                    B) Seci                      C) İstiare

D) Telmih                                                  E) Tecahül-i arif

 

56.    —, romanında neredeyse olay yok gibidir. Bu da roma­nı yavaşlatan bir öğedir. Ayrıca kişi sayısı da azdır. Sü­reyya, Suat ve Necip romanın belli başlı kişileridir. Ro­man kişileri; denizi, ormanı, kuşları, mevsimlerin geçişi­ni seyrederken iç dünyalarını ortaya koyarlar.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han­gisi getirilmelidir?

A) intibah                               B) Sergüzeşt                  C) Eylül

D) Huzur                                 E) Tatarcık

CEVAPLAR

1E17B33B49D
2E18D34A50B
3E19B35A51D
4A20B36D52A
5C21D37A53A
6E22B38C54D
7C23B39B55A
8D24D40E56C
9B25E41E  
10C26D42B  
11C27B43A  
12C28C44B  
13E29D45E  
14D30E46C  
15C31A47A  
16A32D48E