Mecaz-ı Mürsel (Ad Aktarması), Mecaz-ı Mürsel Nedir,Özellikleri,Örnekleri

MECAZ-I MÜRSEL (DÜZDEĞİŞMECE / AD AKTARMASI)

  • Benzetme amacı olmaksızın bir sözün, başka bir sözün yerine kullanılmasına mecaz-ı mürsel denir.
  • Mecaz-ı mürsele düz değişmece de denmektedir.
  • Bu söz sanatında iki sözcük arasında parça – bütün, genel -özel, iç – dış, yazar – eser ya da başka bir çağrışım ilişkisi bulunur. Burada iki sözcük arasında herhangi bir yönden benzerlik ilişkisi söz konusu değildir.

“Sınıf, yeni öğretmeni merakla bekliyordu.”
cümlesinde “sınıf” sözcüğü ile ad aktarması yapılmıştır. Çünkü gerçekte sınıf, derslik, öğrencilerin ders gördüğü yerdir. Ama burada “sınıf” sözcüğü ile sınıfta ders gören öğrenciler anlatılmak istenmiştir. Dış – iç ilgisi ile sınıf söylenmiş, öğrenciler anlatılmak istenmiştir.

İç – Dış İlişkisi:
Mangal sönmeden sucukları getirin
(kömür ateşi)
 
Anne, çamaşır kazanı kaynadı, gel!
 
Üstünü çıkarıp yatağa uzandı.
 
Ne zamandır evde tencere kaynamıyor.
 
Bu depoyla Düzce’ye kadar gideriz.
 
Şofben yanıyordu.
 
Parça – Bütün İlişkisi:
Bu takıma iyi bir sol ayak lazım.
(futbolcu)
 
O zamanlar bu gazetede usta kalemler vardı.

Üniversitedeki kürsüsünde yıllarca çalıştı.

Motor gece karanlığında yükünü Bartın’a boşalttı.

Bu sahalarda nice altın ayaklar top koşturdu.
 
Soyut – Somut İlişkisi:
Bu kafayı değiştirmedikçe adam olamayız biz.
(düşünce)
 
Neden – Sonuç İlişkisi:
F- 16’lar gökten ölüm yağdırdı.
(bomba)

Hay mübarek! Bereket yağıyor bereket!

Bahar aylarında rahmet düşmezse ürün iyi olmaz.
 
Sanatçı – Yapıt İlişkisi:
Cemal Süreya elinden düşmüyor bugünlerde.
(kitapları)

Davetlilere piyanosuyla önce Çaykovski, sonra Mozart çaldı.

Şimdi de biraz Yunus Emre okuyalım mı?

 
Araç – Kullanıcı İlişkisi:
Sanatçımıza eşlik edecek değerli sazlarımızı sahneye davet ediyorum.
(saz sanatçıları)
 
Yer-Toplum İlişkisi:
Alanya bu mevsimde bile denizin tadını çıkarıyor.
(orada yaşayanlar)

Eve haber verip geleyim.

Batı ve Doğu , inanç ve felsefe yönünden hem birbirini etkilemiş hem birbirine uzak durmuştur.

Dünya uyanıkken uyumak maskaralıktır.

Yer – Kişi/Kurum İlişkisi:
Çankaya kararnameyi imzalamadı.
(Cumhurbaşkanı)
 
Nesne – Eklenti İlişkisi:
Telefonunuzu sekreterimize bırakın, biz sizi ararız.
(telefon numarası)
 
Varlık – Özellik İlişkisi:
Seyirciler sahadaki on birimizi çılgınca alkışlıyor.
(futbol takımımız)
 
MECAZ-I MÜRSEL ÖRNEKLERİ
Ülkeler ancak kalem ve kike ile varlıklarını sürdürebilir.
 
Zihnim bu şehirden, bu devirden çok uzakta,
Tanbur! Cemil Bey çalıyor eski plakta
 
Ankara Kıbrıs konusunda temkinli davranıyor.
 
Dilerim Tanrıdan ki, sana açık kucaklar
Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun
Kan tükürsün adını candan anan dudaklar
Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun
 
Şanlı hikayesi binlerce erin
Sesi nabzım olmuş hengamelerin
Naklediyor yadını gelen geçene
Bu hayalde uyur Bursa her gece
 
Güç belâ bir bilet aldım gişeden
Yolculuk başladı Haydarpaşa’dan
 
Minareler bayramda, kubbeler arifede
Başlar birbirinden dik o dört taştan efede
Edirne’de bir sabah üçüncü şerefede
Sinan güzelliği döndürmüştü başını
 
Halit Ziya’yı okudun mu?
Güçlü kalemlerimizden birisi de Akif’tir.
Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor!
Sivas mandayı kabul etmedi.(Kongre üyeleri)
 
“Koparıp öpmek için, basacağı toprağı
Bütün şehir bekliyor onu dizler üstünde.”
 
“Sen bu otobüsle git, ben Bartın’a bineceğim.”
 
 “Koştu yokuş aşağı, rengi atmış bir şapka.”
 
“Depremden sonra Düzce geceyi sokakta geçirdi.”
 
“Marmara’da her yelken
 Uçar gibi neşeli.”