Nazım Hikmet Ran Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği…

Nazım Hikmet Ran Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği…

Toplumcu gerçekçi sanat anlayışının edebiyatımızdaki öncüsü ve en önemli temsilcisidir.

Hem kendi kuşağını hem 1960 sonrası şairlerimizi derinden etki­lemiştir.

İlk şiirlerinde hece ölçüsüyle uyaklı şiirler yazmış ve geleneksel şiirimizden yararlanmıştır.

1921’de Moskova’ya gidince Rus şiirinin etkisinde kalmış, 1928’de yurda toplumcu şiir anlayışıyla dönmüştür.

Moskova’daki yıllarında fütürizmin ve bu akımın önemli isimle­rinden Mayakovski’nin etkisinde kalarak hece veznini bırakıp ser­best şiire yönelmiştir.

Rusya dönüşünde 1929’da yayımladığı ilk şiir kitabı “835 Satır”la çağdaşlarından çok farklı bir şiir anlayışı ortaya koymuştur. Bu şiir­lerinde Rus fütüristlerinin özellikle Mayakovski’nin etkisi vardır.

Toplumcu gerçekçiliği benimsemesinin sonucu olarak ölçü, uyak gibi biçimsel ögelere değil, içeriğe önem vermiştir.

Şiirde özü (içeriği) temel alarak özü biçimsel kalıplardan kurtar­mış, dizeci anlayışı yıkmış, nesnel ve somut bir şiir geliştirmiştir.

Harflerin büyük ve küçük kullanımındaki değişikliklerle, satır uzunluklarının ve dizilişlerinin dalgalanmasıyla şiirde biçimsel yenilikler yapmıştır.

Şiirleri basamaklandırılmış bir düzen gösterir. Uzun dizelerin ar­dında gittikçe kısalan kırık dize kümeleri oluşturmuş, bazen söz­cükleri ortalarından kesmiş, bazen de tek heceye indirgemiştir.

Şiirlerinde genellikle ilk dize büyük harfle, sonraki dizeler küçük harfle başlar.

Şiirlerin kimi bölümlerini büyük harfle yazmış, değişik karakter ve punto kullanmıştır.

1929-1936 arası şiirlerinde doğaya, kendi yaşamına, hapis yılları­na, toplumsal yergilere ve tarihsel gerçeklere yer vermiştir.

1950-1963 arası şiirlerinde memleket özlemi, barış, ölüm, aşk gibi temaları işlemiştir.

“Şeyh Bedrettin Destanı”nda şiirini tam anlamıyla ulusal birle­şime ulaştıran sanatçı, divan ve halk şiiri söyleyişlerini çağdaş bir şiir anlayışı içinde eritmeyi başarmıştır.

En önemli eserlerinden “Memleketimden İnsan Manzaraları” nı 1941’de cezaevinde yazmaya başladı. Beş cilt halinde yayımlanan bu eser, II. Meşruriyet’ten II. Dünya Savaşı’na kadar uzanan ge­niş bir zaman diliminin destansı hikâyesidir. Düzyazı, şiir, senaryo tekniklerinin iç içe kullanıldığı bu eserde Türkiye’nin 1908-1941 yılları arasındaki toplumsal görünümünü ele alır.

Yapay destanlarımızdan olan “Kuveyımilliye Destanı” işgal al­tındaki vatan topraklarında sıradan insanların, isimsiz kahraman­ların bağımsızlık için verdiği mücadelenin manzum hikâyesidir.

ESERLERİ

Şiir835 Satır, Jokond ile Sİ-YA-U, Varan 3, 1+1=1,  Sesini Kaybeden Şehir, Gece Gelen Telgraf, Portreler,  Benerci Kendini Niçin Öldürdü,  Taranta-Babu’ya Mektuplar,  Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı
TiyatroKafatası, Bir Ölü Evi, Unutulan Adam, Enayi, Sabahat, İnek, Ferhat ile Şirin
Fıkraİt Ürür Kervan Yürür, Milli Gurur
RomanYaşamak Güzel Şey Be Kardeşim, Kan Konuşmaz