PARAGRAF – 13 ÇIKMIŞ SORULAR
1. Evimin penceresini tümüyle kapatan kiraz ağacı, önceki sabah birden duvağını takıp pencereden içeri uzandı. Ak çiçekleriyle el öpmeye geldi sanki. Nedendir bilmem, her yıl içimde bahar sevinçleri tutuşturan kiraz ağacı, bu yıl beni yalnızca kederlendiriyor, yalnızca hüzün veriyor bana. Duvak takmış kiraz ağacına gülümsemek nedense bir türlü gelmiyor içimden,
Bu parçadan, kiraz ağacıyla ilgili olarak nasıl bîr sonuç çıkarılabilir?
A) Bu yıl daha erken, daha çok çiçek açmıştır.
B) Duyguları etkileme gücü azalmıştır.
C) Çiçeklerindeki renk zenginliği şaşırtıcıdır.
D) Evin dış dünyayla bağlantısını engellemektedir.
E) Olumsuz çağrışımlar uyandırmaktadır,
(ÖSS 2001)
2. Bence resmin farklı bir sunuluşunun olması gerekiyor. Daha geniş çevrelerce izlenebilmesi için bugünkü koşulların düzeltilmesi, ayrıca daha sık sergiler açılması gibi öneriler geliyor aklıma.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı olabilir?
A) Resim piyasasında çok yüksek ücretler söz konusu; bunun nedenini açıklayabilir misiniz?
B) Sergilerde en iyi parçalar satılıyor; geriye kalanlar için nasıl bir değerlendirme yapabilirsiniz?
C) Resimlerin, ilginç olduğu ölçüde izleyici topladığı söyleniyor; sizce bu doğru mudur?
D) Bir ressamın başarılı olmasının ölçüsü, resimlerinin çok satılması mıdır?
E) Günümüzde, resimlerin yalnızca müze benzeri yerlerde sergilenmesini nasıl karşılıyorsunuz?
(ÖSS 2001)
3. (I) Mektup on altıncı yüzyıla kadar salt haberleşme amacıyla kullanılıyor, bu anlamda bir tür gazete görevi de yapıyordu. (II) On altıncı yüzyıldan sonra ise söz konusu görevinin yanı sıra, duygu ve düşünceler de mektuplar aracılığıyla paylaşılmaya başlandı, (III) Goethe’nin ciltler dolusu özel mektupları, Schiller’in yazışmaları, Gogol, Puşkin, Byron’ın unutulmaz mektupları bunlar arasında sayılmaya değer niteliktedir, (IV) Candide yazarı Voltaire’in yazdığı mektuplar öğüt vermek, danışmak, bilgi almak, yapıtlarını tanıtmak gibi değişik amaçlar içerir. (V) Bu büyük ustanın en başarılı mektuplarıysa, duygularını paylaşmak ipin yazdığı mektuplardır. (Vl)Bunlar, özentiye kaçmadan, yapaylığa düşmeden, içten geldiği gibi yazılmış mektuplardır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragrafın kaçıncı cümleyle başlaması uygun olur?
A) II. B)III. C)IV. D)V. E) VI.
(ÖSS 2001)
4. (I) O, yaşamı yaşayarak öğrenmiş bir yazar. (II) Deneyimlerini ve gözlemlerini herkesle paylaşmış. (III) Kendi kendine öğrendiği üç yabancı dili de iyi derecede konuşabilecek düzeye erişmiş. (IV) Öğretmenlik yapmış, siyasetle uğraşmış, yurtiçi ve yurtdışında birçok yeri görmüş. (V) Kimi roman ve öyküleri ancak ölümünden sonra yayımlanabilmiş. (VI) Gezdiği, gördüğü yerlerin yöresel renklerini büyük bir ustalıkla yapıtlarına yansıtmış.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C)IV D)V. E) VI.
(ÖSS 2001)
5. Kişi, karşısında duran bir ağaca baktığında, yanındakilerin de kendisiyle aynı şeyleri gördüğünü sanır. (I) Çünkü her görüş bir seçimdir, birçok özelliği karanlıkta bırakıp birçoklarını da aydınlığa çıkarır. (II) Aynı doğa parçası karşısında ressamların yaptıklarında hiçbir benzerlik olmaması bundandır, (III) Bu, aynı konuyu, aynı temayı işleyen iki romancı, iki şair İçin de geçerlidir. (IV) Sanatçı, dış dünyayı, türlü olayları gözleriyle değil, düşleri, anıları, özlemleri, tepkileriyle, kısacası bütün varlığıyla görür, daha doğrusu yaşar. (V) Bu özellik de sanatçının öbür insanlardan ayrılmasını sağlar.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “Oysa gerçek hiç de öyle değildir.” cümlesinin getirilmesi uygun olur?
A) II. B)lll. C)IV. D)V. E) VI.
(ÖSS 2006)
6. Büyüklerinin çizdiği yolda, kendi ülkesinde ve başka ülkelerde iyi bir öğrenim görmüştür. Girdiği her işte, onları onurlandırıp gururlandıracak başarılar kazanmıştır. Parasal yönden tam bir özgürlük içindedir. Ancak ne para ne de başarı mutluluk verir ona. Çünkü gerçekleştirdikleri ve gerçekleştirmeye çalıştıkları, kendi tutkuları, özlemleri ve düşleri değildir. Kendisi için çizilmiş bir yolda yürümüştür hep; yalnız ve mutsuzdur bu yüzden.
Bu parçada anlatılan kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Varlıklı bir aile ortamında yetişmenin rahatlığını yaşamıştır.
B) Başarıya ulaşmak için değişik sıkıntılara katlanmıştır.
C) Edindiği varlığı gönlünce harcama olanağı bulamamıştır.
D) Yaşamını, başkalarının yönlendirmelerine göre sürdürmüştür.
E) Gerçekleştiremediği düşünceleri, gerçekleştirebildik-lerinden fazladır.
(ÖSS 2005)
7. Bir edebiyatçı değil, bir toplumbilimciydi. Toplumbilimin bilim olarak yeni yeni oluşmaya başladığı bir dönemde yaşamıştı, Bir müzisyenin çelişkili dünyasını inceleyerek ilginç bir yapıt oluşturdu: “Mozart: Bir Dahinin Sosyolojisi Üzerine”. Bu yapıtında, müzisyeni toplumbilimin kendine özgü yöntemleriyle anlatmaya çalışıyor. Yer yer bir bilimsel belge niteliği taşıyan kitap, bir dahinin insana özgü, değişik durumlarını yansıtıyor. Ayrıca, bir insanın çaresizliğini dile getirerek, bunu yaşanmış Örneklerle zenginleştiriyor.
Bu parçada tanıtılan yazarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir?
A) Nesnel, kanıtlanabilir bilgiler verdiğinden
B) Yapıtının etkileyici nitelikler taşıdığından
C) Bütün yapıtlarını aynı yöntemle oluşturduğundan
D) Anlattıklarının gerçeklere dayandığından
E) Ele aldığı kişiyi, farklı özellikleriyle yansıttığından
(ÖSS 2001)
8. Yazar, öykülerinde, insanın insanla, insanın geleneklerle çatışmasını, günlük yaşamın akışı içinde, abartısız ve sevecen bir yaklaşımla ele alır. Anlattıkları, olağanüstü olaylar, olgular, durumlar değildir. Dünyanın herhangi bir ülkesinin bir yöresinde, bu öykülerdekine benzer yaşamlar hâlâ vardır. Basit halk inançları etkili bir biçimde öykülerinin atardamarını oluşturur. Geçim derdi, biten sevgiler, öykülerden fışkıran renkli tablolardır.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen öykücünün bir özelliği değildir?
A) Ders vermeyi amaçlama
B) Anlatımda doğallığı benimseme
C) Sıradan öğeleri çarpıcı kılma
D) Karşıtlıklardan yararlanma
E) Folklorik öğelere yer verme
(ÖSS 2001)
9. Bana sorarsanız şiir ne yerdedir ne göktedir; insanın yaratıcılığındadır; çünkü otlar da, gökyüzü de birer araçtır ozan için. Nedenine gelince, ozan keşfetmez, icat da etmez; değiştirir, olabileceği tasarlar, olmayacağı dile getirir. Dahası, görüleni, görülmeyenle yeniden kurar. Kurduğu bu dünyanın işe yarayıp yaramayacağını hiç hesaba katmaz. O, yalnızca kendine özgü bir dille duygu ve düşüncelerini şiirleştirir.
Bu parçaya göre şair, şiirini yazarken aşağıdakilerin hangisine başvurmaz?
A) Varlıkları farklı biçimlerde algılamaya
B) Okuyucuyu bir düşünceye yönlendirmeye
C) Alışılmış anlatım biçimlerinden kaçınmaya
D) Gördüklerini düş gücüyle biçimlendirmeye
E) Şiirlerini oluştururken doğadan yararlanmaya
(ÖSS 2001)
10. Edebiyatçı olmaya heveslenen gençlerin sayısı her geçen yıl artıyor. Bu gençler, hemen üne kavuşmak istiyorlar. Çalışarak beklemeyi göze alanların sayısı çok az. Öte yandan ülkemizde eleştirmenlerin sayısı da oldukça sınırlı. Bu yüzden onların bunca şairle, öykücüyle, romancıyla ilgilenebilmesi olanaksız. O zaman da kitaplarından söz edilmeyen, umdukları ilgiyi göremeyen genç yazarlar: “Eleştiri öldü; bizde eleştirmen yok! ” diye yakınıyorlar. Aslında eleştiri ölmedi; ama bu gidişle ölecek!
Bu parçada sözü edilen gençlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Herkesçe tanınmak istediklerine
B) Eleştirmenleri suçladıklarına
C) Sabırsız olduklarına
D) Yapıtlarının düzeysiz olduğuna
E) Edebiyata, giderek daha çok gencin ilgi duyduğuna
(ÖSS 2001)
CEVAPLAR
1.E | 6. D |
2. E | 7. C |
3. C | 8. A |
4. D | 9. B |
5. A | 10. D |