PARAGRAF – 28 ÇIKMIŞ SORULAR
1. Amacım bu kentte yazar ya da aydın kimliğimi geriye çekerek halktan kişilerle birlikte olmaktı. Çünkü ben, yazar ya da aydınların halktan kopuk yaşadıkları, dahası buna özen gösterdikleri kanısındayım. Bu sözlerim belki ağır kaçacak; ama yine de söylemeden edemeyeceğim: Herhangi bir konuda bilgisi, hüneri olan kişilerin ilk işleri, kendilerini halkın dışına atmak oluyor. Bir yandan halkın yaşayışına, beğenisine sırt çeviriyor; bir yandan da bilgi ya da hünerlerini halka pazarlamak istiyorlar.
Bu parçada aydın ya da yazarlarla ilgili olarak vurgulanmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Güncel olmayan düşünceleri halka aktardıkları
B) Halkla bütünleşmekten kaçındıkları
C) Halkın yaşamını geliştirmeye ve değiştirmeye çalıştıkları
D) Halkın tepkilerini yanlış değerlendirdikleri
E) Halkın yaşama biçiminden etkilenme korkusu içinde oldukları
(ÖYS 1998)
2. Şiir benim için bir buluşma. Şairle okurun buluşması. Seslerin çarpışmasından, uçuşan sözcüklerden, birbiri ardına fışkıran anlam ve izlenimlerden örülü bir buluşma. Okurken şiir bir kez daha üretiliyor. Şairin hiç düşünmediği, hedeflemediği çağrışımlar, yaşam dilimcikleri gelip yerleşiyor şiire. Her okur, şiire ayrı bir zenginlik katıyor. Böylece şiir, şairin belki de hiç tasarlamadığı tazeliklere ulaşmış oluyor.
Bu parçadan, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Okurlar, kendilerine yeni duygular aşılayan şiirleri severler.
B) Okurların tepkileri şairler İçin yol gösterici olur.
C) Her şair, şiirlerinin okunup beğenilmesini İster.
D) Şiir, okundukça duygu ve anlam yönünden yeni boyutlar kazanır.
E) Çağrışım gücü zengin sözcükler okurları etkiler.
(ÖYS 1998)
3. Dergilerde şiirlerim arka arkaya yayımlanır olmuştu. Sevilerek okunuyordu; ama ben yazdıklarımı beğenmiyordum. Bir gün, şiiri bırakmam gerektiğini anladım. Bıraktım. Kolay değildi böyle bir karar vermek. Bir daha da yazmadım. İyi bir şair olmadığımı, bundan sonra da olamayacağımı sezmiş, anlamıştım. İyi ki erken anlamışım bunu. Öyküde karar kıldım. İyi de oldu.
Bu parçada sanatçı, kendisiyle ilgili olarak anlattıklarıyla aşağıdakilerden hangisini vurgulamak istemiştir?
A) Özeleştiri yapabilmenin önemini
B) Alçakgönüllü olmanın yararlarını
C) Kendine güvenmenin başarıdaki rolünü
D) Düşünülmeden alınan kararların sakıncalarını
E) Değerlendirme yetisinin kişiden kişiye değiştiğini
(ÖYS 1998)
4. Çanakkale yakınlarındaki Truva’yı geziyoruz. Homeros’un anlattıklarına bakarsak ordular burayı ele geçirmek için ta Yunanistan’dan denizi aşıp gelmiş. Savaşlar, depremler, yangınlar bu kenti kaç kez yıkıp yok etmiş. Burada zamana meydan okur gibi yükselen surlara bakıyorum. Koltuğumun altında sıkı sıkı tuttuğum “İlyada” destanı bana koca taş bloklardan daha sağlam görünüyor. Bu bloklar, yaşamı konusunda kesin bilgimiz olmayan; ama tüm dünyada ün yapmış büyük bir ozanın sözleriyle anlam kazanıyor.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?
A) Homeros’un anlattığı efsanelerin bazıları Truva’yla ilgilidir.
B) Tarihi kalıntılarla ilgili olarak anlatılanlar, onların değerini arttırır.
C) Yazınsal ürünler, mimari yapıtlardan daha kalıcıdır.
D) Homeros’un İlyada adli yapıtı değerini yitirmemiştir.
E) Truva’daki kalıntılar kentin geçmişini yansıtan izler taşımaktadır.
(ÖYS 1998)
5. Öğretici, eğitici bir üslup yerine, sıkça vurguladığı “belki’ler ve soru cümleleri sayesinde, kendi düşüncelerini okuruna ille de benimsetmek isteyen bir denemeci kimliğinden sıyrılıyor. Sürekli kullandığı “acaba” sözcüğüyle, okur üzerinde baskı oluşturmadan, okurla kendisi arasında bir diyalog başlatıyor. Okura sık sık: ” Ben böyle düşünüyorum; ama ola ki yanılabilirim; ey okur, bana katılmak zorunda değilsin.” gibi sözler söylemesi, onun, yazar olarak çekiciliğini artırıyor.
Bu parçadan, sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Ele aldığı konularda kesin yargılara varmaktan kaçındığı
B) Okuru, kendisi gibi düşünmeye yönlendirmediği
C) Öne sürdüğü düşüncelerinin kanıtlanabilir nitelik taşıdığı
D) Denemelerinde tartışmacı bir anlatıma başvurduğu
E) Dil ve anlatımının tekdüzelikten uzak olduğu
(ÖYS 1998)
6. Bir kadın ozanın, kızına yazdığı şiir biçimindeki güncellerden oluşuyor bu yapıt. Yapıtın dokusuna, ozan olmanın kadın olmakla kesiştiği yerde, dünyada ve ülkede yaşananlar ustaca sindirilmiş. Bu yönden bu şiir biçimindeki günceler, tek başına, bir ozanın gençlere seslenişi, bir annenin kızına çığlığı olmadığı gibi bir aydının sağduyusu, yüreği ve aklı da değildir. Bunların tümünü içeriyor bu satırlar. Hem de son derece soğukkanlı, gülümseyen bir tavırla. Bunun doğal sonucu olarak da etkileyici, bir solukta okunacak bir tat kazanmış bu yapıt.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen kadın ozanın özelliği değildir?
A) Bir aydın olarak yaşadığı günlerin sorunlarını değerlendirme
B) Annelikle ozanlığı şiirlerinde birleştirebilme
C) Şiirlerini duygusallıktan uzak, iyimser bir havayla biçimlendirme
D) Gençlere ilgi duyacakları mesajlar iletme
E) Şiirlerini oluştururken geleneksel kalıplara bağlı kalma
(ÖSS 1995)
7. Doğup büyüdüğüm yerle ilgili olarak bende kalan bir başka iz de çocukken yaşadığım insan sıcaklığıdır. O zamanlar da insanlar arasında, komşular arasında çekişmeler, kavgalar vardı; ama sanki bütün kasaba, bir kasaba olmaktan çok, bir evdi. İnsanlar da kimi zaman iyi geçinen, kimi zaman geçinemeyen, aynı evin insanlarıydı. Bu insanların, o savaş yıllarında paylaştıkları tek şey yoksulluktu. O yoksulluk içindeki insanların sevinçlerini, birbirlerine gösterdikleri anlayışı düşünüyorum. Bugün çocuklarımızın kolay kolay bulamayacakları o dünyanın yok olduğunu görüyorum,
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi yazarın sözünü ettiği kasabalılarla ilgili değildir?
A) Dayanışmaya önem vermeleri
B) Güç koşullarda yaşamış olmaları
C) Zaman içinde yoksulluktan kurtulmaları
D) Gerginliği sürdürmeyip hoşgörülü davranmaları
E) Birbirlerini içten içe sevmeleri
(ÖYS 1998)
8. Cumhuriyet dönemi kültürünü, bu dönemin Türkçesini derinden etkilemiş bir yazardır o. Yazdığımızda, çizdiğimizde Türkçe düşünmemizi, anadilimizin kimliğine saygılı olmamızı sağlayanların başında gelir. Bugün bile yazarken tedirgin olurum; kalemimden çıkmış Türkçe olmayan bir sözcük az sonra suratıma vurulacak diye. Çünkü onun arkamda, omzumdan eğilip yazdıklarımı izlediği kaygısı ipindeyimdir. Yalnız bu da değil. Toplumda var olan her şeyi olduğu gibi benimseme yerine, onları irdelemenin gerekliliğini de öğütleyen odur.
Böyle anlatılan bir yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Türkçenin gelişmesine katkılarda bulunduğu
B) Tutumuyla döneminin yazarlarını etkilediği
C)Var olan değerleri eleştirel bir süzgeçten geçirmeyi önerdiği
D) Türkçeyi öteki dillerden üstün tuttuğu
E) Anadili bilincinin yerleşmesine çalıştığı
(ÖYS 1998)
9. Konuşurken düşüncenizi iyi anlatmadığınızı varsayalım. Geri alamazsınız onu. Dinleyene gitmiştir bir kez. Yeni cümleniz, ister istemez öncekinin yetersizliğini kapatma kaygısı taşıyacaktır. Öte yandan siz ne kadar açıklamaya çalışırsanız çalışın dinleyiciler, kendilerine uygun düşen, kendi özlemlerini karşılayan yorumu benimseyecek, öyle algılayacaklardır.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dinleyicilerin, söylenenleri, istedikleri doğrultuda anladıkları
B) Dinleyicilerin, konuşmayı, eleştirel bir değerlendirmeden geçirdikleri
C) Söylenen bir düşünceyi değiştirmenin gereksizliği
D) Dinleyicilerin düzeyini göz önünde bulundurarak konuşmak gerektiği
E) Düşünceleri açıklamada, konuşma yerine yazmayı seçmenin doğru olduğu
(ÖSS 1996)
10. En çok, kitaptaki ince mizah öğesini sevdim. Ortada ne gülünç olaylar ne de gülünç bir anlatım var; ama okur, anlatıcının yaşamak zorunda kaldığı gariplikler karşısında, sürekli olarak başını sallayarak gülümsemekten kendini alamıyor. Bu, yalnızca kusursuz bir kitap değil. Bunun da ötesinde, zor olanın üstesinden gelen, yılların ürünü bir kitap. Düş kırıklığı en önemli temalarından biri; ama kendisi düş kırıklığı yaratmaktan çok uzak. Daha fazla beklemeden alıp okuyun.
Bu parçadan, sözü edilen kitapla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz?
A) Sabırlı ve özenli bir çalışmanın ürünüdür.
B) Anlatının yaşandığı, yadırgatıcı olaylardan söz edilmektedir.
C) Hayallerin gerçekleşmediğinden söz edilmesine karşın okuru üzmemektedir.
D) Kahramanın yaşadığı düş kırıklıkları, beceriksizliğine bağlanmaktadır.
E) Gizlenmiş ve titizlikle işlenmiş eğlendirici bir yanı var.
(ÖYS 1998)
11. Edebiyatla ilgili konuları kendi kendisiyle tartışan yazar, arada sırada gelen ve kendisinin de cevapladığı dost mektupları sayılmazsa, aydınlara özgü büyük bir yalnızlık içindeydi. Okumaya asla doymayan, bir yazıp bin okuyan bir İnsandı. Güç yazdığını açıkça söylerdi. Az ama öz dostlar edinerek, edebiyatçıların buluşma yerlerini yılda belki bir kez ziyaret ederek yaşamış bir sanatçıydı.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen sanatçıya ait bir özellik değildir?
A) İçtenlikli ilişkilerden hoşlanma
B) Belli bir bilgi ve kültür birikimine sahip olma
C) Sanat yapıtı üretmekte zorlanma
D) İnsanlardan uzak bir yaşam biçimi seçme
E) Kendine az güven duyma
(ÖYS 1998)
CEVAPLAR
1. B | 7. C |
2. D | 8. D |
3. A | 9. A |
4. B | 10. D |
5. C | 11. E |
6. E |