Paragraf – 55 Çıkmış Sorular

PARAGRAF  – 55 ÇIKMIŞ SORULAR

1.   Bir kimse nice kültürlü, nice yetenekli, başka uğraş alanlarında edindiği bilgilerle nice silahlan­mış olursa olsun, şiir okumamışsa, şiir yazmamışsa, belli bir yaştan sonra artık bu alanda treni kaçırmış demektir. Bunu kanıtlayan birçok örnek gösterebilir. Sözgelimi başka alanlarda sivrilmiş bir kimse sonradan şiire geçemiyor. Oysa bir şair sonradan romancı olabiliyor.

Parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiir yazmanın kolay bir uğraş olmadığı

B)Şair    olmak    için    deneyim    ve    bilginin gerekmediği

C) Şiirin temel öğesinin duygu olduğu

D) Şairlerin bütün edebi türlerde başarı gösterdiği

E) Şiir yazmaya ancak genç yaşta başlanabilece­ği

(ÖSS 1987)

 

2.   Sanat, görgü ve kültür birikimiyle beraber doğru­dan doğruya insanların içgüdüsüne ve hislerine seslenen bir olaydır. Herkesten uzaklarda, yal­nız başına yaşayan bir kişinin sanat duygusu, sanata yıllarını vermiş, üzerinde araştırmalar yap­mış, her türlü bilgiye sahip bir kişininkinden üstün olabilir.

Bu parçada öne sürülen düşünce aşağıdakilerden hangisiyle bağdaşmaz?

A) Sanat, İnsanın duygularını doğrudan etkiler.

B) Sanat çevresinden olmayan kişinin de, sanatla ilgili yaratıcı düşünceleri olabilir.

C) Sanatçının yaratıcılığı sezgi ve duygu gücüne bağlıdır.

D) Sanat  duygusu,   ancak  sanatla  uğraşarak geliştirilebilir.

E) Sanat duygusu, yalnız sanatçılarda bulanan bir özellik değildir.

(ÖSS 1987)

 

3.   Bir şairin görevi, her şeyden önce şiiri geliştirmek olmalıdır. Bunun için de yolunun değişik olmasına çalışmalıdır. Geçen zaman boyunca şiir, sanatçılarının hep aynı yolu seçmeleri yüzünden hiç değişmemiş ya da pek az değişmiştir.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulan­maktadır?

A) Tanınmak İsteyen şair çok ürün vermelidir.

B) Şair, kendi yolunda yürümeli, özgün olmaya çalışmalıdır.

C) Aynı dönemde yaşamış şairlerin şiirleri hep bir­birine benzer.

D) Gerçek şair, örneğini iyi seçen şairdir.

E) Birbirlerinin izinden giden şairler, şiirde değişik­liği gereksiz bulurlar.

(ÖSS 1987)

 

4.   Yazdığınız öykü ya da romanın kötü oluşuna üzül­meyin. Kötü de olsa yazın. Yaza yaza daha iyiye varacaksınız, önemli olan alışkanlığınızı yitirme­ni en İzdir.

Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisine yer verilmemiştir?

A) Yazı yazmanın bir çıraklık dönemi vardır.

B) Yazma, yazarak öğrenilen bir sanattır.

C) Yazı yazma, bir alışkanlık işidir.

D) İyi ve güzel yazabilmek için alıştırma gerek­lidir.

E) Yazı yazmada ustalaşmak ipin yetenekli olmak gerekir.

(ÖSS 1987)

 

5.            Uçan kuşlarlayım

Akan sularlayım

Yeniden doğmuşum dünyaya

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi ağır bas­maktadır?

A) Doğayı anlama isteği

B) Kendinden kaçış

C) Çocukluk özlemi

D) Yaşama sevinci

E) Geçmişi unutma korkusu

(ÖSS 1987)

 

6.   İlk çağlardan günümüze kadar insanoğlunun sanatla uğraştığını, ekonomik ve kültürel açıdan ve ilkel düzeyde insanların bile sanata ilgi duy­duklarını, sanat eseri olduğundan kuşku duyulamayacak çalışmalar ortaya koyduklarını biliyoruz.

Bu  sözleri izleyebilecek en  uygun cümle, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bu bakımdan sanat konularının tartışılması her zaman olumlu sonuçlar doğurur.

B) Belki de insanı hayvandan ayıran niteliklerin başında onun bu yanı gelmektedir.

C)Çünkü sanat eserinin yaratılması, sanatçının düş gücüne sıkı sıkıya bağlıdır.

D) Burada söz konusu olan, kişiye onun çevre­sine ilişkin toplumsal koşullardır.

E) Böylece sanat, insanlığın her döneminde farklı bir biçime bürünmüştür.

(ÖSS 1987)

 

7.   Her yazarın yaşanılan gerçekler karşısındaki görüşlerini, duyuş ve anlayışını dile getiriş bakımından kendine özgü bir tutumu olmalıdır. Onu ölümsüz kılacak olan da budur. Bu nedenle sanatçı, eserlerinde öncelikle ve özellikle buna dikkat etmek zorundadır.

Bu parçada sanatçının hangi özelliği üzerinde durulmaktadır?

A) Yazılarında dikkatli ve titiz davranması

B) Duygu ve düşünce bakımından güçlü olması

C) Kendine özgü bir üslubunun bulunması

D) Yazılarında yeni görüşler, düşünceler ileri sür­mesi.

E) Yazılarında gerçeklen yansıtmaya özen gös­termesi.

(ÖSS 1988)

 

8.   Okulumda her gün, sağlam iki cümle kuramayan, duygularını söze dökemeyen, düşüncelerini anla­tamayan yüzlerce gençle karşılaşıyorum. Bence anadili öğrenmeyi okul sıralarından beklemek yanlış bir tutumdur. Çünkü sorun öğrenim sorunu değil, anlatım olanağı bulma sorunudur. Konuş­tukça daha iyi konuşabildiğimizi, yazdıkça daha iyi yazabildiğimizi hepimiz bilmez miyiz?

Bu    parçada    asıl    vurgulanmak    istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dil yeteneği, dil sürekli olarak kullanıldıkça gelişir.

B) Anadili öğretiminde yeni yollar aramak gerekir.

C) Öğrencilerin anlatma gücü, anlama gücünden daha zayıftır.

D) Okullarda anadili öğretimine gerekli özen gösterilmemektedir.

E) Anadili yetersizlikleri en çok okul sırasında gö­rülmektedir.

(ÖSS 1987)

 

9.   İnsanların bir yaştan sonra estetiğe boş vermesi bağışlanır bir tutum değildir. Ben, kendini koyu­vermeyi, çevresini hiçe saymakla eş anlamlı görenlerdenim. Her yaşta, insanın kendine çekidüzen vermesi, vermekte direnmesi güzel bir şey. İşin temelinde, insanlara çirkin görünmemek hatta katlanılabilir görünmek yatmıyor mu dersi­niz?

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulan­maktadır?

A) İnsanın çevresinde sayılıp sevilmesi güzel gi­yinmesine bağlıdır.

B) Belirli bir yaştan sonra insanın görünüşü önem kazanmaktadır.

C) İnsanın giyim kuşamı yaşına göre değişme­lidir.

D) İnsanın görünüşüne özen göstermesinin köke­ninde çevresine duyduğu saygı vardır.

E) Çevrenin etkisi, insanın kılık kıyafetinde ortaya çıkar.

(ÖSS 1987)

 

10.   Hayat iyi ve kötü arışlarla doludur. Neyse ki güzel şeyler, kötü şeylerin etkisini silip götürür. Yeter ki insan, kendini bu sevinçlerle şımartmasın ve bu düş kırıklıklarıyla ipini karartmasın. Mutlu ve mut­suz olayları, yaşamın bir zorunluluğu olarak kabul etsin. Önemli olan, kişinin kendine yetebilen bir ruh dengesi içinde kalabilmesi ve bir işe yaradıkça dünya üstünde kalma tutkusuna gölge düşürmemesidir.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulan­maktadır?

A) Üzücü  olaylar genellikle  sevinçli  olayların olumlu etkisini azaltır.

B) Olayları,  her zaman olumlu yönleriyle ele almak gerekir.

C) Olaylardan aşırı derecede etkilenmeden yaşa­ma isteğini sürdürmek gerekir.

D) Kimi zaman sevindirici olaylar da insanı olum­suz etkiler.

E) Üzüntüleri   yenmekte   ruh   sağlığının   payı büyüktür.

(ÖSS 1987)

 

CEVAPLAR

1. E6. B
2. D7. C
3.B8. A
4. E9. D
5. D10. C