Aynı yöntem tartışmalarda da uygulanabilir. Konuşan kişiye cevap vermek için konuşmanın dikkatle dinlenmesi, hiçbir kelimenin kaçırılmaması gerekir. Bu hususta zihnin berrak ve ön yargılardan uzak olması; verilen cevabın konuşanın sözleriyle çelişip çelişmediği ya da konudan uzaklaşılıp uzaklaşılmadığı hususunda uyanık olunmalıdır.
Konuşmada verilen bilgilerin doğruluğuna, gerçeğe uygunluğuna ve birbirleriyle çelişmediğine dikkat edilmelidir. Dinlemede konuşmacının tavrına, bilgiyi sunuş şekline, kendini savunmak için kesin yargı kalıplarına sığınıp sığınmadığına dikkat edilir. Böylece konuşmacıya sorulacak sorular saptanır. Dinleme sırasında “Neden?”, “Nasıl?”, “Niçin?”, “Nerede?”, “Ne oldu?”, “Ne yaptı?” vb. sorular sormak hem dinleyeni uyanık tutar, hem de konuşmayı daha iyi anlamayı sağlar.
Soru Sorarak Dinleme: Dinlenilenler hakkında soru sorma alışkanlığı kazanarak konu hakkındaki düşünmelerin; konuyu olumlu ve olumsuz yanlarıyla, tarafsız bir bakış açısıyla değerlendirmeye, kişinin kendi doğrularını bulmaya yönelik dinlemeye soru sorarak dinleme denir. Kendini karşısındakinin yerine koyarak onun ne düşündüğünü anlamaya çalışarak dinlemeye empati kurarak dinleme, bir konuyu olumlu olumsuz yönleriyle ve tarafsız bir bakış açısıyla değerlendirerek dinlemeye eleştirel dinleme denir.
Dinleme ve Not Alma
Eğitimin her düzeyinde öğrenme yollarının başında not alarak öğrenme gelmektedir. Öğretmenin konuşmalarını iyi dinleyen ve not tutan öğrencilerin, not tutmayanlara göre daha başarılı oldukları kanıtlanmıştır.
Konuşmaların ancak küçük bir bölümünün bellekte kaldığı bilinmektedir. Farklı bir söyleyişle konuşmanın tamamını bellekte tutmak olanaksızdır. Aynı zamanda gereği de yoktur. Bunun için konuşmanın belleğimizde tutmamız gereken bölümleri ileride kolayca anımsayabileceğimiz biçimde bir kâğıda not edilmelidir. Aksi durumda, zamanla, söylenenlerin tamamı unutulmaktadır. Oysa konuşma ile ilgili bir cümle, bir söz, konuşmanın ana düşüncesini bize anımsatabilir, konuşma ile ilgili pek çok ayrıntıyı çağrıştırabilir.
Dinlemenin Verimliliği Nasıl Artırılabilir?
İyi bir dinleyici olmak aileden alınan eğitim ve alışkanlıkla başlar. Küçük yaşlardan başlayarak öykü ve masal türü okuma metinlerini dinleyen ya da kendisine değer verilip konuşması dinlenen çocuk, ileri yaşlarda iyi bir dinleyici olacaktır. Yapılan araştırmalar dinleme yeteneğinin geliştirilebileceğini göstermektedir.
Dinleme bir tür dikkatin belli bir alanda yoğunlaşması demektir. Okullarda bu yoğunluk süresi alt sınıflardan üst sınıflara gidildikçe artmaktadır. İlköğretimin birinci devresinde 10-15 dakika olan kesintisiz dinleme süresi, üst sınıflara gidildikçe 40-50 dakikaya kadar yükselmektedir. Bu süre, birtakım çalışmalarla artırılabilir. Söz konusu çalışmalar, sınıfta karşılıklı konuşmalar yapmak, açık oturumlar, tartışmalar düzenlemek ya da konferans dinlettirmek; ilgi çekici şiir, öykü, oyun, rapor, mektup vb. okutmak, dinlemeyi geliştiren başlıca etkinlikler olarak sıralanabilir.
Dinlemede dikkatin önemi büyüktür. Dinleyicinin anlatılan konu üzerinde yoğunlaşması gerekir. Dinleme sırasında konuyla doğrudan ilgili olan ana düşünceye dikkat çekilmesi de önemlidir. Bunun yapılabilmesi için, öncelikle, konu iyi anlaşılmalı, ana ve yardımcı düşünceler belirlenmelidir.
B. SÖZLÜ İLETİŞİM TÜR VE TEKNİKLERİNİ UYGULAMA
Yukarıda verilen bilgilerden yola çıkarak aşağıdaki çalışmaları yapınız.
• Yazdığınız metinleri sınıfta sununuz.
• Çizgi film hâline getirilmiş bir fablı izleyiniz.
• www.eba.gov.tr adresinden bir hikâye dinleyiniz.