DİL BİLGİSİ
2. ETKİNLİK
Aşağıdaki cümlelerde geçen zamirleri bularak işlevlerini belirleyiniz.
• Taşbaş düşündü taşındı, bundan vazgeçti.
bundan > işaret zamiri
• O, elini çocuğa uzatır uzatmaz, çocuk bağırarak kaçtı, kendisini anasının kucağına attı.
o> kişi zamiri
kendisini >kişi zamiri (dönüşlülük zamiri)
• Onu kucağına alır, saçlarını okşardı.
onu > kişi zamiri
• Kendi başı bir büyük belaya girmesine girmişti.
kendi>kişi zamiri (dönüşlülük zamiri)
• Bu ona bir dokundu ki… İşte yapayalnız kalmıştı.
bu >işaret zamiri
ona> kişi zamiri
• Kendisi için çıkarılanlara uzaktan bir seyirci gibi bakıyor, gülümsüyordu.
kendisi >kişi zamiri (dönüşlülük zamiri)
• “Memidik sayesinde göklerde uçup duruyoruz,” demişti kendi kendine.
kendi >kişi zamiri (dönüşlülük zamiri)
• “Ocağınız yana adamlar, benim ermişliğim nerede, uçmuşluğum nerede?”
benim > kişi zamiri
nerede > soru zamiri
• O da olduğu yerde kalakalır.
o > kişi zamiri
• “Benden selam söyleyin Adil’e, gelip de bizim köye o tatlıca canından olmasın”, demiş.
benden > kişi zamiri
bizim > kişi zamiri
o > kişi zamiri
• Kadın hiç konuşmadan başörtüsünü açtı, başını onun önüne uzattı:
onun > kişi zamiri
• “Ya benim yaram? Elin değer değmez iyileşti. Bu da mı yalan?” dedi.
benim > kişi zamiri
bu > işaret zamiri
3. ETKİNLİK
Aşağıdaki çalışmaları yapınız.
a. Aşağıdaki parçada hangi noktalama işaretleri yanlış kullanılmıştır? Gösteriniz.
“Öyle, kurban olduğum Memedim,” dedi. “Sen öyle bir ermişsin ki, yedi kat göğün üstüne çıkmışsın. Köylüler diyorlar ki ermişler hiçbir zaman ermişliklerinin farkına varamazlar.”
Taşbaş:
“Şimdi öyleyse beni dinle,” dedi. “Bundan sonra bu eve Ali kardaştan, Meryemce Anadan başka kimseyi almayacaksın. Olur mu?”
Kadın:
“Olur ama,” dedi, “komşudur, nasıl git derim?”
Taşbaş sözünü sürdürdü:
“Dışarda, köyün içinde benden hiç mi hiç söz etmeyeceksin,”
“Soruyorlar. Sorunca da…”
b. Aşağıdaki parçada yazımı yanlış olan kelimeleri bularak düzeltiniz.
“ Görmediniz mi? Nasıl görmezsiniz, canım. Tekeç dağını alıp götürüyorum. Çukurovanın (Çukurova’nın) düzünün ortasına oturtuyorum. Çukurovalılar, sabah kalkıyorlar, gözlerini açınca bakıyorlar ki karşılarında göğe ağmış gitmiş, ala karlı bir dağ. Şaşırıyorlar. Bu koskocaman dağı kim getirdi de koydu buraya, diye Çukurovada (Çukurova’da) kıyametler kopuyor. Köylüler, kasabalar bu dağı görmeye koşuyorlar. Sonracığıma, akşam olur, gün kavuşurken Tekeç dağını sol elimin üstüne koyup getiriyorum, yerine koyuyorum. Çukurovalılar bir de bakıyorlar ki sabah gelen dağ, akşam uçup gitmiş. Bu işe de çok şaşıyorlar. Ben de bu dağı Çukurovaya (Çukurova’ya) kimin taşıdığını hiç kimseye söylemiyorum.”