2. Aşağıdakilerden hangisi romanın yapı unsurlarından biridir?
A) Çatışma
B) Diyalog
C) Konu
D) Mekân
E) Tema
3. Nasıl olduysa ortalık düzelir gibi oldu, maç yeniden başladı. Bizim takım taraftarları takımı coşturmaya başladık: “Ya ya ya, şa şa şa, bizim takım çok yaşa…” Benim artık bağırmaktan sesim soluğum kesilmiş. Oradan birinin elindeki tenekeye ben de vurmaya başladım. Asıl kıyamet de ondan sonra koptu. Sahada iki oyuncu birbirine girdi. Biz de birbirimize yapıştık. Birisi beni bacağımdan yakalayıp havaya savurdu. Şöyle bir havada uçtuğumu biliyorum. Ondan sonrasını hatırlamıyorum, birader. Gözümü hastanede açtım.
Yukarıda verilen parçada yazar, okuyucuyu etkilemek için metindeki düşünce ve kişilere yönelik aşağıdaki anlatım tutumlarından hangisini tercih etmiştir?
A) Betimleyici
B) Eleştirel
C) Mizahi
D) Nesnel
E) Öğretici
4. Romanlarda anlatım ya I. tekil kişili veya III. tekil kişili anlatım tekniğiyle gerçekleşir. I. tekil kişili anlatımda roman kahramanı, kendi başından geçen olayları anlatır. III. tekil kişili anlatımda ise olaylar, olayların dışında üçüncü bir kişi tarafından anlatılır.
Buna göre aşağıdaki parçaların hangisi farklı bir anlatıcı tarafından aktarılmıştır?
A)Gün doğdu, sırmalanmış bulutlar açıldı, karların üstüne ışıltılı bir ışık dumanı çöktü. Ahmet atı tuttu, at uysaldı, üstüne bindi aşağılara sürdü. Atı bıraktı, döndü. Döndü ki ne görsün, at Soli’nin yanında duruyor. Bunu üç kere yineledi. ‘Başa gelen çekilir, dayı.” dedi Ahmet.
B)Alacakaranlık basarken Köprüye gelmeden önce sözcünün hemen sol taralında otururken hayvanları izledi. Yağmur Kraliçesi’nin mükemmel yansıması olan kocaman dolunay, tam tepelerinde asılı duruyordu. Çölün sonsuz boşluğunun önünde, yol üzerinde yakılmış ateşler
C)Poyraz Musa, günün ucu gözükünceye kadar olduğu yerde, kayıkla birlikle sallanarak orada öyle, kendinden geçmiş durdu kaldı. Önce denizin aklığı kaydı gitti, bir anda gözden silindi. Ardından denize yansımış şeftali çiçeklerinin pembesi birden uçtu gitti, adanın üstüne kondu. Yıldızlar parladı, söndü.
D)Dün gece uyumadım ki uyanayım. Şu ne zamandır isteyip durduğun gençlik mektuplarımız var ya dün akşam yemeğinden sonra gardırobun üstünden mektup kutularını İndirdim, sabaha kadar mektup ayıkladım. Türkan, inanılır gibi değil, mektuplaşmaya 1949 yılında başlamışız. Hartada üç, dört kez yazıştığımız olmuş.
E)Kayık sağa sola sallanırken denizin üstüne fırlamış yüzen kürekleri gördüler. Küreksiz kalan kayık habire dönüyordu. Uzaklaşıp giden kürekleri görünce Kerim çabucak kendine geldi, sol eliyle küpeşteye yapıştı, sağ elini kullanarak küreğe yaklaşmaya çalıştı. Kürekler yavaş da olsa uzaklaşıyorlar, Kerim eliyle kayığı çekemiyordu.