(Aşağıda, Argan’ın kızını evlendirmek istediği kişi hakkında düşüncelerini açıkladığı bölüm verilmiştir.)
SAHNE V ARGAN, ANGELIQUE, TOINETTE.
ARGAN —(iskemlesine oturarak.) Şöyle gel bakayım kızım! Sana, sanırım hiç beklemediğin bir haber vereceğim. Seni birisine istiyorlar. Ne o? Gülüyor musun? Öyledir ya, evlenmenin sözü bile hoştur; hele kızlar için bundan tuhaf şey olamaz. Ah! Doğa, doğa! Belki de, öyle görüyorum ki, sana evlenmek isteyip istemediğini sormaya bile gerek yok, kızım.
ANGELIQUE — Her ne buyurursanız uymayı görev bilirim, babacığım.
ARGAN — Böyle söz dinleyen bir kızım olduğuna doğrusu çok hoşnutum. Öyleyse sorun çözümlendi… ben söz verdim.
ANGELIQUE — Her buyruğunuza körü körüne uymak boynumun borcudur, babacığım.
ARGAN — Üvey analık bu ya, karım benden, hem senin, hem de küçük kardeşin Louisonʼun rahibe olmanızı sağlamamı istiyordu; öteden beri aklı buna takılmış kalmıştı.
TOINETTE — (Yavaşça.) Hınzır karının kim bilir ne hesapları vardır.
ARGAN — O bir türlü bu evlenmeye razı olmak istemiyordu; ama ben ona söz geçirdim, hem öbür tarafa da söz verdim.
ANGELIQUE — Ah, babacığım bana yaptığınız iyiliklere öyle minnet duyuyorum ki!
TOINETTE — Doğrusu buna ben de sevindim; sizin bütün ömrünüzde yaptığınız en doğru iş, bu iş.
ARGAN — Adamı daha görmedim; ama görünce hem benim hoşnut olacağımı, hem senin hoşlanacağını söylediler.
ANGELIQUE — Elbette hoşnut olursunuz, babacığım.
ARGAN — Nasıl! Sen gördün mü?
ANGELIQUE — Bu işi onaylamanızdan yüreklenerek size içimi açabileceğim için, artık ne saklayayım: Doğrusunu isterseniz, biz bundan tam altı gün önce, bir rastlantıyla tanışmıştık; size yapılan başvuru, bizim işte bu ilk tanışmamızdan sonra birbirimize karşı duyduğumuz ilginin sonucudur.
ARGAN — Onlar bana bundan söz etmediler; ama ben şimdi daha hoşnut oldum; sanırım bu işin böyle oluşu daha iyi; yakışıklı, aslan gibi bir delikanlı olduğunu söylüyorlar. (…)
TOINETTE — Aman efendim, siz bunca servet sahibi olduğunuz halde, nasıl olur da kızınızı bir doktora vermek istersiniz?
ARGAN — Vereceğim işte. Sen ne karışıyorsun, (…)?
TOINETTE —Aman Tanrı aşkına, birdenbire parlamayın! Anlamadan, dinlemeden azarlamaya başlıyorsunuz. Öfkemize kapılmadan, hep birlikte şu işin enini boyunu bir hesap etsek olmaz mı? Ha şöyle, soğukkanlılıkla konuşalım. Bir kez, siz ne amaçla böyle bir karar veriyorsunuz, lütfen söyler misiniz?
ARGAN — Benim amacım şu: Ben hasta, sakat bir adam olduğum için kendime bir doktor damat bulup hekimlerle hısım akraba olarak, hastalığıma karşı bilimin yardımını sağlamak; vücuduma gereken ilaçların kaynaklarını evimin içinde bulundurmak; böylece de istediğim kadar muayene olup reçete yazdırabilmek istiyorum.
TOINETTE — Ha şöyle, işte siz, kendinizce bir neden söylemiş oldunuz; bakın, böyle tatlı tatlı konuşup danışmak ne hoş oluyor. Ama efendim, şimdi biraz da elinizi vicdanınıza koyun da öyle söyleyin; siz gerçekten hasta mısınız?