METİN VE TÜR İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR
HIKÂYE
Yaşanmış veya yaşanması mümkün olan olayların okuyucuya haz verecek şekilde anlatıldığı kısa edebî yazılara hikâye denir.
Hikâyelerde insan yaşamının bir bölümü, yer ve zaman kavramına bağlanarak ele alınır. Bir hikâyede olay ya da durum söz konusudur. Düşündürmekten çok, duygulandırmak ve heyecanlandırmanın esas olduğu bu türde, gerçek ya da düş ürünü bir olay kısa şekilde anlatılır. Olay eksenli bir yazı türü olan hikâyede temelde bir olay vardır ve olaylar genellikle yüzeyseldir, fazla ayrıntıya girilmez.
Hikâye; kişiler, olay örgüsü, mekân, zaman, çatışma, konu, tema, anlatıcı ve bakış açısı gibi unsurlardan oluşur. Okuduğunuz hikâyede çatışma yazar ile gazeteci çocuk arasında geçmektedir.
Belli bir konu çevresinde var olan birden fazla olayın, sebep-sonuç ilişkisine bağlı bir biçimde oluşturduğu organik bütüne olay örgüsü denir. Olay örgüsü hikâyedeki olay, kişiler arasında cereyan eden ilişkiler ya da kahramanın iç çatışmaları sonucu ortaya çıkar. Öyküleyici metinlerde dramatik anlaşmazlık veya aykırılığa çatışma denir. Eserin tamamında işlenen çatışma; insan ile insan, insan ile toplum, insan ile kendisi, insan ile doğa vb. şeklinde kendini gösterir.
Okuduğunuz hikâyenin olay örgüsü “Yazarın, gazeteci çocuğun sesini duyması, hazırladığı paralarla her gün olduğu gibi gazetesini alması, çocuğun ailesi hakkında anlattıklarını ve geleceğe dair hayallerini hatırlaması”, çocuğun hastalanması, ilaç alacak parasının olmaması, yazarın gazete karşılığı çocuğa borç vermesi, gazeteci çocuğun bir süre sonra gelmemesi, yazarın çocuğun ölüm haberini onun küçük kardeşinden alması şeklinde devam etmektedir.
Hikâyedeki olay veya durumları, hikâye unsurlarından biri olan kişiler yaşar. Bu kişiler, öyküleyici metinlerin şahıs kadrosunu oluşturur. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde olayın merkezinde bulunan ait olduğu toplumsal sınıfın/zümrenin özelliklerini üzerinde taşıyan kişiye tip, toplumsal bir tabakayı değil de sadece kendini temsil eden kişiye de karakter denir.
Hikâyelerde olayların başlaması, gelişmesi ve son bulması belli bir zamanda ve mekânda geçer. Zaman kavramı; dönem, mevsim, gün ya da an biçiminde ortaya çıkar. Okuduğunuz hikâyede zaman olarak kış mevsimi, sabahın erken saatleri, mekân olarak da sokağa vurgu yapılmıştır.
Olay ve durum hikâyesi olarak iki başlık altında incelenebilir.
Olay Hikâyesi (Maupassant Tarzı Hikâye)
İlk örneklerini Fransız yazar Guy de Maupassant (Gay dö Mopasan) verir. Olay örgüsü; kişi, zaman ve mekâna bağlıdır. Gözlemin önemli olduğu bu hikâyelerde yazar önce gerilimi artırır, sonra çarpıcı bir sonla çözüm bölümünde olayları açıklığa kavuşturur.
Olay hikâyeleri serim, düğüm ve çözüm bölümünden oluşur. Serim bölümünde olayın geçtiği yer, zaman ve olay kahramanları belli başlı nitelikleriyle betimlenir. Düğüm bölümünde neden-sonuç ilişkisine göre olay yoğunlaşır ve merak ögesi doruğa çıkar. Çözüm bölümünde gelişmeler sona erer, merak edilen sorular cevabını bulur.
Olay hikâyesinin Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisi Ömer Seyfettin’dir. Refik Halit Karay, Reşat Nuri Güntekin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Sabahattin Ali gibi yazarlar da bu türde eserler verir.
Serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşan bir olay hikâyesi okudunuz.
Durum Hikâyesi ( Çehov Tarzı Hikâye )
İlk örneklerini Rus yazar Anton Çehov’un ( Anton Çehov ) verdiği bu öykülere Çehov tarzı da denir. Günlük yaşamdan bir kesit, bir insanlık durumu anlatılır. Serim, düğüm ve çözüm bölümleri bulunmayan bu hikâyelerde zaman ve mekân belirsiz olabilir. Kahramanların yaşamları, zaman ve mekân okuyucuya sezdirilir. Olay örgüsünden çok, tema üzerinde durulur. Belli bir zaman diliminde hayatın doğallığı içinde insanların davranışları, birbirleriyle ilişkileri, bazı olay, düşünce ve tasarılar karşısında gösterdikleri tepkiler ortaya konur. Bu türün Türk edebiyatındaki en önemli temsilcileri Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal’dır.