METNİ ANLAMA VE ÇÖZÜMLEME
1. Okuduğunuz hikâyenin konusunu ve temasını bulunuz.
Konusu: Gazete satan çocuğu yoksullukla mücadelesi ve buna rağmen sözünde durmaya çalışması
Tema: Sözünde durma
2. Yazar, zamanı yaz mevsimi, öğle vakti, mekânı da bir köy ya da kasaba olarak tercih etseydi bu seçim hikâyenin olay örgüsünü nasıl etkilerdi? Düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Hikayelerde dört unsur vardır ki bunlardan ikisi zaman ve mekandır. eğer yazar yaz mevsimini seçseydi o zaman çocuğun bu şekilde ölmesi söz konusu olmayacaktı kurguyu başka bir şekilde yapmak durumunda kalacaktı. Aynı şekilde mekanını da köy ya da kasaba olsaydı buralarda gazete satımı ve okuma olmayacaktı. Yine kurguyu başka şekilde döndermesi lazım olacaktı yazarın.
1. ETKİNLİK
“Elli Kuruş” hikâyesinin olay örgüsü, yazar ile gazeteci çocuğun karşılaşmasıyla başlar. Bu karşılaşma hikâyenin temel karşılaşmasıdır. Önceleri sadece alışveriş üzerine kurulu olan “karşılaşma” daha sonra yazarın gazateci çocuğu tanıması ve ona yardım etmesiyle aralarındaki samimiyet ve güven duygusuyla gelişir. Bu karşılaşma başka şartlarda olsaydı sıradan bir karşılaşma gibi olacak, müşteri-alıcı ilişkisinden öteye geçemeyecekti. Oysa hikâyedeki karşılaşma sıradan bir karşılaşma değildir. Küçük yaşta anne babasını kaybedip ailesinin geçimini temin etmek zorunda kalan gazeteci çocuk ile duyarlı bir yazarın arasındadır.
Bu açıklamaya göre yazar ile gazeteci çocuk günümüzde karşılaşmış olsaydı hikâyenin olay örgüsünde nasıl bir değişiklik olurdu? Düşüncelerinizi söyleyiniz.
Günümüzde biraz daha modern bir hayat söz konusu olduğu için bireysellik daha ön plandadır.Belki de yazar gazeteci çocuğun sorunlarıyla ilgilenmeyecek veya ona yardım etme eğiliminde olmayacaktı.Bu da hikayenin olay örgüsünü ister istemez değiştirecektir.
Okuduğunuz hikâyede gazeteci çocuğun içinde bulunduğu koşullar, onun fiziksel ve ruhsal yönü üzerinde nasıl bir etki bırakmıştır? Açıklayınız.
Fiziksel açıdan küçük yaşına rağmen olumsuz hava koşullarında çalışmak zorunda kalması çocuğun ruhsal durumunu da etkilemiştir. Babasız büyümesi,ailesine bakmak zorunda kalması,okumak istemesi yaşamın zorluklarıyla mücadele etmesi onu erken yaşta olgunlaştırsa da bu durum onu yıpratmaktadır.
2. ETKİNLİK
“Aşağı indim. Her günkü satıcıdan almıştım oysa gazetemi. Kapıyı açtım: Kısa pantolonlu, minnacık bir çocuk. Savrulan karlarla ıslanmış gazeteleriyle titreyip duruyordu.”
Bu parçada yaşanan bir olay bir başkasına anlatılmaktadır. Tasarlanmış veya yaşanmış bir olayın başkalarına sözle ya da yazıyla anlatıldığı anlatım biçimine öyküleme (hikâye etme) denir.
Buna göre okuduğunuz hikâyeden öyküleyici anlatımın ağır bastığı bölümleri bulunuz.
Haminnesi, Tahtakale’de tuzcuda çalışıyormuş. Annesinin eczaneden kazandığıyla kıt kanaat geçiniyorlarmış ama şu son zamlar olmasa. Çaresiz, okulu beşten bırakıp annesiyle haminnesinin kazançlarına bir şeyler katabilmek, hiç olmazsa üç yaş küçüğüyle kendisinin okul masraflarını çıkarabilmek yolunu tutmuş, gazete satıcılığına başlamış.
“Babamın bir arkadaşı vardı, Sabir Bey amca, ona gittim.Annem duysa öldürürdü. Hele haminnem! Ona da içerliyorum, varsa rahmetli kocası, yoksa rahmetli kocası. Kocası yani dedem polis miymiş Atatürk devrinde, komiser mi? Karakalem bir resmi var haminnemde, kırpık bıyıklarıyla iriyarı bir adam. Babam zayıftı. Güya torunlar çokluk dedelerine çekerlermiş. Nerdee? Benim de, Şadan’ın da bilekleri ipince. İnsan bol bol yemezse, değil mi ağabey?”
Aşağı indim. Her günkü satıcıdan almıştım oysa gazetemi. Kapıyı açtım: Kısa pantolonlu, minnacık bir çocuk. Savrulan karlarla ıslanmış gazeteleriyle titreyip duruyordu.
“Ağabeyim, kusura bakmasın, dedi amca!”
“Ne bu?”
“Elli kuruş borcu kalmış size de…”
“Kendisi nerede?”
Ağlamadı, hıçkırmadı. Taş gibi, “Öldü.” dedi. “Dün Edirnekapı’ya gömdük…”
Elli kuruşu uzattı. Sonra çekip giderken:
“Gazete, havadis!”
3. ETKİNLİK
“Kusura bakmayın ağabeyciğim. Dersleri hazırlıyordum. Gece yarılarına kadar çalışıp, sabahleyin de erkenden uyanmak fena yordu. İki gün aksattım. Dilber Hanım öksürük için bir ilaç yazdırdı ama, nerde?”
“Niçin?”
“Beş yüz otuz kuruş be ağabeyciğim!”
Aklıma bir şey geldi:
“Ben sana bu parayı versem?”
Bu parçada, yazar ile gazeteci çocuk karşılıklı konuşmaktadır. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde iki veya daha çok kişinin konuşmasına diyalog tekniği denir.
Buna göre “Elli Kuruş” hikâyesinde diyalog tekniğinin uygulandığı bölümleri göstererek bu tekniğin olay örgüsüne ne gibi katkı sağladığını söyleyiniz.
Diyalog tekniğinin uygulanması metindeki olay örgüsünü daha rahat anlamamıza yardımcı olmaktadir.Mesela Jose Saramago’nun Körlük isimli kitabında diyaloglar yoktur.Diyaloglar virgülle ayrılmıştır. Bu da metnin zor okunmasına neden olur ve anlaşılmasını zorlaştırır.
3. Okuduğunuz hikâyede bazı değerler örtük ileti olarak aşağıda verilmiştir. Siz de metinde başka
örtük iletileri bulunuz.
• İhtiyacı olan birine onu kırmadan yardım etme
• Borcuna sadık olma
• Kendinden yaşça küçüklere yol gösterme
• Ailesi için fedakârlıklarda bulunma
- Çevresiyle iletişim kurarken dikkatli olma
• Büyüklerine karşı merhamet duygusu taşıma
• Geleceğe dair güzel hayaller besleme
• Vatanı ve milleti için faydalı bir birey olmayı düşleme
• Onun da bir başka hikâyesi vardı çocuk omuzlarında taşıdığı.
• Bakıyorum okuma hırsı var içinde.
• …donmuş burnu buhar kazanı gibi tüterek uzaklaşırken canlı, yaşam dolu sesiyle sokağı gene neşelendirirdi:
4. Okuduğunuz hikâyenin serim, düğüm ve çözüm bölümlerini metin üzerinde gösteriniz.
Serim bölümü: Hikayenin giriş bölümünde çocuğu ve gazetecini arasındaki diyaloglar
Düğüm bölümü: Çocuğu bir miktar paraya çıkışması ve gazetecinin bu parayı borç olarak vermesi
Çözüm bölümü: Çocuğun birkaç gün gelmemesi ve sonunda öldüğünün anlaşılması