SÖZCÜKTE ANLAM – 12 (ÇIKMIŞ SORULAR)
1. Sözünü dinletmeyi sever, bunu başaramadığında sinirlenip hırçınlaşırdı. Bunun için, hemen her zaman, hem çevresindekilerin kendisine, hem de kendisinin çevresindekilere karşı davranışlarında ipleri kendi istediği gerginlikte tutmayı başarırdı.
Yukarıda geçen “ipleri kendi istediği gerginlikte tutmayı başarmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çevresindekilere, kendi görüşlerinin doğruluğunu kanıtlamak
B) İsteklerinin gerçekleşmesi için her yola başvurmak
C) Her konuda kendisini bilgili ve yeterli görmek
D) İnsanlarla olan ilişkilerini, kendi ölçütlerine göre yönlendirmek
E) Kendini, olduğundan daha güçlü göstermeye çalışmak
(ÖSS 2001)
2. Eleştiri alanında önemli eksikliklerimizden biri de eskiyi, içinde bulunulan dönemin koşulları içinde araştırmamak. “Doğru” diye bellediğimiz birtakım kavramların, çıkarımların kabuğunu kırmamak. Bunları yeni terimlerin bağlamı içinde incelememek.
Bu parçada, “kabuğunu kırmamak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eskiden yazılmış yapıtların değerini ortaya çıkarmak için uğraşmamak
B) Doğruluğu, yanlışlığı kişiye göre değişen düşünceleri eleştirmemek
C) Doğruluğu benimsenmiş yargıları tekrar ele alıp değerlendirmemek
D) Tartışılmış konularla ilgili görüşlerini açıklamaktan kaçınmamak
E) Tabu olarak bilinen düşünceleri tartışırken belirlenmiş sınırlar içinde kalmamak
(ÖSS 2003)
3. Bir yazının tadı, sözcükleri giydirmekte, koşturmakta, sıçratmakta ve onlara diz çöktürmekte gizlidir. Her sanatçı sözcüklere diz çöktürebilir mi? Üstesinden kolayca gelinecek bir iş değildir bu. Öncelikle, o dilin bütün girdisini çıktısını çok iyi bilmeyi gerektirir. Dilin olanak ve yeteneklerini tanımayan bir sanatçının Önünde diz çökmez sözcükler.
Bu parçada, “sanatçının sözcüklere diz çöktürmesi” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sözdizimi bakımından özensiz cümleler arasında sıkışıp kalmamak
B) Sözcük seçimiyle, her yapıtına farklı bir boyut kazandırmak
C) Sözcükler üzerinde fazla durmadan üretken olmaya çalışmak
D) Okurun dil duyarlığını geliştiren yapıtlar ortaya koymak
E) Sözcüklerin gündelik kullanımlarıyla yetinmeyip onlara yeni ve özgün anlamlar yüklemek
(ÖSS 2003)
4. “-Ali’yi yemekhaneye girerken gördüm.
– Ne dedi?
– Sınavı çok iyi geçmiş.
– Desene -—.”
Bu karşılıklı konuşma, aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?
A) yüreği hoplamıştı.
B) etekleri zil çalıyordu.
C) içi titriyordu.
D) eli ayağı dolaşıyordu.
E) etekleri tutuşmuştu.
(ÜSS 1979)
5. Bu şairimiz, sanat yaşamında gelmiş geçmiş, eski yeni bütün şiir akımlarından, biçim denemelerinden, tekniklerden ustaca yararlanmasını bilmişti. Yararlandığı kaynaklardan aldığı imgeleri, kendi şiir tezgâhında yeniden dokumuş; onlara, kendi boyasını vurmuştu.
Bu parçada geçen “yararlandığı kaynaklardan aldığı imgeleri, kendi şiir tezgâhında yeniden dokuyarak onlara, kendi boyasını vurmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okurun dünyasını düşünsel ve sanatsal yönden zenginleştirmek
B) Bugüne değin yazdıklarıyla yetinmeyip sürekli yenilikler aramak
C) Kimi yapıtlardaki eksiklikleri, kendi yapıtlarında gidermeye çalışmak
D) Okurların, yapıtlardan daha çok tat almalarını sağlamak
E) Başkalarından aldıklarını, kişisel ve özgün biçime dönüştürmek
(ÖSS 2002)
6. “Avludaki taşlan söküp bir kenara yığdılar.” tümcesinde (cümlesinde) “sökmek” eyleminin kullanımı aşağıdakilerden hangisiyle özdeştir?
A) Beytin anlamını söküp çözümlemişti.
B) Eski hırkayı söküp yenisini örecekti.
C)Tutsaklıkta tırnaklarını söküp işkence etmişlerdi.
D) Balgamı söküp rahatlayacaktı.
E) Yandaki düşman güçlerini söküp atacaklardı.
(ÜSS 1979)
7. Ardahan Kalesi’nin yanı başında bu eski mahalle, kentin tarihsel çekirdeğini oluşturuyor.
Bu cümledeki “kentin tarihsel çekirdeğini oluşturmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Güzelliğiyle herkesi etkilemek
B) Örnek bir mimarlık ürünü olmak
C) Yeniliğinden hiçbir şey yitirmemek
D) Çok amaçlı bir nitelik taşımak
E) Geçmişe kaynaklık etmek
(ÖSS 2004)
8. Neredeyse elli yıldır sanat çevreleriyle içli dışlıyım. Nice yazar tanıdım. Kimileri düş kırıklığına uğratmadı beni. Kimilerini ise tanıdığıma tanıyacağıma pişman oldum. Birçok ünlü yazar için: “Keşke hiç karşılaşmasaydım onunla; köşemde oturup güzel güzel kitap okusaydım.” diye düşündüm. Ne yalan söyleyeyim, o yazarların kitaplarını okumaktan aldığım tat, kişiliklerinin karaltısıyla gölgelendi.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bazı yazarları kişisel özellikleriyle tanımanın, onların yapıtlarından duyulan hazzı azaltması
B) Sanatçıları gerçek yönleriyle tanıyamamanın okurları onlardan uzaklaştırması
C) Yaşamdan kopuk bir yazarın, yapıtlarıyla okur üzerinde olumsuz izlenimler yaratması
D) Kendini yapıtlarında gizleyen sanatçıların, güç okunması
E) Yazarların yaşamlarıyla yapıtlarının belirli yönlerden örtüşmesi
(ÖSS 2005)
9. Bir yazar şöyle diyor: “Sözcüklerin dediğini anlıyorum, bütün özelliklerini biliyorum, hepsinin tadına varıyorum; ama onları yan yana getirirken yeni çağrışımlar yaratamıyorum.“
Bu cümledeki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çok kullanılan sözcükleri yeğlememek
B) Birbirinden kolayca ayıramamak
C) Yerleşik kullanımların dışına çıkamamak
D) Aralarında anlam ilişkisi kuramamak
E) Yapıtın içeriğine göre biçimlendirememek
(ÖSS 2005)
10. Bu ozanımız, çevresini kuşatan varlıkların ayırıcı ve belirleyici özelliklerini inceden inceye algılıyor; bir bakıma şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazıyor.
Bu cümledeki “şiirini, yüreğinden çok, gözleriyle yazmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Görsel öğeleri ön plana çıkarmak
B) Belirli bir iletiye yer vermekten kaçınmak
C) Belirli temaları kullanmak
D) Soyutlamalara başvurmak
E) Yaşananlardan yola çıkmak
(ÖSS 2004)
11. Bir romancıyla ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi, ayraç içindeki özellikle uyuşmamaktadır?
A) İşlediği konuyu, çizdiği ve betimlediği karakterleri, bunlar arasındaki ilişkileri bugüne değin başka hiçbir romancının yansıtmadığı bir biçimde vermiştir, (özgünlük)
B) Anlatımını oluşturan söz değerlerini seçerken dilin sunduğu tüm olanaklardan yararlanmış, bunları kılı kırk yaran bir tutumla kullanmıştır, (titizlik)
C) Okurken söyleyiş güçlüğü yaratmayan, anlamları herkesçe bilinen sözcükleri seçerek konuşma dilinin özelliklerini içeren, kısa cümleler kurmuştur, (akıcılık)
D)Anlatımındaki ayrıntı zenginliği, ayrıntıları işlevsel bir biçimde verişi onun söylemine inandırıcı bir nitelik kazandırmıştır, (evrensellik)
E) Dili, inceliklerine dikkat ederek güzel bir biçimde kullanması, onun her dönemde okunan, yapıtlarını yaşadığı günlerin sınırı dışına taşıyan bir yazar almasını sağlamıştır, (kalıcılık)
(ÖSS 2005)
12. Bir yazınsal yaratının değeri, ne anlattığından çok, nasıl anlattığıyla ölçülür; bu da dilin anlatım olanaklarını ustaca kullanmaya, el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar devşirmeye bağlıdır.
Bu cümledeki “dilin el değmemiş bölgelerinden yeni tatlar devşirmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okuru şaşırtan, çarpıcı ürünler ortaya koymak
B) Artık unutulmuş olan özellikleri canlandırmak
C) Daha önce denenmemiş anlatım biçimleri oluşturmak
D) Belirli bir kesimin beğenisine seslenmek
E) Yerleşik sözcükleri kullanmaktan kaçınmak
(ÖSS 2004)
13. Zaman zaman anılarla yaşamak güzeldir; eğer bu anılar yaşanılan günü renklendiriyorsa bir başka mutluluk verir insana.
Bu cümlede geçen “anıların yaşanılan günü renklendirmesi” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eski günlere özlem duyulması
B) Dünün yargılanıp değerlendirilmesi
C) Geçmişin, içinde bulunulan zamanı güzelleştirmesi
D) Yaşananların, karşılaşılan güçlükleri yenmede etkili olması
E) Eski günlerin daha anlamlı olduğunun düşünülmesi
(ÖSS 2002)
14. “Özgür yaratıcı, bir sürü engelle savaşıyor,” tümcesindeki (cümlesindeki) “bir sürü” sözünün düşündürdüğü anlamla aşağıdaki söz dizilerinden hangisi tümüyle ilgilidir?
A) birçok – hayli – sayısız – nice
B) çok – değişik – ölçüsüz – ayrı
C) bir yığın – dolu – başka – bol
D) nice nice – yığın yığın – bir avuç – iyice
E) kıyamet gibi – sürü sürü – bunca – azca
(ÜSS 1979)
15. Bu romanında yazar, İstanbul sokaklarının artık-tarihe karışmış o eski görünümlerini şiirli bir dille yeniden kuruyor. Kahramanlarına sıcak bir sevgiyle, onların insani yanlarını araştırarak yaklaşıyor. Onları derinlemesine kavramaya çalışıyor; aralarındaki farkları ortaya koyuyor. Daha doğrusu kişilerin iç dünyalarındaki düğümleri iyi yakalıyor.
Bu parçada, “Kişilerin iç dünyalarındaki düğümleri iyi yakalamak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Günümüzde sayıları iyice azalmış insan tiplerini anlatmak
B) İnsanların gizli kalmış ayırıcı özelliklerini bulup göstermeyi başarmak
C) Kişilerin ortak özelliklerini belirlemeye çalışmak
D) Kahramanları, insanı yücelten bir tutumla oluşturmak
E) Yaratacağı tipleri sorunlu insanlar arasından seçmek
(ÖSS 2003)
16. “Günümüzden nice yıllar önce yaşamış olan ve hem dramları hem de şiirleriyle tanınan bu sanatçının unutulmayan kişiliği ve yapıtlarının -ister geleneksel anlayışla, ister yeni yorumlarla sahnelensin- zamana yenilmeyen niteliği hemen her ülkenin sanat, edebiyat, tiyatro çevrelerince bir kez daha doğrulanıyor.
Yukarıda geçen “unutulmayan kişilik ve zamana yenilmeyen nitelik” sözleri ile, sanatçıya ya da yapıtlarına ilişkin olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatçının çok güçlü bir kişiliğinin olması nedeniyle yazın (edebiyat) alanındaki güçlüklere karşı koyabilmesi
B) Üzerinden çok zaman geçmesine karşın, yapıtlarına gösterilen ilginin sürmesi
C) Hem klasik hem modern anlayışla yazdığı için kendi ülkesi dışında da tanınmış olması
D) Yapıtlarında zaman zaman okuyucunun karşısına değişik bir kişilikle çıkması
E) Zaman geçtikçe daha iyi yorumlara ulaşarak sahnelenen yapıtlarının daha çok ün kazanması
(ÜSS 1979)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
1.D
2.C
3. E
4.B
5.E
6.C
7. E
8.A
9.C
10. A
11. D
12. C
13.C
14. A
15.B
16. B