Sözcükte Anlam – 13 (Çıkmış Sorular)

BU TESTİ ONLİNE ÇÖZMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

SÖZCÜKTE ANLAM – 13 (ÇIKMIŞ SORULAR)

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “açık” sözcüğü “belirli, görünür” anlamında kul­lanılmıştır?

A) Anlatımın temel özelliği yalın ve açık olmaktır.

B) Sizinle bu konuda açık pazarlık yapacağız.

C) Herkes bu olayı açık bir tedirginlikle karşı­lamıştı.

D) Arap kültürüne bütünüyle açık olduğumuz bir dönemdi.

E) Her yere başvurmuş, ancak açık bir yer bula­mamıştı.

(ÜSS 1978)

 

2.   Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yerinde kul­lanılmamış bir deyim vardır?

A) Kadın, durmadan ağlıyor, bir yandan da:”İçim yanıyor dostlar!” diye bağırıyordu.

B) Olay yerinde, herkes telaş içindeyken o kılını bile kıpırdatmıyordu.

C) Odacı Halil Efendi, yeni müdür için: “Canı tez birine benziyor.” dedi.

D) Ev sahibi konuklarına bakıp:  “Bu ne şıklık böyle!” deyince Ayşe üstüne alındı.

E) Görüşüne    başvurduğum    herkes,    onun, sözünün eri bir kişi olduğunu söylüyordu.

(ÖSS 1996)

 

3.     I. Kendini  daha  fazla  yorma;  sonra     hastalanırsın.

II.  Yağmur başlamadan sen git; ben sonra geli­rim.

III. Sağdaki    çiçekçiden    sonra    ilk    sokağa sapacaksın.

IV. Kurumumuzda imza yetkisi, başkandan sonra genel sekreterindir.

V.  Bu işi sonra seninle birlikte yaparız.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­lerinde “sonra” sözcüğü aynı anlamda kul­lanılmıştır?

A) I. ve II.              B) ll. Ve V.              C) III. ve IV.

D) III. ve V             E) IV. ve V.

(ÖSS 1998)

 

4.   Olaylara bir de bu gözle bakmalısın.

Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam, aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Sorunlara  bu  anlayışla  yaklaştığın  sürece başarılı olamazsın.

B) Amacına  ulaşabilmek için çalışmalarını  bu noktada yoğunlaştırmalısın.

C) Bu gidişle okulu ancak Önümüzdeki yıl bitire­bilir.

D) Bu böyle sürüp giderse onu uyarmak zorunda kalacağız.

E) Bu ayrıntıları gözden kaçırmazsan sonuca ula­şırsın.

(ÖSS 1999)

 

5.   Aşağıdakilerin hangisinde ikinci cümle, birinci cümlede kullanılan deyimin anlamını içermez?

A)  İş inada binmeseydi böyle çalışmazdı.

Onun kendisine yardımcı  olacağını, güçlük çıkarmayacağını anlamıştı.

B) O her işten yüzünün akıyla çıkmıştır.

Bu işi de eksiksiz olarak ve başarıyla tamam­ladı.

C) Sen hiç merak etme, o işini bilir.

O, nereden, nasıl yarar sağlanacağını çok iyi hesaplar.

D) Sonunda o da işin içinden sıyrıldı. Bu karışık işten kendini kurtardı.

E) Canını dişine takıp işini bitirmeye çalıştı.

Verilen görevi başarmak için her türlü tehlike ve sıkıntıyı göze aldı.

(ÖSS 1998)

 

6.   Bir eleştirmenimizin 1974 yılında yaptığı değer­lendirmeye katılmamak elde değil. Çünkü bu dipdiri ve sağlam öykü beni de çok etkiledi. Bu öykü gerçek anlamıyla çağdaş bir klasik.

Bu parçada “çağdaş bir klasik” sözüyle anlatıl­mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Oluşturulduğu dönemin   dil anlayışına uygun olmakla birlikte eski ürünlerden de etkilenen

B)  Oluşturulduğu   dönemin   havasını yansıttığı gibi değerini de hiçbir zaman yitirmeyecek olan

C) Güncel    olayları    ayrıntılarıyla    yansıtacak biçimde, sağlam bir teknikle oluşturulan

D) Bazı yenilikler getiren ve okuyucuyu duygu­landıracak   özellikler içeren

E)  Okurun ilgisini canlı tutan ve gelecekte de okuyucu bulabileceği düşünülen

(ÖSS 1999)

 

7.  Bir sözcüğü ötekinin yanına öylesine getireceksin ki yaratacağın güzellikle okuyucunun yüreğindeki teli titretecek, onu gerçekler dünyasından düşler dünyasına taşıyacaksın.

Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Bu tabloya her bakışında onda yeni ve değişik yönler bulurdu.

B) Çocukluğunda yaşadığı bu ilginç olayı sık sık anlatırdı.

C)Bu öyküyü okurken uzun süredir gidemediği köyünü anımsamıştı.

D) Roman kişilerinin birbirine kavuşması onu çok etkilemiş, duygulandırmıştı.

E) Bu sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini is­tiyordu.

(ÖSS 1999)

 

8.  Ben garibim, garibin yuvası kervansaraylardır.” “garip” sözcüğünün yukarıdaki kullanımı, aşa­ğıdaki kullanımlarından hangisiyle -anlamca-özdeştir?

A)  Hepiniz buralısınız, bir tek o garip.

B)  Bu gece yine garip bir hüznüm var.

C) Garip bir adı vardı, hatırıma gelmiyor.

D) Kışın ortasında, bu çiçeğin açması çok garip.

E) Arkadaşları liseye geçince, o, ortaokulda ga­rip kaldı.

(ÜSS 1978)

 

9.   Beş yüz sayfalık bu dev romanda, yazarın, olay­lara ve durumlara hiç yama yapmadığını görürüz.

Bu cümlede geçen “yama yapmamak” sözüyle belirtilmek istenen aşağıdakilerden hangi­sidir?

A) Sözü uzatmaktan kaçınmak

B) Anlatıma kendini katmamak

C) Açık ve anlaşılır bir dil kullanmak

D) Yaşanılanları olduğu gibi yansıtmak

E)  Farklı anlatım biçimlerinden yararlanmamak

(ÖSS 1999)

 

10.   Her ortamda özeleştirisini yapmaktan

 I

çekinmeyen, kusurlarını  yanlışlarını ve hiç

                            II                        III

gizlemeden dile getiren, yalancılıktan ve

                                                IV

vurdumduymazlıktan nefret eden bir

V

arkadaşımızdı.

Yukarıdaki cümlede numaralanmış sözcük­lerin hangisinde “eksik, noksan” anlamı vardır?

A) I.           B)ll.           C) III.           D) IV           E) V

(ÖSS 1999)

 

11. “Her durumdan, her sözün altından kendince bir anlam çıkaran, çıkardığı anlamla kişiliği arasında bir bağlantı kuran” bir kimsenin bu durumuna aşağıdaki niteliklerden hangisi karşıttır?

A) kayıtsız                             B) duyarlıklı                          C) alıngan

D) içli                                     E) titiz

(ÜSS 1978)

 

12.    Konuştuğum dil kadar, Türkçem kadar güzelsin

Bu cümlede “konuştuğum dil kadar” sözü, kendin­den sonra gelen “Türkçem kadar” sözünü açıkla­maktadır.

Benzer bir açıklayıcı söz, aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A)  Bu sorunla ilgili araştırma raporlarını, gazete ve   dergileri okudum.

B) Söz vermişti, öteki toplantıya hazırlıklı olarak gelecek, tartışmalara kendisi de katılacaktı.

C) Bir mart günüydü, hava soğuktu, karla karışık yağmur yağıyordu.

D) İlk    tayinim    doğup    büyüdüğüm    yöreye, Çukurova’ya çıkmıştı.

E)  Bayramlarda bandonun başına geçer, tören­lere, etkinliklere canlılık katardı.

(ÖSS 1999)

 

13.   “Söz ola kese savaşı,

Söz ola kestire başı,

Söz ola ağulu aşı

Bal ile yağ ede bir söz.”

dörtlüğünde “kese” sözcüğünün kullanımına göre, yakın anlamlısı aşağıdakilerden hangi­sidir?

A) ikiye ayıra                                B) dindire

C) ara vere                                   D) kısalta

E) durdura

(ÜSS 1978)

 

14.    Bıkmadan, yorulmadan, yılgınlığa düşmeden, sürekli okumalıyız. Okurken bir yandan, daha önce okuduklarımızdan belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemeli, bir yandan da bu izi derinleştirmeye çalışmalıyız.

Bu parçada geçen “belleğimizde kalan izin üzerini örten tozu, kiri temizlemek” sözüyle anlatıl­mak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Edinilmiş bilgilerin önemini anlamak

B) Doğruyu yanlıştan ayırmak

C) Gereksiz bilgilerle oyalanmamak

D) Unutulmaya yüz tutmuş bilgileri anımsamak

E) Yeniliklere açık olmaktan kaçınmamak

(ÖSS 2000)

 

15.   Maviyle yeşilin kucak kucağa olduğu Kanlıca, hep kıpır kıpır, hep hayat dolu ve hep kendi gibi kalmak istiyor.

Bu cümlede geçen “kendi gibi kalmayı istemek” sözüyle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sahip olduğu özellikleri koruma çabası içinde olmak

B)  Önemli bir yer olduğunu kanıtlamaya çabala­mak

C) Benzerlerinden farklı olmaya çalışmak

D) En iyi biçimde tanıtılmayı istemek

E) Canlılığını çevresine hissettirmek

(ÖSS 2000)

 

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?

A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu tartış­manın içinde yer almıştır.

B) Bu kitapları, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin,  ayırın.

C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığıiçine sindiremiyordu.

D) Bütün   bunları,   kendisinin   yerine,   önünegeçmek isteyenler düzenliyordu.

E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır.

(ÖSS 2001)

 

17.   Depremde evde değildik. Eve gelince gördük ki dolaplar, kitaplıklar devrilmiş; binlerce kitap yer­lerde. Şimdi o kitaplar ne olacak? “Canını kurtar­mışsın, yetmez mi?” demeyin. Kitaplar da insanın canı gibi. Birine bile zarar gelse içimden bir şeyler kopar.

Bu parçada geçen “içinden bir şeyler kopmak” sözüyle arılatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A)Birdenbire aşırı heyecana kapılmak

B)Bedensel bir acı duymak

C)Yapabileceği bir şeyi yapamaz hale gelmek

D)İstediği gibi davranamadığı için rahatsız olmak

E)Bir olay karşısında derin bir üzüntü duymak

(ÖSS 2000)

 

18.   “Şu dağlar olmasaydı,

Çiçeği solmasaydı,

Ölüm Allah’ın emri

Ayrılık olmasaydı.”

Yukarıdaki manide “şu dağlar” sözünün kul­lanılış nedeni aşağıdakilerden özellikle han­gisi olabilir?

A) Dağların ölümü düşündürmüş olması.

B) Dağlarda çiçeklerin yetişmiş olması.

C) Dağların, düş gücünü kamçılamış olması.

D) Nice garip kişilerin dağlarda yitip gitmiş olması.

E)Dağların sılaya ulaşmayı engelleyerek ay­rılığa yol açmış olması.

(ÜSS 1978)

 

19. I.  Hasta sabaha kadar gözünü kırpmamıştı.

II.   Dün akşam geç yattığından uykusunu ala­mamıştı.

III.   Uykum   gelmesin   diye   sık   sık   yüzümü yıkadım.

IV. Uykusunun ağır olduğunu herkes bilirdi.

V.  Dünkü   tartışma      yüzünden   bütün   gece gözüme uyku girmedi.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerindeki deyimler anlamca birbirine yakındır?

A) l.ve V.                              B) II. ve III.              C) II. ve IV.

D) III. ve IV.                         E) IV ve V

(ÖSS 1999)

 

20. Yaşadıkları dönemde yeterince tanınmamış bazı ozan ve yazarlar vardır. Bunlar çamurlu bir su birikintisine bembeyaz, ışıl ışıl çakıl taşları atarlar, ancak bu taşlar, zamanında pek fark edilmez. Bir gün gelir, o çamurlu sular durulur ve o güzel çakıl taşları gün ışığına çıkar.

Bu parçada geçen “çamurlu bir su birikintisi” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gerçek  sanat  ürünlerinin  ayrımına  varılamadığı ortam

B)  Sanatın, yaşamı güzelleştirme işlevi

C) Sanatçıların ürün vermede karşılaştığı güçlük­ler

D) Sanatla ilgilenen, yaşamını sanatla kazanan kişilerin azlığı

E) Sanatçılara yöneltilen olumsuz eleştiriler

(ÖSS 1999)

 

21.   Geçmişe sürekli özlem duymak, çağla beraber yürümemek, geçmişe demir atmak olur. Bu da aydın kişiye yakışmaz. Benim yazılarımda geçmiş büyük ölçüde yer tutar; ama bu, hiçbir zaman yaşadığımız günlerden kopma, geçmişe sığınma anlamında değildir. Tersine, geçmişle günümüzü birleştirerek zenginleştirmedir.

Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Geçmişteki güzel günleri anmak

B) Geçmişin güzelliklerini bugün görememek

C) Geçmişin sınırları dışına çıkmamak

D) Geçmişle günümüz arasında köprü kurmak

E) Geçmişin, geleceği etkileyeceğini yadsımak

(ÖSS 1997)

 

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

CEVAPLAR

1. C2. D

3. B

4. A

5. A

6. B

7. D

8. A

9. D

10. B11. A

12. D

13. E

14. D

15. A

16. B

17.E

18.E

19.A

20.A

21.C