Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
9.edebiyat meb kitabı – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Mon, 16 Aug 2021 18:43:23 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png 9.edebiyat meb kitabı – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 9.Sınıf Edebiyat MEB Kitabı 6.Ünite Cevapları (Syf:180,190,191…218,219,220) https://dersimizedebiyat.org/9-sinif-edebiyat-meb-kitabi-6-unite-cevaplari-syf180190191-218219220.html Tue, 29 Oct 2019 21:22:11 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121136 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-180)

Hazırlık

1. “Sahne tozu yutmak” sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.

            Sahne emekçileri kullanılan bir terimdir. Sahnede seyirci karşısına çıkıp performans sergileyen tiyatrocu  bedenine giren tozun, ruhuna giren sanat aşkını coşturmasını sembolize eden deyim olarak kullanılır. O tozu yutan bir daha tiyatroyu bırakamaz.

2. Tarihî bir olayı anlatan bir tiyatro eseri gerçeği bire bir yansıtabilir mi? Tartışınız.

            Romanda olduğu gibi burada da kurmaca gerçeklik söz konusudur. Tiyatroda bazı olaylar gerçeği birebir anlatsa da sonuçta tiyatrocu sahnede bize farklı bir dünya sunar. Bu gerçeğin içine de bizim girmemizi ister. Dolayısıyla anlattığı gerçeklik , gerçeğin birebir aynısı değil  kurgulanmış sahneye konmuş şeklidir.

3. Oyunlarla Yaşayanlar adlı tiyatro metninin dekorunun anlatıldığı yukarıdaki bölümü, oyundan alınmış görsellerle karşılaştırınız. Görsellerin metni ne ölçüde yansıttığını tartışınız.

            Yazılanla görsellerin hemen hemen aynı yapıya sahip olduklarını , yakın olduklarını görebiliyoruz.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-190)

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Kösem Sultan adlı metnin tema ve konusunu belirleyiniz.

            İktidar hırsı diyebiliriz temasına.

            Konusu: Yönetimi ele geçiren Kösem Sultan, çevresine topladığı Mustafa ve Bektaş Ağa gibi kişilerle devlet makamlarını idare etmeye başlar. İstanbul’da yaşayan halkın gıda ve yakacak gibi ihtiyaçlarını bu kişiler temin etmekte ve halka satmaktadır. Kösem Sultan; halkın gönlünü kazanmak için sadaka dağıtmakta, hayır işleri yapmaktadır. Turhan Sultan ise olanları çaresizlik içinde seyretmekte, bir yandan oğlu Mehmet’i çev#0000ffeki kötülüklerden korumaya çalışırken diğer yandan onun bir an önce yönetimi ele alması için uğraşmaktadır.

Kösem Sultan, Turhan Sultan’ı kendisi için bir tehdit olarak görmekte; Mehmet’i öldürterek yerine Şehzade Süleyman’ı tahta geçirmek için planlar yapmaktadır.Fakat amacına ulaşamadan öldürülür.

2. Kösem Sultan adlı metinde “buyurmak” sözcüğünün hangi anlamda kullanıldığını belirtiniz.

            Bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını kesin olarak söylemek, emretmek anlamında kullanılmıştır.

3. Metinden hareketle dönemin siyasi ve sosyal yapısı hakkında neler söylenebilir? Açıklayınız.

            Saray ve çevresinde kadınların ya da padişah eşlerinin hakim olduğu ve entrikaların yoğun olduğu bir ortam. Devlet varislerinde biri diğerine iftira atabilmekte ya da gücü yettiği oranda onu ortadan kaldırabilmektedir. Bu da devletin gücünü zayıflatmaktadır.

 

4. Metindeki dil ve anlatım özelliklerini belirleyiniz.

            Dili sade ve anlaşılırdır. Fakat türü trajedi olduğu için trajedi de koro ve şarkı önemlidir. Burada şiirsel bir ifade dizisi hakimdir. Oyun sırasında kişilerin karakterlerine uygun olarak bolca atasözü ve deyim kullanır. Yazar, bu ürünleri kullanırken onları daha çok mizahî ve ironik bir anlatım için tercih eder.

5. Metinde geçen “… askerin başında duran daha güçlüdür sadrazamlık mührünü taşıyandan” sözünden hareketle dönemin devlet işleyişi hakkında ne söylenebilir? Açıklayınız.

            Osmanlı’da söz sahibi olmak istiyorsanız ilmiye, kalemiyye, seyfiye sınıfından seyfiye yani kılıç yani askeri elinizde bulundurmanız yeterlidir ya da hepsinden önemlidir. Sadrazam padişahtan sonra gelir ama ordunun başında kim varsa onun sözü geçer.

6. Metnin türünün kaynağını, tarihsel dönemle ilişkisini belirleyiniz.

            Metnin türü tiyatro çeşidi de trajedidir. Trajedi varlığının ilk örnekleri eski Yunan edebiyatında (MÖ. 6.yy) görülen tragedya, seyircide acıma ve korku duyguları uyandırarak ruhu tutkulardan temizlemek amacıyla yazılan ve kendine özgü katı kuralları olan bir oyun türüdür. Tragedya, eski Yunan ve Latin edebiyatlarının taklit edildiği ve Klasisizm‘in etkili olduğu 17. yüzyılda, özellikle Fransa’da yeniden canlanmış ve 19.yüzyılın ortalarına kadar sürmüştür.

            Trajedi konusunu ya mitolojiden ya da tarihten alır.  Dolayısıyla tarihsel olaylarla trajedi arasında doğrudan bir ilişki  vardır.

7. Trajedinin Kösem Sultan adlı metne etkisini değerlendiriniz.

            Kösem Sultan’ın tarihteki yeri de trajiktir. Hırsları yüzünden ölümle sonlanmış tarihsel bir olay olması trajedi türüne malzeme olmuştur. Trajedinin ilgi alanı iki yüksek değer arasında kalma , ahlak ve erdem türündeki konulardır. Burada da bunları görebilmekteyiz.

8. Kösem Sultan adlı metnin kurmaca dünyası ile eserde anlatılan dönemin gerçekliği arasındaki ilişkiyi karşılaştırınız.

            Kösem Sultan olayı tarihte gerçek bir olaydır. Yazar bunu okumuş ve bu olayı tiyatroya aktarmak istediğinde artık  gerçeklik üzerinden kurmaca gerçeklik başlamıştır. Yani temeli gerçekliğe dayanan bir kurgu dünyasıdır.

9. Kösem Sultan adlı metinde millî, manevi ve evrensel değerler ile siyasi ve tarihî öğeleri belirleyiniz.

            Ahlak,erdem , hırs, ölüm, iftira … gibi konular.

Etkinlik

a. Kösem Sultan adlı metindeki kişi kadrosunun özelliklerini belirleyiniz.

Kişiler

Özellikleri

Kösem Sultan

hem beşerî hem de evrensel duygu ve istekleriyle çok başarılı bir şekilde işlenmiştir. Sultan İbrahim’i öldürttükten sonra yerine torunu Sultan Mehmet’i tahta oturtan Kösem’in en büyük özelliği iktidar tutkusudur; öyle ki bu tutku, onda bütün insanî değerleri hiçe sayacak derecededir.

   

b. Kişi kadrosunun özelliklerinden hareketle bu kişilerin tip mi karakter mi olduğunu belirtiniz.

            Herkes hırs vardır ama herkesteki hırs kendini ve çevresini ölüme götürecek kadar sardığını düşünmediğimizden karakter olduğunu düşünüyoruz.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-191)

Hazırlık

1. Bir oyunun metnini okumakla o oyunu tiyatroda seyretmek arasındaki farkları belirtiniz.

Bir tiyatro metnini okumakla sahnede oyun olarak seyretmek arasında konunun anlatımı ve üzerimizde bıraktığı etki bakımından farklılıklar vardır. Sahnelenen bir oyunun görselliğinin olması elbette konunun anlatımı ve et­kisi açısından daha etkilidir. Çünkü insan zihni, görselliği algılamak ve sağlamak açısın­dan, birden çok duyusuna hitap ettiği için daha açıktır. Metni okuduğumuzda bazı bölümler, diyaloglar dikkatimizden kaçabilir. Bir tiyatroyu izlediğimizde, metindeki bazı unsurların oyuncu tarafından yorum­landığını görürüz. Görsellik ön planda olduğu için metnin hemen her ayrıntısı bu görselliğe göre sah­nelenmiştir. Görsellikle birlikte, müziğin, dekorun bir araya uyumlu bir şekilde getirilmesiyle sahnele­nen oyun, tiyatro metininden daha etkilidir.

2. Aşağıdaki görsellerdeki mekânı ve kişileri nasıl betimleyebilirsiniz? Bir tiyatro metninde mekânın ve kişilerin betimlenmesi neden önemlidir? Tartışınız.

            Bir tiyatro metninde mekan ve kişilerin  betimlenmesi çok önemlidir .  Çünkü tiyatro metnini sahneye koyduğunuzda onu yönetecek kişinin algısıyla bir başka kişinin algısı , hayalleri aynı olmayabilir. Mesela aynı tiyatro metinlerini birbirinden farklı yönetmenler farklı şekilde sahneye koyarlar. Bunun neden kişi ve mekan algısındaki farklılıklardır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-198)

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Kaynana Ciğeri adlı metinde geçen Gördün mü? Bak! Nasıl anlarım! Soldan yatmışsındır! Akar çeşme iyidir, kısmetin açılır! Kuru çeşme, talihin küser… Ama senin rüyan sayılmaz!.. cümlelerindeki deyimleri bulunuz. Metnin bağlamından hareketle bu deyimlerin anlamlarını tahmin ediniz. Tahmininizi kaynaklardan kontrol ediniz.

            Kısmeti açılmak:1. Kazancı artıp bolluğa erişmek. 2. Bir kızı isteyenlerin çoğalması.

Talihine küsmek :Kötü bir duruma düşmekten yalnızca talihini suçlu görmek.

2. Kaynana Ciğeri adlı metni komedi yapan özellikleri belirleyiniz.

            Komedi, insanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koymak, izleyenleri güldürmek ve düşündürmek amacıyla yazılmış tiyatro eseridir.Burada amaç kişilerin zaaflarını abartarak ortaya koymaktır. Kaynana Ciğeri, evde bulunan gelin , kaynana, görümce üzerinden onların zaaflarını abartarak bizlere mizahi unsurları aktarırlar.

3. Kaynana Ciğeri adlı metindeki toplumsal ve kültürel değerleri belirleyiniz.

            Kültürel ve toplumsal değerler, rüya görmek, evlilik, çeyiz gitmesi, evde erkek eğemenliği gibi durumlar

4. Kaynana Ciğeri adlı metindeki açık ve örtük iletileri belirleyerek metinle ilgili tespitlerinizi, eleştirilerinizi, beğeninizi gerekçelendirerek ifade ediniz.

 

5. Metindeki kahramanların kişilik özelliklerini belirleyip tip veya karakter özelliği gösterip göstermediklerini belirtiniz.

            Kahramanların hepsi toplumda görülebilecek kişilerdir. Dolayısıyla tiptir. Gelin, görümce ve kaynana … Hemen hemen her ev  yada mahalle bu tarz ilişki içerisinde olan bir yapı görülebilir.

6. Kaynana Ciğeri adlı metni Kösem Sultan adlı metinle aşağıdaki tabloda verilen özellikler açısından  karşılaştırınız.

 

Kaynana Ciğeri

Kösem Sultan

 

Tür

Tiyatro

Tiyatro

Biçim

 

 

 

Üslup

 

Anlatım sadedir. Karşılıklı konuşma çok kısa ve tiyatro metni hareketli bir şekilde gitmektedir. Mizah unsurları fazladır.

Dili sade ve anlaşılırdır. Fakat türü trajedi olduğu için trajedi de koro ve şarkı önemlidir. Burada şiirsel bir ifade dizisi hakimdir. Oyun sırasında kişilerin karakterlerine uygun olarak bolca atasözü ve deyim kullanır. Yazar, bu ürünleri kullanırken onları daha çok mizahî ve ironik bir anlatım için tercih eder.

İçerik

 

Yeni gelinin sabah kalktığında evdeki ciğeri kedinin yediğini görür ve kocasının kendisini boşamasından korkar. Yeni gelin, görümce, kaynana arasında bir dizi konuşma olduktan sonra evdeki ciğerin kedi tarafından yendiği anlaşılır.

Eşi, getirdiği ciğeri kediye kaptırdığını düşündüğü karısını boşayıp boşamayacağını sormak için imamı çağırır. Daha sonra gerçek ortaya çıkar, tel dolabı gece baklava

yemek için mutfağa giren kayınbabanın açık bıraktığı anlaşılır. Böylece gelin de boşanmaktan kurtulur.

Yönetimi ele geçiren Kösem Sultan, çevresine topladığı Mustafa ve Bektaş Ağa gibi kişilerle devlet makamlarını idare etmeye başlar. İstanbul’da yaşayan halkın gıda ve yakacak gibi ihtiyaçlarını bu kişiler temin etmekte ve halka satmaktadır. Kösem Sultan; halkın gönlünü kazanmak için sadaka dağıtmakta, hayır işleri yapmaktadır. Turhan Sultan ise olanları çaresizlik içinde seyretmekte, bir yandan oğlu Mehmet’i çev#0000ffeki kötülüklerden korumaya çalışırken diğer yandan onun bir an önce yönetimi ele alması için uğraşmaktadır.

Kösem Sultan, Turhan Sultan’ı kendisi için bir tehdit olarak görmekte; Mehmet’i öldürterek yerine Şehzade Süleyman’ı tahta geçirmek için planlar yapmaktadır.Fakat amacına ulaşamadan öldürülür

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-199)

Etkinlik

VİCDANİ — Ben kapağı pırlantalı altın bir saat buldum.

POLİS — (İyice uyanmıştır.) Ne dedin? Ne dedin? Bu saati nerden buldun? (Zabıt tutmaya başlamıştır.)

VİCDANİ — Gülhane Parkında buldum.

POLİS — Nasıl buldun?

VİCDANİ — Yürürken ayağıma takıldı, buldum.

POLİS — Ne vakit buldun?

VİCDANİ — Akşamüzeri ezan vakti buldum.

POLİS — Nasıl bir saat buldun?

VİCDANİ — Kapağı pırlantalı altın bir saat buldum.

(…)

POLİS — Nerde?

VİCDANİ — Gülhane’de.

POLİS — Ne vakit?

VİCDANİ — Akşamüzeri.

POLİS — Nasıl?

VİCDANİ — Gözüme takıldı.

POLİS — Tamam! Yakaladım. İfadende mübayenet (çelişki) var.

VİCDANİ — Şey, ayağıma takıldı diyecekken gözüme demişim.

POLİS — Göz nerde, ayak nerde. Sen onu benim kalpağıma anlat.

Haldun Taner, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım

 

a. Yukarıdaki metin hangi tür tiyatrodan alınmış olabilir? Nedenleriyle açıklayınız.

            Komedi türünden alınmış olabilir. Konusu günlük hayattan, kişileri halktan seçilmiş eserler olduğu için.

b. Bu metindeki mizahi öğeleri belirleyiniz.

            Karakter özellikleri abartılarak verilmiştir. Deyimler yanlış kullanılarak mizah oluşturulmuştur. Karakter ismi de mizaha yardımcı olur.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-200)

Hazırlık

1. Ekonomik sorunların aile ve birey üzerindeki etkileri neler olabilir? Tartışınız.

Düşük ve yetersiz ekonomik durumun beslenme, konut gibi temel fizyolojik gereksinimleri karşılayamaması, zorlanmayı önemli bedensel, ruhsal hastalıklara yol açacak düzeye çıkabilir. Bu durumda olan insanların ekonomik olanaklarını arttırmak için çalışıp, çabalamaları, belirsiz ve gereksiz işlerin peşinde koşmaları da zorlanmayı arttırır. Bu insanlardaki gelecek korkusu, güvensizlik; toplumsal ilgiden, saygıdan, saygınlıktan yoksunluk; kendisini gerçekleştirme ve varlama olanaksızlığı toplumsal kaynaklı zararlı etken olarak olumsuz rol oynar. Ayrıca düşük ve yetersiz ekonomik durumun yarattığı aile içi sürtüşmelere bağlı çatışmalar da durumluk kaygı düzeyini yükseltir. Bu düzeyin uzun süre yüksek kalması sürekli kaygı düzeyini de yükselterek zorlanmaya bağlı belirti ve yakınmalara yol açar. Düşük, yetersiz ekonomik düzeyde bulunanla, yaşama koşulları nedeniyle, iletişimi bozuk, kavgası, sürtüşmesi bol ve sık toplum kesiminde bulunurlar. Bu kesimde yaşamak kavgayı, öfkeyi arttırır, zorlanmayı kolaylaştırır. Bu konuda yapılan, büyük kentlerin gecekondu kesimlerinde yaşayanlarda bu tür zorlanmaya bağlı belirti ve yakınmaların daha çok olduğunu göstermiştir.

2. Aşağıdaki tiyatro metinlerinde seyircinin merak ve heyecan duygusunu canlı tutmak için neler yapılmıştır? Belirleyiniz.

            Kısa cümlelerle sürekli soru ve cevap şeklinde sağlanmıştır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-208)

Metni Anlama ve Çözümleme

2. Ocak adlı metindeki temel çatışmayı ve ona bağlı diğer çatışmaları belirleyiniz.

            Hayaller- Gerçekler

3. Metindeki şahıs kadrosunun fiziksel ve psikolojik özelliklerini belirleyiniz, bu özelliklerin metindeki olaylara etkisini açıklayınız.

 

            Anne: aileyi kucaklayan ve bir arada tutmasını sağlayan kişi.

            Baba: Ailede baba olmakla birlikte sürekli hayal kuran ve her hayalinin sonunda hüsrana uğrayan kişidir.

            Nihat:Ailenin haylaz ve yaramaz çocuğu. Çalışmadan aylakça dolaşır.

            Büyükanne: Kendini paşa konağında sanır. Aile bireylerini evin hizmetçisi olarak düşünür.

            Tarık: Ailenin  çalışıp eve katkı sağlayan kişisi.

            Sevda: Evin tek kızı. Mahallede birini aşık olup ona kaçsa da oğlan haylaz çıkar ve tekrar baba evine geri döner.

4. Ocak adlı metinde dram türüne özgü nitelikleri belirleyiniz.

Dram, sahnede oynanmak için yazılmış, biçim olarak konuşmaya dayanan ve karşıtların çatışmasıyla gelişen oyun türünün adıdır.Bu tiyatro hayat olduğu gibi aktarılmıştır. Bu ailen de karşılaşılan tipler toplumda rahatça görülebilir. Hayaller ve gerçekler arasında sıkı yaşayan bir ailenin dramı ele alınmıştır.

5. Metnin dil ve üslup özelliklerini belirleyiniz.

            Sade bir dille yazılmış bir eserdir. Konusunda varolan hayaller ve gerçekler arasında kalmış ailenin durumunu çok içten bir şekilde ele almıştır.

6. Ocak adlı metindeki değerleri yaşadığınız dönemin değerleriyle karşılaştırınız.

            Hayal kurmak, gerçeklerle mücadele etmek, çalışmak, aldatılmak, geçim sıkıntısı , sevmek, sevginin sonucunda aldat gibi değerler bugün içinde karşımıza çıkar.

7. Ocak adlı metni Kösem Sultan adlı metinle tür, biçim, üslup ve içerik açısından karşılaştırınız.

 

Ocak

Kösem Sultan

Tür

Tiyatro

Tiyatro

Biçim

Dram

Trajedi

Üslup

Sade bir dille yazılmış bir eserdir. Konusunda varolan hayaller ve gerçekler arasında kalmış ailenin durumunu çok içten bir şekilde ele almıştır.

Dili sade ve anlaşılırdır. Fakat türü trajedi olduğu için trajedi de koro ve şarkı önemlidir. Burada şiirsel bir ifade dizisi hakimdir. Oyun sırasında kişilerin karakterlerine uygun olarak bolca atasözü ve deyim kullanır. Yazar, bu ürünleri kullanırken onları daha çok mizahî ve ironik bir anlatım için tercih eder.

İçerik

Yokluk içinde mücadele eden bir ailenin dramını anlatır. Babanın hayalleri vardır ve bu hayalleri gerçekleştimek için uğraşsa da her şey hayallerdeki gibi değildir. Özellikle kızının kandırılması ve tekrar eve gelmesi sonucunda  dağılmak üzere olan aile birbirine kenetlenir ve babanın başka hayalleriyle son bulur.

Yönetimi ele geçiren Kösem Sultan, çevresine topladığı Mustafa ve Bektaş Ağa gibi kişilerle devlet makamlarını idare etmeye başlar. İstanbul’da yaşayan halkın gıda ve yakacak gibi ihtiyaçlarını bu kişiler temin etmekte ve halka satmaktadır. Kösem Sultan; halkın gönlünü kazanmak için sadaka dağıtmakta, hayır işleri yapmaktadır. Turhan Sultan ise olanları çaresizlik içinde seyretmekte, bir yandan oğlu Mehmet’i çev#0000ffeki kötülüklerden korumaya çalışırken diğer yandan onun bir an önce yönetimi ele alması için uğraşmaktadır.

Kösem Sultan, Turhan Sultan’ı kendisi için bir tehdit olarak görmekte; Mehmet’i öldürterek yerine Şehzade Süleyman’ı tahta geçirmek için planlar yapmaktadır.Fakat amacına ulaşamadan öldürülür.

Etkinlik

a. Ocak  adlı metnin dramatik örgüsünü aşağıdaki tabloya yazınız.

Oto tamircisi babanın araba yapma hayali yapılan arabanın sürekli arızalanması  ve bu araba için elde avuçta ne varsa harcanması

Hiçbir iş yapmayan büyük oğlan Nihat’ın eve katkıda bulunmadan imkansız hayaller peşinde koşması

Büyükanne’nin kendisi paşa konağında zannetmesi, evdekileri hizmetçileri olarak kabul edip hayallere dalması

Tek kız Sevde’nin mahallenin serseri çocuğuna aşık olup evden kaçması fakat tekrar evine dönmek zorunda kalması

Evi çekip çeviren annenin hastalanması

b. Metindeki dramatik örgünün metnin yapısıyla ilişkisini değerlendiriniz.

            Dramatik olay örgüsü sonucunda kurulan hayaller ve devamın yaşanan hayal kırıklıkları metnin yapısıyla ilişkilidir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-211)

Zorla Evlenme  adlı metni Kösem Sultan, Kaynana Ciğeri ve Ocak adlı metinlerle tür, biçim, üslup ve içerik açısından karşılaştırınız.

 

Zorla

Evlenme 

Kösem

Sultan

Kaynana

Ciğeri

Ocak

Tür

Tiyatro

Tiyatro

Tiyatro

Tiyatro

Biçim

Komedi

Trajedi

Komedi

Dram

Üslup

Komedi tarzında yazılmış bu oyun da dil akıcı ve sadedir. Karşılıklı konuşmalar kısa tutularak akış hızlandırılmış.İşin içine felsefecilerin garip tavırlarını da koyarak bizlere mizahi yanlar vermeye çalışmıştır.

Dili sade ve anlaşılırdır. Fakat türü trajedi olduğu için trajedi de koro ve şarkı önemlidir. Burada şiirsel bir ifade dizisi hakimdir. Oyun sırasında kişilerin karakterlerine uygun olarak bolca atasözü ve deyim kullanır. Yazar, bu ürünleri kullanırken onları daha çok mizahî ve ironik bir anlatım için tercih eder.

Anlatım sadedir. Karşılıklı konuşma çok kısa ve tiyatro metni hareketli bir şekilde gitmektedir. Mizah unsurları fazladır.

Sade bir dille yazılmış bir eserdir. Konusunda varolan hayaller ve gerçekler arasında kalmış ailenin durumunu çok içten bir şekilde ele almıştır.

 

İçerik

Oyun Sganarelle adında yaşlı bir kralın genç ve güzel Dorimene ile olan evlenme kararı, şüpheleri ve ardından bu evlenme durumundan kurtulma çabalarını anlatıyor. En sonunda evlenmesiyle nihayetlenen bir süreci anlatıyor.

Yönetimi ele geçiren Kösem Sultan, çevresine topladığı Mustafa ve Bektaş Ağa gibi kişilerle devlet makamlarını idare etmeye başlar. İstanbul’da yaşayan halkın gıda ve yakacak gibi ihtiyaçlarını bu kişiler temin etmekte ve halka satmaktadır. Kösem Sultan; halkın gönlünü kazanmak için sadaka dağıtmakta, hayır işleri yapmaktadır. Turhan Sultan ise olanları çaresizlik içinde seyretmekte, bir yandan oğlu Mehmet’i çev#0000ffeki kötülüklerden korumaya çalışırken diğer yandan onun bir an önce yönetimi ele alması için uğraşmaktadır.

Kösem Sultan, Turhan Sultan’ı kendisi için bir tehdit olarak görmekte; Mehmet’i öldürterek yerine Şehzade Süleyman’ı tahta geçirmek için planlar yapmaktadır.Fakat amacına ulaşamadan öldürülür.

Yeni gelinin sabah kalktığında evdeki ciğeri kedinin yediğini görür ve kocasının kendisini boşamasından korkar. Yeni gelin, görümce, kaynana arasında bir dizi konuşma olduktan sonra evdeki ciğerin kedi tarafından yendiği anlaşılır.

Eşi, getirdiği ciğeri kediye kaptırdığını düşündüğü karısını boşayıp boşamayacağını sormak için imamı çağırır. Daha sonra gerçek ortaya çıkar, tel dolabı gece baklava

yemek için mutfağa giren kayınbabanın açık bıraktığı anlaşılır. Böylece gelin de boşanmaktan kurtulur.

Yokluk içinde mücadele eden bir ailenin dramını anlatır. Babanın hayalleri vardır ve bu hayalleri gerçekleştimek için uğraşsa da her şey hayallerdeki gibi değildir. Özellikle kızının kandırılması ve tekrar eve gelmesi sonucunda  dağılmak üzere olan aile birbirine kenetlenir ve babanın başka hayalleriyle son bulur.

Türk ve dünya edebiyatından tiyatro örnekleri okuyunuz.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-212)

Dil Bilgisi

1. Ocak adlı metinde zarfları bularak bu zarfların türlerini belirleyiniz. Belirlediğiniz zarfların metindeki işlevini değerlendiriniz.

Zarf

Zarf Türü

Metindeki İşlevi

Bıktım artık bu martavallardan..

artık: durum zarfı

Bundan sonra anlamı vardır.

Niçin bağırıyor bu adam?

niçin: soru zarfı

sebep, neden ilişki kurar.

Nasıl yoklarmış?

nasıl : soru zarfı

sebep, neden ilişki kurar.

Nasıl olur?

nasıl : soru zarfı

sebep, neden ilişki kurar.

.. o kadar yaklaşma bana

o kadar: miktar zarfı

çok anlamı kurar.

Niye kimse bakmıyor bana?

niye: soru zarfı

sebep, neden ilişki kurar.

Yürüdüğü zaman mahmuzları … ederdi

yürüdüğü zaman: zaman zarfı

zaman ilgisi kurar, ne zaman yapıldığı gösterir.

İçime öyle doğuyor

öyle: durum zarfı

tarz bildirir.

Öğleye misafir var diyordum demin

demin: zaman zarfı

zaman ilgisi kurar, ne zaman yapıldığı gösterir.

Babam yine anneanneme mi kızdı?

yine: durum zarfı

tekrarlama , yineleme anlamı vardır.

Hiç öyle şey olur mu?

hiç: durum zarfı

kesinlik anlamı vardır.

Böylesi daha rahat.

daha: miktar zarfı

çok , fazla anlamı vardır.

…zavallı bir şey anlamadı her halde

her halde: durum zarfı

ihtimal bildirir.

Ne bağırıyorsun?

ne: soru zarfı

sebep, neden ilişki kurar.

DAHA ÇOK VAR. DİĞERLERİNİ SİZ BULABİLİRSİNİZ.

2. Aşağıdaki parçada noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

TURHAN (nefesini kesip kadehi göstererek):

            Yay Ayraç : Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır

            İki Nokta: Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur.

Buna mı? Hem de mübarek bir günde!

            Soru İşareti: Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur

            Ünlem İşareti: Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya ibarele­rin sonuna konur

(Ezan sesi. Turhan, Mehmet’e sarılıp)

            Yay Ayraç: Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır.

            Virgül: Özne ile yüklem arasına başka sözcükler girmişse kullanılır.

            Kesme İşareti: Özel isimlere gelen çekim ekini ayırmak için kullanılır.

Biraz daha sabret, oğlum.

            Virgül: Alıntı sözler tırnak içine alınmamışsa kullanılır.

            Nokta: Tamamlanmış , yargı bildiren cümlelerin sonuna konur.

SÜLEYMAN:

            İki Nokta: Karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişiyi belirten sözlerden sonra konur

Bugünkü şerbeti başkası hazırladı, Sultanım,

Virgül: Alıntı sözler tırnak içine alınmamışsa kullanılır.

            Nokta: Tamamlanmış , yargı bildiren cümlelerin sonuna konur.

Efendimiz güvende içip orucunu bozabilir.

Nokta: Tamamlanmış , yargı bildiren cümlelerin sonuna konur.

3. Ocak adlı metinde günümüz yazım kurallarına uymayan kullanımları tespit ederek bu durumun nedenini açıklayınız.

Tespit

Neden

O kadar.

Burada yargı yok. Ünlem kullanılması lazım

Bıktım artık bu martavallardan..

Burada üç nokta olması lazım ama iki nokta kullanılmış. Türkçede yan yana iki nokta diye bir işaretimiz yok. Cümlede NOKTA kullanılması lazım. Çünkü yargı bildiriyor.

Biri baksın buraya..

Burada üç nokta olması lazım ama iki nokta kullanılmış. Türkçede yan yana iki nokta diye bir işaretimiz yok. Cümlede NOKTA kullanılması lazım. Çünkü yargı bildiriyor.

o kadar yaklaşma bana..

Burada üç nokta olması lazım ama iki nokta kullanılmış. Türkçede yan yana iki nokta diye bir işaretimiz yok. Cümlede NOKTA kullanılması lazım. Çünkü yargı bildiriyor.

Bu günlerde dönecek galiba.

Bu gün ayrı yazılmaz. Bugün şeklinde olmalı.

Söyle de kızım şey yapsınlar…

Cümlenin yüklemi var, yargı bildiriyor. Nokta kullanılması lazım.

Pek te şatafatlı..

“de/da ” bağlacı ünsüz sertleşmesine uğramaz. Yani te/ta şekli yoktur.

Affedersin kızım, o çocuğa söyledim ama,

ama, fakat bağlacından sonra virgül kullanılmaz.

 

METİNDE ÇOK HATALAR VAR. SİZ DE BULABİLİRSİNİZ.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-216)

1. Metnin yapı unsurlarını aşağıdaki tabloya yazınız.

Dramatik örgü

Kanuni’nin oğulları arasında taht çekişmesi olması.

Kanuni sefer dönüşü yanında Gülbahar’ın oğlunu bulundurması

Rüstem ve Hürrem’in bu durumdan rahatsız olması

Yer

Topkapı Sarayı

Zaman

Kanuni’nin Budin seferi dönüşü.

Çatışma

Taht kavgaları- Hırs

Kişiler

Hürrem Sultan- Kanuni- Mihrimah Sultan –Hürrem-Gülbahar’In oğlu

2. Metinde tiyatro terimlerinden hangileri vardır?

            Metinde aşağıdaki terimler var.

diyalog: Oyundaki iki ya da daha çok kişinin konuşması.

jest: Rol gereği yapılan el, kol ve beden hareketleri.

kostüm: Oyunda rol gereği giyilen kıyafetlerin genel adı.

mimik: Duygu ve düşünceleri yüz ifadeleri ile yansıtma işi.

perde: 1. Bir tiyatro eserinin büyük bölümlerinden her biri. 2. Sahneyi seyirciye açan ve kapatan kumaş parçası.

piyes: Oyun.

replik: 1. Oyuncunun, sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz. 2. Oyunda karşıdakinin sözüne verilen karşılık, karşılama sözü.

rol: Canlandırılan kişiliği ortaya çıkaran söz ve davranışlar.

sahne: 1. Bir tiyatro metninde baş oyun kişisinin ya da önemli kişilerinin yönelişlerini başlatıp bitiren kesim. 2. Bir tiyatro yapısında oyuncuların oynamaları için özel olarak yapılmış ve genellikle

yükseltilmiş oylum ya da alan.

3. Metnin biçimsel özellikleri nelerdir?

Tiyatro şeklinde  yazılmıştır.Karşılıklı konuşma replikleri vardır. Betimlemeler parantez içinde verilir.Olay örgüsü, yer, zaman ve kişi vardır.Sahne ve dekorun tasarlanması vardır.Metnin başında oyunun kaç perdeden oynanacağı vardır. Her perdede kimlerin oynayacağı belirtilir.

4. Metindeki mekân ve kişilerin özellikleriyle ilgili neler söylenebilir?

            Mekan: Topkapı Sarayı. Burayla ilgili çok fazla ayrıntı verilmemiştir.

Kişi:

Hürrem: Oğlunu tahta çıkarmaya çalışan, saray entrikalarının ortasında olan hırslı bir kadın.

Mihrimah:Olayların farkında olsa da çok da etkin olmayan pasif biri.

Rüstem: Hürrem’den yana olan yine aynı düşüncelere sahip biridir.

5. Tiyatro metninin türü ve özellikleri hakkında neler söylenebilir?

            Trajedidir.

  • Seyirciye, hayatın acıklı yönlerini göstermek, ahlak, erdemi anlatmak için yazılmış manzum eserlerdir.
  • Konusunu seçkin kimselerin hayatından ya da mitolojiden alır.
  • Kahramanları tanrılar, tanrıçalar ve soylu kimselerdir.
  • Kusursuz bir üslubu vardır. Kaba sözlere yer verilmez.
  • Eser baştan sona kadar ağırbaşlı, ciddi bir hava içinde geçer.
  • Çirkin olaylar, seyircinin gözü önünde gerçekleştirilmez, sahne arkasında gerçekleştirilir. Bu olaylar haberciler tarafından sahnede aktarılır.
  • Üç birlik kuralına uyulur.( Yer, zaman, olay )
  • Oyunda koroya yer verilir.

 

6. Metindeki zarfları bularak bunların türlerini ve işlevlerini belirleyiniz.

  • Rüstem az uzakta kalmıştır: az – miktar zarfı
  • Niçin?: Niçin-soru zarfı
  • Budin önünde görünür görünmez bu sürüler yüz geri etmişler. : görünür görünmez- zaman zarfı
  • Budin’de şu anda Osmanlı sancağı dalgalanıyor.: şu anda- zaman zarfı
  • Bu pek de pahalı olmayan bir..:pek – miktar zarfı
  • Herkes öyle söylüyor sultanım.: öyle-durum zarfı
  • Osmanlı namını nasıl tebcil ederler…: nasıl – soru zarfı
  • Devletli hünkârımız nasıl düşünür, halk nasıl düşünür, halkla padişahımız efendimiz arasında kalmış, bütün o irili ufaklı enderunlular nasıl düşünür bilirim.: nasıl – soru zarfı
  • Şimdi neden korkarım anladınız mı?: neden – soru zarfı

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-217)

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri bu parçadan hareketle uygun ifadelerle doldurunuz.

a. Bu metinde anlatım, KOMEDİ  şeklindedir.

b. Tiyatro metninde oyuncuların sergilemeleri gereken davranışlar YAY AYRAÇ  içinde verilmiştir.

c. Bu oyun kişilerin ve toplumun aksayan yönlerini güldürücü öğelerle iç içe yansıttığı için

KARAKTER KOMEDİSİ türündedir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-218)

8.         I. Yer              II. Bakış Açısı

III. Zaman       IV. Dramatik Örgü

V. Çatışma

Yukarıdaki numaralanmış unsurlardan hangisi tiyatro ile ilgili değildir?

A) I.     B) II.

C) III.   D) IV.

E) V.

9. I. Oyunda tek kişinin kendi kendine konuşması, dışa verilen iç ses.

II. Metin dışı, o an akla geldiği gibi hareket etmek, söz söylemek, doğaçlama.

III. Perde gerisinde oyunu metinden takip eden ve unutulan sözleri fısıldayarak oyunculara hatırlatan görevli.

IV. Düşünceleri ve duyguları kimi kez müzik, kimi kez çeşitli eşyalar eşliğinde, kimi kez dansla ya da gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı amaçlayan sözsüz oyun.

Aşağıdaki terimlerden hangisinin tanımı yukarıda verilmemiştir?

A) Monolog     B) Pandomim

C) Tuluat         D) Suflör

E) Replik

 10. (I) Türk sanatçılar tiyatroyu halkı aydınlatma ve bilinçlendirme konusunda faydalı bir araç olarak gördüler. (II) Batılı anlamda tiyatro Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde girmiştir. (III) 1870 yılında Güllü Agop, Osmanlı Tiyatrosunu kurdu. (IV) Tanzimat sanatçıları Batı’dan çeviriler yaptılar. (V) Namık Kemal, ilk Türkçe oyun olan Şair Evlenmesi’ni yazdı.

Bu paragrafta numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?

A) I.     B) II.

C) III.   D) IV.

E) V.

 11. Aşağıdakilerden hangisi trajedi ile komedinin ortak özelliğidir?

A) Konular günlük yaşamdan alınır.

B) Kahramanlar, halk tabakasından kimselerdir.

C) Üç birlik kuralına uyulur.

D) Kaba şakalar, söz oyunları, imalar önemli yer tutar.

E) Öldürme, yaralama gibi olaylar sahnede canlandırılır.

 12. I. Hayatı hem acıklı hem güldürücü yönleriyle bir bütün olarak yansıtmayı amaçlayan tiyatro türüdür. (Dram)

II. Sahnede, bir seyirci topluluğu önünde, oyuncular tarafından canlandırılmak üzere yazılan edebî türdür. (Tiyatro)

III. Oyunun geçtiği yeri canlandırmak için kullanılan ışık, eşya gibi araçların tümü. (Dekor)

IV. Duygu ve düşünceleri yüz ifadeleri ile yansıtma işi. (Jest)

V. Tiyatro eserindeki olay örgüsüne denir. (Dramatik Örgü)

Yukarıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır?

A) I.                 B) II.

C) III.               D) IV.

E) V.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-219)

13. ………………………, olayların seyircide merak uyandıracak şekilde düzenlenmesiyle güldürmekten başka bir amaç gözetilmeyen komedi türüdür.

……………………….., günlük yaşamda her zaman rastlanabilecek insan kusurlarını belli tiplerden hareketle konu edinen komedi türüdür.

……………………….., bazı töre ve gelenekleri eleştirel bir tutumla yansıtan komedi türüdür.

Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?

A) Entrika komedisi-Karakter komedisi-Töre komedisi

B) Karakter komedisi-Entrika komedisi-Töre komedisi

C) Karakter komedisi-Töre komedisi-Entrika komedisi

D) Töre komedisi-Karakter komedisi-Entrika komedisi

E) Töre komedisi-Entrika komedisi-Karakter komedisi

 14. Trajedi türü ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Konular tarihten ve mitolojiden alınır.

B) Ayrıntıya girilmeden tek bir olay anlatılır.

C) Seyircide heyecan, korku ve acıma hissi uyandırma amaçlanır.

D) Kahramanlar, halktan kişilerden seçilir.

E) Kaba ve çirkin sözlere yer verilmez.

 15. (Perde açıldığında sahne boştur. Hareket eden bir tren sesi… Biraz sonra, önde Gazeteci, arkasındaMakasçı, içeri girerler. Makasçı, gazetecinin büyük bir doktor çantasını andıran el çantasıyla küçük valizini taşımaktadır. Gazetecinin elinde portatif bir teyp vardır. Boynunda fotoğraf makinesi asılıdır. Vakit, akşam üze#0000ffir.)

GAZETECİ — Demek, yarın sabaha kadar buradayız ha? Yapma yahu… (Makasçı elektriği yakar.) İyi,bak, burada telefon varmış. Şurdan ilçeye bir telefon etsek, bir taksi çağırsak olmaz mı?

MAKASÇI — Zaten iki taksi var beyim, ama bu saatte kimse gelmez buraya. Yol çok bozuk. Hava dakarlayacağa benziyor. Ama, bugün ekspres günü. Bakarsın, yolcu getiren olur, onlarla dönersin. Ya da çiftlikten bir traktör falan gelir.

GAZETECİ — İstanbul ekspresi, değil mi? Kaçta oluyor burda?

MAKASÇI — (Kolundaki saate bakar.) On dokuz on birde gelmesi gerek.

Erhan Bener, Hızır Doktor

Yukarıdaki metinle ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Zaman öğesine değinilmiştir.

B) Trajedi türünde bir tiyatrodan alınmıştır.

C) Oyuncuların hareketleri parantez içlerinde verilmiştir.

D) Diyaloglara yer verilmiştir.

E) Yalın bir dil ile yazılmıştır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-220)

16. Aşağıda verilen tanılayıcı dallanmış ağaçtaki bilgilerden bazısı doğru, bazısı yanlıştır. İlk ifadeden başlayıp, cevap oklarını takip ederek doğru çıkışa ulaşınız.

  • Türk edebiyatındaki ilk komedi örneği Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı eseridir. (D)
  • “Yeniçeri ocağının ileri gelenleri Kara Murat, Bektaş, Mustafa Ağalar ve Kethüda Bey bekleşmektedirler.”
  • cümlesindeki altı çizili kelime zarftır. (Y)
  • Tiyatro eserlerinde, anlatım monolog şeklindedir.(Y)

4 NOLU ÇIKIŞ

İSTERSENİZ DİĞERLERİNİ DE CEVAPLAYALIM.

 

  • Kişilerin ve toplumun aksayan, gülünç yönlerini göstererek ders vermeyi amaçlayan tiyatro türüne dram denir. (Y)
  • Oyuncuların dekor gereği kullandığı eşyalara ve dekora yardımcı sahne eşyalarına aksesuar denir.(D)
  • Trajedi koro ve diyalog bölümlerinden oluşur.(D)
  • Dramda, trajedi ve komedideki üç birlik kuralına uyulmaz. (D)
]]>
9.Sınıf Edebiyat MEB Kitabı 1.Ünite Cevapları (Syf:16,21,23,24,27…41,42,43) https://dersimizedebiyat.org/9-sinif-edebiyat-meb-kitabi-1-unite-cevaplari-syf1621232427-414243.html Mon, 28 Oct 2019 19:30:48 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=121109 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-16)

Hazırlık

  1. “Edebiyat” kelimesinden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.

            Duygu ve düşünceleri belirli kurallar çerçevesinde estetik kuralları içerisinde bir mesaj iletmek amacıyla temeli dile dayanan sözlü ve yazılı anlatımlardır. Edebiyatta iki önemli özellik vardır. Birincisi dil-üslup ikincisi estetik-güzellik.

 “Edebiyat yapmak” deyimiyle anlatılmak istenen nedir?

            Bugün için edebiyat yapmak deyimi ; bir işe yaramayan, konuyu açıklamaya yetmeyen, gerçeği yansıtmayan süslü, parlak ve gereksiz sözler söylemek anlamında kullanılmaktadır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-19)

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Edebiyat adlı metne göre “edebiyat” kavramının farklı şekillerde tanımlanmasının nedenleri nelerdir?

            Edebiyat kavramı farklı şekillerde tanımlanmasının nedeni farklı şekillere bürünen geniş yapısından kaynaklanmaktadır. Mesela bazı kuramcılara göre edebiyat gerçekliği yansıtmalı derken bu seferde edebiyatın estetik yönünü geriye atmış olursunuz.  Edebiyat estetik, öğreticilik , duygu, düşünce gibi geniş özelliklere sahip olan bir yapıdır.İlk insandan beri kullanılagelmiş ve hangi tanım yapılırsa yapılsın bir yönü mutlaka eksik kalabilecek göreceli bir kavramdır.

  1. Metinde geçen “Edebiyat, dünyaya tutulmuş bir aynadır.” sözünden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.

            Edebiyatın insan gerçekliği olduğu gibi anlatması demektir. Realist bir yaklaşımla sokağın edebiyatın  yani roman,hikaye,şiir,deneme, tiyatro.. gibi türlere aktarılmasıdır.

  1. Edebiyat adlı metinden, edebiyatın işlevi ile ilgili hangi çıkarımlarda bulunulabilir? Belirtiniz.
  • Edebiyat öğreticidir.
  • Edebiyat gerçekçidir.
  • Duygu ve düşünceleri dille aktarır.
  • Estetik zevk verir.
  • Doğayı dönüştürmeye yönelik, yaratıcı bir çalışmadır.
  1. Edebiyat ile dil arasındaki ilişkiyi metinden hareketle açıklayınız.

Edebiyat ile dil arasında doğrudan bir ilişki vardır. Güzel sanatlardan bazıları çeşitli maddelerle yapılır. Mesela resim yapmak istiyorsanız elinizde boya,tuval,fırça …gibi maddeler olmalıdır. Dolayısıyla edebiyatın da malzemesi dildir ve temeli de dile dayanır. İster sözlü olsun isterse de yazılı olsun dil olmadan edebiyat olmaz. “Edebıyatın anlatım aracı dildir.” ifadesinde yatmaktadır parçada.

  1. Metnin ana düşüncesini ve yardımcı düşüncelerini belirleyiniz.

 

Ana düşünce Edebiyat kavramı ve anlamları
Yardımcı Düşünce

·         Edebiyat kavramının hangi dil ve kökten geldiği

·         Edebiyatın 4 farklı tanımı

·         Yapılan tanımların edebiyatı anlatmaya yetip yetmediği

·         Tanımlarda kullanılan kavramların çağlara göre farklı anlam taşıdığı

·         Belli başlı edebiyat kuramcılarına göre edebiyatın ne olduğu

·         Edebiyatın malzemesinin dil olduğu

  1. Metinde ortaya konulan bilgi, tespit, yorum ve görüşleri; gerekçe, kanıt, tutarlılık, geçerlilik, doğruluk açısından değerlendiriniz.

            Hangi bakış açısıyla ifade edilirse edilsin edebiyat hem soyut hem de estetik güzellik taşıyan bir kavramdır. Bu noktada hangi tepsi, yorum ve görüşleri ortaya koyarsanız koyun mutlaka belirli şekilde bir kabul edeni ya da karşı çıkanı veya eksik bulanı olacaktır. Bu noktada edebiyat hakkında yapılan ifadeler GÖRECELİ olacaktır.

 

  1. Metindeki açık ve örtük iletileri; metinle ilgili tespitlerinizi, eleştirilerinizi, güncellemelerinizi ve beğeninizi metne dayanarak / gerekçelendirerek ifade ediniz.
  • Metnin anlatımı açıktır. Zaman zaman iletilerinde örtük bir yan olsa da bu anlatımının açıklığına zarar vermez.
  • Metnin anlatımında nesnel veriler kullanması yani edebiyatın tanımını yaparken sözlükten faydalanması oldukça önemlidir.
  • Metinde anlatım basitten karmaşığa kolaydan zora doğru verilmiştir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-21)

Hazırlık

  1. Edebiyatla bilim arasında nasıl bir ilişki kurulabilir? Tartışınız.

            Edebiyatın konusu insandır. İnsana dair her şeyi edebiyat  konu edinir. Bilim de insan etrafında şekillendiği için insanın geliştirdiği bir alandır. Dolayısıyla edebiyatla insan arasında mutlaka doğrudan bir ilişki vardır. Mesela sosyoloji biliminde faydalanmadan edebi ürünler ortaya koyamazsınız ya da ortaya koyduğunuz edebi ürünleri sosyoloji kendi alanında değerlendirir.

  1. Aşağıdaki metinleri edebiyat ile bilim dalları arasındaki ilişki açısından değerlendiriniz.

Edebiyatın sosyolojik imkânı, temelde edebiyat-toplum ilişkisini kurcalamak ve her iki alan arasında kopmaz bağların mevcudiyetini dile getirmektir. Edebiyat-toplum ilişkisini kurcalayan külliyat, edebiyat ile içinde üretildiği toplum arasında kopmaz, yadsınamaz, #0000ffdedilemez bağların mevcut olduğunu iddia etmektedir. Buna göre ne edebiyat toplumdan ne de toplum edebiyattan bağımsız

algılanabilir. Edebiyat doğrudan toplumsal gerçekliği ve toplum olaylarını anlatmasa dahi toplumsal yapı ile ilgili olmak, ondan etkilenmek durumundadır. Çünkü  edebiyatın oluştuğu, geliştiği ve anlatıldığı ortam tamamıyla  toplumdur. Edebiyat ile toplum arasında kurulacak bir ilişki iki faydayı doğurur.

Edebiyattaki bir tavır ve durum doğrudan toplumsal gerçekliğe işaret edebilir, toplumsal gerçekliğeisnat kabul edilebilir. İkincisi ise toplumsal ortamın edebî metni anlamada yardımcı olması. Doğrudan bir fayda ve işlev beklentisi olmadan dahi edebiyatın toplumla iç içe olduğunu kabul etmek gerekmektedir.

Köksal Alver, Edebiyatın Sosyolojik İmkânı

 

Edebiyat – Sosyoloji

Hem edebî eser hem de felsefi eser bireysel bir çabanın ürünüdür. Ama edebî eserde üslup, estetik zevk önemli olduğu için esere yazarın üslubu, estetik zevk anlayışı yansımakta ve yazarın şahsiyeti eserde bulunmaktadır. (…) Felsefi eserde ise amaç estetik zevk olmadığı için kullanılan dil soyut ve kuru bir dildir ve dolayısıyla da akıl yürütme ve mantıksal çözümlemelerle doludur. Edebiyat, kavram analizlerinden uzaklaşarak olayları somut bir hale sokmak suretiyle, felsefenin soyutluğunu ve kuruluğunu giderir. Bir felsefi eser de filozofun eseri olmasına rağmen, bireyselliği aşan bir konuma sahiptir. Ancak bireyselliğin aşılması, o eseri başka bir filozofun da yazabileceği anlamına gelmez. Nasıl ki, Karamazov Kardeşler’i Dostoyevski’den başkası yazamaz idiyse Pratik Aklın Eleştirisi’ni de Kant’tan başkası yazamazdı.

Ali Osman Gündoğan, Edebiyat ile Felsefe İlişkisi Üzerine

Edebiyat – Felsefe

Her edebiyat metni ya da eseri, yazarının başkalarından farklı zihnî ve duygusal özellikleriyle bağlantılıdır. Bu yüzden, bir edebî eseri açıklamak ve yorumlamak için yazarın psikolojisini kaynak almak, esere dair bilinç eleştirisi yapmak ve buradan psikolojik bir harita çıkarmak, edebiyat eleştirisinin, disiplinler arasında kurduğu bağın gücünün artmasını sağlamaktadır. Edebiyat eleştirisi, psikolojiden destek alırken herhangi bir edebiyat eserinin en başta fert olarak yazarının karakter ve ruh hâlinin dışa vurulması ya da nakledilmesine bakar. Yazarın karakterini biyografik açıdan tespit etmek için onun eserini kaynak olarak almak ya da bu yazarın diğer yazarlardan ayrılan taraflarını, bilinç yapısını tecrübe etmenin bir yolu kabul edip mevcut esere ait özel bir okuma tarzı geliştirmek, edebiyat eleştirisinde psikolojik gücü göstermektedir.

Ertuğrul Aydın, Modern Edebiyat Eleştirisinde Psikolojik Güç

Edebiyat – Psikoloji

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-23)

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Edebiyatın Bilimle İlişkisi adlı metne göre edebiyatın hangi bilim dallarıyla ilişki içinde olduğunu

belirtiniz.

            Psikoloji , tarih , felsefe, coğrafya gibi sosyal bilim dallarıyla ilişki içindedir.

  1. Metne göre edebiyatın amacını yitirmemesi neye bağlanmıştır? Açıklayınız.

“Edebiyat, bilimle ve gerçekle bağını keserse inandırıcılığını, dolayısıyla varlık nedeni olan insanı, hayatı anlatma amacını da kaybeder.” cümlesinde her şey ifade edilmiştir.

  1. Metne göre bilim ve dil arasındaki ilişkiyi açıklayınız.

           Metne göre dil,  bilimin aktarılmasında yalnızca bir araçtır.Bu araç bilimsel yapıtın yapısında varlığını duyurmayacak, göstermeyecek biçimde saydamlaşır.

  1. Metnin ana düşüncesini ve yardımcı düşüncelerini belirleyiniz.

 

Ana Düşünce Edebiyatın Diğer Bilimler İlişkisi
Yardımcı Düşünceler

·         Edebiyatın hangi bilimler ilişkide olduğu

·         Edebiyatın hangi bilimlerden faydalandığı

·         Edebiyatın ne yaparsa amacını yitireceği

·         Edebiyat ve bilimin birbirinden ayrılamayacağı

·         Bilimin dil ile olan ilişkisi

·         Edebiyat ve bilimin ikincil özelliklerine sahip oluşu

  1. Metindeki açık ve örtük iletileri belirleyiniz.
  • Metinde iletiler açık şekilde anlatılmış.
  • Süslü ve kapalı anlatımlardan uzak durulmuş.
  • Örnekleme , tanık gösterme gibi türler kullanılmış.
  1. Jules Verne’in (Jul Vern), Ay’a Seyahat romanını Ay’a gidilmeden önce yazmasından hareketle edebiyat ile bilim arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz.

            Eser yazıldıktan sonra Ay’a gidilmesi bize Jules Verne’in bu alanda yapılan bilimsel faaliyetler hakkında bilgi sahibi olduğu, detaylı şekilde araştırıp ileride olabilecek çalışmalarla ilgili kurgu yapıp roman  haline getirdiğini gösteriyor.Bu da edebiyatın diğer biimlerle ilişkisine bir kanıttır.

  1. Edebiyatın Bilimle İlişkisi adlı metni içerdiği bilgiler ve düşünceler arasındaki tutarlılık yönünden

değerlendiriniz.

            Edebiyatın Bilimle İlişkisi dalı içerdiği bilgiler açısından son derece tutarlı ve gerçekleri yansıtan bir eserdir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-24)

Hazırlık

  1. Güzel sanatlar sözünden ne anladığınızı belirtiniz.

            İnsanı heyecanlandıran ona estetik zevk verip ruhundaki güzelliği ortaya çıkaran resim, müzik, heykel, mimari … gibi sanatlara denir.

  1. Aşağıdaki görsellerden yola çıkarak edebiyatın diğer güzel sanatlardan ayrılan yönleriyle ilgili neler söylenebilir? Tartışınız.

Görsellerden yol çıkarak edebiyat ile diğer güzel sanatlar arasında kullanılan malzeme farkı vardır.

Görsel Malzemesi
Kil , taş, ağaç, çamur
Mermer, beton, tahta, yapı malzemeleri
Müzik aletleri
Tuval, boya , fırça

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-27)

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Edebiyat adlı metinde Metinde Geçen Kelime ve Kelime Grupları bölümünde verilenler dışında anlamını bilmediğiniz kelime ve kelime gruplarını bulunuz. Bunların anlamlarını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz, tahminlerinizin doğru olup olmadığını sözlükten kontrol ediniz.

 

İçlem: 1. Bir kavramın çağrıştırdığı kapsama giren niteliklerin veya taşıdığı özelliklerin bütünü,  2. Bir nesnenin içeriğini oluşturan şey

Kaplam: Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam,

Tazammun: Kapsama, içine alma, içerme

Şumul: İçine alma, kaplama, kapsama

Alegorik: Sembolik

Argo: 1. isim Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyim 2. Serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim

Nüsha: 1. isim Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri 2. Gazete, dergi vb.nde sayı 3. sıfat Benzer, aynı, kopya

  1. Edebiyatın güzel sanatlar içindeki yerini belirtiniz.

            Edebiyat hiçbir maddi malzemeye dayanmayan zihni bir sanattır. Duygu ve düşünceleri  yorumlara bağlı olarak ifade eden alegorik bir anlatıma sahip olan bir güzel sanattır.Diğer sanatlar gücünü farklı malzemeden alırken edebiyat gücünü dilden almaktadır. Ayrıca hiçbir aracıya bağlı olmaksızın direk alıcısına ulaşan bir sanattır.

  1. Edebiyatın diğer güzel sanat dallarıyla benzer yönlerini belirtiniz.
  • Estetik zevk vermesi
  • Temelinde insan olması
  • İnsanın çevresindeki güzelliği ortaya çıkarması
  1. Edebiyatın diğer güzel sanat dallarından ayrılan yönlerini belirtiniz.
  • Kullanılan malzeme bakımından farklılık vardır. Edebiyat dili sözü kullanılır, resim boya, tuval, fırça kullanır.
  • Edebiyat ürünleri soyuttur diğer sanatların ürünleri somuttur.
  • Edebiyat kurmacaya dayanır. Diğer sanatların böyle bir özelliği yoktur.
  • Edebiyat hiçbir aracıya bağlı kalmadan alıcısına ulaşır. Diğer için bu durum söz konusu değildir.
  • Edebiyat insan ve insan yaşamında kaynaklanır diğerleri ise bilimden faydalanır.
  •  
  1. Edebiyat adlı metne göre güzel sanatların bir dalı olan edebiyatın kullandığı malzeme, zaman içinde nasıl gelişmiştir?

Bütün kelime, terim, tabir, argo, özel meslek dilleri gibi sözlük çerçevesindeki zenginleşmenin dışında mecazlarla ve sanatkârların şahsî tasarruflarıyla âdeta sınırsız bir büyüme gösteren dil bu gelişmesini hâlâ devam ettirmektedir. Ancak günlük konuşmada ve diğer alanlarda kullanılan dille edebî dil birbirinden oldukça farklıdır. Günlük dil en yalın ve doğrudan bir anlatımı gerektirirken edebî dil mecazi ve sembolik bir tecrit istikametinde gelişir. Bu husus günlük hayatta mecazların, edebî eserde de yalın ifadenin kullanılmayacağı mânasına gelmez. Yalnız kelimelerin sözlük anlamları edebî metinde birtakım sapmalara uğrar. Yazarın edebî bir eser meydana getirme gayesi ve gayretiyle dile tasarruf etmesi bir ölçü olabilir. Ancak böyle bir gayret olmaksızın hazırlanmış bir siyasî nutkun veya bir mektubun zamanla edebî bir değer kazanması bu ölçünün de yeterli olmadığını göstermektedir. Halk dilinde “edebiyat yapmak” deyimiyle sözlük dilinin edebiyattaki sapması yani üslûp haline gelmesi, biraz da sanat ve edebiyat zevki teşekkül etmiş kişilerin sezgi ve tecrübelerini ilgilendirmektedir.

 

Yukarıdaki ifadeden yola çıkarak dil edebiyatın malzemesidir ama tarih boyunca sürekli gelişim gösterip farklılaşmıştır. Bu dil kimi elinde farklı anlamlara bürünmüştür.

  1. Edebiyat adlı metindeki açık ve örtük iletileri belirleyiniz.

Metnin geneli açık ifadeler kullanılırken bazı yerlerde tazammun şumul gibi kelimeler kullanılmış olsa da metni anlatımına zarar getirmez.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-28)

Hazırlık

  1. İnsanların farklı edebî türlere ilgi duymasının nedenlerini tartışınız.

Her edebi tür kendi içerisinde bir özellik barındırır. Mesela insanda çoşku uyandıran bir edebi tür isteniliyorsa bu kesinlikle şiirdir. ( Şiir edebi türler içerisinde en kadim ( eski) bir türdür. Önemini yıllardır da arttırarak sürdürmüştür.)  Bir insan olay eksenli bir anlatımla bir şeyler öğrenmek ya da bir etkiye sahip olmak istiyorsa bunun içinde roman , hikaye, masal, fabl gibi türleri tercihe etmelidir. Eğer okudukça bilgisinin artmasını istiyorsa o zaman makale, deneme , gezi yazısı gibi türleri tercih etmelidir.

            Görülüyor insanın farklı edebi türlere ilgi duyması onun istekleri ve o türün insana sunduklarıyla alakalıdır. Öğretici bir metinden estetik ve duygusal  bir çağrışım uyandırması beklenemez.

  1. Aşağıdaki metinden yola çıkarak farklı edebî türlerin ortaya çıkmasının nedenlerinin neler olabileceğini tartışınız.

            Roman , hikaye, şiir, masal , fabl, destan, efsane , tiyatro … gibi onlarca edebi tür tarih içerisinde insanların ihtiyaçlarından ortaya çıkmıştır. İnsanoğlu hep bir şeyleri karşısındakine anlatma ihtiyacı duymuştur. Bunun sonucunda da bazı türleri tarihsel süreç içerisinde yerini almıştır. Mesela Tanzimat dönemine kadar roman  ve hikaye türü edebiyatımızda yokken Batılılılaşma sonucunda aydınlarımız bu türü edebiyatımıza kazandırmıştır. İlk başlarda acemice yazılan bu tür yerini ustalık eserlerine bırakmıştır.

            Yine örnek olarak Batı’da deneme türünün ortaya çıkmasında en önemli olay Batı’nın içinde bulunduğu siyasi ortam . Deneme insanda serbest düşünceyi geliştiren bir tür olarak ortaya çıktığında Batı’da skolastik düşünce hakimdi.

 Edebiyat ürünlerini yapısal özelliklerine, benzeşen ve benzeşmeyen yönlerine göre kümelendirme,

adlandırma çalışmaları Aristo’dan, Eflatun’dan bu yana süregelmektedir. Ne ki başlangıçta dilsel ürünlerin kümelendirim ve adlandırımı şiire göre yapılmışlardır. Bunu da doğal saymak gerekir. Çünkü  bütün ulusların edebiyatlarında ilk ürünler şiir biçiminde oluşturulmuştur.

(…)

Şiirden düzyazıya nasıl geçilmiştir? Düzyazının doğuşu nasıl olmuştur? Bu konuda da türlü varsayımlar öne sürülmüştür. En yaygını şudur: İlkel toplum düzeninden kopma, yavaş yavaş doğadan ayrılma bireyciliğin belirmesine ve işbölümünün doğmasına yol açmıştır. Öte yandan değişim esasına dayanan bir alışveriş düzeni oluşmuştur. Bu oluşum ortak bir yaratı olan şiiri de etkilemiş, onun toprağında yeni türler yeşermeğe başlamıştır.

Emin Özdemir, Türk ve Dünya Edebiyatı

 

  1. Aşağıdaki metinleri dil, biçim, içerik ve yazılış amaçları açısından karşılaştırınız.

Boğuk bir bakışın oluyor senin

Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim

Yok gibi yaşamak bu kalkıp kurtulmak gibi kalabalıktan

Durma bana türkü söyle Anadolu olsun

Susuz dudak gibi çatlak olsun

Karanfil gibi olsun kara çiçek gibi solgun yüzün

Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma

Ağıyorum bir karanlık karayel saçlarına

Çekme ülkemden nar yangını gözlerini

Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni

Arıyorum arıyorum o ilk çağ ırmaklarında sedef ellerini

(…)

Erdem Bayazıt, Yok Gibi Yaşamak

 Fen bilgisi eğitimi, çocuğun çevresindeki çekici ve şaşırtıcı zenginliğin eğitimidir. Çocuğun yediği besinin, içtiği suyun, soluduğu havanın, bedenin, beslediği hayvanın, bindiği arabanın, kullandığı elektriğin, güneşin eğitimidir (Gürdal, 1992).

Fen bilimleri ile günlük yaşantımız bu kadar iç içe iken, öğrencilerin en çok zorlandıkları, başarısız oldukları, anlamakta güçlük çektikleri, sevmek istedikleri ama bir türlü sevemedikleri derslerin  başında da fen dersleri gelmektedir (Durmaz, 2004).

(…) Öğrencilerin fen bilgisi derslerinde başarılı olmalarını sağlamak için onlara fene yönelik olumlu tutum kazandırılmalıdır. Derse yönelik tutumları olumsuz olan öğrencilerin de sınıf ortamında başka sorunlara da neden oldukları dikkate alındığında, Fen ve Teknoloji dersine yönelik tutumları olumlu yönde artıracak farklı yöntemler üzerine daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. (…)

(Yangın vd., 2007).

Ayşe Koç, Doç. Dr. Uğur Böyük, Basit Malzemelerle Yapılan Deneylerin Fene Yönelik Tutuma Etkisi

 

Karşılaştırma Kriterleri

Erdem Bayazıt,

Yok Gibi Yaşamak

Ayşe Koç, Doç. Dr. Uğur Böyük, Basit Malzemelerle Yapılan Deneylerin Fene Yönelik Tutuma Etkisi
Dil Şiir dili hakimdir. İmgeli, sanatsal bir dile sahiptir.Estetik kaygı vardır. Söz sanatları çoktur. Kapalı Anlatıma sahiptir. Düz yazı kuralları içerisinde yazılan bir dile sahiptir. Öğreticilik hakimdir. Açık bir anlatıma sahiptir.
Biçim Şiir Düzyazı
İçerik Sevgisinden bahsetmiş. Fen Bilgisi eğitiminden bahsetmiş
Yazılış Amaçları Estetik zevk vermek , çağrışımda bulunmak için yazılmıştır. Bilgi vermek amacıyla yazılır.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-30)

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Metin adlı yazıya göre metinlerin sınıflandırılmasında esas alınan ölçütleri belirleyiniz.

Metinleri; yazılış amaçları, hedef kitleleri, anlatım biçimleri, gerçeklikle ilişkileri bakımından gruplandırmak mümkündür.

  1. Bilimsel, felsefi ve edebî metinlerle kişisel hayatı konu alan metinler arasında ne tür farklılıklar vardır? Açıklayınız.

        Bilimsel , felsefi ve edebi metinler insan hayatının geneline ilişkin anlatımlarda bulunurken kişisel hayatı konu alan metinlerdeyse özel olarak bir ya da birden fazla şahısın hayatına dair ayrıntılara yer verir. Genellikle bu kişiler toplumda önde olan isim yapmış kişilerdir.

Mesela felsefi metinler varlık, ahlak, estetik gibi genel konular üzerinde dururken insan hayatını konu edinen metinlerden anı, gezi yazısı gibi türler bir insanın yaşamını baştan sona anlatabilir ya da onun gezdiği yerleri kaleme alabilir.

  1. Metin yazarı, kullanacağı metnin türünü belirlerken neleri göz önünde bulundurur? Açıklayınız.

            Bu noktada iki önemli kriter vardır. Metnin yazarı metnini bilgi vermek için mi yoksa estetik zevk uyandırmak için yazacağına karar vermelidir. Bilgi vermek içinse öğretici metinler deneme , makale, sohbet, nutuk, fıkra, eleştiri gibi türleri  estetik zevk için yazacaksa o zamanda roman, hikaye, şiir.. gibi türleri tercih edecektir. Tabi ki bunlar kendi içerisinde ayrı kriterlere sahiptir.  Mesela estetik zevk uyandırmak için sanatsal metin yazan bir anlatımı şiir diliyle ortaya koymak istiyorsa roman ve hikaye gibi türleri tercih edemez.

  1. Metinde geçen “Her metnin kendine özgü sesi vardır.” ifadesinden ne anlıyorsunuz? Açıklayınız.

            Her metnin kendine bir anlatımı vardır. Dili vardır. Öğretici metinlerden makalenin eğitici bilgi verici yanı varken aynı grup içerisinde bulunan deneme veya sohbet dili daha cana yakın ve sıcaktır. Yine sanatsal metinlerden şiir ile romanın dili kesinlikle birbirinden farklıdır. Şiir, imgesel ve sanatsal yanı daha baskınken roman anlatım  daha betimleyici ve öyküleyicidir.

  1. Metin adlı yazının ana düşüncesini ve yardımcı düşüncelerini belirleyiniz.
Ana Düşünce Metni Oluşturan Unsurlar
Yardımcı Düşünce

·         Metni oluşturan yapı

·         Hayatın akışını düzenleyen metinlerin birbirinden farklı olduğu

·         Metinlerin hedef kitleye göre değiştiği

·         Metinlerin gruplandırılması

·         Sanatsal ve öğretici metinleri olmak üzere 2 çeşit tasnifi

·         Her metni kendine özgü anlatımı olduğu

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-31)

Döviz piyasalarında bu hafta dalgalanma bekleniyor. Standart Dil
Adamı sokakta kıstırıp bir güzel marizlemişler. Argo (marizlemek)
Haydah oloroğut? (Nasılsın?) Lehçe (Yakuça)
Bir toplumun gelişmesi, eğitime verdiği öneme bağlıdır. Standart  Dil
Menden heç ne soruşma. (Bana hiçbir şey sorma.) Şive
Sene diyirem! Gaç gündür ariram, yoksan, e ben sene neyidim? Ağız

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-39)

Etkinlik

  1. Seçtiğiniz bir konuda iletişim örneği kurgulayınız.

Ahmet: Bu akşam konferans kaçta başlıyor?

Ayşe:   Sekizde.

         Kurguladığınız iletişim örneğinin ögelerini belirleyiniz.

Gönderici:       Ahmet

Alıcı :               Ayşe

Kanal:              Ses dalgaları

Kod:                 Türkçe

İleti:                 Bu akşam konferans kaçta başlıyor?

Geri Bildirim: Sekizde

 

Etkinlik

Aşağıdaki cümlelerde dilin hangi işlevde kullanıldığını tabloda ilgili boşluklara yazınız.

Aşağıdaki cümlelerden hareketle dilin işlevlerine siz de benzer örnekler veriniz.

Cümle Dilin İşlevi Benzer Örnek
Mecaz anlam, kelimenin bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamının dışında kullanılarak kazandığı anlamıdır. Dil Ötesi İşlev Zamirler ismin yerini tutan sözcüklerdir.

Bir gün dolu dizgin boşanan atlarımızla

Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla

Şiirsel İşlev

Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış;

Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış…

Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne düşen yağışın sıvı durumda olanına yağmur denir. Göndergesel İşlev Bir çemberde, uzunluğu çemberin yarıçapına eşit olan yayın belirlediği merkez açıya radyan denir.

Konuşmayı dinlerken önemli bulduğunuz

ifadeleri not alınız.

Alıcı Harekete Geçirme İşlevi Tüm yolcuların kimliklerini kontrol edin.
Sesimi işitiyor musunuz? Kanal Kontrol İşlevi Dediklerimi anlıyor musun?
Eyvah, belgeyi kaydetmeyi unuttum! Heyecan Bağlı İşlev Ah! Ne#0000ffe o eski günler

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-40)

ÜNİTE ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARI

1-3. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Resim, heykel, mimari ve müzik eserlerinin kendine özgü dili vardır, ancak hepsinin ayrıca konuşma ve yazma dillerine ihtiyaç duydukları görülür. Bu noktada hepsinin gündemine edebiyat girer. Bir sanat eserinin kendi diliyle anlattıklarının ayrıca anlatılması için yazı ve konuşma dillerinin aracılığına ihtiyaç duyulur.

Eleştirmenler sanat eserlerini yazı ve konuşma diliyle inceler. Eserin çıkış noktası, örgüsü, nelerden etkilendiği, neleri etkilediği dil aracılığıyla sergilenir. Klasik tanımlamalarda edebiyat da güzel sanat eserleri kapsamındadır. Edebiyatın dışındaki sanat eserlerinde açıklamaya muhtaç gözlemler daha çok barınır. Edebiyat kültürü bu gizlerin çözülmesinde önemli bir etken olsa gerek.

Bütün sanatlarla ilgili sohbetlerde dev#0000ffe olan dildir. Dilin inceliklerini özümsemiş birinin ağzından anlatılan bir resim, bir heykel, bir mimari eser layık olduğu yeri bulur. Sanat söyleşilerinin ana öğesi dil olduğuna göre, edebiyatın yetkinleştirdiği dil de bütün sanat eserlerinin anahtarı olarak düşünülebilir.

Diğer yandan bir şairin bir tablodan esinlenerek şiirler yazması, bir ressamın bir şiirin imgelerinden etkilenerek resim yapması, bir müzisyenin yazılı bir eserden yola çıkarak yeni bir eser vücuda getirmesi gibi durumlar hep olagelmiştir.

(…)

Süleymaniye ve Selimiye camilerinin edebiyatımızda şiirlere kaynaklık ettiğini de biliyoruz. Yahya Kemal’in “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” şiirini okuduğumuzda, bu mimari eserin farklı yönlerini ve çağrıştırdıklarını da yeniden keşfederiz. Edebiyat ve mimari etkileşiminin güzel bir örneği olur. Tabiat, şiirin, musikinin, mimarinin ve resim sanatının ortak esin kaynağıdır. Bütün bunların toplumun genel algısında yer etmesi için yine dilin aracılığına ihtiyaç duyulur.

(…)

Sanatlar arası etkileşimin tarihi serüveninde dilin önemini görmekteyiz. Disiplinler arası etkileşim dil ile sağlanmış, uzak kültürleri tanıma büyük ölçüde yazılı kaynaklar sayesinde oluşmuştur. Yine minyatürün İslam sanatında yer bulması 11. yy’da antik kaynaklardan çevrilen eserler sayesinde olmuştur.

Yrd. Doç. Dr. Gültekin Akengin, Sanat Dalları Arasında Etkileşim ve Dil

 

 Metne göre edebiyatla diğer güzel sanatların ilişkisi ile ilgili neler söylenebilir?

 

            Bir alanda var olan güzel sanat ürünü yeri edebiyat ile birlikte düşünülmesi gerekmektedir. Edebiyat diğer güzel sanat ürünlerinin değerlendirilmesi noktasında kuşatıcıdır. Diğer güzel sanat dallarının anlatımı edebiyatla ilişkilidir. Bir ressamın eserini değerlendirirken eleştirirken mutlaka edebiyattan faydalanmak zorundadır.  Birçok sanatın varlığında dil vardır ve bu dil olduğu yerde de edebiyat vardır. 

  1. Bu metinde dilin hangi işlevde kullanıldığını açıklayınız.

Göndergesel İşlev

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-41)

  1. Metne göre bütün sanat eserlerinin anahtarı olarak düşünülen unsur hakkında neler söylenebilir?

            Bütün sanat eserlerinin ortak anahtarı DİL’dir.

  1. Bugün sosyoloji, ulus kavramını, “aynı topraklar üzerinde yaşayan, dil, kültür ve ülkü bakımından birlik oluşturan topluluk” diye tanımlıyor. Görüldüğü gibi dil, hem ulus olmanın temel öğesidir, hem de kültür birliğinin en önemli aracı. Edebiyat ise kültürü oluşturan başlıca etmenler arasında yer alır. Bu bilimsel gerçekleri, o şaşmaz sezgi gücüyle daha o zamanlar görüp kavrayan Atatürk, yaşamı boyunca dil ve edebiyata özel bir önem vermiştir.

Doç. Dr. Cahit Kavcar, Atatürk’ün Dil ve Edebiyat Konusundaki Görüşleri

 

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Benzetme yapılmıştır.

B) Örneklemeden yararlanılmıştır.

C) Tanımlama yapılmıştır.

D) Betimlemeye yer verilmiştir.

E) Öykülemeye başvurulmuştur.

 

I. Fakat dil insanların kullandığı herhangi bir vasıtaya benzemez.

II. Onun vasıtalığı sadece anlaşmayı temin etmesi bakımındandır.

III. Fertler ve nesiller arasında anlaşma vasıtası olarak iş görür.

IV. Dil insanlar arasında anlaşmayı sağlayan tabii bir vasıtadır.

. Vİnsanlar duygularını, düşüncelerini, fikirlerini, hükümlerini birbirlerine nakletmek, meramlarını birbirlerine anlatmak için dil denilen vasıtaya başvururlar.

Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?

A) I. B) II. C) III.   D) IV.   E) V.

( Paragrafın Sıralaması:  IV – V – I – II – III )

 

  1. Edebiyatın başlangıcına ilişkin sorular, bizi, genelde sanatın başlangıcına götürmektedir. Sanatın doğuşuysa insanın yeryüzünde var oluşuna, (…) insanın doğayla savaşımına dek uzanmaktadır. Doğayı dönüştürmeye yönelik, yaratıcı bir çalışmadır burada söz konusu olan. Ama insan bununla yetinmez, doğada bulunmayan nesneler yapmaya başlar. Böylece araç yapımıyla karmaşıklaşan çalışma düzeni yeni bir bildirişme dizgesini de gerekli kılar ve dil ortaya çıkar. Araştırmacılara göre bu dil ilk aşamada müzik ve dansla birliktedir. Başka bir deyişle ritmiktir, ezgisel bir vurgu taşır, el kol hareketleriyle bütünlenir. İşte edebiyatın başlangıcını da bu aşamada aramak gerekmektedir. Çünkü onun anlatım aracı dildir. Toplumsal gelişime bağlı olarak dille birlikte serpilir, türlere ayrılır.

Bu parçadan edebiyatın doğuşu ve türlere ayrılışıyla ilgili hangi sonuçlara ulaşılabilir?

            Edebiyatın doğuşu sanatın doğuş zamanıyla eştir. İnsanın doğaya hükmederken yaşadıkları neticesinde dil ortaya çıkmıştır. Bunun yanında müzik ve dans gibi türler de ortaya çıkmıştır. Bu da edebiyatın eski sanat türlerinden biri olduğunu göstermektedir.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-42)

7-9. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Bazıları “Sanat sanat içindir” ve bazıları da “Toplum içindir” der. “Sanat sanat için olduğu zaman dolaylı olarak toplum için de yararlıdır” diyenler de vardır. Ama Atatürk için edebiyat, “büyük insanlık” yolunda “uyarıcı, hedeflendirici ve yürütücü” olmalıdır.

Atatürk, gerek sohbetlerinde, gerek dikte ettiği direktiflerinde edebiyatın toplumun yücelmesi yönünde kullanılmasını istemiştir. Türk çocuğu edebiyat yolundan ulusunun yüceliğini, sağlam karakterli olduğunu öğrenecek, devrimlere bu yoldan bağlanacak ve onu koruyacak; yine bu yoldan iyi hatip olarak yığınları olumlu yönlerde peşinden sürükleyecek.

Atatürk, edebiyatın, sadece subjektif duyguları yansıtan bir aristokrasi rehavetine yastıklık etmesine daima karşı olmuştur. Türk kahramanlığını dile getiren Yahya Kemal’i ve sosyal adaletsizliğe isyan eden Tevfik Fikret’i de bunun için sevmiştir, “hürriyet” diye kükreyen Namık Kemal’e bunun için gönül vermiştir.

Sadi Borak, Atatürk ve Edebiyat 

  1. Metnin ana düşüncesi nedir?

            Atatürk’ün sanat anlayışı ve sanattan beklentisi

  1. Metnin yardımcı düşünceleri nelerdir?
  • Sanatın amaçlarının ne olduğu
  • Atatürk için sanatın ne olduğu ve ne olması gerektiği
  • Atatürk için sanatta beklenilen şeyin ne olduğu
  • Atatürk’ün sanat anlayışını dile getiren şair ve yazarların kimler olduğu
  1. Metinde düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmıştır?
  • Örnekleme (Tevfik Fikret, Yahya Kemal isimleri verilerek)
  • Karşılaştırma (Sanatın amaçlarını anlatırken)
  • Somutlama (…aristokrasi rehavetine yastıklık etmesine cümlesinde vardır.) 
  1. Kültür, üzerinde uzlaşılmış tanımı olmayan kavramlardan biridir; zira her bilgi alanı mensubu onu kendi bulunduğu noktadan tarif etmiştir. (…) Ancak bu tariflerin büyük bir kısmı mutlaka iletişime, kültürün nesiller arasındaki aktarımla oluşmasına dikkat çekmişlerdir. Böylece birçok kültür kuramcısı dil ile kültür arasındaki ilişkiyi de açıklamaya çalışmıştır.

Çok kabaca, insan başarılarının tümü, diye tarif edebiliriz kültürü. İnsan toplulukları için kültürden söz edilmesini mümkün kılan ise önceki nesillerin başarılarını tevarüs edebilmesini, kendi nesildaşları (zamandaşları) arasında başarıların iletilip öğrenilmesini ve nihayet bunların hepsinin sonraki nesillere miras bırakılabilmesini sağlayan bir mekanizmaya sahip olmalarıdır ki, bu da “dil”dir.

Burada “dil”e dayanan bildirişimin iki boyutu ortaya çıkıyor: Bunlardan birincisi, toplumun zamandaş fertleri arasındaki yatay bildirişim boyutudur. İkincisi ise önceki nesillerin başarı birikimlerini tevarüs edebilmeyi mümkün kılan dikey bildirişim boyutudur. Diğer canlı türlerinin oluşturdukları yaşayış biçimleriyle karşılaştırıldığı zaman, bizim “kültür” dediğimiz ortamın oluşabilmesi için vazgeçilmez unsurun dilin nesiller arasındaki aktarımı mümkün kılan dikey bildirişim boyutu olduğu gözlenecektir.

Hayati Develi, Kültür ve Dil

Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri yukarıdaki parçadan hareketle uygun ifadelerle

doldurunuz.

 

a.Parçada KÜLTÜR ve DİL üzerinde durulmuştur.

b. Parçada kültürün DİL ÜZERİNDEN aktarımla oluşmasına dikkat çekilmiştir.

c. Parçada DİL , nesillerin başarılarının sonraki nesillere miras bırakılabilmesini sağlayan bir

mekanizma olarak görülmektedir.

ç. Parçaya göre dil, kültürün nesiller arasındaki aktarımını mümkün kılan DİKEY BİLDİRİŞİM boyutudur.

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-43)

I. Bir dilin, yazılı kaynaklarla izlenebilen tarihî gelişimi içinde ayrılmış kollarıdır. (Yazı Dili)

II.Bir dilin, tarihî gelişimi içinde yazılı kaynaklarla izlenemeyen dönemlerinde ayrılmış kollarıdır. (Lehçe)

III. Ortak dilden ayrı olarak belirli toplulukların, ses, yapı, söz dizimi ve anlam bakımından farklılık            gösteren dili veya kelime dağarcığıdır. (Argo)

IV.Aynı meslek veya topluluktaki insanların ortak dilden ayrı olarak kullandıkları özel dil veya söz dağarcığıdır. (Jargon)

V. Bir dilin bir ülke sınırları içindeki farklı yerleşim bölgelerinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılaşan konuşma biçimidir. (Ağız)

Yukarıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır?

A) I. B) II. C) III.   D) IV.   E) V.

DOĞRUSU : ŞİVE

 

  1. Coğrafya, fizik, gökbilgisi, sosyoloji, psikoloji, tarih, arkeoloji, felsefe erişebildiği her kaynağa uzanır edebiyat yazarı. Belli sonuçları, bu sonuçlara götüren yöntemi halk için yorumlamak, halka açmakla görevlidir bu çeşit edebiyat. Halk diye nitelenenlerse, uzman olmayanların okuyucu çevresidir. Edebiyatta yapılan, bir dolaylamadır öyleyse. Bilgin önermelerini, bilimsel bir dildeki varsayımları, bilimce pekiştirmeleri, bilim yasalarını, tüm sorun-bağlamıyla, elden geldiğince anlayıp anlatmak, halkça anlaşılmalarını sağlamak için kolaylaştırmaktır edebiyatçının başarısı.

Nermi Uygur, İnsan Açısından Edebiyat

Bu parçada edebiyat-bilim ilişkisiyle ilgili nelere değinilmiştir?

  • Diğer bilim dallarının ilgilendiği kaynaklarla ilgilendiğine,
  • Diğer bilimleri halkın anlayacağı şekilde yorumlamasına ,
  • Coğrafya, fizik, gökbilgisi, sosyoloji, psikoloji, tarih, arkeoloji, felsefe gibi diğer bilimlerle halk yani uzman olmayan okuyucu kitlesi arasında köprü olduğuna değinilmiştir.

 

  1. Yıllar önce bir belediye kuruluşuna iletişim semineri vermem için davet edildim. Seminer salonunda oturma düzeni ‘U’ şeklindeydi ve ben ‘U’nun açık ucunda durarak semineri sunuyordum. “Günaydın arkadaşlar!’’ diyerek seminere başladım. Hiç kimse yanıt vermedi; ancak yüzüme ilgiyle bakmaya devam ediyorlardı.

Doğan Cüceloğlu, İletişim Donanımları

 Bu parça iletişim unsurları bakımından değerlendirildiğinde aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) Kaynak: Konuşmacı

B) İleti: “Günaydın arkadaşlar!” ifadesi

C) Alıcı: Dinleyiciler

D) Kod: Türkçe

E) Bağlam: Oturma düzeni

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Cevapları  (Sayfa-44)

  1. Aşağıda verilen tanılayıcı dallanmış ağaçtaki bilgilerden bazısı doğru, bazısı yanlıştır. İlk ifadeden başlayıp, cevap oklarını takip ederek doğru çıkışa ulaşınız.
  • Sanat metinleri okuyucuyu bilgilendirmek amacıyla oluşturulur. (Y)
  • Metinler, sanat metinleri (edebî metinler) ve öğretici (bilgilendirici) metinler olmak üzere ikiye ayrılır. (D)
  • İletinin özel bir tarzda düzenlenmiş hâline kanal denir. (D)

 5. ÇIKIŞ

İsterseniz diğerlerini de cevaplandıralım.

  • Sanat metinleri edebî bir heyecan uyandırmak, estetik zevk ve anlayış kazandırmak amacıyla yazılır. (D)
  • “Artık eskisi kadar iyi işitmiyorum. Ne diyorsun?” cümlesinde dil heyecana bağlı işlevde kullanılmıştır (Y)
  • Güzel sanatlar, işitsel (fonetik) ve görsel (plastik) sanatlar olmak üzere iki gruba ayrılır. (Y)
  • Bilimde öznellik, sanatta ise nesnellik söz konusudur. (Y)
]]>