Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
anlatım biçimleri online testleri çöz – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Mon, 29 Mar 2021 21:06:13 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png anlatım biçimleri online testleri çöz – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Anlatım Biçimleri – 8 https://dersimizedebiyat.org/anlatim-bicimleri-8.html Tue, 14 Jan 2014 21:17:52 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=5447 ANLATIM BİÇİMLERİ -8

1.       Kıyıdaki yalılar gibi sırtınızı tepelere yaslayıp öyle ba­kın, bir sabah vakti yeni uyanan Kuzguncuk’a. Deniz­de martılar, damlarda güvercinler karşılasın sizi. Birlik­te süzülüverin içerilere sokak sokak. Bakkala, kasaba, fırına, berbere “Günaydın!” deyip ilerleyin. Ahşap ev­leri görün, eski yeni yan yana duran. Yenilenmeyi, tekrar yaşamayı bekleyen çürümüş tahtaları, kırık camları, açık kapıları.,. Yenilenmiş evlere bakıp bakıp imrendiklerini fark edeceksiniz bu eski evlerin.

Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)  Anlatıma duygular katılmıştır

B)  Kişileştirme yapılmıştır.

C)  Devrik cümlelere yer verilmiştir.

D)  Tanık göstermeye başvurulmuştur.

E)  Niteleyici sözler kullanılmıştır.

 

2.   Gün usul usul iniyor Urfa’da. Bal rengi ışık, kaleyi, Balıklıgöl’ü yalayıp geçiyor; yüzyıllardır dokunulmayan balıklar altın kesiliyor. Ulu Caminin eski taş duvarları sararıyor. Günün son ışıkları, gün boyu gölgeli, kuytu çarşılarda dama oynuyor. Birden, bîr bulut beliriyor Urfa semalarında, halka halka yayılan yanık bir ses duyuluyor. Minarelerden yükselen ezanlar kaplıyor or­talığı.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)  İnsana özgü nitelikler doğaya aktarılmıştır

B)  Çeşitli duyulara seslenilmiştir,

C)  Yinelemelere yer verilmiştir.

D) Gözlem gücüyle ayrıntılar seçilmiştir.

E) Anlatım örneklerle zenginleştirilmiştir

 

3.      Asırlık çınarların, kocaman bir ele benzeyen sararmış yapraklarını döktükleri bir zamandı Ortaokula gider­ken kullandığım bu yollardan geçtiğim anlar, baba ocağını her ziyarete gelişimde adımlarımın beni sürük­lediği ve dolaşmaktan haz duyduğum büyülü zaman­lardı. Çınarın altındaki küçük birer odayı andıran dük­kânları ve dükkân sahiplerini görmek, büyüdüğüm şehre karşı bende her zaman farklı duygular uyandı­rırdı.

Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakiler­den hangisi söylenemez?

A)  Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.

B)  Benzetmeye başvurulmuştur,

C)  Farklı duyulardan yararlanılmıştır.

D)  Anlatıma duygular katılmıştır,

E)  Gözlem gücünden yararlanılmıştır.

 

4.       Serin bir sonbahar sabahı… Siren sesi ve ardında bı­raktığı yoğun dumanla isteksiz isteksiz uzaklaşıyor is­tasyondan bir yolcu treni. Görevli son kez düdüğünü çalarken, bir adam trenin açık kapısından içeri dalıyor. Tren hızlanıyor. Genç kadın el sallıyor trene, bakışla­rında derin bir yalnızlık… Pencereden bakan genç adam, ince çerçeveli gözlüğünü hızlı ve alışılmış bir hareketle iyice gözlerine yaklaştırıyor ve sıradan bir “Hoşça kal.” diyor kadına. Uzaklaşıyor kadın, küçülü­yor ve kayboluyor. Açık pencereden uzattığı başını geri çekiyor adam ve oturuyor yerine.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler­den hangisi söylenemez?

A)  Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.

B)  Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir.

C)  Bitmemiş cümlelere yer verilmiştir.

D)  Kişileştirme yapılmıştır.

E)  Örneklere ağırlık verilmiştir.

 

5.       Bir saattir kıyıdayım. Tam karşımda denize iniyor gü­neş, Dalga dalga kabaran denizin içinde bir süre yı­kanıp yeniden çıkıyor. Islak, uçucu, gelip geçici… Şim­di var, az sonra yok otacak. Açıkta sular ve bulutlar yanıyor. Denizin üstü, küçücük çırpıntılarla, sarılı kırmı­zılı alev yalımları gibi parlayarak akıyor bana doğru. Derinlerdeki mavi su kütlesiyse, küskün bir dost gibi uzaktan bakıyor.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler­den hangisi söylenemez?

A)  Kişileştirmeden yararlanılmıştır.

B)  Benzetmeye yer verilmiştir.

C)  Niteleyici sözcükler kutlanılmıştır.

D)  Düşünce örneklerle açıklanmıştır.

E)  Öznel bir anlatıma başvurulmuştur.

 

6.       Şairler binlerce yıldır doğayı anlatmışlar. Kimi zaman abartarak, kimi zaman da olduğu gibi… Doğa şiirlerin­den oluşan kitapları toplasanız, kütüphaneler almaz, dolar taşar. Gelin görün ki doğa şiirlerinin sayısı kadar kütüphane olsa, buralardaki tüm kitaplar doğayı anlat­sa hiçbiri; üzerinde bir damlacık çiğ bulunan bir kayın yaprağının gerçeği kadar olamaz.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler­den hangisi söylenemez?

A)  Abartılı bir anlatım söz konusudur.

B)  Anlatıma duygular katılmıştır.

C)  Karşılaştırmaya başvurulmuştur,

D)  Bitirilmemiş cümleye yer verilmiştir.

E)  Varlıklar hareket halinde verilmiştir.

7.       Soğuk bir şubat sabahı… Güneş henüz doğmadı; ama, ortalığı kaplayan yoğun sis, Venedik’i hüzünlü mantosuyla sarmış durumda Dalgaların hışırtılarını duymasam, denize bu kadar yakın olduğumu anlaya­mayacağım. Ama bu ses beni çekiyor, oraya kadar uzanıp gondolları görmek istiyorum. Ve yaklaştığımda Venedik’le bütünleşen, rıhtıma bağlanmış, bir aşağı bir yukarı sallanan gondolları görüyorum. Sisin içinde ne kadar da etkileyici bir manzara…

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?

A)  Bitirilmemiş cümleler kullanılmıştır.

B)  Farklı duyulardan yararlanılmıştır.

C)  Kişileştirmeye başvurulmuştur

D)  Öğretici bir anlatıma başvurulmuştur.

E)  Gözlem gücünden yararlanılmıştır.

 

8.       Etrafı ekinlerin altın sarısıyla çevrili, zümrüt yeşili sa­rıçamların İçine daldım. Bir kış vakti gözlerine vuruldu­ğum üç karacayı aradı gözlerim ormanın derinlikle­rinde. Birkaç hışırtı dışında yaprak bile kıpırdamıyor­du. Keçilerin patikalarını takıp ettim, çamların reçinele­rine bulaşmış karaca tüylerini aldım elime. Buralarda bir yerde olmalıydı yuvaları diyerek ormanı ortadan bölen kanyonun kıyısına ulaştım. Uçurumun kıyısında­ki çalılıklar kıpırdadı; keçi sürüşüydü. Anlaşılan kara­calar başka bir yuva bulmuşlardı kendilerine.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A)  Betimleyici öğelere yer verme

B)  Farklı duyulardan yararlanma

C)  Yinelemelere yer verme

D)  Anlatıma duyguları katma

E)  Olayları oluş sırası ile verme

 

9.      Terasta öylesine sessiz oturuyorduk ki güvercinler bi­le alışmıştı bize. Sağımıza solumuza konuyor, çeşitli sesler çıkararak bizi yaban bilmediklerini belli ediyor­lardı. Arada içlerinden birkaçı havalanıp elli metre öte­deki gölün kıyısına doğru dalışa geçiyordu, başımız­dan aşağı, nazla süzülen tüyler bırakarak. Göl ise ray­ların ötesinde, çok geçmeden bozulacak bir dinginlik­le, hafifçe çırpınıyordu. Bu çırpıntılar yavaş yavaş bü­yüyor, kayıklar yüzdürecek kadar yükseliyordu.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)  Betimleyici öğelerden yararlanılmıştır.

B)  Kişileştirmelere yer verilmiştir.

C)  İzlenimlere yer verilmiştir.

D)  Karşılaştırmaya yer verilmiştir.

E)  Birden fazla duyudan yararlanılmıştır.

 

10.     Kasabanın ortasından geçip kalenin altında Çoruh’a karışan şirin dere, yöre halkına hoş olmayan anılar bı­rakmış. Elli yıl öncesine kadar, o güzelim meyve bah­çelerinin arasından akan küçük bir şuymuş. Bir gün derenin her iki yanındaki dağlarda büyük çökmeler ve kaymalar olmuş, sonra da seller birbirini izlemiş. Ka­sabayı önce bir uğultu sarmış, ardından korkunç bir gürültüyle sel gelmiş; Önüne kattığı taşlar, kayalar ve meyve ağaçlarıyla. Zamanla seller kesilmiş; ama o yıl­lardan sonra bu küçük dere, kötü anılır olmuş.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)  Betimleme yapılmıştır.

B)  Kişisel duygulara yer verilmiştir.

C)  Tanımlamalara yer verilmiştir.

D)  Açıklama yapılmıştır.

E)  Farklı duyu organlarıyla algılanan ayrıntılara yer ve­rilmiştir.

 

11.     İşte kış geldi. Hem de güle oynaya geldi bu sefer. Gökyüzünün beyaz armağanı gösterdi kendini. Bunu en az arzulayan biz büyükleriz belki de, Biz niçin iste­riz karın yağmasını? Gözümüz farklı bir manzara gör­sün, kartopu oynayalım ya da toprağımız bereketlen­sin, sularımız gürleşsin diye. Bizde öyle büyük sevinç­ler uyandırmaz kar. En çok çocuklar arzular onu ve en çok onları mutlu eder, onları şaşkına çevirir karın ya­ğışı. Kar yağınca sokağın kendi egemenlikleri altına gireceğini bilirler ve gözleri parlayarak, büzülen, mo­raran küçücük elleriyle sevinçle koşarlar sokaklara.

Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A)  Anlatıma duygular katılmıştır.

B)  Karşılaştırma yapılmıştır.

C)  İnsana ait bir özellik doğaya aktarılmıştır.

D)  Benzetmelere yer verilmiştir

E)  Değişik yapılı cümleler kullanılmıştır.

 

12.    Yıllar önceydi. Gecenin şafağa yaklaşmakla olduğu sımsıcak bir yaz günü, bizi tatil için kentten götüren eski bir otobüsün içinde uyumaya çalışıyorduk. Birden bir gümleme ile irkildik. Şoför hemen fren ya­pıp yolun kenarında duruverdi. Otobüsün iki lastiği de patlamıştı. Lastikler kim bilir nereye tamir edilmek için sökülüp götürülürken yolcular da etrafa yayılıverdiler.

Bu  parçanın  anlatımında aşağıdakilerin  hangisi yoktur?

A)  Öyküleyici bir yol izleme

B)  Farklı duyulara seslenme

C)  Niteleyici sözcüklere yer verme

D)  Düşünceyi örneklerle zenginleştirme

E)  Günün belli bir anını yansıtma

 

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

CEVAPLAR

1-D         2-E          3-C         

4-E

5-D         6-E               7-D                        

8-C              

9-D         10-C       11-D      

12-D

 

 

]]>
Anlatım Biçimleri (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/anlatim-bicimleri-4.html Tue, 14 Jan 2014 04:34:14 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3745 ANLATIM BİÇİMLERİ – 8

1. Röportajla öykü arasında kimi benzerlikler vardır. İkisi de yaşamın gerçekleriyle beslenir. Röportajın gerçekliği belgelere, kanıtlara, somut olay ya da olgulara dayanmasından ileri gelir. Öyküde ise bunlar hayal gücüyle yeni bir renk, yeni bir görünüm kazanır. Öte yandan bütün anlatı türleri için geçerli olan dilin güzel ve etkili kullanımı, rö­portaj ve öykü İçin de söz konusudur.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gisi ağır basmaktadır?

A)   Betimleme

B) Karşılaştırma

C) Öyküleme

D) Tanımlama

E) Örneklendirme

(ÖYS 1997)

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soyutlamaya başvurulmuştur.

A) Benim yaptığım iş, uçak kullanmaya benzer. Birçok iyi iş yaparsınız; ama başarısız olduğunuz tek iş sonunuz olur.

B) Nereden bakarsak bakalım, toplumu oluştu­ran bireylerle bir duygu alışverişimiz var. Bu nedenle yollayacağımız her ileti, onlara da uygun gelmelidir.

C) Doğru düşünen bireyler yetiştirmek İçin anadili öğretimine önem vermek gerektiğini hepimiz biliyoruz,

D) Gelişme, toplumsal bilimlerde çok önemli bir kavramdır. Bunun İçin araştırmacılar, gelişme kavramı üzerinde sürekli olarak kafa yormak­tadırlar.

E) Olaylar ve nesneler için söz konusu olan iyi – kötü, güzel – çirkin türünden değer­lendirmelerin her birine değer yargısı denmek­tedir.

(ÖYS 1997)

 

3. Onun öykülerindeki kişilere iğne batırın, batırdığı­nız yerden kıpkırmızı kan sızdığını göreceksiniz.

Burada sözü edilen öykücünün anlatımı için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) Seçkin ve etkili kelimeler kullanmaktadır.

B) Gereksiz benzetmelerden kaçınmaktadır.

C) Mizahi bir anlatıma başvurmaktadır.

D) Varlıkları olduğundan üstün göstermektedir.

E) Kahramanları canlı bir biçimde anlatmaktadır.

(ÖYS 1987)

 

4. Geçmişi Hititlere uzanan Ürgüp’ün taştan yapılmış boz evleri, insanı masallar dünyasının değişik evrenine götürür. Bomboş bozkır, uçsuz bucaksız, yapayalnız uzar gider bu saman sarısı diyarda. Modern heykeller gibi özenle yontulmuş­tur peribacaları ve damlarında duman tüten taş’ evler. Adı, “kaya” anlamına gelen “ur” ile “çok” an­lamına gelen “köp” sözcüklerinin birleşmesinden oluşan Ürgüp, önce peribacaları demekse, sonra taşın güneşle arkadaşlığı, rüzgârla dansı demek. Taş, Ürgüp’te öncelikle mesken demek; yalnızca mağara, kovuk değil, enikonu bir mesken.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Ayrıntılara yer vermeye

B) İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarmaya

C) Düş gücünden yararlanmaya

D) Öznelliğe

E) Tarihsel değerleri örneklerle açıklamaya

(ÖSS 2002)

 

5. (I) Göz alabildiğine uzayıp giden tarlalar su için­deydi. (II) Ova, sanki zümrütten bir denizi andırı­yordu, (III) Boyu bir karışı bulmayan ekinler, bütün ovayı kaplamıştı. (IV) Bugün nasılsa, bulutların arasından şöyle bir yüzünü gösteren güneş, or­talığa yaydığı sıcaklıkla, tarlaların ıslaklığını azda olsa almaya çalışıyordu. (V) Az ileride Büyük Menderes bulanık sularıyla şırıl şırıl akıyordu.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangile­rinde ayrıntılar, birden çok duyu organı aracı­lığıyla seçilebilir?

A) I. ve II.                B) I. ve IV.              C) II. ve III.

D) III. ve IV.               E) IV.ve V.

(ÖYS 1995)

 

6. “Korku bir ruh halidir. İkide bir gelip giden, bizi yoklayan, dengeleyen… Yüreklilik ise büyük kor­kular önünde kendimizi yitirerek yaptığımız atılımdır. Her şeyi göze almak değildir, ölüme, tehlikeye meydan okumak değildir, yapacak başka bir şey olmama halidir.”

Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuş­tur?

A) betimlemeye               B) karşılaştırmaya

C) tanımlamaya               D) tartışmaya

E) örneklendirmeye

(ÖYS 1981)

 

7. Herkes nezle olur ama, herkes saman nezlesi  olmaz.   Acaba niye? İşe polenden başlayalım. Adı, çiçektozu ama, ille de çiçeklerden gelmesi    şart değil. İğde, kayın, gürgen, çınar, kavak gibi ağaçlardan, yapraklardan, otlardan, hatta mantar­lardan da geliyor. Baharla birlikte çiçeklenme   başlayınca soluduğumuz havaya polen dolmaya başlıyor; ağzımıza, burnumuza giriyor.

Bu parçanın  anlatımı  için  aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Gereksiz ayrıntılara yer verilmiştir.

B) Konuşma havası içinde yazılmıştır.

C) Söz oyunları yapmaya özenilmiştir.

D) Değişik örnekler verilerek konu dağıtılmıştır.

E) Terim kullanmaktan kaçınılmıştır,

(ÖSS 1986)

8. Akçakavakların, dişbudakların arasından geçerek yeşil çam ormanına giriyorum. Yoğun bir reçine kokusu duyuyorum. Çevrem yeşilin değişik ton­larıyla donanmış. Az İleride kalın gövdeli, yaşlı bir çam ağacı görüyorum. Altına oturuyorum. Kekik kokuları geliyor burnuma.

Bu parçada ayrıntıların seçiminde hangi du­yulardan yararlanılmıştır?

A) Görme – koklama

B) Koklama – işitme

C) İşitme-dokunma

D) Koklama – dokunma

E) Görme – işitme

(ÖYS 1991)

 

9. Sofraya hep birlikte otururduk. Tahtadan, yuvarlak bir yer sofrasına, ayaklarımızı altımıza alıp yan oturarak yaklaşırdık. Sofra örtüsünü dizlerimizin üzerine çekerdik. Babam bağdaş kurarak baş köşede otururdu. Beni sağına, kız kardeşimi de soluna alırdı. Karşısında annem otururdu. Babam, yemeğe başlamadan içimizden biri yanılıp da yemeğe uzanacak olursa, hiç acı­madan kaşığının tersini, uzanan elin sırtına in­dirirdi.

Bu    parçanın    anlatımında    aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?

A) Betimleme – öyküleme

B) Öyküleme – örnek verme

C) Betimleme – açıklama

D)Açıklama – öyküleme

E) Açıklama – örnek verme

(ÖSS 1997)

 

10. Yaklaşık otuz beş yıl öncesine kadar kimsenin ondan haberi yoktu. Kayıp bir kent değildi. Unutulmuştu yalnızca. Sırtını yasladığı dağın dik yamaçlarında, toprak altında bulunan bu kentten Avrupalı gezginler bir iki satır da olsa söz etmişlerdi. 19. yüzyılda yapılan bilimsel bir yüzey araştırmasında da kimliği belirlenmişti. Ama bu silik İzlerin peşine pek kimse düşmedi. Uzun aralıklarla gerçekleştirilen bir iki ziyaret, gözlem…  Sonrası derin bir sessizlik… Ta ki 1970 yılında yeniden keşfedilene dek.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Öykülemeye

B) Kişileştirmeye

C) Eksiltili cümlelere

D) Nesnel verilere

E) Abartmaya

(ÖSS 2004) 

11. Çalışmalarımız sonuç verdi. Neler mi oldu? Ot bit­meyen bozkırlar, ipek gibi yumuşak topraklı ovalara dönüştü. Tarlalar, arı kovanları gibi uğul­damaya başladı. Toprağın derinliklerinde uyuyan sular yeryüzüne çıkarıldı. Kova kova süt veren in­ekler, kovan kovan bal veren arılar yetiştirildi. Sofraları, el ele verilerek üretilen yiyecekler süsledi.

Bu   parçanın   anlatımında   aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Benzetme sanatından yararlanma

B) Öykülemeye başvurma

C) Yinelemelere yer verme

D) Betimleme yapma

E) Tanık gösterme

(ÖSS 2003)

 CEVAPLAR

1.B 4.E 7.B 10.E
2.A 5.E 8.A 11.E
3.E 6.C 9.A  

 

]]>
Anlatım Biçimleri – 2 (Soru Bankası – Testler) https://dersimizedebiyat.org/anlatim-bicimleri-2.html Fri, 10 Jan 2014 23:23:58 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=551 ANLATIM BİÇİMLERİ – 2

1. “Düşünceyi duyguyu, olayı yazı ile anlatmaya yazma diyoruz. Yazma konuşma gibi bir anlatım yoludur. Ancak ondan ayrı beceriler de gerektirir. Öğrencilerin bir konuda istenileni uygun bir biçim­de yazması, onların konuşma ve düşünce yetileri­ne bağlıdır. Bu yönden yazma çalışmalarını ko­nuşmalara bağlama yazılı anlatma etkinliklerinin çıkış noktası olacaktır. Çünkü öğrencilerin okul içi ve okul dışı hayatlarında ilk başvurdukları anlaşma aracı konuşmadır.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gilerine başvurulmuştur?

A)   Açıklama – Öyküleme

B)   Açıklama-Tanımlama

C)   Öyküleme-Tanımlama

D)  Öyküleme – Betimleme

E)   Betimleme – Tartışma

2. Beyaz badanalı demir kapılı evlerin önünden geçerek köyün kenarındaki evlerden birine geldik. Burası uzun kavak ağaçlarının bulunduğu, kenar­ları taşlarla örülmüş, bahçesinde tavukların, horoz­ların gezindiği, kırmızı kiremitli, eski bir evdi. Biz, arabadan iner inmez boz bir köpek bize saldırdı. Elime büyük bir taş aldım köpeğe fırlatacaktım ki amcamın hanımı evin kapısında göründü.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gisinde verilenlerden yararlanılmıştır?

A)   Betimleme-Açıklama

B)   Açıklama – Öyküleme

C)   Öyküleme – Betimleme

D)   Örnekleme – Açıklama

E)   Öyküleme – Örnekleme

3. Yağmur sabahleyin kesilmişti. Ova çamurdu. Ama şimdi dağa tırmanıyorlardı. Bastıkları yer küçücük taşlıydı. Taşlar ayaklarının altında kayıyordu. Hava çürük ağaç, çiçek, ot kokuyordu. Gökteki yıldızlar iri iri… Her birinin yöresini aydınlık bir halka çevir­miş.. Bir kuş vardır oğlak gibi meler, işte arada bir de o meliyordu. Biraz daha yukarılara çıkınca bir yusufçuk kuşu öttü. “Yusuuuuufcuuuuuuk!” yukarı­lara çıktıkça hava daha da soğuyordu.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki duyu or­ganlarının hangisinden yararlanılmamıştır?

A)  İşitme                            B)  Görme

C)  Dokunma                      D)  Koklama

E) Tat alma

4. “Sanat, sanat içindir.” Görüşünü savunuyorlar bazı sanatçılarımız. Tamam, sanatı sanat için yapalım. Ama sanat halka hitap etmedikten sonra, milleti yükseltmedikten sonra, dertlere çare bulmadıktan sonra ne işe yarar? Sanat toplum için yapılmalıdır ki sanatın bir işlevi olsun. Sanat halk için yapılsın ki yeni fikirler içinde yoğrulmuş nesiller yetiştirelim.

Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Tartışma                        B)  Öyküleme

C) Açıklama                       D) Betimleme

E)  Karşılaştırma

5. Safveti Ziya’nın “Salon Köşelerinde” romanını okudum. Kitabın iç kapağındaki nottan beş bin (hayli çok) sattığını öğreniyoruz. Dizgi hatalarını saymazsak kapağıyla, baskısının temizliğiyle pırıl pırıl cicibici bir kitap. Ama içerik diye bir şey göre­medim. Eser hiç de inandırıcı değil. Batı hayranlığı kokan bu kitap gerçekten çok iyi satmış. Ali Bey “Kitaplar da kadınlar gibidir, çoğu zaman en de­ğersizinin elbisesi kıymetli olur.” Derken gerçekten çok doğru söylemiş. Bu kitabı da sattıran kapağı­dır, baskısının temizliğidir; yoksa kitabın içeriğinde özgünlük diye bir şey yok.

Paragrafta   düşünceyi   geliştirme   yollarından hangisine başvurulmuştur?

A) Tanık gösterme            B)  Örnekleme

C) Tanımlama                    D)  Karşılaştırma

E) Öyküleme

6. Sanat Allah vergisidir diyorlar. Sanatı sadece Allah vergisi sayanlar çalışmanın gücüne inanmayanlar­dır. İnsan ter dökmeden ortaya güzel eserler ko­yamaz. Elbette sanatta ilham yoktur demiyoruz; ama sanat sadece ilhamdır dersek bu da yanlış olur. “Sanatın yüzde doksanı ter, ancak yüzde onu ilhamdır.” diyen Mehmet Akif’e katılmamak elde değil. Sanatçı eserini oluştururken eserine az ya da çok emek vermiştir, o eser için ter dökmüştür.

Bu parçada kullanılan anlatım biçimi ve dü­şünceyi geliştirme yolu aşağıdakilerden hangi­sidir?

A)   Öyküleme – Karşılaştırma

B)  Açıklama – Örnekleme

C)   Tartışma – Tanık gösterme

D)  Açıklama – Tanık gösterme

E)   Açıklama – Tartışma

7. Hangi yönden geldikleri belirsiz, ala kanatlı, ulu kepezli, turuncu boyunlu, turuncu gövdeli küme küme hüthütler geldiler, pencerenin önünden geç­tiler. Hüthütlerin sonu bir türlü gelmiyordu. Küme küme geliyor, ceviz ağaçlarına konuyor, ağarlar tu­runcuya kesiyordu. Ebabil kuşları, sakalar, öteki küçük renk renk kuşlar, sert bir yele kapılmışlar gi­bi oradan oraya çavıyorlardı.

Bu paragraf için aşağıdakilerden hangisi söy­lenemez?

A)   Görsel ayrıntılara önem verilmiştir.

B)   Sıfatlardan yararlanılmıştır.

C)   Betimleme-Öyküleme paragrafıdır.

D)  Anlatımı sadedir.

E)   İşitsel öğelere yer verilmiştir.

8. Hıdır’ın keyfine diyecek yoktu. Kah İstanbul’dan gelen oyuncaklara koşuyor, kah elindeki mikrofon­la kendisini sıkıştıran kısa saçlı kıza pas veriyordu. Sekiz yıllık ömründe Hıdır köyünde ilk kez böyle bir kalabalık görüyordu.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gisi ağır basmaktadır?

A) Açıklama                        B)  Betimleme

C) Tartışma                        D)  Öyküleme

E)  Tanımlama

9. Röportaj, bir gazetecinin herhangi bir yeri, bir kurumu gezerek orada gördüklerini kendi görüşle­riyle birleştirerek gazetesinde yazmasıdır. Bir sa­nat değeri taşıyan bu yazılar çok defa resimlidir. Röportaj yazarı, gördüklerinin resimlerini de çeke­rek yazısıyla birlikte gazetede veya dergide çık­masını sağlar. Röportajı son yüzyılda gazeteciliğin ortaya çıkardığı, her gün biraz daha gelişen yep­yeni bir yazı türü sayabiliriz.

Bu parçada düşünceyi geliştirmek için aşağı­dakilerden hangisine başvurulmuştur?

A)  Betimleme                    B)  Açıklama

C)  Karşılaştırma                D) Örneklendirme

E) Tanımlama

10. Yeniden bir lise öğrencisi olsaydım, eskiden yaptı­ğım gibi vaktimin hepsini çalışmaya vermezdim. Derslerime yeterince zaman ayırır bu zamanda başka şeylerle uğraşmayıp hep dersin hakkını ve­rerek çalışırdım. Kendim de içinde olmak üzere, tanıdığım öğrencilerin çoğu ders çalışmak için ayırdığı zamanın büyük bir kısmını çalışmayarak çalışmaya hazırlanmakla geçirirler. Bu parçada kullanılan düşünceyi geliştirme yolu aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Karşılaştırma                B)  Örnekleme

C) Tanık gösterme            D) Tartışma

E) Tanımlama

11. Kış gecelerinde gaz lambasının aydınlattığı küçü­cük odada kuluçkadan yeni çıkmış civcivler gibi anamın etrafında toplanır, masal anlatmasını is­terdik. Bazen masal anlatır, bazen de okul sırala­rında ezberlediği şiirleri okurdu bize. Anamın şiirle­rinin tek konusu vardı: Atatürk. Bu şiirleri biz de ezberlerdik. Bir de ilkokul kitaplarımızda yer aldı­ğını hayal meyal hatırladığım Ana Sevgisi başlıklı bir şiir vardı. Onu da ezberletmişti. Eve gelenlere ne kadar zeki çocuk olduğumu göstermek için an­nem bir bahane bulur, o şiirleri okuturdu. Aferin demeye zaten hazır olan teyzelerden, amcalardan sürekli aferin alırdım.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gisi ağır basmaktadır?

A)  Betimleme                     B)  Öyküleme

C) Açıklama                       D) Tanımlama

E)  Örnekleme

12. Türkiye garip olaylarla dolu bir ülke. Hani “Ağla-sam mı gülsem mi?” deriz ya işte Öyle bir şey. ASKİ’den bir doktor erkeklere kürtaj, kadınlara prostat raporu veriyor. Yetmiyor, mantar hastalığı için karın röntgeni, soğuk algınlığı için beyin to­mografisi çekilmesini istiyor. İstanbul’da bir okul müdürü kayıt parası ödemeyen gariban çocuklar için “sürgün sınıfı” kuruyor.

Yukarıdaki    paragrafta   düşünceyi   geliştirme yollarından hangisi ağır basmaktadır?

A)   Örnekleme

B)   Karşılaştırma

C)   Tanık gösterme

D)   İlişki kurma

E)   Sayısal verilerden yararlanma.

CEVAPLAR

1  B 4  A 7  D 10  A
2  C 5  A 8  D 11  B
3  E 6  C 9  E 12  A

 

]]>
Anlatım Biçimleri – 1 (Soru Bankası – Testler) https://dersimizedebiyat.org/anlatim-bicimleri-1.html Fri, 10 Jan 2014 23:16:18 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=542 ANLATIM BİÇİMLERİ – 1

1. Avcılar bıçaklarını kurdun böğrüne saplıyor, vücu­dunu delik deşik ediyorlar. Kurt, etine kabzasına kadar saplanmış bıçaklarla kanlar içinde avcılara bakıyor. Avcılar elleri tetikte etrafını sarıyorlar. Kurt ağzından akan kanları diliyle yalıyor. Avcılara bir defa daha bakıyor. Nihayet öldürüldüğünü bilmeye tenezzül etmeksizin iri gözlerini kapıyor. Hiç ses çıkarmadan ölüyor.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gisi ağır basmaktadır?

A) Açıklama                       B)  Betimleme

C) Öyküleme                     D) Tartışma

E)  Benzetme

 2. Üstleri ağır kokulu mersin ağaçlarıyla kaplı tepeler geçildikten sonra kayalar birdenbire başlar. İnsan birden ürker. Kayalarla birlikte çam ağaçları da başlar. İlk çamlar geçildikten sonra gene düzlükle­re varılır. Bu düzlükler boz topraktır. Verimsiz, kı­raç… Buralardan Toros’un karlı dorukları yanın­daymış, elini uzatsan tutacakmışsın gibi gözükür.

Bu   parçanın   anlatım   biçimi   aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Örnekleme                    B)  Öyküleme

C) Tartışma                        D)  Betimleme

E)  Açıklama

3. Aşk, kalabalık şuur hallerinin toplu halde şuura yaptıkları baskındır. Aşkın seli altında ruhta ne he­sap kalır, ne menfaat fikri, ne de kin. Ölçüler he­saplar ve planlar aşk tufanında silinen tarla ve bahçe sınırları gibi, eriyip giderler. Fuzuli’nin diliyle “Öyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir.” Sözü aşkın tam ifadesidir. Gerçekten de aşkın dünyasında sevinç ve keder, zaman ve mekan, kayıp ve kazanç denen şeyler yoktur.

Bu paragrafın anlatımında aşağıdakilerden hangileri kullanılmıştır?

A)   Açıklama – Örnekleme

B)   Örnekleme – Tanımlama

C)  Tanımlama – Tanık gösterme

D)  Tanık gösterme – Karşılaştırma

E)   Tartışma – Tanımlama

4. Çocuk masaya elleri dayalı, uyuklar gibi duran ölüyü izledi. Onu uyuyor sanıyordu. İçerde ağır bir ilaç kokusu vardı. Radyoda Selda Bağcan’ın “Dön gel bir tanem” şarkısı çalıyordu. Çocuk, ölüyü o-muzlarından tuttu. Dudaklarını soğumaya başla­mış yanaklara sürdüğü zaman ürperdi. Annesi öl­müştü. Sarıldı. Onu kendi yatağına götürdü. Yor­ganı üstlerine çekti. Soğumaya başlayan vücudu ısıtmaya çalıştı. Vücudunu, yaşamını bu soğuk in-sana-annesine- aşılamaya uğraştı.

Paragrafın anlatımında aşağıdakilerin hangi­sinden yararlanılmamıştır?

A)   Öyküleyici anlatımdan

B)   Dokunma duyusundan

C)   Gözlemden

D)   işitme duyusundan

E)   Tatma duyusundan

5. insan hayatında olan veya olması ihtimali bulunan olayları belli bir hacim içinde anlatan yazılara hika­ye diyoruz. Modern hikayede olaydan çok, insanın belli bir zaman dilimindeki durumu ön plana çıkarı­lır. Hikaye yazarları ve bazı eleştirmenler tarafın­dan hikaye karşılığı olarak öykü de kullanılmakta­dır. Klasik hikaye yazanlarda olay ön plandadır.

Bu parçada düşünceyi geliştirmek için aşağı­dakilerden hangisine başvurulmuştur?

A)   Açıklama – Örnekleme

B)   Tanımlama – Tartışma

C)   Karşılaştırma – Örnekleme

D)  Tanımlama – Karşılaştırma

E)   Tanık gösterme – Karşılaştırma

 6. Saçları güneşten sapsarı olmuş, burnuyla yanakla­rı yara izleriyle dolu. Kirpiklerinin altındaki gülen ela gözleri öyle güzel ki… Yüzüne sarı kırmızı bo­yalarla GS yazmış. Yakası önlüğünün omzundan sarkıyor. Ona bakınca gülesim geliyor. Yanına gi­dip “adın ne senin” diye soruyorum. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gilerine başvurulmuştur?

A)   Açıklama – Tanımlama

B)   Öyküleme – Tanımlama

C)   Açıklama – Öyküleme

D)   Öyküleme – Betimleme

E)   Tartışma – Örnekleme

7.      Aşağıdakilerden  hangisinde verilen  dizelerde düşsel öğeler yoktur?

A)   Soğuk sularından içtim, serinledim

Çağlayan bir nehrin sesini dinledim

B)   Ölecek miyim, tam da söyleyecek çağımda

Söylenmedik cümlenin hasreti dudağımda

C)   Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim

Minicik gövdeme yüklü Kaf Dağı

D)   Boşuna gezmişim, yok tabiatta

İçimdeki kadar iniş ve çıkış

E)   Sanki burnum değdi, burnuna yokun

Kustum, öz ağzımdan kafatasımı

8. Özel okullar ve bazı devlet okulları öğrencilerinin klasik önlük yerine özel formalar giymesini istiyor, işin ilginci veliler bu süslü püslü kıyafetleri istedik­leri yerden de alamıyor. Okul aile birlikleri tarafın­dan gösterilen yere gitmek zorundalar. Kurulan tezgah ortada. Kılık-kıyafet konusunda reforma gitmenin zamanı gelmedi mi? Bizim öğrencilerimi­zin de tek tip elbiseden kurtulmalarının zamanı gelmiştir artık. Velilerimiz de kucak dolusu para ödemekten kurtulmalıdır.

Paragraftaki   anlatım   biçimi   aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Örnekleme                    B)  Karşılaştırma

C) Tartışma                       D)  Öyküleme

E) Açıklama

9. Dimitri ve İvan tahta bir masanın başında çay içiyorlardı, portakal kokuluydu, masada bir sema­ver duruyordu ve yeşil, çini bir sobadan odaya bir düş sıcaklığı yayılıyordu, dışarıda lacivert bir ak­şam iniyordu, kar yağıyordu ve saçlarına siyah şal atılı bir kadın bir aynanın derinliğinde ilk kez ken­disini görüyordu. Ve öyle göründüğü halde hiç de öyle olmadığını fark ediyordu. Aynanın içindeki kadın kendisinin kendi zannettiği gibi olmadığını fark ederken aniden bir rüzgar esiyor ve karpuzu buzlu lambanın içinde alev küçülüyordu.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gisi yoktur?

A)   Görsel öğelere yer verme.

B)   Niteleme sıfatlarından yararlanma.

C)  Öyküleyici bir anlatım kullanma.

D)   İşitsel öğelere yer verme.

E)   Koklama duyusuna yer verme.

10. Doğru yoldan sapan kişi, sadece yakınlarına değil, yaşadığı çevreye de zarar verir. Bir kötünün yedi mahalleye zararı dokunur, demiş atalarımız. Bilinç­li ve istenilen biçimde davranmayan insanların su­çu, bazen bir topluluğu hatta bir milleti zan altında bırakabilir. Böyle insanlar toplumun yüz karasıdır. Toplumun bu lekeden hemen temizlenmesi gere­kir.

Bu   parçada   kullanılan   düşünceyi   geliştirme yolu aşağıdakilerden hangisidir?

A)  Öyküleme              B)  Tanık gösterme       C) Karşılaştırma

D) Örnekleme             E) Açıklama

11. Hikayeyi bir bakıma romanın kısa bir bölümü olarak da düşünebiliriz. Hemen hemen her iki tür de aynı tekniği kullanır. Ancak, hikayede derin ruh tahlillerine girilmez. Hayattan alınan bir kesit yoğunlaştırılır. Hikayede söz konusu edilen kişiler azdır. Bir tek insan bile hikayenin varlığı için yeter­lidir. Derin ruh tahlilleri, hayat safhalarının genişçe anlatılması romanın özelliklerindendir.

Paragrafta düşünceyi geliştirmek için aşağıda­kilerden hangisine özellikle başvurulmuştur?

A)  Tanık gösterme            B) Alıntılama

C) Karşılaştırma                D) Örnekleme

E) Tanımlama

12. Siyasetçiler dünyanın hiçbir yerinde halkın güven duyduğu insanlar değil. GALLUP ile İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin ortak girişimi olan dev araştırma, dünya halklarının yüzde 33’ünün dini liderlere, yüzde 26’sının asker, polis ve gazetecilere güven­diklerini; fakat siyasetçilere güven oranının yüzde 13’te kaldığını ortaya koydu. Yukarıdaki parçada düşünceyi geliştirme yolla­rından hangisine başvurulmuştur?

A)   Örnekleme

B)   Tanımlama

C)  Sayısal Verilerden Yararlanma

D)   Açıklama

E)   Karşılaştırma

CEVAPLAR

1.  C 4.  E 7.  A 10.  B
2.  D 5.  D 8.  C 11.  C
3.  C 6.  D 9.  D 12.  C

 

]]>