Yazarın herhangi bir konuda kendi kendisi ile konuşuyormuş gibi yazdığı kesin hükümlere varmadan samimi bir üslupla oluşturduğu yazılara deneme denir.
Asla bir şey kanıtlama iddiası yoktur.
Temel anlamda insan doğallığına dayanan eserlerdir.
Denemeler toplumsal konulardan daha çok kişisel konulara, soyut dünyalara ve iç hesaplaşmalara daha yakındır. Bu yönüyle fıkra türünden ayrılır.
Fıkralar toplumsal konulara kişisel yaklaşımlar getirirken deneme iç dünyanın samimi itirafı gibidir.
Deneme her konuda yazılabilir.
Öğretici ve düşünsel yanı da vardır.
Makale gibi düşünsel planla yazılır. Fakat makaleden kısa yazılardır.
Yazar bilimselden çok kişisel görüşü denemede açıklar, yazarın okuyucuyu kendisi gibi düşündürme kaygısı yoktur.
Günübirlik yazılardır, en beğenileni bile birkaç gün sonra unutulur.
Deneme, derin düşünceden çok kişinin kendi dışındaki nesnelerle herhangi bir konuda gerçek ya da hayali olarak girdiği diyalogun ürünüdür.
Deneme; dilinde çeşitli bilim, felsefe ve sanat dallarına ait terimlere yer vermez. Denemede halk dili kullanılır.
Denemede bilimsel yazılardaki kuruluk ve şematiklik bulunmaz.
Düşünce şiirsel, akıcı, samimi bir üslûpla sunulur.
Deneme, Avrupa edebiyatında Fransız Montaigne ile başladı.
Türk edebiyatında ise Tanzimat sonrasında özellikle de Servetifünun Dönemi’nde karşımıza çıkar.
Deneme, asıl gelişimini Cumhuriyet Dönemi’nde gerçekleştirir.
Deneme türünde Dünya edebiyatında Montaigne bu türün babası sayılır. Bizim edebiyatımızda deneme türünde ilk eser: Ahmet Haşim’in yazdığı “Gurubahane-i Laklakan” ve “Bize Göre” dir.
Ahmet Haşim: Bize Göre, Gurebahane-i Laklakan
Refik Halit Karay: Bir Avuç Saçma. Bir İçim Su, İlk Adım, Üç Nesil Üç Hayat. Makyajlı Kadın. Tanrıya Şikâyet
Falih Rıfkı Atay: Eski Saat, Niçin Kurtulmak, Çile, İnanç, Pazar Konuşmaları, Kurtuluş. Bayrak
Mahmut Sadık: Takvimden Yapraklar
]]>Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düşünce merkezli düz yazı türüne deneme denir.
Denemede yazar, duygu ve düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmeden senli benli bir dille ifade eder. Deneme, içten bir üslupla yazılır. Yazar kendisiyle konuşuyormuş gibi bir anlatım kullanır. Bu yüzden yazar, denemede “ben” sözcüğünü sıkça kullanır. Nurullah Ataç “Deneme, ‘ben’in ülkesidir.” der.
Denemede daha çok, evrensel düşünceler ele alınmakla birlikte konu sınırlaması yoktur. Hemen her konu denemede işlenir. Denemelerde konu derinlemesine işlenmez.Denemede yazarın duyguları, düşünceleri, dünya görüşü ön plandadır, konuya yaklaşımı özneldir. Bunun sonucu olarak deneme yazarı ele aldığı konuyu, kendine özgü bir yaklaşımla işler. Kendi görüş ve düşüncelerini başka yazarların sözleriyle destekleyebilir.
Deneme Türünün Tarihsel Gelişimi
Deneme Batı edebiyatında ortaya çıkmış bir türdür. Montaigne deneme türünün ilk temsilcisi ve bu türün isim babasıdır. İngiliz yazar Bacon da önemli bir deneme yazarıdır.
Yazınsal anlamdaki deneme, 18. yüzyılda önemli bir gelişme göstermiştir. Daha sonra özellikle romantizm akımından (19. yüzyıl) bu yana yaygınlaşarak, çağdaş edebiyatın en önemli türlerinden biri hâline gelmiştir.
Türk edebiyatında modern anlamda deneme, Tanzimat döneminde ortaya çıkmıştır. Tanzimat edebiyatında ve daha sonraki dönemlerde gazete ve dergilerde deneme benzeri yazılar kaleme alınmıştır.
Türk edebiyatında deneme türünde verilmiş pek çok eser vardır. Özellikle Cumhuriyet döneminde yazarlar denemeye özel bir önem vermişlerdir. Nurullah Ataç denemeyi bağımsız bir tür olarak ele almış ve bu türde kitaplar yayımlamıştır.
Edebiyatımızda bu türde eser vermiş yazarlar ve eserleri:
Nurullah Ataç, Günlerin Getirdiği;
Ahmet Hamdi Tanpınar, Yaşadığım Gibi;
Sabahattin Eyuboğlu, Sanat Üzerine Denemeler;
Suut Kemal Yetkin, Düş‘ün Payı;
Melih Cevdet Anday, Konuşarak;
Mehmet Kaplan, Nesillerin Ruhu,
Nermi Uygur, Güneşle;
Salah Birsel, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi
]]>* Deneme alanında önemli eserler vermiştir.
* Türkçenin sadeleşmesi için çok uğraşmıştır.
* Eserlerinde ısrarla devrik cümleler kullanmıştır.
* Eserleri: Günlerin Getirdiği, Karalama Defteri, Sözden Söze, Diyelim, Söz Arasında, Günce Açarken..
*Edebiyatımızda deneme ve eleştiriyle tanınmıştır.
*Sanat, estetik, resim, felsefe konularında eser verdi ve birçok dergide bu konularda yazılar yazdı.
*Sanat ve edebiyat konuları üzerinde özel görüşleriyle, düşüncelerini, kesin yargılara, kurallara bağlanmaksızın duygulu bir biçimde belirtir.
*Açık ve özlü bir anlatımı vardır.
Denemeleri: Düş’ün Payı, Yokuşa Doğru, Denemeler, Edebiyat Konuşmaları , Edebiyat Üzerine Çeviriler, Andre Gide’den çevirdiği “Seçme Yazılar” , Calvet’ten çevirdiği “Dünya Edebiyatının Ölmeyen Üç Tipi :Hamlet-Don Kişot-Faust”
*1919’da Balıkesir’in Bandırma ilçesinde doğdu. 1999 yılında İstanbul’da yaşamını yitirdi.
*İlk şiirleri 1937’de “Gündüz” dergisinde yayınlandı.
*Şiirleri öncelikle zekaya, ince alaya dayanan yergi ağırlıklı şiirler.
*Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendine göre yorumlayarak uzaktan izledi.
*Şiirlerinde halk şiirine yaklaşan bir söyleyiş yöntemine ulaştı.
*Yalın üslubu, hoşgörülü konu seçimleri ve ince alaylı yaklaşımıyla, kendine özgü farklı bir yerde bulundu.
*Asıl ününü 1970’lerde peş peşe yayınlanan “denemelerle” kazandı.
*Günlük konuşma dilinde pek az bilinen sözcük ve deyimlerden başka, kendi yarattığı ilginç deyişleri de sıkça kullandığı ve anlatımına egemen kıldığı alaycı tavrıyla bu denemelerde özgün bir üslup yarattı.
*1990’larda büyük bir coşkuyla tekrar şiire döndü. İroni ve humor özellikleri taşıyan şiirleriyle modern şiirimizi tema ve dil bakımından demokratlaştırdı, geliştirdi.
Şiir: Dünya İşleri, Hacivat’ın Karısı, Ases, Kikirikname, Haydar Haydar, Köçekçeler, Bütün Şiirleri, Varduman,Yalelli, İnce Donanma, Rumba da Rumba, Yaşama Sevinci, Çarleston, Baş ve Ayak, Sevdim Seni Ey İnsan
DENEME, ELEŞTİRİ, GÜNLÜK: Şiirin İlkeleri, Günlük, Sev Beni Sev, Kendimle Konuşmalar, Şiir ve Cinayet, Kahveler Kitabı, A Beyoğlu Vah Beyoğlu, Kuşları Örtünmek, Kurutulmuş Felsefe Bahçesi, Boğaziçi Şıngır Mıngır, Halley Kimi Kurtarır, Paf ve Puf, Hacivat Günlüğü, Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi, Amerikalı Tolstoy, İstanbul-Paris, Bir Zavallı Sarı At, Yapıştırma Bıyık, Şişedeki Zenci, Asansör, Kediler, Aynalar Günlüğü, Seyirci Sahneye Çıkıyor, Bay Sessizlik, Nezleli Karga, Yaşlılık Günlüğü, Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde, Gece Mavisi, Papağanname, Yanlış Parmak
Roman: Dört Köşeli İnsan
İnceleme: Fransız Resminde İzlenimcilik, Goethe
*Yazar ve mütercim. 12 Aralık 1916’da Hatay Reyhanlı’da doğdu.
*1955’de gözlerindeki miyobunun artması sonucu görmez oldu, ama olağan üstü çalışma ve üretme temposu düşmedi.
*Cemil Meriç`in ilk yazısı Hatay`da Yeni Gün Gazetesi`nde çıktı. Sonra Yirminci Asır, Yeni İnsan, Türk Edebiyatı, Yeni Devir, Pınar, Doğuş ve Edebiyat dergilerinde yazılar yazdı. Hisar dergisinde “Fildisi Kuleden” başlığıyla sürekli denemeler yazdı.
*Meriç, gençlik yıllarında Fransızcadan tercümeye başladı. Hanore de Balzac ve Victor Hugo`dan yaptığı tercümelerle kuvvetli bir mütercim olduğunu gösterdi.
*Batı medeniyetinin temelini araştırdı. Dil meseleleri üzerinde önemle durdu. Dilin, bir milletin özü olduğunu savundu ve sansüre, anarşik edebiyata şiddetle çattı. Eserleri
İnceleme: Hind Edebiyatı, Saint Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist, Bu Ülke, Umrândan Uygarlığa, Bir Dünyanın Eşiğinde, Işık Doğudan Gelir, Kültürden İrfana
Deneme : Mağaradakiler, Bu Ülke
Günlük: Jurnal
Diğer Kitapları: Kırk Ambar, Bir Facianın Hikayesi, Sosyoloji Notları ve Konferanslar
*Eyüboğlu 1930’lardan itibaren yazmaya başlamış, Hakimiyet-i Milliye ve Tan gibi gazetelerde, Kültür Haftası, İnsan, Varlık gibi dergilerde yazıları yayınlanmıştır.
*Kendi denemeleri ve ünlü Montaigne ve Ömer Hayyam çevirilerinin yanısıra Vedat Günyol ile birlikte birçok ünlü yazardan çeviriler yaptılar.
*Yeni Ufuklar dergisinde yazdı. Vedat Günyol’la Babeuf’tan çevirdikleri Devrim Yazıları toplatıldı.
*Sabahattin Eyüboğlu çok geniş bir konular alanı üzerinde yazılar yazmış, günümüzde de referans kabul edilen çeviriler gerçekleştirmiş, bu arada kısa metrajlı filmler de yapmıştır.
Deneme – inceleme:Avrupa Resminde Gerçeklik Duygusu, Fatih Albümüne Bakış, Mavi ve Kara, Yunus Emre’ye Selam, Yunus Emre, Sanat Üzerine Denemeler, Pir Sultan Abdal, Köy Enstitüleri Üzerine
*Fıkra, makale, anı, gezi ve sohbet türlerinde özlü yazılarıyla tanındı.
*Birinci dünya savaşına katıldı ve yazılarıyla kurtuluş savaşını destekledi.
*Falih Rıfkı, Atatürk devrimlerini koruma gibi toplumsal ve güncel konuları da kullanarak fikir ve siyaset hayatımıza batılılaşma çabalarına yön verdi.
*Eserlerinde yalın ve duru bir anlatım vardır.
*Cumhuriyetten sonra oluşan Türk seyahat edebiyatının oluşmasında önemli bir rolü vardır.
*Gazetecidir, birçok gazetede çalışmıştır.
Gezi: Denizaşırı, Yeni Rusya, Bizim Akdeniz, Tuna Kıyıları,Yolcu Defteri
Anı: Ateş ve Güneş, Zeytindağı, Atatürk’ün Bana Anlattıkları, Çankaya
Fıkra: Eski Saat, Akşam
NOT: Politikayla ilgili makale, anı ve hatıralarını topladığı Niçin Kurtulmamak, Batış Yılları, Çile gibi eserlerinin yanında “roman” adlı bir denemesi vardır
*Tezatların şaşırtıcı havasından , ilginç kıyaslamalardan, orijinal buluşlardan, geniş tarih kültüründen beslenen anlatımı ile gezi türününde ilk güzel örneklerini verdi.
“Tuna’dan Batı’ya ,1935” ve “Yurttan yazılar,1943” . Onun bir büyük çalışması da Batı kültür ve sanatını oluşturan şair ve yazarların yaşamlarını ve sanatlarını ,Türk edebiyatı ile kıyaslayarak anlattiyatı ve Biz”adlı iki büyük ciltlik eseri oldu.Atatürk’le ilgili anılarını “O Zamanlar,1936” Atatürk’ün kişiliğini ve devrimlerini değerlendiren yazılarını da “Atatürk için 1939” adlı eserinde topladı.Bilgi ile sanatı ustaca kaynaştıran bir yazar olarak ün yaptı.
Eserleri: Dil Davası, Türk Tecettüt Edebiyatı Tarihi, Edebi Yeniliğimiz, Tanzimattan Beri, Tuna’dan Batı’ya, O Zamanlar, Atatürk İçin, Avrupa Edebiyatı ve Biz, Edebiyat Bilgileri, Yurttan Yazılar, Türk Güreşi, Mevlana, Yunus Emre, Yurttan Yazılar, Carablus Köprüsü
*Diyorlar ki, Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat, Geçmiş Günler, Ayrıntılar, Damla Damla, Boğaziçi Yakında, Atatürk’ün Hastalığı
*Kadro dergisinin yazı kurulunda yer alan Şevket Süreyya, bu dönemdeki siyasal ve ekonomik görüşlerini İnkılap ve Kadro adlı kitabında dile getirdi.
*Toprak Uyanırsa adlı romanında bir Anadolu köyünün bir aydının öncülüğüyle kalkınması hikaye ediliyordu.
*Tek Adam Mustafa Kemal, İkinci Adam İsmet İnönü’nün hayat hikayesi Menderes’in dramı
*Makedonya’dan, Orta Asya ya Enver Paşa adlı biyografi eserleri, kahramanlarının ayrıntılı hayat hikayeleriyle birlikte Birinci Meşrutiyetten günümüze kadar Türk toplumunun geçirdiği değişmeleri ve yaşanan olayları dile getirir.
*Cumhuriyet gazetesinde makaleleri düzenli olarak yayımlanan Aydemir, İhtilalın Mantığı adlı eserinde, toplumda yapı değişikliklerini, Türkiye’deki devrim ve ihtilal hareketlerini inceler.
Eserleri: Tek Adam, İkinci Adam, Makedonya’dan Ortaasya’ya Enver Paşa, Suyu Arayan Adam, Menderes’in Dramı, İnkılap ve Kadro, Lenin ve Leninizm, Cihan İktisiyadında Türkiye, İktisad Mücadelesinde Köy Muallimi (makale) Halk İçin İktisad Bilgisi (makale) Türkiye Ekonomisi (inceleme-araştırma Ders Kitabı) Toprak Uyanırsa (roman) İhtilalın Mantığı (inceleme) Kahramanlar Doğmalıydı (roman) Kırmızı Mektuplar ve Son Yazılar (mektup – makale) Lider ve Demagog
Rado Eserleri: Hayat Böyledir,Tatlı Dil, Aile Sohbetleri, Saadet Yolu, Eşref Saati, Ümit Dünyası, 50. yılında Sovyet Rusya, Amerikan Rüyası, Türk Matbaacılık Tarihi, Türk Hattatları
]]>Bir yazarın özgürce seçtiği herhangi bir konu üzerinde kesin yargılara varmadan, kişisel görüş ve düşüncelerini serbestçe anlattığı yazılara deneme denir.
Kendisinden önce benzeri yazılar yazılmış olmakla birlikte 16. yüzyılda deneme kavramını ilk kez kullanan Fransız yazarı Montaigne ‘dir. Denemeler adını verdiği yazıları, bir edebiyat türünün adı olmakla kalmamış, benzerlerinin de yazılmasına yol açmıştır.
Konularına ve Yazılış Amaçlarına Göre Denemeler;
Klasik deneme,
Edebî deneme,
Felsefî deneme,
Eleştirel deneme olmak üzere gruplandırılır.
Denemelerde kişisel düşünce yer alır. Söylenenlerin kanıtlanmasına ihtiyaç duyulmaz. Denemelerde ele alınan konular, kesin sonuçlara bağlanmaz. Makalelerde ise bilgi vermek, bir fikri açıklamak ön plandadır. Düşünce yönü ağır basar; kanıtlamaya ve açıklamaya dayanır. Kesin bir sonuca ulaşmak hedeflenir.
Modern anlamda deneme türü, Türk edebiyatında asıl olarak gazete ile birlikte ortaya çıkmaya başlamıştır. İlk özel gazete Tercümanı Ahval (1860)’in yayın hayatına başlamasından itibaren gazetelerde çıkan değişik yazılar, zamanla ayrı bir tür olan deneme için dil, anlatım ve yaklaşım bakımından zemin oluşturmuşlardır. Tanzimat’tan itibaren bir süre gazete ve dergilerde “musahabe” üst başlığı altında deneme benzeri yazılar kaleme alınmıştır.
Türk edebiyatında ilk deneme kitapları arasında Ahmet Haşim’in Bize Göre , Gurebahanei Laklakan ; Ahmet Rasim’in pek çok yazısı; Mahmut Sadık’ın Takvimden Yapraklar ;Refik Halit Karay’ın Bir Avuç Saçma , Bir İçim Su , İlk Adım , Üç Nesil Üç Hayat , Makyajlı Kadın , Tanrıya Şikâyet ; Falih Rıfkı Atay’ın Eski Saat , Niçin Kurtulmak , Çile , İnanç , Pazar Konuşmaları , Kurtuluş , Bayrak gibi kitaplarını saymak mümkündür.
Türk edebiyatında deneme türü, genellikle şair, romancı ya da hikâyeci kimliği öne çıkan sanatçılar tarafından ortaya konan ürünlerden oluşmaktadır. Birinci derecedeki vasfı “denemeci” olan yazar sayısı oldukça azdır. Nurullah Ataç , Sabahattin Eyüboğlu , Suut Kemal Yetkin , Mehmet Kaplan , Nurettin Topçu , Salah Birsel , Vedat Günyol , Enis Batur , Cemil Meriç , Mehmet Salihoğlu , Uğur Kökden ,Nermi Uygur bunlardan birkaçıdır.
| Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu, Boğaziçi Şıngır Mıngır, Kahveler Kitabı, Elmas Boğaziçi, Halley Kimi Kurtarır, İstanbul-Paris, Kahveler Kitabı, Şiir ve Cinayet, Sergüzeşt-i Nono Bey | Salah Birsel |
| Bize Göre, Gurabâhâne-i Laklakan | Ahmet Haşim |
| Akasya ve Mandolin | Mustafa Kutlu |
| Altı Ay Bir Güz, Narla İncire Gazel, Ne Kitapsız Ne Kedisiz | Bilge Karasu |
| Mavi ve Kara, Anadolu Ormanları, Anadolu Yolları, Avrupa Resminde Gerçeklik Duygusu, Köy Enstitüleri Üzerine, Pir Sultan Abdal, Siyah Kalem, Söz Sanatları, Surname, Yunus Emre’ye Selam | Sabahattin Eyüboğlu |
| Ararken, Günlerin Getirdiği, Karalama Defteri, Dergilerde, Okuruma Mektuplar, Sözden Söze | Nurullah Ataç |
| Atatürkçülük Nedir | Yaşar Nabi Nayır |
| Balım Kız Dalım Oğul, Devrimcinin Takvimi, Cumhuriyet Ağacı / Ya Bağımsızlık Ya Ölüm, Atatürkçü Olmak | Ceyhun Atuf Kansu |
| Aziz İstanbul, Edebiyata Dair, Eğil Dağlar (deneme, makale, söyleşi) | Yahya Kemal Beyatlı |
|
Bakanlar ve Görenler, Cuma Mektupları Çenebazlık (deneme, söyleşi, mektup) |
İsmet Özel |
| Başka Karşılaşmalar, Geçerken | Adalet Ağaoğlu |
|
Bir Avuç Saçma, Bir İçim Su, Makyajı Kadın, İlk Adım |
Refik Halit Karay |
| Beş Şehir, Yaşadığım Gibi | Ahmet Hamdi Tanpınar |
| Bir Bakıma | Cevdet Kudret |
| Bir Değirmendir Bu Dünya | Cahit Zarifoğlu |
| Bu Ülke | Cemil Meriç |
|
Edebiyatımızın İçinden, Nesillerin Ruhu, Büyük Türkiye Rüyası (Deneme, inceleme) |
Mehmet Kaplan |
| Denemeler, Karşı Denemeler, Yazın Üzerine, Felsefe Üzerine, Felsefe ve Ulusal Kültür (deneme, inceleme) | Hilmi Yavuz |
| Ders Notları, Binbir Gece | Ferit Edgü |
|
Dile Gelseler, Denemeler, Eleştiriler |
Vedat Günyol |
|
Doğu-Batı Sentezi, Mistisizm, Sanat-Edebiyat-Tenkit (deneme, inceleme) |
Peyami Safa |
| Doğu-Batı, Sosyalist Bir Dünya, Konuşarak, Paris Yazıları | Melih Cevdet Anday |
| Düşün Payı, Edebiyat Üzerine, Günlerin Götürdüğü, Sanat Meseleleri | Suut Kemal Yetkin |
|
Eski Sanat, Niçin Kurtulmak, Pazar Konuşmaları |
Falih Rıfkı Atay |
| Etiler Mektupları, Niçin Aşk | Necati Cumalı |
| Geçmişle Gelecek |
Sabahattin Kudret Aksal |
|
Batı’nın Deli Gömleği, Hangi Sol, Hangi Atatürk, İkinci Yeni Savaşı, Sağım Solum Sobe , Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler (deneme, eleştiri) |
Attila İlhan |
| İnsan İnsana | Doğan Cüceoğlu |
|
İstanbul Hatıralar Kolonyası, İstanbul Seni Unutmadım, İstanbul’un Sandık Odası, Oburcuğun Edebiyat Kitabı |
Selim İleri |
| Konumuz Edebiyat, İstinye Suları, Vatan Mahzun Ben Mahzun, Önce Şiir Vardı | Oktay Akbal |
| Noktalar | Abbas Sayar |
| Roma, Yazarlık Okulu | Samim Kocagöz |
| Şapkam Dolu Çiçekle, Günü Birlik | Cemal Süreya |
| Şehir Fotoğrafları | Beşir Ayvazoğlu |
| Yaşadım, Resme Başlarken | Bedri Rahmi Eyüboğlu |
| Ölür ise Ten Ölür Canlar Ölesi Değil | Haldun Taner |
]]>