Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
edebiyat tarih ilişkisi – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Sun, 04 Apr 2021 18:42:44 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png edebiyat tarih ilişkisi – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Edebiyat İle Sosyoloji İlişkisi https://dersimizedebiyat.org/edebiyat-ile-sosyoloji-iliskisi.html Sun, 23 Feb 2014 22:48:09 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=115537 Edebiyat ile Sosyoloji Arasındaki İlişki

  • Edebiyatın en önemli konusu neydi?(=insan) İnsan toplum içinde yaşayan bir varlıktır. Edebî metinler, insanı, insanın diğer insanlarla ilişkilerini işler. Sosyoloji ise toplum bilimidir. Bu yönüyle her iki bilimin konusu ortaktır.
  • Bazı edebî metinler, sosyoloji bilimine kaynaklık edebilir, çünkü edebî metinlerde insan ilişkileri açısından bol malzeme vardır. Ancak, edebî metinlerin kurmaca olabileceği unutulmamalıdır.
  • Bazı edebî akımlar ve edebî dönemlerin bazı temsilcileri, topluma yön vermeyi, sosyal fayda sağlamayı amaçlar. Böylece edebiyat toplumu etkiler ve sosyolojinin inceleme alanına girer. Örneğin; Recaizâde Mahmut Ekrem‘in “Araba Sevdası” adlı romanı, Batılılaşmayı yanlış anlayan züppe tipini, Halit Ziya‘nın “Maî ve Siyah” adlı romanı da Servet-i Fünun sanatçılarını anlatır. Günümüzdeki televizyon dizileri de aslında bir yazılı metne, öyküye (senaryo) dayanır. Bunlar halkı ne kadar etkiliyor değil mi?
]]>
Edebiyat İle Coğrafya İlişkisi https://dersimizedebiyat.org/edebiyat-ile-cografya-iliskisi.html Sun, 23 Feb 2014 22:46:45 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=115535 Edebiyat ile Coğrafya Arasındaki İlişki

  • Her edebî metnin – özellikle olay ve durum metinlerinin – önemli unsurlarından biri de yer (mekân)dir. Olaylar, bir mekânda ortaya çıkar ve o mekânın izlerini taşır. Böylece, coğrafya edebiyat üzerinde etkili olur.
  • Bazı edebî metinlerin yazılış amacı, belli bir coğrafi bölgeyi tanıtmaktır. Gezi yazıları, egzotik romanlar bu türden eserlerdir; bunlar her iki bilim için de önemli kaynaklardır. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’si, hem edebiyat hem tarih hem de coğrafya bakımından önemli bir eserdir.
  • Coğrafya kitaplarında, coğrafî bilgiler veren dergilerde, ansiklopedilerde, edebiyatın anlatım biçimlerinden biri olan “açıklayıcı betimleme” kullanılır. Bu yönüyle coğrafya bilimi de edebiyattan yararlanmış olur.
]]>
Edebiyat İle Tarih İlişkisi https://dersimizedebiyat.org/edebiyat-ile-tarih-iliskisi.html Sun, 23 Feb 2014 22:44:49 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=115531 Edebiyat ile Tarih Arasındaki İlişki

İç içe girmiş olan bu ilişkiyi üç yönde inceleyebiliriz:

  • Her edebî metnin, içinde oluştuğu tarihî bir dönem vardır ve edebî metinlerin hepsinde bu tarihî dönemlerin izlerini görmek mümkündür. Edebî metinlerin temasını tarihî dönemler etkiler, bu eserleri doğru yorumlayabilmek için o dönemin tarihî olaylarını iyi bilmek gerekir.  Günümüzdeki teknolojik gelişmeleri, olayları bilmek bu romanı daha iyi anlamamızı sağlamaz mı?  
  •  Bazı edebî metinler, oluştuğu dönemin izlerini taşırken, bazıları da konusunu tamamen tarihî gerçeklerden alabilir. Bu tür metinler, tarihe ışık tutabilir, tarih bilimine kaynaklık edebilir. Göktürk Kitabeleri’ni bu duruma örnek olarak gösterebiliriz.  Yani edebi metinden tarihi bilgiler de çıkarabiliriz.
  • Edebî eserler ve yazarları dönemleri ile birlikte inceleyen edebiyat tarihi, tarih biliminin metodundan yararlanır.
]]>
Edebiyatın Diğer Bilimlerle İlişkisi – Konu Anlatımı https://dersimizedebiyat.org/edebiyatin-diger-bilimlerle-iliskisi-konu-anlatimi.html Sun, 23 Feb 2014 22:41:12 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=115529 EDEBİYATIN DİĞER BİLİM DALLARIYLA İLİŞKİSİ

Güzel sanatların bir dalı olan edebiyatın diğer bilim dallarıyla ilişkisi vardır. Bir sanatçının ortaya koyduğu eser psikoloji, sosyoloji, felsefe ve tarih vb. bilimlerle ilgili olabilir. Sanatçı sosyal bir çevre içerisinde yaşar; eserini ortaya koyarken de bu çevreden etkilenir. Ele aldığı eserde kişisel duygu, düşünce ve izlenimlerini anlattığı gibi toplumun gelenek, görenek, inanç gibi değerlerini de ele alabilir.

Bir sanatçının yaşamı da ortaya konan eser kadar önemlidir. Örneğin Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” adlı romanı incelenirken; yazarın içinde bulunduğu ruhsal durumu belirlerken psikolojiden, sanatçının yetiştiği sosyal çevreyi incelerken sosyolojiden; yazarın etkilendiği akımları ve dünya görüşünü belirlerken felsefeden, eserin yazıldığı dönemi incelerken de tarih biliminden yararlanılır.

Bir edebî eserin değişik bilim dallarından yararlanması edebî esere bilimsel bir eser niteliği kazandırmaz, unutmaaa!. Çünkü edebî eser her türlü insan etkinliğinden, doğal varlık ve görünüşten faydalanır. Bu nedenle bilim dallarıyla edebî eser arasındaki farklılık güzel sanatlara özgü gerçeklik tarzında, ifade şeklinde ve yorumlama biçimindedir.

Edebiyatın diğer bilimlerden yararlanmasının sebebi, işlenen konunun tam anlamıyla eksiksiz bir biçimde işlenmesi için gereklidir.

Matematik şiirinde matematik biliminin terimleri kullanılmıştı. Bu terimlerin kullanılması şiire bilimsellik mi kattı? Hayır, sadece bu terimleri kullanarak  şair kendi duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir. Yani,  edebi eserler diğer bilimlerin verilerinden ve terimlerinden yararlanır ama bu aldığı bilgileri sanata dönüştürerek, kurgulayarak ortaya koyar.

]]>
Edebiyatın Diğer Bilimlerle İlişkisi https://dersimizedebiyat.org/edebiyatin-diger-bilimlerle-iliskisi.html Sat, 01 Feb 2014 23:39:35 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=8429 EDEBİYATIN BİLİMLERLE İLİŞKİSİ

Edebiyat, insanı konu edinen bir sanat olarak in­sanı inceleyen bütün bilim dallarıyla ilişkili olabilir, bu bilimlerden yararlanabilir. Edebiyatın herhangi bir türünde eser veren sanatçıya bu konuda hiç­bir sınır konulamaz. Sanatçı, eserini oluşturma sürecinde tarihten psikolojiye, felsefeden sosyo­lojiye birçok bilim dalının verilerini edebiyat sana­tının kurmaca dünyası içinde kalarak kullanabilir. Ele aldığı konuların benzerliği bakımından edebi­yat sanatını en çok ilgilendiren bilim dalları tarih, sosyoloji, psikoloji ve felsefedir.

 

Edebiyat – Tarih İlişkisi

Edebiyat eserlerinde, örneğin bir romanda tarihî bir konu, olay ya da kişilik işlenebilir. Kuşkusuz roman, bir tarih kitabı olmadığı için tarihe bilimsel yöntemlerle yaklaşmaz ve tarihî gerçekliği bire bir yansıtmaz. Ancak, romanın yansıttığı gerçekliğin tarihî gerçekliğe ters düşmemesi romancıdan beklenebilir. Bu, yazarın sanatçı olarak olmasa da yurttaş olarak bir görevi olabilir. Ayrıca eserin inandırıcılığı da büyük ölçüde tarihî gerçekliği doğru yansıtmasına bağlıdır. Bunun için yazar, romanda işleyeceği tarih dönemiyle ilgili geniş bir araştırmaya yönelir. Söz gelimi, Orhan Pamuk’un “Beyaz Kale” romanı, 17.yüzyıl Osmanlı toplumunun yaşamını konu alır. Yazar, bu romanını yaz­madan önce muhakkak ki Osmanlı tarih ve kültü­rünü, özellikle 17.yüzyılda İstanbul’daki sosyo­kültürel hayatı araştırmış, bu konuda tarihî kay­naklardan geniş bilgi toplamıştır.

 

Edebiyat – Sosyoloji İlişkisi

Edebiyat eserleri, örneğin bir roman, insanı için­de yaşadığı çevreyle birlikte ele alır. Bu nedenle edebiyat bir bakıma toplumun aynası sayılır. Ör­neğin, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın romanlarında yazarın yaşadığı dönemin sosyal yapısıyla karşı­laşırız. Cumhuriyet öncesi İstanbul hayatını sosyo-ekonomik yapısıyla tanımak isteyenler için Hüseyin Rahmi’nin romanları birer belge değeri taşır. Sosyologlar, edebiyat eserlerinden toplum­sal yapı incelemeleri için yararlandıkları gibi ede­biyat yazarları da sosyal yapıyı tanımak için sos­yolojinin verilerine başvurabilirler. Bu sayede gözlemlerini bilimin ışığında gözden geçirerek eserlerinde sosyal çevreye ait öğeleri daha başa­rılı biçimde kullanmış olurlar.

 

Edebiyat – Psikoloji İlişkisi

Edebiyat eserleri insanı psikolojik yapısı içinde ele alır, insanın ruh dünyasını bütün çıplaklığıyla ortaya koymaya çalışır. İnsan ruhunu tanıma ko­nusunda psikoloji bilimine yol gösterecek ölçüde başarılı olmuş (Dostoyevski gibi) yazarlar vardır. Freud’un Oidipus ve Elektra kompleksi gibi teori­lerinin kaynağı edebiyat eserleridir. Bütün bunla­rın yanı sıra bir edebiyat eserinde psikolojiden yararlanılması da olağandır. Özellikle bir roman yazarının kahramanlarını başarılı bir şekilde can­landırması her şeyden önce onların ruh dünyala­rını iyi bilmesine, insan gerçekliğini psikolojik bo­yutuyla iyi tanımasına bağlıdır. Bu bağlamda bir yazarın psikoloji biliminden destek alması son derece olağandır.

 

Edebiyat – Felsefe İlişkisi

Edebiyat eseri okurda estetik haz uyandırması­nın yanı sıra eğitsel ve aydınlatıcı bir işleve de sahiptir. Edebiyat eserinin bu işlevi, içeriğindeki felsefi düşüncelerin bir sonucu olabilir. Edebiyat eseri asla bir fikir eseri olmamakla birlikte kurma­ca yapısının sınırları içinde felsefi düşüncelerin yoğunluk kazandığı edebiyat eserleriyle karşıla­şabiliriz. Jean Paul Sartre’ın ve Albert Camus’nun romanları bu konuda akla ilk gelen ör­neklerdir. Öte yandan sanatçıda bir filozof ya da bilge kişiliğini görmek isteyenler de az değildir. Bu düşüncedekiler arasında, kimi şair ya da ya­zarların felsefeden uzaklıklarını eleştiri konusu yaparak genç sanatçılara kendilerini geliştirmele­ri için felsefe okumalarını salık verenler çok görü­lür. Esasen sanatçının kişisel ve sanatsal gelişi­minde felsefe kültürünün önemi yadsınamaz. Bu nedenle birçok sanatçının felsefenin uğraştığı ko­nulara ilgi duyduğu, eserlerinde bu konulara yer verdiği görülür.

 

Edebiyat – Bilim ve Teknik İlişkisi

Edebiyat eserlerinde insanı ilgilendiren birçok ko­nu arasında bilim ve teknikle ilgili konulara da yer verildiği görülür. Bilim adamlarının hayat hikâye­lerini kurmaca bir dünya içinde sunan, bilimsel buluşların ve keşiflerin hikâyesini roman tadıyla veren eserler az değildir. Bunlar arasında öyle eserler vardır ki yakın ya da uzak geleceği öngö­rerek bilim adamlarına yol göstermiştir. Bu konu­da Jules Verne’in ilk örneklerden biri olduğu bili­nir. Denizaltı, uzay yolculuğu, oksijen tüpü gibi kendi zamanında olmayan birçok olayı öngören ve bilim falcısı lakabıyla anılan yazarın bilim kur­gu türüne de öncülük ettiğini söyleyebiliriz.

]]>