“Her gün bu kadar güzel mi bu deniz
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?”
Bu dizelerde şair, denizin ve gökyüzünün güzelliği karşısında duyduğu heyecanı, hayranlığı soru sorarak anlatmış, okuyucunun dikkatini bu güzelliklere çekmek istemiştir. Dikkat ederseniz dizelerde soru var, ama bu soruya bir cevap bekleme yoktur.
“Ben mi çıldırmışım, sen mi delirdin
Yalvaran sesimden bu kaçışın niye”
Yukarıdaki dizelerde de istifham vardır. Şair, sevgilinin kendisine iltifat etmemesini, kedisine karşı acımasız davranmasını soru sorarak anlatmak istemiştir.
“Gerçi şarkılığına bu da bir şarkı
Gel gelelim nerde bu, nerde bahar”
Bahara özlem duyan şair, bahara olan özlemini, kışın bir türlü bitmek bilmeyişini istifham yolu ile anlatmıştır.
“Tutabilir misin geçen zamanı
Dönebilir misin on beşine
Şaşmadın mı hiç çocuğum
Baharın sessizce gelişine”.
Bu dörtlükte şair, zamanın geçip gittiğine, geçen zamanın artık geri gelmeyeceğine dikkati çekmek için soru sorma tekniğini kullanmış, istifham yapmıştır.
“Allah’ım insanda ne var
Gözyaşından daha güzel?”
Bu dizelerde şair sevinç ve hüzünlenme sonucu ortaya çıkan ağlamanın güzelliğine dikkati çekmek için sorudan yararlanmış, istifham yapmıştır.
Hanginiz bilir benim kadar,
Karpuzdan fener yapmasını;
Sedefli hançerle üstüne,
Gülcemal resmi çizmesini;
Beyit düzmesini;
Mektup yazmasını;
Yatmasını
Kalkmasını
Bunca yılın Halime’sini
Hanginiz bilir, benim kadar,
Memnun etmesini?
Değirmende ağartmadık biz bu sakalı!
Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?
Hani Yunus Emre ki kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin cömert
Nilyeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün gider yurduna?
Elma dalda biter mi?
Gökte yıldız biter mi?
Bana yardan geç derler
Seven yardan geçer mi?
Cevap bekleme amacı gütmeden, duyguyu ve anlamı güçlendirmek için sözü soru biçiminde yöneltmeye istifham (soru sorma) denir.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şühedâ
Olur mu dünyaya indirsem kepenk?
Gözyaşı döksem Nuh Tufanı’na denk?
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda busemi
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
Bana kara diyen dilber
Gözlerin kara değil mi