1. Klasisizm 17. yüzyılda Fransa’da doğan ve özellikle yine bu ülkede gelişen edebiyat akımıdır.
2. Klasisizmin düşünsel temelleri hümanist dünya görüşünün ışığında gerçekleşen Rönesans ve reform hareketleriyle atılır. Bu hareketlerin toplumsal yaşamda yol açtığı çalkantılarla Avrupa bir kaos ortamına girer. 17. yüzyıl başında Fransa kralı 14. Louis, derebeylerinin hâkimiyetini ortadan kaldırarak güçlü bir merkezi otorite oluşturur. Getirdiği katı kural ve yasalarla halkın özlemini çektiği düzen, huzur ve istikrarı sağlamış olur. Bu düzen gereksinimi edebiyat dünyasında da görülür ve 1635’te Fransız dili ve edebiyatını yönlendirmek üzere Fransız Akademisi kurulur.
3. Klasisizmin doğmasında ve gelişmesinde bu akademinin büyük rolü olur. Aynı yıllar içerisinde Descartes’in, aklı gerçeğe ulaşmanın tek aracı olarak gören ve duyguların yanıltıcılığını savunan, rasyonalist felsefesi de klasisizm akımını besleyen kaynaklardan biri olur.
4. Klasisizmde eski Yunan ve Latin edebiyatları örnek alınmıştır.Buradaki konular değişik zamanlarda aynı şekilde tekrar verilir.
5. Akıl ve sağduyu değer verilen iki kavramdır.Akıl ve sağduyu yoluyla gerçeğin ve tabiatın incelenmesine gidilir.
6. Eserler akıl ve sağduyuyla belirlenen ahlak ve erdem anlayışına uygun olarak yazılır.
7. Gerçeğe benzerlik anlayışı hakimdir. Sanat, doğanın taklididir. Fakat klasikler için doğa, insanın iç dünyası anlamındadır.
8. İnsanı, hangi çağ ve toplumda olursa olsun, değişmeyen, evrensel özellikleriyle anlatmak esas tutulmuştur. Ancak insan yetkin bir varlık olarak kabul edildiği için bu yetkinliği temsil edemeyen halktan kişilere, çocuklara, özürlü kişilere yer verilmemiştir.
9. Sadece insana önem verildiği için dekor, giysi, çevre gibi öğeler önemsenmemiştir.
10. Konuya değil, konunun işleniş biçimine önem verilmiştir. Bu yüzden aynı konu, birçok sanatçı tarafından işlenmiştir.Bu yönüyle Türk edebiyatındaki Divan edebiyatında da aynı özellik görülür.
11. Eserlerde biçim kusursuzluğu çok önemlidir.
12. Üslup sade ve her türlü yapmacıktan uzaktır.
13. Kullanılan dil milli dildir. Konuşma diliyle yazılması gerektiğine inanırlar.
14. Eserler ulusal dilin esas alındığı seçkin bir konuma diliyle yazılmış; ancak anlatımın yalın, açık akıcı olmasına özen gösterilmiştir.
15. Sanatçı eserlerinde kendi kişiliğini , duygu ve düşüncelerini gizleme ihtiyacı duymaktadır.
16. Tiyatroda üç birlik kuralına uyulmuştur.Üç birlik kuralı:Zaman 24 saat içinde olması,mekanın tek mekan olması,olayın tek bir olay olmasıdır.
17. Sanatın amacının zevk vererek eğitmek olduğu ileri sürülmüştür.
18. Kuralcılık ve kurallara bağlılık temel ilkedir.
19. Klasisizmde en çok gelişen tür tiyatro olmuş; deneme, mektup, didaktik şiir, söylev, eleştiri, özdeyiş türlerinde de eserler verilmiştir.
Klasisizmin Önemli Temsilcileri
Tragedya:Corneille, Racine
Komedya: Moliere
Didaktik Şiir: La Fontaine
Eleştiri:Boileau
Portre:La Bruyere
Felsefe:Pascal, Descartes
Söylev:Bossuet
Roman:Madame de la Fayette, Fenelon
NOT: Klasizmin Türk edebiyatına doğrudan etkisi olmamakla birlikte La Fontaine’den yaptığı çevirilerle Şinasi’yi ve Molliere’den yaptığı çevirilerle Ahmet Vefik Paşa’yı ve Direktör Ali Bey kısmi olarak etkilediği düşünülebilir.
]]>
Klasisizmin özellikleri:
Başlıca temsilcileri arasında Descartes, Boileau, Corneille, Moliere, Racine, Fenelon, La Fontaine, Roche-foucauld, Pascal. M. La Fayatte, La Bruyere, D. Defoe sayılabilir. Türk edebiyatında Şinasi, Ahmet Vefık Paşa, Yusuf Kamil Paşa klasisizmden etkilenen sanatçılardır.
Corneiile (1606-1684)
Fransız tragedyasının kurucusudur. Komedyalar da yazmıştır. Kahramanları; aklı kullanan, doğruyu, gerçeği bulan, iradeli, soylu tiplerdir. Tragedyalarında insanları oldukları gibi değil, olmaları gerektiği gibi gösterir. Eserleri: Horace Polyeucte, Le Cid.
Moliere (1622-1673)
Dünya komedyasının en büyük ustasıdır. Komedyayı gerçek hayata dönüştürmüş; yapmacıktan aşırılıktan sıyrılarak çağdaş insanı yakalamaya çalışmıştır. Güldürünün bütün biçimlerini işlemiş; güldürürken düşündürmeyi amaçlamıştır.Gülünç gelenekler ve karakterler aracılığıyla çağının sosyal bir tenkidini yapmış; olumsuz kişi ve gülünç töreleri işleyerek mükemmel insanı göstermek istemiştir. Eserleri:Tartuffe, Donjuan, Zoraki Tabip, Cimri, Kibarlık Budalası, Hasatlık Hastası. Kocalar Okulu, Kadınlar Okulu.
Racine (1639-1699)
Tragedyalarında Euripides’in etkisi görülür. Eserlerinde tutkularını doğal bir dille anlatmıştır. Son derece ölçülü, uyumlu bir tutumla tragedyayı yozlaşmaktan kurtarmıştır. Eserlerinde kahraman yoktur, doğal insan tipleri vardır. Eserleri: Andromagu, iphigenie, Phedre
La Fontaine (1621-1695)
Aisopos’tan etkilenmiştir. Hayvanları konuşturarak onlar arasında geçen olaylar aracılığıyla insanların kusurlarını anlatan fabllar yazmıştır. Eseri: Fabllar.
La Bruyere (1645-1696)
Soylu kişilerin salonlarına ait gözlemleri, edebi portreler türünün doğmasını sağlamıştır. İnsanların kusurlarını yüzüne vurarak onları mükemmel insan olmaya yöneltmiştir. Karakterler adlı eserinde 120 insanı anlatır.
Fenelon (1651-1715)
Önce masallar yazmış, sonra yazdıkları Hıristiyan öğretilerine aykırı olduğu gerekçesiyle başpiskoposluktan çıkarılmıştır. Telemague (Telemak) adlı eserini yazmıştır. Bu eser edebiyatımıza Yusuf Kamil Paşa tarafından tercüme edilmiştir.
Daniel Defoe (1660-1731)
Yapıtlarında kişiliğini gizlemiş, olayları kahramanların ağzından anlatmıştır. Robinson Cruse adlı ünlü eserinde insanın doğayla savaşını anlatır.