Diyorlar ki, Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat
Mustafa Baydar
Edebiyatçılanmız Ne Diyor
Edebiyatçılarımız Konuşuyor: Varlık dergisi tarafından dönemin şair ve yazarlanyla yapılan konuşmaları içermektedir. Kitapta 21 adet röportaj vardır.
Gavsi Ozansoy
Edebiyatımızda Dünküler mi Bugünküler mi Daha Kuvvetli, 40 Yıl Sonra Diyorlar ki, Beş Kuşak Konuşuyor
Sermet Sami Uysal
Yahya Kemal’le Sohbetler
Hikmet Feridun Es
Bugün de Diyorlar ki
Abdi İpekçi
Liderler Diyor ki
Nurullah Berk
Ustalarla Konuşmalar
Enver Ercan
Söz Uçar Söz Olur
Ayten Sürer
Sorularda Yazarlar
Doğan Hızlan
Söyleşiler
Feridun Andaç
Söz Uçar Yazı Kalır
Hikmet Altınkaynak
Yeni Bin Yılın Edebiyatçıları
Mehmet Nuri Yordım
Romancılar Konuşuyor
Mustafa Miyasoğlu
Sanat ve Edebiyat Konuşmaları
Sermet Sami Uysal
Eşlerine Göre Ediplerimiz
Zeynep Oral
Konuşa Konuşa
Refik Ahmet Sevengil
Hergün Bir Ediple
Feridun Andaç
Edebiyatımızın Kadınları
Sadık Tural
Sorulara Cevaplarla
]]>Mülakat, zamanında ün yapmış bir kişiye gazetecinin ziyarette bulunarak önemli bir konuyla ilgili sorular sorması, aldığı yanıtları gazetede yayımlamasıyla oluşan bir türdür.
MÜLAKATIN ÖZELLİKLERİ
1. “Bir ön hazırlık gerektirir. Ele alınan konuyla ve görüşülecek kişiyle ilgili hazırlık yapılır.
2. Nitelikli ve etkili soru sorma, mülakatın en önemli özelliğidir.
3. Alanında ünlenmiş bir kişinin yaşamı, eylemleri, yapıtları mülakata konu edilir.
4. Bilgi edinme amacı taşır.
5. Mülakat yapılmadan önce mülakat yapılacak kişiden izin istenir, mülakatın yapılacağı yer belirlenir. Mülakatın yapılacağı zaman belirlenir.
6. Mülakatı yapacak kişinin nezaketi, kendini tanıtması, iyi giyinişe sahip olması gerekir.
7. Mülakatta konuşma ve hareketler oldukça önemlidir. Sorular açık ve kısa olmalıdır.
8. Görüşmenin yapıldığı kişinin sözü kesilmemeli, görüşmeci dikkatle dinlenmelidir.
9. Mülakat, görüşmede kişiyi konuşmaya ikna edebilme ve konuşturabilme yeteneğine dayanır.
]]>MÜLAKAT ÖRNEĞİ
– Dilerseniz son kitabınız üzerine konuşalım. Ama ondan önce şunu sorayım size: Öykü kitaplarınız art arda yayımlanıyor, çok mu yazıyorsunuz?
– Yo, hayır. Yirmi yılı geçti yazıyorum. O günden bu yana şöyle bir geriye bakıyorum da, binden fazla öykü yazmışım, romanlar bunun dışında. Her kitaba yirmi beş öykü koyduğumuza göre, şöyle bir seçimle daha hiç yazmadan 20 kitaplık öykü var bende, hiç yeni öykü üretmesem 20 kitap daha rahatlıkla yayımlayabilirim.,
– Bu öyküler nerede yayımlanmıştı?
– Çoğu Akbaba’da. Bir bölümü de başka dergi ve gazetelerde. Ben bu öyküleri ele alıyorum, gerekli düzeltmeleri yapıyorum.
– İçeriğini mi?
– Yo, dilini, biraz da anlatımına el atıyorum. Son kitabımda 20 yıl önce yazmış olduğum öyküler bile var. O zaman eleştirdiğim, o zaman alaya aldığım şey şu anda yine aynı, yerinde duruyor. Duruyor ki ben rahatlıkla bu konuyu son kitabıma alabiliyorum.
– Ama kitaplarınızda hiçbir dergide okumadığımız öyküler de var.
– Elbette. Onları yeni yazıyorum.
– Peki, niçin daha önce kitap haline getirmediniz bu öyküleri de, 1975’ten sonra hızla yayımlamaya başladınız?
– Yayımlamak yazarın elinde olan bir şey değil ki, yazar salt yazar. Yayımlamak ayrı bir şey. İlk kitabım 1970’te çıkmıştı, romandı, adı da Gecekondu. Bunu başka romanlar izledi yıl yıl. Kendi kendime, “Galiba okuyucu beni romancı olarak tanıyacak.” diyordum ki ilk öykü kitabım çıktı. Bando Takımı. Onun ardından diğer öykü kitapları.
– Kaç öykü kitabınız var?
– Yedi tane. Sekizinciyi hazırlıyorum. Yılda iki kitap.
– Çocuklara da yazıyorsunuz.
– Severek, isteyerek. Belki bilmiyorsunuz benim kitap haline getirilen ilk yapıtım bir çocuk romanıdır. Öyle tutup da çocuk yılı diye oturup yazmadım. Yazarlığa başladığım gün çocuklar için de yazmaya başlamıştım.