Adalet Ağaoğlu Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği…

İçindekiler

Adalet Ağaoğlu Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği…

  • Ankara’nın Nallıhan İlçesinde doğdu. Ankara Üniversitesi DTCF Fransız Dili ve Edebiyatı Bölü­münü Arkadaşlarıyla birlikle Ankara’nın ilk özel tiyatrosu olan “Meydan Sahnesi”ni kur­du. TRT’de bazı görevlerde bulunduktan sonra edebiyat dünyasına adım attı.
  • Oyun, roman, hikâye, deneme, anı gibi türlerde eser vermiştir.
  • Eserlerinde toplumun çalkantılı dönemlerini ve bu dönemlerin bireyler üzerindeki etkilerini ele almıştır.
  • Türk toplumundaki sosyal ve düşünsel değişiklikleri, çağdaşlaş­ma sürecindeki kadınların Batılılaşmayı ve modernizmi özümsemeyişini, kaba sloganlara dayalı ulusçuluğu, 12 Mart ve 12 Eylül’ün demokratik olmayan uygulamalarını, Avrupa’daki gur­betçilerin sorunlarını, 70’li yıllarda başlayan sağ-sol çatışmalarını eleştirel, gerçekçi ve ironik bir anlatımla dile getirmiştir.
  • Öykü ve romanlarında doğa, toplum, zaman ilişkilerinin insanın iç dünyasındaki yansımalarını temel alarak yaşanan gerçekliği tüm boyutlarıyla irdelemiştir.
  • Ayrıntıları yakalamada başarılı olan sanatçı, romanlarındaki konu ve biçimsel yeniliklerle dikkat çekmiştir.
  • Kendine Özgü anlatım biçimleri geliştirerek konu ile biçimin den­gelendiği eserler vermiştir.
  • Romanlarında klasik anlatım yöntemlerinin yerine bilinç akışı, iç konuşma, geriye dönüş, çağrışım gibi modern teknikleri kullan­mıştır.

  • Romanlarındaki kişiler, roman kurgusuyla iç içe verilmiş, kurgu kişilere göre düzlenmiştir. Başlıca kişiler; küçük burjuva sayılan aydınlar, yarı aydınlar, öğrenciler, yakın çevresi, tüccarlar ve iş adamlarından oluşmaktadır.
  • Romanlarındaki olaylar, bir buçuk saat, bir gece ya da bir gün gibi kısa bir süre içinde geriye dönüşlerle, kahramanların kişiliklerini oluşturan sürecin verilmesi ve bilinçaltının işlenmesi şeklinde ve­rilmektedir.
  • “Dar Zamanlar” adı altında birbirinin devamı niteliğinde olan “Öl­meye Yatmak””Bir Düğün Gecesi” ve “Hayır” romanlarıyla üçleme oluşturmuş ve birçok Ödül almıştır.
  • Ölmeye Yatmak” romanında otel odasında geçmişiyle hesapla­şan, akademisyen kimliğiyle bireysel İstekleri arasında bocalayan Doçent Aysel’in yaşadığı yasak aşkın da etkisiyle intihara teşeb­büsü anlatmıştır. Olaylar, Aysel’in otel odasında geçirdiği 1 saat 27 dakikalık zaman dilimindeki hatırlayışları, çağrışımları şeklinde ve­rilmektedir. Romanın kahramanları; Aysel, Ömer, Salim, Ali, Dündar Öğretmen’dir. Kahramanların çoğu devrimcidir. Yazar bu kahraman­ların şahsında bireyin inkârı anlamına gelen içi boş idealizmi sorgu­lar. Ona göre birey kendisi olmalı, inanç ve görevlerini kendisi belir­lemelidir. Birey olmaya giden yol kişisel yaşanmışlıktan ve bireysel tercih hakkına sahip olmaktan geçer. Bireyi “kendisi’ yapan değerleri ve inançlarını sorgulamalıdır. Hayatı vazife gibi yaşamalıdır.
  • “Bir Düğün Gecesi”nde “geniş tarihsel akışları dar zamanda keskinleştiren” tekniğiyle 12 Mart 1971 sonrası dönemi, özellikle de aydın çevresini işler. Yazar, bir düğüne katılan davetliler aracılığıyla 1970’li yıllarda Türk toplumunun genel bir tablosunu çizer. Roma­nın kahramanları Ömer, Ayşen veTezel’in iç dünyasındaki serüven­ler nedeniyle kişilik/kimlik sorununa eğilmek ve devrimci gençliğin temel değerler karşısında yanlış tutumunu eleştirmektedir.
  • “Bir Düğün Gecesi’nin devamı niteliğinde olan “Hayır” adlı ro­manında olaylar 12 Eylül 1980 sonrasındaki olaylar, bilinç akışı, geriye dönüş ve çağrışım yoluyla Aysel’in şahsında verilir, verilir.
  • “Fikrimin İnce Gülü”, Almanya’da çalışan bir Türk İşçisinin dönü­şünü anlatır. Roman kahramanı Bayram, aldığı pahalı otomobiliy­le köyüne dönerken geriye dönüşlerle onu Almanya’ya gönderen nedenleri ve oradaki çalışma koşulları verilmektedir.
  • Üç Beş Kişi”de sanayici Ferit Sakarya ile birlikte öğretim üyele­rinden oluşan aydınların eleştirisi yapılmaktadır.
  • 1974’te TDK Tiyatro Ödülü’nü, “Bir Düğün Gecesi”yle Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü, Orhan Kemal Roman Ödülü’nü ve Mada­ralı Roman Ödülü’nü, “Romantik Bir Viyana Yazı” romanıyla Aydın Doğan Roman Ödülü’nü, “Yüksek Gerilim” hikayesiyle Sait Faik Hikâye Ödülü’nü, “Çok Uzak Fazla Yakın” oyunuyla Türkiye İş Ban­kası Büyük Ödülü’nü almıştır.

ESERLERİ

Roman

Ölmeye Yatmak, Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün Gecesi, Hayır, Yazsonu, Üç Ses Kişi, Ruh Üşümesi, Romantik Bir Viyana Yazı

Hikâye

Yüksek Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi, Hadi Gidelim, Hayatı Savunma Biçimleri

Tiyatro

Evcilik Oyunu, Çatıdaki Çatlak, Sınırlarda,     Tombala,     Çok     Uzak-Fazla Yakın, Duvar Öyküsü, Üç Oyun: [Bir Kahra­manın Ölümü, Çıkış, Kozalar, Kendini Yazan Şarkı!

Anı-roman-anlatı

Göç Temizliği, Gece Hayatım

Deneme

Karşılaşmalar, Başka Karşılaşmalar, Geçerken

Ölmeye Yatmak

“Dar Zamanlar” üçlemesinin ilk kitabıdır. Aysel ve Ömer her üç romanın değişmeyen karakteridir. Eserde, Ankara’da bir üniver­sitede sosyoloji doçenti olan Aysel’in psikolojik sorunları çevresinde Ankara’nın başkent olarak 1938-1968 arası gelişimi, sosyal ve siyasi deği­şimler anlatılır. Roman, 1 saat 27 dakikalık bir zaman dilimi içinde Aysel’in bir otel odasına girişi, çantasını bir kenara atarak yatağa uzanışı ile başlar. Çağrışım, bilinç akışı ve geri dönüşlerle “öğretim üyesi ve aydın”kimlikleri ekseninde kendi geçmişiyle hesaplaşır ve intihar etmeyi düşünür. İnti­hara teşebbüs etmesinin sebeplerinden biri kendisi gibi akademisyen olan Ömer’le evliyken öğrencisi Engin’le yaşadığı yasak aşktır. Aysel, aka­demisyen kimliği ile bireysel isteklerinin çatışmasını yaşar ve bu yasak aşkı ilk etapta etik bulmaz. Ancak daha sonra bunu “topluma başkaldırı” “kadınların özgürlüğü”, ‘kendi kimliğinin doğal yansıması” alarak düşü nur ve intihardan vazgeçer. Sonunda mutlak bir sorgulama inancıyla otel odasından ayrılır. Romanın kahramanları; Aysel, Ömer, Salim, Ali, Dündar Öğretmendir.

Bir Düğün Gecesi:

Dar Zamanlar” üçlemesinin ikinci kitabıdır. Olaylar, bir düğün ile düğünde bulunan çok çeşitli toplumsal sınıflara ve politik gö­rüşlere mensup insanlar etrafında geçer. Zengin bir iş adamı olan İlhan, kızı Ayşen’i politik görüşler ve çıkarlar nedeniyle generalin oğluyla evlendirir, düğünleri yapılmaktadır. Bu, siyası olaylardan tutuklanan Ayşen’in kurtulması için yapılan zorunlu bir evliliktir. Fakat Ayşen, halasının eski kocası Ömer’i sevmektedir. Ömer de kayıtsız değildir. İstanbul’dan Ankara’ya düğüne gelen Ayşen’in küçük halası Tezel ve Ömer düğün bit­meden salondan ayrılırlar. Tam bu sırada bir silah sesi duyulur. Ömer’le Tezel kaçarken herkes bu sesin, siyasi olaylara karıştığı için aranan ve tümgeneralin küçük oğlu olan Murat’la ilgisi olduğunu düşünür.

Hayır:

“Dar zamanlar” selisinin üçüncü kitabıdır. Olaylar 12 Eylül 1980 sonrasında geçer. Bir Düğün Gecesinin devamı niteliğinde olup olay­lar, Aysel’in bilinç akışı, geriye dönüş ve çağrışımları yoluyla verilir. Aysel, eşinden (Ömer) ayrılmış, öğrencisi Engin İle yaşadığı İlişki okulda duyulmuş ve okuldan atılmıştır. Ancak yurt dışında kazandığı ödül ve araştırmalar onun yeniden üniversiteye dönmesini sağlamıştır. Engin 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında siyasi olaylar nedeniyle yurt dışına kaçmış; Ayşen’in Ercan’la yaptığı zoraki evlilik boşanmayla sonuçlanmıştır. Tezel de yurt dışına kaçmıştır. Aysel, ‘Aydın İntiharları ve Geleceğin Başkaldırı­sı” adlı bir araştırma yapar. Ona göre aydın intiharlarının sebebi psikolojik değil, yaşanan siyasi olaylara bağlı olarak tükenmişlik duygusudur

Üç Beş Kişi:

Romanda, 12 Eylül 1980 darbesinden önce ve sonra olayların içinde yer alan aydınlar anlatılır. Olaylar, çoğu devrimci olan kahraman­ların geriye dönüş düşünce ve anlatımıyla verilir. Eserde sosyal düşünce demokratik bir kimliğe sahip, sosyalist eğilimleri güçlü dar bir çevrenin Türkiye’deki olaylara ve insanlara bakışı gibidir. Kahramanları, Murat. Selmin. Kısmet, Özgür, Ufuk. Ferit’tir.

Fikrimin İnce Gülü:

Romanda, 1960’tan başlayarak gittikçe artan yurt dışı işçi göçü, bunun doğurduğu sorunlar, ülkesindeki büyük kentleri bile görmeden köyünden Almanya’ya giden insanların ümitleri anlatı­lır. Başlıca kahramanları; Bayram, İbrahim, Kezban ve Remzi’dir. Olaylar, asıl kahraman Bayram’ın etrafında gelişir. Bayram, Almanya’ya işçi olarak giden yoksul bir köylüdür. Tek hayali Türkiye’ye döndüğünde bütün göz­lerin kendisine çevrilmesi ve köyde saygın biri olarak görülmesidir. Köy­deyken kendisiyle alay edilen Bayram, Almanya’dan bir mersedes alarak köylüden öcünü almayı ve sevdiği kız Kezban’la evlenmeyi hayal eder. Mersedes alıp köye dönen Bayram, Kezban’ın başkasıyla evlendiğini, kö­yün sit alanı ilan edildiğini, köylülerin köyü terk ettiğini öğrenir. Parayla sınıf atlayıp saygı göreceğini düşünen Bayram’ın hayalleri gerçekleşme­miş olur. Yazar; olayları ve Bayram’ın gözlemlerini bilinç akışı ve çağrışım yoluyla verir.