Anlatım Biçimleri (Çıkmış Sorular)

ANLATIM BİÇİMLERİ – 8

1. Röportajla öykü arasında kimi benzerlikler vardır. İkisi de yaşamın gerçekleriyle beslenir. Röportajın gerçekliği belgelere, kanıtlara, somut olay ya da olgulara dayanmasından ileri gelir. Öyküde ise bunlar hayal gücüyle yeni bir renk, yeni bir görünüm kazanır. Öte yandan bütün anlatı türleri için geçerli olan dilin güzel ve etkili kullanımı, rö­portaj ve öykü İçin de söz konusudur.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han­gisi ağır basmaktadır?

A)   Betimleme

B) Karşılaştırma

C) Öyküleme

D) Tanımlama

E) Örneklendirme

(ÖYS 1997)

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soyutlamaya başvurulmuştur.

A) Benim yaptığım iş, uçak kullanmaya benzer. Birçok iyi iş yaparsınız; ama başarısız olduğunuz tek iş sonunuz olur.

B) Nereden bakarsak bakalım, toplumu oluştu­ran bireylerle bir duygu alışverişimiz var. Bu nedenle yollayacağımız her ileti, onlara da uygun gelmelidir.

C) Doğru düşünen bireyler yetiştirmek İçin anadili öğretimine önem vermek gerektiğini hepimiz biliyoruz,

D) Gelişme, toplumsal bilimlerde çok önemli bir kavramdır. Bunun İçin araştırmacılar, gelişme kavramı üzerinde sürekli olarak kafa yormak­tadırlar.

E) Olaylar ve nesneler için söz konusu olan iyi – kötü, güzel – çirkin türünden değer­lendirmelerin her birine değer yargısı denmek­tedir.

(ÖYS 1997)

 

3. Onun öykülerindeki kişilere iğne batırın, batırdığı­nız yerden kıpkırmızı kan sızdığını göreceksiniz.

Burada sözü edilen öykücünün anlatımı için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) Seçkin ve etkili kelimeler kullanmaktadır.

B) Gereksiz benzetmelerden kaçınmaktadır.

C) Mizahi bir anlatıma başvurmaktadır.

D) Varlıkları olduğundan üstün göstermektedir.

E) Kahramanları canlı bir biçimde anlatmaktadır.

(ÖYS 1987)

 

4. Geçmişi Hititlere uzanan Ürgüp’ün taştan yapılmış boz evleri, insanı masallar dünyasının değişik evrenine götürür. Bomboş bozkır, uçsuz bucaksız, yapayalnız uzar gider bu saman sarısı diyarda. Modern heykeller gibi özenle yontulmuş­tur peribacaları ve damlarında duman tüten taş’ evler. Adı, “kaya” anlamına gelen “ur” ile “çok” an­lamına gelen “köp” sözcüklerinin birleşmesinden oluşan Ürgüp, önce peribacaları demekse, sonra taşın güneşle arkadaşlığı, rüzgârla dansı demek. Taş, Ürgüp’te öncelikle mesken demek; yalnızca mağara, kovuk değil, enikonu bir mesken.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Ayrıntılara yer vermeye

B) İnsana özgü nitelikleri doğaya aktarmaya

C) Düş gücünden yararlanmaya

D) Öznelliğe

E) Tarihsel değerleri örneklerle açıklamaya

(ÖSS 2002)

 

5. (I) Göz alabildiğine uzayıp giden tarlalar su için­deydi. (II) Ova, sanki zümrütten bir denizi andırı­yordu, (III) Boyu bir karışı bulmayan ekinler, bütün ovayı kaplamıştı. (IV) Bugün nasılsa, bulutların arasından şöyle bir yüzünü gösteren güneş, or­talığa yaydığı sıcaklıkla, tarlaların ıslaklığını azda olsa almaya çalışıyordu. (V) Az ileride Büyük Menderes bulanık sularıyla şırıl şırıl akıyordu.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangile­rinde ayrıntılar, birden çok duyu organı aracı­lığıyla seçilebilir?

A) I. ve II.                B) I. ve IV.              C) II. ve III.

D) III. ve IV.               E) IV.ve V.

(ÖYS 1995)

 

6. “Korku bir ruh halidir. İkide bir gelip giden, bizi yoklayan, dengeleyen… Yüreklilik ise büyük kor­kular önünde kendimizi yitirerek yaptığımız atılımdır. Her şeyi göze almak değildir, ölüme, tehlikeye meydan okumak değildir, yapacak başka bir şey olmama halidir.”

Bu parçada düşünceyi geliştirmek için daha çok aşağıdakilerden hangisine başvurulmuş­tur?

A) betimlemeye               B) karşılaştırmaya

C) tanımlamaya               D) tartışmaya

E) örneklendirmeye

(ÖYS 1981)

 

7. Herkes nezle olur ama, herkes saman nezlesi  olmaz.   Acaba niye? İşe polenden başlayalım. Adı, çiçektozu ama, ille de çiçeklerden gelmesi    şart değil. İğde, kayın, gürgen, çınar, kavak gibi ağaçlardan, yapraklardan, otlardan, hatta mantar­lardan da geliyor. Baharla birlikte çiçeklenme   başlayınca soluduğumuz havaya polen dolmaya başlıyor; ağzımıza, burnumuza giriyor.

Bu parçanın  anlatımı  için  aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Gereksiz ayrıntılara yer verilmiştir.

B) Konuşma havası içinde yazılmıştır.

C) Söz oyunları yapmaya özenilmiştir.

D) Değişik örnekler verilerek konu dağıtılmıştır.

E) Terim kullanmaktan kaçınılmıştır,

(ÖSS 1986)

8. Akçakavakların, dişbudakların arasından geçerek yeşil çam ormanına giriyorum. Yoğun bir reçine kokusu duyuyorum. Çevrem yeşilin değişik ton­larıyla donanmış. Az İleride kalın gövdeli, yaşlı bir çam ağacı görüyorum. Altına oturuyorum. Kekik kokuları geliyor burnuma.

Bu parçada ayrıntıların seçiminde hangi du­yulardan yararlanılmıştır?

A) Görme – koklama

B) Koklama – işitme

C) İşitme-dokunma

D) Koklama – dokunma

E) Görme – işitme

(ÖYS 1991)

 

9. Sofraya hep birlikte otururduk. Tahtadan, yuvarlak bir yer sofrasına, ayaklarımızı altımıza alıp yan oturarak yaklaşırdık. Sofra örtüsünü dizlerimizin üzerine çekerdik. Babam bağdaş kurarak baş köşede otururdu. Beni sağına, kız kardeşimi de soluna alırdı. Karşısında annem otururdu. Babam, yemeğe başlamadan içimizden biri yanılıp da yemeğe uzanacak olursa, hiç acı­madan kaşığının tersini, uzanan elin sırtına in­dirirdi.

Bu    parçanın    anlatımında    aşağıdakilerin hangisinde verilenlerden yararlanılmıştır?

A) Betimleme – öyküleme

B) Öyküleme – örnek verme

C) Betimleme – açıklama

D)Açıklama – öyküleme

E) Açıklama – örnek verme

(ÖSS 1997)

 

10. Yaklaşık otuz beş yıl öncesine kadar kimsenin ondan haberi yoktu. Kayıp bir kent değildi. Unutulmuştu yalnızca. Sırtını yasladığı dağın dik yamaçlarında, toprak altında bulunan bu kentten Avrupalı gezginler bir iki satır da olsa söz etmişlerdi. 19. yüzyılda yapılan bilimsel bir yüzey araştırmasında da kimliği belirlenmişti. Ama bu silik İzlerin peşine pek kimse düşmedi. Uzun aralıklarla gerçekleştirilen bir iki ziyaret, gözlem…  Sonrası derin bir sessizlik… Ta ki 1970 yılında yeniden keşfedilene dek.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Öykülemeye

B) Kişileştirmeye

C) Eksiltili cümlelere

D) Nesnel verilere

E) Abartmaya

(ÖSS 2004) 

11. Çalışmalarımız sonuç verdi. Neler mi oldu? Ot bit­meyen bozkırlar, ipek gibi yumuşak topraklı ovalara dönüştü. Tarlalar, arı kovanları gibi uğul­damaya başladı. Toprağın derinliklerinde uyuyan sular yeryüzüne çıkarıldı. Kova kova süt veren in­ekler, kovan kovan bal veren arılar yetiştirildi. Sofraları, el ele verilerek üretilen yiyecekler süsledi.

Bu   parçanın   anlatımında   aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Benzetme sanatından yararlanma

B) Öykülemeye başvurma

C) Yinelemelere yer verme

D) Betimleme yapma

E) Tanık gösterme

(ÖSS 2003)

 CEVAPLAR

1.B4.E7.B10.E
2.A5.E8.A11.E
3.E6.C9.A